|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
fışkırmak (sıvı bir yerden) |
well out f.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
alma (bir kimseyi bir yerden) |
withdrawal from i.
|
|
3 |
Genel |
bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi |
ladder i.
|
|
4 |
Genel |
bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık |
road i.
|
|
5 |
Genel |
birini bir yerden çıkarma |
ouster of i.
|
|
6 |
Genel |
bir yerden başka bir yere geçirme |
transfer i.
|
|
7 |
Genel |
tayin etme (bir yerden başka bir yere) |
transfer i.
|
|
8 |
Genel |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önleme |
localization i.
|
|
9 |
Genel |
alma (insanları bir yerden) |
evacuation i.
|
|
10 |
Genel |
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme |
transfer i.
|
|
11 |
Genel |
bir yerden başka bir yere geçen |
transfer i.
|
|
12 |
Genel |
bir yerden mola vermeden geçme |
transit i.
|
|
13 |
Genel |
birini bir yerden çıkarma |
ouster i.
|
|
14 |
Genel |
bir yerden başka bir yere giden |
transmigrator i.
|
|
15 |
Genel |
insanların yüksek bir yerden aşağıya doğru atladıkları ve esnek bir halatla yukarı çekildikleri bir etkinlik |
bungee jumping i.
|
|
16 |
Genel |
bir yerden tahliye edilen kimse |
evacuee i.
|
|
17 |
Genel |
aktarma (bir yerden başka bir yere) |
transit i.
|
|
18 |
Genel |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önleme |
localisation i.
|
|
|
19 |
Genel |
bir yerden bir yere gönderme |
channelization i.
|
|
20 |
Genel |
bir yerden bir yere gönderme |
channelisation i.
|
|
21 |
Genel |
bir yerden ayrılma |
egression i.
|
|
22 |
Genel |
(bir yerden) ayrılan kimse |
eggresor i.
|
|
23 |
Genel |
birini/bir şeyi olmayacak bir yerden kurtarması beklenen hayali vinç kancası |
skyhook i.
|
|
24 |
Genel |
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme |
jet-setting i.
|
|
25 |
Genel |
bir yerden bir yere dolaşma |
vagrancy i.
|
|
26 |
Genel |
(bir yerden) aceleyle çıkma |
breaking away i.
|
|
27 |
Genel |
bir yerden benzer başka yere giden kimse |
hopper i.
|
|
28 |
Genel |
jimnastikte yerden bir düzeneğin üzerine fırlama hareketi |
mount i.
|
|
29 |
Genel |
bir yerden başka yere hareket edebilme |
locomobility i.
|
|
30 |
Genel |
belirli bir yerden çalışma |
ride-up i.
|
|
31 |
Genel |
bir yerden ayrılan kimse |
departee i.
|
|
32 |
Genel |
(bir yerden) aceleyle ayrılma |
guy [uk] i.
|
|
33 |
Genel |
(bir yerden) gizlice ayrılma |
guy [uk] i.
|
|
34 |
Genel |
bir yerden alınan kimse |
pickup i.
|
|
35 |
Genel |
bir yerden kaldırılma |
cleanout i.
|
|
36 |
Genel |
(ingiltere'de) herhangi bir bira yapımcısına ait olmayıp sahibinin kendi birasını ürettiği veya birayı istediği yerden satın aldığı bar |
free public house i.
|
|
37 |
Genel |
bir felaket yüzünden bir yerden ayırılmak |
evacuate f.
|
|
38 |
Genel |
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
take something out f.
|
|
|
39 |
Genel |
bir şeyi bir yerden yırtarak koparmak |
tear something out f.
|
|
40 |
Genel |
bir yerden çıkarken deftere imza atmak |
sign out f.
|
|
41 |
Genel |
bulunmak (bir yerden belirli bir uzaklıkta) |
be short of f.
|
|
42 |
Genel |
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
work something out f.
|
|
43 |
Genel |
uzaklaştırmak (bir şeyi bir yerden) |
be in the clear f.
|
|
44 |
Genel |
çıkarmak (bir şeyi bir yerden) |
withdraw from f.
|
|
45 |
Genel |
tepe gibi yüksek bir yerden gelmek |
disembark f.
|
|
46 |
Genel |
ayrılmak (bir yerden/gruptan) |
cut loose from f.
|
|
47 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
depart from f.
|
|
48 |
Genel |
bir yerden ayrılmamak |
stick around f.
|
|
49 |
Genel |
almak (insanları bir yerden) |
evacuate f.
|
|
50 |
Genel |
bir şeyi bir yerden yırtarak koparmak |
tear something off f.
|
|
51 |
Genel |
çıkmış olmak (bir yerden) |
be free of f.
|
|
52 |
Genel |
tayin etmek (önemli bir yerden önemsiz bir yere/makama) |
shunt f.
|
|
53 |
Genel |
durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden) |
go through f.
|
|
54 |
Genel |
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak |
be in transit f.
|
|
55 |
Genel |
yok etmek (bir şeyi bir yerden) |
be in the clear f.
|
|
56 |
Genel |
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
take something out of f.
|
|
57 |
Genel |
ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) |
take away from f.
|
|
58 |
Genel |
çıkmak (su/nem belirli bir yerden) |
transpire through f.
|
|
59 |
Genel |
sürmek (bir yerden atmak) |
banish f.
|
|
60 |
Genel |
araçla bir yerden ayrılmak |
drive off f.
|
|
61 |
Genel |
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak |
be in transit f.
|
|
62 |
Genel |
kaldırmak (bir şeyi bir yerden) |
be in the clear f.
|
|
63 |
Genel |
kaymak (bir yerden vb) |
glide f.
|
|
64 |
Genel |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek |
localize f.
|
|
65 |
Genel |
bir şeyi bir yerden kurtarmak |
rid something of f.
|
|
66 |
Genel |
götürmek (bir yerden başka bir yere) |
transport f.
|
|
67 |
Genel |
bir yerden dışarı atlamak |
jump out of f.
|
|
68 |
Genel |
atmak (bir yerden) |
throw out f.
|
|
69 |
Genel |
birini apar topar bir yerden çıkarmak |
hustle someone out of f.
|
|
70 |
Genel |
geçirmek (bir yerden başka bir yere) |
shift f.
|
|
71 |
Genel |
almak (bir kimseyi bir yerden) |
withdraw from f.
|
|
72 |
Genel |
bir şeyi bir yerden çıkarmak |
work something out of f.
|
|
73 |
Genel |
alışveriş yapmak (bir yerden) |
trade with f.
|
|
74 |
Genel |
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi) |
transplant f.
|
|
75 |
Genel |
vıcık vıcık bir yerden yürürken ayak sesi çıkarmak |
squelch f.
|
|
76 |
Genel |
birini iterek (bir yerden) çıkarmak |
push someone out of f.
|
|
77 |
Genel |
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) |
transplant f.
|
|
78 |
Genel |
ayrılmak (bir yerden taşınarak) |
take off f.
|
|
|
79 |
Genel |
güçbela geçmek (dar bir yerden) |
skin through f.
|
|
80 |
Genel |
ancak geçmek (dar bir yerden) |
skin through f.
|
|
81 |
Genel |
önemli biri çıkmak (bir yerden/aileden) |
throw up f.
|
|
82 |
Genel |
ayrılmak (bir yerden) |
cut loose from f.
|
|
83 |
Genel |
(bir yerden) otları temizlemek |
weed out of f.
|
|
84 |
Genel |
(bir şey) (bir yerden) çıkmak |
come forth f.
|
|
85 |
Genel |
birini bir yerden almaya gitmek |
go to take someone from somewhere f.
|
|
86 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
make departure f.
|
|
87 |
Genel |
birini bir yerden almak |
take someone from somewhere f.
|
|
88 |
Genel |
(bir yerden) çıkmak |
get out of f.
|
|
89 |
Genel |
bir yerden alıp başka yere koymak |
shuffle f.
|
|
90 |
Genel |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport f.
|
|
91 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate to some place from some place f.
|
|
92 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate into some place from some place f.
|
|
93 |
Genel |
bir yerden bir şey almak |
receive something from some place f.
|
|
94 |
Genel |
bir hayvanı aç bırakarak gizlendiği yerden çıkarmak |
starve an animal out f.
|
|
95 |
Genel |
birisini bir yerden kovmak |
boot someone out f.
|
|
96 |
Genel |
birisini bir yerden kovmak |
kick someone out f.
|
|
97 |
Genel |
bir yerden kopmak |
drift away f.
|
|
98 |
Genel |
(bir yerden/evden vb) işe gelmek |
commute from some place f.
|
|
99 |
Genel |
(bir yerden) eve gelmek/dönmek |
come home from some place f.
|
|
100 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
depart from some place f.
|
|
101 |
Genel |
bir yerden canlı çıkmak |
make it out of somewhere alive f.
|
|
102 |
Genel |
bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak |
fling something out f.
|
|
103 |
Genel |
bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak |
fling something out of something f.
|
|
104 |
Genel |
(bir yerden) (bir şey) uzamak/uzayıp gitmek |
stretch forth from something f.
|
|
105 |
Genel |
birini bir yerden atmak/çıkarmak |
eject someone from some place f.
|
|
106 |
Genel |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
emigrate from some place to some place f.
|
|
107 |
Genel |
birini bir yerden tahliye etmek |
evacuate someone from something f.
|
|
108 |
Genel |
birini bir yerden hatırlamak |
remember someone from somewhere f.
|
|
109 |
Genel |
bir yerden koşarak uzaklaşmak |
absquatulate f.
|
|
110 |
Genel |
bir yerden aceleyle ayrılmak |
absquatulate f.
|
|
111 |
Genel |
bir yerden kaçmak |
run away from a place f.
|
|
112 |
Genel |
bir yerden sıvışmak |
run away from a place f.
|
|
113 |
Genel |
bir yerden sonra soğumak |
go cold at one point f.
|
|
114 |
Genel |
bir yerden başlamak |
start from somewhere f.
|
|
115 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
leave a place f.
|
|
116 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
quit a place f.
|
|
117 |
Genel |
bir yerden alıntı yapmak |
quote from somewhere f.
|
|
118 |
Genel |
uzun adımlarla bir yerden çıkmak |
stride out of f.
|
|
119 |
Genel |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek |
localise f.
|
|
120 |
Genel |
birini bir yerden kurtarmak |
rescue someone from somewhere f.
|
|
121 |
Genel |
bir yerden bir yere göndermek |
channelize f.
|
|
122 |
Genel |
bir yerden bir yere göndermek |
channelise f.
|
|
123 |
Genel |
kendini (bir yerden) kurtarmak |
throw f.
|
|
124 |
Genel |
bir yerden kaldırmak |
transplace f.
|
|
125 |
Genel |
(bir yerden) dumanları temizlemek |
uncloud f.
|
|
126 |
Genel |
(bir yerden) toz veya gaz bulutunu temizlemek |
uncloud f.
|
|
127 |
Genel |
(bir yerden) ayrılmak |
walk [obsolete] f.
|
|
128 |
Genel |
bir yerden yalıtılmış kalmak |
remain isolated from somewhere f.
|
|
129 |
Genel |
bir yerden izole olmak |
remain isolated from somewhere f.
|
|
130 |
Genel |
(bir hayvanı) saklandığı yerden çıkarmak |
unkennel f.
|
|
131 |
Genel |
bir yerden hızla ayrılmak |
jump f.
|
|
132 |
Genel |
(bir yerden) çadırları kaldırmak |
untent f.
|
|
133 |
Genel |
(bir şeyi) saklanan yerden çıkarmak |
untuck f.
|
|
134 |
Genel |
bir yerden ayrılmak |
check out f.
|
|
135 |
Genel |
bir yerden veya durumdan koparmak |
winkle (out) f.
|
|
136 |
Genel |
bir yerden veya durumdan almak |
winkle (out) f.
|
|
137 |
Genel |
bir yerden veya durumdan çıkarmak |
winkle (out) f.
|
|
138 |
Genel |
bir yerden yükselmek |
hike f.
|
|
139 |
Genel |
bir yerden bir yere zıplamak |
hopscotch f.
|
|
140 |
Genel |
bir yerden hızla geçmek |
hopscotch f.
|
|
141 |
Genel |
av izi sürerken bir yerden bir yere geçmek |
hunt f.
|
|
142 |
Genel |
(bir yerden çıkması gereken şeyi) kontrol altında tutmak |
hush f.
|
|
143 |
Genel |
(bir yerden/şeyden) evine dönmek |
come home from (some place or something) f.
|
|
144 |
Genel |
(bir yerden/şeyden) eve gelmek |
come home from (some place or something) f.
|
|
145 |
Genel |
bir yerden başka yere gitmek |
locomote f.
|
|
146 |
Genel |
bir yerden başka yere hareket etmek |
locomote f.
|
|
147 |
Genel |
bir yerden bir yere gitmek |
log [obsolete] f.
|
|
148 |
Genel |
bir yerden bir yere hareket etmek |
log [obsolete] f.
|
|
149 |
Genel |
belirli bir yerden çalışmak |
ride f.
|
|
150 |
Genel |
belirli bir yerden hareket etmek |
ride f.
|
|
151 |
Genel |
bir yerden bağımsız olmak |
delocalize [us] f.
|
|
152 |
Genel |
bir yerden bağımsız olmak |
delocalise [uk] f.
|
|
153 |
Genel |
(bir yerden) tıkanıklığı gidermek |
deoppilate f.
|
|
154 |
Genel |
(bir yerden) engelleri kaldırmak |
deoppilate f.
|
|
155 |
Genel |
(bir yerden) fareleri kovmak |
de-rat f.
|
|
156 |
Genel |
(bir yerden diğerine) bardaktan boşanır gibi geçmek |
overflow f.
|
|
157 |
Genel |
bir yerden bir yere gitmek |
run around f.
|
|
158 |
Genel |
(bir yerden) ayrılmak |
chuck [south africa] f.
|
|
159 |
Genel |
(bir yerden) yaşlıları uzaklaştırmak |
diselder f.
|
|
160 |
Genel |
(bir yerden) erkekleri çıkartmak |
disman f.
|
|
161 |
Genel |
(bir yerden) gezgin olarak geçmek |
cover f.
|
|
162 |
Genel |
bir yerden bir yere gitmek |
palmer [dialect] [scotland] f.
|
|
163 |
Genel |
yürüyerek bir yerden bir yere gitmek |
pad f.
|
|
164 |
Genel |
yüksek bir yerden aşağı ip kullanarak inmek |
rappel into f.
|
|
165 |
Genel |
bir yerden diğerine uzanmak |
span f.
|
|
166 |
Genel |
bir yerden geçmeye zorlamak |
squeeze f.
|
|
167 |
Genel |
(bir yerden/görevden) almak |
supplant f.
|
|
168 |
Genel |
(bir yerden) kaçırmak |
spring f.
|
|
169 |
Genel |
sürekli bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
transmigratory s.
|
|
170 |
Genel |
bir yerden bir yere giden |
deambulatory s.
|
|
171 |
Genel |
bir yerden diğerine geçen |
transmigrant s.
|
|
172 |
Genel |
(istihbarat operasyonlarında) ana kaynaktan farklı bir yerden çıkan |
black s.
|
|
173 |
Genel |
bir yerden başka yere giden |
hopping s.
|
|
174 |
Genel |
bir yerden bir yere seyahat eden |
mobile s.
|
|
175 |
Genel |
bir yerden bir yere göç eden |
mobile s.
|
|
176 |
Genel |
bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
locomotory s.
|
|
177 |
Genel |
bir yerden başka bir yere gidebilen |
locomotory s.
|
|
178 |
Genel |
bir yerden diğerine geçen |
mutative s.
|
|
179 |
Genel |
bir yerden başka bir yere geçen |
of passage s.
|
|
180 |
Genel |
(bir yerden, kaynaktan) çıkan |
issuant s.
|
|
181 |
Genel |
(yol/rota) bir yerden diğerine |
point-to-point s.
|
|
182 |
Genel |
bir yerden başka bir yere |
from pillar to post zf.
|
|
183 |
Genel |
kanada'nın newfoundland kısmı dışında bir yerden |
from away [canada] zf.
|
|
184 |
Genel |
herhangi bir yerden |
whencesoever bağ.
|
|
185 |
Genel |
bir yerden bir yere anlamı veren ön ek |
loco- ök.
|
|
186 |
Genel |
(memleket) bir yerden gelen anlamına gelen son ek |
-ier snk.
|
|
187 |
Genel |
(belli bir yerden) çıkamayan |
bound snk.
|
|
Phrasals |
|
188 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak |
check someone or something out (of something) i.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak |
check someone or something out (of something) i.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak |
check someone or something out (of something) i.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) gelmek |
hail from (some place) i.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden almak |
call for f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
bir yerden zorla/istemeyerek ayrılmak |
tear (oneself) away (from someone or something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
bir yerden dikkatle çıkmak |
nose out f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
çiftler halinde bir yerden ayrılmak |
pair off f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
bir yerden diğerine geçmek |
go about f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
bir yerden atmak |
run out f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow in f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow into f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
bir iş ya da bir yerden tekmeyi yemek |
bounce out f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
bir yerden başka bir yere arabayla gitmek |
drive between f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak |
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak |
bring someone or something out of something f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak |
bring someone or something out of something f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak |
bring someone or something out f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak |
bring someone or something out f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
elden ele/bir yerden ötekine paslamak |
buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak |
put (one) out of (something or some place) f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak |
put (one) out of (something or some place) f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak |
put (someone or an animal) out of something f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak |
put (someone or an animal) out of something f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
tünel kazarak (bir yerden) çıkmak |
tunnel out f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(grubu bir yerden) dışarıya çağırmak |
turn out f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
(birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden ya da bir şeyden dışarı çıkarmak |
conduct someone out of something f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or something) f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek |
convey (something) from (someone or something) f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek |
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) to (someone or something) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek |
convey (something) to (someone or something) f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) aceleyle çıkmak |
charge off f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden kaçırmak |
abduct someone from someone or something f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere savurmak |
toss about f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi izinsiz almak |
abstract (something) from (something or some place) f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi çalmak |
abstract (something) from (something or some place) f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi aşırmak |
abstract (something) from (something or some place) f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi yürütmek |
abstract (something) from (something or some place) f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
arabayla bir yerden geçmek |
drive through f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
birine bir yerden/bir şeyden inmesini söylemek/emretmek |
order someone off (of something) f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak |
lead someone off f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sıvışmak |
skip out on something f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden hatırlamak/anımsamak |
recall someone from something f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/yerden toplamak |
pick someone or something off (of) someone f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
bir yerden ayrılmamak |
stay put f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak |
steam something out of something f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir şey göndermek |
send something from something f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sendeleyerek çıkmak |
stagger from something f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
bir yerden alışveriş yapmak |
shop at f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/yerden sarkmak |
dangle from something f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
birine bir yerden/bir şeyden inmesini söylemek/emretmek |
command someone to get off something f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
bir yerden kaçmak |
run out of some place f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden atmak |
throw someone out of something f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
birinin bir yerden kalkmasına (sandalye/koltuk) yardımcı olmak |
help someone up f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri bir yerden boşaltmak |
unload something from something f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
birilerini bir yerden atmak/kovmak |
hurl someone out of some place f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak |
guide someone away f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
birinin bir yerden gitmesini sağlamak |
chase someone out of somewhere f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something (from some place) to some place f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden püskürtmek |
repel someone from something f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden yanına çağırmak |
call someone away from somewhere f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak |
roust someone out of something f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
bir yerden gitmek |
toddle off f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden atmak |
pitch someone out f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden karga tulumba çıkarmak |
roust someone out f.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
bir yerden iterek/sıkıştırarak geçirmek |
squeeze through (something) f.
|
|
259 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola çıkmak/koyulmak |
start off from some place f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden hızla/aniden çekmek |
jerk someoneout of something f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/yerden toplamak |
pick someone or something off f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi hızla/aceleyle bir yerden geçirmek |
rush something through f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yavaş yavaş çıkmak |
drift out f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden atmak/çıkarmak |
oust someone from something f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
birinin bir yerden inmesine yardım etmek |
help someone down from something f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden defetmek/kovmak |
chase someone away from some place f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak |
steam something off (of) something f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
bir yerden hızla çıkmak |
sweep out of some place f.
|
|
269 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola çıkmak |
start from some place f.
|
|
270 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden atmak |
pitch someone out of something f.
|
|
271 |
Öbek Fiiller |
bir yerden başka bir yere taşınmak |
move (from some place) (to some place) f.
|
|
272 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
drag something from one place to another f.
|
|
273 |
Öbek Fiiller |
birinin bir yerden gitmesini sağlamak |
chase someone away from some place f.
|
|
274 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere gitmek/götürmek |
shuttle someone or something from (person to person) f.
|
|
275 |
Öbek Fiiller |
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak |
starve someone out f.
|
|
276 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden dışarıya atmak |
toss someone out f.
|
|
277 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere geçmek |
cross from some place to some place f.
|
|
278 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak |
draw something out of some place f.
|
|
279 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir şeyleri kaldırmak/temizlemek/toplamak |
clear something from some place f.
|
|
280 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden hatırlamak/anımsamak |
remember someone from some place f.
|
|
281 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yada kişiden diğerine geçmek |
bounce around f.
|
|
282 |
Öbek Fiiller |
bir yerden alışveriş yapmak |
trade at f.
|
|
283 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak |
force someone out of something f.
|
|
284 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden dışarıya atmak |
discard someone f.
|
|
285 |
Öbek Fiiller |
birisini bir yerden almak |
retrieve someone from some place f.
|
|
286 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden dışarıya atmak |
toss someone out of something f.
|
|
287 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak |
steam something f.
|
|
288 |
Öbek Fiiller |
bir yerden hızla çıkmak |
charge out f.
|
|
289 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak |
roust someone out f.
|
|
290 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden yanına çağırmak |
call someone over f.
|
|
291 |
Öbek Fiiller |
bir yerden başka bir yere göç edip durmak |
migrate between f.
|
|
292 |
Öbek Fiiller |
bir yerden aceleyle çıkmak/ayrılmak |
rush off from f.
|
|
293 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak |
draw something out f.
|
|
294 |
Öbek Fiiller |
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
usher someone or something out f.
|
|
295 |
Öbek Fiiller |
birinin bir yerden (merdiven/sandalye) inmesine yardımcı olmak |
lead someone down something f.
|
|
296 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden dışarıya atmak |
throw someone out of some place f.
|
|
297 |
Öbek Fiiller |
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak |
starve someone out of some place f.
|
|
298 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sendeleyerek çıkmak |
stagger out of some place f.
|
|
299 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir şeyler sipariş etmek |
order something from something f.
|
|
300 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere gitmek/götürmek |
shuttle someone or something from place to place f.
|
|
301 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sinsice çıkmak |
slink out of some place f.
|
|
302 |
Öbek Fiiller |
bir yere gitme için (bir yerden) ayrılmak |
leave for some place f.
|
|
303 |
Öbek Fiiller |
bir yerden tüymek |
run out of some place f.
|
|
304 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something from some place (to some place) f.
|
|
305 |
Öbek Fiiller |
bir yerden damlamak |
trickle through (something) f.
|
|
306 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden kurtarmak |
deliver someone from somewhere f.
|
|
307 |
Öbek Fiiller |
bir yerden hareket etmek/ayrılmak |
leave from some place f.
|
|
308 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden defetmek/kovmak |
chase someone out of somewhere f.
|
|
309 |
Öbek Fiiller |
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
usher someone or something out of some place f.
|
|
310 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/yerden sarkmak |
hang from something f.
|
|
311 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak |
steam something out f.
|
|
312 |
Öbek Fiiller |
birilerini bir yerden atmak/kovmak |
hurl someone out f.
|
|
313 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sinsice çıkmak |
creep out of some place furtively f.
|
|
314 |
Öbek Fiiller |
bir yerden (kapıdan vb) çıkmak |
trickle through (something) f.
|
|
315 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden (grup/organizasyon) kovmak |
kick somebody off something f.
|
|
316 |
Öbek Fiiller |
bir yerden gitmek |
toddle away f.
|
|
317 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola çıkmak |
head away from f.
|
|
318 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden karga tulumba çıkarmak |
roust someone out of something f.
|
|
319 |
Öbek Fiiller |
bir yerden sürünerek çıkmak |
crawl out of something f.
|
|
320 |
Öbek Fiiller |
birini bir yerden hızla/aniden çekmek |
jerk someone out f.
|
|
321 |
Öbek Fiiller |
bir yerden çıkmak |
trickle out (of something) f.
|
|
322 |
Öbek Fiiller |
birini (yakın veya uzak bir yerden) getirmek |
bring someone over from some place f.
|
|
323 |
Öbek Fiiller |
el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak |
motion someone away from something f.
|
|
324 |
Öbek Fiiller |
el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak |
motion away from f.
|
|
325 |
Öbek Fiiller |
emniyet müdürlüğü gibi yüksek güvenlikli bir yerden çıkmak |
badge out f.
|
|
326 |
Öbek Fiiller |
kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla gitmek/ gelmek |
drive down f.
|
|
327 |
Öbek Fiiller |
sinsice bir yerden kaçmak/sıvışmak |
steal out of some place f.
|
|
328 |
Öbek Fiiller |
posta ile birine bir yerden bir şey göndermek |
mail something from some place f.
|
|
329 |
Öbek Fiiller |
sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak |
throng out of something f.
|
|
330 |
Öbek Fiiller |
panikle bir yerden kaçışmak |
stampede out of f.
|
|
331 |
Öbek Fiiller |
(kapı aralığı gibi bir yerden) bir gözünü kısmen kısarak bakmak |
squint out of something f.
|
|
332 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) inmek |
step down from f.
|
|
333 |
Öbek Fiiller |
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak |
pilot something out f.
|
|
334 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) dışarı çıkmak istemek |
want out (of something) f.
|
|
335 |
Öbek Fiiller |
(sınırı/köprüyü/nehri vb geçerek) bir yerden bir yere geçmek /gitmek |
cross over into some place f.
|
|
336 |
Öbek Fiiller |
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yerden çıkmak |
steam out (of some place) f.
|
|
337 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden)kurtarmak |
set someone free from something f.
|
|
338 |
Öbek Fiiller |
(at veya bisiklikte vb.) bir yerden ayrılmak |
ride away f.
|
|
339 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) fırlamak |
pop out (of something) f.
|
|
340 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) çıkartmak |
turn someone or an animal out f.
|
|
341 |
Öbek Fiiller |
(ayağı) bir yerden kaymak |
slip from something f.
|
|
342 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek |
pry something off (of) something f.
|
|
343 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) kovmak |
make someone leave f.
|
|
344 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) geriye çekilmek |
move back from f.
|
|
345 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak |
scour something off of something f.
|
|
346 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek |
pry something from something f.
|
|
347 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak |
scour something out of something f.
|
|
348 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) biri ile gitmek/ayrılmak/çıkmak |
leave with someone f.
|
|
349 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) arabayla geçmek |
drive through f.
|
|
350 |
Öbek Fiiller |
(bir kararı bir komiteden vb) bir şeyi bir yerden geçirmek |
push something through f.
|
|
351 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) çıkartmak |
turn (someone or an animal) out of something f.
|
|
352 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) (bir şey) uzamak/uzayıp gitmek |
stretch away (from something) f.
|
|
353 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak |
scour something off f.
|
|
354 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek |
want off (something) f.
|
|
355 |
Öbek Fiiller |
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak |
pilot something out of something f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden/yerden) (güç vb kullanarak) çıkarmak |
pull out of f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
(özellikle arayıp) bir yerden bir şey çıkarmak/çekmek |
fish something up out of something f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir yerden) tamamen çıkarmak/silmek/yok etmek |
obliterate someone or something from something f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
(özellikle arayıp) bir yerden bir şey çıkarmak/çekmek |
fish something up f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
(eşyaları vb) (uzak bir yerden) getirmek |
carry something over from something f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek |
pry something off f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak |
scour something out f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) ayrılmak |
tear out of f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
(bir yeri/yerden) hızla/çabucak/hışımla geçmek |
steam across (a room) f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden dışarı) çıkmak/gitmek |
run along f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden başka bir yere) göç etmek |
migrate (from some place) (to some place) f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek |
pry something out (of something) f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/otelden vb) çalmak/aşırmak |
skip out with something f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek |
want off of something f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
(araba vb.) (bir yerden) hızla uzaklaşmak |
speed away (from something) f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) çıkarmak |
make someone leave f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
sınır, bariyer ya da toprak parçası aşarak bir yerden bir yere gitmek |
cross over f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
bir araçla bir yerden bir yere geçmek |
cross with f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
bir araçla bir yerden bir yere geçmek |
cross something with something f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
bir yerden hızla geçmek |
dart across f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
(birisini bir yerden) göndermek |
deport (someone) from (some place) f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
deport (someone) from (some place) to (some place) f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
deport someone (from some place) (to some other place) f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak |
desert (someone or something) for (someone or something) f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak |
desert (someone or something) to (someone or something) f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
(fiziksel olarak) bir yerden geçmek |
go through f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
bir yerden inmek |
get down f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden indirmek |
get down f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/yerden aşağı atlamak |
jump down something f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
bir yerden aşağı düşürmek/atmak |
knock down f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden aşağı yuvarlamak |
roll something down something f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden aşağı itmek/sürmek |
roll something down something f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
bir yerden aşağı yuvarlanmak |
roll down something f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
(tekerlekli bir araç, top) bir yerden aşağı doğru gitmek |
roll down something f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
yoğun bir şekilde bir yerden aşağı akmak/yağmak |
sluice down f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
bir yerden aşağı dönerek inmek |
spiral down f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden aşağı/içeri ittirmek |
thrust something down something f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir yerden aşağı/içeri dürtmek |
thrust something down something f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
bir yerden aşağı atmak/fırlatmak |
toss down f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere araçla gitmek |
drive between f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
bir yerden düşürmek |
drop from (something) f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
yüksek bir yerden aşağı düşürmek |
drop from (something) f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi yüksek bir yerden bırakmak/aşağı atmak |
drop someone or something from something f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
bir yerden atlamak/düşmek |
dropout f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
bir yerden düşürmek/atmak/aşağı bırakmak |
drop out f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden atmak |
drop out of (something) f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden atmak |
drop (someone or something) out of f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
bir yerden/bir şeyden patlamak |
erupt from something f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
bir yerden/bir şeyden püskürmek |
erupt from something f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
bir yerden/bir şeyden açığa çıkmak |
erupt from something f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
bir yerden/bir şeyden fışkırmak |
erupt from something f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
bir yerden/bir şeyden çıkmak |
erupt from something f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
(birine bir yerden) çıkarken eşlik etmek |
escort (one) from (something) f.
|
|
409 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) çıkartmak/atmak |
escort (one) from (something) f.
|
|
410 |
Öbek Fiiller |
(birine bir yerden) çıkış yolunu göstermek |
escort (one) from (something) f.
|
|
411 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek |
escort someone or something from something f.
|
|
412 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden çıkartmak |
escort someone or something from something f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden atmak |
escort someone or something from something f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bir yerden çıkış yolunu göstermek |
escort someone or something from something f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) çıkarmak |
evict (one) from (some place) f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) zorla çıkarmak |
evict (one) from (some place) f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) atmak |
evict (one) from (some place) f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) tahliye etmek |
evict (one) from (some place) f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere genişlemek/yayılmak |
extend from (something) f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
(bir suçluyu bir yerden) iade etmek |
extradite (someone) from (some place) f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
(bir suçluyu bir yerden) ülkesine iade etmek |
extradite (someone) from (some place) f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
(birini bir yerden) ülkesine geri göndermek |
extradite (someone) from (some place) f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak |
extradite (someone) from (some place) to (some place) f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi/kendini) sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak |
extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
bir yerden düşmek |
fall on f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
bir yerden düşmek |
fall upon f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak |
file out of (something) f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) sırayla çıkmak |
file out of (something) f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek |
filter in (some place) f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) yavaş yavaş geçmek |
filter into (some place) f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
433 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
434 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
435 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
436 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak |
force (someone or something) off (of) (something) f.
|
|
437 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak |
force off f.
|
|
438 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla koparmak |
force off f.
|
|
439 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak |
force off f.
|
|
440 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek |
force off f.
|
|
441 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla kaldırmak |
force off f.
|
|
442 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak |
force off f.
|
|
443 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak |
force someone or something off (of) something f.
|
|
444 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak |
force someone or something off (of) something f.
|
|
445 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak |
force someone or something off (of) something f.
|
|
446 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek |
force someone or something off (of) something f.
|
|
447 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak |
force someone or something off (of) something f.
|
|
448 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak |
force someone or something off (of) something f.
|
|
449 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak |
and force someone or something off f.
|
|
450 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla koparmak |
and force someone or something off f.
|
|
451 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak |
and force someone or something off f.
|
|
452 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek |
and force someone or something off f.
|
|
453 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden zorla kaldırmak |
and force someone or something off f.
|
|
454 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak |
and force someone or something off f.
|
|
455 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden uzaklaştırmak |
force back f.
|
|
456 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden uzak tutmak |
force back f.
|
|
457 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yerden geri çekmek |
force back f.
|
|
458 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeyden/bir yerden korkutmak |
frighten off f.
|
|
459 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeyden/bir yerden korkutup uzaklaştırmak |
frighten off f.
|
|
460 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeyden/bir yerden korkutup kaçırmak |
frighten off f.
|
|
461 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) öğrenmek |
glean from (something) f.
|
|
462 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) bölük pörçük öğrenmek |
glean from (something) f.
|
|
463 |
Öbek Fiiller |
bir yerden almak |
lift from f.
|
|
464 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yukarı kaldırmak |
lift from f.
|
|
465 |
Öbek Fiiller |
bir yerden kaldırmak |
lift from f.
|
|
466 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
467 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden küçük bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
468 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden küçük bir kısmı belli olmak |
peek out f.
|
|
469 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az/küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out f.
|
|
470 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
bir yerden ayrılmak |
proceed from f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
bir yerden devam etmek/ilerlemek |
proceed from f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola devam etmek |
proceed from f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
bir yerden devam etmek |
proceed from f.
|
|
475 |
Öbek Fiiller |
bir yerden ayrılmak |
proceed from f.
|
|
476 |
Öbek Fiiller |
bir yerden yola çıkmak |
proceed from f.
|
|
477 |
Öbek Fiiller |
birini zorla bir şeyden/bir yerden ayırmak |
pry from f.
|
|
478 |
Öbek Fiiller |
birini (bir yerden/bir şeyden) hatırlamak |
recall from (something) f.
|
|
479 |
Öbek Fiiller |
birini (bir yerden/bir şeyden) anımsamak |
recall from (something) f.
|
|
480 |
Öbek Fiiller |
biri (bir yerden) tanıdık gelmek |
recall from (something) f.
|
|
481 |
Öbek Fiiller |
birini (bir yerden/şeyden) geri çağırmak/çekmek |
recall from (something) f.
|
|
482 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir yerden gitmesine izin vermek |
release someone or something from something f.
|
|
483 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) bir şeyden veya bir yerden çıkarmak |
remove from (someone or something) f.
|
|
484 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden/bir yerden) geri dönmek |
return from (something or some place) f.
|
|
485 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) kaldığı yerden devam etmek |
return from (something or some place) f.
|
|
486 |
Öbek Fiiller |
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey yükselmek/yayılmak |
rise from (something) f.
|
|
487 |
Öbek Fiiller |
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey saçılmak/çıkmak |
rise from (something) f.
|
|
488 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyden/yerden) kazıyarak temizlemek/ kazımak |
scrape (something) away from (something) f.
|
|
489 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek |
seal (someone or something) off from (someone or something) f.
|
|
490 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) sıvışmak |
sneak away (from some place) f.
|
|
491 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) sessizce kaçmak/çıkmak |
sneak away (from some place) f.
|
|
492 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) sessizce sıvışmak |
sneak away (from some place) f.
|
|
493 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) sinsice sıvışmak |
sneak away (from some place) f.
|
|
494 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) fark ettirmeden çıkmak/sıvışmak |
sneak away (from some place) f.
|
|
495 |
Öbek Fiiller |
yolculuğa (bir yerden) başlamak |
start out from (something) f.
|
|
496 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) yola çıkmak |
start out from (something) f.
|
|
497 |
Öbek Fiiller |
seyahate (bir yerden) başlamak/çıkmak |
start out from (something) f.
|
|
498 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) saldırmak, fırlamak, sıçramak |
strike from (something) f.
|
|
499 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) saldırı düzenlemek |
strike from (something) f.
|
|
500 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) saldırıda bulunmak |
strike from (something) f.
|
|