Geçmiş

hayli hayli

"hayli hayli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	hayli hayli	ruddy [uk] zf.
Colloquial
2	Konuşma Dili	hayli hayli	great zf.

"hayli hayli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hayli	pretty zf.
General
2	Genel	hayli	a good bit i.
3	Genel	bir hayli	a fair sum i.
4	Genel	hayli uzun zaman	a good long time i.
5	Genel	bir hayli	a fair amount i.
6	Genel	bir hayli zaman	plenty of time i.
7	Genel	hayli mesafe	a good way i.
8	Genel	bir hayli dinlenmek	get plenty of rest f.
9	Genel	hayli	a good many s.
10	Genel	hayli geçmiş	well past s.
11	Genel	hayli	many s.
12	Genel	hayli	considerable s.
13	Genel	hayli güç	pretty difficult s.
14	Genel	hayli	respectable s.
15	Genel	hayli	round s.
16	Genel	bir hayli	numerous s.
17	Genel	hayli	plenty of s.
18	Genel	bir hayli	many s.
19	Genel	bir hayli	a world of s.
20	Genel	hayli	quite s.
21	Genel	yaşı hayli ilerlemiş	well on in life s.
22	Genel	bir hayli	a good s.
23	Genel	bir hayli	a great many s.
24	Genel	bir hayli	pretty s.
25	Genel	hayli tesirli	highly effective s.
26	Genel	hayli etkili	highly effective s.
27	Genel	bir hayli tesirli	highly influential s.
28	Genel	bir hayli etkili	highly influential s.
29	Genel	bir hayli sıra dışı	highly unusual s.
30	Genel	bir hayli sıkıcı	pretty boring s.
31	Genel	bir hayli ağır	quite heavy s.
32	Genel	hayli faal	actuose s.
33	Genel	bir hayli olanaksız tahminlere dayalı	voodoo s.
34	Genel	bir hayli yakışıksız	malodorous s.
35	Genel	bir hayli	quight [obsolete] s.
36	Genel	bir hayli	merry s.
37	Genel	bir hayli	mony [scotland] s.
38	Genel	bir hayli çekici	gear s.
39	Genel	hayli	in a manner zf.
40	Genel	bir hayli	a good deal zf.
41	Genel	hayli miktarda	deuce of a lot zf.
42	Genel	hayli	fairly zf.
43	Genel	bir hayli fazla	devil a lot zf.
44	Genel	hayli çeşit	sort of zf.
45	Genel	bir hayli	a great deal zf.
46	Genel	hayli	sort of zf.
47	Genel	bir hayli	by far zf.
48	Genel	bir hayli	not a little zf.
49	Genel	bir hayli	some zf.
50	Genel	bir hayli	along about zf.
51	Genel	hayli	a lot zf.
52	Genel	bir hayli	rather zf.
53	Genel	hayli	well zf.
54	Genel	bir hayli	notably zf.
55	Genel	bir hayli zaman önce	quite a while ago zf.
56	Genel	bir hayli zaman	quite a while zf.
57	Genel	bir hayli	numerously zf.
58	Genel	hayli	highly zf.
59	Genel	bir hayli	highly zf.
60	Genel	hayli	much zf.
61	Genel	otuzunu hayli geçmiş	well past thirty zf.
62	Genel	bitiş çizgisinin hayli ötesinde	well beyond the finish line zf.
63	Genel	hayli	a great deal zf.
64	Genel	hayli	a good deal zf.
65	Genel	bir hayli	considerably zf.
66	Genel	bir hayli	quite zf.
67	Genel	bir hayli	manifold zf.
68	Genel	bir hayli	mobs [australia/new zealand] zf.
69	Genel	bir hayli	lots zf.
70	Genel	bir hayli	much zf.
71	Genel	bir hayli	but zf.
72	Genel	bir hayli	loads zf.
73	Genel	bir hayli	right [southern us] zf.
74	Genel	bir hayli	considerable [dialect] zf.
75	Genel	hayli	gay [scotland] zf.
76	Genel	bir hayli kalabalık	a good few zm.
Phrases
77	İfadeler	diğerlerinden de bir hayli	whole bunch of others f.
78	İfadeler	hayli zamanlar	this many a day expr.
79	İfadeler	bir hayli iyi	heaps better expr.
80	İfadeler	bir hayli fazla	heaps more expr.
Colloquial
81	Konuşma Dili	kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan	cradle-robber i.
82	Konuşma Dili	kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle evlenen	cradle-robber i.
83	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a number s.
84	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a few s.
85	Konuşma Dili	hayli (bir şey)	plenty of (something) s.
86	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a bit zf.
87	Konuşma Dili	hayli	good many zf.
88	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a lot expr.
89	Konuşma Dili	bir hayli	by a long chalk expr.
90	Konuşma Dili	bir hayli	a good many expr.
91	Konuşma Dili	hayli	a good many expr.
92	Konuşma Dili	bir hayli	a great many expr.
93	Konuşma Dili	hayli	a great many expr.
94	Konuşma Dili	hayli	a sight expr.
95	Konuşma Dili	bir hayli şey	thing or two expr.
Idioms
96	Deyim	bir hayli	a million and one (something) i.
97	Deyim	bir hayli	a thousand and one (something) i.
98	Deyim	hayli	(a) heap sight i.
99	Deyim	bir hayli (bir şey)	a hundred and one (something) i.
100	Deyim	(yapacak) bir hayli şey	a hundred/thousand/million and one things/things to do i.
101	Deyim	bir hayli fark	a world of difference i.
102	Deyim	(a ve b arasında) bir hayli fark	the world of difference (between a and b) i.
103	Deyim	(a ve b arasında) bir hayli fark	a world of difference (between a and b) i.
104	Deyim	kendinden yaşça (bir hayli) küçük birisiyle çıkmak	rob the cradle f.
105	Deyim	kendinden yaşça bir hayli küçük biriyle cinsi münasebette bulunmak	rob the cradle f.
106	Deyim	kendinden yaşça (bir hayli) küçük biriyle evlenmek	rob the cradle f.
107	Deyim	zirveye) doğru (hayli) ilerlemek	be (well) on one's way to/towards (something) f.
108	Deyim	(amacına, zirveye) doğru (hayli) ilerlemek	be (well) on the way to/towards (something) f.
109	Deyim	bir hayli	a good deal s.
110	Deyim	bir hayli	a slue of (something) s.
111	Deyim	bir hayli	a million and one (something) s.
112	Deyim	bir hayli	a sight [southern us] zf.
113	Deyim	bir hayli	a (damn) sight more (something) zf.
114	Deyim	bir hayli	big time zf.
115	Deyim	bir hayli kişisel	close to the bone expr.
116	Deyim	bir hayli yaşlı	at the ripe old age expr.
117	Deyim	bir hayli (bir şey)	a world of (something) expr.
118	Deyim	bir hayli	a world of expr.
119	Deyim	bir hayli	the world of expr.
120	Deyim	bir hayli yaşlı	at a ripe old age expr.
121	Deyim	bir hayli yaşlı	at the ripe old age expr.
122	Deyim	bir hayli yaşlı	at a ripe old age expr.
Speaking
123	Konuşma	aslında bir hayli çoktu	it was quite a lot actually expr.
124	Konuşma	bir hayli kötü görünüyor	it looks pretty awful expr.
125	Konuşma	bir hayli bol/boş yerimiz var	we have plenty of space expr.
126	Konuşma	orasının başka bir yer olduğunu anlamak bir hayli zamanımı almıştı	it took me a while to figure out that I was in somewhere else expr.
127	Konuşma	ortalık bir hayli karışık	things are pretty crazy expr.
Technical
128	Teknik	morötesi ışığına bir hayli saydam olan bir cam	uviol glass i.
Slang
129	Argo	bir hayli	a (damn) sight s.
130	Argo	bu bir hayli sert bir mal	this is some pretty serious stuff expr.
British Slang
131	İngiliz Argosu	bir hayli uğraşmak	give it welly f.
132	İngiliz Argosu	bir hayli içmiş	skinful s.