Geçmiş

a matter of

"a matter of" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Idioms
1	Deyim	a matter of expr.	birkaç
2	Deyim	a matter of expr.	ufak bir miktar
3	Deyim	a matter of expr.	... meselesi
4	Deyim	a matter of expr.	… sebebiyle

"a matter of" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 165 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a matter of life and death i.	hayat memat meselesi
2	Genel	a matter of life or death i.	çok önemli
3	Genel	a matter of 5 cents i.	5 kuruş bir şey
4	Genel	a matter of opinion i.	herkesin değişik düşündüğü bir konu
5	Genel	a matter of priority i.	öncelik durumu
6	Genel	a matter of life an death i.	ölüm kalım meselesi
7	Genel	a matter of life and death i.	çok önemli
8	Genel	a matter of life and death i.	can pazarı
9	Genel	a matter of concern i.	kaygılanacak bir şey
10	Genel	a matter of life or death i.	ölüm kalım meselesi
11	Genel	a matter of life and death i.	ölüm kalım meselesi
12	Genel	a matter of indifference i.	ilgilenmeye değmeyen sorun
13	Genel	a matter of 5 cents i.	5 kuruş meselesi
14	Genel	a matter of two dollars i.	iki dolar meselesi
15	Genel	the hidden side of a matter i.	perde arkası
16	Genel	a matter of time i.	zaman meselesi
17	Genel	vital point of a matter i.	bam teli
18	Genel	a matter of chance i.	şans işi
19	Genel	a matter of pride i.	gurur meselesi
20	Genel	the most delicate part (of a matter) i.	püf nokta
21	Genel	the key part (of a matter) i.	püf nokta
22	Genel	a matter of debate i.	tartışma konusu
23	Genel	a matter of urgency i.	bir aciliyet meselesi
24	Genel	be a matter of indifference f.	vız gelmek
25	Genel	be a matter of f.	söz konusu olmak
26	Genel	as a matter of fact zf.	nitekim
27	Genel	as a matter of fact zf.	doğrusu
28	Genel	as a matter of fact zf.	doğrusunu isterseniz
29	Genel	as a matter of form zf.	alelusul
30	Genel	as a matter of fact zf.	aslında
31	Genel	as a matter of form zf.	formalite icabı
32	Genel	as a matter of fact zf.	doğruyu söylemek gerekirse
33	Genel	as a matter of fact zf.	hatta
34	Genel	as a matter of fact zf.	zaten
35	Genel	as a matter of form zf.	adet yerini bulsun diye
36	Genel	as a matter of fact zf.	işin doğrusu
37	Genel	as a matter of fact zf.	sahiden
38	Genel	as a matter of fact zf.	gerçekten
39	Genel	as a matter of fact zf.	hakikaten
40	Genel	as a matter of fact zf.	aslına bakılırsa
41	Genel	as a matter of fact zf.	aslına bakarsak
42	Genel	as a matter of fact zf.	aslına bakarsan
43	Genel	as a matter of fact zf.	gerçekte
44	Genel	as a matter of fact zf.	gerçek şu ki
45	Genel	as a matter of fact zf.	aslına bakarsanız
46	Genel	as a matter of fact zf.	aslına bakıldığında
47	Genel	as a matter of fact zf.	hakikatte
48	Genel	as a matter of fact zf.	şu bir gerçek ki
49	Genel	as a matter of priority zf.	bir öncelik meselesi olarak
50	Genel	as a matter of priority zf.	bir öncelik sorunu olarak
51	Genel	in a matter of minutes zf.	hemencecik
52	Genel	in a matter of minutes zf.	birkaç dakika içinde
53	Genel	in a matter of minutes zf.	çabucak
54	Genel	in a matter of minutes zf.	çok çabuk
55	Genel	as a matter of fact zf.	işin aslı
56	Genel	as a matter of courtesy zf.	nezaket gereği
57	Genel	as a matter of principle zf.	prensip gereği
58	Genel	as a matter of principle zf.	prensipte
59	Genel	as a matter of principle zf.	prensip olarak
60	Genel	as a matter of fact zf.	doğrusunu istersen
61	Genel	as a matter of fact zf.	esasen
62	Genel	as a matter of fact zf.	haddizatında
Phrases
63	İfadeler	a matter of conjecture i.	sadece varsayımdan ibaret olan şey
64	İfadeler	a matter of interest i.	ilginç bir şey
65	İfadeler	a matter of routine i.	standart prosedür
66	İfadeler	a matter of some concern i.	endişe sebebi
67	İfadeler	a matter of importance i.	aciliyet meselesi
68	İfadeler	as a matter of course i.	görev gereği
69	İfadeler	a matter of public record i.	herkesçe bilinen
70	İfadeler	a matter of public record i.	herkese açık kopya
71	İfadeler	as a matter of course expr.	doğal olarak
72	İfadeler	as a matter of course expr.	gayet tabii olarak
73	İfadeler	as a matter of course expr.	elbette ki
74	İfadeler	as a matter of course expr.	gayet tabii
75	İfadeler	as a matter of course expr.	görev icabı
76	İfadeler	as a matter of course expr.	işin doğası gereği
77	İfadeler	as a matter of course expr.	işin gereği
78	İfadeler	the most delicate part (of a matter) expr.	işin püf noktası
79	İfadeler	as a matter of course expr.	kendiliğinden
80	İfadeler	a matter of public record expr.	kamuya mal olmuş
81	İfadeler	the most delicate part (of a matter) expr.	püf noktası
82	İfadeler	in a matter of seconds expr.	saniyeler içerisinde
83	İfadeler	as a matter of legal doctrine expr.	yasal açıdan bakılırsa
84	İfadeler	as a matter of legal doctrine expr.	yasal açıdan bakıldığında
85	İfadeler	as a matter of legal doctrine expr.	yasalar bakımından
Colloquial
86	Konuşma Dili	a matter of time i.	an meselesi
87	Konuşma Dili	a matter of concern i.	endişe konusu
88	Konuşma Dili	a matter of life and death i.	hayati mesele
89	Konuşma Dili	a matter of honor i.	namus meselesi
90	Konuşma Dili	a matter of honour i.	namus meselesi
91	Konuşma Dili	a matter of life and death i.	ölüm kalım meselesi
92	Konuşma Dili	a matter of life and death i.	ölüm dirim sorunu
93	Konuşma Dili	a matter of honor i.	şeref meselesi
94	Konuşma Dili	a matter of honour i.	şeref meselesi
95	Konuşma Dili	a matter of taste i.	zevk meselesi
96	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şey) meselesi
97	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şeye/bir şey yapmaya) bakar
98	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şey) işi
99	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şeye) bağlı
100	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şeyle) alakalı
101	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şey) icabı
102	Konuşma Dili	a matter of (something) i.	(bir şey) gereği
103	Konuşma Dili	in a matter of speaking expr.	deyim yerindeyse
104	Konuşma Dili	it is a matter of (doing something) expr.	(bir şey yapma) meselesi
105	Konuşma Dili	it is a matter of (doing something) expr.	önemli olan (bir şey yapmak
Idioms
106	Deyim	a matter of opinion i.	görüş meselesi
107	Deyim	a matter of life and death i.	hayat memat meselesi
108	Deyim	a matter of honor i.	namus davası
109	Deyim	a matter of honour i.	namus davası
110	Deyim	a matter of life and death i.	ölüm kalım meselesi
111	Deyim	a matter of course i.	işin gereği
112	Deyim	a matter of course i.	beklenen hareket
113	Deyim	a matter of course i.	gereklilik
114	Deyim	a matter of course i.	makul/uygun olan hareket
115	Deyim	a matter of course i.	yapılması gereken hareket
116	Deyim	a matter of form i.	formalite icabı
117	Deyim	a matter of form i.	prosedür gereği
118	Deyim	a matter of form i.	görüntü icabı
119	Deyim	a matter of form i.	kural icabı
120	Deyim	a matter of form i.	formaliteden
121	Deyim	(do something) as a matter of form i.	formalite icabı (bir şey yapmak)
122	Deyim	(do something) as a matter of form i.	prosedür gereği (bir şey yapmak)
123	Deyim	(do something) as a matter of form i.	formaliteden (bir şey yapmak)
124	Deyim	(do something) as a matter of form i.	görüntü icabı (bir şey yapmak)
125	Deyim	(do something) as a matter of form i.	kural icabı (bir şey yapmak)
126	Deyim	a matter of life or death i.	hayat memat meselesi
127	Deyim	a matter of life or death i.	can pazarı
128	Deyim	a matter of life or death i.	hayati mesele
129	Deyim	a matter of record i.	herkesçe bilinen şey
130	Deyim	a matter of record i.	kayıtlara geçmiş kural, kaide
131	Deyim	a matter of record i.	kayda geçmiş şey
132	Deyim	be only a matter of time f.	an meselesi olmak
133	Deyim	take it as a matter of pride f.	gurur meselesi yapmak
134	Deyim	be only a matter of time f.	eli kulağında olmak
135	Deyim	make it a matter of pride f.	gurur meselesi yapmak
136	Deyim	be a matter of (doing something) f.	(bir şey yapma) meselesi olmak
137	Deyim	be a matter of (doing something) f.	(bir şey yapmaya) bağlı olmak
138	Deyim	be (all) a matter of something/doing something f.	(tamamen) bir şey/bir şey yapma meselesi olmak
139	Deyim	be (all) a matter of something/doing something f.	(tamamen) bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak
140	Deyim	be a matter of opinion f.	görüş meselesi olmak
141	Deyim	be a matter of opinion f.	tercih meselesi olmak
142	Deyim	be a matter of opinion f.	herkesin farklı düşündüğü bir konu olmak
143	Deyim	be a matter of opinion f.	tartışma konusu olmak
144	Deyim	be a matter of opinion f.	kişiden kişiye değişmek
145	Deyim	be a matter of record f.	kanıtlanmış bir gerçek olmak
146	Deyim	be a matter of record f.	kayda geçmiş olmak
147	Deyim	be a matter of record f.	kayıtlarla kanıtlanabilen bir konu olmak
148	Deyim	be a matter of record f.	herkesçe bilinen bir gerçek olmak
149	Deyim	be a matter of something/doing something f.	bir şey/bir şey yapma meselesi olmak
150	Deyim	be a matter of something/doing something f.	bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak
151	Deyim	be just a matter of time f.	an meselesi olmak
152	Deyim	be just a matter of time f.	eli kulağında olmak
Speaking
153	Konuşma	it is a matter of form expr.	formalite icabı
154	Konuşma	it is a matter of expr.	meselesi
155	Konuşma	it's not a matter of discussion expr.	söz konusu bile olamaz
156	Konuşma	it's just a matter of time before they find you expr.	seni burada bulmaları an meselesi
157	Konuşma	it's not even a matter of discussion expr.	söz konusu bile olamaz
Politics
158	Siyasal	a matter of state i.	devlet meselesi
159	Siyasal	a matter of country i.	memleket meselesi
160	Siyasal	a matter of state i.	memleket meselesi
Medical
161	Medikal	determination of total and nicotine-free dry particulate matter using a routine analytical smoking machine i.	rutin analitik sigara içme makinesi kullanarak toplam ve nikotinsiz kuru parçacık madde tayini
Environment
162	Çevre	determination of dry matter and water content on a mass basis i.	kuru madde ve suyun kütle esasına göre tayini
Slang
163	Argo	aamof (as a matter of fact) expr.	işin aslı
164	Argo	aamof (as a matter of fact) expr.	aslına bakılırsa
165	Argo	aamof (as a matter of fact) expr.	gerçek şu ki