Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
stare
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"stare"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
stare
f.
dik dik bakmak
General
2
Genel
stare
i.
bakış (uzun ve dikkatli)
3
Genel
stare
i.
gözünü dikme
4
Genel
stare
i.
sabit bakış
5
Genel
stare
i.
gözünü dikip bakma
6
Genel
stare
f.
gözü dalmak
7
Genel
stare
f.
belermek
8
Genel
stare
f.
bakakalmak
9
Genel
stare
f.
gözünü dikmek
10
Genel
stare
f.
dik dik bakmak
11
Genel
stare
f.
dikmek (gözlerini)
12
Genel
stare
f.
gözlerini dikmek
13
Genel
stare
f.
boş boş bakmak
14
Genel
stare
f.
boşluğa bakmak
15
Genel
stare
f.
gözlerini dikip bakmak
16
Genel
stare
f.
uzun uzun bakmak
17
Genel
stare
f.
kendini göstermek
18
Genel
stare
f.
dikkatleri üzerine toplamak
19
Genel
stare
f.
dikkat çekici şekilde davranmak
20
Genel
stare
f.
göze batırmak
21
Genel
stare
f.
(saç) diken diken olmak
22
Genel
stare
f.
(saç) havaya kalkmak
23
Genel
stare
f.
(hayvan kürkü) donuk göstermek
24
Genel
stare
f.
(hayvan kürkü) cansız göstermek
25
Genel
stare
f.
(hayvan kürkü) kaba göstermek
Archaic
26
Eski Kullanım
stare
i.
şaşkınlık
27
Eski Kullanım
stare
i.
korku hali
28
Eski Kullanım
stare
i.
hayret
29
Eski Kullanım
stare
i.
köprü ayağı temel altı kazığı
30
Eski Kullanım
stare
f.
sinir ile bakmak
31
Eski Kullanım
stare
f.
kızgınca bakmak
32
Eski Kullanım
stare
f.
delirmiş bir halde bakmak
"stare"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
open-mouthed stare
i.
şaşkın şaşkın bakma
2
Genel
blank stare
i.
boş bakış
3
Genel
vacant stare
i.
boş bakış
4
Genel
stare stupidly
f.
aval aval bakmak
5
Genel
stare stupidly
f.
mayışmak
6
Genel
stare at
f.
bakakalmak
7
Genel
stare like a stuck pig
f.
ağzı açık ayran delisi gibi bakmak
8
Genel
stare at
f.
gözlerini dikmek
9
Genel
stare at
f.
gözlerini dikip bakmak
10
Genel
stare at
f.
dik dik bakmak
11
Genel
stare at
f.
bakmak (dikkatle)
12
Genel
stare balefully
f.
bet bet bakmak
13
Genel
stare stupidly
f.
afal afal bakmak
14
Genel
stare stupidly
f.
alık alık bakmak
15
Genel
stare around
f.
sağa sola bakınmak
16
Genel
stare around
f.
sağa sola bakmak
17
Genel
stare out of the window
f.
pencereden bakmak
18
Genel
stare (in) through the window
f.
pencereden bakmak
19
Genel
stare at one's face
f.
yüzüne bakmak
20
Genel
stare amorously
f.
aşıkane bakmak
21
Genel
stare into space
f.
gözü dalmak
22
Genel
stare into space
f.
gözleri dalmak
23
Genel
stare down
f.
yenmek
24
Genel
stare down
f.
üstesinden gelmek
25
Genel
stare down
f.
alt etmek
26
Genel
stare blankly
f.
boş bakmak
27
Genel
stare vacantly
f.
boş bakmak
28
Genel
stare absently
f.
boş bakmak
29
Genel
stare at someone's legs
f.
bacaklarına bakmak
30
Genel
stare at someone’s legs
f.
birinin bacaklarına bakmak
31
Genel
stare up
f.
yukarıya bakmak (bakılan şey bakan kişiden büyük veya yüksekte)
32
Genel
stare out
f.
gözlerini dikmek
33
Genel
stare out
f.
dik dik bakmak
34
Genel
stare out
f.
gözlerini kitlemek
35
Genel
stare out
f.
bakışlarını doğrultmak
Phrasals
36
Öbek Fiiller
stare down
f.
bakışlarıyla altetmek
37
Öbek Fiiller
stare out at
f.
dışarıdakilere bakmak
38
Öbek Fiiller
stare around
f.
etrafa bakmak
39
Öbek Fiiller
stare out at
f.
gözüne çarpmak
40
Öbek Fiiller
stare around
f.
etrafa bakınmak
41
Öbek Fiiller
stare up
f.
yukarıya bakmak
42
Öbek Fiiller
stare at someone
f.
(gözlerini dikip) birine bakmak
43
Öbek Fiiller
stare at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bakakalmak
44
Öbek Fiiller
stare at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) alık alık bakmak
45
Öbek Fiiller
stare at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bön bön bakmak
46
Öbek Fiiller
stare at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) şaşkınlıkla/hayretle bakmak
47
Öbek Fiiller
stare at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) gözlerini dikip bakmak
48
Öbek Fiiller
stare at (something)
f.
(bir şeyle) yüz yüze olmak/kalmak
49
Öbek Fiiller
stare at (something)
f.
(bir şeyle) karşılaşmak
50
Öbek Fiiller
stare at (something)
f.
(bir şeyle) karşı karşıya olmak/kalmak
51
Öbek Fiiller
stare into
f.
-e bakmak
52
Öbek Fiiller
stare into
f.
-e uzun uzun bakmak
53
Öbek Fiiller
stare into
f.
-e sabit bir şekilde bakmak
54
Öbek Fiiller
stare into
f.
'-e dikkatle bakmak
55
Öbek Fiiller
stare into
f.
ile yüz yüze olmak
56
Öbek Fiiller
stare into
f.
ile karşı karşıya olmak
57
Öbek Fiiller
stare into (something)
f.
(bir şeye) uzun uzun bakmak
58
Öbek Fiiller
stare into (something)
f.
(bir şeye) sabit bir şekilde bakmak
59
Öbek Fiiller
stare into (something)
f.
(bir şeye) dikkatle bakmak
60
Öbek Fiiller
stare into (something)
f.
(bir şeyle) yüz yüze olmak
61
Öbek Fiiller
stare into (something)
f.
(bir şeyle) karşı karşıya olmak
62
Öbek Fiiller
stare out at (someone or something)
f.
(dışarıdaki birine/bir şeye) gözünü dikip bakmak
63
Öbek Fiiller
stare out at (someone or something)
f.
(dışarıdaki birine/bir şeye) dik dik bakmak
64
Öbek Fiiller
stare out at (someone or something)
f.
(dışarıdaki birine/bir şeye) gözünü dikmek
Colloquial
65
Konuşma Dili
stare in the face
f.
yüzyüze olmak (başına gelecek)
66
Konuşma Dili
stare in the face
f.
başına gelecek gibi gözükmek
67
Konuşma Dili
stare in the face
f.
(bir durum vb) yakında olması kesin olmak
Idioms
68
Deyim
stare someone in the face
f.
aşikar olmak
69
Deyim
give someone a blank stare
f.
birisine bön bön bakmak
70
Deyim
give someone a blank stare
f.
birisine boş boş bakmak
71
Deyim
give someone a blank stare
f.
birine boş boş bakmak
72
Deyim
stare someone in the face
f.
dik dik bakmak
73
Deyim
stare daggers at
f.
dik dik bakmak
74
Deyim
stare someone in the face
f.
gözünü dikip bakmak
75
Deyim
stare daggers at
f.
pis pis bakmak
76
Deyim
stare out of countenance
f.
rahatını bozmak
77
Deyim
stare out of countenance
f.
utandırmak
78
Deyim
stare out of countenance
f.
(birini) suçlu duruma düşürmek
79
Deyim
fix somebody with a look/stare
f.
bakışlarını birine dikmek
80
Deyim
fix somebody with a look/stare
f.
birine dik dik bakmak
81
Deyim
fix somebody with a look/stare
f.
birine gözlerini dikip uzun süre bakmak
82
Deyim
fix (one) with a stare
f.
(birine) derin derin bakmak
83
Deyim
look/stare you in the face
f.
gözünün önünde olup fark edilmemiş/gözden kaçmış
84
Deyim
look/stare you in the face
f.
açıkça ortada olup fark edilmemiş/gözden kaçmış
85
Deyim
stare into space
f.
boş boş bakmak
86
Deyim
stare into space
f.
dalgın dalgın bakmak
87
Deyim
stare into space
f.
boşluğa bakmak
88
Deyim
stare into space
f.
boşluğa dalıp gitmek
89
Deyim
stare into space
f.
gözü dalmak
90
Deyim
fix somebody with a stare
f.
birine gözünü dikip bakmak
91
Deyim
fix somebody with a stare
f.
birine bakışlarını dikmek
92
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
boş boş bakmak
93
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
dalgın dalgın bakmak
94
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
boşluğa bakmak
95
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
boşluğa dalıp gitmek
96
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
gözü dalmak
97
Deyim
look/stare/gaze into space
f.
uzağa dalmak
98
Deyim
stare (off) into space
f.
gözü dalmak
99
Deyim
stare (off) into space
f.
uzaklara dalıp gitmek
100
Deyim
stare (off) into space
f.
dalgın dalgın bakmak
101
Deyim
stare (off) into space
f.
boşluğa dalıp gitmek
102
Deyim
stare (something) in the face
f.
(bir şeye) karşı koymak
103
Deyim
stare (something) in the face
f.
(bir şeye) karşı çıkmak
104
Deyim
stare down the barrel of a gun
f.
namlunun ucunda olmak
105
Deyim
stare down the barrel of a gun
f.
üzerine silah doğrultulmuş olmak
106
Deyim
stare down the barrel of one's gun
f.
namlunun ucunda olmak
107
Deyim
stare down the barrel of one's gun
f.
üzerine silah doğrultulmuş olmak
108
Deyim
stare something in the face
f.
bir şeyle yüz yüze/karşı karşıya olmak
Law
109
Hukuk
stare decisis
i.
alt mahkemenin emsal karara uyma zorunluluğu
110
Hukuk
stare decisis
i.
alt mahkemenin emsale uyma zorunluluğu
111
Hukuk
stare decisis
i.
emsal mahkeme kararlarına göre hüküm verme öğretisi
112
Hukuk
stare decisis
i.
içtihat birliği
Psychology
113
Psikoloji
thousand-yard stare
i.
savaş sonrası travma yaşayan askerlerin bakması ama aslında görememesi
114
Psikoloji
two-thousand-yard stare
i.
savaş sonrası travma yaşayan askerlerin bakması ama aslında görememesi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of stare
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy