rattle - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

rattle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"rattle" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 73 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
rattle i. çıngırak
rattle f. tıngırdamak
rattle f. takırdamak
General
rattle i. zırıltı
rattle i. çançan
rattle i. gevezelik
rattle i. çıngırdak
rattle i. çıngırak (oyuncak)
rattle i. şıngırtı
rattle i. vırvır
rattle i. çıtırtı
rattle i. zıngırtı
rattle i. hırıltı
rattle i. tıkır
rattle i. cırcır
rattle i. zangırtı
rattle i. tıngırtı
rattle i. dırdır
rattle i. takırtı
rattle i. şakırtı
rattle i. cayırtı
rattle i. tıkırtı
rattle i. çakıldak
rattle i. bebek çıngırağı
rattle i. kaynana zırıltısı
rattle i. geveze kimse
rattle i. boş konuşan kimse
rattle f. şıkırdamak
rattle f. bozmak (birini)
rattle f. kakırdamak
rattle f. zıngırdamak
rattle f. tıkırdamak
rattle f. vırvır etmek
rattle f. dingildemek
rattle f. habire konuşmak
rattle f. cır cır konuşmak
rattle f. tıkırdatmak
rattle f. saçmalamak
rattle f. takırdatmak
rattle f. zangırdamak
rattle f. şaşırtmak
rattle f. hırıltı yapmak
rattle f. şıngırdamak
rattle f. dırdır etmek
rattle f. hırıldamak
rattle f. zangırdatmak
rattle f. sinir etmek
rattle f. şakırdamak
rattle f. çok konuşmak
rattle f. şakırdatmak
rattle f. çatırdamak
rattle f. ses yapmak
rattle f. şangırdatmak
rattle f. canlı, hareketli bir şekilde (eylemi) gerçekleştirmek
Colloquial
rattle f. korkutmak
rattle f. asabını bozmak
rattle f. bocalatmak
Technical
rattle i. gürültü
rattle i. ses
rattle i. tıkırdama
Automotive
rattle i. tıkırtı
rattle f. tıkırtı yapmak
Marine
rattle f. gemiye çarmıh basamağı oluşturmak
rattle f. iskalaryaları pervazlara sabitlemek
Medical
rattle i. hırıltı
Pathology
rattle i. ciğerlerden gelen can çekişme sesine benzer hırıltı
Botanic
rattle i. çıngırdak otu
rattle i. içinde tohumların tıkırdadığı kapsüle sahip bitki türleri
rattle i. avrupa'ya özgü sıraca otugiller familyasından olan çeşitli bitkilere verilen ad
Hunting
rattle f. yuvayı kurcalamak
rattle f. avlanacak hayvanı dışarı çekmek için tıkırtı, hışırtı benzeri sesler çıkarmak
Reptiles
rattle i. çıngıraklı yılanın çıngırağı
British Slang
rattle i. uyuşturucu krizi

"rattle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

İngilizce Türkçe
General
death rattle i. can çekişme hırıltısı
rattle on f. cır cır ötmek
rattle on f. habire konuşmak
rattle away f. habire konuşmak
rattle off f. ezbere söylemek
rattle on f. durmadan konuşmak
rattle away f. cır cır konuşmak
rattle off f. çabuk çabuk söylemek
rattle on f. cır cır konuşmak
spring a rattle f. çıngırak çalmak
rattle-pated s. beyinsiz
rattle-pated s. geveze
rattle-brained s. boş kafalı
rattle-brained s. beyinsiz
rattle-brained s. ahmak
rattle-brained s. kuşbeyinli
rattle-brained s. mankafa
rattle-headed s. sersem
rattle-headed s. istikrarsız
rattle-headed s. düzensiz
rattle-headed s. tutarsız
rattle-headed s. rahatsız edici
rattle-pated s. sersem
rattle-pated s. istikrarsız
rattle-pated s. düzensiz
rattle-pated s. tutarsız
rattle-pated s. rahatsız edici
Phrasals
rattle out f. hızlı ve yüksek sesle söylemek
rattle around f. amaçsızca dolanıp durmak
rattle around f. (büyük bir yeri) arşınlamak
rattle around f. (kafada, zihinde) ha bire dolanmak
rattle down f. hızlı ve yüksek sesle söylemek
rattle off f. azarlamak
rattle off f. haşlamak
rattle off f. çıkışmak
rattle something off f. hızlı hızlı bir şeyler söylemek
rattle off something f. hızlı hızlı bir şeyler söylemek
rattle something off f. hızla/bir çırpıda söylemek
rattle off something f. hızla/bir çırpıda söylemek
rattle on about f. hakkında durmadan konuşmak
rattle around in something f. takur-tukur (rahatsız edici) ses çıkarmak
rattle on f. konuşup durmak
rattle on f. kafa şişirmek
rattle around (something or some place) f. (bir şeyin içinde) tıkırdamak/şıkırdamak
rattle around (something or some place) f. (bir şeyin içinde) ses yapmak
rattle around (something or some place) f. (bir şeyin içinde) tıngırdamak/şıngırdamak
rattle around (something or some place) f. (bir yerde) tıkır tıkır ses yapmak
rattle around (something or some place) f. (bir yerde) tangır tungur/takır tukur ses çıkarmak
rattle around (something or some place) f. (boş bir yerde) takılmak
rattle around (something or some place) f. (boş bir yerde) zaman geçirmek/yaşamak
rattle around (something or some place) f. (kocaman ve bomboş bir yerde) yaşamak/vakit geçirmek
rattle around (something or some place) f. (kafasını) kurcalamak
rattle around (something or some place) f. sürekli (kafasının içinde) dönmek
rattle around in f. -de tıkır tıkır ses yapmak
rattle around in f. -de tangır tungur/takır tukur ses çıkarmak
rattle around in f. (kafasını) kurcalamak
rattle around in f. sürekli (kafasının içinde) dönmek
rattle around in f. (boş bir yerde) takılmak
rattle around in f. (boş bir yerde) zaman geçirmek/yaşamak
rattle around in f. (kocaman ve bomboş bir yerde) yaşamak/vakit geçirmek
rattle around in f. -de tıkırdamak/şıkırdamak
rattle around in f. içinde ses yapmak
rattle around in f. içinde tıngırdamak/şıngırdamak
rattle through (something) f. (bir şeyi) aceleyle söylemek veya yapmak
rattle through (something) f. (bir şeyi) hızlıca/hızlı hızlı geçmek
Phrases
rattle through f. aceleyle söylemek veya yapmak
Colloquial
rattle your dags [australia/new zealand] expr. acele et
rattle your dags [australia/new zealand] expr. elini çabuk tut
rattle your dags [australia] expr. harekete geç
rattle your dags [australia] expr. çaba göster
rattle your dags [australia] expr. kıçını kıpırdat
rattle your dags [australia] expr. kıpırda
Idioms
rattle somebody's cage f. birisini bilerek sinirlendirmek
rattle one's saber f. dişlerini/pençelerini/tırnaklarını göstermek/çıkartmak
rattle its saber f. dişlerini/pençelerini/tırnaklarını göstermek/çıkartmak
rattle (one's) dags [canada] f. acele etmek
rattle (one's) dags [canada] f. elini çabuk tutmak
rattle (one's) dags [canada] f. harekete geçmek
rattle (one's) dags [canada] f. yoğun enerji, çaba sarf etmek/göstermek
rattle (one's) dags [canada] f. kıçını kıpırdatmak
rattle saber f. dişlerini/pençelerini/tırnaklarını göstermek/çıkartmak
rattle sabers f. dişlerini/pençelerini/tırnaklarını göstermek/çıkartmak
rattle sabers f. gözdağı vermek
rattle sabers f. boş tehditler savurmak
rattle sabres f. dişlerini/pençelerini/tırnaklarını göstermek/çıkartmak
rattle sabres f. gözdağı vermek
rattle sabres f. boş tehditler savurmak
Technical
rattle space i. salınım boşluğu
Automotive
clutch anti-rattle spring i. debriyaj tıkırtı önleme yayı
gear rattle i. dişli sesi
squeak and rattle i. gıcırdama ve gürültü
body rattle i. gövde kaynaklı gürültü
anti rattle i. kauçuk izole madde
piston rattle i. pistonun titremesi
piston rattle i. piston çarpması
anti-rattle spring i. tıkırtıönler yay
anti-rattle hardware i. titreşimönler malzeme
Medical
crepitant rattle i. çıtırtılı hırıltı
Botanic
rattle weed (baptisia tinctoria) i. amerika'da yetişen, parlak sarı çiçekleri olan çok dallı ot türü
rattle-top (cimicifuga racemosa) i. siyah yılankökü
rattle-top (cimicifuga racemosa) i. karayılan otu
rattle-top (cimicifuga racemosa) i. kuzey amerika’da yetişen, kök ve gövdeleri tıpta kullanılan kristof bitkisi
red rattle (pedicularis palustris) i. çamur bitotu
red rattle (pedicularis palustris) i. avrupa'ya yetişen bir bitki
yellow rattle (rhinanthus minor) i. çıngırdak otu
Slang
rattle-bones i. kemik torbası
rattle-bones i. bir deri bir kemik
rattle-bones i. iskeletor
rattle-trap i. külüstür araç
rattle-trap i. külüstür
British Slang
on the rattle expr. uyuşturucu krizine girmiş
on the rattle expr. uyuşturucu krizinde