yatkın - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yatkın



"yatkın" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yatkın prone s.
General
yatkın leaning to one side s.
yatkın deteriorated s.
yatkın vulnerable s.
yatkın supple s.
yatkın amenable s.
yatkın stale s.
yatkın inclined s.
yatkın apt s.
yatkın susceptible s.
yatkın predisposed s.
yatkın handy s.
yatkın handy s.
yatkın certain [rare] s.
yatkın given s.
yatkın dispositioned s.
yatkın subject s.
yatkın prone to ed.
Archaic
yatkın dispositive s.

"yatkın" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 219 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
akla yatkın advisable s.
General
akla yatkın advisable i.
akla yatkın olmama flimsiness i.
akla yatkın olmama inadvisability i.
akla yatkın olmama unadvisableness i.
yatkın olmama unsusceptibility i.
akla yatkın olma rhyme or reason i.
fikren yatkın olma diathesis i.
akla yatkın hale getirme ingratiation i.
tüm işlere eli yatkın olma panurgy i.
akla yatkın şey plausibility i.
akla yatkın beyan plausible i.
anlaşmazlığa yatkın olma controversialism i.
ekip çalışmasına yatkın olmayan kimse prima donna i.
yatkın olma tendency i.
yatkın olmak incline f.
bir şeye yatkın olmak be prone to something f.
yatkın olmak tend f.
akla yatkın olmak add up f.
yatkın olmak be inclined to f.
bir beceriye yatkın olmak have a facility with f.
akla yatkın olmak be believable f.
akla yatkın bulmak find something believable f.
akla yatkın gelmemek be hardly believable f.
akla yatkın gelmek find something believable f.
akla yatkın gelmek sound believable f.
akla yatkın gelmemek sound unbelievable f.
kullanmaya eli yatkın olmak jockey f.
akla yatkın hale getirmek ingratiate (to) f.
akla yatkın hale getirmek sugar f.
eli yatkın skilled s.
eli işe yatkın handy s.
akla yatkın reasonable s.
akla yatkın earthly s.
eli yatkın skilled (at) s.
eli yatkın apt at s.
eli yatkın inclined s.
eli yatkın handsome s.
eli yatkın apt (at) s.
eli yatkın skilled at s.
akla yatkın probable s.
akla yatkın conceivable s.
akla yatkın plausible s.
ufalanmaya yatkın friable s.
akla yatkın sane s.
eli yatkın deft s.
akla yatkın rational s.
akla yatkın sober s.
akla yatkın noninsane s.
akla yatkın sensible s.
akla yatkın sound s.
tayfuna yatkın typhoon-prone s.
gelişmeye yatkın advancive s.
akla yatkın recommendable s.
kabus görmeye yatkın nightmary s.
akla yatkın renable [obsolete] s.
eğilmeye yatkın tipply s.
saldırmaya yatkın attacking s.
akla yatkın olmayan unconceivable s.
zararlı şeylere yatkın unhealthy s.
sağlıksız şeylere yatkın unhealthy s.
yatkın olmayan unsusceptible s.
karşı çıkmaya yatkın exceptious s.
zorbalığa yatkın extortionary s.
sızlanmaya yatkın whingy s.
riske yatkın risk-prone s.
eli yatkın heppen [dialect] [uk] s.
akla yatkın mortal s.
geri döndürülmeye yatkın reversive s.
eski hale dönmeye yatkın reverting s.
akla yatkın right-minded s.
hastalığa yatkın dainty s.
bozulmaya yatkın degradative s.
bozulmaya yatkın degradational s.
alaşağı etmeye yatkın dejectory s.
can sıkmaya yatkın demissionary s.
yuvarlaklığa yatkın rounding s.
kabadayılığa yatkın rowdyish s.
paslanmaya yatkın rustable s.
yalvararak almaya yatkın impetrative s.
konjugasyona yatkın conjugative s.
istilaya yatkın olan infestive s.
istilaya yatkın olan infestive s.
kıvrılmaya yatkın inflective s.
bükülmeye yatkın inflective s.
öfke patlamasına yatkın instable s.
kurmaya yatkın institutive s.
doğru olmasa da akla yatkın görünen ben trovato s.
doğru olmasa da akla yatkın görünen ben trovata s.
düelloya yatkın duelsome s.
genetiği dalgalı saça yatkın cymotrichous s.
kaderciliğe yatkın olan fatalistic s.
yaralanmaya yatkın injury-prone s.
araştırmacılığa yatkın inquisiturient s.
araştırmaya yatkın inquisiturient s.
akla yatkın plausive [obsolete] s.
keseli olmaya yatkın pouchy s.
korazyona yatkın corrasive s.
aşınmaya yatkın corrasive s.
dövüşe yatkın pugilistic s.
vazifeden kaçmaya yatkın shirky s.
karışmaya yatkın snary s.
akla yatkın solid s.
akla yatkın şekilde believably zf.
akla yatkın olarak after the flesh zf.
akla yatkın olmayan bir şekilde unadvisably zf.
sola yatkın bir şekilde sinistrously zf.
yatkın anlamı veren son ek -atory snk.
yatkın anlamına gelen son ek -ible snk.
Phrasals
(bir şeyi) kabul etmeye/benimsemeye yatkın olmak sway toward (something) f.
yatkın olmak run to f.
yatkın olmak run to f.
(birini/bir şeyi bir şeye) yatkın hale getirmek predispose (someone or something) to (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeye) elverişli/yatkın kılmak predispose (someone or something) to (something) f.
-e yatkın olmak tend toward f.
(bir şeye) yatkın olmak tend toward (something) f.
(bir şeye) yatkın susceptible to (something) s.
Phrases
(bir şeye) yatkın olmak be given to (something) f.
(bir şekilde) davranmaya meyilli/yatkın olmak be given to (something) f.
bir şeye/bir şey yapmaya yatkın olmak be given to something/to doing something f.
bir şekilde davranmaya meyilli/yatkın olmak be given to something/to doing something f.
(bir şeye) yatkın olmayan unsusceptible of (something) s.
Colloquial
spora yetenekli/yatkın kimse jockstrapper i.
akla yatkın olmak add up f.
bir şeye/bir şeyi yapmaya yatkın olmak be a great one for something/for doing something f.
bir şeye/bir şeyi yapmaya yatkın olmak be one for something/for doing something f.
'-e yatkın strong on s.
eli makinelere yatkın mechanical s.
(bir şeye) yatkın susceptible of (something) s.
akla yatkın it figures expr.
akla yatkın that figures expr.
Idioms
müziğe yatkın/güzel/yüksek/gür ses set of pipes i.
muhasebeci/hesapçı (matematiğe yatkın) a number cruncher i.
akademiye/entelektüel alanlara yatkın kimse pencil neck i.
bir şeye yatkın olmak be a great one for (doing something) f.
bir şeye eli yatkın olmak have a knack for something f.
eli bir şeye yatkın olmak have a knack for something f.
bir şeye eli çok yatkın olmak be a dab hand f.
eli yatkın olmak get one's hand in f.
eli yatkın olmak keep one's hand in f.
eli işe yatkın olmak be good with (one's) hands f.
akla yatkın olmamak be full of holes f.
eli işe yatkın olmak be good with your hands f.
(bir şeye) yatkın olmak be subject to (something) f.
eli yatkın olmak get your hand in f.
eli yatkın olmak keep your hand in f.
(bir şeye) eli yatkın olmak have (got) a knack for (something) f.
kulağı (müziğe) yatkın olmamak have a tin ear (for something) f.
eli yatkın olmak keep hand in f.
akla yatkın konuşmak speak sense f.
yapmaya yatkın olmak feel up to f.
akla yatkın değil full of holes s.
akademiye/entelektüel alanlara yatkın pencil-necked s.
bir şey yapmaya yatkın given to doing something s.
(bir şeye) yatkın given to (something) s.
yapmaya yatkın given to doing s.
akla yatkın (bir şey) no earthly (something) s.
(bir şeye) yatkın subject to (something) s.
belaya yatkın on the prod [old-fashioned] [us] expr.
'-e çok yatkın a great one for expr.
(bir şey yapmaya) yatkın a great one for (doing something) expr.
genelde devlet daireleri veya müşteri temsilciliklerinde esnek ve akla yatkın olmayan reddedilme/bir şeylerin kabul edilmeme durumunu belirten bir ifade computer says no [cliché] expr.
Speaking
akla yatkın it makes sense expr.
akla yatkın it figures expr.
onun anlattıkları akla yatkın değil her story doesn't add up expr.
Trade/Economic
takım çalışmasına yatkın kimse teamworker i.
takım çalışmasına yatkın kimse team-player i.
takım çalışmasına yatkın teamwork skills i.
elektronik ortam üzerinden iletişim kurmaya yatkın low-context s.
Law
kural ihlaline yatkın olan infectious s.
Politics
devlet müdahalesine yatkın regimental s.
akla yatkın feasible s.
Technical
alkalinleşmeye yatkın alcalescent s.
Computer
hata yapmaya yatkın error-prone s.
Textile
yıpranmaya yatkın (kumaş) raw s.
yıkandığında veya giyildiğinde rengi solmaya yatkın (kumaş) noncolourfast s.
yıkandığında veya giyildiğinde rengi solmaya yatkın (kumaş) noncolorfast s.
Marine
denizde çalkalanmaya yatkın (gemi) laborsome s.
denizde çalkalanmaya yatkın (gemi) laboursome s.
Medical
genetik olarak yatkın kişi genetically susceptible person i.
matematiğe yatkın olmama acalculia i.
hipertansiyona yatkın kimse hypertensive i.
sistemin bünyeyi egzama, sedef hastalığı, pitriyaz gibi birtakım cilt hastalıklarına yatkın hale getiren hastalıklı durumu rheumic diathesis i.
(hastalığa) yatkın nonresistant s.
enfeksiyona yatkın prone to infection s.
genetik olarak yatkın genetically-predisposed s.
spesifik antijenlere alerji göstermeye kalıtsal olarak yatkın atopic s.
hipertrofiye yatkın olan hypertrophic s.
(kan) pıhtı oluşumuna yatkın hypercoagulable s.
Psychology
tiryakiliğe yatkın kişilik addiction-prone personality i.
hipnoza yatkın hypnotic s.
Physiology
hastalığa ya da enfeksiyona yatkın nonimmune s.
Pathology
sinir sistemi bozukluğuna yatkın kimse neuropath i.
hipotansiyona yatkın kimse hypotensive i.
sarılığa dönüştürmeye yatkın icterogenic s.
sarılığa dönüştürmeye yatkın icterogenous s.
Dermatology
hastalıklı sistemin bünyeyi yatkın hale getirdiği cilt hastalıkları sınıfı rheumides i.
Food Engineering
tuza yatkın bakteri salt tolerant bacteria i.
sıcağa yatkın thermophilic s.
soğuğa yatkın psychrotrophic s.
Chemistry
elektron çifti vererek tepkime kurmaya yatkın olma nucleophilicity i.
yatkın kimselerde psikoz veya duygusal sorunların başlangıcını tetikleyebilen halüsinojen bir madde dimethyltryptamine i.
elektron alarak negatif iyon oluşturmaya yatkın electro-negative s.
Biology
sıcağa yatkın thermophilous s.
sapmaya yatkın variable s.
bozulmaya yatkın retrograde s.
gerilemeye yatkın retrograde s.
yozlaşmaya yatkın retrograde s.
(yaşayan organizma) genetik olarak yatkın preprogrammed s.
Botanic
mutasyona yatkın sportiness s.
Geography
kuraklığa yatkın bölgeler drought-prone areas i.
Archaic
acımasız ve kusur bulmaya yatkın eleştirmen censor i.
görünüşte akla yatkın plausive s.
Reptiles
güçlü çeneye sahip büyük ve ısırmaya yatkın bir tatlı su kaplumbağası chelydra i.
suda veya su kenarında yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa common snapping turtle (chelydra serpentina) i.
suda veya su kenarında yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa snapper i.
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa snapping turtle (chelydra serpentina) i.
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa snapping turtle (macroclemys temmincki) i.
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa loggerhead (chelydra serpentina) i.