|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
sınırlar |
limits i.
|
|
The mutual recognition procedure has shown its limits.
Karşılıklı tanıma prosedürü sınırlarını göstermiştir.
More Sentences
|
2 |
Genel |
sınırlar |
boundaries i.
|
|
When applying the OCM, meanwhile, the competence boundaries set out in the Treaties must be taken into consideration.
Bu arada OCM uygulanırken, Antlaşmalarda belirlenen yetki sınırları dikkate alınmalıdır.
More Sentences
|
3 |
Genel |
sınırlar |
frontiers i.
|
|
The architecture of the treaties is complex and our work on CFSP is right at the institutional frontiers.
Anlaşmaların mimarisi karmaşıktır ve ODGP'ye ilişkin çalışmalarımız kurumsal sınırların tam ortasındadır.
More Sentences
|
Law |
|
4 |
Hukuk |
sınırlar |
limitations i.
|
|
Within the limitations of my speaking time I can mention just the major necessary amendments we adopted in committee.
Konuşma süremin sınırları dahilinde, komitede kabul ettiğimiz başlıca gerekli değişikliklerden bahsedebilirim.
More Sentences
|
Automotive |
|
5 |
Otomotiv |
sınırlar |
limits i.
|
|
On the contrary, it limits the exercise of power of the future Union.
Aksine, gelecekteki Birliğin yetki kullanımını sınırlar.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
sınırlar |
bounds i.
|
|
7 |
Genel |
sınırlar |
confines i.
|
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
(bazı sınırlar arasında) değişmek |
range f.
|
|
That ranges from 0.3% for my own country and 0.7% of GNP, to finance this European policy.
Bu Avrupa politikasını finanse etmek için kendi ülkem için %0.3 ve GSMH'nin %0.7'si arasında değişmektedir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
2 |
Ticaret/Ekonomi |
ulusal sınırlar |
national borders i.
|
|
Moreover, just as aviation users cross borders, safety should not be tied down to national borders either.
Ayrıca, havacılık kullanıcıları nasıl sınırları aşıyorsa, güvenlik de ulusal sınırlara bağlı kalmamalıdır.
More Sentences
|
Politics |
|
3 |
Siyasal |
sınırlar sorunu |
problem of borders i.
|
|
I should also like to raise the problem of borders.
Sınırlar sorununu da gündeme getirmek isterim.
More Sentences
|
4 |
Siyasal |
ulusal sınırlar |
national boundaries i.
|
|
Quite rightly concern about this crosses national boundaries and the ideological divide.
Haklı olarak bu konudaki endişeler ulusal sınırları ve ideolojik bölünmeyi aşmaktadır.
More Sentences
|
Insurance |
|
5 |
Sigortacılık |
coğrafi sınırlar |
geographical limits i.
|
|
I should like to conclude by looking beyond the impending enlargement, beyond its historical and geographical limits.
Yaklaşan genişlemenin ötesine, tarihi ve coğrafi sınırlarının ötesine bakarak sonuca varmak istiyorum.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
sınırlar çizen kişi ya da şey |
demarcator i.
|
|
7 |
Genel |
sınırlar (yer için) |
skirts i.
|
|
8 |
Genel |
siyasal sınırlar |
political boundaries i.
|
|
9 |
Genel |
yasal sınırlar |
legal boundaries i.
|
|
10 |
Genel |
toplumsal sınırlar |
social boundaries i.
|
|
11 |
Genel |
özellikle bilimsel önemi olan bir şeyin belirli sınırlar dahilinde tutulduğu ve korunduğu tesis |
containment facility i.
|
|
12 |
Genel |
yetersiz sınırlar |
nonlimitation i.
|
|
13 |
Genel |
gerekli sınırlar |
compass [obsolete] i.
|
|
|
14 |
Genel |
çevreleyen sınırlar |
closure [obsolete] i.
|
|
15 |
Genel |
belirli sınırlar koyarak kapsam altına almak |
bracket f.
|
|
16 |
Genel |
belirli sınırlar koyarak kapsam dışı bırakmak |
bracket f.
|
|
17 |
Genel |
sınırlar içinde tutmak |
hold f.
|
|
18 |
Genel |
sınırlar içinde kalmak |
hold f.
|
|
19 |
Genel |
belirli sınırlar dahilinde serbestçe hareket etmek |
play f.
|
|
20 |
Genel |
sınırlar içinde tutmak: hapsetmek |
prescribe f.
|
|
21 |
Genel |
belli sınırlar içinde |
within limits zf.
|
|
22 |
Genel |
sınırlar dahilinde |
in a sort of way zf.
|
|
23 |
Genel |
sınırlar dahilinde |
in a kind of way zf.
|
|
Phrasals |
|
24 |
Öbek Fiiller |
belli sınırlar içerisinde hareket etmek |
stay within bounds f.
|
|
25 |
Öbek Fiiller |
belli kurallar/sınırlar/yasalar dahilinde hareket etmek |
stay within bounds f.
|
|
Colloquial |
|
26 |
Konuşma Dili |
belli sınırlar içinde |
within limits expr.
|
|
27 |
Konuşma Dili |
makul sınırlar içinde |
within reasonable bounds expr.
|
|
28 |
Konuşma Dili |
makul sınırlar çerçevesinde |
within reasonable bounds expr.
|
|
Idioms |
|
29 |
Deyim |
normal sınırlar arasına getirmek |
bring within a range f.
|
|
30 |
Deyim |
normal sınırlar arasına getirmek |
bring within range f.
|
|
31 |
Deyim |
belli sınırlar içerisinde kalmak |
follow the golden mean f.
|
|
32 |
Deyim |
(bir şeyi) belli sınırlar içerisinde tutmak |
keep (something) within bounds f.
|
|
33 |
Deyim |
(birini) sınırlar içerisinde tutmak |
keep (someone) within bounds f.
|
|
|
34 |
Deyim |
(birine) sınırlar koymak |
keep (someone) within bounds f.
|
|
35 |
Deyim |
makul sınırlar dahilinde |
in the ballpark zf.
|
|
Trade/Economic |
|
36 |
Ticaret/Ekonomi |
alt ve üst sınırlar arasındaki değişik fiyat oranları |
scale of rates i.
|
|
37 |
Ticaret/Ekonomi |
maaşların arasında değişme gösterdiği alt ve üst sınırlar |
salary range i.
|
|
38 |
Ticaret/Ekonomi |
sınırlar aşan ağlar |
transnational networks i.
|
|
Politics |
|
39 |
Siyasal |
avrupa birliği göç, dış sınırlar ve iltica stratejik komitesi |
european union strategic committee on immigration, frontiers and asylum i.
|
|
40 |
Siyasal |
anayasada gösterilen sınırlar |
constitution limitations i.
|
|
41 |
Siyasal |
milli sınırlar |
national boundaries i.
|
|
42 |
Siyasal |
sınırlar arası koordinasyonu |
cross-border coordination i.
|
|
43 |
Siyasal |
soğuk savaş döneminde, doğu asya'daki komünist ülkeler ile kapitalist ve komünist olmayan ülkeleri ayıran politik sınırlar |
bamboo curtain i.
|
|
44 |
Siyasal |
sınırlar arası sermaye akımları |
cross-border capital flows i.
|
|
45 |
Siyasal |
sınırlar arası sermaye akımları |
cross-border financial flows i.
|
|
46 |
Siyasal |
sınırlar arası portföy çıkışları |
cross-border portfolio outflows i.
|
|
47 |
Siyasal |
sınırlar arası yayılmalar |
cross-border spillovers i.
|
|
48 |
Siyasal |
sınırlar arası fonlandırma |
cross-border funding i.
|
|
49 |
Siyasal |
ulusal sınırlar dışındaki istasyonlardan iletilen yayınların korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european agreement for the prevention of broadcasts transmitted from stations outside national territories i.
|
|
Insurance |
|
50 |
Sigortacılık |
coğrafi sınırlar |
territorial limits i.
|
|
51 |
Sigortacılık |
sigortanın yürürlükte olduğu coğrafi sınırlar |
territorial limits i.
|
|
52 |
Sigortacılık |
sigortanın faaliyet gösterdiği coğrafi sınırlar |
geographical limits i.
|
|
Technical |
|
53 |
Teknik |
alt ve üst sınırlar |
lower and upper limits i.
|
|
54 |
Teknik |
geometrik sınırlar |
geometric boundaries i.
|
|
55 |
Teknik |
müsaade edilebilir sınırlar |
permissible limits i.
|
|
56 |
Teknik |
yangından korunma ürünlerini bilimsel testler ile belirlenen sınırlar dahilinde kullanma |
bounding i.
|
|
57 |
Teknik |
sınırlar arasında karşılaştırmak |
compare between limits f.
|
|
58 |
Teknik |
sınırlar içinde korumak |
confine f.
|
|
59 |
Teknik |
yoğunluğun belirlenen sınırlar dahilinde olup olmadığını belirlemek için radyasyon yoğunluğunu test etmek |
monitor f.
|
|
Computer |
|
60 |
Bilgisayar |
alt ve üst sınırlar arası |
range i.
|
|
61 |
Bilgisayar |
sınırlar arasında karşılaştırmak |
compare between limits f.
|
|
62 |
Bilgisayar |
sınırlar içerisinde |
in range expr.
|
|
Aeronautic |
|
63 |
Havacılık |
beklenen sınırlar dahilinde gerçekleşen ya da erişilen |
nominal s.
|
|
Medical |
|
64 |
Medikal |
vücut ısısının normal sınırlar içinde olması |
normothermia i.
|
|
Math |
|
65 |
Matematik |
(aslında var olmayan ancak) sonsuzdaki sınırlar dahil edilince var kabul edilen |
ideal s.
|
|
Statistics |
|
66 |
İstatistik |
sıkıştırılmış sınırlar |
compressed limits i.
|
|
Social Sciences |
|
67 |
Sosyal Bilimler |
kişisel alan ve sınırlar üzerine incelemeler yapan |
proxemic s.
|
|
Religious |
|
68 |
Dini |
(kilise) katı mezhepsel sınırlar koymadan tüm protestan hristiyanları kucaklayan |
inclusive s.
|
|
Military |
|
69 |
Askeri |
hava hedeflerine ateş açarken güvenli olan açısal sınırlar |
limit of fire i.
|
|
70 |
Askeri |
ulusal sınırlar dışındaki savaş veya operasyonlara ortak anlaşmalar çerçevesinde sağlanan sivil veya askeri yardım |
foreign nation support i.
|
|