Geçmiş

bir hayli

"bir hayli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir hayli	a fair sum i.
2	Genel	bir hayli	a fair amount i.
3	Genel	bir hayli	a great many s.
4	Genel	bir hayli	numerous s.
5	Genel	bir hayli	a world of s.
6	Genel	bir hayli	many s.
7	Genel	bir hayli	a good s.
8	Genel	bir hayli	pretty s.
9	Genel	bir hayli	quight [obsolete] s.
10	Genel	bir hayli	merry s.
11	Genel	bir hayli	mony [scotland] s.
12	Genel	bir hayli	not a little zf.
13	Genel	bir hayli	by far zf.
14	Genel	bir hayli	a great deal zf.
15	Genel	bir hayli	some zf.
16	Genel	bir hayli	rather zf.
17	Genel	bir hayli	along about zf.
18	Genel	bir hayli	a good deal zf.
19	Genel	bir hayli	notably zf.
20	Genel	bir hayli	numerously zf.
21	Genel	bir hayli	highly zf.
22	Genel	bir hayli	considerably zf.
23	Genel	bir hayli	quite zf.
24	Genel	bir hayli	manifold zf.
25	Genel	bir hayli	mobs [australia/new zealand] zf.
26	Genel	bir hayli	lots zf.
27	Genel	bir hayli	much zf.
28	Genel	bir hayli	but zf.
29	Genel	bir hayli	loads zf.
30	Genel	bir hayli	right [southern us] zf.
31	Genel	bir hayli	considerable [dialect] zf.
Colloquial
32	Konuşma Dili	bir hayli	by a long chalk expr.
33	Konuşma Dili	bir hayli	a good many expr.
34	Konuşma Dili	bir hayli	a great many expr.
Idioms
35	Deyim	bir hayli	a million and one (something) i.
36	Deyim	bir hayli	a thousand and one (something) i.
37	Deyim	bir hayli	a good deal s.
38	Deyim	bir hayli	a slue of (something) s.
39	Deyim	bir hayli	a million and one (something) s.
40	Deyim	bir hayli	a sight [southern us] zf.
41	Deyim	bir hayli	a (damn) sight more (something) zf.
42	Deyim	bir hayli	big time zf.
43	Deyim	bir hayli	a world of expr.
44	Deyim	bir hayli	the world of expr.
Slang
45	Argo	bir hayli	a (damn) sight s.

"bir hayli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir hayli zaman	plenty of time i.
2	Genel	bir hayli dinlenmek	get plenty of rest f.
3	Genel	bir hayli etkili	highly influential s.
4	Genel	bir hayli tesirli	highly influential s.
5	Genel	bir hayli sıra dışı	highly unusual s.
6	Genel	bir hayli sıkıcı	pretty boring s.
7	Genel	bir hayli ağır	quite heavy s.
8	Genel	bir hayli olanaksız tahminlere dayalı	voodoo s.
9	Genel	bir hayli yakışıksız	malodorous s.
10	Genel	bir hayli çekici	gear s.
11	Genel	bir hayli fazla	devil a lot zf.
12	Genel	bir hayli zaman önce	quite a while ago zf.
13	Genel	bir hayli zaman	quite a while zf.
14	Genel	bir hayli kalabalık	a good few zm.
Phrases
15	İfadeler	diğerlerinden de bir hayli	whole bunch of others f.
16	İfadeler	bir hayli iyi	heaps better expr.
17	İfadeler	bir hayli fazla	heaps more expr.
Colloquial
18	Konuşma Dili	kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan	cradle-robber i.
19	Konuşma Dili	kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle evlenen	cradle-robber i.
20	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a number s.
21	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a few s.
22	Konuşma Dili	hayli (bir şey)	plenty of (something) s.
23	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a bit zf.
24	Konuşma Dili	bir hayli çok	quite a lot expr.
25	Konuşma Dili	bir hayli şey	thing or two expr.
Idioms
26	Deyim	bir hayli (bir şey)	a hundred and one (something) i.
27	Deyim	(yapacak) bir hayli şey	a hundred/thousand/million and one things/things to do i.
28	Deyim	bir hayli fark	a world of difference i.
29	Deyim	(a ve b arasında) bir hayli fark	the world of difference (between a and b) i.
30	Deyim	(a ve b arasında) bir hayli fark	a world of difference (between a and b) i.
31	Deyim	kendinden yaşça (bir hayli) küçük birisiyle çıkmak	rob the cradle f.
32	Deyim	kendinden yaşça (bir hayli) küçük biriyle evlenmek	rob the cradle f.
33	Deyim	kendinden yaşça bir hayli küçük biriyle cinsi münasebette bulunmak	rob the cradle f.
34	Deyim	bir hayli kişisel	close to the bone expr.
35	Deyim	bir hayli yaşlı	at the ripe old age expr.
36	Deyim	bir hayli (bir şey)	a world of (something) expr.
37	Deyim	bir hayli yaşlı	at a ripe old age expr.
38	Deyim	bir hayli yaşlı	at the ripe old age expr.
39	Deyim	bir hayli yaşlı	at a ripe old age expr.
Speaking
40	Konuşma	aslında bir hayli çoktu	it was quite a lot actually expr.
41	Konuşma	bir hayli kötü görünüyor	it looks pretty awful expr.
42	Konuşma	bir hayli bol/boş yerimiz var	we have plenty of space expr.
43	Konuşma	orasının başka bir yer olduğunu anlamak bir hayli zamanımı almıştı	it took me a while to figure out that I was in somewhere else expr.
44	Konuşma	ortalık bir hayli karışık	things are pretty crazy expr.
Technical
45	Teknik	morötesi ışığına bir hayli saydam olan bir cam	uviol glass i.
Slang
46	Argo	bu bir hayli sert bir mal	this is some pretty serious stuff expr.
British Slang
47	İngiliz Argosu	bir hayli uğraşmak	give it welly f.
48	İngiliz Argosu	bir hayli içmiş	skinful s.