|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
çok korkutmak |
terrify f.
|
|
The man terrified the little children.
Adam küçük çocukları çok korkuttu.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
çok renkli |
multicolored s.
|
|
These multicolored socks are hand-knitted.
Bu çok renkli çoraplar el örgüsü.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
çok pis |
filthy s.
|
|
Tom's filthy.
Tom çok pis.
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
çok renkli |
multicoloured s.
|
|
Thank you for your multicoloured contribution, President-in-Office.
Çok renkli katkınız için teşekkür ederim, Dönem Başkanı.
More Sentences
|
5 |
Yaygın Kullanım |
çok önemli |
crucial s.
|
|
Mr Martin's report has come at a crucial time in the fisheries sector.
Bay Martin'in raporu balıkçılık sektörü için çok önemli bir zamanda geldi.
More Sentences
|
6 |
Yaygın Kullanım |
çok fazla |
too much s.
|
|
I am not going to say too much about this.
Bu konuda çok fazla şey söylemeyeceğim.
More Sentences
|
7 |
Yaygın Kullanım |
en çok |
most s.
|
|
In our experience during our short presidency, that is what we had to spend most time on.
Kısa başkanlık dönemimizdeki deneyimlerimize göre, en çok zaman harcamamız gereken konu buydu.
More Sentences
|
8 |
Yaygın Kullanım |
çok komik |
very funny s.
|
|
That's not a very funny story.
O çok komik bir hikaye değil.
More Sentences
|
9 |
Yaygın Kullanım |
çok komik |
so funny s.
|
|
I don't think that's so funny.
Bence bu çok komik değil.
More Sentences
|
10 |
Yaygın Kullanım |
çok yönlü |
versatile s.
|
|
Meryl is a wonderfully versatile employee of ours.
Meryl fevkalade çok yönlü bir çalışanımız.
More Sentences
|
11 |
Yaygın Kullanım |
çok önemli |
vital s.
|
|
Fresh air within your climate is also very vital.
İkliminizdeki temiz hava da çok önemlidir.
More Sentences
|
12 |
Yaygın Kullanım |
çok kolay |
very easy s.
|
|
This is very easy because they are two very good reports written by two very good parliamentarians.
Bu çok kolay çünkü bunlar çok iyi iki parlamenter tarafından yazılmış çok iyi iki rapor.
More Sentences
|
13 |
Yaygın Kullanım |
çok kötü |
awful s.
|
|
Tom has been awful.
Tom çok kötüydü.
More Sentences
|
14 |
Yaygın Kullanım |
az çok |
more or less zf.
|
|
Until now, it has more or less been considered that we had two processes which did not necessarily converge.
Şimdiye kadar zorunlu olarak yakınsamayan iki sürecimiz olduğu az çok kabul ediliyordu.
More Sentences
|
15 |
Yaygın Kullanım |
çok az |
too little zf.
|
|
On the other hand, we can have too little.
Öte yandan, çok az şeye de sahip olabiliriz.
More Sentences
|
General |
|
16 |
Genel |
çok sayıda insan |
scores of people i.
|
|
The EU Member States are most definitely populated by scores of people who feel for Central and Eastern Europeans.
AB Üye Devletleri kesinlikle Orta ve Doğu Avrupalılar için üzülen çok sayıda insanla doludur.
More Sentences
|
17 |
Genel |
en çok satılan |
best seller i.
|
|
Her new novel has become a best seller.
Yeni romanı en çok satanlar arasına girdi.
More Sentences
|
18 |
Genel |
çok şey |
great deal i.
|
|
Secondly, the European Union has a great deal to gain from these negotiations.
İkinci olarak Avrupa Birliği'nin bu müzakerelerden kazanacağı çok şey vardır.
More Sentences
|
|
19 |
Genel |
çok düşük ücret |
pittance i.
|
|
He works for a mere pittance.
Çok düşük ücretle çalışır.
More Sentences
|
20 |
Genel |
çok dilli |
polyglot i.
|
|
My goal is to become a polyglot.
Amacım çok dilli olmak.
More Sentences
|
21 |
Genel |
çok eski zaman |
time immemorial i.
|
|
Students have complained about homework assignments since time immemorial.
Öğrenciler çok eski zamanlardan beri ev ödevlerinden şikayet ederler.
More Sentences
|
22 |
Genel |
çok sevinme |
joy i.
|
|
She's jumping with joy.
O çok seviniyor.
More Sentences
|
23 |
Genel |
çok taraflı anlaşmalar |
multilateral agreements i.
|
|
Instead it should learn to interact with other priorities and other multilateral agreements.
Bunun yerine diğer öncelikler ve diğer çok taraflı anlaşmalarla etkileşim içinde olmayı öğrenmelidir.
More Sentences
|
24 |
Genel |
çok eşlilik |
polygamy i.
|
|
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
Mormonlar çok eşliliği yasakladılar, ancak bazı taraftarları hala bunu uyguluyor.
More Sentences
|
25 |
Genel |
çok uluslu şirketler |
multinational corporations i.
|
|
The multinational corporation lowered the price of several products.
Çok uluslu şirket birkaç ürünün fiyatını düşürdü.
More Sentences
|
26 |
Genel |
çok şey |
much i.
|
|
Other research fields, too, promise much for health and need to be supported.
Diğer araştırma alanları da sağlık için çok şey vaat ediyor ve desteklenmeleri gerekiyor.
More Sentences
|
27 |
Genel |
çok miktar |
large amount i.
|
|
The Swiss consume a large amount of beer.
İsviçre çok miktarda bira tüketiyor.
More Sentences
|
28 |
Genel |
çok sayı |
scores i.
|
|
In a far-off desert or in the centre of Brussels, if the factory blows up, scores of workers will lose their lives.
Uzak bir çölde ya da Brüksel'in merkezinde fabrika havaya uçarsa çok sayıda işçi hayatını kaybedecektir.
More Sentences
|
29 |
Genel |
çok kolay |
piece of cake i.
|
|
Finishing the job by Tuesday will be a piece of cake.
İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.
More Sentences
|
30 |
Genel |
çok önemli |
big deal i.
|
|
It's no big deal.
O çok önemli değil.
More Sentences
|
31 |
Genel |
çok para |
too much money i.
|
|
My wife spends too much money on herself.
Karım kendine çok para harcıyor.
More Sentences
|
32 |
Genel |
çok değişen manzara |
kaleidoscope i.
|
|
The vibrant marketplace was a kaleidoscope of colours and sounds.
Hareketli pazar yeri, renklerin ve seslerin sürekli değiştiği bir manzara gibiydi.
More Sentences
|
33 |
Genel |
çok sesli |
polyphony i.
|
|
We want unity rather than polyphony.
Biz çok seslilik yerine birlik istiyoruz.
More Sentences
|
34 |
Genel |
en çok satanlar |
bestseller i.
|
|
It is said that the book is a bestseller in Britain.
Kitabın İngiltere'de en çok satanlar listesinde olduğu söyleniyor.
More Sentences
|
35 |
Genel |
çok büyük farklılıklar |
significant differences i.
|
|
There is no significant difference.
Çok büyük farklılık yok.
More Sentences
|
36 |
Genel |
çok zaman |
plenty of time i.
|
|
Plenty of time for you to meet another geriatric boy toy.
Kendine gönül eğlendirecek yaşlı bir adam bulman için daha çok zaman var.
More Sentences
|
37 |
Genel |
çok para harcayan |
big spender i.
|
|
Japanese tourists abroad are big spenders.
Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar.
More Sentences
|
38 |
Genel |
çok sevilen |
hit i.
|
|
Our showroom made a hit with young ladies.
Sergileme alanımız genç hanımlarca çok sevildi.
More Sentences
|
|
39 |
Genel |
çok sayıda arkadaş |
many friends i.
|
|
Tom has many friends.
Tom'un çok sayıda arkadaşı var.
More Sentences
|
Common Usage |
|
40 |
Yaygın Kullanım |
çok az iş/çalışma/emek |
lack of work i.
|
|
41 |
Yaygın Kullanım |
çok yönlülük |
versatility i.
|
|
42 |
Yaygın Kullanım |
çok gayret etmek |
strain f.
|
|
43 |
Yaygın Kullanım |
çok yakın (ilişki/kimse) |
intimate s.
|
|
44 |
Yaygın Kullanım |
çok komik |
too funny s.
|
|
45 |
Yaygın Kullanım |
çok derin ve dipsiz |
abyssal s.
|
|
46 |
Yaygın Kullanım |
çok büyük |
colossal s.
|
|
47 |
Yaygın Kullanım |
pek çok |
very much zf.
|
|
48 |
Yaygın Kullanım |
çok |
much zf.
|
|
49 |
Yaygın Kullanım |
çok |
many zf.
|
|
50 |
Yaygın Kullanım |
çok |
very zf.
|
|
General |
|
51 |
Genel |
çok ince uç |
needlepoint i.
|
|
52 |
Genel |
çok zengin |
zillionaire i.
|
|
53 |
Genel |
çok para getiren |
money maker i.
|
|
54 |
Genel |
içine bu tür biber katılmış çok yumuşak bir peynir |
pimento cheese i.
|
|
55 |
Genel |
çok sıcak bir yer |
furnace i.
|
|
56 |
Genel |
çok değerli olma niteliği |
multivalence i.
|
|
57 |
Genel |
çok kolay bir şey |
a piece of cake i.
|
|
58 |
Genel |
çok küçük damla |
globule i.
|
|
59 |
Genel |
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşayan kimse |
ascetic i.
|
|
60 |
Genel |
çok sert efsanevi bir taş |
adamant i.
|
|
61 |
Genel |
çok kolay şey |
cinch i.
|
|
62 |
Genel |
çok ince deri parçası |
blype i.
|
|
63 |
Genel |
çok az miktar |
driblet i.
|
|
64 |
Genel |
sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge |
taiga i.
|
|
65 |
Genel |
çok kötülük |
awfulness i.
|
|
66 |
Genel |
çok etkileyici bir cevap (tartışmada) |
masterstroke i.
|
|
67 |
Genel |
çok sesli şarkı |
glee i.
|
|
68 |
Genel |
çok uzun veya sonsuz zaman |
eon i.
|
|
69 |
Genel |
çok aşamalı kurutucular |
multistaged dryers i.
|
|
70 |
Genel |
çok içki içme |
splice i.
|
|
71 |
Genel |
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş |
a long shot i.
|
|
72 |
Genel |
çok yönlülük |
versatility i.
|
|
73 |
Genel |
çok miktar |
load i.
|
|
74 |
Genel |
çok kötü olma |
atrociousness i.
|
|
75 |
Genel |
çok yakın dost |
alter ego i.
|
|
76 |
Genel |
hayat hakkında çok şey bilme |
sophistication i.
|
|
77 |
Genel |
çok işlevli |
multi mission i.
|
|
78 |
Genel |
çok büyük tamsayı |
large integer i.
|
|
|
79 |
Genel |
çok büyük şey |
immensity i.
|
|
80 |
Genel |
çok renklilik |
colorfulness i.
|
|
81 |
Genel |
sesi çok doğal bir şekilde veren (radyo/pikap/hoparlör) |
high fidelity i.
|
|
82 |
Genel |
çok bilgili |
polymath i.
|
|
83 |
Genel |
çok az miktar |
pittance i.
|
|
84 |
Genel |
çok yönlülük |
sophistication i.
|
|
85 |
Genel |
az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu |
time pressure i.
|
|
86 |
Genel |
en küçük çok terimli |
least polynomial i.
|
|
87 |
Genel |
çok müsrif kimse |
wastrel i.
|
|
88 |
Genel |
çok taraflı anlaşma |
multilateral agreement i.
|
|
89 |
Genel |
çok zayıf kimse |
scrag i.
|
|
90 |
Genel |
çok miktar |
muckle i.
|
|
91 |
Genel |
çok acı biber |
cayenne i.
|
|
92 |
Genel |
çok ileri giden |
exceeder i.
|
|
93 |
Genel |
çok az miktar |
atom i.
|
|
94 |
Genel |
çok uzak |
a good way i.
|
|
95 |
Genel |
çok renkli eser |
polychrome i.
|
|
96 |
Genel |
çok kişiliklilik |
multiple personality i.
|
|
97 |
Genel |
çok iş bekleyen patron |
a demanding boss i.
|
|
98 |
Genel |
çok yüksek bina |
high rise building i.
|
|
99 |
Genel |
çok güzel kız |
a peach of a girl i.
|
|
100 |
Genel |
bolluk (çok olma) |
copiousness i.
|
|
101 |
Genel |
çok eşli kimse |
polygamist i.
|
|
102 |
Genel |
çok küçük miktar |
grain i.
|
|
103 |
Genel |
çok miktar |
slew i.
|
|
104 |
Genel |
dinine çok bağlı olan kimse |
devotee i.
|
|
105 |
Genel |
sesi çok doğal bir şekilde verme |
high fidelity i.
|
|
106 |
Genel |
çok heceli sözcük |
polysyllable i.
|
|
107 |
Genel |
çok uzun zaman |
blue moon i.
|
|
108 |
Genel |
çok miktarda kayıt |
voluminous records i.
|
|
109 |
Genel |
çok uzun zaman |
eon i.
|
|
110 |
Genel |
kayık arkasından çekilen çok çengelli olta |
trawl i.
|
|
111 |
Genel |
en çok beğenilen |
favorite i.
|
|
112 |
Genel |
çok para |
a great deal of money i.
|
|
113 |
Genel |
çok miktar |
heap i.
|
|
114 |
Genel |
çok bilmiş |
smart al·eck i.
|
|
115 |
Genel |
çok nemli hava |
damp air i.
|
|
116 |
Genel |
çok para getiren |
moneymaker i.
|
|
117 |
Genel |
saat dilimlerini çok hızlı geçmekten kaynaklanan bedensel ritim bozukluğu |
jet lag i.
|
|
118 |
Genel |
birden çok dil bilen kimse |
polyglot i.
|
|
119 |
Genel |
çok kütleli etki |
many body effect i.
|
|
120 |
Genel |
çok köpüklü bira |
weiss beer i.
|
|
121 |
Genel |
iki veya daha çok şirketin birleşmesi |
merger i.
|
|
122 |
Genel |
çok kısa bir mesafe |
step i.
|
|
123 |
Genel |
çok yiyip içmekten sakınma |
abstemiousness i.
|
|
124 |
Genel |
çok sade bir çeşit kadın elbisesi |
shift i.
|
|
125 |
Genel |
çok erkekle evlilik |
polyandry i.
|
|
126 |
Genel |
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri |
spouse i.
|
|
127 |
Genel |
çok tecrübeli |
man of the world i.
|
|
128 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
highflyer i.
|
|
129 |
Genel |
en çok nefret edilen |
pet hate i.
|
|
130 |
Genel |
çok yumuşak |
supersoft i.
|
|
131 |
Genel |
çok tiz bir ses |
squeal i.
|
|
132 |
Genel |
çok büyük çoğunluk |
vast majority i.
|
|
133 |
Genel |
çok soru soran kimse |
questioner i.
|
|
134 |
Genel |
evin bir yanında bulunan ve üç yanı camla çevrili çok güneşli oda |
solarium i.
|
|
135 |
Genel |
çok olma |
abundance i.
|
|
136 |
Genel |
en çok satılan kitap |
best seller i.
|
|
137 |
Genel |
çok tatlılık |
oversweetness i.
|
|
138 |
Genel |
çok eletronlu yapılar kuramı |
many electron theory i.
|
|
139 |
Genel |
çok komik şey |
scream i.
|
|
140 |
Genel |
çok geniş bir alan |
sweep i.
|
|
141 |
Genel |
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması |
flyoff i.
|
|
142 |
Genel |
en çok nefret edilen |
pet aversion i.
|
|
143 |
Genel |
çok katlılık |
voluminousness i.
|
|
144 |
Genel |
çok para kazanan |
big earner i.
|
|
145 |
Genel |
çok büyük şey |
spanker i.
|
|
146 |
Genel |
çok sayıda insan kaybına sebep olan yangın |
holocaust i.
|
|
147 |
Genel |
yüne daha çok benzeyen |
woollier i.
|
|
148 |
Genel |
alışılandan çok daha bol |
bumper i.
|
|
149 |
Genel |
çok az para |
chickenfeed i.
|
|
150 |
Genel |
çok fazla |
bellyful i.
|
|
151 |
Genel |
çok miktar |
round figure i.
|
|
152 |
Genel |
çok miktar |
considerable amount i.
|
|
153 |
Genel |
çok uluslu şirketler |
transnational companies i.
|
|
154 |
Genel |
ayinlere çok önem veren kimse |
ritualist i.
|
|
155 |
Genel |
çok çocukluluk |
philoprogenitiveness i.
|
|
156 |
Genel |
çok sevilen (kimse/şey) |
idol i.
|
|
157 |
Genel |
çok aileli harap bina |
rookery i.
|
|
158 |
Genel |
çok sevinme |
jubilation i.
|
|
159 |
Genel |
çok önemli |
a matter of life and death i.
|
|
160 |
Genel |
çok zeki kişi |
brainiac i.
|
|
161 |
Genel |
insana çok sıkıntı çektiren iş |
ordeal i.
|
|
162 |
Genel |
çok büyük ve kaba gemi |
hulk i.
|
|
163 |
Genel |
çok süslü olma |
ornateness i.
|
|
164 |
Genel |
çok sevinme |
exulting i.
|
|
165 |
Genel |
kesirli çok etkenli deney tasarımı |
fractional factorial design i.
|
|
166 |
Genel |
çok tecrübeli kimse (belirli bir konuda) |
veteran i.
|
|
167 |
Genel |
aşırı çok renklilik |
overdiversification i.
|
|
168 |
Genel |
çok sık kullanılan laf |
tag i.
|
|
169 |
Genel |
belirli bir konuda çok tecrübeli kimse |
veteran i.
|
|
170 |
Genel |
çok yönlü satıcı |
multivendor i.
|
|
171 |
Genel |
çok uzakta |
ultima thule i.
|
|
172 |
Genel |
çok dilli sözlükler |
polyglot dictionaries i.
|
|
173 |
Genel |
çok tatlı olma |
oversweetness i.
|
|
174 |
Genel |
çok konuşan |
yapper i.
|
|
175 |
Genel |
çok ürünlü reklam |
multiproduct advertising i.
|
|
176 |
Genel |
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama |
asceticism i.
|
|
177 |
Genel |
orijinaline çok benzeyen taklit |
slavish imitation i.
|
|
178 |
Genel |
çok iş |
overwork i.
|
|
179 |
Genel |
çok fazla endişelenen |
worrywart i.
|
|
180 |
Genel |
çok kaynamış yumurta |
hard boiled egg i.
|
|
181 |
Genel |
çok tanrılı dinler |
polytheistic religions i.
|
|
182 |
Genel |
çok tavşan bulunan yer |
warren i.
|
|
183 |
Genel |
çok leziz yiyecek |
ambrosia i.
|
|
184 |
Genel |
çok para kazanan |
big income earner i.
|
|
185 |
Genel |
devasa ve çok çirkin şey |
monstrosity i.
|
|
186 |
Genel |
çok bilmiş |
smart alec i.
|
|
187 |
Genel |
çok ufak parça |
fleck i.
|
|
188 |
Genel |
çok kötü durum |
ruin i.
|
|
189 |
Genel |
talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman |
sailing ticket i.
|
|
190 |
Genel |
bir şey yapmayı çok isteme |
the urge to i.
|
|
191 |
Genel |
çok çeşitlilik |
smorgasbord i.
|
|
192 |
Genel |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
primrose evening oil i.
|
|
193 |
Genel |
çok kanatlı uçak |
multiplane i.
|
|
194 |
Genel |
çok sayıda |
scores i.
|
|
195 |
Genel |
çok ufak |
peewee i.
|
|
196 |
Genel |
bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim |
one point lessons and swiss army instruction i.
|
|
197 |
Genel |
çok kullanılan bir deyim |
byword i.
|
|
198 |
Genel |
çok eşlilik |
polygyny i.
|
|
199 |
Genel |
çok amaçlı sınıf |
multipurpose grade i.
|
|
200 |
Genel |
iliği çok olan kemik |
marrowbone i.
|
|
201 |
Genel |
çok iyi |
funkiness i.
|
|
202 |
Genel |
çok tanrıcılık |
polytheism i.
|
|
203 |
Genel |
televizyonun en çok izlendiği saatler |
prime time i.
|
|
204 |
Genel |
eski roma'da çok büyük arazi |
latifundia i.
|
|
205 |
Genel |
çok istenen şey |
prize i.
|
|
206 |
Genel |
çok taraflı zarar |
collateral damage i.
|
|
207 |
Genel |
çok usta kimse |
wizard i.
|
|
208 |
Genel |
çok tutumlu |
scotch i.
|
|
209 |
Genel |
çok hücreliler |
multicellulars i.
|
|
210 |
Genel |
çok önemli kişi |
very important person i.
|
|
211 |
Genel |
çok eşli adam |
polygynist i.
|
|
212 |
Genel |
çok zengin tüccar |
merchant prince i.
|
|
213 |
Genel |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
evening primrose oil i.
|
|
214 |
Genel |
çok küçük olma |
minuteness i.
|
|
215 |
Genel |
suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki |
hydrophytic plant i.
|
|
216 |
Genel |
ayin ve törenleri çok önemseme |
ritualism i.
|
|
217 |
Genel |
ile dolu (çok) |
abounding in i.
|
|
218 |
Genel |
çok iyi şans |
best of luck i.
|
|
219 |
Genel |
çok komik |
damned funny i.
|
|
220 |
Genel |
çok katlı spektral çizgi |
multiplet i.
|
|
221 |
Genel |
çok ucuz otel |
dosshouse i.
|
|
222 |
Genel |
çok ince dal (kesilmiş) |
switch i.
|
|
223 |
Genel |
çok zengin ve lüks hayat yaşayan |
nabob i.
|
|
224 |
Genel |
çok katlı otoyol kavşağı |
spaghetti junction i.
|
|
225 |
Genel |
çok yıldız |
multiple star i.
|
|
226 |
Genel |
çok kötü olma |
beastliness i.
|
|
227 |
Genel |
çok zeki kadın |
minerva i.
|
|
228 |
Genel |
çok büyük sayı |
myriad i.
|
|
229 |
Genel |
çok tanrılı din |
polytheistic religion i.
|
|
230 |
Genel |
çok katlı yassı epitel |
stratified squamous epithelium i.
|
|
231 |
Genel |
az çok sınırları belli olan toprak parçası |
region i.
|
|
232 |
Genel |
çok büyük heykel |
colossus i.
|
|
233 |
Genel |
suyun en çok yükseldiği nokta |
high water mark i.
|
|
234 |
Genel |
çok dikkatlilik |
persnicketiness i.
|
|
235 |
Genel |
çok kolay iş |
snap i.
|
|
236 |
Genel |
çok ucuz otel |
flophouse i.
|
|
237 |
Genel |
çok büyük boyutta integrasyon |
very large scale integration i.
|
|
238 |
Genel |
çok rağbet gören şey |
rage i.
|
|
239 |
Genel |
çok emin olma |
cocksureness i.
|
|
240 |
Genel |
çok gürültülü ve kargaşalı bir yer |
bedlam i.
|
|
241 |
Genel |
çok iyi bir iş |
a plum post i.
|
|
242 |
Genel |
çok miktar |
mickle i.
|
|
243 |
Genel |
çok uzun bir eteğin yerde sürünen kısmı |
train i.
|
|
244 |
Genel |
çok sevilen şiirler |
favorite poems i.
|
|
245 |
Genel |
çok bilmiş |
smart aleck i.
|
|
246 |
Genel |
aktarmasız biletin fiyatını kırmak için çok sektörlü bir yolculuk için ayrı biletlerin basılması |
split ticketing i.
|
|
247 |
Genel |
çok anlamlılık |
amphiboly i.
|
|
248 |
Genel |
çok dikkatlilik |
meticulousness i.
|
|
249 |
Genel |
çok kısa radyo dalgaları veren bir lamba |
magnetron i.
|
|
250 |
Genel |
çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı |
coach i.
|
|
251 |
Genel |
çok içki içme |
boozing i.
|
|
252 |
Genel |
çok geniş ve çeşitli bilgi |
erudition i.
|
|
253 |
Genel |
çok büyük beden |
outsize i.
|
|
254 |
Genel |
çok hafif vuruş |
tip i.
|
|
255 |
Genel |
birden çok kişinin sorumluluğu |
joint tort feasors i.
|
|
256 |
Genel |
büyük ve çok zehirli bir asya katıryılanı |
daboia i.
|
|
257 |
Genel |
çok soğuk olma |
frostiness i.
|
|
258 |
Genel |
çok içme |
swilling i.
|
|
259 |
Genel |
çok iyi bir iş |
a plum job i.
|
|
260 |
Genel |
çok katlı epitel |
stratified epithelium i.
|
|
261 |
Genel |
çok memnun etme |
enrapturing i.
|
|
262 |
Genel |
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi |
halo i.
|
|
263 |
Genel |
çok dil bilen kimse |
polyglot i.
|
|
264 |
Genel |
çok kasvetli olma |
lugubriousness i.
|
|
265 |
Genel |
çok basamaklı |
multiechelon i.
|
|
266 |
Genel |
birden çok girişe olanak veren vize |
multiple entry visa i.
|
|
267 |
Genel |
çok komik şey |
panic i.
|
|
268 |
Genel |
çok tecrübeli kimse |
veteran i.
|
|
269 |
Genel |
çok katlılık |
multiplicity i.
|
|
270 |
Genel |
çok derin kanyon |
gulf i.
|
|
271 |
Genel |
suyun yüzeyini ancak kıpırdatan çok hafif bir esinti |
cat's paw i.
|
|
272 |
Genel |
çok küçük miktar |
fraction i.
|
|
273 |
Genel |
çok büyük |
whacker i.
|
|
274 |
Genel |
çok tanrıcılık |
polytheistic religions i.
|
|
275 |
Genel |
çok ağır söyleyiş |
drawl i.
|
|
276 |
Genel |
çok para |
serious coin i.
|
|
277 |
Genel |
en çok sevilen |
favorite i.
|
|
278 |
Genel |
birbirine çok bağlı topluluk |
phalanx i.
|
|
279 |
Genel |
çok tiz ve anlık elektronik ses |
bleep i.
|
|
280 |
Genel |
çok nazik ve ince bir dille yazan |
euphuist i.
|
|
281 |
Genel |
çok büyük miktar |
profusion i.
|
|
282 |
Genel |
çok ölçütlü karar verme |
multiple criteria decision making i.
|
|
283 |
Genel |
kendi görünüşünü çok beğenme |
vanity i.
|
|
284 |
Genel |
çok katlı |
decker i.
|
|
285 |
Genel |
çok başlı yılan |
hydra i.
|
|
286 |
Genel |
çok kocalılık |
polyandry i.
|
|
287 |
Genel |
çok boyutlu dil |
multidimensional language i.
|
|
288 |
Genel |
çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde |
glycol i.
|
|
289 |
Genel |
çok emek isteyen iş |
a demanding job i.
|
|
290 |
Genel |
çok katlı molekül tutma |
multimolecular sorption i.
|
|
291 |
Genel |
çok dağınık yer |
tip i.
|
|
292 |
Genel |
çok eşli |
polygamist i.
|
|
293 |
Genel |
çok güzel kız |
peach i.
|
|
294 |
Genel |
çok ufak arpacıksoğanı |
pearl onion i.
|
|
295 |
Genel |
neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık |
pandemic i.
|
|
296 |
Genel |
çok ufak bir delil |
a scrap of evidence i.
|
|
297 |
Genel |
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs |
jeepney i.
|
|
298 |
Genel |
çok küçük parça |
grain i.
|
|
299 |
Genel |
çok ince ipek kumaş |
grenadine i.
|
|
300 |
Genel |
çok soğuk olma durumu |
frostiness i.
|
|
301 |
Genel |
çok öfkelenme |
seeing red i.
|
|
302 |
Genel |
çok yorulma |
jading i.
|
|
303 |
Genel |
çok pis ve düzensiz yer |
sty i.
|
|
304 |
Genel |
çok eşle evlilik |
polygamy i.
|
|
305 |
Genel |
çok ince mum |
taper i.
|
|
306 |
Genel |
çok kolay şey |
doddle i.
|
|
307 |
Genel |
çok büyük olma |
immensity i.
|
|
308 |
Genel |
çok fena düşüş |
cropper i.
|
|
309 |
Genel |
çok önemli |
a matter of life or death i.
|
|
310 |
Genel |
çok kolay iş |
child's play i.
|
|
311 |
Genel |
çok kalitesiz şey |
stinker i.
|
|
312 |
Genel |
çok miktar |
slue i.
|
|
313 |
Genel |
çok ince bir tür bürümcük |
gossamer i.
|
|
314 |
Genel |
çok dikenli (çalı) |
thorn i.
|
|
315 |
Genel |
az yoran ve çok kazandıran iş |
rocking chair job i.
|
|
316 |
Genel |
çok zengin işadamı |
baron i.
|
|
317 |
Genel |
çok pısırık kimse |
wimp i.
|
|
318 |
Genel |
çok satılan kitap |
bestseller i.
|
|
319 |
Genel |
çok selülozlu yiyecek |
roughage i.
|
|
320 |
Genel |
çok resmi toplantılarda giyilen elbise |
full dress i.
|
|
321 |
Genel |
her yöne birden çok yolun olduğu otoyol |
superhighway i.
|
|
322 |
Genel |
çok istenilen şey |
prize i.
|
|
323 |
Genel |
çok kesif yapılı dağ grubu |
massif i.
|
|
324 |
Genel |
çok iyi |
alpha plus i.
|
|
325 |
Genel |
çok dayanıklı bir seramikten yapılan tabak |
stoneware i.
|
|
326 |
Genel |
çok ince kumaş |
zephyr i.
|
|
327 |
Genel |
çok büyük sayı |
number of many figures i.
|
|
328 |
Genel |
çok kısa süren şey |
snatch i.
|
|
329 |
Genel |
çok para |
pots of money i.
|
|
330 |
Genel |
çok dilde basılmış kitap |
polyglot i.
|
|
331 |
Genel |
çok kötü olma |
ickiness i.
|
|
332 |
Genel |
çok fazla içki içilen süre |
binge i.
|
|
333 |
Genel |
çok dayanıklı bir seramik türü |
stoneware i.
|
|
334 |
Genel |
çok ince olma |
etherealness i.
|
|
335 |
Genel |
çok güzel kimse |
vision i.
|
|
336 |
Genel |
çok büyük tanker gemi |
supertanker i.
|
|
337 |
Genel |
çok yüksek ısı |
white heat i.
|
|
338 |
Genel |
çok tehlikeli bölge |
no man's land i.
|
|
339 |
Genel |
çok uzun süre |
aeon i.
|
|
340 |
Genel |
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar |
champagne powder i.
|
|
341 |
Genel |
çok ucuz şey |
snip i.
|
|
342 |
Genel |
zamanı çok hassas dilimler halinde ölçen alet |
chronometer i.
|
|
343 |
Genel |
çok düzeyli birleştirici |
multiplexer i.
|
|
344 |
Genel |
çok taraflı görüşmeler |
multilateral talks i.
|
|
345 |
Genel |
çok sıcak gün |
broiler i.
|
|
346 |
Genel |
çok şiddetli arzu |
lust i.
|
|
347 |
Genel |
çok ilişkili kayıtlar dosyası |
lattice file i.
|
|
348 |
Genel |
çok az ücret |
pittance i.
|
|
349 |
Genel |
akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar |
stilt i.
|
|
350 |
Genel |
çok miktar |
lot i.
|
|
351 |
Genel |
çok güzel kız |
very beautiful girl i.
|
|
352 |
Genel |
çok fazla |
surfeit i.
|
|
353 |
Genel |
çok adresli kod |
multiple access code i.
|
|
354 |
Genel |
çok tiz falseto şarkısı söyleyen kimse |
yodeller i.
|
|
355 |
Genel |
çok ufak tatarcık olma |
punkiness i.
|
|
356 |
Genel |
çok önemli durum |
key position i.
|
|
357 |
Genel |
çok küçük bir miktar |
smidgin i.
|
|
358 |
Genel |
çok soru sorma |
inquisitiveness i.
|
|
359 |
Genel |
çok yıllık bitki |
perennial i.
|
|
360 |
Genel |
çok yüksek ses |
stentorian i.
|
|
361 |
Genel |
çok para |
big money i.
|
|
362 |
Genel |
çok rağbet gören meslek |
crowded profession i.
|
|
363 |
Genel |
çok okunan gazete |
popular newspaper i.
|
|
364 |
Genel |
çok yanlılık |
multilateralism i.
|
|
365 |
Genel |
çok farklı |
quite a change i.
|
|
366 |
Genel |
çok çekişmeli seçim |
closely contested election i.
|
|
367 |
Genel |
çok yüksek sıklık |
very high frequency i.
|
|
368 |
Genel |
çok çalışan |
trimer i.
|
|
369 |
Genel |
çok şey isteyen |
gracioso i.
|
|
370 |
Genel |
çok zengin kişi |
nabob i.
|
|
371 |
Genel |
en çok satan kitaplar |
bestseller i.
|
|
372 |
Genel |
çok büyük farklılıklar |
great differences i.
|
|
373 |
Genel |
çok güçlü bir yumruk |
haymaker i.
|
|
374 |
Genel |
çok hızlı hareket eden |
blue streak i.
|
|
375 |
Genel |
çok ince kuştüyü |
crinet i.
|
|
376 |
Genel |
çok ince kuştüyü |
crinel i.
|
|
377 |
Genel |
çok satan yayınlar |
best sellers i.
|
|
378 |
Genel |
çok az fark |
a slight difference i.
|
|
379 |
Genel |
çok az fark |
a minor difference i.
|
|
380 |
Genel |
çok kolay |
simple job i.
|
|
381 |
Genel |
çok kolay |
easy task i.
|
|
382 |
Genel |
çok kolay |
slice of cake i.
|
|
383 |
Genel |
çok kolay |
child's play i.
|
|
384 |
Genel |
çok kolay |
bit of cake i.
|
|
385 |
Genel |
çok çalışan kimse |
hard worker i.
|
|
386 |
Genel |
çok amaçlı un |
all purpose flour i.
|
|
387 |
Genel |
çok çocuklu aile |
parents with more than one kid i.
|
|
388 |
Genel |
çok çocuklu aile |
family with more than one kid i.
|
|
389 |
Genel |
üzerinde çok durma |
overemphasizing i.
|
|
390 |
Genel |
üzerinde çok durma |
overemphasising i.
|
|
391 |
Genel |
çok kez |
heaps of times i.
|
|
392 |
Genel |
çok kereler |
plenty of times i.
|
|
393 |
Genel |
çok kere |
heaps of times i.
|
|
394 |
Genel |
çok gezen kişi |
rolling stone i.
|
|
395 |
Genel |
çok kısa bir süre |
point in time i.
|
|
396 |
Genel |
çok ince çatlak |
hair line i.
|
|
397 |
Genel |
çok yabancı |
perfect stranger i.
|
|
398 |
Genel |
çok yaşlı kimse |
methuselah i.
|
|
399 |
Genel |
çok fazla miktarda |
hatful i.
|
|
400 |
Genel |
çok katlı otopark |
parking garage i.
|
|
401 |
Genel |
çok kaliteli/etkileyici kimse |
class act i.
|
|
402 |
Genel |
çok işlevsellik |
multifunctionality i.
|
|
403 |
Genel |
çok fonksiyonluluk |
multifunctionality i.
|
|
404 |
Genel |
çok yakınlık |
close proximity i.
|
|
405 |
Genel |
çok bilgisayar kullanan |
power user i.
|
|
406 |
Genel |
çok iyi işitme |
acute hearing i.
|
|
407 |
Genel |
en çok satılan (kitap vb) |
best seller i.
|
|
408 |
Genel |
çok uzun bir süre |
blue moon i.
|
|
409 |
Genel |
çok enerjik kimse |
demon i.
|
|
410 |
Genel |
çok eşlilik sistemi |
polygamy i.
|
|
411 |
Genel |
çok ince levha |
foil i.
|
|
412 |
Genel |
çok ince levha |
folio i.
|
|
413 |
Genel |
afrika'nın güneybatı kıyılarındaki çok güçlü kuzey-güney akıntısı |
agulhas current i.
|
|
414 |
Genel |
çok maksatlı yapıştırıcı |
all-purpose glue i.
|
|
415 |
Genel |
çok taraflılık |
many-sidedness i.
|
|
416 |
Genel |
çok kısımlılık |
many-sidedness i.
|
|
417 |
Genel |
çok yakından alınan fotoğraf |
close-up i.
|
|
418 |
Genel |
üzerinde çok fazla düşünülmeden oluşturulmuş fikir |
ill-thought i.
|
|
419 |
Genel |
çok bölümlülük |
many-sidedness i.
|
|
420 |
Genel |
en çok güvenilen kimse |
right-hand man i.
|
|
421 |
Genel |
çok disiplinli ve etkileşimli sektörler |
multi-discipline and cross sectors i.
|
|
422 |
Genel |
çok küçük konut |
vest-pocket housing i.
|
|
423 |
Genel |
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma |
multi-lateral agreement i.
|
|
424 |
Genel |
çok partililik |
multi-party system i.
|
|
425 |
Genel |
çok taraflı anlaşma |
multi-lateral agreement i.
|
|
426 |
Genel |
çok katlı otopark |
multi-storey car park i.
|
|
427 |
Genel |
çok kazanç getiren iş |
money-spinner i.
|
|
428 |
Genel |
çok elyaflılar anlaşması |
multi-fibre agreement i.
|
|
429 |
Genel |
çok önemli olmayan ve üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gerekmeyen |
no-brainer i.
|
|
430 |
Genel |
çok güzel ve rahat bir yer |
shangri-la i.
|
|
431 |
Genel |
çok partili sistem |
multi-party system i.
|
|
432 |
Genel |
çok tecrübeli biri |
war-horse i.
|
|
433 |
Genel |
birbirinden çok farklı çeşitleri içeren |
mingle-mangle i.
|
|
434 |
Genel |
birden çok tekne kısmı olan gemi |
multi-hull i.
|
|
435 |
Genel |
çok çocuklu aile |
multi-child family i.
|
|
436 |
Genel |
kökleri hristiyanlık öncesine dayanan yeni-pagan çok tanrılı dini inanış |
wicca i.
|
|
437 |
Genel |
çok yumuşak |
extra mild i.
|
|
438 |
Genel |
çok sevilen kimse |
idol i.
|
|
439 |
Genel |
çok sevilen kimse şey |
idol i.
|
|
440 |
Genel |
çok etkili iş adamı |
baron i.
|
|
441 |
Genel |
çok yüksek düşünce |
bathos i.
|
|
442 |
Genel |
çok önemli iş adamı |
baron i.
|
|
443 |
Genel |
çok iyi şey |
beauty i.
|
|
444 |
Genel |
çok karlı iş |
bonanza i.
|
|
445 |
Genel |
en çok satılan kitap |
bestseller i.
|
|
446 |
Genel |
çok büyük mutluluk |
bliss i.
|
|
447 |
Genel |
çok iyi kişi |
beauty i.
|
|
448 |
Genel |
çok pis yer |
cesspool i.
|
|
449 |
Genel |
çok basit görev |
doddle i.
|
|
450 |
Genel |
çam türüne çok yakın bir orman ağacı |
ladin i.
|
|
451 |
Genel |
çok yönlü olma |
miscellaneousness i.
|
|
452 |
Genel |
işi az parası çok görev |
sinecure i.
|
|
453 |
Genel |
görevine çok bağlı kimse |
sharpy i.
|
|
454 |
Genel |
o zamandan bu zamana çok şey değişti |
a lot of water has flowed beneath the bridge i.
|
|
455 |
Genel |
çok katlı mağaza |
multi-storey shop i.
|
|
456 |
Genel |
çalgısız söylenen çok sesli şarkı |
madrigal i.
|
|
457 |
Genel |
çok gözlü boru |
manifold i.
|
|
458 |
Genel |
çok küçük başlı çivi |
lost-head nail i.
|
|
459 |
Genel |
çok yapraklı |
multifoil i.
|
|
460 |
Genel |
çok küçük yaş |
tender age i.
|
|
461 |
Genel |
çok genç yaş |
tender age i.
|
|
462 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
ace i.
|
|
463 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
wizard i.
|
|
464 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
maven i.
|
|
465 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
mavin i.
|
|
466 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
sensation i.
|
|
467 |
Genel |
çok kiracılı ucuz apartman |
tenement i.
|
|
468 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
whiz i.
|
|
469 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
hotshot i.
|
|
470 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
champion i.
|
|
471 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
virtuoso i.
|
|
472 |
Genel |
çok yetenekli kimse |
whizz i.
|
|
473 |
Genel |
çok revaçta (zengin) olan ünlüler |
glitterati i.
|
|
474 |
Genel |
çok önem verilen yer |
a mecca i.
|
|
475 |
Genel |
çok karılılık |
polygamy i.
|
|
476 |
Genel |
çok eşlilik |
plural marriage i.
|
|
477 |
Genel |
çok katlı kapalı otopark |
multi story parking garage i.
|
|
478 |
Genel |
çok uluslular |
multi-nationals i.
|
|
479 |
Genel |
çok uluslu teknik imkanlar |
multinational technical means i.
|
|
480 |
Genel |
isim çok kısa |
name is too short i.
|
|
481 |
Genel |
çok az azalma |
slight reduction i.
|
|
482 |
Genel |
çok düşük azalma |
slight reduction i.
|
|
483 |
Genel |
çok az düşüş |
slight reduction i.
|
|
484 |
Genel |
çok küçük farkla kazanılan zafer |
razor-thin victory i.
|
|
485 |
Genel |
çok soğuk iklimler |
extremely cold climates i.
|
|
486 |
Genel |
emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme |
nurse sow i.
|
|
487 |
Genel |
çok sosyal kimse |
social butterfly i.
|
|
488 |
Genel |
çok dinli dünya |
multi-faith world i.
|
|
489 |
Genel |
çok inançlı dünya |
multi-faith world i.
|
|
490 |
Genel |
çok katlı sinema |
cineplex i.
|
|
491 |
Genel |
en çok konuşulan beşinci dil |
fifth mostly spoken language i.
|
|
492 |
Genel |
en çok sorulan soru |
the most asked question i.
|
|
493 |
Genel |
çok satan yazar |
best-selling author i.
|
|
494 |
Genel |
çok satan yazar |
best-selling writer i.
|
|
495 |
Genel |
çok fazla nefret |
so much hate i.
|
|
496 |
Genel |
çok az yağlı diet |
very low-fat diet i.
|
|
497 |
Genel |
çok çengelli yapay yem |
plug i.
|
|
498 |
Genel |
en çok satarlık |
bestsellerdom i.
|
|
499 |
Genel |
en çok satar olma |
bestsellerdom i.
|
|
500 |
Genel |
çok kuşaklı aile |
multi-generational family i.
|
|