Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
karar vermek
"karar vermek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
karar vermek
decide
f.
2
Yaygın Kullanım
karar vermek
make a decision
f.
General
3
Genel
karar vermek
decide upon
f.
4
Genel
karar vermek
enact
f.
5
Genel
karar vermek
award
f.
6
Genel
karar vermek
elect
f.
7
Genel
karar vermek
determine
f.
8
Genel
karar vermek
choose
f.
9
Genel
karar vermek
make up one's mind
f.
10
Genel
karar vermek
settle on
f.
11
Genel
karar vermek
opt to
f.
12
Genel
karar vermek
hold
f.
13
Genel
karar vermek
make decision
f.
14
Genel
karar vermek
fix on
f.
15
Genel
karar vermek
settle
f.
16
Genel
karar vermek
hand down
f.
17
Genel
karar vermek
decree
f.
18
Genel
karar vermek
adjudicate
f.
19
Genel
karar vermek
make up
f.
20
Genel
karar vermek
settle upon
f.
21
Genel
karar vermek
resolve on
f.
22
Genel
karar vermek
work out
f.
23
Genel
karar vermek
conclude
f.
24
Genel
karar vermek
plump for
f.
25
Genel
karar vermek
decide on
f.
26
Genel
karar vermek
dijudicate
f.
27
Genel
karar vermek
adjudge
f.
28
Genel
karar vermek
resolve
f.
29
Genel
karar vermek
decide
f.
30
Genel
karar vermek
take a decision
f.
31
Genel
karar vermek
pass on
f.
32
Genel
karar vermek
make up one's mind to
f.
33
Genel
karar vermek
pass
f.
34
Genel
karar vermek
fix upon
f.
35
Genel
karar vermek
hand down a decision
f.
36
Genel
karar vermek
render a decision
f.
37
Genel
karar vermek
affeer
f.
38
Genel
karar vermek
cast
f.
39
Genel
karar vermek
will
f.
40
Genel
karar vermek
bethink
f.
41
Genel
karar vermek
dominate
f.
42
Genel
karar vermek
foresay
f.
43
Genel
karar vermek
sort [obsolete]
f.
Phrasals
44
Öbek Fiiller
karar vermek
come to
f.
Idioms
45
Deyim
karar vermek
set one's rest
f.
46
Deyim
karar vermek
make up one's mind
f.
47
Deyim
karar vermek
make mind up
f.
48
Deyim
karar vermek
make the call
f.
49
Deyim
karar vermek
make up mind
f.
Trade/Economic
50
Ticaret/Ekonomi
karar vermek
determine
f.
Law
51
Hukuk
karar vermek
addeem
f.
52
Hukuk
karar vermek
decide
f.
53
Hukuk
karar vermek
reach a verdict
f.
54
Hukuk
karar vermek
judicare
f.
55
Hukuk
karar vermek
pass
f.
56
Hukuk
karar vermek
deliver a judgment
f.
57
Hukuk
karar vermek
determine
f.
58
Hukuk
karar vermek
render a judgement
f.
59
Hukuk
karar vermek
adjudge
f.
60
Hukuk
karar vermek
rule
f.
61
Hukuk
karar vermek
hold
f.
62
Hukuk
karar vermek
enact
f.
63
Hukuk
karar vermek
give a verdict
f.
64
Hukuk
karar vermek
resolve
f.
65
Hukuk
karar vermek
render judgment
f.
66
Hukuk
karar vermek
adjudicate
f.
67
Hukuk
karar vermek
render a verdict
f.
68
Hukuk
karar vermek
decern [scotland]
f.
69
Hukuk
karar vermek
constitute
f.
Technical
70
Teknik
karar vermek
decide
f.
Archaic
71
Eski Kullanım
karar vermek
set down
f.
"karar vermek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 204 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
kesin karar vermek
resolve
f.
General
2
Genel
bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi
needs test
i.
3
Genel
bir şeyin aleyhinde karar vermek
decide against something
f.
4
Genel
kesin karar vermek
resolve
f.
5
Genel
bir şeyin işe yaramaz olduğuna karar vermek
write something off
f.
6
Genel
birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek
write someone off
f.
7
Genel
aleyhte karar vermek
decide against
f.
8
Genel
bir şeyi yapmaya karar vermek
decide to take the plunge
f.
9
Genel
dönülmeyecek bir karar vermek
cross the rubicon
f.
10
Genel
yapmamaya karar vermek
opt out of
f.
11
Genel
bir şeyin lehinde karar vermek
decide in favor of something
f.
12
Genel
bir şeyin lehinde karar vermek
decide for something
f.
13
Genel
yanlış karar vermek (hakem)
miscall
f.
14
Genel
bilinçli karar vermek
make conscious decisions
f.
15
Genel
oy çokluğu ile karar vermek
decide by majority of votes
f.
16
Genel
yeni bir yön çizmeye karar vermek
veer off in a new direction
f.
17
Genel
anlık karar vermek
spur of the moment
f.
18
Genel
düşünmeden karar vermek
spur of the moment
f.
19
Genel
ile ilgili karar vermek
make a decision on
f.
20
Genel
yönünde karar vermek
make a decision on
f.
21
Genel
yönünde karar vermek
make a decision of (whether)
f.
22
Genel
karşısındaki hakkında karar vermek
sit in judgement
f.
23
Genel
aleyhinde karar vermek
make a decision against
f.
24
Genel
aleyhinde karar vermek
make a judgment against someone
f.
25
Genel
oy çoğunluğuyla karar vermek
decide by majority of votes
f.
26
Genel
lehine karar vermek
decide in favor of
f.
27
Genel
lehinde karar vermek
make a decision in favour of
f.
28
Genel
anlık bir karar vermek
make a snap decision
f.
29
Genel
zor karar vermek
have difficulty in deciding
f.
30
Genel
bir şeyi yapmaya karar vermek
decide to do something
f.
31
Genel
hakem olarak karar vermek
arbitrate
f.
32
Genel
kürtaj yaptırmaya karar vermek
decide to have her baby aborted
f.
33
Genel
kürtaj yaptırmaya karar vermek
decide to have an abortion
f.
34
Genel
karar vermek (hakem)
make a call
f.
35
Genel
oybirliğiyle karar vermek
decide unanimously
f.
36
Genel
yeniden karar vermek
redecide
f.
37
Genel
yeniden karar vermek
redetermine
f.
38
Genel
farklı bir karar vermek
redetermine
f.
39
Genel
doğru karar vermek
make the right decision
f.
40
Genel
beraatine karar vermek
uncharge [obsolete]
f.
41
Genel
alelacele karar vermek
jump
f.
42
Genel
bir karar vermek
reach a decision
f.
43
Genel
yasal yetkiyle karar vermek
give
f.
44
Genel
(bir konuda) karar vermek
determinate [obsolete]
f.
45
Genel
aleyhinde karar vermek
overrule
f.
46
Genel
sağduyu ile karar vermek
pick
f.
47
Genel
özenle karar vermek
pick
f.
48
Genel
peşinen karar vermek
foreclose
f.
49
Genel
peşinen karar vermek
foremean [obsolete]
f.
50
Genel
önceden karar vermek
prechoose
f.
51
Genel
önceden karar vermek
predilected
f.
52
Genel
erken karar vermek
prejudicate [obsolete]
f.
53
Genel
önceden karar vermek
premove
f.
54
Genel
geri dönülemez bir şekilde karar vermek
seal
f.
55
Genel
iptaline karar vermek
disallow
f.
56
Genel
satın almamaya karar vermek
boycott
f.
57
Genel
anında karar vermek durumunda
on the spot
zf.
Phrasals
58
Öbek Fiiller
iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek
judge between (someone or something and someone or something else)
f.
59
Öbek Fiiller
(bir şeye) göre karar vermek/yapmak
come down
f.
60
Öbek Fiiller
aleyhinde karar vermek
decide against someone
f.
61
Öbek Fiiller
arasında bir karar vermek
decide between two
f.
62
Öbek Fiiller
bir şeyi yapmaya karar/söz vermek
commit oneself on something
f.
63
Öbek Fiiller
birinin aleyhine karar vermek
rule against someone
f.
64
Öbek Fiiller
mantık kullanarak aksine karar vermek
reason against something
f.
65
Öbek Fiiller
(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
judge between (someone or something) (and someone or something else)
f.
66
Öbek Fiiller
(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
judge between (someone or something and someone or something else)
f.
67
Öbek Fiiller
kesin karar vermek
rule in
f.
68
Öbek Fiiller
'-e karar vermek
pitch on
f.
69
Öbek Fiiller
'-e karar vermek
pitch upon
f.
70
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin lehine karar vermek
award something to someone or something
f.
71
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin lehinde karar vermek
award something to someone or something
f.
72
Öbek Fiiller
uzunca düşünüp taşındıktan sonra detaylarına karar vermek
bash out
f.
73
Öbek Fiiller
(bir şeyi) yapmaya karar/söz vermek
commit (someone or something) to (something)
f.
74
Öbek Fiiller
yapmaya karar/söz vermek
commit oneself on
f.
75
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karar vermek
decide upon someone or something
f.
76
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karar vermek
decide on someone or something
f.
77
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek
decide against (someone or something)
f.
78
Öbek Fiiller
(bir şeyi) yapmamaya karar vermek
decide against (something)
f.
79
Öbek Fiiller
(üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone or something)
f.
80
Öbek Fiiller
(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone and someone else)
f.
81
Öbek Fiiller
ikisinin arasında karar vermek
decide between
f.
82
Öbek Fiiller
(iki kişi/şey) arasında bir karar vermek
decide between (someone or something)
f.
83
Öbek Fiiller
ikisinin arasında karar vermek
decide between (someone or something)
f.
84
Öbek Fiiller
(biriyle başka biri) arasında bir karar vermek
decide between (someone and someone else)
f.
85
Öbek Fiiller
ikisinin arasında karar vermek
decide between (someone and someone else)
f.
86
Öbek Fiiller
lehinde karar vermek
decide for
f.
87
Öbek Fiiller
yana karar vermek
decide for
f.
88
Öbek Fiiller
-e karar vermek
decide for
f.
89
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
decide for (someone or something)
f.
90
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
decide for (someone or something)
f.
91
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
decide in favor of (someone or something)
f.
92
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
decide in favor of (someone or something)
f.
93
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karar vermek
decide on (someone or something)
f.
94
Öbek Fiiller
(birinin) aleyhinde resmi bir karar vermek
ring up
f.
95
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek
find against (someone or something)
f.
96
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) suçlu olduğuna karar vermek
find against (someone or something)
f.
97
Öbek Fiiller
suçsuz olduğuna karar vermek
find for
f.
98
Öbek Fiiller
lehine karar vermek
find for
f.
99
Öbek Fiiller
-den yana karar vermek
find for
f.
100
Öbek Fiiller
masum bulmak/olduğuna karar vermek
find for
f.
101
Öbek Fiiller
(birinin) suçsuz olduğuna karar vermek
find for (someone or something)
f.
102
Öbek Fiiller
(birinin) lehine karar vermek
find for (someone or something)
f.
103
Öbek Fiiller
(birinden) yana karar vermek
find for (someone or something)
f.
104
Öbek Fiiller
(birini) masum bulmak/olduğuna karar vermek
find for (someone or something)
f.
105
Öbek Fiiller
(yarış) son yarışta karar vermek
run off
f.
106
Öbek Fiiller
arasında karar vermek
judge between
f.
107
Öbek Fiiller
birine karar vermek
judge between
f.
108
Öbek Fiiller
mantık kullanarak aksine karar vermek
reason against
f.
109
Öbek Fiiller
aleyhine/aleyhinde karar vermek
rule against
f.
110
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde karar vermek
rule against (someone or something)
f.
111
Öbek Fiiller
lehine/lehinde karar vermek
rule for
f.
112
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) lehine/lehinde karar vermek
rule for (someone or something)
f.
113
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
rule for (someone or something)
f.
114
Öbek Fiiller
(bir şeyle) ilgili karar vermek
settle upon (something)
f.
Colloquial
115
Konuşma Dili
kura çekerek karar vermek
draw lots
f.
116
Konuşma Dili
kura çekerek karar vermek
cast lots
f.
117
Konuşma Dili
yazı tura atarak karar vermek
cast lots
f.
118
Konuşma Dili
yazı tura atarak karar vermek
draw lots
f.
119
Konuşma Dili
harekete geçmeden önce karar vermek/emin olmak
cut out
f.
Idioms
120
Deyim
sonunda bir karar vermek
come off the fence
f.
121
Deyim
sonunda bir karar vermek
get off the fence
f.
122
Deyim
sonunda bir karar vermek
climb off the fence
f.
123
Deyim
aleyhine karar vermek
find against someone
f.
124
Deyim
birine inanmaya karar vermek
give someone the benefit of the doubt
f.
125
Deyim
durup düşünüp yapmamaya karar vermek
think better of
f.
126
Deyim
doğaçlama hareket etmek/karar vermek
play by ear
f.
127
Deyim
içinden geldiği gibi hareket etmek/karar vermek
play by ear
f.
128
Deyim
o an canı nasıl istiyorsa/plansız hareket etmek/karar vermek
play by ear
f.
129
Deyim
kafasına göre hareket etmek/karar vermek
play by ear
f.
130
Deyim
lehine karar vermek
find for someone
f.
131
Deyim
lehine karar vermek
rule in favor of someone
f.
132
Deyim
lehine karar vermek
rule for someone
f.
133
Deyim
son anda karar vermek
call an audible
f.
134
Deyim
yapmamaya karar vermek
think better of
f.
135
Deyim
(mahkeme vb) biri hakkında hüküm/karar vermek
pass sentence on someone
f.
136
Deyim
karar vermek zorunda bırakmak
force the issue
f.
137
Deyim
bir duruma göre karar vermek
take it from there
f.
138
Deyim
bir şey yapıp sonrasında nasıl devam edeceğine karar vermek
take it from here/there
f.
139
Deyim
eski tecrübelerden veya verilerden yola çıkarak hareket etmek/karar vermek
play the percentage game
f.
140
Deyim
bir şeyi yapmamaya karar vermek
knock something on the head [uk]
f.
141
Deyim
bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
take it on yourself to do something
f.
142
Deyim
bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
take it upon yourself to do something
f.
143
Deyim
(bir şeye) karar vermek
pull the trigger (on something)
f.
144
Deyim
acele karar vermek
send the helve after the hatchet
f.
145
Deyim
düşünmeden karar vermek
send the helve after the hatchet
f.
146
Deyim
hemen karar vermek
send the helve after the hatchet
f.
147
Deyim
duruma göre karar vermek
call it/them as (one) sees it/them
f.
148
Deyim
durumu gözlemleyerek karar vermek
call it/them as (one) sees it/them
f.
149
Deyim
duruma bakıp karar vermek
call it/them as (one) sees it/them
f.
150
Deyim
duruma göre karar vermek
call it/them like (one) sees it/them
f.
151
Deyim
durumu gözlemleyerek karar vermek
call it/them like (one) sees it/them
f.
152
Deyim
duruma bakıp karar vermek
call it/them like (one) sees it/them
f.
153
Deyim
kura çekerek karar vermek
cast/draw lots
f.
154
Deyim
yazı tura atarak karar vermek
cast/draw lots
f.
155
Deyim
(birini seçmeye/bir şey yapmaya) kura çekerek karar vermek
cast/draw lots (for something/to do something)
f.
156
Deyim
(birini seçmeye/bir şey yapmaya) yazı tura atarak karar vermek
cast/draw lots (for something/to do something)
f.
157
Deyim
gerekli olduğuna karar vermek
deem it necessary
f.
158
Deyim
(birinin) suçlu olduğuna karar vermek
find (one) guilty
f.
159
Deyim
(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek
find (one) innocent
f.
160
Deyim
(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek
find (one) not guilty
f.
161
Deyim
ne olacaksa olsun deyip karar vermek
cross the rubicon
f.
162
Deyim
ne olacaksa olsun deyip karar vermek
pass the rubicon
f.
163
Deyim
(birine/bir şeye) inanmaya karar vermek
give (someone or something) the benefit of the doubt
f.
164
Deyim
(bir şeyi) yapmamaya karar vermek
give (something) a pass
f.
165
Deyim
(bir şeyi) almamaya/edinmemeye/kullanmamaya karar vermek
give (something) a pass
f.
166
Deyim
-in lehine karar vermek
rule in favor of
f.
167
Deyim
-den yana karar vermek
rule in favor of
f.
168
Deyim
(birinin/bir şeyin) lehine karar vermek
rule in favor of (someone or something)
f.
169
Deyim
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
rule in favor of (someone or something)
f.
170
Deyim
(birinin) suçlu olup olmadığına karar vermek için jürilik yapmak
sit in judgment of (someone)
f.
171
Deyim
birden karar vermek
take it into your head
f.
172
Deyim
birden bir şey yapmaya karar vermek
take it into your head to do something
f.
Speaking
173
Konuşma
karar vermek için üç saatin var
you have three hours to decide
expr.
174
Konuşma
şu anda karar vermek zorunda değilsin
you don't have to make a decision now
expr.
175
Konuşma
şu anda karar vermek zorunda değilsin
you don't have to decide right now
expr.
Trade/Economic
176
Ticaret/Ekonomi
yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme
arbitration
i.
177
Ticaret/Ekonomi
kura çekerek karar vermek
decide by lot
f.
Law
178
Hukuk
(amerikan mahkemelerinde) jüri üyeleri karar vermek üzere müzakerelere çekilmeden önce, yargıcın dava özeti geçip, davayla ilgili hukuk kaidelerini jüriye anlattığı konuşma
charge
i.
179
Hukuk
beraatine karar vermek
absolve
f.
180
Hukuk
beraatına karar vermek
absolve
f.
181
Hukuk
davanın reddine kesin olarak karar vermek
order a peremptory nonsuit
f.
182
Hukuk
hatalı karar vermek
misjudge
f.
183
Hukuk
karar vermek (mahkeme)
give a ruling
f.
184
Hukuk
nafakaya karar vermek
grant the alimony
f.
185
Hukuk
karar vermek (mahkeme)
return
f.
186
Hukuk
karar vermek (hakim)
rule on
f.
187
Hukuk
sokağa çıkma yasağına karar vermek
order a curfew
f.
188
Hukuk
suçlu olduğuna karar vermek (jüri)
return a verdict of guilty
f.
189
Hukuk
suçsuz olduğuna karar vermek (jüri)
return a verdict of innocent
f.
190
Hukuk
suçsuz olduğuna karar vermek
return a verdict of innocent
f.
191
Hukuk
suçlu olduğuna karar vermek
return a verdict of guilty
f.
192
Hukuk
(bir dava hakkında) karar vermek
dijudicate
f.
193
Hukuk
(mahkeme) karar vermek
pass verdict
f.
194
Hukuk
beraatine karar vermek
uncharge
f.
195
Hukuk
mahkeme itirazı aleyhinde karar vermek
overrule
f.
196
Hukuk
hukuki meselede karar vermek
rule
f.
197
Hukuk
(akıl hastalığı nedeniyle) kazai usullere uyarak karar vermek
cognosce [scotland]
f.
Politics
198
Siyasal
belirli bir konuda tartışmak ve karar vermek üzere bir araya gelen halk grubu
people's panel
i.
199
Siyasal
erken seçime karar vermek
decide to go for an early election
f.
200
Siyasal
erken seçime karar vermek
decide to hold an early election
f.
201
Siyasal
başka bir devletin yaşanılan bölgeye egemen olmasıyla o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar vermek
opt
f.
Medical
202
Medikal
(hastalığın seyrine, şiddetine karar vermek için) hastayı değerlendirmek
stage
f.
Theatre
203
Tiyatro
antik yunan ve roma tiyatrosunda nihai sonuca karar vermek üzere vinçle sahneye indirilen bir tanrı
deus ex machina
i.
Archaic
204
Eski Kullanım
(cezaya) önceden karar vermek
predoom
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of karar vermek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy