Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
weather
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"weather"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 66 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
weather
i.
hava
2
Yaygın Kullanım
weather
i.
hava durumu
General
3
Genel
weather
i.
fırtına
4
Genel
weather
i.
yön
5
Genel
weather
i.
şart
6
Genel
weather
i.
ortam
7
Genel
weather
i.
rüzgara açık olan taraf
8
Genel
weather
i.
durum
9
Genel
weather
i.
hava
10
Genel
weather
i.
hava etkisi
11
Genel
weather
i.
kötü hava
12
Genel
weather
i.
bahtın dönmesi
13
Genel
weather
i.
o günün koşulları
14
Genel
weather
i.
hayatın getirdikleri
15
Genel
weather
f.
tehlikeyi bertaraf etmek
16
Genel
weather
f.
havalandırmak
17
Genel
weather
f.
savuşturmak
18
Genel
weather
f.
güneş yağmur vb nedenlerle solmak/aşınmak
19
Genel
weather
f.
çatlatmak
20
Genel
weather
f.
rengini değiştirmek
21
Genel
weather
f.
solmak
22
Genel
weather
f.
kötü havaya karşı dayanıklık göstermek
23
Genel
weather
f.
yalpalamak
24
Genel
weather
f.
-den aşınmak
25
Genel
weather
f.
yağmur nedeniyle solmak
26
Genel
weather
f.
tehlike atlatmak
27
Genel
weather
f.
atlatmak
28
Genel
weather
f.
kurutmak
29
Genel
weather
f.
yağmur aşındırmak
30
Genel
weather
f.
geçiştirmek
31
Genel
weather
f.
güneş yağmur vb soldurmak/aşındırmak
32
Genel
weather
f.
(hava ile) aşınmak
33
Genel
weather
f.
(hava) aşındırmak
34
Genel
weather
f.
hava etkisiyle değişmek
35
Genel
weather
f.
hava etkisine tutmak
36
Genel
weather
f.
(tehlikeyi/badireyi) atlatmak
37
Genel
weather
f.
başa çıkmak
38
Genel
weather
f.
baş etmek
39
Genel
weather
f.
rüzgara doğru yelken açmak
40
Genel
weather
f.
hava nedeniyle rengi solmak
41
Genel
weather
f.
hava nedeniyle rengi atmak
42
Genel
weather
f.
(hava) rengini soldurmak
43
Genel
weather
f.
hava etkisine dayanmak
44
Genel
weather
s.
rahatsız
45
Genel
weather
s.
hasta
Technical
46
Teknik
weather
i.
hava
47
Teknik
weather
i.
yel değirmeninin kendi dönme düzlemi ile yaptığı açı
48
Teknik
weather
f.
hava etkisine tutmak
Computer
49
Bilgisayar
weather
i.
hava durumu
Architecture
50
Mimarlık
weather
f.
çatıya eğim vermek
Marine
51
Denizcilik
weather
i.
görünür olan yan hat
52
Denizcilik
weather
i.
görünür olan ince tahta kısım
53
Denizcilik
weather
f.
(gemi) fırtınadan sağ salim geçmek
54
Denizcilik
weather
f.
(yarışta veya deniz savaşında) rüzgara karşı avantajlı konum elde etmek
55
Denizcilik
weather
f.
dalgalı denizde yalpalayıp baş-kıç vurmak
56
Denizcilik
weather
s.
geminin rüzgar alan yanına ait
57
Denizcilik
weather
s.
geminin rüzgar alan yanıyla ilgili
58
Denizcilik
weather
s.
geminin rüzgar alan yanında olan
59
Denizcilik
weather
s.
geminin rüzgar alan kısmında olan
Meteorology
60
Meteoroloji
weather
i.
olumsuz veya yıkıcı hava koşulları
61
Meteoroloji
weather
i.
soğuk hava ve rutubet
62
Meteoroloji
weather
f.
kötü hava koşulları nedeniyle hareket edememek
63
Meteoroloji
weather
s.
hava durumu tahmininde kullanılan
64
Meteoroloji
weather
s.
hava durumu tahminiyle ilgili
65
Meteoroloji
weather
s.
atmosfer koşullarına maruz kalan
Ornithology
66
Kuşbilim
weather
f.
(şahini) açık havaya başlığı olmadan salmak
"weather"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
weather strip
i.
pencere bandı
2
Genel
fine weather
i.
güzel hava
3
Genel
weather forecasting
i.
hava durumu tahmini
4
Genel
weather map
i.
hava durumu haritaları
5
Genel
weather report
i.
hava raporu
6
Genel
weather forecast
i.
hava raporu
7
Genel
weather vane
i.
fırıldak
8
Genel
weather stripping
i.
pencere bandı
9
Genel
weather strip
i.
tecrit şeridi
10
Genel
weather forecast
i.
hava tahmin raporu
11
Genel
weather map
i.
meteoroloji haritası
12
Genel
clear weather
i.
açık hava
13
Genel
weather chart
i.
hava haritası
14
Genel
nasty weather
i.
çepel
15
Genel
cold weather
i.
soğuk hava
16
Genel
weather condition
i.
havadurumu
17
Genel
bad weather
i.
kötü hava
18
Genel
normal weather conditions
i.
normal hava koşulları
19
Genel
weather condition
i.
hava durumu
20
Genel
weather sheet
i.
yelken ipi
21
Genel
weather stripping
i.
kapı pencere yalıtımı
22
Genel
synoptic weather chart
i.
hava tahmin haritası
23
Genel
weather bureau
i.
meteoroloji bürosu
24
Genel
local weather
i.
yerel hava
25
Genel
weather vane
i.
yelkovan
26
Genel
weather radar
i.
hava durumu radarı
27
Genel
unfavorable weather
i.
elverişsiz hava
28
Genel
weather vane
i.
rüzgar fırıldağı
29
Genel
weather forecast
i.
hava durumu
30
Genel
weather forecaster
i.
hava tahmincisi
31
Genel
weather map
i.
hava haritası
32
Genel
good weather
i.
iyi hava
33
Genel
weather stripping
i.
tecrit şeridi
34
Genel
unsettled weather
i.
değişken hava
35
Genel
weather side
i.
rüzgara maruz taraf
36
Genel
fair weather
i.
iyi hava
37
Genel
weather strip
i.
kapı pencere süngeri
38
Genel
weather forecast
i.
hava tahmini
39
Genel
weather analysis
i.
hava durumu tahlili
40
Genel
weather forecast
i.
hava durumu (hava tahmini)
41
Genel
weather forecast
i.
havadurumu (hava tahmini)
42
Genel
adverse weather conditions
i.
hava muhalefeti
43
Genel
adverse weather condition
i.
hava muhalefeti
44
Genel
freak (weather) condition
i.
olumsuz şart
45
Genel
rainy weather
i.
yağışlı hava
46
Genel
weather man
i.
hava durumu sunucusu
47
Genel
weather presenter
i.
hava durumu sunucusu
48
Genel
cold weather precautions
i.
soğuktan koruma önlemleri
49
Genel
cold weather precautions
i.
soğuk hava önlemleri
50
Genel
a foul-weather friend
i.
kara gün dostu
51
Genel
all-weather aircraft
i.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak
52
Genel
fair-weather friend
i.
iyi gün dostu
53
Genel
foul-weather friend
i.
kara gün dostu
54
Genel
foul-weather friend
i.
kötü gün dostu
55
Genel
weather-bound
i.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi)
56
Genel
inclement weather
i.
soğuk hava
57
Genel
inclement weather
i.
kötü hava
58
Genel
abnormal weather conditions
i.
anormal hava koşulları
59
Genel
abnormal weather conditions
i.
anormal hava şartları
60
Genel
changeable weather
i.
değişken hava
61
Genel
marginal weather
i.
normalin dışında hava şartları
62
Genel
adverse weather conditions
i.
kötü hava koşulları
63
Genel
weather conditions
i.
hava koşulları
64
Genel
weather conditions
i.
hava şartları
65
Genel
windy weather
i.
rüzgarlı hava
66
Genel
weather reporter
i.
hava durumu sunucusu
67
Genel
change of the weather
i.
havanın değişmesi
68
Genel
dark weather
i.
karanlık hava
69
Genel
a muggy weather
i.
bunaltıcı bir hava
70
Genel
severe weather conditions
i.
sert hava şartları
71
Genel
harsh weather conditions
i.
sert hava şartları
72
Genel
severe weather conditions
i.
sert hava koşulları
73
Genel
harsh weather conditions
i.
sert hava koşulları
74
Genel
warm weather
i.
ılık hava
75
Genel
muggy weather
i.
bunaltıcı hava
76
Genel
sultry weather
i.
bunaltıcı hava
77
Genel
local weather forecast
i.
yerel hava durumu
78
Genel
rainy weather
i.
yağmurlu hava
79
Genel
wet weather
i.
yağmurlu hava
80
Genel
extreme weather conditions
i.
şiddetli/ağır/sert hava şartları
81
Genel
overcast weather
i.
kapalı hava
82
Genel
bad weather conditions
i.
kötü hava koşulları
83
Genel
bad weather conditions
i.
kötü hava şartları
84
Genel
bad weather conditions
i.
olumsuz hava koşulları
85
Genel
bad weather conditions
i.
olumsuz hava şartları
86
Genel
unfavorable weather conditions
i.
kötü hava koşulları
87
Genel
unfavorable weather conditions
i.
olumsuz hava şartları
88
Genel
unfavorable weather conditions
i.
kötü hava şartları
89
Genel
unfavorable weather conditions
i.
olumsuz hava koşulları
90
Genel
weather and climate events
i.
hava ve iklim olayları
91
Genel
weather dictionary
i.
hava durumu sözlüğü
92
Genel
unpredictable weather
i.
öngörülemeyen hava (durumu)
93
Genel
weather event
i.
hava olayı
94
Genel
spring weather
i.
bahar havası
95
Genel
bad weather
i.
çepel
96
Genel
nasty/stormy weather
i.
çepel
97
Genel
weather hood
i.
hava kapağı
98
Genel
weather stain
i.
havanın neden olduğu olduğu renk atması/leke
99
Genel
weather forecast for turkey
i.
türkiye için hava tahmini
100
Genel
cold weather conditions
i.
soğuk hava koşulları
101
Genel
weather report
i.
hava durumu raporu
102
Genel
changeable weather
i.
istikrarsız hava
103
Genel
cool weather
i.
serin hava
104
Genel
raw weather
i.
soğuk ve nemli hava
105
Genel
sweater weather
i.
süveter/hırka havası
106
Genel
stormy weather
i.
fırtınalı hava
107
Genel
tempestuous weather
i.
fırtınalı hava
108
Genel
weather [obsolete]
i.
sağanak yağış
109
Genel
weather [obsolete]
i.
gökyüzü
110
Genel
weather gauge
i.
üstünlük
111
Genel
weather gauge
i.
avantaj
112
Genel
weather gaw
i.
kısmi gökkuşağı
113
Genel
weather woman
i.
kadın hava durumu sunucusu
114
Genel
shorts weather
i.
şort giyme havası
115
Genel
showery weather
i.
yağmurlu hava
116
Genel
fair-weather sailor
i.
görünürde denizci
117
Genel
fair-weather sailor
i.
tecrübesiz denizci
118
Genel
gloomy weather
i.
loş ve karanlık hava
119
Genel
gloomy weather
i.
kasvetli hava
120
Genel
weather mild
i.
Ilıman hava
121
Genel
weather mild
i.
ılık hava
122
Genel
weather mild
i.
yumuşak hava
123
Genel
wb (weather bureau)
i.
meteoroloji servisi
124
Genel
stress of weather
i.
hava muhalefeti nedeniyle mahsur kalma
125
Genel
stress of weather
i.
hava şartları nedeniyle kısıtlanma
126
Genel
weather the storm
f.
zorluklara göğüs germek
127
Genel
feel under the weather
f.
rahatsız olmak
128
Genel
be under the weather
f.
kendini kötü hissetmek
129
Genel
weather a crisis
f.
düze çıkmak
130
Genel
weather the crisis
f.
badireyi atlatmak
131
Genel
make heavy weather of something
f.
birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
132
Genel
weather strip
f.
pencere yalıtımı yapmak
133
Genel
weather the crisis
f.
badire atlatmak
134
Genel
weather the storm
f.
krizi atlatmak
135
Genel
weather the storm
f.
badire atlatmak
136
Genel
weather the storm
f.
badireyi atlatmak
137
Genel
weather the storm
f.
zorlukların hakkından gelmek
138
Genel
make heavy weather of
f.
gözünde büyütmek
139
Genel
weather-strip
f.
pencere bandı yapıştırmak
140
Genel
make a forecast of the weather
f.
hava tahmininde bulunmak
141
Genel
make a forecast of the weather
f.
hava tahmini yapmak
142
Genel
fall victim to bad weather
f.
kötü havanın azizliğine uğramak
143
Genel
listen to the weather forecast
f.
hava durumunu dinlemek
144
Genel
weather a point
f.
karşı çıkanlara rağmen muvaffak olmak
145
Genel
all weather
s.
her havaya elverişli
146
Genel
weather beaten
s.
fırtınayla hırpalanmış
147
Genel
all-weather
s.
her havaya elverişli
148
Genel
weather-beaten
s.
yıkık dökük
149
Genel
weather-beaten
s.
yanık ve kırış kırış (yüz)
150
Genel
weather-beaten
s.
fırtına yemiş
151
Genel
weather-beaten
s.
her türlü kötü hava şartlarına maruz kalmış
152
Genel
weather proof
s.
her çeşit havaya dayanıklı
153
Genel
weather-resistant
s.
hava şartlarına dayanıklı
154
Genel
weather-resistant
s.
hava koşullarına dayanıklı
155
Genel
weather-stained
s.
hava ile temas ettikten sonra rengi atan/atmış
156
Genel
weather-wise
s.
hava durumundaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
157
Genel
weather-wise
s.
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
158
Genel
fair-weather
s.
sadece iyi havada elverişli
159
Genel
fair-weather
s.
yalnızca iyi havada kullanılan
160
Genel
fair-weather
s.
iyi gün dostu olan
161
Genel
fair-weather
s.
yalnızca bolluk zamanındayken ve zorluk veya tehlike yokken faal, etkili, elverişli veya sadık olan
162
Genel
fair-weather
s.
iyi havaya uygun
163
Genel
fair-weather
s.
iyi havada yapılan
164
Genel
weather-wise
zf.
hava ile ilgili
165
Genel
weather-wise
zf.
havaya ilişkin
166
Genel
weather-wise
zf.
hava durumu ile ilgili
167
Genel
weather-wise
zf.
hava durumuna ilişkin
168
Genel
wea (weather)
kısalt.
hava
169
Genel
wea (weather)
kısalt.
hava durumu
Phrasals
170
Öbek Fiiller
risk of (some inclement weather)
i.
(kötü hava) riski
171
Öbek Fiiller
risk of (some inclement weather)
i.
(yağmur, kar, şimşek) olasılığı
172
Öbek Fiiller
weather out
f.
zorluklarla başarılı bir şekilde mücadele etmek
173
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşullarından dolayı içeride tıkılıp kalmak
174
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları dışarı çıkmasına izin vermemek
175
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları faaliyet gösterememesine neden olmak
176
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları ulaşmasına engel olmak
177
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları hareketini kısıtlamak
178
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları olduğu yerde kalmasına neden olmak
179
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları iş görmesini engellemek
180
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları nedeniyle ulaşılmaz hale gelmek
181
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları bir şeyi mahsur bırakmak
182
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları bir şeyin mahsur kalmasına neden olmak
183
Öbek Fiiller
weather in
f.
olumsuz hava koşulları bir şeyi içeride mahsur bırakmak
184
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtına atlatmak
185
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtınayı geçirmek
186
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtınayı güvenli bir şekilde atlatmak
187
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtınayı sağ salim geçirmek
188
Öbek Fiiller
weather out
f.
zorlu durumlara göğüs germek
189
Öbek Fiiller
weather out
f.
zorluklara katlanmak/dayanmak
190
Öbek Fiiller
weather out
f.
zorluklar karşısında sabırlı olmak
191
Öbek Fiiller
weather out
f.
ertelenmesine/iptal olmasına neden olmak
192
Öbek Fiiller
weather out
f.
olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelenmek/iptal edilmek
193
Öbek Fiiller
weather out
f.
hava şartlarının aşındırmasıyla ortaya çıkmak
194
Öbek Fiiller
weather out
f.
hava şartlarıyla aşındırarak ortaya çıkarmak
195
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtınada hayatta kalmak
196
Öbek Fiiller
weather out
f.
fırtınadan sağ salim çıkmak/kurtulmak
197
Öbek Fiiller
weather out
f.
sağ salim atlatmak
198
Öbek Fiiller
weather out
f.
dayanmak
199
Öbek Fiiller
weather out
f.
atlatmak
200
Öbek Fiiller
weather out
f.
geçirmek
201
Öbek Fiiller
weather out of
f.
sağ salim atlatmak
202
Öbek Fiiller
weather out of
f.
dayanmak
203
Öbek Fiiller
weather out of
f.
atlatmak
204
Öbek Fiiller
weather out of
f.
geçirmek
Phrases
205
İfadeler
partly because of the weather
expr.
bir ölçüde hava yüzünden
206
İfadeler
partly because of the weather
expr.
biraz da hava yüzünden
207
İfadeler
it's mostly because of the weather
expr.
çoğunlukla hava yüzünden
208
İfadeler
it's mostly because of the weather
expr.
genelde hava yüzünden
209
İfadeler
in case of adverse weather
expr.
olumsuz hava durumunda
210
İfadeler
partly because of the weather
expr.
kısmen hava yüzünden
211
İfadeler
what bad weather
expr.
ne kadar da kötü bir hava
Colloquial
212
Konuşma Dili
the-end-of-the-world type weather
i.
dünyanın sonu tipi hava
213
Konuşma Dili
weather eye
i.
dikkatli bakış
214
Konuşma Dili
weather eye
i.
gözlemci bakış
215
Konuşma Dili
keep a weather eye out
expr.
gözünü dört aç
216
Konuşma Dili
keep a weather eye out
expr.
gözünü açık tut
217
Konuşma Dili
keep a weather eye out
expr.
gözün üstünde olsun
218
Konuşma Dili
keep a weather eye out
expr.
dikkatli ol
219
Konuşma Dili
how about this weather?
expr.
havalar nasıl?
220
Konuşma Dili
how's the weather up there? [cliché]
expr.
orada/yukarıda havalar nasıl?
Idioms
221
Deyim
weather breeder
i.
kapamadan önce havanın geçici olarak açması
222
Deyim
weather breeder
i.
yağmur/fırtına öncesindeki güneşli ve açık hava
223
Deyim
lovely weather for ducks
i.
ahmak ıslatan yağmur
224
Deyim
fine weather for ducks
i.
ahmak ıslatan yağmur
225
Deyim
brass monkey weather
i.
buz gibi hava
226
Deyim
brass monkey weather
i.
çok soğuk hava
227
Deyim
a fair-weather-friend
i.
iyi gün dostu
228
Deyim
fine weather for ducks
i.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
229
Deyim
lovely weather for ducks
i.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
230
Deyim
queen's weather
i.
güzel hava
231
Deyim
queen's weather
i.
dışarıda düzenlenecek bir etkinlik için uygun/güzel hava
232
Deyim
queen's weather
i.
elverişli hava/hava şartları
233
Deyim
make fair weather
f.
övmek
234
Deyim
make fair weather
f.
pohpohlamak
235
Deyim
make fair weather
f.
dostça davranmak
236
Deyim
make heavy weather of
f.
bir bardak suda fırtına yaratmak
237
Deyim
weather the storm
f.
düze çıkmak
238
Deyim
keep one's weather eye open
f.
dikkat kesilmek
239
Deyim
make heavy weather of
f.
gereğinden fazla çaba harcamak
240
Deyim
keep one's weather eye open
f.
gözünü dört açmak
241
Deyim
weather the storm
f.
fırtınadan sağ çıkmak
242
Deyim
make heavy weather of
f.
gözünde büyütmek
243
Deyim
keep a weather eye on
f.
gözlerini dört açmak
244
Deyim
make heavy weather of
f.
gereğinden sıkı tutmak
245
Deyim
weather the storm
f.
fırtınayı atlatmak
246
Deyim
make heavy weather of
f.
işi zorlaştırmak
247
Deyim
make heavy weather of
f.
işi zora sokmak
248
Deyim
be under the weather
f.
iyi olmamak
249
Deyim
feel a little under the weather
f.
kendini iyi hissetmemek
250
Deyim
be feeling a little under the weather
f.
kendini iyi hissetmemek
251
Deyim
feel under the weather
f.
kendini halsiz hissetmek
252
Deyim
be under the weather
f.
morali bozuk olmak
253
Deyim
be under the weather
f.
kendini iyi hissetmemek
254
Deyim
feel a little under the weather
f.
kendini çok iyi hissetmemek
255
Deyim
be under the weather
f.
kendini hasta hissetmek
256
Deyim
be feeling a little under the weather
f.
kendini kötü hissetmek
257
Deyim
feel under the weather
f.
keyfi olmamak
258
Deyim
be feeling a little under the weather
f.
kendini çok iyi hissetmemek
259
Deyim
be under the weather
f.
kendini kötü hissetmek
260
Deyim
feel a little under the weather
f.
kendini kötü hissetmek
261
Deyim
feel under the weather
f.
kendini hasta hissetmek
262
Deyim
be under the weather
f.
kendini halsiz hissetmek
263
Deyim
keep one's weather eye open
f.
kuş uçurtmamak
264
Deyim
feel under the weather
f.
keyfi bozuk olmak
265
Deyim
run into rough weather
f.
sorunla karşılaşmak
266
Deyim
run into rough weather
f.
sert kayaya çarpmak
267
Deyim
weather the storm
f.
sıkıntıya göğüs germek
268
Deyim
hit rough weather
f.
sorunla karşılaşmak
269
Deyim
hit rough weather
f.
sert kayaya çarpmak
270
Deyim
weather the storm
f.
tehlikeyi atlatmak
271
Deyim
keep one's weather eye open
f.
tetikte olmak
272
Deyim
make heavy weather of
f.
zora sürmek
273
Deyim
weather the storm
f.
zarar görmeden sıyrılmak
274
Deyim
keep a weather eye on something
f.
(bir durum hakkında) gözünü dört açmak
275
Deyim
make fair weather
f.
yalakalık yapmak
276
Deyim
make fair weather
f.
methetmek
277
Deyim
make fair weather
f.
gururunu okşamak
278
Deyim
make fair weather
f.
yaltaklanmak
279
Deyim
make fair weather
f.
yağ çekmek
280
Deyim
get the weather gage of (someone or something)
f.
(bir şeye/birine) karşı avantajlı konumda olmak
281
Deyim
get the weather gage of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
282
Deyim
get the weather gage of (someone or something)
f.
bir geminin hava şartları bakımından düşmanına göre avantajlı konumda olması
283
Deyim
get the weather gage of (someone or something)
f.
bir geminin rüzgarın estiği yön bakımından düşmanından avantajlı konumda olması
284
Deyim
weather the storm
f.
zorlukları/badireleri atlatmak
285
Deyim
make bad weather of it
f.
kötü hava koşullarıyla başa çıkamamak
286
Deyim
make bad weather of it
f.
hava koşullarına dayanamamak
287
Deyim
make bad weather of it
f.
kötü hava koşullarında zorlanmak
288
Deyim
make good weather of it [obsolete]
f.
olumsuz hava koşullarıyla iyi baş etmek
289
Deyim
make good weather of it [obsolete]
f.
olumsuz hava koşullarına iyi ayak uydurmak
290
Deyim
make good weather of it
f.
(bir gemi için) fırtınayla iyi baş etmek
291
Deyim
make bad weather of it
f.
(bir gemi için) fırtınayla baş edememek
292
Deyim
make heavy weather
f.
çırpınmak
293
Deyim
make heavy weather
f.
debelenmek
294
Deyim
make heavy weather of doing something
f.
bir şeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
295
Deyim
keep a weather eye open
f.
dikkat kesilmek
296
Deyim
keep a weather eye open
f.
gözünü dört açmak
297
Deyim
keep a weather eye open
f.
kuş uçurtmamak
298
Deyim
keep a weather eye open
f.
tetikte olmak
299
Deyim
keep one's weather eye open
f.
dikkat kesilmek
300
Deyim
keep one's weather eye open
f.
gözünü dört açmak
301
Deyim
keep one's weather eye open
f.
kuş uçurtmamak
302
Deyim
keep one's weather eye open
f.
tetikte olmak
303
Deyim
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
f.
(biri/bir şey hakkında) gözlerini dört açmak
304
Deyim
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
f.
(birine/bir şeye) dikkat kesilmek
305
Deyim
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
f.
(biri/bir şey hakkında) tetikte olmak
306
Deyim
keep weather eye open
f.
dikkat kesilmek
307
Deyim
keep weather eye open
f.
gözünü dört açmak
308
Deyim
keep weather eye open
f.
kuş uçurtmamak
309
Deyim
keep weather eye open
f.
tetikte olmak
310
Deyim
under the weather
s.
hasta
311
Deyim
brass monkey weather
expr.
dondurucu soğuk
312
Deyim
nice weather we're having
expr.
havalar iyi gidiyor
313
Deyim
under the weather
expr.
kafası dumanlı
314
Deyim
under the weather
expr.
keyifsiz
315
Deyim
under the weather
expr.
rahatsız
316
Deyim
under the weather
expr.
sarhoş
317
Deyim
under the weather
expr.
akşamdan kalma
318
Deyim
under the weather
expr.
deniz tuttuğu için rahatsız
319
Deyim
been under the weather
expr.
rahatsızlanmış
320
Deyim
been under the weather
expr.
hastalanmış
321
Deyim
make heavy weather of
yokuşa koşmak
322
Deyim
make heavy weather of
yokuşa sürmek
Speaking
323
Konuşma
how is the weather in ankara?
expr.
ankara'da hava nasıl?
324
Konuşma
what is the weather like in ankara?
expr.
ankara'da hava nasıl?
325
Konuşma
what is the weather like today?
expr.
bugün hava nasıl?
326
Konuşma
the weather is very nice today
expr.
bugün hava çok güzel
327
Konuşma
how is the weather today?
expr.
bugün hava nasıl?
328
Konuşma
the weather is nice today
expr.
bugün hava güzel
329
Konuşma
the weather is cloudy today
expr.
bugün hava bulutlu
330
Konuşma
the weather is so nice today
expr.
bugün hava çok güzel
331
Konuşma
how is the weather today?
expr.
bugün hava nasıl?
332
Konuşma
because the weather is cold
expr.
çünkü hava soğuk
333
Konuşma
how is the weather today?
expr.
hava nasıl bugün?
334
Konuşma
how was the weather?
expr.
hava nasıldı?
335
Konuşma
the weather is too cold
expr.
hava çok soğuk
336
Konuşma
what's the weather like tomorrow?
expr.
hava yarın nasıl olacak?
337
Konuşma
what is the weather like
expr.
hava nasıl
338
Konuşma
what is the weather like today?
expr.
hava bugün nasıl?
339
Konuşma
how is the weather?
expr.
hava nasıl?
340
Konuşma
how is the weather there?
expr.
hava nasıl orada?
341
Konuşma
how is the weather today?
expr.
hava bugün nasıl?
342
Konuşma
how do you like this weather?
expr.
havayla aran nasıl?
343
Konuşma
what is the weather like there?
expr.
hava nasıl oralarda?
344
Konuşma
I've been under the weather
expr.
hastaydım
345
Konuşma
is the weather hot?
expr.
hava sıcak mı?
346
Konuşma
what is the weather like there?
expr.
hava nasıl orada?
347
Konuşma
what was the weather like?
expr.
hava nasıldı?
348
Konuşma
you shouldn't have let her drive in that weather
expr.
hava o haldeyken araba kullanmasına izin vermemeliydin
349
Konuşma
because the weather is cold
expr.
hava soğuk olduğundan
350
Konuşma
the weather is sunny
expr.
hava güneşli
351
Konuşma
the weather is too hot
expr.
hava çok sıcak
352
Konuşma
what is the weather like in london in june?
expr.
haziran ayında londra'da hava nasıl olur?
353
Konuşma
how do you like this weather?
expr.
havayı nasıl buluyorsun?
354
Konuşma
the weather is snowy
expr.
hava kar yağışlı
355
Konuşma
what's the weather like?
expr.
hava nasıl?
356
Konuşma
how is the weather up there
expr.
havalar nasıl oralarda
357
Konuşma
if the weather allows it
expr.
havalar müsait olursa
358
Konuşma
is the weather nice?
expr.
hava güzel mi?
359
Konuşma
what is the weather like today?
expr.
hava nasıl bugün?
360
Konuşma
what is your favorite kind of weather?
expr.
hangi havalardan hoşlanırsın?
361
Konuşma
weather permitting
expr.
hava iyi olursa
362
Konuşma
the weather is nice today
expr.
hava bugün güzel
363
Konuşma
what will the weather be like tomorrow?
expr.
hava yarın nasıl olacak?
364
Konuşma
weather permitting
expr.
havalar müsait olursa
365
Konuşma
is the weather cold?
expr.
hava soğuk mu?
366
Konuşma
weather is nice
expr.
hava güzel
367
Konuşma
what is the weather like in istanbul?
expr.
istanbul'da hava nasıl?
368
Konuşma
how is the weather in istanbul?
expr.
istanbul'da hava nasıl?
369
Konuşma
how is the weather there
expr.
oralarda havalar nasıl
370
Konuşma
what a weather!
expr.
ne hava!
371
Konuşma
what is your favorite kind of weather?
expr.
ne tür havalardan hoşlanırsın?
372
Konuşma
how is the weather there
expr.
orada hava nasıl
373
Konuşma
how is the weather there
expr.
orada havalar nasıl
374
Konuşma
what is the weather like there?
expr.
orada hava nasıl?
375
Konuşma
what is the weather like in erzurum in march?
expr.
mart ayında erzurum'da hava nasıl olur?
376
Konuşma
how is the weather there
expr.
oralarda hava nasıl
377
Konuşma
I've been under the weather
expr.
rahatsızdım
378
Konuşma
what do you think the weather is like?
expr.
sence hava nasıl?
379
Konuşma
what is the weather like in turkey?
expr.
türkiye'de hava nasıl?
380
Konuşma
how is the weather in turkey?
expr.
türkiye'de hava nasıl?
381
Konuşma
what's the weather like tomorrow?
expr.
yarın hava nasıl olacak?
382
Konuşma
what will the weather be like tomorrow?
expr.
yarın hava nasıl olacak?
383
Konuşma
what do you think of this weather?
expr.
(genelde sohbet başlatmak için söylenir) ee havalar nasıl?
Trade/Economic
384
Ticaret/Ekonomi
per weather working day
i.
beher hava müsaadeli çalışma günü
385
Ticaret/Ekonomi
weather working days
i.
hava şartları uygun çalışma günü
386
Ticaret/Ekonomi
weather insurance
i.
hava sigortası
387
Ticaret/Ekonomi
weather working days
i.
havanın çalışmaya uygun olduğu işgünleri
388
Ticaret/Ekonomi
weather-related cancellation
i.
hava muhalefetine bağlı iptal
389
Ticaret/Ekonomi
weather-related cancellation
i.
hava muhalefetine dayalı iptal
390
Ticaret/Ekonomi
action of the weather
i.
havanın tesiri
391
Ticaret/Ekonomi
weather derivatives
i.
iklim türev araçları
392
Ticaret/Ekonomi
weather derivatives
i.
iklime dayalı türev ürünleri
Institutes
393
Kurum/Kuruluş
weather service
i.
hava ajansı
394
Kurum/Kuruluş
weather agency
i.
hava ajansı
395
Kurum/Kuruluş
weather central
i.
meteorolojik bilgileri derleyen, düzenleyen ve yayan özel bir kuruluş
Insurance
396
Sigortacılık
weather insurance
i.
kötü hava şartlarından ileri gelen zararlara karşı sigorta
397
Sigortacılık
heavy weather damage
i.
kötü hava şartları hasarı
Technical
398
Teknik
fair weather
i.
açık hava
399
Teknik
weather beam
i.
bir geminin rüzgara bakan tarafı
400
Teknik
workable weather
i.
çalışılabilir hava
401
Teknik
freezing weather
i.
dondurucu hava
402
Teknik
workable weather
i.
elverişli hava
403
Teknik
weather bar
i.
eşik laması
404
Teknik
weather bar
i.
eşik demiri
405
Teknik
weather resistance
i.
hava koşullarına dayanma
406
Teknik
weather condition
i.
hava durumu
407
Teknik
weather-protected location
i.
hava şartlarına karşı korumalı yer
408
Teknik
weather forecast
i.
hava tahmini
409
Teknik
weather check
i.
hava tahribatı sonucu oluşan çatlak
410
Teknik
weather map
i.
hava durumunu gösteren harita
411
Teknik
weather ship
i.
hava gözlem gemisi
412
Teknik
weather map
i.
hava haritası
413
Teknik
weather protection
i.
hava koşullarına karşı koruma
414
Teknik
element of weather
i.
havanın elemanları
415
Teknik
weather shield
i.
hava siperi
416
Teknik
weather-protected locations
i.
hava şartlarından korumalı yerler
417
Teknik
weather compensator
i.
hava kompensatörü
418
Teknik
weather-resistance
i.
hava etkilerine dayanırlık
419
Teknik
non-weather protected locations
i.
hava şartlarından korumalı olmayan yerler
420
Teknik
weather data
i.
iklim verileri
421
Teknik
bottom leaf weather strip
i.
kapı iç bandı
422
Teknik
bad weather
i.
kötü hava şartları
423
Teknik
protection against foul weather
i.
kötü hava şartlarına karşı koruma
424
Teknik
dry weather incubator
i.
kuru havalı inkübatör
425
Teknik
bad weather
i.
kötü hava koşulları
426
Teknik
unpleasant weather
i.
kötü hava koşulları
427
Teknik
unpleasant weather
i.
kötü hava şartları
428
Teknik
weather deck
i.
korunmasız güverte
429
Teknik
foul weather
i.
kötü hava koşulları
430
Teknik
foul weather
i.
kötü hava şartları
431
Teknik
weather station
i.
meteoroloji istasyonu
432
Teknik
weather balloon
i.
meteoroloji balonu
433
Teknik
weather seal
i.
plastikten yapılmış kaporta fitili
434
Teknik
synoptic weather chart
i.
sinoptik hava durumu haritası
435
Teknik
hot weather precaution
i.
sıcak havada alınan tedbirler
436
Teknik
weather-strip
i.
sızdırmaz bant
437
Teknik
hot weather precautions
i.
sıcaktan koruma önlemleri
438
Teknik
weather strip
i.
tıkama süngeri
439
Teknik
space weather
i.
uzay iklimi
440
Teknik
weather pack
i.
yağmurluk ve sineklik donanımı
441
Teknik
weather boarding
i.
yalı baskısı kaplama
442
Teknik
weather door
i.
panjurlu pencerede açıklık
443
Teknik
weather door
i.
fırtınaya karşı ek dış kapı
444
Teknik
weather-strip
f.
kapı veya pencere contası monte etmek
445
Teknik
weather-strip
f.
kapı veya pencere contasıyla donatmak
446
Teknik
weather-strip
f.
kapı veya pencere contası takmak
447
Teknik
weather-tight
s.
hava şartlarına dayanıklı
448
Teknik
weather stripped
s.
hava yalıtımı yapılmış
449
Teknik
weather-proof
s.
hava şartlarına dayanıklı
450
Teknik
weather stripped
s.
hava yalıtımı yapılan
451
Teknik
weather-bound
s.
kötü hava nedeniyle rötar yapmış (gemi veya uçak)
452
Teknik
weather-stripped
s.
tecrit şeridi ile kapatılmış çatlakları olan
Computer
453
Bilgisayar
weather vane
i.
rüzgar gülü
Textile
454
Tekstil
foul-weather gear
i.
koruyucu kıyafet
455
Tekstil
foul-weather gear
i.
kötü havalara karşı giyilen kıyafet
456
Tekstil
weather proof
s.
havaya dayanıklı
Construction
457
İnşaat
weather moulding
i.
denizlik
458
İnşaat
weather moulding
i.
damlalık
459
İnşaat
concreting in freezing weather
i.
donlu havalarda beton dökme
460
İnşaat
weather board
i.
eğri geçmeli duvar kaplaması
461
İnşaat
weather fademeter
i.
hava şartları soldurma test cihazı
462
İnşaat
weather strip
i.
pencere bandı
463
İnşaat
cold-weather concreting
i.
soğuk havalarda beton dökme
464
İnşaat
weather strip
i.
sızdırmazlık bandı
465
İnşaat
weather moulding
i.
yağmur saçak çıtası
466
İnşaat
weather board
i.
yağmur koruma kapağı
467
İnşaat
weather strip
i.
yağmur sundurması
468
İnşaat
weather-board
f.
(yağmur suyunu, karı dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek
Furniture
469
Mobilya
weather house
i.
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev
470
Mobilya
weather box
i.
içine biri kötü diğeri iyi hava tahmini yapan iki figür yerleştirilmiş maket ev
Automotive
471
Otomotiv
dynamic weather-strips
i.
dinamik (kapı/pencere) contaları
472
Otomotiv
cold weather valve
i.
soğuk hava supabı
473
Otomotiv
cold weather modulator
i.
soğuk hava modülatörü
474
Otomotiv
static weather-strips
i.
statik (kapı-pencere) contaları
475
Otomotiv
weather resistant
s.
dış etkenlere dayanıklı
Aeronautic
476
Havacılık
all weather aircraft
i.
her hava uçağı
477
Havacılık
all weather aircraft
i.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak
478
Havacılık
weather office
i.
meteorolojik ofis
479
Havacılık
automatic weather observing system
i.
otomatik hava gözlem sistemi
480
Havacılık
pilot weather report
i.
pilot hava raporu
481
Havacılık
flying weather
i.
uçuşa elverişli hava
Marine
482
Denizcilik
unusual weather
i.
anormal hava
483
Denizcilik
stormy weather
i.
fırtınalı hava
484
Denizcilik
the weather side
i.
orsa
485
Denizcilik
weather side
i.
orsa
486
Denizcilik
weather side
i.
rüzgar yönüne doğru
487
Denizcilik
weather side
i.
rüzgar tarafı
488
Denizcilik
weather side
i.
rüzgar üstü
489
Denizcilik
weather side
i.
rüzgara maruz kalan taraf
490
Denizcilik
weather gage
i.
rüzgarüstü
491
Denizcilik
all going well weather permitting (agw wp)
i.
tüm hava koşulları uygun olduğu takdirdeki teslimat tarihi
492
Denizcilik
weather deck
i.
üstü hava ve deniz koşullarına açık olan güverte
493
Denizcilik
local weather bureau
i.
yerel hava bürosu
494
Denizcilik
weather gauge [obsolete]
i.
bir yelkenli geminin diğerine göre (rüzgar nedeniyle) avantajlı konumu
495
Denizcilik
weather-bit
i.
bocurgatın ucundaki halatın bir dönüşü
496
Denizcilik
weather cloth
i.
brandayı hava koşullarından koruyan uzun muşamba
497
Denizcilik
weather gauge
i.
bir diğer geminin rüzgar alan yanına göre geminin konumu
498
Denizcilik
weather sheet
i.
yelkenin rüzgara göre açısını ayarlayan ip
499
Denizcilik
make good weather
f.
(gemi) fırtınaya bir şekilde dayanmak
500
Denizcilik
weather a point
f.
rüzgar tarafında kalacak şekilde karada belirli bir noktanın yanından geçmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of weather
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy