oy verme - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

oy verme



"oy verme" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
oy verme voting i.
General
oy verme polling i.
oy verme voting i.
oy verme balloting i.
oy verme the polls i.
oy verme poll i.
Politics
oy verme voting i.
oy verme poll i.

"oy verme" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç

Türkçe İngilizce
General
oy hakkı verme enfranchisement i.
açık oyalamada lehte oy verme acclaim i.
oy verme hakkı franchise i.
oy verme hakkı enfranchisement i.
oy verme hakkı voting right i.
oy verme hakkı right of voting i.
oy verme karşıtlığı abstentionism i.
oy hakkı verme affranchisement i.
oy verme hakkı affranchisement i.
oy verme hakkını elinden alma disenfranchisement i.
oy verme hakkını elinden alma disenfranchisement i.
oy verme süresini uzatmak extend polls f.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchized s.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchised s.
önce oy verme ayrıcalığı bulunan prerogative s.
Idioms
(oy verme sırasında) evet diyenler all in favor expr.
Trade/Economic
güvenle oy verme voting trust i.
oy verme hakkı voting right i.
vekaleten oy verme voting by proxy i.
hisse sahiplerinin oy verme haklarını küçük bir gruba devrettikleri sözleşme türü voting trust i.
Law
oy verme özgürlüğü the right to vote i.
Politics
birden fazla oy verme plural voting i.
bir partinin ilan ettiği tüm adaylara oy verme straight ticket i.
birden fazla adaya oy verme cross voting i.
genel oy verme yetkisi universal suffrage i.
gizli oy verme usulü secret ballot i.
genel oy verme yetkisi universal adult suffrage i.
genel oy verme yetkisi general suffrage i.
genel oy verme yetkisi common suffrage i.
karşı oy verme black-balling i.
kadınların genel seçimlerde oy verme hakkı woman suffrage i.
muhalif oy verme black-balling i.
oy verme hakkı right of voting i.
oy verme hakkı enfranchisement i.
oy verme hakkı right to vote i.
oy verme davranışı voting behaviour i.
oy verme yeri polling station i.
oy verme kabini voting booth i.
oy verme kabini polling booth [uk] i.
oy verme kabini polling booth i.
oy verme hakkı elective franchise i.
oy verme hakkından yoksun bırakma disfranchisement i.
oy verme davranışı voting behavior i.
sadece erkek vatandaşların oy verme hakkının olması manhood suffrage i.
stratejik oy verme tactical voting i.
tercihli oy verme preferential voting i.
yokluğunda oy verme absentee voting i.
insanların seçimlerde oy verme tercihlerini inceleyen kimse psephologist i.
insanların seçimlerde oy verme tercihlerini inceleyen bilim dalı psephology i.
eyalette oy çokluğuyla seçilen adayın eyalet adına oy verme yetkisine sahip olduğu seçim türü unit rule i.
oy verme kabini booth i.
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar the disenfranchized i.
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar the disenfranchised i.
seçmenin adayları kendi kriterlerine göre sınıflandırdığı bir oy verme sistemi preferential system i.
el kaldırarak oy verme show of hands i.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
oy verme haklarını almak disfranchize f.
oy verme hakkından yoksun bırakmak disfranchize f.
oy verme haklarını almak disfranchise f.
oy verme hakkına sahip olmak carry the right to vote f.
oy verme hakkından yoksun bırakmak disfranchise f.
(birleşik krallık, avustralya ve yeni zelanda'daki seçim siyasetinde) insanların oy verme davranışlarında meydana gelen küçük bir değişimle bölgede kazanan milletvekili sayısında fark oluşan marginal s.
oy verme hakkı elinden alınmış disfranchised s.
kadınların oy verme hakkını elde etmesinden sonra kamu işlerinde daha büyük roller alabilmeleri için abd'de kurulan kar amacı gütmeyen bir kuruluş lwv (league of women voters) kısalt.
Informatics
elektronik oy verme online voting i.
History
eski ingiltere'de oy verme hakkı ev sahibi olmasına bağlı olan kişi pot walloper i.