|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
ayakta kalmak (fiziki açıdan) |
keep standing f.
|
|
The train was so crowded that I was kept standing all the way.
Tren o kadar kalabalıktı ki yol boyunca ayakta kaldım.
More Sentences
|
2 |
Genel |
idari açıdan |
administratively zf.
|
|
Administratively, many stumbling blocks could be removed.
İdari açıdan pek çok engel ortadan kaldırılabilir.
More Sentences
|
3 |
Genel |
biyolojik açıdan |
biologically zf.
|
|
The Irish Sea is a biologically very sensitive area.
İrlanda Denizi biyolojik açıdan çok hassas bir bölgedir.
More Sentences
|
4 |
Genel |
siyasi açıdan |
politically zf.
|
|
A constitutional reform in Europe without the participation of the future members is politically indefensible.
Avrupa'da gelecekteki üyelerin katılımı olmadan yapılacak bir anayasa reformu siyasi açıdan savunulamaz.
More Sentences
|
5 |
Genel |
bu açıdan |
in this respect zf.
|
|
In this respect, we believe that we have taken an important step.
Bu açıdan önemli bir adım attığımıza inanıyoruz.
More Sentences
|
6 |
Genel |
finansal açıdan |
financially zf.
|
|
The market will engage in cogeneration if it is financially worthwhile.
Piyasa, finansal açıdan faydalı olduğu takdirde kojenerasyonla ilgilenecektir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
mali açıdan |
financially zf.
|
|
Thirdly, the new Member States are not to be financially worse off after joining than they were before it.
Üçüncü olarak, yeni Üye Devletler katıldıktan sonra mali açıdan daha önce olduklarından daha kötü durumda olmamalıdır.
More Sentences
|
8 |
Genel |
tarihsel açıdan |
historically zf.
|
|
You could say this translation is historically accurate.
Bu çevirinin tarihsel açıdan doğru olduğunu söyleyebilirsin.
More Sentences
|
9 |
Genel |
cinsel açıdan |
sexually zf.
|
|
She's sexually frustrated.
Cinsel açıdan hüsrana uğramış.
More Sentences
|
10 |
Genel |
yasal açıdan |
legally zf.
|
|
Therefore the legally precarious situation continues to exist.
Dolayısıyla yasal açıdan tehlikeli durum devam ediyor.
More Sentences
|
11 |
Genel |
hukuki açıdan |
legally zf.
|
|
The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
Raporun pürüzsüz işbirliğinden bahsetmesi ise hukuki açıdan tamamen saçmalıktır.
More Sentences
|
12 |
Genel |
bilimsel açıdan |
technically zf.
|
|
This lesson must, therefore, be technically rigorous, scientifically precise and politically unbiased and dispassionate.
Dolayısıyla bu ders teknik açıdan titiz, bilimsel açıdan kesin ve siyasi açıdan tarafsız ve yansız olmalıdır.
More Sentences
|
13 |
Genel |
kültürel açıdan |
culturally zf.
|
|
The museum exhibits culturally significant artefacts.
Müzede kültürel açıdan önemli eserler sergilenmektedir.
More Sentences
|
14 |
Genel |
teknik açıdan |
technically zf.
|
|
Technically speaking, the car was parked illegally.
Teknik açıdan bakacak olursak, araba yasalara uygun park edilmemişti.
More Sentences
|
Phrases |
|
15 |
İfadeler |
her açıdan |
in every aspect expr.
|
|
Jun-hui is a good kid in every aspect, I know.
Jun-hui her açıdan iyi bir çocuk, biliyorum.
More Sentences
|
16 |
İfadeler |
her açıdan |
from every angle expr.
|
|
It is absurd from every angle.
Her açıdan saçma.
More Sentences
|
17 |
İfadeler |
birçok açıdan |
in many aspects expr.
|
|
This report is indeed remarkable in many aspects.
Bu rapor gerçekten de birçok açıdan dikkat çekicidir.
More Sentences
|
Idioms |
|
18 |
Deyim |
her iki açıdan |
on both counts expr.
|
|
You succeeded admirably on both counts.
Her iki açıdan da takdire şayan bir başarı elde ettiniz.
More Sentences
|
General |
|
19 |
Genel |
sosyal açıdan endüstri |
social aspects of industries i.
|
|
|
20 |
Genel |
ekonomik açıdan güvenilirlik |
respectability i.
|
|
21 |
Genel |
sosyal açıdan giysi |
social aspects of costume i.
|
|
22 |
Genel |
sosyal açıdan duygular |
social aspects of emotions i.
|
|
23 |
Genel |
dini açıdan demokrasi |
religious aspects democracy i.
|
|
24 |
Genel |
sosyal açıdan gazetecilik |
social aspects of journalism i.
|
|
25 |
Genel |
genetik açıdan kanser |
genetic aspects cancer i.
|
|
26 |
Genel |
bilimsel açıdan özel öneme sahip alan |
site of special scientific interest i.
|
|
27 |
Genel |
psikolojik açıdan mimari |
psychological aspects architecture i.
|
|
28 |
Genel |
iğrençlik (ahlaki açıdan) |
squalor i.
|
|
29 |
Genel |
ekonomik açıdan göç ve göçmenlik |
economic aspects emigration and immigration i.
|
|
30 |
Genel |
moleküler açıdan kanser |
molecular aspects cancer i.
|
|
31 |
Genel |
manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları |
moral and ethical aspects mass media i.
|
|
32 |
Genel |
sosyal açıdan televizyon yayıncılığı |
social aspects of television broadcasting i.
|
|
33 |
Genel |
sosyal açıdan kitle iletişim araçları |
social aspects of mass media i.
|
|
34 |
Genel |
ticari açıdan önemli kişi |
cip i.
|
|
35 |
Genel |
dini açıdan kişilerarası ilişkiler |
religious aspects interpersonal relations i.
|
|
36 |
Genel |
çevresel açıdan endüstriyel yönetim |
environmental aspects industrial management i.
|
|
37 |
Genel |
politik açıdan bağımsız kimse |
fencesitter i.
|
|
38 |
Genel |
politik açıdan tarafsız |
fencesitter i.
|
|
39 |
Genel |
mali açıdan önemli proje |
financially significant project i.
|
|
|
40 |
Genel |
fiziksel veya ahlaki açıdan baskı altında olma |
necessity i.
|
|
41 |
Genel |
ahlaki açıdan uygun olan şeyler |
the good i.
|
|
42 |
Genel |
ahlaki açıdan doğru olan şeyler |
the good i.
|
|
43 |
Genel |
toplumsal açıdan en çok istenen seviye |
a list i.
|
|
44 |
Genel |
ahlaki açıdan en sakıncalı şey |
worst i.
|
|
45 |
Genel |
yaşamsal açıdan gerekli olan kan |
life drop i.
|
|
46 |
Genel |
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma |
gentlemens agreement i.
|
|
47 |
Genel |
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma |
gentlemen's agreement i.
|
|
48 |
Genel |
belirli bir açıdan diğerine eşit olan kimse |
rival i.
|
|
49 |
Genel |
belirli bir açıdan diğerine eşit olan şey |
rival i.
|
|
50 |
Genel |
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan kimse |
rival i.
|
|
51 |
Genel |
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan şey |
rival i.
|
|
52 |
Genel |
(özellikle zihinsel açıdan) yetersiz kimse |
incapable i.
|
|
53 |
Genel |
insanların ahlaki açıdan övgüye layık yönleri |
good i.
|
|
54 |
Genel |
sosyal açıdan içe kapalılık |
closure i.
|
|
55 |
Genel |
çocukları cinsel açıdan tahrik edici bulan kimse |
paedophiliac i.
|
|
56 |
Genel |
ahlaki açıdan gri karakter |
morally grey character i.
|
|
57 |
Genel |
maddi açıdan güvenilirlik |
solidness i.
|
|
58 |
Genel |
ahlâki açıdan belirsiz |
morally ambiguous i.
|
|
59 |
Genel |
ruhani açıdan yabancılaşmış kimse |
stranger i.
|
|
60 |
Genel |
maddi açıdan destekleyen kimse |
subsidiser [uk] i.
|
|
61 |
Genel |
maddi açıdan destekleyen kimse |
subsidizer [us] i.
|
|
62 |
Genel |
bir şeyi yüzeysel açıdan ele alan kimse |
superficialist i.
|
|
63 |
Genel |
yasal açıdan bağlayıcı ilişki |
privity i.
|
|
64 |
Genel |
entelektüel açıdan karanlıkta bırakmak |
benight f.
|
|
65 |
Genel |
bir şeye geniş bir açıdan bakmak |
look at something in perspective f.
|
|
66 |
Genel |
ayakta kalmak (mali açıdan) |
be afloat f.
|
|
67 |
Genel |
mali açıdan kötü durumda olmak |
be financially in bad shape f.
|
|
68 |
Genel |
farklı açıdan ele almak |
consider (a matter) from a different angle f.
|
|
69 |
Genel |
birçok açıdan benzemek |
resemble in many aspects f.
|
|
70 |
Genel |
(moral ya da maddi açıdan) destek sağlamak |
gather round f.
|
|
71 |
Genel |
olaya başka bir açıdan bakmak |
look something from a different standpoint f.
|
|
72 |
Genel |
olaya başka bir açıdan bakmak |
view something from a different standpoint f.
|
|
73 |
Genel |
olaya başka bir açıdan yaklaşmak |
approach something from a different standpoint f.
|
|
74 |
Genel |
doğru açıdan yaklaşmak |
approach (an issue) from the right angle f.
|
|
75 |
Genel |
farklı açıdan bakmak |
look at something from a different aspect f.
|
|
76 |
Genel |
farklı açıdan bakmak |
take a different approach to something f.
|
|
77 |
Genel |
geniş açıdan bakmak |
look from a broad perspective f.
|
|
78 |
Genel |
maddi açıdan yardımcı olmak |
support financially f.
|
|
79 |
Genel |
maddi açıdan yardımcı olmak |
help financially f.
|
|
|
80 |
Genel |
farklı bir açıdan ele almak |
consider (a matter) from a different angle f.
|
|
81 |
Genel |
farklı/yeni bir açıdan bakmak |
reframe f.
|
|
82 |
Genel |
bir şeye iyi/olumlu açıdan bakmak |
look at something in a positive light f.
|
|
83 |
Genel |
maddi açıdan parası yetmek |
can afford to f.
|
|
84 |
Genel |
ayakta kalmak (fiziki açıdan) |
remain standing f.
|
|
85 |
Genel |
olayları farklı açıdan görmek |
see things from a fresh angle f.
|
|
86 |
Genel |
(konuyu) farklı bir açıdan değerlendirmek |
readress f.
|
|
87 |
Genel |
yeni bir açıdan ele almak |
readress f.
|
|
88 |
Genel |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare an interest f.
|
|
89 |
Genel |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare one's interest f.
|
|
90 |
Genel |
birçok açıdan benzemek |
resemble in many aspects f.
|
|
91 |
Genel |
entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek |
wise up f.
|
|
92 |
Genel |
entelektüel açıdan daha komplike hale getirmek |
wise up f.
|
|
93 |
Genel |
ideolojik açıdan açıklamak |
ideologise f.
|
|
94 |
Genel |
ideolojik açıdan açıklamak |
ideologize f.
|
|
95 |
Genel |
ideolojik açıdan açıklamak |
ideologise f.
|
|
96 |
Genel |
ekonomik açıdan gelişmek |
develop f.
|
|
97 |
Genel |
sosyal açıdan kabul göstermek |
civilise [obsolete] f.
|
|
98 |
Genel |
sosyal açıdan kabul göstermek |
civilize [obsolete] f.
|
|
99 |
Genel |
pragmatik açıdan yaklaşmak |
pragmatize f.
|
|
100 |
Genel |
pragmatik açıdan yaklaşmak |
pragmatise f.
|
|
101 |
Genel |
bilimsel açıdan ele almak |
scientize f.
|
|
102 |
Genel |
bilimsel açıdan ele almak |
scientise f.
|
|
103 |
Genel |
bağımsız (ekonomik açıdan) |
independent s.
|
|
104 |
Genel |
namuslu (cinsel açıdan) |
moral s.
|
|
105 |
Genel |
ruhsal açıdan sağlıklı olmayan |
morbid s.
|
|
106 |
Genel |
kendi ayakları üzerinde durabilen (toplumsal/siyasal/ekonomik açıdan) |
viable s.
|
|
107 |
Genel |
iğrenç (ahlaki açıdan) |
squalid s.
|
|
108 |
Genel |
ekonomik açıdan özgür |
economically free s.
|
|
109 |
Genel |
ateşli (cinsel açıdan) |
hot-blooded s.
|
|
110 |
Genel |
klinik açıdan ilgili |
clinically relevant s.
|
|
111 |
Genel |
kültürel açıdan yetersiz |
culturally deficient s.
|
|
112 |
Genel |
kültürel açıdan eksik kalmış |
culturally deficient s.
|
|
113 |
Genel |
sosyal açıdan işlevsel |
socially functional s.
|
|
114 |
Genel |
(duygusal açıdan) güçlü ve (her türlü duygusal travmaya karşı) sağlam |
heartstrong s.
|
|
115 |
Genel |
ruhen veya duygusal açıdan yenilenmiş |
reborn s.
|
|
116 |
Genel |
30 açıdan oluşan |
thirtyfold s.
|
|
117 |
Genel |
üç açıdan oluşan |
triune s.
|
|
118 |
Genel |
mali açıdan çok rahat |
deep pocket s.
|
|
119 |
Genel |
sosyal açıdan uygun |
au fait [french] s.
|
|
120 |
Genel |
sosyal açıdan tasvip edilmeyen |
unfashionable s.
|
|
121 |
Genel |
sosyal açıdan hoş karşılanmayan |
unfashionable s.
|
|
122 |
Genel |
sosyal açıdan doğru bulunmayan |
unfashionable s.
|
|
123 |
Genel |
ruhsal açıdan zarar görmemiş |
unharmed s.
|
|
124 |
Genel |
(ahlaki açıdan) sınırlanmamış |
unlicensed s.
|
|
125 |
Genel |
(ahlaki açıdan) frenlenmemiş |
unlicensed s.
|
|
126 |
Genel |
cinsel açıdan davetkar |
bedroom s.
|
|
127 |
Genel |
askeri açıdan güçlü |
bellipotent s.
|
|
128 |
Genel |
(cinsel açıdan) ahlaksız |
bestial s.
|
|
129 |
Genel |
ahlaki açıdan lekeli |
maculate s.
|
|
130 |
Genel |
çok açıdan |
manifold s.
|
|
131 |
Genel |
ahlaki açıdan katı |
mid-victorian s.
|
|
132 |
Genel |
finansal açıdan güvenli |
healthy s.
|
|
133 |
Genel |
sosyal açıdan üstünmüş gibi davranan |
grand s.
|
|
134 |
Genel |
tarihsel açıdan belirleyici |
historic s.
|
|
135 |
Genel |
tarihsel açıdan ünlü |
historical s.
|
|
136 |
Genel |
tarihsel açıdan belirleyici |
historical s.
|
|
137 |
Genel |
duygusal açıdan ezilmiş |
devastated s.
|
|
138 |
Genel |
ekolojik açıdan baskın gelen |
dominant s.
|
|
139 |
Genel |
sosyal açıdan kabul edilemez |
dreadful s.
|
|
140 |
Genel |
ahlaki açıdan temiz |
clean-living s.
|
|
141 |
Genel |
ahlaki açıdan temiz |
cleanly [obsolete] s.
|
|
142 |
Genel |
dini açıdan temiz |
cleanly [obsolete] s.
|
|
143 |
Genel |
fiziksel açıdan kırılgan |
crocky s.
|
|
144 |
Genel |
entelektüel açıdan zayıf |
fluffy s.
|
|
145 |
Genel |
her açıdan tam |
plenary s.
|
|
146 |
Genel |
sosyal açıdan olup bitenin farkında olan |
plugged-in s.
|
|
147 |
Genel |
ahlaki açıdan sorgulanabilir |
scrupulous [obsolete] s.
|
|
148 |
Genel |
(dini açıdan) bekarlığa ait veya ilgili |
single s.
|
|
149 |
Genel |
mali açıdan kurum desteği almayan |
freelance s.
|
|
150 |
Genel |
finansal açıdan iyi |
solid s.
|
|
151 |
Genel |
mali açıdan iyi yapılandırılmış |
solid s.
|
|
152 |
Genel |
duygusal açıdan yükselmiş |
stirred s.
|
|
153 |
Genel |
biyososyal açıdan |
biosocially zf.
|
|
154 |
Genel |
mimari açıdan |
architecturally zf.
|
|
155 |
Genel |
kimyasal açıdan |
chemically zf.
|
|
156 |
Genel |
tarımsal açıdan |
agronomically zf.
|
|
157 |
Genel |
yönsel açıdan |
directionally zf.
|
|
158 |
Genel |
balistik açıdan |
ballistically zf.
|
|
159 |
Genel |
kromatik açıdan |
chromatically zf.
|
|
160 |
Genel |
mesleki açıdan |
avocationally zf.
|
|
161 |
Genel |
felsefi açıdan |
philosophically zf.
|
|
162 |
Genel |
gelişimsel açıdan |
evolutionarily zf.
|
|
163 |
Genel |
empresyonist bir açıdan |
expressionistically zf.
|
|
164 |
Genel |
jeolojik açıdan |
geologically zf.
|
|
165 |
Genel |
hukuki açıdan |
jurally zf.
|
|
166 |
Genel |
insani açıdan |
humanistically zf.
|
|
167 |
Genel |
işitsel açıdan |
auditorily zf.
|
|
168 |
Genel |
kemoterapötik açıdan |
chemotherapeutically zf.
|
|
169 |
Genel |
genital açıdan |
genitally zf.
|
|
170 |
Genel |
koital açıdan |
coitally zf.
|
|
171 |
Genel |
kozmetik açıdan |
cosmetically zf.
|
|
172 |
Genel |
jeopolitiksel açıdan |
geopolitically zf.
|
|
173 |
Genel |
astrofiziksel açıdan |
astrophysically zf.
|
|
174 |
Genel |
kozmolojik açıdan |
cosmologically zf.
|
|
175 |
Genel |
duygusal açıdan |
carnally zf.
|
|
176 |
Genel |
yapısal açıdan |
constructionally zf.
|
|
177 |
Genel |
insani açıdan |
in a humanistic manner zf.
|
|
178 |
Genel |
dini açıdan |
ecclesiastically zf.
|
|
179 |
Genel |
duygusal açıdan |
sensually zf.
|
|
180 |
Genel |
arktik açıdan |
arctically zf.
|
|
181 |
Genel |
tarımsal açıdan |
agriculturally zf.
|
|
182 |
Genel |
bir çok açıdan |
on several counts zf.
|
|
183 |
Genel |
başka bir açıdan |
from a different viewpoint zf.
|
|
184 |
Genel |
manevi açıdan |
morally zf.
|
|
185 |
Genel |
politik açıdan |
politically zf.
|
|
186 |
Genel |
farklı açıdan |
from different point of view zf.
|
|
187 |
Genel |
farklı bir açıdan |
from a different viewpoint zf.
|
|
188 |
Genel |
farklı açıdan |
from different viewpoint zf.
|
|
189 |
Genel |
farklı bir açıdan |
from a different point of view zf.
|
|
190 |
Genel |
edebi açıdan |
in a literary sense zf.
|
|
191 |
Genel |
sosyoekonomik açıdan |
socioeconomically zf.
|
|
192 |
Genel |
uluslararası açıdan |
internationally zf.
|
|
193 |
Genel |
coğrafi açıdan |
geographically zf.
|
|
194 |
Genel |
ahlaki yönden/olarak/açıdan |
on moral grounds zf.
|
|
195 |
Genel |
tarihsel açıdan |
from a historical perspective zf.
|
|
196 |
Genel |
kanuni açıdan |
legally zf.
|
|
197 |
Genel |
diğer açıdan |
from another point of view zf.
|
|
198 |
Genel |
diğer açıdan |
on the other hand zf.
|
|
199 |
Genel |
diğer açıdan |
from another perspective /angle/aspect zf.
|
|
200 |
Genel |
sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan |
socio-economically and culturally zf.
|
|
201 |
Genel |
diğer açıdan |
again zf.
|
|
202 |
Genel |
entelektüel açıdan |
cerebrally zf.
|
|
203 |
Genel |
kavramsal açıdan |
conceptually zf.
|
|
204 |
Genel |
finansal açıdan |
in monetary terms zf.
|
|
205 |
Genel |
birçok açıdan |
in a lot of ways zf.
|
|
206 |
Genel |
her açıdan |
everyway zf.
|
|
207 |
Genel |
hukuka aykırı bir açıdan |
extralegally zf.
|
|
208 |
Genel |
ne açıdan |
what zf.
|
|
209 |
Genel |
algısal açıdan |
perceptually zf.
|
|
210 |
Genel |
fenolojik açıdan |
phenologically zf.
|
|
211 |
Genel |
belirtibilimsel açıdan |
phenologically zf.
|
|
212 |
Genel |
sosyokültürel açıdan |
socioculturally zf.
|
|
213 |
Genel |
bitkibilimsel açıdan |
botanically zf.
|
|
214 |
Genel |
bu açıdan |
from this point of ed.
|
|
215 |
Genel |
bilimsel açıdan özel öneme sahip alan |
sssi (site of special scientific interest) kısalt.
|
|
216 |
Genel |
maddi açıdan daha iyi bir duruma girmek |
get ahead f.
|
|
Phrasals |
|
217 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden heyecan duymak veya cinsel açıdan tahrik olmak |
get off on f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
(birinin romantik/seksüel açıdan) ilgisini kazanmaya çalışmak |
toss at (someone) f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
her açıdan işe saldırmak |
lay about f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
cinsel açıdan uyarmak |
wind up f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
(entelektüel açıdan) zorlaştırmak |
brain up f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
(bir açıdan birine/bir şeye) benzemek |
resemble (someone or something) in (some manner or aspect) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
(bir açıdan) benzemek |
resemble in f.
|
|
Phrases |
|
224 |
İfadeler |
her açıdan |
all around [us] zf.
|
|
225 |
İfadeler |
her açıdan/koşulda |
by all odds [us] zf.
|
|
226 |
İfadeler |
bu açıdan/noktadan |
from this standpoint expr.
|
|
227 |
İfadeler |
bir açıdan bakılırsa |
from a certain point of view expr.
|
|
228 |
İfadeler |
bu açıdan bakıldığında |
when considered from this point of view expr.
|
|
229 |
İfadeler |
bu açıdan bakıldığında |
when viewed from this aspect expr.
|
|
230 |
İfadeler |
bir başka açıdan |
from another angle expr.
|
|
231 |
İfadeler |
her açıdan |
in every respect expr.
|
|
232 |
İfadeler |
hem de her açıdan |
only in every way expr.
|
|
233 |
İfadeler |
her açıdan |
by any measure expr.
|
|
234 |
İfadeler |
teknik açıdan |
from a technical aspect expr.
|
|
235 |
İfadeler |
yasal açıdan bakıldığında |
as a matter of legal doctrine expr.
|
|
236 |
İfadeler |
yasal açıdan bakılırsa |
as a matter of legal doctrine expr.
|
|
237 |
İfadeler |
birçok açıdan |
from many perspectives expr.
|
|
238 |
İfadeler |
hangi açıdan bakılırsa bakılırsın |
for all intensive purposes expr.
|
|
239 |
İfadeler |
bir açıdan |
in one regard expr.
|
|
240 |
İfadeler |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
for all intents and purposes expr.
|
|
241 |
İfadeler |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
to all intents and purposes expr.
|
|
242 |
İfadeler |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
for all intents and purposes expr.
|
|
243 |
İfadeler |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
to all intents and purposes expr.
|
|
244 |
İfadeler |
parasal açıdan kötü durumda |
in bad circumstances expr.
|
|
Colloquial |
|
245 |
Konuşma Dili |
(duygusal açıdan veya yorgunluktan) bunalmış kimse |
mess i.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
toplumda/siyasi açıdan yüksek konumdaki insanlarla ilgili espri yapmak |
punch up f.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
(özellikle mali açıdan) ihtiyaç içinde olmak |
hurt f.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
askeri açıdan güçlendirmek |
muscle up f.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
birçok açıdan özel |
special in a lot of ways s.
|
|
250 |
Konuşma Dili |
maddi açıdan fakir |
poor in money s.
|
|
251 |
Konuşma Dili |
her açıdan perişan |
all-around miserable s.
|
|
252 |
Konuşma Dili |
cinsel/romantik açıdan tutkulu |
hot and heavy s.
|
|
253 |
Konuşma Dili |
kültürel açıdan geri kalmış |
pendu [hinglish] s.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
bir açıdan |
on one level expr.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
for all practical purposes expr.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
for all intents and purposes expr.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
profesyonel açıdan bakınca |
from a professional point of view expr.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
her açıdan |
as near as dammit expr.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
her açıdan |
as near as dammit (or damn it) expr.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
(cinsel açıdan) çekinmesi olmayan |
down and dirty expr.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
(cinsel açıdan) düşüp kalkan |
down and dirty expr.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
(cinsel açıdan) yatıp kalkan |
down and dirty expr.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
her açıdan |
in all things expr.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
birçok açıdan |
in more ways than one expr.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
her açıdan |
whichever way you slice it expr.
|
|
Idioms |
|
266 |
Deyim |
toplumsal açıdan umut vadeden çağ/dönem |
brave new world i.
|
|
267 |
Deyim |
bir bakımdan/açıdan iyi bir bakımdan/açıdan kötü |
a boon and a bane i.
|
|
268 |
Deyim |
yasal açıdan bir bağlayıcılığı olmayan güven üzerine kurulu anlaşma |
a gentleman's agreement i.
|
|
269 |
Deyim |
iki açıdan da değerlendirmek |
see both sides (of something) f.
|
|
270 |
Deyim |
azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak |
nickel-and-dime someone to death f.
|
|
271 |
Deyim |
maddi açıdan zorlanmak |
feel the crunch f.
|
|
272 |
Deyim |
duygusal açıdan yaralanmak |
get a bloody nose f.
|
|
273 |
Deyim |
(birine) duygusal, romantik, cinsel açıdan bağlanmak |
get involved (in or with someone) f.
|
|
274 |
Deyim |
ruhsal açıdan rahatlamak |
be at peace f.
|
|
275 |
Deyim |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare an interest f.
|
|
276 |
Deyim |
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek |
declare one's interest f.
|
|
277 |
Deyim |
farklı bir açıdan görülmek |
get into focus f.
|
|
278 |
Deyim |
azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak |
nickel and dime [us] f.
|
|
279 |
Deyim |
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak |
nickel and dime (one) f.
|
|
280 |
Deyim |
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak |
nickel and dime (one) to death f.
|
|
281 |
Deyim |
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak |
nickel and dime someone (to death) f.
|
|
282 |
Deyim |
maddi açıdan iyileştirmek |
sweeten (up) the pot f.
|
|
283 |
Deyim |
maddi açıdan rahat |
made in the shade s.
|
|
284 |
Deyim |
her açıdan |
forty ways from sunday zf.
|
|
285 |
Deyim |
her açıdan |
to (one's) bones zf.
|
|
286 |
Deyim |
her açıdan |
to (one's) bootstraps [australian] zf.
|
|
287 |
Deyim |
her açıdan |
to your bootstraps [australian] zf.
|
|
288 |
Deyim |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
to all intents and purposes expr.
|
|
289 |
Deyim |
akla gelebilecek her şekilde/her açıdan |
eight ways from sunday expr.
|
|
290 |
Deyim |
akla gelebilecek her şekilde/her açıdan |
eight ways to sunday expr.
|
|
291 |
Deyim |
her açıdan |
by all odds expr.
|
|
292 |
Deyim |
her açıdan |
forty ways to sunday expr.
|
|
293 |
Deyim |
hangi açıdan bakılırsa bakılsın |
for practical purposes expr.
|
|
294 |
Deyim |
her yönden/açıdan |
however you slice it expr.
|
|
295 |
Deyim |
hangi yönden/açıdan bakarsan bak |
however you slice it expr.
|
|
296 |
Deyim |
(belirli bir) açıdan |
in a (kind of) light expr.
|
|
297 |
Deyim |
iyi bir açıdan |
in a good light expr.
|
|
298 |
Deyim |
kötü bir açıdan |
in a bad light expr.
|
|
299 |
Deyim |
mali açıdan kötü durumda |
in bad shape expr.
|
|
300 |
Deyim |
her açıdan |
six ways to sunday expr.
|
|
Speaking |
|
301 |
Konuşma |
farklı açıdan düşün |
think beyond the box expr.
|
|
302 |
Konuşma |
farklı açıdan bak |
think outside the box expr.
|
|
303 |
Konuşma |
farklı açıdan düşün |
think out of the box expr.
|
|
304 |
Konuşma |
farklı açıdan bak |
think beyond the box expr.
|
|
305 |
Konuşma |
hangi açıdan? |
how so? expr.
|
|
306 |
Konuşma |
farklı açıdan bak |
think out of the box expr.
|
|
307 |
Konuşma |
farklı açıdan düşün |
think outside the box expr.
|
|
308 |
Konuşma |
ne açıdan ? |
in what sense? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işin finansal açıdan tatmin ediciliği haricindeki olumlu yönleri |
nonmonetary advantages i.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
boş hipotezde ifade edilenden farklı bir açıdan hareket edilerek oluşturulan hipotez |
alternative hypothesis i.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik açıdan gerilik |
backwardness i.
|
|
312 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşme |
onerous contract i.
|
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari açıdan önemli kişi |
commercially important person i.
|
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme |
arbitration i.
|
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
yasal açıdan bağlayıcı bir yazı |
legally binding writing i.
|
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
mali açıdan istenmeyen sonuçları göze alma |
risk-taking i.
|
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
analitik yöntemler kullanarak işletmeyi ekonomik açıdan en verimli hale getirmek |
optimalise f.
|
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik açıdan zorlamak |
squeeze f.
|
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
esasa ilişkin açıdan geçersiz |
inaccurate in material respect s.
|
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
mali açıdan güçlü |
financially powerful s.
|
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
maddi açıdan uygun |
dependable s.
|
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik açıdan durgun |
sluggish s.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
mali açıdan iyi durumda |
beforehand zf.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
mali açıdan |
fiscally zf.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
nakdi açıdan |
from a monetary point of view expr.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal açıdan |
from a monetary point of view expr.
|
|
Law |
|
327 |
Hukuk |
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili |
litigation friend i.
|
|
328 |
Hukuk |
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili |
next friend i.
|
|
329 |
Hukuk |
yasal açıdan ticarete elverişli |
legal-for-trade s.
|
|
330 |
Hukuk |
yasal açıdan emredici |
statutory s.
|
|
Politics |
|
331 |
Siyasal |
bir devlet içinde sözde özerkliğe sahip ancak ekonomik açıdan bağımlı ve güçten yoksun etnik bölge |
bantustan i.
|
|
332 |
Siyasal |
abd'de demokrat partinin mali açıdan muhafazakar üyesi |
blue dog democrat i.
|
|
333 |
Siyasal |
ölçülü ve ahlaki açıdan doğru ilerleme şekli |
highroad [us] i.
|
|
334 |
Siyasal |
uluslararası ilişkilerde önemli ve belirleyici rolü bulunan, askeri ve ekonomik açıdan çok güçlü ülke |
great power i.
|
|
335 |
Siyasal |
diplomatik açıdan var oluş |
presence i.
|
|
336 |
Siyasal |
siyasi açıdan pasif durumdaki çoğunluk |
silent majority i.
|
|
337 |
Siyasal |
aşırı sağın ve aşırı solun birçok açıdan benzer olduğu öne süren siyasi teori |
horseshoe theory i.
|
|
338 |
Siyasal |
politik ve ekonomik açıdan aşırı muhafazakar |
tory s.
|
|
339 |
Siyasal |
siyasi açıdan tarafsız |
politically neutral s.
|
|
340 |
Siyasal |
(islam ülkelerinde) asil soydan gelen veya siyasi açıdan önemli kimseler ile ilişkili |
shereefian s.
|
|
341 |
Siyasal |
ulusal açıdan |
nationally zf.
|
|
Insurance |
|
342 |
Sigortacılık |
zihinsel açıdan yetersiz |
confused s.
|
|
Technical |
|
343 |
Teknik |
iki doğruyu kesen bir başka doğrunun oluşturduğu içteki dört açıdan biri |
interior angle i.
|
|
344 |
Teknik |
(dişli veya vida dişini) teorik açıdan doğru biçimde oluşturmak |
generate f.
|
|
345 |
Teknik |
akustik açıdan |
acoustically zf.
|
|
Automotive |
|
346 |
Otomotiv |
ekolojik açıdan zararlı madde |
ecologically harmful matter i.
|
|
Aeronautic |
|
347 |
Havacılık |
eğlence arayışıyla jet uçağıyla oradan oraya uçan zengin ve sosyal açıdan önemli kişilerden oluşan grup |
jet set i.
|
|
348 |
Havacılık |
uçak gürültüsünden akustik açıdan etkilenen alan |
footprint i.
|
|
Medical |
|
349 |
Medikal |
özellikle işitme sinirinde ruhsal açıdan sağlıklı olmayan değişime bağlı olarak sinir sisteminin bazı bölümlerinde ortaya çıkan bir tür sağırlık |
nervous deafness i.
|
|
350 |
Medikal |
psikotropik ilaçların reçetelenmesinin etik açıdan sonuçlarıyla ilgilenen biyoetik dalı |
neuroethics i.
|
|
351 |
Medikal |
bakteriyolojik açıdan değerlendirilme |
bacteriological evaluation i.
|
|
352 |
Medikal |
peniskopik açıdan |
peniscopically i.
|
|
353 |
Medikal |
toksikolojik açıdan değerlendirilme |
toxicological evaluation i.
|
|
354 |
Medikal |
tıbbi açıdan güçlü zayıflama programı |
medically sound weight-loss program i.
|
|
355 |
Medikal |
tıbbi açıdan maluliyete uyarlanmış yaşam yılları |
disability adjusted life years (daly) i.
|
|
356 |
Medikal |
bitki gibi doğada bulunan bir nesnenin eskiden tıbbi açıdan faydalı olduğunu düşündüren fiziksel veya niteliksel özelliği |
signature i.
|
|
357 |
Medikal |
tıbbi açıdan risk taşıyan |
medically-compromised s.
|
|
358 |
Medikal |
immünolojik açıdan |
immunologically zf.
|
|
359 |
Medikal |
klinik açıdan |
clinically zf.
|
|
360 |
Medikal |
termodinamik açıdan |
thermodynamically zf.
|
|
361 |
Medikal |
hümoral açıdan |
humorally zf.
|
|
Psychology |
|
362 |
Psikoloji |
entelektüel kişileri cinsel açıdan çekici bulan kişi |
sapiosexual i.
|
|
363 |
Psikoloji |
evrimsel açıdan istikrarlı stratejiler |
evolutionary stable strategies i.
|
|
364 |
Psikoloji |
insan zekasını cinsel açıdan çekici bulan kişi |
sapiosexual i.
|
|
365 |
Psikoloji |
cinsel açıdan sapkın kimse |
paraphiliac i.
|
|
366 |
Psikoloji |
psikolojik açıdan dengeli |
adjusted s.
|
|
Dentistry |
|
367 |
Diş Hekimliği |
ortodontik açıdan |
orthodontically zf.
|
|
Physiology |
|
368 |
Fizyoloji |
nörolojik açıdan ya tam ya hiç karşılık verme ile karakterize edilen |
all-or-none s.
|
|
Pathology |
|
369 |
Patoloji |
sinir dokusunun patolojik açıdan yumuşaması |
neuromalacia i.
|
|
Optics |
|
370 |
Optik |
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü oluşturmakta kullanılan optik cihaz |
anamorphoser i.
|
|
371 |
Optik |
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü üretmekte kullanılan mercek |
anamorphote lens i.
|
|
Math |
|
372 |
Matematik |
matematiksel açıdan kaotik bir sistem çeşidi |
strange attractor i.
|
|
373 |
Matematik |
matematiksel açıdan tahmin edilemez olan |
chaotic s.
|
|
374 |
Matematik |
matematiksel açıdan daha basit olan |
degenerate s.
|
|
375 |
Matematik |
uzaydaki bir doğrunun koordinat eksenlerinin üç pozitif yönü ile yaptığı üç açıdan birine ait (kosinüs) |
direction s.
|
|
Geometry |
|
376 |
Geometri |
toplamı 90° olan iki açıdan her biri |
complement i.
|
|
377 |
Geometri |
geometrik açıdan ele alınabilen problem |
solid problem i.
|
|
378 |
Geometri |
geometrik açıdan ele almak |
geometrize f.
|
|
379 |
Geometri |
geometrik açıdan ele almak |
geometrise f.
|
|
Logic |
|
380 |
Mantık |
(önermeye) başka bir açıdan bakmak |
obvert f.
|
|
Statistics |
|
381 |
İstatistik |
istatistiksel açıdan anlamlı olma |
significance i.
|
|
382 |
İstatistik |
olasılıksal açıdan bağımsız |
independent s.
|
|
Physics |
|
383 |
Fizik |
bileşenlerinin hareketleri dışında her açıdan aynı olan sistemler grubu |
ensemble i.
|
|
Biology |
|
384 |
Biyoloji |
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesi |
teratology i.
|
|
385 |
Biyoloji |
türlerin evrimsel açıdan dejenere olduğuna inanan kimse |
degenerationist i.
|
|
386 |
Biyoloji |
seçili iki kendilenmiş hat arasında heterotik açıdan birinci nesil hibrid |
single cross i.
|
|
387 |
Biyoloji |
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesi ile ilgili |
teratological s.
|
|
388 |
Biyoloji |
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesine ait |
teratological s.
|
|
389 |
Biyoloji |
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren |
minus s.
|
|
390 |
Biyoloji |
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren organizmaya ait veya ilişkin |
minus s.
|
|
391 |
Biyoloji |
biyotik açıdan |
biotically zf.
|
|
392 |
Biyoloji |
dokubilimsel açıdan |
histologically zf.
|
|
Biochemistry |
|
393 |
Biyokimya |
kalsiyum, iyon ve şeker gibi fizyolojik açıdan önemli maddelerin biyolojik bir zardan geçme süreci |
membrane transport i.
|
|
Marine Biology |
|
394 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika pasifik kıyılarında görülen, ticari açıdan önemli bir balık türü |
rasher (sebastodes miniatus) i.
|
|
395 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika pasifik kıyılarında görülen, ticari açıdan önemli bir balık türü |
vermillion rockfish i.
|
|
396 |
Deniz Biyolojisi |
çoğunlukla kuzey denizlerde görülen, ekonomik açıdan önem taşıyan bir kahverengi su yosunu familyası |
laminariaceae i.
|
|
397 |
Deniz Biyolojisi |
gömleklilerde seksüel açıdan olgunlaşamayan kusurlu zooit |
trophozooid i.
|
|
Astrology |
|
398 |
Astroloji |
astrolojik açıdan etkilenmek |
predominate f.
|
|
Botanic |
|
399 |
Botanik |
tarımsal açıdan çok önemi olmayan bir çim cinsi |
melic grass i.
|
|
Social Sciences |
|
400 |
Sosyal Bilimler |
ırkın antropolojik yöntemlerle sosyolojik açıdan incelenmesi |
anthroposociology i.
|
|
401 |
Sosyal Bilimler |
kuzey kore komünist rejiminin politik açıdan incelenmesi |
pyongyangology i.
|
|
402 |
Sosyal Bilimler |
sosyal açıdan beceriksiz |
unclubbable s.
|
|
Literature |
|
403 |
Edebiyat |
ahlaki açıdan gri karakter |
morally gray character i.
|
|
404 |
Edebiyat |
ahlaki açıdan gri karakter |
morally grey character i.
|
|
Linguistics |
|
405 |
Dilbilim |
cümle ya da cümlecikte fiilin belirttiği olayda canlı varlığın semantik açıdan pasif olan rolü |
recipient role i.
|
|
406 |
Dilbilim |
dillerin yapısal veya kronolojik açıdan karşılaştırmalı olarak incelenmesi |
typology i.
|
|
407 |
Dilbilim |
kullanan kişinin eş anlamlı başka bir kelimeye göre sosyal açıdan daha kabul edilebilir gördüğü kelime |
genteelism i.
|
|
408 |
Dilbilim |
dilbilimsel açıdan uygun olanı sezebilme |
sprachgefühl i.
|
|
409 |
Dilbilim |
(bağlacı, edatı) dil bilgisel açıdan ilişkili sözcüğün yanına getirmek |
postpose f.
|
|
410 |
Dilbilim |
neolojik açıdan |
neologically zf.
|
|
411 |
Dilbilim |
sosyodilbilimsel açıdan |
sociolinguistically zf.
|
|
412 |
Dilbilim |
toplumdilbilimsel açıdan |
sociolinguistically zf.
|
|
Religious |
|
413 |
Dini |
kelimenin veya metnin mistik açıdan tefsir edilmesi |
anagogue i.
|
|
414 |
Dini |
dini açıdan pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyet |
servile work i.
|
|
415 |
Dini |
dini açıdan kuşkucu kimse |
skeptic i.
|
|
416 |
Dini |
dini açıdan aşırı geleneksel |
ultraorthodox s.
|
|
417 |
Dini |
törensel açıdan temiz olmayan |
common s.
|
|
418 |
Dini |
dini açıdan temiz olmayan |
common s.
|
|
419 |
Dini |
dini açıdan uygun olmayan |
common s.
|
|
420 |
Dini |
teolojik açıdan doğru olan |
orthodox s.
|
|
421 |
Dini |
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin |
presbyterian s.
|
|
Philosophy |
|
422 |
Felsefe |
felsefi açıdan hümanizmi benimsemiş kimse |
humanist i.
|
|
423 |
Felsefe |
teolojik açıdan bakmak |
theologise f.
|
|
424 |
Felsefe |
teolojik açıdan bakmak |
theologize f.
|
|
425 |
Felsefe |
mantıksal açıdan ortak özelliklere sahip olmak |
communicate f.
|
|
Environment |
|
426 |
Çevre |
yerel veya ulusal yönetim tarafından kamu mirası ilan edilmiş doğal oluşum, tarihi bölge veya bilimsel açıdan önemli alan |
monument i.
|
|
Meteorology |
|
427 |
Meteoroloji |
bulutları bilimsel açıdan gözlemleyerek yapılan tahmin |
nephelognosy i.
|
|
Geology |
|
428 |
Jeoloji |
jeolojik açıdan incelemek |
geologize f.
|
|
429 |
Jeoloji |
jeolojik açıdan incelemek |
geologise f.
|
|
430 |
Jeoloji |
mekanik veya kimyasal açıdan dengesiz (yeryüzü oluşumu) |
labile s.
|
|
Military |
|
431 |
Askeri |
açıdan çıkarma usulü |
angle-offset method i.
|
|
432 |
Askeri |
askeri açıdan yıpratmak |
soften f.
|
|
433 |
Askeri |
askeri açıdan güçlü |
armipotent s.
|
|
434 |
Askeri |
askeri açıdan önemsiz |
open s.
|
|
Sport |
|
435 |
Spor |
(okçulukta) sağ açıdan atış yapan |
side s.
|
|
Art |
|
436 |
Sanat |
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü |
anamorphism i.
|
|
437 |
Sanat |
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü |
anamorphosis i.
|
|
438 |
Sanat |
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü |
anamorphosy [obsolete] i.
|
|
Music |
|
439 |
Müzik |
tipik bir sonata göre daha kısa bölümlerden oluşan ve teknik açıdan daha kolay olan sonat |
sonatina i.
|
|
440 |
Müzik |
armonik açıdan uyumlu |
related s.
|
|
441 |
Müzik |
her açıdan mükemmel (pop şarkısı) |
solid s.
|
|
Archaic |
|
442 |
Eski Kullanım |
maddi açıdan mecbur olmak |
come upon f.
|
|
443 |
Eski Kullanım |
manevi açıdan coşturmak |
translate f.
|
|
444 |
Eski Kullanım |
duygusal açıdan coşturmak |
translate f.
|
|
445 |
Eski Kullanım |
edebi açıdan zengin olan |
colorific s.
|
|
446 |
Eski Kullanım |
edebi açıdan zengin olan |
colourific s.
|
|
447 |
Eski Kullanım |
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin |
presbyterial s.
|
|
Engineering |
|
448 |
Engineering |
360 dereceli açıdan gelen sesleri almaya elverişli (mikrofon) |
omnidirectional s.
|
|
Slang |
|
449 |
Argo |
cinsel açıdan yakınlaşma süreci |
time i.
|
|
450 |
Argo |
cinsel açıdan çekici |
va-va-voom i.
|
|
451 |
Argo |
birden çok erkekle beraber olan, entrikacı veya çıkarcı olduğu düşünülen cinsel açıdan saldırgan kadın |
mantrap i.
|
|
452 |
Argo |
tembel, sosyal açıdan beceriksiz veya sosyal hayattan yoksun olarak görülen kişileri eleştirmek için kullanılan aşağılayıcı terim |
basement dweller i.
|
|
453 |
Argo |
cinsel açıdan sadakatsiz olmak |
screw around f.
|
|
454 |
Argo |
cinsel açıdan etkileyici/cazibeli hale getirmek |
sex up f.
|
|
455 |
Argo |
homoseksüel açıdan bakmadan |
no homo expr.
|
|
456 |
Argo |
homoseksüel açıdan bakmadan |
pause expr.
|
|
457 |
Argo |
fiziksel açıdan |
in the trouser department expr.
|
|
458 |
Argo |
(cinsel açıdan çekici kadın) bomba |
a bit of tail expr.
|
|
Modern Slang |
|
459 |
Modern Argo |
duygusal açıdan gelişmemiş yetişkin |
adult child i.
|
|
460 |
Modern Argo |
kendini cinsiyet değiştirmiş haliyle düşündüğünde cinsel açıdan tahrik olan kimse |
agamp (autogyneandromorphophilia) i.
|
|
461 |
Modern Argo |
estetik açıdan etkilenme |
aesthetic attraction i.
|
|
462 |
Modern Argo |
estetik açıdan hoş |
aesthetically pleasing s.
|
|