dice - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"dice" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 31 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
dice i. zar
General
dice i. zar oyunu
dice i. oyun zarları
dice i. oyun zarı
dice f. zar atmak
dice f. zarla oyun oynamak
dice f. zar biçiminde kesmek
dice f. zarda kaybetmek
dice f. küp küp kesmek
dice f. küp küp doğramak
dice f. damalı yapmak
dice f. ekose deseni ile kaplamak
dice f. kumar oynayarak borca girmek
dice f. riske girmek
dice f. kendini riske atmak
dice f. tuzla buz olmak (cam)
dice f. paramparça olmak (cam)
dice f. kumar oynayarak (belirtilen hale) getirmek
Technical
dice i. cam kırığı
dice i. küpsü kırılma
Automotive
dice i. ikili mücadele
Gastronomy
dice i. (yemek) küçük küp şeklinde parça
dice f. küp şeklinde doğramak
dice f. lokma lokma doğramak
dice f. zar şeklinde kesmek
dice f. ufak ufak doğramak
Military
dice f. (alanı) hava fotoğrafları çekerek haritalamak
dice f. ayrıntılı fotoğraflar çekebilmek için olabildiğince alçaktan uçmak
Sport
dice i. yarışta dereceye girmek için başa baş gitme
dice f. (iki araba yarışçısı) kafa kafaya yarışmak
Wagering
dice i. zarla oynanan bir şans oyunu

"dice" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

İngilizce Türkçe
General
loaded dice i. hileli zar
last throw of the dice i. son bir hamle
a kind of dice game i. barbut
a pair of dice i. bir çift zar
the dice man i. zar adam
dice box i. zar kupası
bale of dice i. bir çift zar
loaded dice i. kuralları manipüle ederek elde edilen avantaj
dice cup i. zar atmak için kullanılan küçük kap
throw dice f. zar atmak
set the dice f. zar tutmak
load the dice f. hile yapmak
load the dice f. zar tutmak
cog the dice f. zar tutmak
dice control f. zar tutmak
throw the dice f. zar atmak
toss the dice f. zar atmak
roll the dice f. zar atmak
play with loaded dice f. bir tarafı daha ağır olan zarla oynamak
play with loaded dice f. hileli zarla oynamak
dice [australia] f. bir kenara atmak
dice [australia] f. başından savmak
dice [australia] f. başından atmak
dice [australia] f. geri çevirmek
dice [australia] f. reddetmek
slice and dice f. dilimlemek ve doğramak
no dice s. geçersiz (zar atışı)
Phrases
god does not play dice with the universe expr. tanrı evrenle kumar/zar oynamaz
Colloquial
dice with death f. büyük riske girmek
dice with death f. büyük risk almak
dice with death f. hayatını tehlikeye atmak
dice with death f. ölümle oynamak
dice with death f. kendini ateşe atmak
dice with death f. ölümle kumar oynamak
Idioms
load the dice against f. başarısız olmasına neden olmak
load the dice against f. dezavantaj yaratmak
dice with death f. hayatını tehlikeye atmak
dice with death f. kendini ateşe atmak
dice with death f. ölümle oynamak
load the dice against f. kösteklemek
the dice are loaded against somebody f. şans aleyhine olmak
dice with death f. (kendi) hayatıyla oynamak
play with loaded dice f. hileyle avantaj kazanmak
play with loaded dice f. kuralları/düzenlemeleri çiğneyerek avantaj elde etmek
load the dice (against one) f. (birine karşı) hile yapmak
load the dice (against one) f. (birine) dezavantaj yaratmak
load the dice (against one) f. durumu (birinin) başarısız olacağı şekilde ayarlamak
load the dice against someone f. birine karşı hile yapmak
load the dice against someone f. birine dezavantaj yaratmak
load the dice against someone f. durumu birinin başarısız olacağı şekilde ayarlamak
load the dice in favour of someone f. birinin lehine hile yapmak
load the dice in favour of someone f. birine dezavantaj yaratmak
load the dice in favour of someone f. durumu birinin başarılı olacağı şekilde ayarlamak
slice and dice f. ayrıntılı olarak incelemek
the dice is loaded against someone f. şans aleyhine olmak
the dice is loaded against someone f. hiç şansı olmamak
the dice are loaded against someone f. şans aleyhine olmak
the dice are loaded against someone f. hiç şansı olmamak
no matter how the dice fall expr. ne olursa olsun
no matter how the dice fall expr. her halükarda
no matter how the dice fall expr. durum ne olursa olsun
no matter how the dice fall expr. her durumda
no matter how the dice fall expr. her şekilde
no matter which way the dice fall expr. ne olursa olsun
no matter which way the dice fall expr. her halükarda
no matter which way the dice fall expr. durum ne olursa olsun
no matter which way the dice fall expr. her durumda
no matter which way the dice fall expr. her şekilde
the dice are loaded expr. şans aleyhine
the dice are loaded expr. hiç şansı yok
Speaking
don't roll the dice if you can't pay the price expr. adımını atmadan önce iyi düşün
don't roll the dice if you can't pay the price expr. boyundan büyük işlere kalkışma
no dice (aus) expr. imkanı yok
no dice (aus) expr. imkansız
no dice (aus) expr. mümkünatı yok
don't roll the dice if you can't pay the price expr. sonuçlarını göze alamayacağın işe kalkışma
Computer
slice and dice f. bir veri setini küçük parçalara ayırıp analiz etmek
Textile
dice pattern i. küp desen
Automotive
fuzzy dice i. zar araç süsü
furry dice i. zar araç süsü
fluffy dice i. zar araba süsü
fluffy dice i. zar araç süsü
furry dice i. zar araba süsü
fuzzy dice i. zar araba süsü
Mining
dice coal i. kolayca parçalanabilen bir tür kömür
Zoology
dice snake i. damalı su yılanı
Card
poker dice i. poker zarı
poker dice i. zar oyunu
poker dice i. poker zarı ile oynanan oyun
Slang
fair shake of the dice f. adil davranmak
fair shake of the dice f. eşit davranmak
no dice expr. maalesef