|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
tane büyüklüğü analizi |
grain size analysis i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
tane inceltilmesi |
grain refining i.
|
|
3 |
Genel |
tane büyüklüğü analizi |
grain size analysis i.
|
|
4 |
Genel |
tane (arpa/buğday/mısır vb) |
grain i.
|
|
5 |
Genel |
tane inceltmesi |
grain refining i.
|
|
6 |
Genel |
iri tane |
coarse grain i.
|
|
7 |
Genel |
tane mısır |
sweetcorn i.
|
|
8 |
Genel |
ileriye doğru iki tane ucu olan ve kolu söküp takılabilen ütü |
sadiron i.
|
|
9 |
Genel |
tane inceltme |
grain refining i.
|
|
10 |
Genel |
küçük tane (bitkilerde) |
drupel i.
|
|
11 |
Genel |
küçük tane (bitkilerde) |
drupelet i.
|
|
12 |
Genel |
tane iriliği |
grain thickness i.
|
|
13 |
Genel |
ostenit tane büyüklüğü |
austenite grain size i.
|
|
14 |
Genel |
kaba tane |
coarse grain i.
|
|
|
15 |
Genel |
tane boyutu dağılımı |
granulometry i.
|
|
16 |
Genel |
iki tane |
two pieces i.
|
|
17 |
Genel |
(bir paket veya kutu içindeki) adet ya da tane |
Count i.
|
|
18 |
Genel |
biri yıkama diğeri kurutma işlevi gören iki tane döner tamburu olan çamaşır makinesi |
twin-tub i.
|
|
19 |
Genel |
tane boyutu, doku gibi özellikleri sebebiyle tohum küspesine benzeyen ürün |
meal i.
|
|
20 |
Genel |
tahıl bitkilerinin tane taşıyan bölümü |
icker i.
|
|
21 |
Genel |
zilyon tane |
multitude i.
|
|
22 |
Genel |
milyon tane eş parçadan biri |
one-millionth i.
|
|
23 |
Genel |
katrilyon tane eş parçadan biri |
one-quadrillionth i.
|
|
24 |
Genel |
(küçük parçalı tane içeren) mineral konsantrasyonu |
impregnation i.
|
|
25 |
Genel |
küçük tane |
pearl i.
|
|
26 |
Genel |
tane tane konuşmak |
speak distinctly f.
|
|
27 |
Genel |
tane tane konuşmak |
speak clearly f.
|
|
28 |
Genel |
tane tane söylemek |
articulate f.
|
|
29 |
Genel |
tane tane söylemek |
mouth f.
|
|
30 |
Genel |
hecelerini karıştırmak (tane tane söyleyeceğine) |
slur f.
|
|
31 |
Genel |
tane tane yağmak |
flake f.
|
|
32 |
Genel |
tane tane söylemek |
chop one's words f.
|
|
33 |
Genel |
evin üzerinde üç tane ipotek olmak |
get three mortgages on the house f.
|
|
34 |
Genel |
yedi tane olmaktan çıkarmak |
unseven f.
|
|
35 |
Genel |
bir tane patlatmak |
wop f.
|
|
36 |
Genel |
(yumruğu) bir tane çakmak |
pize [dialect] f.
|
|
37 |
Genel |
bir iki tane |
one or two s.
|
|
38 |
Genel |
tane tane söylenmiş |
articulate s.
|
|
39 |
Genel |
bir tane |
one s.
|
|
40 |
Genel |
tane biçiminde |
graniferous s.
|
|
41 |
Genel |
birkaç tane |
one or two s.
|
|
42 |
Genel |
tane veya tohum şeklinde |
graniform s.
|
|
43 |
Genel |
on iki tane |
dozen s.
|
|
44 |
Genel |
iki tane |
two piece of s.
|
|
45 |
Genel |
iki tane |
two s.
|
|
46 |
Genel |
bir iki (tane) |
a couple of s.
|
|
47 |
Genel |
bir iki (tane) |
a couple of s.
|
|
48 |
Genel |
on tane |
ten s.
|
|
49 |
Genel |
on iki tane |
twelve s.
|
|
50 |
Genel |
yirmi tane olan |
twenty s.
|
|
51 |
Genel |
yirmi sekiz tane olan |
twenty-eight s.
|
|
52 |
Genel |
yirmi beş tane olan |
twenty-five s.
|
|
53 |
Genel |
yirmi bir tane olan |
twenty-one s.
|
|
54 |
Genel |
yirmi yedi tane olan |
twenty-seven s.
|
|
|
55 |
Genel |
yirmi altı tane olan |
twenty-six s.
|
|
56 |
Genel |
yirmi üç tane olan |
twenty-three s.
|
|
57 |
Genel |
yirmi iki tane olan |
twenty-two s.
|
|
58 |
Genel |
zilyon tane |
zillion s.
|
|
59 |
Genel |
zilyon tane |
millionfold s.
|
|
60 |
Genel |
(armacılıkta) üç tane büyük girintisi olan |
dancetté s.
|
|
61 |
Genel |
(armacılıkta) üç tane büyük girintisi olan |
dancy s.
|
|
62 |
Genel |
aşırı derecede tane tane söylenmiş |
over-articulate s.
|
|
63 |
Genel |
iki tane |
a couple s.
|
|
64 |
Genel |
on altı tane olan |
sixteen s.
|
|
65 |
Genel |
kırk tane |
forty s.
|
|
66 |
Genel |
on dört tane |
fourteen s.
|
|
67 |
Genel |
(roma rakamıyla) dokuz tane olan |
ix s.
|
|
68 |
Genel |
(roma rakamıyla) doksan tane olan |
ixc s.
|
|
69 |
Genel |
tane tane |
piece by piece zf.
|
|
70 |
Genel |
tane hesabıyla |
by tale zf.
|
|
71 |
Genel |
birkaç tane daha |
a few more zf.
|
|
72 |
Genel |
tane ile parça başına yapılan iş miktarına göre |
by the piece zf.
|
|
73 |
Genel |
tane ile |
by the piece zf.
|
|
74 |
Genel |
günde bir tane |
one a day zf.
|
|
75 |
Genel |
günde bir tane |
one piece a day zf.
|
|
76 |
Genel |
günde bir tane |
one per day zf.
|
|
77 |
Genel |
birer tane |
one for each zf.
|
|
78 |
Genel |
bir tane daha |
one more zf.
|
|
79 |
Genel |
bir tane daha |
another zm.
|
|
80 |
Genel |
sadece bir tane ile sınırlı anlamı veren ön ek |
mon- ök.
|
|
81 |
Genel |
tek seferde yalnızca bir tane anlamı veren ön ek |
mon- ök.
|
|
82 |
Genel |
küçük tane anlamına gelen bir ön ek |
chondr- ök.
|
|
83 |
Genel |
küçük tane anlamına gelen bir ön ek |
chondri- ök.
|
|
84 |
Genel |
küçük tane anlamına gelen bir ön ek |
chondro- ök.
|
|
85 |
Genel |
iki (tane) |
a brace of expr.
|
|
Phrasals |
|
86 |
Öbek Fiiller |
bir tane patlatmak için hedef almak |
strike at f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir tane geçirmek |
land (someone) one f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir tane patlatmak |
land (someone) one f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir tane yumruk atmak |
land (someone) one f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir tane indirmek |
land (someone) one f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir tane patlatmak için hedef almak |
strike at (someone or something) f.
|
|
Phrases |
|
92 |
İfadeler |
beş altı tane |
five or six i.
|
|
93 |
İfadeler |
kim takar kaç kere/tane olmuş |
who’s counting? expr.
|
|
Proverb |
|
94 |
Atasözü |
on tane elim yok. her yere aynı anda koşamam/yetişemem |
one cannot be in two places at once
|
|
Colloquial |
|
95 |
Konuşma Dili |
tek başına iki tane avantaja sahip olan kimse |
twofer i.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
tek başına iki tane avantaja sahip olan şey |
twofer i.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
bir iki tane |
one or two i.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
iki tane uyku tulumu |
a couple of sleeping bags i.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
yedi tane |
baker's half dozen i.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
iki tane beşlik sıra halinde dizilmiş on şişe şaraptan oluşan paket |
decimal dozen i.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
hızlı bir tane (yeme, içme) |
fast one i.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
milyon tane |
skillion i.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
zilyon tane |
skillion i.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
zibilyon tane |
dozen i.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
zibilyon tane |
gazillion i.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
bir tane vurmak/çakmak/geçirmek |
paste one f.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
(birine) bir tane geçirmek/patlatmak |
sock (someone) one f.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
(birine) bir tane vurmak |
sock (someone) one f.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
bir tane geçirmek |
swack f.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
bir tane patlatmak |
swack f.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
zilyon tane |
jiggered s.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
bir tane daha doldur |
pour me another expr.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
buraya bir tane daha sedye |
one more stretcher over here expr.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
bir tane de benden/bizden |
and one for luck expr.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
bir tane de benden/bizden |
and one more for luck expr.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
herkese sadece bir tane |
one to a customer expr.
|
|
117 |
Konuşma Dili |
işte bir tane geliyor |
here comes one expr.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
birkaç tane |
half a dozen expr.
|
|
119 |
Konuşma Dili |
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? |
do I have to draw (you) a picture? expr.
|
|
120 |
Konuşma Dili |
(bir şeyden) bir tane daha ister misin/ister misiniz? |
care for another (something) expr.
|
|
121 |
Konuşma Dili |
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? |
do I have to draw a picture? expr.
|
|
122 |
Konuşma Dili |
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? |
do I have to paint a picture? expr.
|
|
Idioms |
|
123 |
Deyim |
bin bir tane |
a hundred and one i.
|
|
124 |
Deyim |
tamamı kaç tane |
just how many i.
|
|
125 |
Deyim |
herkese yalnızca bir tane |
one per customer i.
|
|
126 |
Deyim |
her müşteriye bir tane |
one per customer i.
|
|
127 |
Deyim |
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası |
one per customer i.
|
|
128 |
Deyim |
herkese yalnızca bir tane |
one to a customer i.
|
|
129 |
Deyim |
her müşteriye bir tane |
one to a customer i.
|
|
130 |
Deyim |
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası |
one to a customer i.
|
|
131 |
Deyim |
bir düzine ve bir tane de ekstra |
a baker's dozen i.
|
|
132 |
Deyim |
bir düzine ve bir tane de ekstra |
a long dozen i.
|
|
133 |
Deyim |
on tane eli olmamak |
(one's) only got one pair of hands f.
|
|
134 |
Deyim |
iki tane eli olmak |
(one's) only got one pair of hands f.
|
|
135 |
Deyim |
bir tane geçirmek |
land somebody one f.
|
|
136 |
Deyim |
bir tane oturtmak/çakmak |
punch somebody's lights out f.
|
|
137 |
Deyim |
bir tane indirmek |
sock somebody one f.
|
|
138 |
Deyim |
bir tane geçirmek |
sock somebody one f.
|
|
139 |
Deyim |
bir tane indirmek |
land somebody one f.
|
|
140 |
Deyim |
bir tane patlatmak |
land somebody one f.
|
|
141 |
Deyim |
bir tane patlatmak |
sock somebody one f.
|
|
142 |
Deyim |
bir tane yapıştırmak |
pin back (one's) ears f.
|
|
143 |
Deyim |
suratına bir tane yapıştırmak |
pin back (one's) ears f.
|
|
144 |
Deyim |
birine bir tane yapıştırmak |
pin someone's ears back f.
|
|
145 |
Deyim |
birinin suratına bir tane yapıştırmak |
pin someone's ears back f.
|
|
146 |
Deyim |
bir tane yapıştırmak |
pin someone’s ears back f.
|
|
147 |
Deyim |
suratına bir tane yapıştırmak |
pin someone’s ears back f.
|
|
148 |
Deyim |
on tane eli olmamak |
(one) only has one pair of hands f.
|
|
149 |
Deyim |
iki tane eli olmak |
(one) only has one pair of hands f.
|
|
150 |
Deyim |
(iki tane zil) yer değiştirmek |
make places f.
|
|
151 |
Deyim |
on tane eli olmamak |
can't be in two places at once f.
|
|
152 |
Deyim |
birine bir tane çakmak |
give somebody a thick ear f.
|
|
153 |
Deyim |
bir tane yapıştırmak |
pin ears back f.
|
|
154 |
Deyim |
bir tane oturtmak/çakmak |
punch lights out f.
|
|
155 |
Deyim |
(birine/bir şeye) bir tane patlatmak/geçirmek |
take a punch at (someone or something) f.
|
|
156 |
Deyim |
on tane elim yok |
I've only got one pair of hands expr.
|
|
157 |
Deyim |
on tane eli yok |
someone's only got one pair of hands expr.
|
|
158 |
Deyim |
on tane elim yok |
I’ve only got one pair of hands expr.
|
|
159 |
Deyim |
iki tane elim var |
I've only got one pair of hands expr.
|
|
160 |
Deyim |
iki tane elim var |
I’ve only got one pair of hands expr.
|
|
161 |
Deyim |
on tane elim yok |
I only have one pair of hands expr.
|
|
162 |
Deyim |
bir tane bile |
nary a [old-fashioned] expr.
|
|
163 |
Deyim |
on tane elim yok |
I have only got one pair of hands expr.
|
|
164 |
Deyim |
iki tane elim var |
I have only got one pair of hands expr.
|
|
165 |
Deyim |
bir tane (bir şey) gördün mü hepsini görmüş gibi olursun/oluyorsun |
when you've seen one (something), you've seen them all expr.
|
|
166 |
Deyim |
bir tane (bir şey) gördün mü, duydun mu hepsini görmüş, duymuş gibi olursun/oluyorsun |
when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.
|
|
Speaking |
|
167 |
Konuşma |
al bir tane |
here take one expr.
|
|
168 |
Konuşma |
al şunlardan bir tane |
here take one expr.
|
|
169 |
Konuşma |
benim iki tane kız kardeşim var |
I have two sisters expr.
|
|
170 |
Konuşma |
benim 3 tane kız kardeşim var |
I have 3 sisters expr.
|
|
171 |
Konuşma |
bir tane eleman lazım |
we need one employee expr.
|
|
172 |
Konuşma |
bir tane eleman lazım |
we need an employee expr.
|
|
173 |
Konuşma |
ben günde i̇ki̇ tane elma yeri̇m |
I eat two apples every day expr.
|
|
174 |
Konuşma |
bir tane alabilir miyim? |
can I have one? expr.
|
|
175 |
Konuşma |
bugün kaç tane sigara içtin? |
how many cigarettes have you smoked today? expr.
|
|
176 |
Konuşma |
bir tane bile yok |
not a single one expr.
|
|
177 |
Konuşma |
benim 2 tane kız kardeşim var |
I have two sisters expr.
|
|
178 |
Konuşma |
benim 3 tane ablam var |
I have 3 sisters expr.
|
|
179 |
Konuşma |
bana başka bir tane ver |
give me another one expr.
|
|
180 |
Konuşma |
benim üç tane kız kardeşim var |
I have 3 sisters expr.
|
|
181 |
Konuşma |
benim de birkaç tane olmuştu |
I've got a few of those myself expr.
|
|
182 |
Konuşma |
benim üç tane ablam var |
I have 3 sisters expr.
|
|
183 |
Konuşma |
elinde kaç tane var? |
how many you got? expr.
|
|
184 |
Konuşma |
iki tane al |
take two expr.
|
|
185 |
Konuşma |
kaç tane çocuğunuz var? |
how many children do you have? expr.
|
|
186 |
Konuşma |
kaç tane çocuğun var? |
how many children do you have? expr.
|
|
187 |
Konuşma |
kaç tane köpeğin var? |
how many dogs do you have? expr.
|
|
188 |
Konuşma |
kaç tane çocuğun var? |
how many kids do you have? expr.
|
|
189 |
Konuşma |
orada bir tane var |
there's one over there expr.
|
|
190 |
Konuşma |
kaç tane içtin? |
how many drinks did you have? expr.
|
|
191 |
Konuşma |
kaç tane istiyorsun? |
how many do you want? expr.
|
|
192 |
Konuşma |
kaç tane cep telefonu satın aldınız? |
how many mobile phones did you buy? expr.
|
|
193 |
Konuşma |
kaç tane cep telefonu satın aldın? |
how many mobile phones did you buy? expr.
|
|
194 |
Konuşma |
kaç tane arkadaşın var? |
how many friends do you have? expr.
|
|
195 |
Konuşma |
kaç tane arkadaşınız var? |
how many friends do you have? expr.
|
|
196 |
Konuşma |
kaç tane çocuğunuz var? |
how many kids do you have? expr.
|
|
197 |
Konuşma |
kaç tane oda istersiniz? |
how many rooms do you want? expr.
|
|
198 |
Konuşma |
kaç tane kediniz var? |
how many cats do you have? expr.
|
|
199 |
Konuşma |
kaç tane |
how many expr.
|
|
200 |
Konuşma |
kaç tane? |
how many? expr.
|
|
201 |
Konuşma |
kaç tane kitap okudun? |
how many books did you read? expr.
|
|
202 |
Konuşma |
kaç tane köpeğiniz var? |
how many dogs do you have? expr.
|
|
203 |
Konuşma |
kaç tane kedin var? |
how many cats do you have? expr.
|
|
204 |
Konuşma |
sadece bir tane |
just one expr.
|
|
205 |
Konuşma |
yanımda (hiçbir tane) yok |
I don't have one on me expr.
|
|
206 |
Konuşma |
3 tane daha |
3 more expr.
|
|
207 |
Konuşma |
5 tane kitabım var |
I have 5 books expr.
|
|
208 |
Konuşma |
merhaba benim 2 tane kardeşim var birisi kız birisi erkek |
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr.
|
|
Trade/Economic |
|
209 |
Ticaret/Ekonomi |
aynı anda birkaç tane küçük firmanın satın alınarak birleşmeye zorlanmalarına dayanan bir yatırım biçimi |
rollup i.
|
|
Politics |
|
210 |
Siyasal |
abdülmecid tarafından 1851'de verilmeye başlanan, madalyonunda yedişer tane gümüşten ışın ve hilal bulunan bir türk nişanı |
medjidie i.
|
|
Industry |
|
211 |
Sanayi |
deride suni tane oluşturma |
graining i.
|
|
212 |
Sanayi |
(malt veya kömür ölçümünde) tane miktarı |
skip i.
|
|
Technical |
|
213 |
Teknik |
aşırı tane büyümesi |
exaggerated grain growth i.
|
|
214 |
Teknik |
astm tane büyüklüğü imleci |
astm grain size index i.
|
|
215 |
Teknik |
astm östenit tane büyüklüğü |
astmaustenitic grain size i.
|
|
216 |
Teknik |
astm tane büyüklüğü |
astm grain size i.
|
|
217 |
Teknik |
astm tane büyüklüğü sayısı |
a.s.t.m. grain size number i.
|
|
218 |
Teknik |
astm tane büyüklüğü sayısı |
astm grain size number i.
|
|
219 |
Teknik |
aşındırıcı tane büyüklüğü |
abrasive grain size i.
|
|
220 |
Teknik |
aşırı ince toz numunelerin tane büyüklüğü dağılımı |
particle size distribution of ultra-fine powders i.
|
|
221 |
Teknik |
çokgenleşmiş tane |
polygonized grain i.
|
|
222 |
Teknik |
çok küçük tane büyüklüğü |
ultrafine-grain-size i.
|
|
223 |
Teknik |
dar açılı tane sınırı |
low angle grain boundary i.
|
|
224 |
Teknik |
dar açılı tane sınırı |
small angle grain boundary i.
|
|
225 |
Teknik |
demirdışı tane büyüklüğü standartları |
nonferrous grain size standards i.
|
|
226 |
Teknik |
direksi tane |
columnar grain i.
|
|
227 |
Teknik |
eşdeğer tane boyu |
equivalent grain size i.
|
|
228 |
Teknik |
eş eksenli tane |
equiaxed grain i.
|
|
229 |
Teknik |
eleme ile tane boyutu analizi |
grain-size analysis by sieving i.
|
|
230 |
Teknik |
eş eksenli tane yapısı |
equiaxed grain structure i.
|
|
231 |
Teknik |
elek analizi ile agregaların tane büyüklüğü dağılımının belirlenmesi |
determination of the particle size distribution of aggregates by sieving analysis i.
|
|
232 |
Teknik |
ferrit tane büyüklüğü |
ferrite grain size i.
|
|
233 |
Teknik |
ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini |
micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size i.
|
|
234 |
Teknik |
geniş açılı tane sınırı |
large angle grain boundary i.
|
|
235 |
Teknik |
havuçsu tane |
columnar grain i.
|
|
236 |
Teknik |
havuçsu tane bölgesi |
columnar zone i.
|
|
237 |
Teknik |
havuçsu tane büyümesi |
columnar growth i.
|
|
238 |
Teknik |
ikizlenik tane |
twinned grain i.
|
|
239 |
Teknik |
iri tane |
coarse grains i.
|
|
240 |
Teknik |
iğnemsi tane |
acicular grain i.
|
|
241 |
Teknik |
iri tane |
coarser i.
|
|
242 |
Teknik |
jernkontoret tane büyüklüğü standartları |
jernkontoret grain size standards i.
|
|
243 |
Teknik |
ikili tane büyüklüğü |
duplex grain size i.
|
|
244 |
Teknik |
inceltilmiş tane |
refined grain i.
|
|
245 |
Teknik |
ince tane boyutu/boyu |
fine grain size i.
|
|
246 |
Teknik |
ince tane |
fine-grain i.
|
|
247 |
Teknik |
karışık tane boyu |
mixed grain size i.
|
|
248 |
Teknik |
kaba tane |
coarse grain i.
|
|
249 |
Teknik |
kesintisiz tane sınırı zarı |
continuous grain bounday film i.
|
|
250 |
Teknik |
kısa tane |
short grain i.
|
|
251 |
Teknik |
kesintili tane büyümesi |
discontinuous grain growth i.
|
|
252 |
Teknik |
kesintisiz tane sınırı ağı |
continuous grain bounday network i.
|
|
253 |
Teknik |
kırılmada tane büyüklüğü |
fracture grain size i.
|
|
254 |
Teknik |
kesintisiz tane sınırı çökeltisi |
continuous grain bounday precipitate i.
|
|
255 |
Teknik |
kristalleşmiş tane büyüklüğü |
recrystallized grain size i.
|
|
256 |
Teknik |
komşu tane |
adjacent grain i.
|
|
257 |
Teknik |
kuşatık tane |
encircled grain i.
|
|
258 |
Teknik |
kolon biçimli tane |
columnar grain i.
|
|
259 |
Teknik |
kristalleşmiş tane |
recrystallized grain i.
|
|
260 |
Teknik |
mcquaid-ehn tane büyüklüğü |
mcquaid-ehn grain size i.
|
|
261 |
Teknik |
küçük tane |
fine-grain i.
|
|
262 |
Teknik |
maksimum tane büyüklüğü |
maximum particle size i.
|
|
263 |
Teknik |
mineral topraklarda tane büyüklüğünün dağılımı |
particle size distribution in mineral soil material i.
|
|
264 |
Teknik |
ortalama tane büyüklüğü |
average grain size i.
|
|
265 |
Teknik |
olağandışı tane büyümesi |
abnormal grain growth i.
|
|
266 |
Teknik |
oksitlenmiş tane büyüklüğü |
oxidation grain size i.
|
|
267 |
Teknik |
n-tane komşuluk bölgesi |
n-neighborhood i.
|
|
268 |
Teknik |
ortalama tane çapı |
average grain diameter i.
|
|
269 |
Teknik |
ortalama tane büyüklüğü |
average particle size i.
|
|
270 |
Teknik |
önceki ostenit tane büyüklüğü |
prior austenite grain size i.
|
|
271 |
Teknik |
ostenit tane büyüklüğü |
austenite grain size i.
|
|
272 |
Teknik |
ostenit tane büyümesi |
austenite grain growth i.
|
|
273 |
Teknik |
ostenit tane sınırı |
austenite grain boundary i.
|
|
274 |
Teknik |
perlit tane büyüklüğü |
pearlite grain size i.
|
|
275 |
Teknik |
parabolik tane boyutu dağılımı |
parabolic grain-size distribution i.
|
|
276 |
Teknik |
rutubet ve tane büyüklüğü dağılımı analizi |
moisture and particle size analysis i.
|
|
277 |
Teknik |
standart tane büyüklüğü |
standard grain-size i.
|
|
278 |
Teknik |
standart tane büyüklüğü fotoğrafı |
standard grain-size micrograph i.
|
|
279 |
Teknik |
tane sınırı yenimi |
grain boundary corrosion i.
|
|
280 |
Teknik |
tane uzaması |
grain elongation i.
|
|
281 |
Teknik |
tane büyüklüğü analizi |
particle-size analysis i.
|
|
282 |
Teknik |
tane sayacı |
particle counter i.
|
|
283 |
Teknik |
tane sınırı zarı |
grain boundary film i.
|
|
284 |
Teknik |
tane dağılımı |
granulation i.
|
|
285 |
Teknik |
tane küçültme ısıl işlemi |
refining heat i.
|
|
286 |
Teknik |
tane düzeni |
grain size structure i.
|
|
287 |
Teknik |
toz tane büyüklüğü |
particle size of powder i.
|
|
288 |
Teknik |
tane konumlu yüksek silisyumlu çelikler |
grain oriented high silicon steels i.
|
|
289 |
Teknik |
tane boyutlu dağılım |
grain-size distribution i.
|
|
290 |
Teknik |
tane büyüklüğü sayısı |
grit number i.
|
|
291 |
Teknik |
tane sınırı çökelimi |
grain boundary precipitation i.
|
|
292 |
Teknik |
tane sınırı alanı |
grain boundary area i.
|
|
293 |
Teknik |
tane boyu sınıflandırması |
grain-size classification i.
|
|
294 |
Teknik |
tane boyutu |
grain size i.
|
|
295 |
Teknik |
tane cüruf |
granulated blast-furnace slag i.
|
|
296 |
Teknik |
tane küçültme |
grain refinement i.
|
|
297 |
Teknik |
tane ezilmesi |
grain deformation i.
|
|
298 |
Teknik |
tane sınırı |
grain boundary i.
|
|
299 |
Teknik |
tane küçültücü öğe |
grain refining element i.
|
|
300 |
Teknik |
tane büyümesi |
grain growth i.
|
|
301 |
Teknik |
tane küçültme |
grain refinement i.
|
|
302 |
Teknik |
tane yapısı |
grain size structure i.
|
|
303 |
Teknik |
tane sınırı kayması |
grain boundary sliding i.
|
|
304 |
Teknik |
tane özelliği |
nature of particles i.
|
|
305 |
Teknik |
tane büyüklüğü analizi sonuçları |
results of particle size analysis i.
|
|
306 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımı |
grain size distribution i.
|
|
307 |
Teknik |
tane yapısı |
grain structure i.
|
|
308 |
Teknik |
tane konumlu sac çelik |
grain oriented sheet steel i.
|
|
309 |
Teknik |
tane büyüklüğü denetimi |
grain size control i.
|
|
310 |
Teknik |
tane ölçümsel çözümleme |
granulametric analysis i.
|
|
311 |
Teknik |
tane içi çatlaması |
intragranular cracking i.
|
|
312 |
Teknik |
tane çapı |
grain diameter i.
|
|
313 |
Teknik |
tane biçimi |
particle shape i.
|
|
314 |
Teknik |
tane büyüklüğü sayısı |
grain-size index i.
|
|
315 |
Teknik |
tane boyutlu dağılım eğrisi |
grain-size distribution curve i.
|
|
316 |
Teknik |
tane sınırına saldırı |
grain boundary attack i.
|
|
317 |
Teknik |
tane yapısı |
nature of particles i.
|
|
318 |
Teknik |
tane konumu |
grain orientation i.
|
|
319 |
Teknik |
tane büyüklüğü analizcisi |
particle size analyst i.
|
|
320 |
Teknik |
tane şekil faktörü |
grain shape factor i.
|
|
321 |
Teknik |
tane bozunumu |
grain deformation i.
|
|
322 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımı |
particle-size distribution i.
|
|
323 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımının kütleye göre tayini |
determination of the particle size distribution of fillers by mass i.
|
|
324 |
Teknik |
tane yığın yoğunluğu |
grain bulk density i.
|
|
325 |
Teknik |
tane boyutu diyagramı |
grain-size diagram i.
|
|
326 |
Teknik |
tane çıkarma |
grain pull out i.
|
|
327 |
Teknik |
tane irileşmesi |
grain coarsening i.
|
|
328 |
Teknik |
tane boyu ölçümü |
grain-size measurement i.
|
|
329 |
Teknik |
tane büyüklüğü sayısı |
grain size index i.
|
|
330 |
Teknik |
tane konumsuz trafo sacı |
nongrain-oriented electrical sheet i.
|
|
331 |
Teknik |
tane sınırı göçü |
grain boundary migration i.
|
|
332 |
Teknik |
tane dökme |
grain pull out i.
|
|
333 |
Teknik |
tane şekli tayini |
determination of particle shape i.
|
|
334 |
Teknik |
tane küçültme |
grain refining i.
|
|
335 |
Teknik |
tane sınırı sementiti |
grain boundary cementite i.
|
|
336 |
Teknik |
tek tane üretimi |
single-crystal production i.
|
|
337 |
Teknik |
tane sınırı yenimi |
intercrystalline corrosion i.
|
|
338 |
Teknik |
tane sınırı korozyonu |
intercrystalline corrosion i.
|
|
339 |
Teknik |
tane büyüklüğü |
particle size i.
|
|
340 |
Teknik |
tekçeşit tane boyutu |
uniform grain size i.
|
|
341 |
Teknik |
tane büyüklüğü bozulması |
grain-size degradation i.
|
|
342 |
Teknik |
tane büyüklüğü |
grain size i.
|
|
343 |
Teknik |
tane büyüklüğü ölçümü |
grain size measurement i.
|
|
344 |
Teknik |
tane sınırı aşınması |
intergranular corrosion i.
|
|
345 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımının eleme ile tayini |
determination of particle size distribution by sieving i.
|
|
346 |
Teknik |
tane sınırı dağlaması |
grain boundary etching i.
|
|
347 |
Teknik |
tane çapı dağılımı eğrisi |
grading curve i.
|
|
348 |
Teknik |
tane içi çökelimi |
intragranular precipitation i.
|
|
349 |
Teknik |
tane sınırı çökeltisi |
grain boundary precipitate i.
|
|
350 |
Teknik |
tane boyutlarının süreksizliği |
discontinuity of the grain sizes i.
|
|
351 |
Teknik |
tane boyu dağılım |
grain-size distribution i.
|
|
352 |
Teknik |
tane sınırı dislokasyonu |
grain boundary dislocation i.
|
|
353 |
Teknik |
tane sınırı çekirdeklenmesi |
grain boundary nucleation i.
|
|
354 |
Teknik |
tane şekli |
grain shape i.
|
|
355 |
Teknik |
tane sınırı sıvılaşması |
grain boundary liquation i.
|
|
356 |
Teknik |
tane sınırı yayınımı |
grain boundary diffusion i.
|
|
357 |
Teknik |
tane inceliği sayısı |
grain fineness number i.
|
|
358 |
Teknik |
tane konumlama |
grain orienting i.
|
|
359 |
Teknik |
tane derecesi |
grain grade i.
|
|
360 |
Teknik |
tane sınırı birikimi |
grain boundary segregation i.
|
|
361 |
Teknik |
tane boyu analizi |
particle size analysis i.
|
|
362 |
Teknik |
tane sınırı birikintisi |
grain boundary segregate i.
|
|
363 |
Teknik |
tane biçimi |
grain shape i.
|
|
364 |
Teknik |
tane büyüklüğü değişimi |
grain-size variation i.
|
|
365 |
Teknik |
tane şekli |
shape of the grains i.
|
|
366 |
Teknik |
tane büyüklüğü analizi |
particle size analysis i.
|
|
367 |
Teknik |
tane içi çökeltisi |
intragranular precipitate i.
|
|
368 |
Teknik |
tane konumlu çelik sac |
grain oriented steel sheet i.
|
|
369 |
Teknik |
tek tane üretimi yöntemleri |
single-crystal production methods i.
|
|
370 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımı deneyi |
grain size distribution test i.
|
|
371 |
Teknik |
tane sınırı çatlaması |
intergranular cracking i.
|
|
372 |
Teknik |
tane merdanesi |
grain roll i.
|
|
373 |
Teknik |
tane dağılımı uygunsuz kum |
badly graded sand i.
|
|
374 |
Teknik |
tane büyüklüğü sayısı |
mesh number i.
|
|
375 |
Teknik |
tane grubu |
range of grade i.
|
|
376 |
Teknik |
tane küçültücü |
densifier i.
|
|
377 |
Teknik |
tek tane |
single crystal i.
|
|
378 |
Teknik |
tane büyüklüğü dağılımı |
particle size distribution i.
|
|
379 |
Teknik |
tane yoğunluğu |
particle density i.
|
|
380 |
Teknik |
tane zıtlığı |
grain contrast i.
|
|
381 |
Teknik |
tane sınırı çökelmesi |
grain boundary precipitation i.
|
|
382 |
Teknik |
tane içi çatlağı |
intragranular crack i.
|
|
383 |
Teknik |
tane yoğunluğu ve su emme oranı |
particle density and water absorption i.
|
|
384 |
Teknik |
tane akışı |
grain flow i.
|
|
385 |
Teknik |
tane yüzeyi |
surface of the grains i.
|
|
386 |
Teknik |
tane büyüklüğü ayırımı |
gap grading i.
|
|
387 |
Teknik |
tane zıtlık dağlaması |
grain contrast etching i.
|
|
388 |
Teknik |
tane küçültücü |
grain refiner i.
|
|
389 |
Teknik |
tane şeklinin tayini |
determination of particle shape i.
|
|
390 |
Teknik |
tane sınırı sülfür çökelimi |
grain boundary sulphide precipitation i.
|
|
391 |
Teknik |
tane boyutu dağılışı eğrisi |
grading curve i.
|
|
392 |
Teknik |
tane büyüme hızı |
grain growth rate i.
|
|
393 |
Teknik |
tane büyüklüğü sertleşmesi |
grain-size strengthening i.
|
|
394 |
Teknik |
tane dağılımı eğrisi |
size distribution i.
|
|
395 |
Teknik |
üç boyutlu tane büyüklüğü |
spatial grain size i.
|
|
396 |
Teknik |
uzamış tane |
elongated grain i.
|
|
397 |
Teknik |
üniform tane boyutu |
uniform grain size i.
|
|
398 |
Teknik |
yan tane |
adjacent grain i.
|
|
399 |
Teknik |
yarı logaritmik tane boyutu eğrisi |
semi-logarithmic grain-size curve i.
|
|
400 |
Teknik |
yuvarlak tane |
round grain i.
|
|
401 |
Teknik |
zemin tane özellikleri |
soil grain properties i.
|
|
402 |
Teknik |
yuvarlak köşeli tane |
subangular grain i.
|
|
403 |
Teknik |
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak |
whittler i.
|
|
404 |
Teknik |
kalıntı östenit tane büyüklüğü |
prior austenite grain size i.
|
|
405 |
Teknik |
tane yıkayan |
scourer s.
|
|
406 |
Teknik |
tane içine ilişkin |
transgranular s.
|
|
407 |
Teknik |
tane içine ilişkin |
intragranular s.
|
|
408 |
Teknik |
tane tane |
grainy s.
|
|
409 |
Teknik |
tane içine ilişkin |
intracrystalline s.
|
|
410 |
Teknik |
tane yapılı |
saccharoidal s.
|
|
411 |
Teknik |
tane konumlu |
grain oriented s.
|
|
Computer |
|
412 |
Bilgisayar |
n-tane komşuluk bölgesi |
n-neighborhood i.
|
|
Electric |
|
413 |
Elektrik |
(elektrik kablosu) iki tane yalıtımlı iletken bulunduran |
duplex s.
|
|
Mechanic |
|
414 |
Mekanik |
tane büyüklüğü |
grain size i.
|
|
Construction |
|
415 |
İnşaat |
agreganın en büyük tane büyüklüğü |
maximum aggregate size i.
|
|
416 |
İnşaat |
agreganın maksimum tane boyutu |
maximum grain size of aggregate i.
|
|
417 |
İnşaat |
aşındırıcı tane kesme eğimi |
rake angle i.
|
|
418 |
İnşaat |
ikincil tane |
inclusion i.
|
|
419 |
İnşaat |
ince tane |
fine grain i.
|
|
420 |
İnşaat |
tane boyut dağılımı |
gradation i.
|
|
421 |
İnşaat |
tane boyut dağılımı |
grading i.
|
|
422 |
İnşaat |
tane büyüklüğü ve boyut dağılımının belirlenmesi |
determination of grain size and size distribution i.
|
|
423 |
İnşaat |
tane yapısı |
grain structure i.
|
|
424 |
İnşaat |
tane boyutu |
grain size i.
|
|
425 |
İnşaat |
tane sınırı |
grain boundary i.
|
|
426 |
İnşaat |
tane büyüklüğü |
particle size i.
|
|
427 |
İnşaat |
tane sınırı |
grain boundry i.
|
|
428 |
İnşaat |
tane boyutu tayini |
determination of grain size i.
|
|
Furniture |
|
429 |
Mobilya |
(ahşap, deri) tane dokusu |
graining i.
|
|
Automotive |
|
430 |
Otomotiv |
tane büyüklüğü |
grain size i.
|
|
431 |
Otomotiv |
tane sınırı korozyonu |
intercrystallite corrosion i.
|
|
Marine |
|
432 |
Denizcilik |
dolgu malzemesinin tane boyu |
grain size of fill material i.
|
|
433 |
Denizcilik |
ortalama tane boyu |
mean grain size i.
|
|
434 |
Denizcilik |
tane toplama yasası |
gravel collection law i.
|
|
435 |
Denizcilik |
tane taşıyıcı |
grain carrier i.
|
|
436 |
Denizcilik |
tane boyu analizi |
grain size analysis i.
|
|
437 |
Denizcilik |
tane boyu dağılımı |
grain size distribution i.
|
|
438 |
Denizcilik |
tane boyu birikim eğrisi |
grain size accumulation curve i.
|
|
439 |
Denizcilik |
tane boyu reynold sayısı |
grain size reynolds number i.
|
|
440 |
Denizcilik |
38 tane dolu mavna taşıyabilen gemi |
sea barge i.
|
|
441 |
Denizcilik |
geminin direğinin hangi türden veya kaç tane olduğunu ifade ederken kullanılan bir son ek |
-masted snk.
|
|
Mining |
|
442 |
Maden |
serbestleşme tane boyutu |
attenuation-grain size i.
|
|
443 |
Maden |
tane büyüklüğü dağılımı |
particle size distribution i.
|
|
Psychology |
|
444 |
Psikoloji |
karanlık üçlü (psikolojide üç tane kötücül kişilik özelliğini kapsayan grup) |
dark triad i.
|
|
Veterinary |
|
445 |
Veterinerlik |
damıtma-tane |
distillers' grain i.
|
|
Food Engineering |
|
446 |
Gıda |
tane ufaltma |
size reduction i.
|
|
447 |
Gıda |
tane ağırlığı |
kernel weight i.
|
|
448 |
Gıda |
tane sertliği (buğday) |
kernel hardness i.
|
|
Gastronomy |
|
449 |
Mutfak |
çekilmemiş tane biber |
peppercorn i.
|
|
450 |
Mutfak |
tane mısır |
corn kernel i.
|
|
451 |
Mutfak |
tane karabiber |
black peppercorn i.
|
|
452 |
Mutfak |
tane mısır |
corn i.
|
|
Math |
|
453 |
Matematik |
cebirsel denklemde aynı kökten üç tane çıkması |
triple root i.
|
|
Logic |
|
454 |
Mantık |
n tane sıralı öğeden oluşan |
n-tuple s.
|
|
Statistics |
|
455 |
İstatistik |
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı |
mathematical probability i.
|
|
456 |
İstatistik |
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı |
classical probability [uk] i.
|
|
Chemistry |
|
457 |
Kimya |
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon |
alkene i.
|
|
458 |
Kimya |
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon |
olefine i.
|
|
459 |
Kimya |
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon |
olefin i.
|
|
460 |
Kimya |
tane büyüklüğü dağılımı |
particle size distribution i.
|
|
461 |
Kimya |
yalnızca bir tane asidik hidrojen atomu içeren asit |
monacid i.
|
|
462 |
Kimya |
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konuma ait |
meta s.
|
|
463 |
Kimya |
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili |
meta s.
|
|
464 |
Kimya |
bir tane değiştirilebilir atomu veya radikali olan |
monatomic s.
|
|
465 |
Kimya |
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili anlamı veren bir ön ek |
meta- ök.
|
|
Biology |
|
466 |
Biyoloji |
dokuz tane üçlü tüpten oluşan ve mitoz esnasında asterleri oluşturan iki silindirik hücresel organelden her biri |
centriole i.
|
|
467 |
Biyoloji |
ipliksi bağdan oluşan doku çıkıntısı bir tane olan (nöron) |
unipolar s.
|
|
Marine Biology |
|
468 |
Deniz Biyolojisi |
parlak kırmızı renkte gövdesinde ikişer tane kırmızımsı sarı şerit olan bir balık |
red goatfish (mullus auratus) i.
|
|
Astronomy |
|
469 |
Gökbilim |
iki tane olumsuzun yan yana gelerek olumlu hale geldiği argo ifade |
can't not (can not not) expr.
|
|
Botanic |
|
470 |
Botanik |
çoğunlukla amerika'nın tropikal bölgelerinde yetişen beş tane erkeklik organı olan ot veya çalı familyası |
turneraceae i.
|
|
471 |
Botanik |
tane mısır |
sugar corn i.
|
|
472 |
Botanik |
tane mısır |
zea saccharata i.
|
|
473 |
Botanik |
tane mısır |
green corn i.
|
|
474 |
Botanik |
tane mısır |
sweet corn plant i.
|
|
475 |
Botanik |
tane mısır |
sweet corn i.
|
|
476 |
Botanik |
tane mısır |
zea mays rugosa i.
|
|
477 |
Botanik |
linne sistemine göre on iki tane boyuncuğu olan bir bitki takımı |
dodecagynia i.
|
|
478 |
Botanik |
üç tane dişicik başından oluşan |
tristigmatic s.
|
|
479 |
Botanik |
üç tane dişicik başı olan |
tristigmatic s.
|
|
480 |
Botanik |
tane şeklinde |
graniferous s.
|
|
Agriculture |
|
481 |
Tarım |
boyunduruk üzerinde iki tane halkalı cıvata ve iki takviye plakasına bağlı büyük demir halka |
neck yoke attachment i.
|
|
482 |
Tarım |
tane dökülmesi |
shelling i.
|
|
483 |
Tarım |
tane kıran makine |
coarse-press i.
|
|
484 |
Tarım |
tane boyut dağılımı |
particle size distribution i.
|
|
485 |
Tarım |
tane sapı |
cap stem i.
|
|
486 |
Tarım |
tane ezen makine |
smoothing machine i.
|
|
487 |
Tarım |
tane büyüklüğü analizi |
grain size analysis i.
|
|
488 |
Tarım |
bin tane ağırlığı |
thousand-kernel weight i.
|
|
Forestry |
|
489 |
Ormancılık |
kütüğü tek seferde kesen dört tane yuvarlak testereye sahip makine |
tie mill i.
|
|
Literature |
|
490 |
Edebiyat |
beş tane üç mısralı kıta ve bir tane dörtlük içeren bir fransız şiiri |
villanelle i.
|
|
491 |
Edebiyat |
normal ölçüden bir tane daha fazla hece içeren dize |
hypermetrical verse i.
|
|
Linguistics |
|
492 |
Dilbilim |
(bazı dillerde) bahsi geçen nesneden iki tane olduğunu ifade eden dilbilgisel yapı |
dual i.
|
|
493 |
Dilbilim |
en az bir tane bağımlı biçim içeren (kelime) |
complex s.
|
|
Religious |
|
494 |
Dini |
sadece bir tane maaşlı kilise makamına sahip olan papaz |
unalist i.
|
|
Environment |
|
495 |
Çevre |
etkin tane büyüklüğü |
effective grain size i.
|
|
496 |
Çevre |
toprak tane büyüklüğü dağılımı |
grain size distribution of soil particles i.
|
|
Geology |
|
497 |
Jeoloji |
udden-wentworth tane boyu sınıflamasına göre 2-4 mm büyüklükteki çakıl |
granular gravel i.
|
|
Military |
|
498 |
Askeri |
24 tane gemisavar seyir füzesiyle teçhiz edilmiş nükleer güçle çalışan bir sovyet saldırı denizaltısını sınıfını tanımlayan bir nato terimi |
oscar i.
|
|
Wagering |
|
499 |
Bahisçilik |
10 tane zarı 13 defa atarak belirli bir sayıyı en az 26 kez denk getirme üzerine bir kumar oyunu |
twenty-six i.
|
|
Music |
|
500 |
Müzik |
(ölçekli nota yazısında) iki tane birlik notanın çift bölünümü |
imperfection i.
|
|