Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
neden olmak
"neden olmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 69 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
neden olmak
induce
f.
2
Yaygın Kullanım
neden olmak
cause
f.
General
3
Genel
neden olmak
cause to be
f.
4
Genel
neden olmak
call forth
f.
5
Genel
neden olmak
incline
f.
6
Genel
neden olmak
cost
f.
7
Genel
neden olmak
conduce to
f.
8
Genel
neden olmak
do
f.
9
Genel
neden olmak
beget
f.
10
Genel
neden olmak
conduce toward
f.
11
Genel
neden olmak
draw on
f.
12
Genel
neden olmak
engender
f.
13
Genel
neden olmak
excite
f.
14
Genel
neden olmak
bring
f.
15
Genel
neden olmak
determine
f.
16
Genel
neden olmak
elicit
f.
17
Genel
neden olmak
originate
f.
18
Genel
neden olmak
produce
f.
19
Genel
neden olmak
entail
f.
20
Genel
neden olmak
lead to
f.
21
Genel
neden olmak
spark off
f.
22
Genel
neden olmak
conduce
f.
23
Genel
neden olmak
lead
f.
24
Genel
neden olmak
encompass
f.
25
Genel
neden olmak
cause to
f.
26
Genel
neden olmak
invite
f.
27
Genel
neden olmak
touch off
f.
28
Genel
neden olmak
create
f.
29
Genel
neden olmak
bring along
f.
30
Genel
neden olmak
tend
f.
31
Genel
neden olmak
give rise to
f.
32
Genel
neden olmak
precipitate
f.
33
Genel
neden olmak
raise
f.
34
Genel
neden olmak
procure
f.
35
Genel
neden olmak
provoke
f.
36
Genel
neden olmak
bring about
f.
37
Genel
neden olmak
cause
f.
38
Genel
neden olmak
bring on
f.
39
Genel
neden olmak
ingenerate
f.
40
Genel
neden olmak
breed
f.
41
Genel
neden olmak
evoke
f.
42
Genel
neden olmak
bring forth
f.
43
Genel
neden olmak
make
f.
44
Genel
neden olmak
garre [scotland]
f.
45
Genel
neden olmak
muster (with)
f.
46
Genel
neden olmak
gig
f.
47
Genel
neden olmak
outlead
f.
48
Genel
neden olmak
practice [obsolete]
f.
49
Genel
neden olmak
secure
f.
50
Genel
neden olmak
bear
f.
51
Genel
neden olmak
occasion
f.
52
Genel
neden olmak
prompt
f.
Phrasals
53
Öbek Fiiller
neden olmak
stand in
f.
54
Öbek Fiiller
neden olmak
lead up
f.
55
Öbek Fiiller
neden olmak
bring about
f.
56
Öbek Fiiller
neden olmak
call forth
f.
Idioms
57
Deyim
neden olmak
bring along
f.
58
Deyim
neden olmak
lead up
f.
59
Deyim
neden olmak
bring on
f.
60
Deyim
neden olmak
bring something in its train
f.
61
Deyim
neden olmak
give cause for
f.
Law
62
Hukuk
neden olmak
cause
f.
Technical
63
Teknik
neden olmak
induce
f.
64
Teknik
neden olmak
trigger
f.
65
Teknik
neden olmak
cause
f.
66
Teknik
neden olmak
set up
f.
Archaic
67
Eski Kullanım
neden olmak
redound
f.
68
Eski Kullanım
neden olmak
conceive
f.
69
Eski Kullanım
neden olmak
shape
f.
"neden olmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
çalmasına neden olmak
cause to ring
f.
2
Genel
başlamasına neden olmak
cause to start
f.
3
Genel
yanmasına neden olmak
cause to burn
f.
4
Genel
büyümesine neden olmak
cause to grow
f.
5
Genel
kokmasına neden olmak
cause to smell
f.
6
Genel
ölüme neden olmak
cause death
f.
7
Genel
tedirginliğe neden olmak
startle
f.
8
Genel
renginin değişmesine neden olmak
cause to change color
f.
9
Genel
şeklinin değişmesine neden olmak
cause to change shape
f.
10
Genel
geç kalmasına neden olmak
cause to be late
f.
11
Genel
kırılmasına neden olmak
cause to break
f.
12
Genel
yayılmasına neden olmak
cause to spread
f.
13
Genel
ölümüne neden olmak
be the death of
f.
14
Genel
ses çıkarmasına neden olmak
cause to sound
f.
15
Genel
eğilmesine neden olmak
cause to slope
f.
16
Genel
uyumasına neden olmak
cause to sleep
f.
17
Genel
krampa neden olmak
cramp
f.
18
Genel
hasara neden olmak
cause damage
f.
19
Genel
kontrolü kaybetmesine neden olmak
cause to lose control
f.
20
Genel
görülmesine neden olmak
cause to be seen
f.
21
Genel
tutulmasına neden olmak
eclipse
f.
22
Genel
hissetmesine neden olmak
cause to sense
f.
23
Genel
gelişmesine neden olmak
brought on
f.
24
Genel
birleşmesine neden olmak
cause to be joined
f.
25
Genel
ayrılmasına neden olmak
cause to leave
f.
26
Genel
dönmesine neden olmak
cause to turn
f.
27
Genel
gelişmesine neden olmak
bring on
f.
28
Genel
daha iyi hissetmesine neden olmak
cause to feel better
f.
29
Genel
katılaşmasına neden olmak
cause to solidify
f.
30
Genel
bitmesine neden olmak
cause to end
f.
31
Genel
-e neden olmak
elicit
f.
32
Genel
önyargılı olmasına neden olmak
prejudice
f.
33
Genel
açılmasına neden olmak
cause to open
f.
34
Genel
sıkıntıya neden olmak
ail
f.
35
Genel
sıkıntıya neden olmak
cause trouble
f.
36
Genel
anlaşılmasına neden olmak
get across
f.
37
Genel
kalıcı hasara neden olmak
cause permanent damage
f.
38
Genel
baş ağrısına neden olmak
give someone a headache
f.
39
Genel
baş ağrısına neden olmak
bring on a headache
f.
40
Genel
baş ağrısına neden olmak
cause a headache
f.
41
Genel
arızaya neden olmak
lead to a breakdown
f.
42
Genel
arızaya neden olmak
cause a breakdown
f.
43
Genel
huzursuzluğa neden olmak
cause disturbance
f.
44
Genel
endişeye neden olmak
worry someone
f.
45
Genel
endişeye neden olmak
cause worry
f.
46
Genel
endişeye neden olmak
give someone worry
f.
47
Genel
izdihama neden olmak
cause a stampede
f.
48
Genel
birinin başarısına neden olmak
be the making of
f.
49
Genel
şaşkınlığa neden olmak
flabbergast
f.
50
Genel
krize neden olmak
cause crisis
f.
51
Genel
krize neden olmak
result in crisis
f.
52
Genel
zaman kaybına neden olmak
cause someone to lose time
f.
53
Genel
krize neden olmak
lead to crisis
f.
54
Genel
-e neden olmak
make for
f.
55
Genel
-e neden olmak
trigger
f.
56
Genel
-e neden olmak
provoke
f.
57
Genel
ayakta durmasına neden olmak
keep someone on one's feet
f.
58
Genel
krize neden olmak
induce a crisis
f.
59
Genel
büyük bir yıkıma neden olmak
cause widespread devastation
f.
60
Genel
görüntü kirliliğine neden olmak
lead to visual pollution
f.
61
Genel
görüntü kirliliğine neden olmak
cause visual pollution
f.
62
Genel
ölüme neden olmak
carry off
f.
63
Genel
zaman kaybına neden olmak
cause a loss of time
f.
64
Genel
tehlikeye neden olmak
cause danger
f.
65
Genel
gerginliğe neden olmak
cause a tension
f.
66
Genel
gerginliğe neden olmak
create a tension
f.
67
Genel
hastalığa neden olmak
cause disease
f.
68
Genel
ayaklanmaya neden olmak
prompt a revolt
f.
69
Genel
ayaklanmaya neden olmak
cause a revolt
f.
70
Genel
şüpheye neden olmak
cause suspicion
f.
71
Genel
soruna neden olmak
cause a trouble
f.
72
Genel
probleme neden olmak
cause a problem
f.
73
Genel
düşmesine neden olmak
trip someone up
f.
74
Genel
birinin hata yapmasına neden olmak
trip someone up
f.
75
Genel
düşmesine neden olmak
make someone fall
f.
76
Genel
üzüntüye neden olmak
cause sadness
f.
77
Genel
üzüntüye neden olmak
cause sorrow
f.
78
Genel
üzüntüye neden olmak
bring sadness
f.
79
Genel
üzüntüye neden olmak
make upset
f.
80
Genel
inanmasına neden olmak
lead someone to believe something
f.
81
Genel
inanmasına neden olmak
lead someone to believe
f.
82
Genel
inanmasına neden olmak
cause someone to believe
f.
83
Genel
inanmasına neden olmak
make someone believe
f.
84
Genel
değişikliklere neden olmak
cause changes
f.
85
Genel
değişikliklere neden olmak
lead to changes
f.
86
Genel
ölüme neden olmak
lead to death
f.
87
Genel
kaosa neden olmak
cause a chaos
f.
88
Genel
kaosa neden olmak
lead to a chaos
f.
89
Genel
üç kişinin ölümüne neden olmak
lead to the deaths of three people
f.
90
Genel
geçici felce neden olmak
cause temporary paralysis
f.
91
Genel
huzursuzluğa neden olmak
cause discontent
f.
92
Genel
huzursuzluğa neden olmak
cause dissatisfaction
f.
93
Genel
kaybolmasına neden olmak
cause to be lost
f.
94
Genel
kamuoyunda infiale neden olmak
cause public resentment
f.
95
Genel
kamuoyunda infiale neden olmak
cause public indignation
f.
96
Genel
kamuoyunda infiale neden olmak
cause public unrest
f.
97
Genel
kamuoyunda infiale neden olmak
lead to public indignation
f.
98
Genel
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak
lead someone to do something
f.
99
Genel
bir şeye neden olmak/davetiye çıkarmak
cause
f.
100
Genel
birinin başarısız olmasına neden olmak
cause someone to fail
f.
101
Genel
üç kişinin ölümüne neden olmak
cause the deaths of three people
f.
102
Genel
elektrik kesintisine neden olmak
black out
f.
103
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
cause inflation
f.
104
Genel
enflasyona neden olmak/yol açmak
lead to inflation
f.
105
Genel
birinin ereksiyon olmasına neden olmak
give someone a boner
f.
106
Genel
(zarara vb) neden olmak
wreak
f.
107
Genel
ihmal edilmesine neden olmak
neglect [obsolete]
f.
108
Genel
yayılmasına neden olmak
perfuse
f.
109
Genel
çalışmaya başlamasına neden olmak
set on work
f.
110
Genel
kentselleşmeye neden olmak
townify
f.
111
Genel
geri çekilmesine neden olmak
turn
f.
112
Genel
sıkıntıya neden olmak
encomber [obsolete]
f.
113
Genel
zarara neden olmak
endamage
f.
114
Genel
yetersiz temsil edilmesine neden olmak
underrepresent
f.
115
Genel
(olması gerekenden) az temsil edilmesine neden olmak
underrepresent
f.
116
Genel
karışıklığa neden olmak
jostle
f.
117
Genel
çanta içinde sürtünerek (madeni paraların) aşınmasına neden olmak
bag handle
f.
118
Genel
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak
erase
f.
119
Genel
işsiz kalmasına neden olmak
beach
f.
120
Genel
atıl kalmasına neden olmak
beach
f.
121
Genel
bir şeyin üstünde boncukların oluşmasına neden olmak
bead
f.
122
Genel
(taşıtın) hızlıca savrulmasına neden olmak
jink
f.
123
Genel
ortadan kaybolmaya neden olmak
vanish
f.
124
Genel
zarara neden olmak
bewreke
f.
125
Genel
kenara çekilmesine neden olmak
blanch
f.
126
Genel
geri çekilmesine neden olmak
blanch
f.
127
Genel
ait olmasına neden olmak
blanket (in)
f.
128
Genel
ait olmasına neden olmak
blanket (into)
f.
129
Genel
açılmasına neden olmak
wink
f.
130
Genel
kapanmasına neden olmak
wink
f.
131
Genel
boynunu bükmesine neden olmak
wilt
f.
132
Genel
solmasına neden olmak
wilt
f.
133
Genel
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak
hang up
f.
134
Genel
zarara neden olmak
wreke [obsolete]
f.
135
Genel
küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmesine neden olmak
world
f.
136
Genel
sıkıntıya neden olmak
wring
f.
137
Genel
bir durumda veya bir yer olmasına neden olmak
have
f.
138
Genel
sızdırmasına neden olmak
bowge
f.
139
Genel
gürültülü bir kavgaya neden olmak
broil
f.
140
Genel
yüksek hızla gitmesine neden olmak
burn
f.
141
Genel
midede kemirme hissine neden olmak
gnaw
f.
142
Genel
(araba debriyaj veya freni) ani sarsıntıya neden olmak
grab
f.
143
Genel
kükremeye neden olmak
roar
f.
144
Genel
bağırmaya neden olmak
roar
f.
145
Genel
yıkımına neden olmak
dynamite
f.
146
Genel
iltihaba neden olmak
digest [obsolete]
f.
147
Genel
yorgunluğa neden olmak
fatigue
f.
148
Genel
salgına neden olmak
plague
f.
149
Genel
işitme kaybına neden olmak
deafen
f.
150
Genel
fiziksel rahatsızlığa neden olmak
disagree
f.
151
Genel
organik bir yapının gelişmesine neden olmak
organize
f.
152
Genel
organik bir yapının gelişmesine neden olmak
organise
f.
153
Genel
bilinmesine neden olmak
root (out)
f.
154
Genel
görünmesine neden olmak
root (out)
f.
155
Genel
birikmesine neden olmak
deposit
f.
156
Genel
(ölüme) neden olmak
claim
f.
157
Genel
neden olmak anlamı veren ön ek
be-
ök.
158
Genel
sahip olmaya neden olmak anlamı veren son ek
-en
snk.
Phrasals
159
Öbek Fiiller
telaş veya kargaşaya neden olmak
carry on
f.
160
Öbek Fiiller
anahtara basarak çalışmasına neden olmak
throw on
f.
161
Öbek Fiiller
ses çıkarmasına neden olmak
strike up
f.
162
Öbek Fiiller
ölümüne neden olmak
carry off
f.
163
Öbek Fiiller
bir hastalığın gelişmesine neden olmak
bring on
f.
164
Öbek Fiiller
çalkalanıp dökülmesine neden olmak
splash about
f.
165
Öbek Fiiller
çalkalanıp dökülmesine neden olmak
splash something about
f.
166
Öbek Fiiller
çalkalanıp dökülmesine neden olmak
splash around
f.
167
Öbek Fiiller
(bir şeye) neden olmak
become grounds for (something)
f.
168
Öbek Fiiller
hakimin/değerlendirme komitesinin önüne/huzuruna çıkmasına neden olmak
send (one) before (someone or something)
f.
169
Öbek Fiiller
hakimin/değerlendirme komitesinin önüne/huzuruna çıkmasına neden olmak
send someone before someone or something
f.
170
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sorgulanmasına neden olmak
cast on
f.
171
Öbek Fiiller
bir şeyin olmasına neden olmak
bring something about
f.
172
Öbek Fiiller
bir şeyin buzlanmasına neden olmak
ice something up
f.
173
Öbek Fiiller
ekranda kalıcı olarak görünmeye neden olmak
burn in
f.
174
Öbek Fiiller
ekranda kalıcı olarak görünmeye neden olmak
burn into
f.
175
Öbek Fiiller
(bir şey ile) paniğe kapılmasına neden olmak
panic someone by something
f.
176
Öbek Fiiller
alan değiştirmesine neden olmak
cross over
f.
177
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkinin, duygunun) açığa çıkmasına neden olmak
elicit (something) from (someone)
f.
178
Öbek Fiiller
(birinin) korkudan bir ruh haline girmesine neden olmak
frighten (one) into (something)
f.
179
Öbek Fiiller
yelkenlinin rüzgara uzakta ilerlemesine neden olmak
keep away
f.
180
Öbek Fiiller
(birinin) rehavete/rahatlığa kapılmasına neden olmak
lull (one) into (something)
f.
181
Öbek Fiiller
(birinin) risklerin, tehlikelerin, gerçeğin farkında olmamasına neden olmak
lull (one) into (something)
f.
182
Öbek Fiiller
rahatlığa kapılmasına neden olmak
lull into
f.
183
Öbek Fiiller
(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak
provoke (one) to
f.
184
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin başarısız olmasına neden olmak
pull someone or something under
f.
185
Öbek Fiiller
gecikmesine neden olmak
put back
f.
186
Öbek Fiiller
ertelenmesine neden olmak
put back
f.
187
Öbek Fiiller
ileri bir tarihe alınmasına neden olmak
put back
f.
188
Öbek Fiiller
ileri bir tarihe ertelenmesine neden olmak
put back
f.
189
Öbek Fiiller
(bir duruma) neden olmak
stir to (something)
f.
190
Öbek Fiiller
birinin bir şey yapmasına neden olmak
stir someone into something
f.
191
Öbek Fiiller
birinin bir şey yapmasına neden olmak
stir someone to something
f.
192
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir şeye) takılıp kalmasına neden olmak
strand (someone or something) on (something)
f.
193
Öbek Fiiller
bir duyguya kapılmasına neden olmak
strike with
f.
194
Öbek Fiiller
yoğun yağış bir şeyin iptal olmasına neden olmak
wash out
f.
195
Öbek Fiiller
yoğun yağıştan dolayı iptal edilmesine neden olmak
wash something out
f.
196
Öbek Fiiller
yoğun yağış bir şeyin iptal edilmesine neden olmak
wash out
f.
197
Öbek Fiiller
olumsuz hava koşulları faaliyet gösterememesine neden olmak
weather in
f.
198
Öbek Fiiller
olumsuz hava koşulları olduğu yerde kalmasına neden olmak
weather in
f.
199
Öbek Fiiller
olumsuz hava koşulları bir şeyin mahsur kalmasına neden olmak
weather in
f.
200
Öbek Fiiller
ertelenmesine/iptal olmasına neden olmak
weather out
f.
201
Öbek Fiiller
sonunu bir şekilde bitmesine neden olmak
land in
f.
202
Öbek Fiiller
birilerinin/bir şeylerin bir şeye hücum etmesine neden olmak
stampede someone or something into something
f.
203
Öbek Fiiller
direksiyonu aniden (birine/bir şeye) kırmasına neden olmak
veer into (someone or something)
f.
204
Öbek Fiiller
(bir şey) hakkında kabak tadı veren bir konuşma yapmasına/hikaye anlatmasına neden olmak
set off on (something)
f.
205
Öbek Fiiller
kopmasına neden olmak
shoot off
f.
206
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) yaşamasına neden olmak
visit (something) on (one)
f.
207
Öbek Fiiller
(birinde bir şeye) neden olmak
visit (something) on (one)
f.
208
Öbek Fiiller
(bir şeyde bir şeye) neden olmak
visit (something) on (something)
f.
209
Öbek Fiiller
(bir şeyin bir şeye) uğramasına neden olmak
visit (something) on (something)
f.
210
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) yaşamasına neden olmak
visit (something) upon (one)
f.
211
Öbek Fiiller
(birinde bir şeye) neden olmak
visit (something) upon (one)
f.
212
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) yaşamasına neden olmak
visit (something) upon (one)
f.
213
Öbek Fiiller
(birinde bir şeye) neden olmak
visit (something) upon (one)
f.
214
Öbek Fiiller
(bir şeyde bir şeye) neden olmak
visit (something) upon (something)
f.
215
Öbek Fiiller
(bir şeyin bir şeye) uğramasına neden olmak
visit (something) upon (something)
f.
216
Öbek Fiiller
sel (birinin bir şeyden/yerden) ayrılmasına neden olmak
wash (someone) out of (something or some place)
f.
217
Öbek Fiiller
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak
hang up
f.
218
Öbek Fiiller
rahatsız ederek veya dikkatini dağıtarak (birinin) hata yapmasına neden olmak
mess up
f.
219
Öbek Fiiller
yolu tıkayıp yığılmaya neden olmak
back something up
f.
220
Öbek Fiiller
bir şeyin olmasına neden olmak
brew something up
f.
221
Öbek Fiiller
(bir şeyin) olmasına neden olmak
brew up (something)
f.
222
Öbek Fiiller
(birinin/kendinin bir şey yapmasına) neden olmak
bring (someone or oneself) to (do something)
f.
223
Öbek Fiiller
birinin bir şey yapmasına neden olmak
bring someone to do something
f.
224
Öbek Fiiller
bir şeyin sorgulanmasına neden olmak
bring something into question
f.
225
Öbek Fiiller
bir şey olmasına neden olmak
bring something on
f.
226
Öbek Fiiller
bir şeye neden olmak
bring something on
f.
227
Öbek Fiiller
bir hastalığa neden olmak
bring something on
f.
228
Öbek Fiiller
üstüne/tepesine inmesine neden olmak
bring down on
f.
229
Öbek Fiiller
bir görüntünün ekranda sabit kalmasına neden olmak
burn (something) into (something)
f.
230
Öbek Fiiller
birinin (bir duyguya) kapılmasına neden olmak
catch someone up in something
f.
231
Öbek Fiiller
birinin (zihnen) bir şeye takılmasına neden olmak
catch someone up in something
f.
232
Öbek Fiiller
(bir şeyden) küçük parçaların kopmasına neden olmak
chip something away (from something)
f.
233
Öbek Fiiller
bir şeyi doldurup tıkanmasına neden olmak
choke something up
f.
234
Öbek Fiiller
bağırsaklarının boşalmasına neden olmak
clean out
f.
235
Öbek Fiiller
birinin bir şeyden (gülmekten) katılmasına neden olmak
convulse someone with something
f.
236
Öbek Fiiller
(bitkiye) fazla su vererek büyüyememesine neden olmak
dampen off
f.
237
Öbek Fiiller
iki büklüm olmasına neden olmak
double over
f.
238
Öbek Fiiller
(birinde bir tepkinin, duygunun) açığa çıkmasına neden olmak
elicit from
f.
239
Öbek Fiiller
(bir şeyin) çalı gibi fışkırmasına neden olmak
bush out
f.
240
Öbek Fiiller
korkudan bir ruh haline girmesine neden olmak
frighten into
f.
241
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden/durumdan) hızla/hemen çıkmasına neden olmak/çıkmasını sağlamak
jerk (someone or something) out of (something or some place)
f.
242
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) çarpıp/vurup bir şeye girmesine neden olmak
knock into (someone or something)
f.
243
Öbek Fiiller
birinin (bir şeyi) kırıp geçmesine neden olmak
knock through (something)
f.
244
Öbek Fiiller
düğüm olmasına neden olmak
knot together
f.
245
Öbek Fiiller
birbirine düğümlenmesine neden olmak
knot together
f.
246
Öbek Fiiller
-e şiddetle vurmasına neden olmak
lash against
f.
247
Öbek Fiiller
(bir şeyin) altında yatan neden/sebep olmak
lay behind (something)
f.
248
Öbek Fiiller
(bir şeye) neden olmak
lead to (something)
f.
249
Öbek Fiiller
ile paniğe kapılmasına neden olmak
panic by
f.
250
Öbek Fiiller
(birinin birine/bir şeye) karşı önyargılı olmasına neden olmak
prejudice (one) against (someone or something)
f.
251
Öbek Fiiller
başarısız olmasına neden olmak
pull under
f.
252
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir seviyeyi) aşmasına neden olmak
push (someone or something) over
f.
253
Öbek Fiiller
(birinin) kötü/zor/travmatik bir şey yaşamasına neden olmak
put (someone) through (something)
f.
254
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) vurmasına/toslamasına neden olmak
ram into (someone or something)
f.
255
Öbek Fiiller
-in önüne/huzuruna çıkmasına neden olmak
send before
f.
256
Öbek Fiiller
(birinin) nutuk atmasına neden olmak
set (someone) off
f.
257
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sarmasına/kaplamasına neden olmak
spread over (someone or something)
f.
258
Öbek Fiiller
-e takılıp kalmasına neden olmak
strand on
f.
259
Öbek Fiiller
(bir şeyle) kıyaslanmasına neden olmak/kıyaslanmasını sağlamak
thrust against (something)
f.
260
Öbek Fiiller
(bir şeyle) kıyaslanmasına neden olmak/kıyaslanmasını sağlamak
thrust up against (something)
f.
261
Öbek Fiiller
(birinin birine/bir şeye) yüz çevirmesine neden olmak
turn (one) away from (someone or something)
f.
262
Öbek Fiiller
(birinin birini/bir şeyi) bırakmasına/terk etmesine neden olmak
turn (one) away from (someone or something)
f.
263
Öbek Fiiller
(birinin birinden/bir şeyden) vazgeçmesine/çark etmesine neden olmak
turn (one) away from (someone or something)
f.
264
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına kötü (bir şey) gelmesine neden olmak
wreak (something) upon (someone or something)
f.
Colloquial
265
Konuşma Dili
kişinin bedeninden utanmasına neden olmak
body shame
f.
266
Konuşma Dili
birinin havalarına girmesine neden olmak
give someone a big head
f.
267
Konuşma Dili
iflasına neden olmak
take to the cleaners
f.
268
Konuşma Dili
kendi kendinin başarısızlığına/mahvolmasına vb neden olmak
sign one's own death warrant
f.
269
Konuşma Dili
ölümüne neden olmak
be the death of
f.
270
Konuşma Dili
tüm parasını kaybetmesine neden olmak
take to the cleaners
f.
271
Konuşma Dili
uyumasına neden olmak
lull someone to sleep
f.
272
Konuşma Dili
(kaporta gibi yüzeylerde) göçük ya da çukura neden olmak
dent up
f.
273
Konuşma Dili
(kendi) başarısızlığına neden olmak
do (oneself) in
f.
274
Konuşma Dili
(birinin) başarısızlığına/çöküşüne neden olmak
do (someone) in
f.
275
Konuşma Dili
içine etmesine neden olmak
flub up
f.
276
Konuşma Dili
tepkiye neden olmak
grab
f.
Idioms
277
Deyim
infaala neden olmak
frighten the horses
f.
278
Deyim
karışıklığa neden olmak
play the mischief
f.
279
Deyim
arkasındaki neden/sebep/itici güç olmak
serve as the driving force (behind someone or something)
f.
280
Deyim
(birisinin) ölümüne neden olmak
have (someone's) blood on (one's) head
f.
281
Deyim
yok oluşuna neden olmak
point the bone at
f.
282
Deyim
mahvına neden olmak
point the bone at
f.
283
Deyim
sırıtmasına neden olmak
tickle (someone's) funny bone
f.
284
Deyim
büyük öfkeye/heyecana neden olmak
light the touchpaper
f.
285
Deyim
büyük öfkeye/heyecana neden olmak
light the blue touchpaper
f.
286
Deyim
kendi üstüne yıkılmasına neden olmak
bring something crashing down (around one)
f.
287
Deyim
(birinin) üstüne/tepesine inmesine neden olmak
bring (something) down on (one's) head
f.
288
Deyim
üstüne/tepesine inmesine neden olmak
bring (something) down on (oneself)
f.
289
Deyim
üstüne/tepesine inmesine neden olmak
bring something down on
f.
290
Deyim
sorgulanmasına neden olmak
throw (something) into question
f.
291
Deyim
evsiz kalmasına neden olmak
put (out) on the street
f.
292
Deyim
sokakta kalmasına neden olmak
put (out) on the street
f.
293
Deyim
işlerin durmasına neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
294
Deyim
işlerin azalmasına neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
295
Deyim
işlerin kesat gitmesine neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
296
Deyim
(şirket vb. için) projeden/ihaleden çekilmesine neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
297
Deyim
(şirket vb. için) kapanmasına neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
298
Deyim
(şirket vb. için) işi bırakmasına neden olmak
put (someone or something) out of business
f.
299
Deyim
vicdan azabı hissetmesine neden olmak
cause (one) qualms
f.
300
Deyim
vicdan azabı hissetmesine neden olmak
cause qualms
f.
301
Deyim
alkış tufanına neden olmak
bring the house down
f.
302
Deyim
anımsamasına neden olmak
ring a bell
f.
303
Deyim
başarısız olmasına neden olmak
load the dice against
f.
304
Deyim
birinin dikkat kesilmesine neden olmak
rivet someone's attention
f.
305
Deyim
başarısızlığına neden olmak
bring to naught
f.
306
Deyim
birinin başarısız olmasına neden olmak
put the skids under someone
f.
307
Deyim
durup düşünmesine neden olmak
give somebody pause
f.
308
Deyim
dedikoduya neden olmak
set tongues wagging
f.
309
Deyim
dedikoduya neden olmak
cause some tongues to wag
f.
310
Deyim
dedikoduya neden olmak
start tongues wagging
f.
311
Deyim
dedikodulara neden olmak
cause some tongues to wag
f.
312
Deyim
durup düşünmesine neden olmak
give pause to somebody
f.
313
Deyim
diken üstünde olmasına neden olmak
put one on one's guard
f.
314
Deyim
durup düşünmesine neden olmak
give someone pause for thought
f.
315
Deyim
dedikoduya neden olmak
set tongues a wagging
f.
316
Deyim
endişeye neden olmak
raise some eyebrows
f.
317
Deyim
hayal kırıklığına neden olmak
have one's nose out of joint
f.
318
Deyim
gerçekleşmesine neden olmak
bring to fruition
f.
319
Deyim
endişeye neden olmak
raise eyebrows
f.
320
Deyim
felaketine neden olmak
bring to grief
f.
321
Deyim
endişeye neden olmak
raise a few eyebrows
f.
322
Deyim
hayal kırıklığına neden olmak
get one's nose out of joint
f.
323
Deyim
hayal kırıklığına neden olmak
put one's nose out of joint
f.
324
Deyim
iki büklüm olmasına neden olmak
double someone over
f.
325
Deyim
içki içmesine neden olmak
drive someone to drink
f.
326
Deyim
karışıklığa neden olmak
cause quite a stir
f.
327
Deyim
karışıklığa neden olmak
make the feathers fly
f.
328
Deyim
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) birinin sahneden kaçmasına neden olmak
laugh someone off the stage
f.
329
Deyim
karışıklığa neden olmak
make the fur fly
f.
330
Deyim
karışıklığa neden olmak
cause a commotion
f.
331
Deyim
soruna neden olmak
foment trouble
f.
332
Deyim
soruna neden olmak
cause quite a stir
f.
333
Deyim
soruna neden olmak
cause a commotion
f.
334
Deyim
tepkiye neden olmak
cause some eyebrows to raise
f.
335
Deyim
tepkiye neden olmak
cause some raised eyebrows
f.
336
Deyim
trafiğin sıkışmasına neden olmak
tie traffic up
f.
337
Deyim
tepkiye neden olmak
cause eyebrows to raise
f.
338
Deyim
(birini bir şey yaparken yakalayarak) utanmasına neden olmak
give someone a red face
f.
339
Deyim
üzücü bir noktaya gelmesine neden olmak
bring to a pretty pass
f.
340
Deyim
yeniden içkiye başlamasına neden olmak
drive someone to drink
f.
341
Deyim
üzücü bir noktaya gelmesine neden olmak
bring to such a pass
f.
342
Deyim
yaşça çökmesine neden olmak
put years on somebody
f.
343
Deyim
bir şeyin yarıda kesilmesine neden olmak
cut (one) down in (one's) prime
f.
344
Deyim
en güzel zamanların yarıda kalmasına neden olmak
cut (one) down in (one's) prime
f.
345
Deyim
(birinin) içgüdüleriyle hareket etmesine neden olmak
drive (one) snaky
f.
346
Deyim
(birinin) içinde tuttuklarını/sakladıklarını dışa vurmasına neden olmak
drive (one) snaky
f.
347
Deyim
(birinin) içinde yatanın dışarı çıkmasına neden olmak
drive (one) snaky
f.
348
Deyim
(birinin) neredeyse kalbinin durmasına neden olmak
give (one) heart failure
f.
349
Deyim
birinin neredeyse kalbinin durmasına neden olmak
give someone heart failure
f.
350
Deyim
birinin bir konuyu derinlemesine/yoğun bir şekilde düşünmesine neden olmak
give someone furiously to think
f.
351
Deyim
bir şeye neden olmaya meyilli olmak
have a way of doing something
f.
352
Deyim
(birinin) yüzünün kızarmasına neden olmak
make (one's) hair curl
f.
353
Deyim
kaosa neden olmak
play (up) old gooseberry [obsolete]
f.
354
Deyim
(bir hastalık) atağı/krizi geçirmesine neden olmak
produce an attack (of some illness)
f.
355
Deyim
bir atağa/krize neden olmak
produce an attack
f.
356
Deyim
(birinin) donakalmasına neden olmak
bring (one) up sharply
f.
357
Deyim
(birinin) donup kalmasına neden olmak
bring (one) up sharply
f.
358
Deyim
(birinin) donakalmasına neden olmak
bring (one) up short
f.
359
Deyim
(birinin) donup kalmasına neden olmak
bring (one) up short
f.
360
Deyim
(birinin) donakalmasına neden olmak
bring (one) up with a start
f.
361
Deyim
(birinin) donup kalmasına neden olmak
bring (one) up with a start
f.
362
Deyim
(birinin) kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
bring out the worst in (one)
f.
363
Deyim
birinin kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
bring out the worst in somebody
f.
364
Deyim
yapmasına neden olmak
bring to do
f.
365
Deyim
donakalmasına neden olmak
bring up sharply
f.
366
Deyim
donup kalmasına neden olmak
bring up sharply
f.
367
Deyim
bir şeyden kuşku/şüphe duyulmasına neden olmak
bring/call/throw something into question
f.
368
Deyim
bir şeyin sorgulanmasına neden olmak
bring/call/throw something into question
f.
369
Deyim
(birinden/bir şeyden) şüphe/kuşku duyulmasına neden olmak
call (someone or something) into question
f.
370
Deyim
(birinin/bir şeyin) sorgulanmasına neden olmak
call (someone or something) into question
f.
371
Deyim
(birinin birine/bir şeye) odaklanmasına neden olmak
call (someone or something) to (one's) attention
f.
372
Deyim
tepkiye neden olmak
cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows
f.
373
Deyim
tepkiye neden olmak
cause eyebrows to raise
f.
374
Deyim
tepkiye neden olmak
cause some raised eyebrows
f.
375
Deyim
tepkiye neden olmak
cause raised eyebrows
f.
376
Deyim
dedikodulara neden olmak
cause tongues to wag
f.
377
Deyim
karışıklığa/soruna neden olmak
cause a stir
f.
378
Deyim
karışıklığa/soruna neden olmak
create a stir
f.
379
Deyim
birinin kararını/fikrini değiştirmesine neden olmak
change someone's mind
f.
380
Deyim
(birinin) içki içmesine neden olmak
drive (one) to drink
f.
381
Deyim
içki içmesine neden olmak
drive to drink
f.
382
Deyim
(birinin) bir konuyu derinlemesine/yoğun bir şekilde düşünmesine neden olmak
give (one) furiously to think
f.
383
Deyim
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (one) pause
f.
384
Deyim
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (one) pause for thought
f.
385
Deyim
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (somebody) pause for thought
f.
386
Deyim
(birinin) durup düşünmesine neden olmak
give (somebody) pause
f.
387
Deyim
utanmasına neden olmak
give a red face
f.
388
Deyim
(bir şey) için neden olmak
give cause for (something)
f.
389
Deyim
bir şeye neden olmak
give rise to something
f.
390
Deyim
(bir şeyin) donakalmasına neden olmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks
f.
391
Deyim
(birinin) donakalmasına neden olmak
halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks
f.
392
Deyim
(birinin) ayakta durmasına neden olmak
keep (someone) on (their) feet
f.
393
Deyim
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak
kill somebody with kindness
f.
394
Deyim
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak
kill somebody with kindness
f.
395
Deyim
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak
kill with kindness
f.
396
Deyim
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak
kill with kindness
f.
397
Deyim
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) (birinin) sahneden kaçmasına/inmesine neden olmak
laugh (one) off the stage
f.
398
Deyim
kahkahalarla gülerek (dalga geçerek/alay ederek) sahneden kaçmasına neden olmak
laugh off the stage
f.
399
Deyim
(birinin bir şey) yapmasına neden olmak
lead (one) to (do something)
f.
400
Deyim
(birinin) inanmasına neden olmak
lead (one) to believe
f.
401
Deyim
(bir şey) yapmasına neden olmak
lead one to
f.
402
Deyim
birinin (bir şeye) inanmasına neden olmak
lead somebody to believe (that...)
f.
403
Deyim
inanmasına neden olmak
lead to believe
f.
404
Deyim
yapmasına neden olmak
lead to do
f.
405
Deyim
'-in olası görünmesine neden olmak
lend color to
f.
406
Deyim
bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend colour to something [uk]
f.
407
Deyim
bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend color to something [us]
f.
408
Deyim
(bir şeyin) olası görünmesine neden olmak
lend color to (something)
f.
409
Deyim
birinin/bir şeyin arada kaynayıp gitmesine neden olmak
lose somebody/something in the shuffle
f.
410
Deyim
(birinde/bir şeyde) bir değişikliğe neden olmak
make a difference in (someone or something)
f.
411
Deyim
(birinin) gözlerinin dolmasına neden olmak
move (one) to tears
f.
412
Deyim
strese neden olmak
drives (someone) banana
f.
413
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play a part (in something)
f.
414
Deyim
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
play your part (in something)
f.
415
Deyim
(birinin) aklını kaçırmasına neden olmak
push (one) over the edge
f.
416
Deyim
(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak
put (one) on guard
f.
417
Deyim
başarısız olmasına neden olmak
put the skids under
f.
418
Deyim
düşüşe/gerilemeye neden olmak
put the skids under
f.
419
Deyim
(birinin/bir şeyin) başarısız olmasına neden olmak
put the skids under (someone or something)
f.
420
Deyim
(birinin/bir şeyin) düşüşüne/gerilemesine neden olmak
put the skids under (someone or something)
f.
421
Deyim
protestoya neden olmak
raise a hue and (a) cry
f.
422
Deyim
kazan kaldırmaya neden olmak
raise a hue and (a) cry
f.
423
Deyim
birinin başarısızlığına/mahvolmasına neden olmak
sign someone's death warrant
f.
424
Deyim
kendi kendinin başarısızlığına/mahvolmasına vb neden olmak
sign your own death warrant
f.
425
Deyim
bir şeyin bitmesine/silinmesine neden olmak
sound the death knell of something
f.
426
Deyim
(birinin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (one) cold
f.
427
Deyim
(bir şeyin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (someone or something) (dead) in its tracks
f.
428
Deyim
(birinin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (someone or something) (dead) in one's tracks
f.
429
Deyim
(birinin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (someone) dead
f.
430
Deyim
donakalmasına/kalakalmasına neden olmak
stop someone in their tracks
f.
431
Deyim
şaşkınlıktan/korkudan donup kalmasına neden olmak
stop someone in their tracks
f.
432
Deyim
donakalmasına/kalakalmasına neden olmak
stop someone dead in their tracks
f.
433
Deyim
şaşkınlıktan/korkudan donup kalmasına neden olmak
stop someone dead in their tracks
f.
434
Deyim
karışıklığa neden olmak
throw into confusion
f.
435
Deyim
karışıklığa neden olmak
throw into disarray
f.
436
Deyim
trafiğin sıkışmasına neden olmak
tie up traffic
f.
Speaking
437
Konuşma
anne olmak neden beni korkutuyor?
why does being a mum scare me?
expr.
438
Konuşma
bu neden sen olmak zorundasın?
why does it have to be you?
expr.
439
Konuşma
insanlar neden zengin olmak ister?
why do people want to be rich?
expr.
440
Konuşma
neden son günde böyle bir şey olmak zorunda ki?
why did this have to happen on the last day?
expr.
Trade/Economic
441
Ticaret/Ekonomi
reflasyona neden olmak
reflate
f.
442
Ticaret/Ekonomi
hızlı satışla hisse fiyatlarının düşmesine neden olmak
bang
f.
443
Ticaret/Ekonomi
devalüasyona neden olmak
devalue
f.
444
Ticaret/Ekonomi
paranın değerinin düşmesine neden olmak
devalue
f.
445
Ticaret/Ekonomi
(pazarda) durgunluğa neden olmak
slump
f.
Law
446
Hukuk
hasara neden olmak
estrepe
f.
447
Hukuk
zarara neden olmak
cause to harm
f.
448
Hukuk
umumi zarara neden olmak
conduce to public mischief
f.
449
Hukuk
zarara neden olmak
cause a loss
f.
450
Hukuk
zarara neden olmak
damnify
f.
451
Hukuk
zarara neden olmak
cause harm
f.
Politics
452
Siyasal
sorunlara neden olmak
cause a disadvantage
f.
453
Siyasal
zarara neden olmak
cause a damage
f.
454
Siyasal
ye neden olmak
lead up
f.
Technical
455
Teknik
amonyak bileşikleri karıştırmaya neden olmak
ammonify
f.
456
Teknik
genişlemeye neden olmak
dilate
f.
457
Teknik
girdaba neden olmak
swirl
f.
458
Teknik
kabını sallayarak bir sıvının hareketine neden olmak
agitate
f.
459
Teknik
sapmaya neden olmak
deviate
f.
460
Teknik
tutulmaya neden olmak
eclipse
f.
Electric
461
Elektrik
voltaj azalmasına neden olmak
brown out
f.
Textile
462
Tekstil
büzülmeye neden olmak
cause schrinkage
f.
463
Tekstil
fire vermesine neden olmak
cause schrinkage
f.
464
Tekstil
küçülmeye neden olmak
cause schrinkage
f.
Aeronautic
465
Havacılık
uçağın ağırlığının burun tekerleği çevresinde yoğunlaşmasına neden olmak
wheelbarrow
f.
Marine
466
Denizcilik
(geminin) faça edip beklemesine neden olmak
bring to
f.
467
Denizcilik
sintineye hasar vererek sızıntıya neden olmak
billage
f.
Medical
468
Medikal
hastanın ölmesine neden olmak
cause the death of the patient
f.
469
Medikal
hastanın ölümüne neden olmak
cause the death of the patient
f.
470
Medikal
travmaya neden olmak
traumatise
f.
471
Medikal
travmaya neden olmak
traumatize
f.
472
Medikal
yanlış tanı koymaya neden olmak
lead to a misdiagnosis
f.
473
Medikal
(kırmızı kan hücrelerinin) kümelenmesine neden olmak
hemagglutinate
f.
474
Medikal
(kırmızı kan hücrelerinin) yığılmasına neden olmak
hemagglutinate
f.
475
Medikal
bağırsak tıkanmasıyla şiddetli kabızlığa neden olmak
obstipate
f.
476
Medikal
lokal konjesyona neden olmak
draw
f.
477
Medikal
belirli bir noktada sıvı birikmesine neden olmak
draw
f.
478
Medikal
kabarcıklara neden olmak
draw
f.
479
Medikal
fibrilasyona neden olmak
fibrillate
f.
480
Medikal
kalbin kasılmasına neden olmak
fibrillate
f.
Physiology
481
Fizyoloji
elektrotonusa neden olmak
electrotonize
f.
Pathology
482
Patoloji
başta domuz olmak üzere memelilerden insanlara bulaşarak ateş ve kas ağrısına neden olan bir virüs
nipah virus
i.
483
Patoloji
(kaslarda) tetanik spazmlara neden olmak
tetanize
f.
484
Patoloji
(kaslarda) tetanik spazmlara neden olmak
tetanise
f.
485
Patoloji
amboliye neden olmak
embolise
f.
486
Patoloji
amboliye neden olmak
embolize
f.
Pharmaceutics
487
Eczacılık
şarbon dahil olmak üzere çeşitli bakterilerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tetrasiklin antibiyotik
doxycycline
i.
Physics
488
Fizik
(bir gazın) sızımına neden olmak
effuse
f.
Biology
489
Biyoloji
(dna'nın) transkripsiyona uğramasına neden olmak
transcribe
f.
490
Biyoloji
genetik transformasyona neden olmak
transform
f.
Astronomy
491
Gökbilim
yörüngeden çıkmaya neden olmak
de-orbit
f.
Botanic
492
Botanik
(ışık yetersizliği nedeniyle) bitkinin cılızlaşıp solmasına neden olmak
draw
f.
Philosophy
493
Felsefe
insan bilincinin sınırını aşmasına neden olmak
transcendentalize
f.
Sport
494
Spor
özellikle oyuncunun atılmasına neden olmak için alçak atış serisinin ardından yüksek bir atış yapmak
elevate
f.
495
Spor
(bilardo topunun) çarpıp geri sıçramasına neden olmak
double [uk]
f.
496
Spor
(bilardo topu) geri sekmesine neden olmak
double [uk]
f.
Baseball
497
Beysbol
oyuncunun oyundan atılmasına neden olmak
strike out
f.
Printery
498
Matbaa
basılmış bir sayfada istenmeden çıkan bir boş alana neden olmak
bite
f.
499
Matbaa
sayfa kenarından taşmaya neden olmak
bleed
f.
Archaic
500
Eski Kullanım
acıya neden olmak
engrieve
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of neden olmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy