|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
eşek arısı |
wasp i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
eşek şakası yapma |
ballyragging i.
|
|
3 |
Genel |
eşek şakası |
practical joke i.
|
|
4 |
Genel |
eşek otu |
esparsette i.
|
|
5 |
Genel |
dişi eşek |
jenny i.
|
|
|
6 |
Genel |
eşek şakası |
horseplay i.
|
|
7 |
Genel |
erkek eşek |
jack i.
|
|
8 |
Genel |
eşek şansı |
dog's chance i.
|
|
9 |
Genel |
uzun eşek oynama |
leapfrogging i.
|
|
10 |
Genel |
erkek eşek |
jackass i.
|
|
11 |
Genel |
eşek herif |
jackass i.
|
|
12 |
Genel |
eşek dikeni |
globe thistle i.
|
|
13 |
Genel |
eşek şakası |
egg i.
|
|
14 |
Genel |
eşek anırması |
heehaw i.
|
|
15 |
Genel |
eşek şakası |
prank i.
|
|
16 |
Genel |
eşek arısı iğnesi |
speach i.
|
|
17 |
Genel |
çocuk dilinde eşek |
neddy i.
|
|
18 |
Genel |
eşek şansı |
beginner's luck i.
|
|
19 |
Genel |
eşek şakası |
rag i.
|
|
20 |
Genel |
şeddeli eşek |
dumbass i.
|
|
21 |
Genel |
atyarışında eşek diye tabir edilen ve kazanma olasılığı olmayan at |
outsider i.
|
|
22 |
Genel |
anıran eşek |
braying donkey i.
|
|
23 |
Genel |
eşek arısı yuvası |
vespiary i.
|
|
24 |
Genel |
iyi niyetli eşek şakası |
good-natured horseplay i.
|
|
25 |
Genel |
eşek arısı sürüsü |
swarm of wasps i.
|
|
|
26 |
Genel |
eşek şakası |
trick i.
|
|
27 |
Genel |
dişi eşek |
jennet i.
|
|
28 |
Genel |
inat eden at, eşek |
jib i.
|
|
29 |
Genel |
eşek şakası |
joke i.
|
|
30 |
Genel |
eşek şakası yapma |
leg-pulling i.
|
|
31 |
Genel |
eşek şakası |
wind up [uk] i.
|
|
32 |
Genel |
eşek şakası |
windup [uk] i.
|
|
33 |
Genel |
eşek şakası |
high jinks i.
|
|
34 |
Genel |
eşek şakası |
high jinx i.
|
|
35 |
Genel |
eşek şakası |
hijinks i.
|
|
36 |
Genel |
eşek şakası |
hijinks i.
|
|
37 |
Genel |
eşek şakası |
rig [uk] i.
|
|
38 |
Genel |
eşek anırması |
hee-haw i.
|
|
39 |
Genel |
eşek kafalı |
oxhead i.
|
|
40 |
Genel |
at, eşek gibi hayvanların arka bacağının diz ile kalça eklemi arasındaki kısmı |
instep i.
|
|
41 |
Genel |
eşek gibi olma |
donkeyism i.
|
|
42 |
Genel |
eşek sürüsü |
pace i.
|
|
43 |
Genel |
eşek şakası |
pliskie i.
|
|
44 |
Genel |
eşek şakası |
plisky i.
|
|
45 |
Genel |
eşek şakası |
prat [scotland] i.
|
|
46 |
Genel |
eşek şakası |
shavie [scotland] i.
|
|
47 |
Genel |
eşek şakası |
shine i.
|
|
48 |
Genel |
(kötü at anlamında) eşek |
stiff i.
|
|
49 |
Genel |
eşek şansı olmak |
have a dog's chance f.
|
|
50 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
ballyrag f.
|
|
51 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat somebody to a pulp f.
|
|
52 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
bullyrag f.
|
|
53 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
clobber f.
|
|
54 |
Genel |
eşek gibi çalışmak |
slave f.
|
|
55 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
tan somebody's hide f.
|
|
56 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the hell out of somebody f.
|
|
57 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
give somebody a good thrashing f.
|
|
58 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
rag f.
|
|
59 |
Genel |
eşek gibi çalışmak |
work one's fingers to the bone f.
|
|
60 |
Genel |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
whale the tar out of f.
|
|
61 |
Genel |
eşek gibi çalışmak |
work like a horse f.
|
|
62 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
tousel f.
|
|
63 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
towzle f.
|
|
64 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
towsle f.
|
|
65 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
trick f.
|
|
|
66 |
Genel |
eşek şakasına maruz kalmak |
horse f.
|
|
67 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
horse f.
|
|
68 |
Genel |
eşek şakası yapmak |
horseplay f.
|
|
69 |
Genel |
eşek kadar |
big s.
|
|
70 |
Genel |
eşek kadar |
mature s.
|
|
71 |
Genel |
eşek gibi |
coarse s.
|
|
72 |
Genel |
eşek şakası yapılmış |
bullyragged s.
|
|
73 |
Genel |
eşek kadar |
grown up s.
|
|
74 |
Genel |
eşek gibi |
asinine s.
|
|
75 |
Genel |
huysuz (at/eşek) |
vicious s.
|
|
76 |
Genel |
eşek gözlü |
oxeyed s.
|
|
77 |
Genel |
eşek gözlü |
ox-eyed s.
|
|
78 |
Genel |
eşek kafalı |
oxlike s.
|
|
79 |
Genel |
eşek gözlü |
saucer-eyed s.
|
|
80 |
Genel |
eşek anırması taklidi |
heehaw expr.
|
|
Phrasals |
|
81 |
Öbek Fiiller |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat (someone or something) into (something) f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat someone into something f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat into f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
lash at someone f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone into something f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
eşek cennetini boylamak |
pop off to f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak |
break (one's) back to (do something) f.
|
|
Phrases |
|
88 |
İfadeler |
eşek cennetini boylama |
adios muchachos expr.
|
|
Proverb |
|
89 |
Atasözü |
ölmüş eşek kurttan korkmaz |
dead mice feel no cold
|
|
90 |
Atasözü |
(eşek ölür kalır semeri) insan ölür kalır eseri |
art is long and life is short
|
|
91 |
Atasözü |
eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir |
a fool with a tool is still a fool
|
|
92 |
Atasözü |
eşeğe altın semer taksan eşek yine eşektir |
a fool with a tool is still a fool
|
|
93 |
Atasözü |
eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir |
a fool with a tool is still a fool
|
|
94 |
Atasözü |
eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir |
you can put lipstick on a pig, but it's still a pig
|
|
95 |
Atasözü |
eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir |
clothes do not make the man
|
|
96 |
Atasözü |
alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay |
it is easy to find a stick to beat a dog
|
|
97 |
Atasözü |
yük altında (yüklü) eşek anırmaz |
be just before you're generous
|
|
98 |
Atasözü |
eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir |
you can't polish a turd
|
|
Colloquial |
|
99 |
Konuşma Dili |
eşek sudan gelinceye kadar |
the hell out of i.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
ölü eşek fiyatına satılan şey |
a steal i.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
eşek kadar olma |
big boy i.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
kocaman adam/eşek kadar olma |
big boy i.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
eşek osuruğu |
bull pucky i.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
eşek osuruğu |
bull-pucky i.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
eşek şakası |
practical joke i.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
eşek yüküyle (bir şey) |
load of (something) i.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalışmak |
bust one's ass f.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalıştırmak |
slave-drive f.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat up f.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
eşek cennetini boylamak |
kick the bucket f.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalışmak |
work your guts out f.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalışmak |
flog your guts out f.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalışmak |
slog your guts out f.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the starch out of (one) f.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the stuffing out of (one) f.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
eşek gibi çalışmak |
break your neck f.
|
|
117 |
Konuşma Dili |
eşek şakası gibi |
for a giggle zf.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
dilimi eşek arısı soksaydı da demez olaydım |
I could have bitten my tongue off expr.
|
|
Idioms |
|
119 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövme |
a pasting i.
|
|
120 |
Deyim |
aslan kılığına/postuna girmiş/bürünmüş eşek |
ass in a lion's skin i.
|
|
121 |
Deyim |
eşek şakası |
horse play i.
|
|
122 |
Deyim |
eşek/çocuk şakası |
schoolboy humour i.
|
|
123 |
Deyim |
eşek işi |
the donkey work i.
|
|
124 |
Deyim |
eşek/çocuk şakası |
schoolboy humor i.
|
|
125 |
Deyim |
kurbanın uydurma bir hayvanı avlamaya gönderildiği bir eşek şakası |
snipe hunt i.
|
|
126 |
Deyim |
eşek yüküyle para |
a king's ransom [uk] i.
|
|
127 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dayak |
a nasty wallop i.
|
|
128 |
Deyim |
eşek şakası |
a practical joke i.
|
|
129 |
Deyim |
eşek ölüsü gibi ağırlık |
dead weight i.
|
|
130 |
Deyim |
eşek şansı |
luck of the devil i.
|
|
131 |
Deyim |
eşek şansı |
the devil's own (something) i.
|
|
132 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövülmek |
have/get a nasty wallop f.
|
|
133 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat (one's) brains out f.
|
|
134 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone's brains out f.
|
|
135 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat (someone's) brains in f.
|
|
136 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat the hell out of somebody/something f.
|
|
137 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
knock the hell out of somebody/something f.
|
|
138 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
kick the hell out of somebody/something f.
|
|
139 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
knock the hell out of (one) f.
|
|
140 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat the bejesus out of (one) f.
|
|
141 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat the bejesus out of someone f.
|
|
142 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
bash (someone's) brains in f.
|
|
143 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone’s brains out f.
|
|
144 |
Deyim |
eşek şakası yapmak |
whip the cat [obsolete] f.
|
|
145 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the stuffing out of someone f.
|
|
146 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
take the stuffing out of someone f.
|
|
147 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the stuffing out of someone f.
|
|
148 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the starch out of someone f.
|
|
149 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the natural stuffing out of someone f.
|
|
150 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the natural stuffing out of someone f.
|
|
151 |
Deyim |
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the stuffing out of someone f.
|
|
152 |
Deyim |
eşek gibi çalıştırmak |
work someone to death f.
|
|
153 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the (living) daylights out of f.
|
|
154 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a mule f.
|
|
155 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the socks off someone f.
|
|
156 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock someone's block off f.
|
|
157 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work one's guts out f.
|
|
158 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the stuffing out of someone f.
|
|
159 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a horse f.
|
|
160 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the tar out of someone f.
|
|
161 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a dog f.
|
|
162 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the tar out of somebody f.
|
|
163 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
keep one's nose to the grindstone f.
|
|
164 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the hell out of someone f.
|
|
165 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
sweat one's guts out f.
|
|
166 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
break one's back f.
|
|
167 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
whale the tar out of someone f.
|
|
168 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a trojan f.
|
|
169 |
Deyim |
eşek şansı olmak |
have the devil’s own luck f.
|
|
170 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a beaver f.
|
|
171 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the (living) daylights out of f.
|
|
172 |
Deyim |
eşek şansı olmak |
have the luck of the devil f.
|
|
173 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the pants off someone f.
|
|
174 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the tar out of somebody f.
|
|
175 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the living daylights out of someone f.
|
|
176 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone a frazzle f.
|
|
177 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work like a slave f.
|
|
178 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work one's fingers to the bone f.
|
|
179 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the shit out of someone f.
|
|
180 |
Deyim |
(birine) eşek şakası yapmak |
pull a prank (on someone) f.
|
|
181 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
wear (one's) fingers to the bone f.
|
|
182 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
have one's nose to the grindstone f.
|
|
183 |
Deyim |
(birine) eşek şakası yapmak |
put one past (someone) f.
|
|
184 |
Deyim |
(birine) eşek şakası yapmak |
play a practical joke (on one) f.
|
|
185 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the bejesus out of (someone) f.
|
|
186 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
whale the tar out of (one) f.
|
|
187 |
Deyim |
(birine) eşek şakası yapmak |
play a practical joke (on one) f.
|
|
188 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat (one) to a pulp f.
|
|
189 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone to a pulp f.
|
|
190 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
smash someone to a pulp f.
|
|
191 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat (one) to within an inch of (one's) life f.
|
|
192 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat brains out f.
|
|
193 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat someone to a pulp f.
|
|
194 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the (living) daylights out of (one) f.
|
|
195 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the hell out of (one) f.
|
|
196 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the living daylights out of f.
|
|
197 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek/çok korkutmak |
beat the daylights out of somebody f.
|
|
198 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek/çok korkutmak |
scare the daylights out of somebody f.
|
|
199 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek/çok korkutmak |
beat the (living) daylights out of somebody f.
|
|
200 |
Deyim |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek/çok korkutmak |
scare the (living) daylights out of somebody f.
|
|
201 |
Deyim |
birini/bir şeyi eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the bejeebers out of someone or something f.
|
|
202 |
Deyim |
eşek hoşaftan ne anlar |
cast (one's) pearls before swine f.
|
|
203 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
keep nose to the grindstone f.
|
|
204 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock block off f.
|
|
205 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock seven bells out of (one) f.
|
|
206 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the (living) daylights out of (one) f.
|
|
207 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the bejeebers out of f.
|
|
208 |
Deyim |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the tar out of (someone) f.
|
|
209 |
Deyim |
(birini) eşek gibi çalıştırmak/eşek gibi çalışmak |
work (one or oneself) to death f.
|
|
210 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak |
work your fingers to the bone f.
|
|
211 |
Deyim |
eşek gibi çalışmak/çalıştırmak |
work yourself/somebody to death f.
|
|
212 |
Deyim |
eşek ölüsü gibi |
(as) heavy as a dead donkey s.
|
|
213 |
Deyim |
eşek ölüsü kadar ağır |
(as) heavy as a dead donkey s.
|
|
214 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar |
to a pulp zf.
|
|
215 |
Deyim |
eşek kadar (büyük) |
like a clown's pocket zf.
|
|
216 |
Deyim |
dilime eşek arısı soksaydı da ... demeseydim |
I could have bitten my tongue off expr.
|
|
217 |
Deyim |
dilime eşek arısı soksaydı da ... demeseydim |
I wished I had bitten my tongue off expr.
|
|
218 |
Deyim |
eşek hoşaftan ne anlar |
cast pearls before swine expr.
|
|
219 |
Deyim |
Eşek hoşaftan ne anlar |
it's like casting pearls before swine expr.
|
|
220 |
Deyim |
eşek hoşaftan ne anlar |
throw pearls before swine expr.
|
|
221 |
Deyim |
eşek hoş laftan ne anlar |
cast pearls before swine expr.
|
|
222 |
Deyim |
eşek sudan gelinceye kadar |
until the cows come home expr.
|
|
223 |
Deyim |
eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir |
nail polish on a hangnail expr.
|
|
224 |
Deyim |
eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir |
clothes don't make the man expr.
|
|
225 |
Deyim |
eşek hoşaftan ne anlar durumu |
like giving a donkey strawberries expr.
|
|
226 |
Deyim |
eşek hoşaftan ne anlar durumu |
like giving strawberries to a donkey expr.
|
|
227 |
Deyim |
eşek gibi çalışan |
nose to the grindstone expr.
|
|
Speaking |
|
228 |
Konuşma |
eşek hoşaftan ne anlar |
it's like casting pearls before swine expr.
|
|
Psychology |
|
229 |
Psikoloji |
eşek arılarından korkma |
spheksophobia i.
|
|
Veterinary |
|
230 |
Veterinerlik |
düz ve sarkık boyunlu (at, eşek) hayvan |
ewe-neck i.
|
|
231 |
Veterinerlik |
at, eşek, inek gibi hayvanların ayaklarında görülen bir hastalık |
wire-heel i.
|
|
232 |
Veterinerlik |
kısırlaştırılmamış (at, eşek) |
ungelded s.
|
|
Food Engineering |
|
233 |
Gıda |
geleneksel olarak kısrak veya eşek sütünden yapılan mayalanmış bir süt ürünü |
kumish i.
|
|
Geometry |
|
234 |
Geometri |
(öklid geometrisinde) eşek köprüsü |
pons asinorum i.
|
|
Marine Biology |
|
235 |
Deniz Biyolojisi |
eşek balığı |
tadpole fish i.
|
|
236 |
Deniz Biyolojisi |
eşek balığı |
forkbeard i.
|
|
237 |
Deniz Biyolojisi |
eşek balığı |
greater forkbeard i.
|
|
Zoology |
|
238 |
Zooloji |
dev eşek arısı |
vespa crabro i.
|
|
239 |
Zooloji |
dev japon eşek arısı |
japanese giant hornet i.
|
|
240 |
Zooloji |
dev japon eşek arısı |
vespa mandarinia japonica i.
|
|
241 |
Zooloji |
eşek yavrusu |
a baby donkey i.
|
|
242 |
Zooloji |
evcil eşek |
equus asinus i.
|
|
243 |
Zooloji |
etobur bir eşek |
grison i.
|
|
244 |
Zooloji |
japon dev eşek arısı |
vespa mandarinia japonica i.
|
|
245 |
Zooloji |
japon dev eşek arısı |
japanese giant hornet i.
|
|
246 |
Zooloji |
iğnesi zehirli bir eşek arısı |
jewel wasp i.
|
|
247 |
Zooloji |
yavru eşek |
a baby donkey i.
|
|
248 |
Zooloji |
zebra ve eşek karışımı hayvan |
zedonk i.
|
|
249 |
Zooloji |
erkek zebra-dişi eşek melezi |
zebrass i.
|
|
250 |
Zooloji |
dişi eşek |
jenny ass i.
|
|
251 |
Zooloji |
eşek balığı |
hake's-dame i.
|
|
252 |
Zooloji |
dişi eşek |
genet i.
|
|
253 |
Zooloji |
dişi eşek |
ginnet i.
|
|
254 |
Zooloji |
(at, eşek) soluklanması için dinlendirmek |
wind f.
|
|
255 |
Zooloji |
(at, eşek) eğimli sağrısı, dar butları ve alçak kuyruğu olan |
goose-rumped s.
|
|
Botanic |
|
256 |
Botanik |
eşek marulu |
rauriki i.
|
|
257 |
Botanik |
eşek turpu |
charlock (raphanus raphanistrum) i.
|
|
258 |
Botanik |
eşek turpu |
wild radish i.
|
|
259 |
Botanik |
eşek turpu |
runch i.
|
|
260 |
Botanik |
eşek çiçeği |
tree primrose i.
|
|
261 |
Botanik |
adi eşek marulu |
hare's colwort i.
|
|
262 |
Botanik |
adi eşek marulu |
annual sow thistle i.
|
|
263 |
Botanik |
adi eşek marulu |
hare's thistle i.
|
|
264 |
Botanik |
adi eşek marulu |
sonchus oleraceus i.
|
|
265 |
Botanik |
adi eşek marulu |
milky tassel i.
|
|
266 |
Botanik |
adi eşek marulu |
sow thistle i.
|
|
267 |
Botanik |
adi eşek marulu |
common sowthistle i.
|
|
268 |
Botanik |
adi eşek marulu |
swinies i.
|
|
269 |
Botanik |
eşek marulu |
common sowthistle i.
|
|
270 |
Botanik |
eşek çiçeği |
field primrose i.
|
|
271 |
Botanik |
eşek hıyarı |
squirting cucumber i.
|
|
272 |
Botanik |
eşek hıyarı |
ecballium elaterium i.
|
|
273 |
Botanik |
eşek çiçeği |
german rampion i.
|
|
274 |
Botanik |
eşek çiçeği |
oenothera i.
|
|
275 |
Botanik |
eşek maydonozu |
anthriscus nemorosa i.
|
|
276 |
Botanik |
eşek çiçeği |
oenothera biennis i.
|
|
277 |
Botanik |
eşek çiçeği |
common evening primrose i.
|
|
278 |
Botanik |
eşek yoncası |
melilotus officinalis i.
|
|
279 |
Botanik |
eşek dikeni |
echinops i.
|
|
280 |
Botanik |
eşek otu |
sainfoin i.
|
|
281 |
Botanik |
eşek sütleğeni |
green spurge (euphorbia esula) i.
|
|
282 |
Botanik |
eşek sütleğeni |
leafy spurge i.
|
|
283 |
Botanik |
eşek sütleğeni |
wolf's milk i.
|
|
284 |
Botanik |
adi eşek marulu |
hare's lettuce i.
|
|
285 |
Botanik |
eşek yoncası |
yellow sweet clover (melilotus officinalis) i.
|
|
286 |
Botanik |
yumuşak dikenli yaprakları olan bir eşek marulu |
milk thistle (sonchus oleraceus) i.
|
|
287 |
Botanik |
eşek hıyarı |
wild cucumber i.
|
|
288 |
Botanik |
eşek kuyruğu |
burro's tail i.
|
|
289 |
Botanik |
eşek kuyruğu |
donkey's tail i.
|
|
290 |
Botanik |
eşek kuyruğu |
sedum morganianum i.
|
|
291 |
Botanik |
eşek çiçeği cinsinden olup sabahları açan çok yıllık bir bitki |
sundrops (oenothera biennis) i.
|
|
292 |
Botanik |
eşek otu |
fever plant (oenothera biennis) i.
|
|
293 |
Botanik |
eşek hıyarı |
touch-me-not i.
|
|
294 |
Botanik |
eşek hıyarını da içeren bir cins |
ecballium i.
|
|
295 |
Botanik |
eşek hıyarını da içeren bir cins |
genus ecballium i.
|
|
296 |
Botanik |
eşek marullarını içeren bir cins |
genus sonchus i.
|
|
297 |
Botanik |
eşek marullarını içeren bir cins |
sonchus i.
|
|
298 |
Botanik |
eşek çiçeği |
sundrops i.
|
|
Apiculture |
|
299 |
Arıcılık |
büyük eşek arısı |
hornet i.
|
|
Sport |
|
300 |
Spor |
eşek yarışı |
donkey derby i.
|
|
Basketball |
|
301 |
Basketbol |
eşek oyunu |
horse i.
|
|
Archaic |
|
302 |
Eski Kullanım |
eşek şakası |
gleek i.
|
|
Entomology |
|
303 |
Böcek Bilimi |
parlak siyah renkli bir eşek arısı cinsi |
tiphia i.
|
|
304 |
Böcek Bilimi |
tiphiidae familyasından olan bir eşek arısı |
tiphiid i.
|
|
305 |
Böcek Bilimi |
küçük ve siyah renkli kılları olan bir eşek arısı familyası |
tiphiidae i.
|
|
306 |
Böcek Bilimi |
büyük eşek arısı |
white-faced hornet (vespula maculata) i.
|
|
307 |
Böcek Bilimi |
avrupa eşek arısı |
european wasp (vespula germanica) i.
|
|
308 |
Böcek Bilimi |
eumenes ve sceliphron cinsi çeşitli eşek arılarına verilen ad |
mason i.
|
|
309 |
Böcek Bilimi |
eşek arısı kovanı |
hornets' nest i.
|
|
310 |
Böcek Bilimi |
eşek arısı kovanı |
hornet's nest i.
|
|
311 |
Böcek Bilimi |
avrupa eşek arısı |
giant hornet (vespa crabro germana) i.
|
|
312 |
Böcek Bilimi |
bembix cinsi eşek arısı |
sand hornet i.
|
|
313 |
Böcek Bilimi |
kel yüzlü eşek arısı |
bald-faced hornet (vespula maculata) i.
|
|
Slang |
|
314 |
Argo |
eşek kadar olma |
big-boy pants i.
|
|
315 |
Argo |
eşek herif |
ass i.
|
|
316 |
Argo |
eşek herif |
arse i.
|
|
317 |
Argo |
eşşoğulu eşek |
prick i.
|
|
318 |
Argo |
eşşoğulu eşek |
punk i.
|
|
319 |
Argo |
eşşoğulu eşek |
bastard i.
|
|
320 |
Argo |
eşşoğlu eşek |
son of a bitch i.
|
|
321 |
Argo |
şeddeli eşek |
dumbass i.
|
|
322 |
Argo |
eşek kadar adam |
grown ass man i.
|
|
323 |
Argo |
birinin iç çamaşırını arkadan çekip poposunun arasına sıkıştırarak/sokarak yapılan eşek şakası |
melvin i.
|
|
324 |
Argo |
birinin iç çamaşırını arkadan hızla çekerek kafasına dolayarak yapılan eşek şakası |
atomic wedgie i.
|
|
325 |
Argo |
birinin donunu arkadan yukarı çekip poposuna sıkıştırarak yapılan eşek şakası |
atomic wedgie i.
|
|
326 |
Argo |
eşek herif |
moke [uk] i.
|
|
327 |
Argo |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat the bejesus out of (one) f.
|
|
328 |
Argo |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
beat the bejesus out of someone f.
|
|
329 |
Argo |
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak |
break (someone's) balls f.
|
|
330 |
Argo |
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak |
break (someone's) stones f.
|
|
331 |
Argo |
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak |
bust (someone's) balls f.
|
|
332 |
Argo |
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak |
bust (someone's) stones f.
|
|
333 |
Argo |
canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak |
break someone’s balls f.
|
|
334 |
Argo |
eşek cennetine göndermek/yollamak |
bump off f.
|
|
335 |
Argo |
öbür dünyaya/tahtalıköye/eşek cennetine yollamak |
give (someone) the business f.
|
|
336 |
Argo |
öbür dünyaya/tahtalıköye/eşek cennetine yollamak |
give someone the business f.
|
|
337 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust one's balls f.
|
|
338 |
Argo |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
murk (also mirk) f.
|
|
339 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the shit out of (one) f.
|
|
340 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
lick the stuffing out of (one) f.
|
|
341 |
Argo |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
lick the stuffing out of f.
|
|
342 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the shit out of (one) f.
|
|
343 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the shit out of someone f.
|
|
344 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock the shit out of someone f.
|
|
345 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the stuffing out of (one) f.
|
|
346 |
Argo |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
molly whop someone f.
|
|
347 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the shit out of (one) f.
|
|
348 |
Argo |
eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the tar out of f.
|
|
349 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat the tar out of (one) [us] f.
|
|
350 |
Argo |
eşek gibi/canla başla çalışmak |
break (one's) stones f.
|
|
351 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
break your back f.
|
|
352 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
break your balls [uk] f.
|
|
353 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
break/bust one's ass f.
|
|
354 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust (one's) gut f.
|
|
355 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust (one's) stones f.
|
|
356 |
Argo |
(bir şey yapmak için) eşek gibi çalışmak |
bust a gut (to do something) f.
|
|
357 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust ass to do something f.
|
|
358 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust butt f.
|
|
359 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust butt to do something f.
|
|
360 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust chops f.
|
|
361 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust nuts f.
|
|
362 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust nuts to do something f.
|
|
363 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust (one's) ass (to do something) f.
|
|
364 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust one's butt to do something f.
|
|
365 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust one's nuts to do something f.
|
|
366 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
bust your chops [us] f.
|
|
367 |
Argo |
(birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak |
kick the hell out of (one) f.
|
|
368 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
work your ass off f.
|
|
369 |
Argo |
eşek gibi çalışmak |
work your butt off f.
|
|
370 |
Argo |
ölmüş eşek fiyatına |
dirt cheap s.
|
|
371 |
Argo |
eşşoğlu eşek |
son of a biscuit eater expr.
|
|
372 |
Argo |
'-i eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the stuffing out of
|
|
British Slang |
|
373 |
İngiliz Argosu |
eşek arısı |
jasper i.
|
|
374 |
İngiliz Argosu |
eşek şakası |
gallivanting i.
|
|
375 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock ten bells out of someone f.
|
|
376 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick the stuffing out of someone f.
|
|
377 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick ten bells out of someone f.
|
|
378 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
knock seven shades of shit out of someone f.
|
|
379 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick seven shades of shit out of someone f.
|
|
380 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
kick seven bells out of someone f.
|
|
381 |
İngiliz Argosu |
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
beat seven shades of shit out of someone f.
|
|