bind - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bind

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"bind" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 76 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
bind f. ciltlemek
bind f. bağlamak
General
bind i. bağlayan şey
bind i. bağlama
bind i. bağlanma
bind f. sargılamak
bind f. fazla sıkmak
bind f. sarmak
bind f. dondurmak
bind f. sıkışmak
bind f. engel olmak
bind f. mecbur etmek
bind f. kenarını tutturmak
bind f. tutmak
bind f. kabız vermek
bind f. usandırmak
bind f. mukayyet etmek
bind f. raptetmek
bind f. menetmek
bind f. donmak
bind f. birleştirmek
bind f. rahatsız etmek (dar bir giysi)
bind f. zorunlu bırakmak
bind f. sarmak (çimento) tutmak
bind f. bandajlamak
bind f. takyit etmek
bind f. yasal olarak bağlamak
bind f. kabız olmak
bind f. kenarlamak
bind f. (giysi) rahatsız etmek
bind f. (giysi) sıkmak
bind f. sıkıca yapışmak
bind f. duygusal bağ oluşturmak
bind f. sosyal bağ oluşturmak
bind f. esir almak
bind f. kısıtlamak
bind f. alıkoymak
bind f. kontrol altında tutmak
bind f. (sevgi) birbirine bağlamak
bind f. (sadakat) bir arada tutmak
Irregular Verb
bind f. bound - bound
Colloquial
bind i. kördüğüm
bind i. çözülmesi zor durum
bind i. pürüz
bind i. sorun
bind i. problem
bind i. sıkıntı
Trade/Economic
bind f. bağlamak
Law
bind f. borç altına sokmak
bind f. bağlamak
bind f. ilzam etmek
bind f. taahhüt etmek
bind f. vecibe yüklemek
Technical
bind f. bağlamak
bind f. tutturmak
bind f. tutukluk yapmak (makine parçası)
Computer
bind i. bir alan adı sunucusu
bind expr. bağla
Telecom
bind f. bağlamak
Textile
bind f. biyeli çalışmak
Mining
bind i. kömür katmanları arasındaki kil
Gastronomy
bind f. kuru malzemeleri bağlamak için yumurta, eritilmiş yağ veya krema eklemek
bind f. bir sıvıyı katılaştırmak veya koyulaştırmak için nişasta eklemek
Logic
bind f. (değişken) uygun bir niceleyicinin kapsamına getirmek
Chemistry
bind f. kimyasal olarak birleştirmek
bind f. kimyasal bağ oluşturmak
Botanic
bind i. (bitki) tırmanıcı gövde
bind i. tırmanıcı gövdeli bitki
Fishery
bind i. somon ve yılan balığı için kullanılan bir ölçüm birimi
Sport
bind i. (eskrim) ligman
bind f. (eskrim) baskı uygulayarak rakibin kılıcını bir çizgiden diğerine hareket ettirmek
bind f. (doğancılık) havada yakalamak
Chess
bind i. satrançta bir piyon düzeni
Music
bind i. nota birleşimi
Printery
bind f. ciltlemek
Slang
bind f. şikayet etmek

"bind" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 130 sonuç

İngilizce Türkçe
General
represent and bind i. temsil ve ilzam
double bind i. çifte açmaz
double bind i. çözümsüz çelişki
bind [scotland] i. içme kapasitesi
bind someone to a specific or a certain requirement f. şarta bağlamak
bind someone to a specific or a certain condition f. şartına bağlamak
bind someone to a specific or a certain requirement f. şartına bağlamak
bind someone to a specific or a certain condition f. şarta bağlamak
bind with a promise to wed f. sözlenmek
bind with a promise to wed f. söz takmak
bind with a promise to wed f. söz kesmek
bind legally f. yasal olarak bağlamak
bind together f. bir arada bağlamak
bind with a promise to wed f. söz yüzüğü takmak
bind up f. bandajla sarmak
Phrasals
bind over f. sözleşmeyle (hakim karşısına çıkmak, sulhu bozmamak gibi) bir işi yapmaya mecbur tutmak
bind to f. sözleşme yapmak
bind up in f. tüm ilgisini vermek
bind up in f. tüm dikkatini vermek
bind to f. yasal olarak bağlanmak
bind up f. birini ya da bir şeyi bir maddeyle kaplamak
bind up f. sarmak
bind up f. sargılamak
bind up f. sarıp sarmalamak
bind off f. örgüde düğüm atmak
bind someone or something up (in something) f. birini ya da bir nesneyi bir şeyle sarmak
bind someone or something up (in something) f. birini ya da bir nesneyi bir şeyle bağlamak
bind people together f. (birbirlerine) kaynaştırmak
bind someone or something down f. birini veya bir şeyi sağlam şekilde bir yere bağlamak
bind someone or something down f. birini veya bir şeyi bir yere sabitlemek
bind up with (something) f. (bir şeyle) sarmak
bind up with (something) f. (bir şeyle) kaplamak
bind up with (something) f. (bir şeyle) sarıp sarmalamak
bind up with (something) f. (bir şeyle) sarmalamak
bind up with (something) f. (bir şeyle) sargılamak
bind up with (something) f. (bir şeyle) birlikte bağlamak/sarmak
bind up with (something) f. bir araya getirip (bir şeyle) sarmak/bağlamak
bind up with (something) f. (bir şeyle) birbirine bağlamak
bind off f. son sırayı bitirmek
bind someone or something together f. (birilerini/bir şeyleri) bir arada bağlamak
bind someone or something together f. (birilerini/bir şeyleri) birlikte bağlamak
bind something together f. bir şeyin parçalarını bir araya getirip bağlamak
bind someone over (to someone or something) f. birini (hakim/adli makam) karşısına çıkarmak
bind someone over (to someone or something) f. birini (hakime/adli makama) teslim etmek
bind (someone or something) together f. birbirine bağlamak
bind (someone or something) together f. bir arada bağlamak
bind (someone or something) together f. birlikte bağlamak
bind over f. suçluyu adli makamın karşısına çıkarmak
bind over f. suçluyu yasal merciye teslim etmek
Colloquial
put in a bind f. çıkmaza sokmak
Idioms
double bind i. iki arada bir derede kalma
a double bind i. çıkmaz
a double bind i. açmaz
a double bind i. aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
a double bind i. iki ucu boklu değnek
get in a bind f. başı belada olmak
be in a bind f. başı belada olmak
be in a bind f. dara düşmek
get into a bind f. darda olmak
be in a bind f. çıkmaza düşmek
get in a bind f. dara düşmek
be in a bind f. darda olmak
find oneself in a bind f. darda olmak
get in a bind f. darda olmak
find oneself in a bind f. dara düşmek
get in a bind f. çıkmaza girmek
get in a bind f. dar boğaza girmek
get into a bind f. dar boğaza girmek
get into a bind f. dara düşmek
be in a bind f. çıkmaza girmek
get in a bind f. çıkmaza düşmek
be in a bind f. dar boğazda olmak
find oneself in a double bind f. kendisini iki arada bir derede bulmak
be in a bind f. sıkışık durumda olmak
find oneself in a bind f. parasız kalmak
be in a bind f. parasız kalmak
get into a bind f. parasız kalmak
be in a bind f. sıkıntıda olmak
be in a bind f. (parasal) sıkıntıya düşmek
be in a bind f. zorda olmak
find oneself in a bind f. (parasal) sıkıntıya düşmek
get in a bind f. zor duruma düşmek
get into a bind f. (parasal) sıkıntıya düşmek
get into a bind f. zor duruma düşmek
be in a bind f. zor durumda olmak
bind up wounds f. yaraları sarmak
bind (one) hand and foot f. (birinin) elini ayağını bağlamak
bind (one) hand and foot f. (birini) köşeye sıkışmış hissettirmek
bind (one) hand and foot f. (birine) eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek
bind (one) hand and foot f. (birine) kapana kısılmış gibi hissettirmek
bind (one) hand and foot f. (birini) köşeye sıkıştırmak
bind (one) hand and foot f. (birini) kapana kıstırmak
bind someone hand and foot f. birinin elini ayağını bağlamak
bind someone hand and foot f. birini köşeye sıkışmış hissettirmek
bind someone hand and foot f. birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek
bind someone hand and foot f. birine kapana kısılmış gibi hissettirmek
bind someone hand and foot f. birini köşeye sıkıştırmak
bind someone hand and foot f. birini kapana kıstırmak
in a bind expr. darda
in a tough bind expr. güç/zor durumda
in a bind expr. sıkıntıda
in a bind expr. zorda
in a double bind expr. iki arada bir derede
in a double bind expr. çözümsüz bir çelişkide
in a double bind expr. çifte açmazda
Trade/Economic
bind book f. kitap ciltlemek
authorized to bind the company s. firmayı takyit etmekle yetkilendirilmiş
empowered to bind the company s. firmayı takyit etmekle yetkilendirilmiş
Law
authority to represent and bind i. temsil ve ilzam yetkisi
bind over f. göz hapsine mahkum etmek
bind down f. mali kefaletle bağlamak
bind over f. mali kefaletle bağlamak
bind down f. senetle bir işi yapmaya mecbur tutmak
bind over f. senetle bir işi yapmaya mecbur tutmak
be bind f. tekeffül etmek
Computer
dynamic bind sql i. dinamik bağlama
dynamic bind (sql) i. dinamik bağlama
automatic bind i. otomatik bağlama
ldap bind time i. ldap bağ süresi
automatic bind i. otomatik bağlama
right bind i. sağdan cilt
left bind i. soldan cilt
windows sockets bind error i. windows sockets bind hatası
bind failed expr. bağ başarısız oldu
Construction
thorough-bind f. düşey derz ile birleştirmek
Automotive
coil bind i. yay kapanması
Medical
set and bind up a broken bone f. kırık sarmak
bind to plasma proteins f. plazma proteinlerine bağlanmak
Psychology
double bind i. yetki sahiplerinde çelişkili talepler alınması sonucu oluşan ikilem
Star Wars
do not bind his hands i. ellerini bağlamayın