yarışta - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yarışta



"yarışta" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yarışta off zf.

"yarışta" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 145 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yarışta kazanması umulmayan at dark horse i.
yarışta hızı ayarlayan kimse pacer i.
yarışta kullanılan kızak bobsled i.
yarışta koşamayan at nonstarter i.
yarışta hızı ayarlayan kimse pacemaker i.
yarışta ikinci gelen runner up i.
yarışta geride kalan yarışmacı backmarker i.
yarışta geride kalan yarışmacı back-marker i.
yarışta üstün performans blinder i.
yarışta koşamayan at non-starter i.
yarışta kazanana verilen kupa race cup i.
(yarışta) başlangıç noktası mark i.
savaş veya yarışta üstünlük mastery i.
yarışta ana gruptan ayrılan bisikletçi grubu gruppetto i.
yarışta üçüncü veya dördüncü olan yarışmacı runner-up i.
yarışta ikinci, üçüncü veya dördüncü olan yarışmacılar runners-up i.
yarışta rakiplerin birbirlerine göre pozisyonu placings i.
bir yarışta alınabilecek en yüksek puan possible i.
(yarışta) birinci bitirme first-place finish i.
yarışmacının yarışta diğerleri tarafından kuşatıldığı pozisyon pocket i.
(yarışta) yarışmacı performansının zirve yaptığı an surge i.
yarışta en ileriye geçmek forge ahead f.
geçmek (yarışta) outstrip f.
(bir yarışta) hareket çizgisinden koşuya başlamak start from scratch f.
beraberliği çözmek (yarışta/oyunda) run off f.
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak jockey for position f.
ikinci olmak (yarışta) come in second f.
birinci olmak (yarışta) come in first f.
üçüncü olmak (yarışta) come in third f.
yarışta aradaki mesafeyi kapatmak make up f.
yarışta sonuncu gelmek bring up the rear f.
yarışta galip gelmek outrace f.
yarışta ben de varım demek toss one's hat into the ring f.
(yarışta) geçmek outstrip f.
yarışta üçüncü gelmek come in third in the race f.
yarışta dördüncü olmak come in fourth in the race f.
yarışta üçüncü olmak come in third in the race f.
yarışta birinci gelmek come in first in the race f.
yarışta dördüncü gelmek come in fourth in the race f.
yarışta birinci olmak come in first in the race f.
yarışta ikinci olmak come in second in the race f.
yarışta ikinci gelmek come in second in the race f.
yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak manoeuver f.
(oyunda veya yarışta) yakalamak hang f.
(yarışta) takım arkadaşının önünde koşmak pace f.
(yarışta) diğer rakipler ile arayı açmak pace f.
(yarışta) geçmek outfoot f.
(yarışta) geride bırakmak outfoot f.
(yarışta) yenmek skin f.
(yarışta) arayı açmak skin f.
(yarışta) fark atmak skin f.
yarışta hile yapmak snudge f.
(yarışta) aniden vites büyütmek surge f.
(yarışta) aniden hızlanmak surge f.
(yarışta) aniden performansını artırmak surge f.
yarışta at başı beraber neck and neck zf.
Phrasals
(yarışta) diğerleriyle başa baş gitmek pull up f.
(yarışta) başkalarının önüne geçmek pull up f.
bir yarışta ilerleme kaydetmek go forward f.
(yarışta) rakipleri geride bırakmak gain upon f.
(yarış) son yarışta karar vermek run off f.
Phrases
bir yarışta/yarışmada önde out front expr.
bir yarışta/yarışmada ileride out front expr.
bir yarışta/yarışmada arayı açmış out front expr.
yarışta başı çeken out front expr.
yarışta en önde olan out front expr.
yarışta lider/birinci out front expr.
Colloquial
(yarışta at veya atlet) diğer yarışçıları kenara sıkıştırmak bore f.
(birine/bir şeye) karşı yarışta against (someone or something) ed.
(birine/bir şeye) karşı yarışta against (someone or something) ed.
(yarışta) kafa kafaya in a dead heat expr.
(yarışta) başabaş in a dead heat expr.
Idioms
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışma jockeying for position i.
(bir yarışta vb.) tozunu attırmak show somebody a clean pair of heels f.
(bir yarışta) birisini geçmek show somebody a clean pair of heels f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak get the wooden spoon f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak get/win/take the wooden spoon [uk] f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak take the wooden spoon f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak win the wooden spoon f.
(yarış atı) tek bir atın katıldığı bir yarışta kazanmak için yalnızca hipodromu baştan başa yürümek walk over the course f.
yarışta atına iyi bir pozisyon aldırmak jockey into position f.
yarışta atını iyi bir konuma getirmek jockey into position f.
yarışta atını üst sıralamalara çıkarmak jockey into position f.
yarışta atını atağa geçirmek jockey into position f.
yarışta olmak be in the race [australia/new zealand] f.
(yarışta/yarışmada) aniden arayı açmak break open f.
yarışta/yarışmada) kontrolü ele geçirmek break open f.
yarışta nasıl koşulacağını göstermek make the running f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak, gelmek get/win/take the wooden spoon f.
(yarışta) önündekini geçmeye çalışmak make a move on somebody f.
(yarışta) birinin önüne geçmeye çalışmak make a move on somebody f.
(yarışta) birini geçmeye çalışmak make a move on somebody f.
yarışta/koşuda/at yarışında lider olmak take up the running f.
yarışta/koşuda/at yarışında birinci gelmek take up the running f.
yarışta/koşuda/at yarışında başı çekmek take up the running f.
yarışta ben de varım demek toss hat into the ring f.
(yarışta) geçmek show one's heels to f.
yarışta/yarışmada önde in front expr.
Speaking
ben bu yarışta yokum I'm not in this race expr.
Trade/Economic
yarışta veya yürüyüşte hızı tayin eden pace setter i.
Marine
yarışta kullanılan yelkenli dinghy i.
yarışta kullanılan yat dinghy i.
yarışta diğer gemiyi geride bırakmak drop a vessel f.
(yarışta veya deniz savaşında) rüzgara karşı avantajlı konum elde etmek weather f.
Breeding
yarışta kullanılamayacak (at) way-wise s.
Sport
(yarışta) son düzlük the stretch i.
yarışta arkada kalmış sporcu back marker i.
yarışta bayrak değiştirme noktası passing zone i.
yarışta startı veren kimse flagman i.
(yarışta) öne geçmek için yapılan agresif hamle attack i.
yarışta son tur bell lap i.
yarışta bekleme süresi law i.
yarışta bekleme mesafesi law i.
(yarışta veya yarışmada) dövüş horozunu, köpeği tutan veya kışkırtan kimse handler i.
yarışta diğer yarışmacılardan önce başlama head start i.
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at roughie i.
(yarışta) ikincilik runner-up finish i.
(yarışta) ikincilik second-place finish i.
yarışta bir başka at için hızın belirlenmesi için kullanılan at running-mate i.
yarışta birlikte yer alan at running-mate i.
(yarışta) koşarak başlama running start i.
(yarışta) rota distance i.
(yarışta) yol distance i.
(yarışta) mesafe distance i.
(yarışta) kural ihlaline karşı üstü açık bir arabada bisikletçilere eşlik eden hakem commissaire i.
(yarışta) birincilik pace i.
(yarışta) birinci sıra pace i.
yarışta hızı belirleyen at pacesetter i.
yarışta dereceye girmek için başa baş gitme dice i.
bir devirlik mesafe ile geçmek (yarışta rakibini) lap f.
geride bırakmak (yarışta) outdistance f.
(yarışta) bir tur önde olmak lap f.
(yarışta) farkla yenmek distance f.
(yarışta rakibi) ezmek posterize f.
(yarışta rakibi) gömmek posterize f.
(yarışta rakibi) ezmek posterise f.
(yarışta rakibi) gömmek posterise f.
(bir yarışta) üçüncü olmak show f.
(bir yarışta) yarışmacıyı kuşatmak pocket f.
yarışta bitirmedi did not finish (d.n.f.) kısalt.
Wagering
(örneğin bir at yarışında) bahisçinin kazanması için dört farklı yarışta kazananı bilmesini gerektiren bahis sistemi twin double i.
yarışta sonuncu gelen at whipperin i.
yarışta sonuncu gelen at whipper-in i.
iddialı yarışta yer alan at claimer i.
Slang
yarışta ilk üçe girmek be in the money f.