oy! - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

oy!



"oy!" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
oy! oh ünl.
oy! oi ünl.
oy! oy ünl.
oy! oy vey ünl.

"oy!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çekimser oy abstention i.
oy vote i.
oy pusulası ballot i.
oy verme voting i.
oy kullanma voting i.
oy vermek vote f.
oy vermek ballot f.
oy kullanmak vote f.
General
oy hakkı ballot i.
oy pusulası voting paper i.
oy çoğunluğu majority i.
oy opinion i.
oy plumper i.
oy verme voting i.
oy sayısı ballot i.
oy suffrage i.
seçimi kazanan kimsenin ikinci gelen kişiden fazla olarak aldığı oy sayısı plurality i.
olumsuz oy no i.
oy vote i.
oy vermeme abstention i.
oy hakkı vote i.
olumsuz oy veren kimse no i.
lehte oy kullananlar content i.
olumsuz oy veren kimse nay i.
oy hakkı suffrage i.
oy verme balloting i.
oy hakkı franchise i.
açık oyalamada lehte oy verme acclaim i.
oy hakkı verme enfranchisement i.
düşüş (fiyat/oy/müşteri sayısı vb'nde) slump i.
olumlu oy miktarı content i.
çekimser oy abstaining vote i.
kapı kapı dolaşarak oy toplama canvass door to door i.
aleyhte verilen oy negative vote i.
oy ballot vote i.
aleyhte oy negative vote i.
oy verme the polls i.
oy sandığı ballot box i.
oy hakkı the franchise i.
oy clan i.
oy toplama canvass i.
açık oy open vote i.
aleyhte oy no i.
posta yoluyla verilen oy absentee ballot i.
yabancı oy absentee ballot i.
oy hakkına sahip tröstler voting trusts i.
oy vermeyen biri abstainer i.
geçerli oy valid vote i.
oy hakkı right to vote i.
oy verilen yer the polls i.
oy poll i.
oy verme polling i.
kırmızı oy negative vote i.
oy option i.
aleyhte oy con i.
olumsuz oy nay i.
oy eşitliği tie i.
aleyhte oy defeat i.
adaylar arasında en fazla oy alma plurality i.
oy verme hakkı franchise i.
posta yoluyla oy veren seçmen absentee voter i.
oy hakkı the vote i.
iki kez oy veren kimse repeater i.
olumlu oy yes i.
gizli oy secret vote i.
oy sayım memuru scrutineer i.
oy sayan kişi scrutineer i.
oy kullanma voting i.
oy verme hakkı enfranchisement i.
oy sayımı poll i.
oy hakkı voting power i.
oy verme hakkı voting right i.
oy kaybı loss of votes i.
oy sayısı poll i.
beyaz oy positive vote i.
oy hakkı olmayan kişi nonvoter i.
oy kullanmayan kişi nonvoter i.
oy kullanma yaşı voting age i.
oy potansiyeli yüksek seçmen grubu swing voter i.
oy potansiyeli yüksek seçmen grubu floating voter i.
seçimin kaderini etkileyecek derecede potansiyele sahip oy swing vote i.
oy hakkını alma disenfranchizing i.
oy hakkını alma disenfranchising i.
vekaleten oy kullanma voting by proxy i.
çekimser oy abstain from voting i.
oy toplayıcı vote collector i.
oy birliği unanimity i.
oy kullanma hakkına sahip kişiler electorate i.
beraberliği bozan oy tie-breaking vote i.
eşitliği bozan oy tie-breaking vote i.
oy pusulası ballot i.
oy birliği consensus i.
oy kullanan kişiler electorate i.
beyaz oy positive ballot i.
oy verme hakkı right of voting i.
oy avcılığı yapma canvassing i.
oy verme poll i.
oy sayıcı teller i.
oy verme karşıtlığı abstentionism i.
seçimlerde ezici oy üstünlüğü landslide victory i.
oy kullanmama tutumu abstentionism i.
gıyabında oy kullanma absentee voting i.
kanuna aykırı oy kullanan kimse floater i.
oy kullanma yeri/noktası polling place i.
oy verilerek seçilen electee i.
toplu oy block vote i.
blok oy block vote i.
oy avcılığı yapma canvasing i.
oy kullanmayan kişi non-voter i.
oy hakkı olmayan kişi non-voter i.
oy kullanma yeri polling place i.
oy kullanma yeri polling station i.
oy kullanma yeri/noktası polling station i.
oy çizelgesi tabulation of ballots i.
toplam oy ballot i.
oy toplamı ballot i.
toplam oy sayısı ballot i.
oy sistemi ballot i.
oy pusulasıyla oy kullanan kimse balloter i.
oy kullanma balloting i.
oy veren kimse balloter i.
oy hakkı verme affranchisement i.
oy verme hakkı affranchisement i.
olumlu oy affirmative vote i.
olumsuz yönde oy kullanma naysaying i.
olumlu oy veren kimse aye i.
olumlu oy verenler yeas i.
oy hakkı veren kimse enfranchiser i.
oy hakkı olmama voicelessness i.
oy pusulası vote i.
oy toplamı vote i.
oy pusulasına takılı kalmış karton parçası hanging chad i.
lehte oy veren kimse yes i.
bir kurumun yönetim kurulunun verdiği teklif, karar veya oy grace i.
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı grass roots i.
oy verme hakkını elinden alma disenfranchisement i.
oy verme hakkını elinden alma disenfranchisement i.
yalnızca oy kullanan firma yönetim kurulu üyesi corporate member i.
önce oy kullanma hakkı prerogative i.
bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası scratched ticket i.
oy pusulası scrutiny i.
oy pusulası prox [dialect] i.
oy pusulası proxy [dialect] i.
oy kullanan kimse suffragator i.
verilen oy suffrage i.
kadınların oy mücadelesine verilen destek suffragism i.
(bazı abd eyaletlerinde) yüksek oy ile seçilen devlet görevlisi supervisor i.
(bağırarak) oy birliği acclamation i.
(oy) sonuçları return i.
aleyhinde oy kullanmak vote against f.
seçmenleri dolaşarak oy istemek canvass f.
oy toplamak pull votes f.
birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak vote someone out f.
vermek (oy) cast f.
oy kullanmak vote f.
karşı oy kullanmak vote against f.
oy vermemek abstain f.
oy vermek vote for f.
oy vermek cast one's vote f.
oy toplamak canvass f.
karşı oy vermek pip f.
oy vermek plump for f.
lehte oy vermek cast an affirmative vote f.
düşmek (fiyat/oy/müşteri sayısı vb) slump f.
kadınlara oy hakkı sağlamak suffragette f.
aleyhde oy vermek vote out f.
sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla) go to polls f.
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için) stump f.
oy vermek ballot f.
lehinde oy vermek vote for f.
aleyhinde oy vermek vote against f.
birine oy vererek göreve getirmek vote someone in f.
aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak vote something down f.
karşı oy kullanmak vote out f.
seçimde oy vermek go to the poll f.
karşı oy kullanmak blackball f.
oy vermek cast a vote f.
oy vermek poll for f.
oy kullanmak go to polls f.
oy kullanmaya gitmek go to polls f.
oy verme süresini uzatmak extend polls f.
daha fazla oy almak outvote f.
oy hakkı vermek enfranchise f.
oy vermemek abstain from voting f.
oy saymak (şirketlerin genel kurul toplantılarında oylama sonrası) scrutinize f.
oy vermek vote f.
oy kullanma hakkı vermek enfranchise f.
oy vermek poll f.
şahsen oy vermek vote in person f.
oy almak take vote f.
oy çokluğu ile karar vermek decide by majority of votes f.
çekimser oy kullanmak refrain from a vote f.
çekimser oy kullanmak abstain from a vote f.
oy almak receive vote f.
oy almak poll f.
oy kullanma yaşında olmak be eligible to vote f.
karşı oy kullanmak vote against f.
oy kullanma yaşında olmak be entitled to vote f.
vekaleten oy kullanmak vote by proxy f.
aleyhinde oy kullanmak blackball f.
oy avcılığı yapmak act as a vote-hunter f.
vekaleten oy vermek vote by proxy f.
yeterlilik sağlamak (oy) make a quorum f.
şehit kanından oy devşirmek collect vote from the blood of martyr f.
oy sandığına oyunu atmak place one's ballot in the ballot box f.
oy üstünlüğü sağlamak outvote f.
demokratlara oy vermek vote democrat f.
oy çoğunluğuyla karar vermek decide by majority of votes f.
oy hakkını kullandırtmamak disenfranchise f.
oy hakkını kullandırtmamak disenfranchize f.
oy saymak (şirketlerin genel kurul toplantılarında oylama sonrası) scrutinise f.
oy vermek upvote f.
oy kullanma hakkından mahrum bırakmak disenfranchise f.
oy kullanma ehliyeti olmak be eligible to vote f.
bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek turn out f.
oy kullanmak için kuyrukta beklemek wait in queue for voting f.
oy kullanmak için sırada beklemek wait in queue for voting f.
oy atmak cast a ballot f.
daha fazla oy almak outpoll f.
oy saymak count the votes f.
oy toplamak ballot f.
oy kullanmak cast [obsolete] f.
oy pusulasından bir veya daha fazla adayın ismini çıkarmak scratch a ticket f.
oy pusulasındaki isimlere oy vermeyi bütünüyle reddetmek scratch a ticket f.
oy hakkı vermek effranchise f.
oy ile atamak voice f.
seçim için oy istemek amacıyla ülkeyi dolaşmak whistlestop f.
(oy) vermek deliver f.
(oy ile) destek getirmek deliver f.
oy hakkını elinden almak diffranchise f.
(oy sandığına) sahte oy eklemek pad f.
karşı oy vermek pill f.
(oy, dava, ceza) birleştirmek cumulate f.
daha fazla oy almak outrun f.
cebini düşünerek oy kullanmak vote with your wallet f.
oy vermek suffragate f.
… ile oy vermek suffragate f.
(oy) almak deliver f.
oy hakkı tanımak enfranchise f.
oy kullanmasına izin vermek enfranchise f.
oy hakkına sahip entitled to vote s.
çok miktarda (oy kullanımı) heavy s.
oy hakkına sahip qualified to vote s.
oy kullanma hakkı tanınmış enfranchised s.
oy kullanamayan voiceless s.
oy kullanan voting s.
en çok oy alan top rated s.
en çok oy alan best rated s.
daha az oy almış outvoted s.
oy üstünlüğü sağlanmış outvoted s.
en yüksek oy alan highest rated s.
en çok oy alan highest rated s.
oy hakkı olmayan voiceless s.
bir siyasi parti hangi adayı çıkarırsa çıkarsın ona oy veren brass-collar s.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchized s.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchised s.
önce oy verme ayrıcalığı bulunan prerogative s.
oy çokluğu by a large majority zf.
oy çokluğu ile by a large majority zf.
oy çokluğu by majority of votes zf.
oy birliği ile solid zf.
Phrasals
(birini bir şeye) oyla/oy vererek seçmek vote (one) into (something) f.
birini bir şeye oyla/oy vererek seçmek vote someone into something f.
birini bir şeye oyla/oy vererek seçmek vote someone in f.
oyla/oy vererek seçmek vote into f.
oy pusulasında ismi listelenmemiş bir adaya ismini boş bırakılan alana yazarak oy vermek write in f.
adayın ismini pusulaya yazarak oy vermek write in f.
oy pusulasında listelenmemiş birine oy vermek write someone in (on something) f.
oy pusulasında listelenmemiş bir adayı boş bırakılan yere yazarak oy vermek write someone in (on something) f.
(seçim sırasında) oy vermek vote in f.
oy vererek onaylamak vote through f.
bir şeyi oy vererek onaylamak vote something through f.
oy verdirmek get out f.
mecliste fiziksel olarak bulunmaksızın meclis arazisi içerisinde oy kullanmak nod through f.
üzerinde tartışmadan/düşünmeden/müzakerede bulunmadan önerilen bir yasadan/karardan yana oy kullanmak nod through f.
ne pahasına olursa olsun bir yasadan/karardan yana oy kullanmak nod through f.
(bir aday/teklif) aleyhinde oy kullanmak vote against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı oy kullanmak vote against (someone or something) f.
(bir aday/teklif) lehinde oy kullanmak vote for (someone or something) f.
Phrases
oy çokluğuyla by a majority vote expr.
oy çokluğuyla by a large majority expr.
lehte oy kullananlar kazandı the ayes have it expr.
oy çoğunluğuyla reddedildi the noes have it expr.
oy birliğiyle to a person expr.
oy birliğiyle to a woman (used when the group is composed exclusively of women) expr.
Colloquial
karşı oy black ball i.
kırmızı oy black ball i.
oy toplamak için çocukları kucağına alıp seven politikacı baby-kisser i.
oy toplamak için halka aşırı yakınlık gösteren politikacı baby-kisser i.
olumlu oy veren kimse yea i.
oy pusulasında ismi listelenmemiş olup boş bırakılan alana ismi yazılarak oy verilen aday write-in i.
oy pusulasında ismi listelenmemiş olan adayın ismini boş alana yazarak verilen oy write-in i.
liste dışı adaya verilen oy write-in i.
oy almada başarılı bir aday vote getter i.
oy kazandıran eylem vote-winner i.
oy almayı güvence altına alan durum vote-winner i.
kayıtlı seçmenleri taklit ederek yasadışı biçimde oy kullanmak telegraph [canadian] f.
bir adayın destekçilerini oy kullanmaya ikna etmek için seçim günü kapı kapı dolaşmak knock up [uk] f.
Idioms
ezici oy üstünlüğü ile kazanılmış zafer landslide victory i.
amerika'da cumhuriyetçi adayların olağan dışı şekilde çok oy alması red wave [us] i.
oy vermek cast (one's) vote f.
birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak vote a straight ticket f.
birleşik oy pusulası ile seçim yapmak vote a split ticket f.
bütün parti ve adayları görerek oy kullanmak vote a split ticket f.
oy sandığında üçkağıt yapmak stuff the ballot box f.
oyunu üzerinde bütün parti ve adayların yer aldığı birleşik oy pusulası ile kullanmak vote a split ticket f.
oy kullanmak cast one's vote f.
oy vermek go to polls f.
oy kullanmak go to the polls f.
satış/güç/oy elde ederek başarılı olmaya başlamak make inroads on f.
sandığa sahte oy atmak suretiyle veya başka türlü bir numara ile seçimi lehine çevirmeye çalışmak stuff the ballot box f.
üzerinde tek bir partiye ait adayların olduğu pusula ile oy kullanmak vote a straight ticket f.
kendi partisi aleyhine oy kullanmak cross the floor [uk/australia/new zealand] f.
birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek split (one's) ticket f.
farklı pozisyonlar için farklı partilerin adaylarına oy vermek split (one's) ticket f.
(birine) karşı oy kullanmak blackball (one) f.
(birinin) aleyhinde oy kullanmak blackball (one) f.
oy vermek cast vote f.
oy kullanmak cast vote f.
(söz almak, oy vermek için) elini kaldırmak put up (one's) hand f.
(söz almak, oy vermek için) el kaldırmak put up (one's) hand f.
farklı alanlarda farklı partilerden adaylara oy vermek split the ticket f.
oy bölmek split the vote f.
oy çoğunluğuna dayalı (sistem) first past the post s.
oy çokluğuna dayalı (sistem) first past the post s.
oy verecek yaşta old enough to vote s.
seçimlerde oy kullanabilecek yaşta old enough to vote s.
(oy verme sırasında) evet diyenler all in favor expr.
(bir şey satmak, oy toplamak, bilgi toplamak için) kapı kapı dolaşma/gezme on the knocker expr.
Speaking
ben hiç oy vermedim I never voted expr.
insanların yüzde kaçı oy kullanmadı? what percentage of people did not vote? expr.
sen oy verecek yaşta değilsin you're not old enough to vote expr.
Trade/Economic
aleyhte oy negative vote i.
başkası lehine oy kullanma proxy vote i.
bir başkası lehine oy kullanma proxy vote i.
güvenle oy verme voting trust i.
genel oy general ballot i.
hisselerin iktisap edilmesinin ya da hisselere ilişkin oy haklarının kullanılması the ability to acquire or vote shares i.
karşı oy dissenting vote i.
muhalif oy dissenting vote i.
müspet oy affirmative vote i.
olası oy hakları potential voting rights i.
oy verme hakkı voting right i.
oy kullanma vergisi poll tax i.
oy çokluğu ile karar alma ilkesi majority voting i.
oy imtiyazlı hisse senetleri voting shares i.
oy hakkı olan menkul değerler voting securities i.
oy hakkı olan kıymetli kağıtlar voting securities i.
oy imtiyazlı hisse sermayesi voting capital i.
oy hakkı olan hisse senedi voting stock i.
oy bakımından imtiyazlı hisse senedi share with voting power i.
oy hakkı vermeyen hisse senedi non-voting share i.
oy hakkı olmayan fakat kardan fazla pay alan hisse preferred stock i.
oy imtiyazlı hisse senedi voting right share i.
oy sayıcı scrutineer i.
oy hakkını haiz menkul kıymetler voting securities i.
potansiyel oy hakları potential voting rights i.
sahibine oy hakkı veren hisse senedi voting stock i.
sonucu belirleyici oy deciding vote i.
vekaleten oy kullanma proxy voting i.
vekaleten oy verme voting by proxy i.
vekaleten oy kullanma voting proxy i.
yönetim kurulu üyesi olmayan bir kişinin istekleri doğrultusunda oy kullanan ve hareket eden üye accommodation director i.
yönetim kurulu üyesi olmayan bir kişinin istekleri doğrultusunda oy kullanan ve hareket eden üye dummy director i.
yönetimde yüksek oy hakkı olan imtiyazlı hisse management stock i.
hisse sahiplerinin oy verme haklarını küçük bir gruba devrettikleri sözleşme türü voting trust i.
vekaleten oy vermek vote by proxy f.
sahibinin şirket toplantılarında oy kullanma hakkına sahip olmadığı (hisse) nonvoting s.
sahibinin şirket toplantılarında oy kullanma hakkına sahip olmadığı (hisse) non-voting s.
oy birliği ile by unanimous vote expr.
oy birliğiyle by unanimous vote expr.
Law
hiçbir eyaletin kişiyi cinsiyetine bağlı olarak oy kullanma hakkından mahrum bırakamayacağını garanti eden yasa nineteenth amendment i.
ağır suçlardan hüküm giymiş olanların oy kullanma haklarını elinden alınması felony disenfranchisement i.
ağır suçlardan hüküm giymiş olanların oy kullanma haklarını elinden alma felony disenfranchisement i.
aynı oranda oy alanlar arasındaki ikinci kura ballotage i.
basit oy çokluğu simple majority vote i.
başka kimseden aldığı yeter servete dayanarak oy hakkını kullanan kimse faggot voter i.
bir kimseye oy hakkı sağlayan mülk sahipliği property qualification i.
çekimser oy abstention i.
eşit oy equal votes i.
gizli oy secret vote i.
genel oy hakkı universal suffrage i.
güvenilir oy pusulası voting trust certificate i.
karşı oy görüşü dissenting opinion i.
oy hakkı right to vote i.
oy sayısı number of votes i.
oy hakkından yoksun hisse senedi non-voting share i.
oy hakkına sahip menkul kıymetler voting securities i.
oy tasnifi canvass i.
oy hakkı voting right i.
oy suistimali vote-rigging i.
oy kullanma hakkı the right to vote i.
oy avcılığı canvass i.
oy tasnifiyle görevlendirilen memur canvasser i.
oy sağlamak için propaganda yapma canvass i.
oy verme özgürlüğü the right to vote i.
oy hakkı right to vote i.
oy sandığı ballot box i.
oy pusulası ballot i.
oy çoğunluğu majority of votes i.
vekaleten kullanılan oy proxy vote i.
abd'de güney bloğunun yanında olup genellikle demokratlara oy çıkaran eyalet border state i.
oy vermek ballot f.
oy birliğiyle karar alamayarak jüriyi çıkmaza sokmak hang f.
mükerrer oy kullanmak repeat f.
tek bir seçimde birden fazla oy kullanarak hile yapmak repeat f.
(delegasyon üyesi) oy beyanı talep etmek poll f.
Politics
oy vermeme yanlısı abstentionist i.
oy kullanmayan abstentionist i.
oy tasnifiyle görevlendirilen memur canvaser i.
sendika seçimlerinde delegelerin verdikleri oy card vote [brit] i.
belirleyici oy casting voice i.
seçmenlerin çoğunluğunun cumhuriyetçi partiye oy verdiği eyalet red state [usa] i.
(ingiliz lordlar kamarasında) olumsuz oy veren kimse noncontent i.
oy sandıkları the polls i.
demokrat parti adayları lehine gerçekleşen oy dalgası blue wave i.
(oyun pusulaya delik açılarak verildiği oy sisteminde) oy pusulasına üç köşesinden bağlı olan oy tri-chad i.
oyların üçte iki çoğunluğa ulaşmasını gerektiren oy birliği kuralı two-thirds vote i.
tercihli oy kullanma alternative vote i.
azınlık oy minority vote i.
alternatif oy alternative vote i.
aleyhte oy negative vote i.
açık oy open ballot i.
abd devlet başkanı seçiminde oy hakkı olan seçmen presidential elector i.
açık oy sayımı open counting i.
adil oy gücü equitable voting power i.
belirleyici oy casting vote i.
birden fazla adaya oy verme cross voting i.
boş oy blank vote i.
birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması split-ticket voting i.
birden fazla oy verme plural voting i.
bir partinin ilan ettiği tüm adaylara oy verme straight ticket i.
birikimli oy cumulative vote i.
boşa giden oy wasted vote i.
birden fazla oy kullanma plural voting i.
blok oy block vote i.
birleşik oy pusulası split ticket i.
beyaz oy aye i.
boş oy kağıdı blank ballot paper i.
birleşik oy pusulası ile yapılan oylama split-ticket voting i.
boş oy wasted vote i.
boş oy pusulası blank ballot paper i.
beyaz oy affirmative vote i.
çekimser oy abstention vote i.
çok miktarda oy a heavy poll i.
doğrudan genel oy direct universal suffrage i.
düşük oy light poll i.
en fazla oy plurality i.
eşit oy hakkı equal voting rights i.
e-oy e-voting i.
etkin oy casting vote i.
geçersiz oy invalid vote i.
geçersiz ve boş oy pusulası voting papers null and void i.
geçersiz oy null and void vote i.
geçersiz oy invalid ballot paper i.
geçersiz oy pusulası invalid ballot paper i.
genel oy hakkı universal adult suffrage i.
genel oy verme yetkisi common suffrage i.
genel oy hakkı universal suffrage i.
genel oy general will i.
genel oy verme yetkisi universal adult suffrage i.
gizli oy verme usulü secret ballot i.
genel oy hakkı general suffrage i.
gizli oy ballot i.
genel oy verme yetkisi general suffrage i.
genel oy hakkı common suffrage i.
gıyabında oy kullanma absentee voting i.
genel oy general ballot i.
gizli oy secret ballot i.
genel oy verme yetkisi universal suffrage i.
herhangi bir seçmenin ön seçim sandığına giderek istediği aday adayına oy verebildiği önseçim open primary i.
hileli oy faggot vote i.
ince kağıda basılmış oy pusulası ile sahtecilik tissue ballot fraud i.
istişari oy advisory vote i.
iktidar karşıtı oy anti-incumbent vote i.
iktidar karşıtı oy anti-incumbency i.
karşı oy verme black-balling i.
karşı oy negative vote i.
karşı oy counter vote i.
kadınlara oy hakkı sağlanmasını onaylayan suffragist i.
kararsız oy swing vote i.
kadınların genel seçimlerde oy verme hakkı woman suffrage i.
kadınların oy hakkını savunan kadın suffragette i.
kadınların oy hakkı women's suffrage i.
kısıtlı oy kullanma hakkı restricted suffrage i.
kota ve oy oranları quota and voting shares i.
lehte oy vote in favour i.
muhalif oy vote against i.
muhalif oy counter vote i.
muhalif oy blackball i.
muhalif oy verme black-balling i.
mükerrer oy carousel voting i.
mükerrer oy multiple vote i.
olumsuz oy a negative vote i.
olumsuz oy nay i.
nitelikli oy çokluğu qualified majority vote i.
olumsuz oy dissentive vote i.
oy kullanma ve temsil edilme hakkı the right to vote and be represented i.
oy pusulası ballot i.
oy verme davranışı voting behavior i.