hatta - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hatta



"hatta" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hatta even zf.
General
hatta very s.
hatta as a matter of fact zf.
hatta for that matter zf.
hatta yes zf.
hatta in fact zf.
hatta at that zf.
hatta yet zf.
hatta nay zf.
hatta moreover zf.
hatta as well zf.
hatta on the line zf.
hatta even zf.
hatta further zf.
hatta een [dialect] zf.
hatta ever zf.
hatta indeed zf.
hatta surely [us] [canada] zf.
hatta at ed.
hatta insomuch as bağ.
hatta yet more bağ.
hatta insomuch that bağ.
hatta even if bağ.
hatta if not bağ.
Phrases
hatta well into expr.
hatta If not expr.
hatta in addition expr.
Idioms
hatta autem expr.
hatta in the devil expr.

"hatta" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

Türkçe İngilizce
General
aynı hatta gidiş geliş sefer yapan tren shuttle train i.
iletişim aygıtını ana hatta bağlayan yanal devre kolu leg i.
düzensiz arazinin alanını hesaplamak için ölçümde ana hatta dik ölçülen kısa mesafe offset i.
hatta kalmak hold the phone line open f.
hatta kalmak hold the line f.
hatta kalmak get a line on f.
hatta kalmak (telefon) stay on hold f.
hatta kalmak (telefon) hold the line f.
hatta olmak be on the phone f.
hatta kalmak hold on f.
(telefon) hatta kalmak hold f.
ana hatta ait outlinear s.
ana hatta özgü outlinear s.
hatta hiç never even zf.
haliyle hatta at that zf.
hatta ve hatta even zf.
(hatta) bilakis vice versa zf.
(hatta) (tam) aksine vice versa zf.
(hatta)(tam) tersine vice versa zf.
hatta bundan daha fazla yet more bağ.
hatta o kadar ki so much so that bağ.
ancak hatta but even bağ.
Phrasals
(telefonda) hatta kalmak hang on f.
birisini hatta bağlamak put someone through f.
hatta kalmak hang up f.
Phrases
hatta bazen even sometimes expr.
hatta daha iyi even better expr.
hatta mısın? ayt (are you there?) expr.
Colloquial
hatta daha fazlası and then some i.
hatta kalmak hold the phone f.
(topa) düz bir hatta hızla vurmak drill f.
hatta kalın lütfen please hold ünl.
hatta daha da fazla and then some expr.
hatta ben de ("me too" ifadesinin ardından) me three expr.
hatta kalın lütfen! could you hold(, please)? expr.
hatta kalabilir misiniz, lütfen? could you hold(, please)? expr.
hatta kalınız lütfen! could you hold(, please)? expr.
hatta bekleyebilir misiniz, lütfen? could you hold(, please)? expr.
sizi hatta bekletebilir miyim? could you hold(, please)? expr.
hatta o kadar ki so much so expr.
hatta bekler misiniz, lütfen? will you hold(, please)? expr.
lütfen hatta bekleyin hold the phone, please exclam.
lütfen hatta bekleyin hold the wire, please exclam.
lütfen hatta bekleyin hold, please exclam.
lütfen hatta bekleyin hold the line, please exclam.
lütfen hatta bekleyin hold the phone, please exclam.
Idioms
bir şeyi/şeyden yeterince (hatta fazlasıyla) yapmış olmak have your share of something f.
birini hatta/telefonda bekletmek put someone on hold f.
bir şeyi/şeyden yeterince (hatta fazlasıyla) yapmış olmak have (one's) share of (something) f.
hatta bekle/bekleyin hold the wire f.
hatta kal/kalın hold the wire f.
(birini) hatta/telefonda bekletmek put (one) on hold f.
hatta daha da fazla with knobs on expr.
hatta daha da fazla with brass knobs on expr.
hatta bekler misiniz(, lütfen)? would you hold(, please)? expr.
Speaking
hatta kalın lütfen hold the line please ünl.
hatta kalın lütfen hold please ünl.
hatta kalın lütfen hold the wire please ünl.
hatta kalın lütfen hold the phone please ünl.
birinci hatta he's on line one expr.
bir dakika hatta bekler misiniz? hang on a while expr.
hatta kalın lütfen! can you hold? expr.
hatta kalınız lütfen! will you hold? expr.
hatta kalın lütfen! could you hold? expr.
hatta kalınız lütfen! can you hold? expr.
hatta kalınız lütfen! could you hold? expr.
hatta kalın please hold expr.
hatta kalın lütfen! will you hold? expr.
lütfen hatta kalın hold please expr.
lütfen hatta kal hold the wire please expr.
lütfen hatta kal please hold expr.
lütfen hatta kalın hold the phone please expr.
lütfen hatta kalın please hold expr.
lütfen hatta kal hold please expr.
lütfen hatta kal hold the phone please expr.
lütfen hatta kal hold the line please expr.
lütfen hatta kalın hold the line please expr.
lütfen hatta kalın hold the wire please expr.
sizi hatta bekletebilir miyim (, lütfen)? can you hold(, please)? expr.
Trade/Economic
tarifeli olmayıp aldığı hatta göre çalışan gemi tramp steamer i.
Politics
hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler furthermore, they may identify their personal interests with the political designs of the invaders i.
bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler and sadder and graver than all these circumstances, those who hold power within the country may be in error, misguided and may even be traitors expr.
Technical
aynı hatta olan depolar inline reservoir i.
hatta-bağlı merkezi dosya on-line central file i.
hatta parazit darbe line hit i.
hatta değiştirilebilir ünite line replaceable unit i.
hatta açılma hit on the line i.
hatta değiştirilebilen cihaz line replaceable unit i.
hatta veri azaltımı on-line data reduction i.
bir treni bir hattan diğer hatta geçirmek switch f.
ana hatta ait trunk s.
Computer
hatta açılma hit on the line i.
hatta vurgunu line hit i.
hatta bağlı on-line s.
hatta-bağlı on-line s.
Informatics
istasyon kullanıcısının bir dış hatta erişimini engelleyen bir anahtar telefon sistemi (kts) veya pbx özelliği privacy i.
Telecom
çağrının hatta bekletilmesi call park i.
hatta darbe gerilimi line surge i.
hattan hatta işaretleşme link by link signalling i.
aramanın otomatik olarak serbest hatta yönlendirildiği bir telefon sistemi preselection i.
arayanın otomatik olarak serbest hatta bağlandığı bir telefon sistemi preselector i.
hatta kalmak stay on the line f.
lütfen hatta kalınız please stay on the line expr.
Electric
her bir hatta ve her bir hattan yere eşit empedanstaki (elektrik iletim hattı) balanced s.
Railway
rayı hatta tutan ve bağı mekanik aşınmaya karşı koruyan metal plaka tie plate i.
bir hattan başka hatta geçirmek (vagonu/katarı) shunt f.
(tren vagonunu) hareket halindeyken lokomotiften ayırarak başka bir hatta geçirmek fly in f.
Marine
düzenli olarak bir hatta çalışan yolcu vapuru liner i.
Anatomy
ön alt iliyak omurgadan küçük trokanter ve intertrokanterik hatta uzanan bir fibröz doku bandı y ligament i.
ön alt iliyak omurgadan küçük trokanter ve intertrokanterik hatta uzanan bir fibröz doku bandı iliofemoral ligament i.
(simfizi oluşturan bölümler) orta hatta olan symphysial s.
Math
(köprü, kemer) yan açılı orta hatta sahip olan skew s.
Literature
karakterin/kahramanın mahvolmasına hatta ölümüne neden olan kusuru tragic flaw i.
Military
bir hatta olmayan harekat nonlinear operations i.
hatta girme wiretapping i.
hatta bağlı on-line s.
Hunting
yönü ateşlenen hatta dik olmayan atış oblique fire i.