preclude

Bedeutungen von dem Begriff "preclude" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	preclude v.	önlemek
Systematic testing precludes fraud and makes it possible to offer better guarantees. Sistematik testler sahtekarlığı önler ve daha iyi garantiler sunmayı mümkün kılar. More Sentences
2	General	preclude v.	engellemek
I can only say to him that it was not the Belgian government that has precluded an amendment to the article. Ona sadece maddede değişiklik yapılmasını engelleyenin Belçika hükûmeti olmadığını söyleyebilirim. More Sentences
3	General	preclude v.	engel olmak
His lack of technical knowledge precluded him from promotion. Teknik bilgisinin olmayışı terfi etmesine engel oldu. More Sentences
Technical
4	Technical	preclude v.	engel olmak
His lack of technical knowledge precluded him from promotion. Teknik bilgisinin olmayışı terfi etmesine engel oldu. More Sentences
General
5	General	preclude v.	imkansız kılmak
6	General	preclude v.	dışarıda bırakmak
7	General	preclude v.	olanaksızlaştırmak
8	General	preclude v.	imkansızlaştırmak
9	General	preclude v.	menetmek
10	General	preclude v.	meydan vermemek
11	General	preclude v.	imkansız hale getirmek
12	General	preclude v.	olanak dışı bırakmak
13	General	preclude v.	önüne geçmek
14	General	preclude v.	men etmek
15	General	preclude v.	yolunu kapamak
Technical
16	Technical	preclude v.	önüne geçmek

Bedeutungen, die der Begriff "preclude" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 8 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	wrong use does not preclude proper use adj.	kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez
Phrasals
2	Phrasals	preclude from v.	-den engellemek
3	Phrasals	preclude from v.	'e engel olmak
4	Phrasals	preclude (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) menetmek
5	Phrasals	preclude (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) alıkoymak
6	Phrasals	preclude (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında bırakmak
7	Phrasals	preclude (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak
Phrases
8	Phrases	wrong use does not preclude proper use expr.	bir şey suistimal edilebilir/edildi diye onu kullanmamazlık edemeyiz