limits - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
limits sınırlar n.
  • Thus we know the limits within which we can move institutionally.
  • Böylece kurumsal olarak hangi sınırlar içerisinde hareket edebileceğimizi biliyoruz.
  • On the contrary, it limits the exercise of power of the future Union.
  • Aksine, gelecekteki Birliğin yetki kullanımını sınırlar.
  • The mutual recognition procedure has shown its limits.
  • Karşılıklı tanıma prosedürü sınırlarını göstermiştir.
Show More (73)
limits limitler n.
  • These limits, however, only apply from 2016 to new and existing plants.
  • Ancak bu limitler sadece 2016 yılından itibaren yeni ve mevcut tesisler için geçerli olacaktır.
  • However, such debt or deficit must not exceed the agreed limits.
  • Ancak, söz konusu borç veya açık mutabık kalınan limitleri aşmamalıdır.
  • Effective national emission limits must therefore be set for the main pollutants.
  • Bu nedenle ana kirleticiler için etkili ulusal emisyon limitleri belirlenmelidir.
Show More (9)