Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
imkansız
"imkansız"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
imkansız
impossible
s.
General
2
Genel
imkansız
nogo
i.
3
Genel
imkansız
unfeasible
s.
4
Genel
imkansız
out of the question
s.
5
Genel
imkansız
unthinkable
s.
6
Genel
imkansız
impossible
s.
7
Genel
imkansız
infeasible
s.
8
Genel
imkansız
unpossible [obsolete]
s.
9
Genel
imkansız
hopeless
s.
10
Genel
imkansız
inconceivable
s.
11
Genel
imkansız
not an earth chance
ünl.
Colloquial
12
Konuşma Dili
imkansız
not on your tintype [obsolete] [us]
expr.
Idioms
13
Deyim
imkansız
beyond the realm of possibility
zf.
14
Deyim
imkansız
beyond the realms of possibility
zf.
15
Deyim
imkansız
out of the question
expr.
16
Deyim
imkansız
like tryin' to scratch your ear with your elbow
expr.
17
Deyim
imkansız
beyond the realms of possibility
expr.
18
Deyim
imkansız
like trying to nail jell-o to a tree
expr.
19
Deyim
imkansız
like trying to nail jell-o to the wall
expr.
20
Deyim
imkansız
like trying to scratch your ear with your elbow
expr.
21
Deyim
imkansız
no more than a snowball's chance in hell
expr.
22
Deyim
imkansız
not a snowball's chance in hell
expr.
Speaking
23
Konuşma
imkansız
no soap (us)
expr.
24
Konuşma
imkansız
it is impossible
expr.
25
Konuşma
imkansız
no can do
expr.
26
Konuşma
imkansız
no dice (aus)
expr.
Technical
27
Teknik
imkansız
impossible
s.
Modern Slang
28
Modern Argo
imkansız
anfw (ain't no fucking way)
exclam.
"imkansız"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 199 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
telafisi imkansız mali zarar
write off
i.
2
Genel
gerçekleşmesi imkansız bir şey
will-o-the-wisp
i.
3
Genel
tahsil edilmesi imkansız borç
write-off
i.
4
Genel
telafi edilmesi imkansız mali zarar
write-off
i.
5
Genel
imkansız aşk
impossible love
i.
6
Genel
imkansız aşk
love to nowhere
i.
7
Genel
imkansız gibi görünen bir görev
a seemingly impossible task
i.
8
Genel
taklit edilmesi imkansız
inimitability
i.
9
Genel
imkansız mücadele
desperate struggle
i.
10
Genel
imkansız düşünceler
impossible thoughts
i.
11
Genel
kanla beslenemediği için tedavi olması imkansız yara
gangrene
i.
12
Genel
imkansız durum
necessity
i.
13
Genel
kontrolü imkansız kimse
tiger
i.
14
Genel
kontrolü imkansız durum
tiger
i.
15
Genel
kurtuluşu imkansız durum
trap
i.
16
Genel
imkansız gibi görülmesine rağmen meydana gelen bir olay
black swan
i.
17
Genel
(salon, yol) görmenin veya duymanın zor veya imkansız olduğu yer
blind spot
i.
18
Genel
gerçekleşmesi imkansız hayal
reverie
i.
19
Genel
imkansız şey
moon
i.
20
Genel
imkansız plan
impossibilism
i.
21
Genel
imkansız amaç
impossibilism
i.
22
Genel
imkansız amaç destekçiliği
impossibilism
i.
23
Genel
imkansız plan destekçiliği
impossibilism
i.
24
Genel
imkansız işler peşinde koşan kimse
impossibilist
i.
25
Genel
imkansız şey
impossibility
i.
26
Genel
elde edilmesi imkansız şey
impossibility
i.
27
Genel
imkansız şey
impossible
i.
28
Genel
imkansız düşler
dreamery
i.
29
Genel
kanıtlamanın imkansız olması
indemonstrability
i.
30
Genel
tarifi imkansız olmak
beggar description
f.
31
Genel
imkansız gözüyle görmek
regard as impossible
f.
32
Genel
imkansız hale getirmek
preclude
f.
33
Genel
imkansız kılmak
preclude
f.
34
Genel
imkansız gözüyle bakmak
think something impossible
f.
35
Genel
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
place something out of someone 's reach
f.
36
Genel
imkansız gözüyle bakmak
regard as impossible
f.
37
Genel
imkansız gözüyle bakmak
believe something impossible
f.
38
Genel
imkansız gözüyle bakmak
deem something impossible
f.
39
Genel
imkansız gözüyle bakmak
regard something as impossible
f.
40
Genel
imkansız gözüyle bakmak
consider something impossible
f.
41
Genel
imkansız gözüyle bakmak
see something as impossible
f.
42
Genel
imkansız gözüyle bakmak
find something impossible
f.
43
Genel
imkansız hale gelmek
become impossible
f.
44
Genel
imkansız hale getirmek
make impossible
f.
45
Genel
imkansız göstermek
mock
f.
46
Genel
imkansız kılmak
cut
f.
47
Genel
satın alınmasını imkansız kılan yükseklikteki (fiyat)
prohibitive
s.
48
Genel
telafisi imkansız
irreparable
s.
49
Genel
affı imkansız
inexpiable
s.
50
Genel
telafisi imkansız
unrepairable
s.
51
Genel
keşfedilmesi imkansız
undiscoverable
s.
52
Genel
değiştirilmesi imkansız
unalterable
s.
53
Genel
girilmesi imkansız (kale)
impenetrable
s.
54
Genel
anlatılması imkansız
indefinable
s.
55
Genel
tedavisi imkansız
incurable
s.
56
Genel
tedavisi imkansız
untreatable
s.
57
Genel
başarması imkansız
impossible to succeed
s.
58
Genel
başarılması imkansız
impossible to succeed
s.
59
Genel
tarifi imkansız (üzüntü vb)
unnamable
s.
60
Genel
tarifi imkansız (üzüntü vb)
unnameable
s.
61
Genel
fiziksel olarak imkansız
physically impossible
s.
62
Genel
hazmı imkansız
undigestible
s.
63
Genel
keşfedilmesi imkansız
inexplorable
s.
64
Genel
sadece maddi olayların anlaşılabileceğini ve manevi meselelerin veya onların nihai sebeplerinin bilinmesinin imkansız olduğunu düşünen
nescient
s.
65
Genel
yaklaşılması imkansız
approachless
s.
66
Genel
kaybetmesi imkansız
unlosable
s.
67
Genel
hemen hemen imkansız
nigh on impossible
s.
68
Genel
çözülmesi imkansız
hopeless
s.
69
Genel
uzlaşılması imkansız
hostile
s.
70
Genel
imkansız hale getirilmiş
obviating
s.
71
Genel
imkansız kılınmış
obviating
s.
72
Genel
imkansız amaca ait
impossibilist
s.
73
Genel
imkansız amaç ile ilgili
impossibilist
s.
74
Genel
imkansız plana ait
impossibilist
s.
75
Genel
imkansız plan ile ilişkili
impossibilist
s.
76
Genel
anlaşılması veya içine girmesi zor ya da imkansız
inaccessible
s.
77
Genel
yok edilmesi imkansız
irradicable
s.
78
Genel
istenen hale veya şekle getirilmesi imkansız
irreducible
s.
79
Genel
bulması imkansız
introuvable
s.
80
Genel
üstesinden gelinmesi imkansız
invincible
s.
81
Genel
boyun eğdirilmesi imkansız
invincible
s.
82
Genel
tarifi imkansız
unspeakable
s.
83
Genel
imkansız bir şekilde
impossibly
zf.
84
Genel
kazanması imkansız bir şekilde
nowhere
zf.
85
Genel
keşfedilmesi imkansız bir şekilde
undiscoverably
zf.
86
Genel
imkansız hale getirerek
impossibly
zf.
Phrasals
87
Öbek Fiiller
imkansız hale getirmek
rule out
f.
88
Öbek Fiiller
imkansız kılmak
rule out
f.
89
Öbek Fiiller
imkansız kılmak
close out
f.
Phrases
90
İfadeler
imkansız diye bir şey yoktur
impossible is nothing
expr.
91
İfadeler
imkansız değil
it is far from impossible
expr.
92
İfadeler
neredeyse imkansız
next to impossible
expr.
93
İfadeler
yapılana kadar her şey imkansız görünür
it always seems impossible until it's done
expr.
Proverb
94
Atasözü
zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
difficult is done at once; the impossible takes a little longer
95
Atasözü
tarifi imkansız olmak
beggar (all) description
96
Atasözü
tarifi imkansız
beggar description
Colloquial
97
Konuşma Dili
imkansız veya mantıksız görünmesine rağmen bel bağlanan şey
skyhook
i.
98
Konuşma Dili
neredeyse imkansız
borderline impossible
i.
99
Konuşma Dili
imkansız kılmak
make impossible
f.
100
Konuşma Dili
imkansız olmak
be out
f.
101
Konuşma Dili
görmemenin imkansız olduğu bir yerde
there for everyone to see
expr.
102
Konuşma Dili
birinin önüne geçmek imkansız
there is no holding someone
expr.
103
Konuşma Dili
(birinin) anlaması imkansız bir şey
(it's all) greek to (one) [cliché ]
expr.
104
Konuşma Dili
bilmek imkansız
(there's) no saying
expr.
105
Konuşma Dili
bilmek imkansız
(there's) no telling
expr.
106
Konuşma Dili
bilmek imkansız
(there's) no way to tell
expr.
107
Konuşma Dili
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
(there's) no way to tell
expr.
108
Konuşma Dili
tahmin etmek çok zor/imkansız
it's anyone's call
expr.
109
Konuşma Dili
öngörmek çok zor/imkansız
it's anyone's call
expr.
110
Konuşma Dili
tahmin etmek çok zor/imkansız
it's anybody's call
expr.
111
Konuşma Dili
öngörmek çok zor/imkansız
it's anybody's call
expr.
112
Konuşma Dili
bilmek imkansız
no way to tell
expr.
113
Konuşma Dili
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
no way to tell
expr.
114
Konuşma Dili
baş etmek imkansız
you can't win
expr.
115
Konuşma Dili
imkansız!
no way, josé!
exclam.
116
Konuşma Dili
imkansız!
not likely!
exclam.
117
Konuşma Dili
imkansız!
you wouldn't!
exclam.
Idioms
118
Deyim
bir şeyin imkansız olması
it would take an act of congress to do something
i.
119
Deyim
kaybetmenin imkansız olduğu durum
a no-lose situation
i.
120
Deyim
telafisi imkansız zarar
dead loss
i.
121
Deyim
anlaşılması/kestirilmesi zor veya imkansız gizemli şey
a riddle, wrapped in a mystery, inside an enigma
i.
122
Deyim
imkansız hayal
a pipe dream
i.
123
Deyim
bulunması imkansız şey
bucket of steam
i.
124
Deyim
neredeyse imkansız olma
buckley's and nunn
i.
125
Deyim
neredeyse imkansız olma
buckley's and nunn's
i.
126
Deyim
gerçekleşmesi imkansız bir şey
will o' the wisp
i.
127
Deyim
ulaşılması imkansız bir amaç
will o' the wisp
i.
128
Deyim
inanılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief
f.
129
Deyim
anlatılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief
f.
130
Deyim
tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak
beggar belief
f.
131
Deyim
inanılması çok güç/imkansız olmak
beggar description
f.
132
Deyim
anlatılması çok güç/imkansız olmak
beggar description
f.
133
Deyim
tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak
beggar description
f.
134
Deyim
imkansız olmak
not have an earthly chance
f.
135
Deyim
imkansız olmak
stand no earthly chance
f.
136
Deyim
imkansız olmak
not stand an earthly chance
f.
137
Deyim
imkansız bir işe girişmek
square the circle
f.
138
Deyim
imkansız olmak
be the day hell freezes over
f.
139
Deyim
imkansız kılmak
shut the door on (something)
f.
140
Deyim
kazanması/yapması imkansız olmak
not have an earthly chance [uk]
f.
141
Deyim
kazanması/yapması imkansız olmak
stand no earthly chance
f.
142
Deyim
yapmam imkansız
see (one) in hell before (doing something)
f.
143
Deyim
organize etmesi/düzenlemesi neredeyse imkansız olmak
be like herding cats
f.
144
Deyim
bir araya getirmesi neredeyse imkansız olmak
be like herding cats
f.
145
Deyim
imkansız bir şeyi yapmak
walk on water
f.
146
Deyim
neredeyse imkansız olmak
be near to impossible
f.
147
Deyim
imkansız hale gelmek
be ruled out of court [uk]
f.
148
Deyim
imkansız olmak
not stand an earthly [uk]
f.
149
Deyim
imkansız olmak
not stand an earthly [uk]
f.
150
Deyim
imkansız olmak
not have an earthly [uk]
f.
151
Deyim
imkansız olmak
not have an earthly [uk]
f.
152
Deyim
imkansız olmak
be out of the question
f.
153
Deyim
inanması/tarifi imkansız olmak
beggar belief
f.
154
Deyim
inanması/tarifi imkansız olmak
beggar description
f.
155
Deyim
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to a cross
f.
156
Deyim
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to a tree
f.
157
Deyim
imkansız bir şeyi yapmaya çalışmak
nail jell-o to the wall
f.
158
Deyim
neredeyse imkansız
near to impossible
s.
159
Deyim
ancak senin gibi birisi bu imkansız işi başarabilirdi
only nixon could go to china
expr.
160
Deyim
dünya tersine dönse olmaz/imkansız
until hell freezes over
expr.
161
Deyim
neredeyse imkansız
all but impossible
expr.
162
Deyim
mümkün görünmüyor ama imkansız değil
stranger things have happened
expr.
163
Deyim
kaybedilmesi/yitirilmesi imkansız
lay down mesire
expr.
164
Deyim
yapılması imkansız/çok zor bir şey
it is easier for a camel to go through the eye of a needle
expr.
165
Deyim
organize etmesi/düzenlemesi neredeyse imkansız
like herding cats
expr.
166
Deyim
bir araya getirmesi neredeyse imkansız
like herding cats
expr.
167
Deyim
emin olmak imkansız
(there's) no knowing
expr.
168
Deyim
bilmek imkansız
(there's) no knowing
expr.
169
Deyim
neredeyse imkansız
as a pig loves marjoram
expr.
170
Deyim
yapmak imkansız
it would take an act of congress to do
expr.
171
Deyim
olması imkansız
it'll be a cold day in hell
expr.
172
Deyim
olması imkansız
it'll be a long day in january
expr.
Speaking
173
Konuşma
bir yolu vardır (imkansız görünen durumlar için çözüm yolu)
there may be a way around it
expr.
174
Konuşma
görmemen imkansız
you can't miss it
expr.
175
Konuşma
hiçbir şey imkansız değildir
nothing is impossible
expr.
176
Konuşma
imkansız diye bir şey yok
anything is possible
expr.
177
Konuşma
korkarım bu imkansız
I'm afraid that's impossible
expr.
178
Konuşma
sizin için hiçbir şey imkansız değil
nothing is impossible for you
expr.
179
Konuşma
hiçbir şey imkansız değildir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
180
Ticaret/Ekonomi
devri imkansız konşimento
nonnegotiable bill of lading
i.
181
Ticaret/Ekonomi
tahsil edilmesi imkansız borcu veya telafi edilmesi imkansız mali zararı defterden silmek
write something off
f.
Law
182
Hukuk
imkansız suç
impossibility
i.
Politics
183
Siyasal
seçimi kazanması imkansız aday
fringe candidate
i.
Psychology
184
Psikoloji
imkansız figür
impossible figure
i.
Pathology
185
Patoloji
(patolojik süreç) iyileşmeyi imkansız kılacak derecede şiddetli
irreversible
s.
Logic
186
Mantık
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman
apagoge
i.
187
Mantık
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman
reductio ad absurdum
i.
Literature
188
Edebiyat
bir kurguda beklenmedik, yapay veya imkansız bir karakterin senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması ve çözülmesi imkansız görünen bir sorunu ansızın çözmesi
deux ex machina
i.
Philosophy
189
Felsefe
bilginin kesinliğinin imkansız olduğu doktirini
fallibilism
i.
Archaic
190
Eski Kullanım
imkansız!
gadzooks!
expr.
Slang
191
Argo
adlandırması zor veya imkansız şey
blivit
i.
192
Argo
neredeyse imkansız bir şey
rocking horse manure [australia]
i.
193
Argo
neredeyse imkansız bir şey
rocking-horse manure [australia]
i.
194
Argo
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim
grindset
i.
195
Argo
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse crap
s.
196
Argo
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse manure
s.
197
Argo
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse poo
s.
198
Argo
neredeyse imkansız
(as) rare as rocking horse shit
s.
199
Argo
hemen hemen imkansız
slim to none
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of imkansız
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy