|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
harp sebebiyle memleketini terketmeye mecbur kalan kişi |
dp i.
|
|
2 |
Genel |
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme |
leet i.
|
|
3 |
Genel |
tarihi değeri ya da doğal güzelliği sebebiyle sıkça ziyaret edilen yer |
showplace i.
|
|
4 |
Genel |
doğum oranının ölüm oranına eşit olması sebebiyle bir ırkın zamanla yok olması |
race suicide i.
|
|
5 |
Genel |
büyük antiller ve bahamalar'da yaşamış olup, kültürleri soykırım, asimilasyon ve salgın hastalıklar sebebiyle yok edilmiş arawak soyundan olan kimse |
taíno i.
|
|
6 |
Genel |
okunaksız ya da yanlış adres sebebiyle sahibine ulaşmayan posta |
nixie i.
|
|
7 |
Genel |
okunaksız ya da yanlış adres sebebiyle sahibine ulaşmayan postalardan sorumlu memur |
nixie clerk i.
|
|
8 |
Genel |
hastalık veya kullanmama sebebiyle vücut bölümlerinin güçten düşmesi |
natural wastage i.
|
|
9 |
Genel |
kahkaha, öksürük veya ağlama sebebiyle yüksek sesli nefes alma |
kink i.
|
|
10 |
Genel |
ölümcül hastalık sebebiyle hayat sigortası poliçesini satan ya da satmaya hazırlanan kimse |
viator i.
|
|
11 |
Genel |
tane boyutu, doku gibi özellikleri sebebiyle tohum küspesine benzeyen ürün |
meal i.
|
|
|
12 |
Genel |
tarihi olaylarla, kültürle ve eğlence dünyası ile bağları sebebiyle değer gören nesneler |
memorabilia i.
|
|
13 |
Genel |
para basımı sebebiyle kesilen ceza |
mintage i.
|
|
14 |
Genel |
tarihi önemi sebebiyle saygı gösterilen şey |
monument i.
|
|
15 |
Genel |
özellik veya davranışlar sebebiyle hak edilen ödül veya ceza |
desert i.
|
|
16 |
Genel |
cinayet gibi suçlarla bağlantılı olmaları sebebiyle önem verilen nesneler |
murderabilia i.
|
|
17 |
Genel |
genellikle iş sebebiyle partnerlerin birbirlerine uzak yaşadığı evlilik |
commuter marriage i.
|
|
18 |
Genel |
acı, öfke veya üzüntü sebebiyle atılan çığlık |
complaint [obsolete] i.
|
|
19 |
Genel |
fosilleşmiş kopal sebebiyle çukurcuklanmış yüzey |
gooseskin i.
|
|
20 |
Genel |
kaydedilmiş mıknatıslı banttaki bilgilerin bir kısmının kirlenme veya temassızlık sebebiyle kaybedilmesi |
dropout error i.
|
|
21 |
Genel |
aşırı alkol sebebiyle taşkınlıktan tutuklanan kimse |
drunk-and-disorderly i.
|
|
22 |
Genel |
(gebelik sebebiyle kıyılan) yıldırım nikahı |
shotgun wedding i.
|
|
23 |
Genel |
katlama sebebiyle oluşan çizgi veya iz |
fold i.
|
|
24 |
Genel |
ibadet olarak veya takıntı sebebiyle dışkı yeme |
scatophagy i.
|
|
25 |
Genel |
düşünce farklılığı sebebiyle kiliseden veya dini bir cemaatten ayrılan kimse |
schismatic i.
|
|
26 |
Genel |
kadının kariyerinin doğum veya çocuk bakımı sebebiyle kesintiye uğraması |
sequencing i.
|
|
27 |
Genel |
donma sebebiyle hareket edememe |
freeze-up i.
|
|
28 |
Genel |
olumsuz şartlar sebebiyle karşı karşıya gelmek |
rencontre f.
|
|
29 |
Genel |
nalla ayak arasına giren çakıl sebebiyle topallamak (at) |
gravel f.
|
|
30 |
Genel |
anlaşmazlık sebebiyle ortaklığı bitirmek |
part f.
|
|
31 |
Genel |
buz oluşumu sebebiyle tıkanmak |
freeze f.
|
|
32 |
Genel |
don sebebiyle kımıldamaz hale gelmek |
freeze f.
|
|
33 |
Genel |
don sebebiyle yapışıp kalmak |
freeze f.
|
|
34 |
Genel |
aşırı soğuk sebebiyle sertleştirmek |
freeze f.
|
|
35 |
Genel |
savaş sebebiyle yüreği katılaşmış |
battle hardened s.
|
|
36 |
Genel |
yaşı sebebiyle birine yasal yönden bağımlı |
underage s.
|
|
37 |
Genel |
üzerindeki izler veya renkler sebebiyle mermere benzeyen |
marbled s.
|
|
38 |
Genel |
rutin, cansız ve isteksiz performansı sebebiyle makineye benzeyen |
mechanic s.
|
|
39 |
Genel |
duygusal bir durum veya eylem olması sebebiyle melodrama yakışan |
melodramatical s.
|
|
40 |
Genel |
narinlik veya zarafeti sebebiyle periye benzeyen |
fairy s.
|
|
41 |
Genel |
narinlik veya zarafeti sebebiyle periyi andıran |
fairy s.
|
|
42 |
Genel |
toz veya mumdan örtü sebebiyle donmuş gibi görünen |
glaucous s.
|
|
43 |
Genel |
sis sebebiyle belirsizleşmiş |
murk s.
|
|
44 |
Genel |
(müzik veya uyuşturucu sebebiyle) neşelenmiş |
gone s.
|
|
45 |
Genel |
sis sebebiyle görünmeyen |
fogbound s.
|
|
46 |
Genel |
şeffaf dokusu sebebiyle sise benzeyen |
gauzelike s.
|
|
47 |
Genel |
çok sayıda skandal sebebiyle zarar görmüş |
scandal-plagued s.
|
|
48 |
Genel |
çelimsiz ve pejmürde olması sebebiyle korkuluğu andıran |
scarecrowish s.
|
|
49 |
Genel |
şiddetli yorgunluk sebebiyle karnının altındaki kas telleri büzülmüş olan |
sinew-shrunk s.
|
|
50 |
Genel |
memuriyet sebebiyle |
exofficio zf.
|
|
51 |
Genel |
makam sebebiyle |
exofficio zf.
|
|
|
Phrasals |
|
52 |
Öbek Fiiller |
(yaşlılık vb sebebiyle) titreyerek yürümek |
dodder along f.
|
|
53 |
Öbek Fiiller |
stoklama sebebiyle elden çıkarmak |
turn down [uk] f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) sebebiyle bırakmak |
renounce for (something) f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
soğuk sebebiyle uzaklaştırmak |
freeze out f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
kazayla veya aşırı yoğunluk sebebiyle başka bir bölgeye girmek |
spill over f.
|
|
Phrases |
|
57 |
İfadeler |
güvenlik sebebiyle |
for security reasons expr.
|
|
58 |
İfadeler |
olması sebebiyle |
because expr.
|
|
59 |
İfadeler |
olması sebebiyle |
because of expr.
|
|
60 |
İfadeler |
olması sebebiyle |
due to expr.
|
|
61 |
İfadeler |
sağlık sebebiyle |
due to health reasons expr.
|
|
62 |
İfadeler |
sağlık sebebiyle |
because of health reasons expr.
|
|
63 |
İfadeler |
tatil sebebiyle kapalı |
closed for a holiday expr.
|
|
64 |
İfadeler |
olması sebebiyle |
being that expr.
|
|
65 |
İfadeler |
(bir şey) sebebiyle |
in virtue of (something) expr.
|
|
66 |
İfadeler |
(biri/bir şey) sebebiyle |
on account of (someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
67 |
Konuşma Dili |
yanlış ya da bozuk adres sebebiyle gönderilemeyen posta |
nix i.
|
|
68 |
Konuşma Dili |
uyuşturucu kullanımı sebebiyle toplumdan ayrışmış kimse |
head i.
|
|
69 |
Konuşma Dili |
ağır yaraları sebebiyle ölmek |
succumb to one’s injuries f.
|
|
Idioms |
|
70 |
Deyim |
protestanlık öğretilerini yerine getiren fakat giderek daha politikleştirilmesi ve daha fazla muhafazakarlıkla ilişkilendirilmesi sebebiyle protestan olarak anılmaktan kaçınan kimse |
exvangelical i.
|
|
71 |
Deyim |
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak |
move the clock back f.
|
|
72 |
Deyim |
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak |
move the clocks back f.
|
|
73 |
Deyim |
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak |
move one's clock back f.
|
|
74 |
Deyim |
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak |
move one's clocks back f.
|
|
75 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
move the clock forward f.
|
|
76 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
move the clocks forward f.
|
|
77 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
move one's clock forward f.
|
|
78 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
move one's clocks forward f.
|
|
79 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
turn the clock forward f.
|
|
80 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
turn the clocks forward f.
|
|
81 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
turn one's clock forward f.
|
|
82 |
Deyim |
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak |
turn one's clocks forward f.
|
|
83 |
Deyim |
belli bir durum ya da olay sebebiyle büyük bir başarının ya da desteğin keyfini sürmek |
ride the crest of something f.
|
|
84 |
Deyim |
bir parçası olduğu grup sebebiyle iftiraya uğramak |
damn by association f.
|
|
85 |
Deyim |
(duygu yoğunluğu sebebiyle) konuşmakta zorluk/güçlük çekmek |
be (all) choked up f.
|
|
86 |
Deyim |
bir ailede son dünyaya gelen bireylerin kız olması sebebiyle soyadı sona ermek |
daughter out f.
|
|
87 |
Deyim |
(kabahat sebebiyle) yetkililer önünde |
on the carpet s.
|
|
88 |
Deyim |
(bir şey ya da bir kişi) sebebiyle dertli |
cut up about (someone or something s.
|
|
89 |
Deyim |
(bir şey ya da bir kişi) sebebiyle dertli |
cut up (about someone/something) s.
|
|
90 |
Deyim |
… sebebiyle |
a matter of expr.
|
|
91 |
Deyim |
(bir şey) sebebiyle |
by virtue of (something) expr.
|
|
92 |
Deyim |
bir şey sebebiyle |
by/in virtue of something expr.
|
|
93 |
Deyim |
bir şey sebebiyle |
by virtue of something expr.
|
|
Trade/Economic |
|
94 |
Ticaret/Ekonomi |
çalışanların aile bağları sebebiyle başka bir coğrafyada çalışmak istememeleri durumu |
geographic immobility i.
|
|
95 |
Ticaret/Ekonomi |
hastalık sebebiyle işe gidememe |
sickness absence i.
|
|
96 |
Ticaret/Ekonomi |
önceki eksik ödemeler sebebiyle ödenmesi gereken |
excess s.
|
|
97 |
Ticaret/Ekonomi |
aşırı alım ve beraberindeki fiyat artışları sebebiyle fahiş fiyatları olan |
overbought s.
|
|
Law |
|
98 |
Hukuk |
(kusur veya hile sebebiyle) alınan ürünün satıcıya iadesi |
rehibition i.
|
|
99 |
Hukuk |
ayrı yaşama sebebiyle boşanma |
divorce based upon living separate i.
|
|
100 |
Hukuk |
dış etkenler sebebiyle sona erme |
discharge by external causes i.
|
|
101 |
Hukuk |
gerçeği saklamak suretiyle yasal mirasçıları bulunmaması sebebiyle devlete geçmesi gereken mallara sahip olma |
obreption and subreption i.
|
|
102 |
Hukuk |
kaza sebebiyle kaybedilen zaman formülü |
accident severity rate formula i.
|
|
103 |
Hukuk |
risk sebebiyle oluşan hasarlar |
consequential damages i.
|
|
104 |
Hukuk |
savaş sebebiyle hasar |
act of war i.
|
|
105 |
Hukuk |
risk sebebiyle oluşan zararlar |
consequential damages i.
|
|
106 |
Hukuk |
borç sebebiyle hapis cezası almış mahkumlara verilen avluda yürüme özgürlüğü |
liberty of the yard i.
|
|
107 |
Hukuk |
en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet |
diminished capacity i.
|
|
108 |
Hukuk |
(eskiden) sanığın mahkemeye gelmemesi sebebiyle başlatılan mahkemeye itaatsizlik işlemi |
commission of rebellion i.
|
|
109 |
Hukuk |
zarar görenin hassas vücut yapısı olması sebebiyle meydana gelen yüksek zarardan davacının sorumlu tutulması |
the egg shell skull rule i.
|
|
110 |
Hukuk |
(kusur veya hile sebebiyle) alınan ürünün satıcıya iadesiyle ilgili |
rehibitory s.
|
|
111 |
Hukuk |
hukuksal etkisi sebebiyle ciddiye alınması gereken |
material s.
|
|
112 |
Hukuk |
(zaman aşımı sebebiyle) hükümsüz kılınan |
stale s.
|
|
113 |
Hukuk |
(zaman aşımı sebebiyle) ertelenen |
stale s.
|
|
114 |
Hukuk |
(zaman aşımı sebebiyle) geçerliğini yitiren |
stale s.
|
|
115 |
Hukuk |
makam sebebiyle |
by right of office zf.
|
|
116 |
Hukuk |
memuriyet sebebiyle |
ex-officio expr.
|
|
117 |
Hukuk |
vazife sebebiyle |
by virtue of duty expr.
|
|
Politics |
|
118 |
Siyasal |
doğum sebebiyle vatandaşlık |
natural allegiance i.
|
|
119 |
Siyasal |
kısıtlı zaman sebebiyle potansiyel olarak faydalı tedbirlerin avam kamarasının son oturumunda terkedilmesi |
massacre of the innocents i.
|
|
120 |
Siyasal |
memuriyeti sebebiyle |
ex officio expr.
|
|
Insurance |
|
121 |
Sigortacılık |
yakın çevrede bulunan bir mülkün hasar görmesi sebebiyle malın zarar görmesi |
sympathetic damage i.
|
|
Tourism |
|
122 |
Turizm |
havayolu şirketlerinin kapasite fazlası satışı sebebiyle uçakta yer olmaması ve; bunun sonucu olarak bileti alınmış olan bazı yolcuların uçağa kabul edilmemesi dolayısıyla verilen tazminat |
denied boarding compensation i.
|
|
Technical |
|
123 |
Teknik |
bakım gerekliliği sebebiyle sistem ve ekipmanın atanmış görevleri yerine getiremediğini ifade eden terim |
not mission capable, maintenance i.
|
|
124 |
Teknik |
hidrodinamik-aerodinamik akış sebebiyle oluşan gürültünün ölçülmesi |
measurement of noise generated by hydrodynamic/aerodynamic flow through control valves i.
|
|
125 |
Teknik |
rüzgar veya akıntı sebebiyle nehir bariyerindeki kütük zincirinde meydana gelen kavis |
sag i.
|
|
126 |
Teknik |
kesme tesiri sebebiyle metalik bir kristalin bir bölümünde meydana gelen kalıcı deformasyon |
glide i.
|
|
127 |
Teknik |
disk kaydetme veya çoğaltma sırasında düşük frekanslı titreşimin pikaba iletilmesi sebebiyle oluşan gürültü |
rumble i.
|
|
128 |
Teknik |
girişim veya polarizasyon özellikleri sebebiyle bazı dalga boyunlarındaki ışınları daha iyi ileterek bir çeşit süzgeç görevi gören şeffaf malzeme |
filter i.
|
|
129 |
Teknik |
kil seramik eşyaların hızlı pişirme sebebiyle tabakalaşması |
slabbing i.
|
|
130 |
Teknik |
hatalı yapım veya tasarım sebebiyle mikrofon etkisine sahip olan (amplifikatör lambası, devre elemanları) |
microphonic s.
|
|
Informatics |
|
131 |
Bilişim |
aşırı yükleme sebebiyle oluşan hasar |
overload i.
|
|
132 |
Bilişim |
aşırı yükleme sebebiyle verilen fire |
overload i.
|
|
133 |
Bilişim |
aşırı yükleme sebebiyle hata vermek |
overload f.
|
|
Textile |
|
134 |
Tekstil |
ipliğin ayrılması sebebiyle tüylenmiş ve benekli olan (ipek) |
lousy s.
|
|
Marine |
|
135 |
Denizcilik |
yan rüzgarlar ve akıntı sebebiyle belirlenmiş rotadan sapma |
drift i.
|
|
136 |
Denizcilik |
fırtına sebebiyle bir yerde durmuş |
storm-bound s.
|
|
137 |
Denizcilik |
deniz sebebiyle birikmiş |
sea s.
|
|
Mining |
|
138 |
Maden |
su veya hava sebebiyle birbirinden ayrılan ve madenlerin keşfedilmesine yardımcı olan cevher parçaları |
shoad i.
|
|
Medical |
|
139 |
Medikal |
ateş sebebiyle süratli nefes alma |
thermopolypnea i.
|
|
140 |
Medikal |
alkol sebebiyle yaşanan delilik |
mania a potu i.
|
|
141 |
Medikal |
cıvanın yutulması veya solunması sebebiyle meydana gelen zehirlenme |
mercury poisoning i.
|
|
142 |
Medikal |
solunum borusunda oluşan ronküs sesi sebebiyle göğüs duvarında meydana gelen titreme |
rhonchial fremitus i.
|
|
143 |
Medikal |
fazlalık sebebiyle yaşanan tıkanma |
oppilation i.
|
|
144 |
Medikal |
tüberküloz sebebiyle bağırsakların iltihaplanıp ülserleşmesi |
consumption of the bowels i.
|
|
145 |
Medikal |
enfeksiyon sebebiyle ciltte oluşan leke |
plouk i.
|
|
146 |
Medikal |
(göz) sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yaptığı bir rahatsızlık |
staphyloma i.
|
|
147 |
Medikal |
özellikle düşük sebebiyle bebeği doğumda kaybetmek |
lose f.
|
|
148 |
Medikal |
hastalık sebebiyle eriyip bitmiş |
consumptive s.
|
|
149 |
Medikal |
sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yapması ile ilgili |
staphylomatous s.
|
|
150 |
Medikal |
sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yapmasından etkilenen |
staphylomatous s.
|
|
Psychology |
|
151 |
Psikoloji |
bir uyarıcıyı algılama yetisinin araya giren başka bir uyaran sebebiyle azalması |
masking i.
|
|
152 |
Psikoloji |
bir uyarıcıyı algılama yetisinin araya giren başka bir uyaran sebebiyle azalması |
forward masking i.
|
|
Physiology |
|
153 |
Fizyoloji |
alzheimer hastalığında aşırı uyarım sebebiyle bilişsel kusurlar oluşturan, glutamat tarafından aktive edilen bir beyin reseptörü |
nmda receptor i.
|
|
154 |
Fizyoloji |
solunum borusundaki bir salgı sebebiyle oluşan horlamaya benzer hırıltı |
rhonchal i.
|
|
155 |
Fizyoloji |
gözbebeklerinin beyazlaması sebebiyle retinada oluşan görüntü |
optogram i.
|
|
Pathology |
|
156 |
Patoloji |
yabani turp tohumundan zehirlenme sebebiyle olduğu düşünülen çavdar hastalığı |
raphania i.
|
|
157 |
Patoloji |
yabani turp tohumundan zehirlenme sebebiyle olduğu düşünülen çavdar hastalığı |
raphany i.
|
|
158 |
Patoloji |
laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe |
lactase deficiency i.
|
|
159 |
Patoloji |
laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe |
lactose intolerance i.
|
|
160 |
Patoloji |
laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe |
milk intolerance i.
|
|
161 |
Patoloji |
laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe |
lactose intolerance i.
|
|
162 |
Patoloji |
hazımsızlık sebebiyle midede oluşan tanecikli birikinti |
saburra i.
|
|
163 |
Patoloji |
testislerin olmaması veya gelişememesi sebebiyle önük olma durumu |
male hypogonadism i.
|
|
164 |
Patoloji |
insan papillom virüsü (hpv) sebebiyle oluşan bir enfeksiyon |
human papillomavirus infection i.
|
|
165 |
Patoloji |
solunum borusundaki bir salgı sebebiyle oluşan horlamaya benzer titreşimli solunum sesi |
rhoncus i.
|
|
166 |
Patoloji |
aşırı uç konumda yer alması ve varisli damar kapaklarının yetersizliği sebebiyle yavaş iyileşen bir bacak ülseri |
gravitational ulcer i.
|
|
167 |
Patoloji |
yeni doğan bebeklerin doğum kanalında enfekte olması sebebiyle gözlerde ortaya çıkan akut inflamasyon |
ophthalmia neonatorum i.
|
|
168 |
Patoloji |
trematod solucan sebebiyle oluşan bir karaciğer hastalığı |
clonorchiasis i.
|
|
169 |
Patoloji |
trematod solucan sebebiyle oluşan bir karaciğer hastalığı |
clonorchiosis i.
|
|
170 |
Patoloji |
akut böbrek hasarı sebebiyle böbrekte idrar tutulması |
ischuria i.
|
|
171 |
Patoloji |
laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindiremeyen |
lactose-intolerant s.
|
|
172 |
Patoloji |
ayaklarının birbirine çok yakın olması sebebiyle zor yürüyen |
near-legged s.
|
|
173 |
Patoloji |
hastalık sebebiyle büyümüş |
enlarged s.
|
|
Veterinary |
|
174 |
Veterinerlik |
at toynağının başka toynak sebebiyle yaralanması |
tread i.
|
|
175 |
Veterinerlik |
rahim ağzının açılmaması sebebiyle kuzulama sırasında yaşanan komplikasyon |
ringwomb i.
|
|
Gastronomy |
|
176 |
Mutfak |
üzümlerin gri küften etkilenmesi sebebiyle şarap lezzeti ve şeker oranının değişmesi |
noble rot i.
|
|
177 |
Mutfak |
(şarap) kötü saklama koşulları sebebiyle kızılımsı veya kahverengimsi bir renk almak |
maderize f.
|
|
178 |
Mutfak |
(şarap) kötü saklama koşulları sebebiyle kızılımsı veya kahverengimsi bir renk almak |
maderise f.
|
|
Physics |
|
179 |
Fizik |
yaş sebebiyle |
on grounds of age i.
|
|
180 |
Fizik |
füzyon veya patlama sebebiyle oluşan şok yüzeyi |
mach stem i.
|
|
181 |
Fizik |
füzyon veya patlama sebebiyle oluşan şok yüzeyi |
mach front i.
|
|
182 |
Fizik |
katot ışınlı tüpün izinde bulunan, rastgele girişim sebebiyle oluşmuş birbirine yakın yer alan belirgin süreksizlikler |
grass i.
|
|
183 |
Fizik |
şeffaf bir ortam içerisinde genelde basınç ve sıcaklık farkları sebebiyle meydana gelen ve ortamdaki diğer bölgelerden kırılma indisi farklı olan kısımlar veya şeritler |
schlieren i.
|
|
184 |
Fizik |
kesme kuvveti sebebiyle formu değişmek |
shear f.
|
|
185 |
Fizik |
yerçekimi sebebiyle oluşan |
gravitative s.
|
|
Biology |
|
186 |
Biyoloji |
mutasyon sebebiyle büyüme faktörlerini sentezleyemez hale gelme |
auxotrophy i.
|
|
187 |
Biyoloji |
cildin, saçın, kürkün veya tüylerin yüksek yoğunluklu melanin sebebiyle koyu renkli olması |
melanism i.
|
|
188 |
Biyoloji |
yumurta malzemesini engelleyici bir kitle sebebiyle tamamlanmamış bölünme geçiren (yumurta) |
meroblastic s.
|
|
Marine Biology |
|
189 |
Deniz Biyolojisi |
dişi üreme organında ve karaciğerde bulunan güçlü zehir sebebiyle tehlikeli olan lüks bir yiyecek |
sea squab i.
|
|
Astronomy |
|
190 |
Gökbilim |
atmosferdeki su sebebiyle güneş spektrumunda görülen siyah kuşak |
rain band i.
|
|
191 |
Gökbilim |
atmosferdeki su sebebiyle güneş spektrumunda görülen siyah kuşak |
rainband i.
|
|
192 |
Gökbilim |
karadelik veya nötron yıldızı gibi devasa ve kompakt astronomik bir cisme doğru düşen cismin gelgit kuvvetleri sebebiyle aşırı uzaması veya genişlemesi |
noodle effect i.
|
|
193 |
Gökbilim |
karadelik veya nötron yıldızı gibi devasa ve kompakt astronomik bir cisme doğru düşen cismin gelgit kuvvetleri sebebiyle aşırı uzaması veya genişlemesi |
spaghettification i.
|
|
Zoology |
|
194 |
Zooloji |
ölümcül ısırığı sebebiyle korkulan, ilk evresinde açık yeşil renk olup sonra siyah renge bürünen güney afrika'ya özgü bir yılan |
eastern green mamba (dendraspis angusticeps) i.
|
|
195 |
Zooloji |
atın kesici dişlerinin taç yüzeyinde bulunan ve zamanla aşınması sebebiyle yaş tahmini yapılmasına imkan veren dar ve derin oyuk |
mark i.
|
|
196 |
Zooloji |
atlarda toynağın vurması sebebiyle dirsek şişliği |
shoe boil i.
|
|
Botanic |
|
197 |
Botanik |
mantarlanma sebebiyle oluşan, genellikle yaprakların solup düşmesine ve ağacın ölmesine neden olan bir meşe hastalığı |
oak wilt i.
|
|
198 |
Botanik |
mısır rastığı ile enfekte olmuş, şekerli ve dumansı tadı sebebiyle meksika mutfağında kullanılan mısır |
huitlacoche i.
|
|
199 |
Botanik |
karınca kolonilerine korunak sağlayan özelleşmiş boşlukları sebebiyle karıncalarla mutualist ilişkileri bulunan bitki |
myrmecophyte i.
|
|
200 |
Botanik |
bor eksikliği sebebiyle turpu ıslak, sert ve camsı hale getiren bir hastalık |
glassiness i.
|
|
201 |
Botanik |
sıcaklık sebebiyle meydana gelen renk bozulması ile karakterize çeşitli bitki hastalıklarına verilen ad |
scalding i.
|
|
202 |
Botanik |
yüksek sıcaklık veya yoğun ışık sebebiyle bitki dokularında görülen yanma ve esmerleşme |
scalding i.
|
|
203 |
Botanik |
bekletilen elma ve armutların olgunlaşan dokularının yaydığı uçucu maddeler sebebiyle renklerinin bozulması |
scalding i.
|
|
Agriculture |
|
204 |
Tarım |
(soğan) olumsuz koşullar sebebiyle sert dış tabaka oluşturmak |
scallion f.
|
|
Social Sciences |
|
205 |
Sosyal Bilimler |
dini önyargı sebebiyle işlenen suç |
faith hate i.
|
|
Education |
|
206 |
Eğitim |
yüksek öğrenim kurumu olduğunu iddia eden fakat kar odaklı olması sebebiyle yetersiz mezunlar veren kuruluş |
diploma mill i.
|
|
207 |
Eğitim |
çok sayıda öğrencisi bulunması sebebiyle öğretmenlerin öğrencilerle bire bir ilgilenemediği kolej veya üniversite |
diploma mill i.
|
|
Linguistics |
|
208 |
Dilbilim |
rotasizm sebebiyle r sesinin yerine başka bir ses telaffuz etme |
rhotacism i.
|
|
209 |
Dilbilim |
rotasizm sebebiyle r sesinin yerine başka bir ses telaffuz etme |
rhoticism i.
|
|
History |
|
210 |
Tarih |
bir vasalın derebeyinin karısı üzerindeki tasarruf hakkını ihlal etmesi sebebiyle ceza olarak ödediği para |
maritage i.
|
|
211 |
Tarih |
bir vasalın derebeyinin karısı üzerindeki tasarruf hakkını ihlal etmesi sebebiyle ceza olarak ödediği para |
maritagium i.
|
|
212 |
Tarih |
piskopos, dük veya markinin küçük oğlu veya belediye başkanı olup nezaketen ya da makamı sebebiyle lord unvanı verilen kimse |
lord [uk] i.
|
|
Religious |
|
213 |
Dini |
dini bilgisi veya alimliği sebebiyle saygı gösterilen müslüman erkek |
maulana i.
|
|
214 |
Dini |
fransa'da protestanlığın yasak olması sebebiyle huguenotların 1715 ile 1802 yılları arasında gizlice ibadet etmek için kullandıkları gözlerden ırak mekan |
desert i.
|
|
215 |
Dini |
roma katolik kilisesi'nin papalık rekabeti sebebiyle kendi içinde bölünmesi |
great schism i.
|
|
Philosophy |
|
216 |
Felsefe |
(aristoteles'e göre) sadece kısmi olarak ram olunan şekil verici element sebebiyle dayanma ve şekillenme gücüne sahip, kavrayışlı dişil ilke |
matter i.
|
|
217 |
Felsefe |
kişilerin nesneleri birbirinden farklı algılaması sebebiyle bir şeyin doğru algılandığından emin olunamayacağını ifade eden kavram |
barrier of ideas i.
|
|
Environment |
|
218 |
Çevre |
erozyon sebebiyle aşınarak insan yapımı bir esere benzemiş taşlık tepe oluşum |
monument i.
|
|
219 |
Çevre |
kuraklık ve aşırı otlatma veya ziraat sebebiyle çöl sınırlarında ve yarı kurak bölgelerde bitki örtüsünün hızla azalması ve üst toprak tabakasının kaybolması |
desertification i.
|
|
220 |
Çevre |
kauri ağaçlarının ortadan kalkması veya yanması sebebiyle sadece reçine veren çorak topraklar |
gumlands [new zealand] i.
|
|
221 |
Çevre |
kar örtüsü sebebiyle toprakta veya çimende mantar hastalığı |
snowmould i.
|
|
Geography |
|
222 |
Coğrafya |
atmosferik kırılmanın etkisi sebebiyle eylem ve boylamın değişmesi |
refraction of latitude i.
|
|
223 |
Coğrafya |
esen rüzgar sebebiyle deniz gibi su kütlesinde meydana gelen çalkantı |
sea i.
|
|
224 |
Coğrafya |
akarsu erozyonu sebebiyle çok sayıda parçaya ayrıldığı için eğimli arazileri düzlüklerine baskın olan (topografi) |
mature s.
|
|
Meteorology |
|
225 |
Meteoroloji |
sıcaklığı ve nemin birlikte etkisi sebebiyle hissedilen rahatsızlık miktarı |
humiture i.
|
|
Geology |
|
226 |
Jeoloji |
donma ve çözülmeler sebebiyle karlı yamaçlarda kayaların aşınması |
nivation i.
|
|
227 |
Jeoloji |
bir bölgede meydana gelen jeolojik süreçler sebebiyle dünya'nın çekim alanında oluşan küçük değişim |
microgravity i.
|
|
228 |
Jeoloji |
rüzgar, akarsu akımı veya rüzgar dalgaları sebebiyle kumda oluşan paralel kabartılar sistemi |
ripple marks i.
|
|
229 |
Jeoloji |
su, rüzgar veya buz sebebiyle oluşan sürtünme sonucu kaya taneciklerinin aşınması |
detrition i.
|
|
230 |
Jeoloji |
mineral çiftinin bir üyesinin diğerinin varlığı sebebiyle magmatik kaya kristalleşmesine dahil olmaması |
incompatibility i.
|
|
231 |
Jeoloji |
başkalaşım sebebiyle kayaçlarda oluşan bir tabakalaşma biçimi |
foliation i.
|
|
232 |
Jeoloji |
gnaysın içindeki mika veya hornblend sebebiyle ince yapraklar oluşturup kolayca parçalanabilen bir çeşidi |
slaty gneiss i.
|
|
233 |
Jeoloji |
buzul sebebiyle |
glacially zf.
|
|
Military |
|
234 |
Askeri |
kötü bir davranış sebebiyle askeri hizmetten çıkarılma |
dishonourable discharge i.
|
|
235 |
Askeri |
kötü bir davranış sebebiyle askeri hizmetten çıkarılma |
dishonorable discharge i.
|
|
236 |
Askeri |
(deniz mayını savaşında) hatalı bir düzenek sebebiyle ağırlığından kurtulamayan deniz yatağındaki demirli mayın |
married failure i.
|
|
237 |
Askeri |
ikmal yetersizliği sebebiyle hava aracının veya eğitim cihazının görevlerinin tümünü yerine getiremeyip en az birini ifa edebilme durumu |
partial mission-capable, supply i.
|
|
238 |
Askeri |
ikmal yetersizliği sebebiyle hava aracının veya eğitim cihazının görevlerinin tümünü yerine getiremeyip en az birini ifa edebilme durumu |
pmcs (partial mission-capable, supply) kısalt.
|
|
Sport |
|
239 |
Spor |
(krikette) toprağa çarptıktan sonra yana fırlayan top sebebiyle verilen mola |
wrong'un i.
|
|
240 |
Spor |
(krikette) toprağa çarptıktan sonra yana fırlayan top sebebiyle verilen mola |
bosey i.
|
|
Basketball |
|
241 |
Basketbol |
fiziksel özellikleri sebebiyle kısa forvet ile uzun forvet pozisyonları arasında kalmış ve genellikle ikisinde de başarısız olan oyuncu. |
tweener i.
|
|
242 |
Basketbol |
oyuncunun rakibiyle gereksiz veya aşırı temas kurması sebebiyle verilen faul |
flagrant foul i.
|
|
Card |
|
243 |
İskambil |
(briçte) elin güçsüz oluşu sebebiyle yapılan yetersiz teklif |
overcall i.
|
|
244 |
İskambil |
aynı renkten oynama zorunluluğu sebebiyle oynanmak |
drop f.
|
|
Art |
|
245 |
Sanat |
verdiği kırmızı renk sebebiyle süslemede kullanılan bir tür kil |
kokowai [new zealand] i.
|
|
246 |
Sanat |
adalet heykelinin gözlerinde takılı olan göz bağı sebebiyle kendisine teklif edilen rüşvetleri görmemesinin sonucu olan kör adalet |
blind justice i.
|
|
Mythology |
|
247 |
Mitoloji |
(odise destanı'nda) nilüfer bitkisi ile beslenmeleri sebebiyle sürekli uyuşmuş halde bulunan bir halk |
lotus-eater i.
|
|
Archaic |
|
248 |
Eski Kullanım |
basılı bir kağıtta mürekkep yetersizliği sebebiyle oluşan beyaz veya soluk kısım |
friar i.
|
|
249 |
Eski Kullanım |
şüphe veya zorluk sebebiyle dava işlemlerini veya yargılamayı askıya almak |
demur f.
|
|
250 |
Eski Kullanım |
ölümü sebebiyle çok özlenen |
late-lamented s.
|
|
Slang |
|
251 |
Argo |
(vergileri ve vergi indirimini etkilemesi sebebiyle) çocuk |
deduction i.
|
|