| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | preclude f. | imkansız kılmak |
| Genel | preclude f. | dışarıda bırakmak |
| Genel | preclude f. | olanaksızlaştırmak |
| Genel | preclude f. | imkansızlaştırmak |
| Genel | preclude f. | menetmek |
| Genel | preclude f. | meydan vermemek |
| Genel | preclude f. | önlemek |
| Genel | preclude f. | imkansız hale getirmek |
| Genel | preclude f. | olanak dışı bırakmak |
| Genel | preclude f. | engellemek |
| Genel | preclude f. | önüne geçmek |
| Genel | preclude f. | engel olmak |
| Genel | preclude f. | men etmek |
| Genel | preclude f. | yolunu kapamak |
| Technical | ||
| Teknik | preclude f. | engel olmak |
| Teknik | preclude f. | önüne geçmek |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | wrong use does not preclude proper use s. | kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | preclude from f. | -den engellemek | ||
| Öbek Fiiller | preclude from f. | 'e engel olmak | ||
| Öbek Fiiller | preclude (someone or something) from (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeyden) menetmek | ||
| Öbek Fiiller | preclude (someone or something) from (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeyden) alıkoymak | ||
| Öbek Fiiller | preclude (someone or something) from (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeyin) dışında bırakmak | ||
| Öbek Fiiller | preclude (someone or something) from (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | wrong use does not preclude proper use expr. | bir şey suistimal edilebilir/edildi diye onu kullanmamazlık edemeyiz | ||
