Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
aklı
"aklı"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
aklı
movement
i.
"aklı"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
aklı/ruhu geliştirmek
elevate
f.
2
Yaygın Kullanım
aklı karışmış
confused
s.
General
3
Genel
aklı başında olma
presence of mind
i.
4
Genel
aklı başında olma
collectedness
i.
5
Genel
aklı başındalık
lucidness
i.
6
Genel
aklı başında olma
sanity
i.
7
Genel
aklı selimlik
discretion
i.
8
Genel
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen)
clock-watcher
i.
9
Genel
aklı selim
gumption
i.
10
Genel
aklı selim
good sense
i.
11
Genel
aklı selim
horse sense
i.
12
Genel
çocuk aklı
child's mind
i.
13
Genel
çocuğun aklı
child's mind
i.
14
Genel
gerçek dünyada yaşayan aklı başında bir insan
a rational person living in the real world
i.
15
Genel
aklı başındalık
sedateness
i.
16
Genel
insan aklı
human mind
i.
17
Genel
insan aklı
human reason
i.
18
Genel
batı aklı
western mind
i.
19
Genel
aklı başındalık
centredness
i.
20
Genel
aklı başındalık
centeredness
i.
21
Genel
aklı baştan alan şey
enchantment
i.
22
Genel
aklı başından gitme
besottedness
i.
23
Genel
insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti
mystery
i.
24
Genel
aklı havada kimse
doodle
i.
25
Genel
aklı bir karış havada kimse
featherbrain
i.
26
Genel
aklı bir karış havada kimse
featherhead
i.
27
Genel
aklı bir karış havada kimse
feather-head
i.
28
Genel
insan aklı
inner space
i.
29
Genel
köhnemiş fikirlerle aklı bulanma
fogeyism
i.
30
Genel
köhnemiş fikirlerden aklı bulanmış kimse
fogie
i.
31
Genel
köhnemiş fikirlerle aklı bulanma
fogyism
i.
32
Genel
aklı başındalık
self-composure
i.
33
Genel
davranışları düzenlemenin temeli olarak aklı gören öğreti
freethinking
i.
34
Genel
aklı havada genç
skipper
i.
35
Genel
aklı havada olma
sloppiness
i.
36
Genel
aklı bir karış havada kimse
soldier
i.
37
Genel
aklı bir karış havada kimse
space case
i.
38
Genel
aklı yorma
stretch
i.
39
Genel
aklı yerinde olmamak
be out of one's mind
f.
40
Genel
aklı başından gitmek
be overwhelmed
f.
41
Genel
aklı kesmek
believe that something is possible
f.
42
Genel
aklı başında olmak
have both one's feet on the ground
f.
43
Genel
aklı başından gitmek
be beside oneself
f.
44
Genel
bir şeye aklı yatmak
bend to
f.
45
Genel
aklı kesmek
decide
f.
46
Genel
aklı karışmak
be confused
f.
47
Genel
aklı başında olmak
be in one's right mind
f.
48
Genel
bir şeye aklı yatmak
bend towards
f.
49
Genel
aklı başında biri olmak
have one's head screwed on right
f.
50
Genel
aklı almak
think
f.
51
Genel
aklı gitmek
be perplexed
f.
52
Genel
aklı başından gitmek
lose one's reason
f.
53
Genel
aklı almamak
be unable to understand
f.
54
Genel
aklı yatmak
be convinced of
f.
55
Genel
aklı başında biri olmak
have a good head on one's shoulders
f.
56
Genel
aklı bir karış havada olmak
have one's head in the clouds
f.
57
Genel
aklı ermek
be able to understand
f.
58
Genel
aklı başına gelmek
come to one's senses
f.
59
Genel
aklı başından gitmek
lose one's head
f.
60
Genel
aklı almak
conceive
f.
61
Genel
aklı durmak
be shocked
f.
62
Genel
aklı durmak
be astonished
f.
63
Genel
aklı ermemek
be beyond one's ken
f.
64
Genel
aklı havada olmak
be absent-mindedly irresponsible
f.
65
Genel
aklı bir karış havada olmak
be head-in-the-clouds
f.
66
Genel
aklı havada olmak
be head-in-the-clouds
f.
67
Genel
aklı başında biri olmak
have one's head screwed on the right way
f.
68
Genel
aklı kalmak
be wrapped up in
f.
69
Genel
aklı mantığı olmak
be endowed with reason
f.
70
Genel
hem gözü hem aklı meşgul etmek
engage both the mind and the eye
f.
71
Genel
(aklı) takılmak
abstract
f.
72
Genel
aklı karışmak
ravel [obsolete]
f.
73
Genel
aklı ermek
make
f.
74
Genel
aklı başında
of sound mind
s.
75
Genel
aklı başında
lucid
s.
76
Genel
aklı karışık
bemused
s.
77
Genel
aklı karışmış
woozy
s.
78
Genel
aklı başında
sane
s.
79
Genel
aklı başında
sensible
s.
80
Genel
aklı havada
flighty
s.
81
Genel
aklı havada
frivolous
s.
82
Genel
aklı başında
judicious
s.
83
Genel
aklı başında
in his right mind
s.
84
Genel
aklı başından alınmış
distracted
s.
85
Genel
aklı başından gitmiş
enraptured
s.
86
Genel
aklı başında
rightminded
s.
87
Genel
aklı başından alınmış
ensorceled
s.
88
Genel
aklı başından alınan
distracted
s.
89
Genel
aklı yeterliliğe sahip
compos mentis
s.
90
Genel
aklı başında
collected
s.
91
Genel
aklı karışmış
perplexed
s.
92
Genel
aklı başından alınmış
ensorcelled
s.
93
Genel
aklı başından gitmiş
out of her senses
s.
94
Genel
aklı karışmış
perturbed
s.
95
Genel
aklı başında
levelheaded
s.
96
Genel
aklı fikri sekste olan
prurient
s.
97
Genel
aklı başında
in one's right mind
s.
98
Genel
aklı başından gitmiş
out of his senses
s.
99
Genel
aklı başında
compos mentis
s.
100
Genel
aklı başında
amenable
s.
101
Genel
aklı karalı
black and white
s.
102
Genel
aklı başından gitmiş
distraught
s.
103
Genel
aklı belden aşağı şakalara çalışan
dirty-minded
s.
104
Genel
aklı başında
level-headed
s.
105
Genel
aklı başında
clear-headed
s.
106
Genel
aklı başında
sober-minded
s.
107
Genel
aklı zayıf
weak-minded
s.
108
Genel
aklı başında
balanced
s.
109
Genel
aklı başında
rational
s.
110
Genel
aklı başında
well-balanced
s.
111
Genel
(aklı/beyni) zorlayan
challenging
s.
112
Genel
kendine hakim/aklı başında
together
s.
113
Genel
aklı karışmış
disoriented
s.
114
Genel
aklı başında
hard-headed
s.
115
Genel
aklı başında
clearheaded
s.
116
Genel
aklı olan
rational
s.
117
Genel
sonradan aklı başına gelen
afterwise
s.
118
Genel
sonradan aklı başına gelen
after-witted
s.
119
Genel
aklı olan
rational
s.
120
Genel
aklı başında
tidy
s.
121
Genel
aklı karışık
turbid
s.
122
Genel
aklı başında
unhysterical
s.
123
Genel
aklı başından alınmamış
uninchanted [obsolete]
s.
124
Genel
aklı çelinmemiş
untempted
s.
125
Genel
aklı karışmış
jumbly
s.
126
Genel
aklı başında olmayan
madbrained
s.
127
Genel
kolayca aklı çelinen
weak-willed
s.
128
Genel
aklı başında
wise-like
s.
129
Genel
aklı karışık
woolly
s.
130
Genel
aklı karışmış
wrought
s.
131
Genel
aklı karışmış
mixed
s.
132
Genel
aklı bir karış havada olan
head-in-the-clouds
s.
133
Genel
aklı karışmış
misplaced
s.
134
Genel
aklı karışmış
loopy
s.
135
Genel
aklı karışmış
muddy
s.
136
Genel
aklı karışmış
obfuscate
s.
137
Genel
aklı selim
right-minded
s.
138
Genel
aklı başında
right-thinking
s.
139
Genel
aklı meşgul eden
occupied
s.
140
Genel
aklı karışmış
désorienté
s.
141
Genel
aklı yerinde olmayan
idleheaded [obsolete]
s.
142
Genel
aklı havada
long-haired
s.
143
Genel
aklı başından alınmış
overblown
s.
144
Genel
aklı havada
impertinent
s.
145
Genel
aklı karışmış
dismayed
s.
146
Genel
aklı bulanmış
distract [obsolete]
s.
147
Genel
aklı başından gitmiş
distract [obsolete]
s.
148
Genel
aklı başka yerde olan
distrait
s.
149
Genel
aklı karışmış
drumly
s.
150
Genel
aklı karışmış
drumlie
s.
151
Genel
aklı beş karış havada
fatuous
s.
152
Genel
aklı havada
feather-headed
s.
153
Genel
aklı havada
feather-pated
s.
154
Genel
büyük meblağlara aklı ermeyen
pound-foolish
s.
155
Genel
aklı başında
fit
s.
156
Genel
aklı kıt
fluffy
s.
157
Genel
aklı karışmış
foggy
s.
158
Genel
aklı başında
present [obsolete]
s.
159
Genel
aklı uçmuş
self-annihilated
s.
160
Genel
aklı başında olan
self-composed
s.
161
Genel
aklı kıt
shallow-pated
s.
162
Genel
aklı havada olan
short-wited
s.
163
Genel
aklı bulutlarda gezinen
slap-happy
s.
164
Genel
aklı kıt
soft
s.
165
Genel
aklı bir yerlerde olan
distant
s.
166
Genel
aklı başında olarak
soberly
zf.
167
Genel
aklı karışmış bir şekilde
woozily
zf.
168
Genel
aklı başına
to
zf.
169
Genel
aklı başında bir şekilde
unhysterically
zf.
170
Genel
aklı başında bir şekilde
healthily
zf.
171
Genel
aklı karışmış bir şekilde
muddleheadedly
zf.
172
Genel
aklı başına (gelmek)
themselves
zm.
173
Genel
aklı başındaki hali
itself
zm.
174
Genel
aklı belirtildiği gibi çalışan anlamına gelen son ek
-witted
snk.
175
Genel
aklı bir karış havada
in the clouds
expr.
Phrasals
176
Öbek Fiiller
aklı yatmak
bend to
f.
177
Öbek Fiiller
aklı yatmak
bend towards
f.
178
Öbek Fiiller
(bir haber nedeniyle) aklı durmak
reel back (from something)
f.
179
Öbek Fiiller
aklı havalarda yaşamak
drift along
f.
180
Öbek Fiiller
aklı başka yere gitmek
check out
f.
181
Öbek Fiiller
aklı durmak
reel back
f.
Phrases
182
İfadeler
aklı yerinde değil
out of one's mind
expr.
183
İfadeler
aklı sıra
in someone's wisdom
expr.
184
İfadeler
kendi aklı sıra
in someone's wisdom
expr.
Proverb
185
Atasözü
aklı başında adam yıkılmaz
you can't keep a good man down
186
Atasözü
denizci olanın aklı yoktur
he that would go to sea for pleasure, would go to hell for a pastime
187
Atasözü
kendi burada ama aklı başka yerde
the lights are on but nobody's/no-one's home
188
Atasözü
aşıkken aklı başında olunmaz
one cannot love and be wise
189
Atasözü
kendi avukatlığını yapanın aklı kıttır
a man who is his own lawyer has a fool for a client
190
Atasözü
körü körüne inanç aklı da kör eder
men are blind in their own cause
191
Atasözü
gençliğini doyasıya yaşasın, sonra aklı kalmasın
wanton kittens make sober cats
192
Atasözü
kendi avukatlığını yapanın aklı kıttır
an attorney who represents himself has a fool for a client
193
Atasözü
kendi avukatlığını yapanın aklı kıttır
an attorney who represents himself has a fool for a client
Colloquial
194
Konuşma Dili
aklı kıt
beetlebrain
i.
195
Konuşma Dili
aklı kıt
dim bulb
i.
196
Konuşma Dili
aklı bir karış havada kimse
mooner
i.
197
Konuşma Dili
gebelik aklı
pregnancy brain
i.
198
Konuşma Dili
aklı karışmış kimse
muddlehead
i.
199
Konuşma Dili
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen) kimse
clock watcher
i.
200
Konuşma Dili
aklı başında olmak
be in one's right mind
f.
201
Konuşma Dili
aklı başından gitmek
lose one's head
f.
202
Konuşma Dili
aklı çıkmak
be scared stiff
f.
203
Konuşma Dili
aklı fesata çalışmak
have (got) layers
f.
204
Konuşma Dili
aklı selim hareket etmek
use one's loaf
f.
205
Konuşma Dili
(bir şeye) aklı gitmek
go dotty
f.
206
Konuşma Dili
(bir şeye) aklı gitmek
go moggy [south africa]
f.
207
Konuşma Dili
aklı çıkmak
be scared witless
f.
208
Konuşma Dili
(birinin) aklı almamak
be beyond (one)
f.
209
Konuşma Dili
birinin aklı almamak
be beyond somebody
f.
210
Konuşma Dili
aklı başında olmamak
be not all there
f.
211
Konuşma Dili
aklı fikri (bir şeyde) olmak
be riddled with (something)
f.
212
Konuşma Dili
aklı uçmuş
brain-burned
s.
213
Konuşma Dili
aklı uçmuş
brain-fried
s.
214
Konuşma Dili
aklı gidik/gitmiş
buffaloed
s.
215
Konuşma Dili
aklı kolayca çelinebilecek
easily manipulated
s.
216
Konuşma Dili
aklı başında
down-to-earth
s.
217
Konuşma Dili
aklı başında
grounded
s.
218
Konuşma Dili
aklı başında
earthy
s.
219
Konuşma Dili
aklı gitmiş
far gone
s.
220
Konuşma Dili
aklı yerinde değil
far gone
s.
221
Konuşma Dili
kafası/aklı karışmış
discombobulated
s.
222
Konuşma Dili
kafası/aklı bulanmış
discombobulated
s.
223
Konuşma Dili
aklı yerinde olmayan
off your head [uk]
s.
224
Konuşma Dili
aklı fikri birinde/bir şeyde
ate up with someone/something
s.
225
Konuşma Dili
aklı/zihni bulanık
mixed (up)
s.
226
Konuşma Dili
aklı karışmış
bamboozled
s.
227
Konuşma Dili
aklı başından gitmiş
completely dotty
s.
228
Konuşma Dili
aklı başına gelmiş
evened out
s.
229
Konuşma Dili
aklı başında değil
not in the right mind
s.
230
Konuşma Dili
aklı fikri hamile kalmakta
so desperate to get pregnant
expr.
231
Konuşma Dili
aklı/mantığı ona aksini söylese bile
against one's better judgment
expr.
232
Konuşma Dili
bir gıdım aklı yok
doesn't have enough sense to bell a cat
expr.
233
Konuşma Dili
hiç aklı yok
doesn't have enough sense to come in out of the rain
expr.
234
Konuşma Dili
hiç aklı yok
doesn't have the sense god gave him (or her)
expr.
235
Konuşma Dili
hiç aklı yok
ain't got the sense god gave geese
expr.
236
Konuşma Dili
hiç aklı yok
doesn't have the sense god gave geese
expr.
237
Konuşma Dili
hiç aklı yok
doesn't have enough sense to bell a cat
expr.
238
Konuşma Dili
iki gıdım aklı yok
doesn't have the sense god gave him (or her)
expr.
239
Konuşma Dili
iki gıdım aklı yok
doesn't have enough sense to come in out of the rain
expr.
240
Konuşma Dili
iki gıdım aklı yok
doesn't have the sense god gave geese
expr.
241
Konuşma Dili
iki gıdım aklı yok
ain't got the sense god gave geese
expr.
242
Konuşma Dili
aklı başında olan hiç kimse (bir şeyi yapmaz)
no one in his/her/their right mind would (do something)
expr.
243
Konuşma Dili
aklı/zihni bulanık
in a dwaal
expr.
244
Konuşma Dili
aklı karışık
at fault
expr.
245
Konuşma Dili
aklı başında
in your right mind
expr.
246
Konuşma Dili
aklı noksan
several bricks short of a (full) load
expr.
247
Konuşma Dili
aklı başında
up top
expr.
Idioms
248
Deyim
aklı başından gitme
pearl-clutching
i.
249
Deyim
zeki ama aklı bir karış havada kişi
absent-minded professor
i.
250
Deyim
aklı başında olmayan
out to lunch
i.
251
Deyim
aklı selim
mother wit
i.
252
Deyim
kafası/aklı karışık
in a spin
i.
253
Deyim
aklı başında herkes/herhangi biri
anyone in their right mind
i.
254
Deyim
aklı başında herkes/herhangi biri
anyone in their right mind
i.
255
Deyim
aklı noksan
a brick short of a load
i.
256
Deyim
aklı noksan
one brick short of a load
i.
257
Deyim
aklı noksan
a few bananas short of a bunch
i.
258
Deyim
aklı noksan
a few bricks short of a (full) load [pejorative]
i.
259
Deyim
aklı noksan
a few bricks shy/short of a load [pejorative]
i.
260
Deyim
aklı noksan
a few eggs short of a dozen
i.
261
Deyim
aklı noksan
a few sandwiches short of a picnic
i.
262
Deyim
aklı kıt
a sandwich short of a picnic
i.
263
Deyim
aklı kıt
two sandwiches short of a picnic
i.
264
Deyim
aklı fikri edepsizlikte olma
dirty mind
i.
265
Deyim
aklı fikri müstehcen şeylerde olma
dirty mind
i.
266
Deyim
aklı fikri belden aşağı çalışma
dirty mind
i.
267
Deyim
aklı fikri edepsizlikte olan kimse
dirty mind
i.
268
Deyim
aklı fikri müstehcen şeylerde olan kimse
dirty mind
i.
269
Deyim
aklı fikri belden aşağı çalışan kimse
dirty mind
i.
270
Deyim
aklı başında olmamak
be beside one's self
f.
271
Deyim
aklı alamamak
be beyond (someone or something)
f.
272
Deyim
aklı/yüreği/kalbi/ruhen (biriyle) olmak
be with (one) in spirit
f.
273
Deyim
aklı/yüreği/kalbi/ruhen (biriyle) olmak
be with somebody in spirit
f.
274
Deyim
kafası/aklı yerine gelmek
have all (one's) buttons
f.
275
Deyim
aklı/akıl sağlığı yerinde olmak
have all (one's) buttons
f.
276
Deyim
aklı başında olmak
have all (one's) buttons
f.
277
Deyim
aklı başına gelmek
have all (one's) buttons
f.
278
Deyim
kafası/aklı yerine gelmek
have all one's buttons
f.
279
Deyim
aklı/akıl sağlığı yerinde olmak
have all one's buttons
f.
280
Deyim
aklı başında olmak
have all one's buttons
f.
281
Deyim
aklı başına gelmek
have all one's buttons
f.
282
Deyim
zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together
f.
283
Deyim
aklı başında olmamak
be missing some of (one's) buttons
f.
284
Deyim
aklı karışmak
be missing some of (one's) buttons
f.
285
Deyim
aklı tümüyle yerinde/başında olmak
have all (one's) buttons
f.
286
Deyim
aklı başına gelmek
have all (one's) buttons
f.
287
Deyim
aklı/zihni açılmak
have all (one's) buttons
f.
288
Deyim
aklı tümüyle yerinde/başında olmak
have all one's buttons
f.
289
Deyim
aklı başına gelmek
have all one's buttons
f.
290
Deyim
aklı/zihni açılmak
have all one's buttons
f.
291
Deyim
aklı tümüyle yerinde/başında olmak
have all one's marbles
f.
292
Deyim
aklı başına gelmek
have all one's marbles
f.
293
Deyim
aklı/zihni açılmak
have all one's marbles
f.
294
Deyim
aklı başında olmamak
lose (one's) buttons
f.
295
Deyim
aklı karışmak
lose (one's) buttons
f.
296
Deyim
aklı başında olmamak
not have all (one's) buttons
f.
297
Deyim
aklı başında olmak
have a clear head
f.
298
Deyim
aklı başında olmak
keep a clear head
f.
299
Deyim
aklı başından gitmek
clutch one's pearls
f.
300
Deyim
aklı başından gitmek
clutch the pearls
f.
301
Deyim
aklı başından gitmek
pearl-clutch
f.
302
Deyim
yapması gerekeni seçecek kadar aklı olmak
know enough to come in out of the rain
f.
303
Deyim
zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together
f.
304
Deyim
aklı ermemek
be above (someone's) head
f.
305
Deyim
aklı başına gelmek
come to one's senses
f.
306
Deyim
aklı başına gelmek
get religion
f.
307
Deyim
aklı başına gelmek
come to one's sense
f.
308
Deyim
aklı başında davranmak
have one's feet on the ground
f.
309
Deyim
aklı başında davranmak
keep one's feet on the ground
f.
310
Deyim
aklı başında olmak
have all one's marbles
f.
311
Deyim
aklı başında olmak
have got it all together to
f.
312
Deyim
aklı başında olmak
have one's head screwed on
f.
313
Deyim
aklı başında olmak
have it all together
f.
314
Deyim
aklı başında olmak
have one's head screwed on the right way
f.
315
Deyim
aklı başında olmamak
not be right in the head
f.
316
Deyim
aklı başından gitmek
nearly jump out of one's skin
f.
317
Deyim
aklı başından gitmek
climb the wall
f.
318
Deyim
aklı başından gitmek
almost jump out of one's skin
f.
319
Deyim
aklı başından gitmek
go overboard
f.
320
Deyim
aklı başından gitmek
jump out of one's skin
f.
321
Deyim
aklı başından gitmek
leap out of one's skin
f.
322
Deyim
aklı başka bir şeyde olmak
have one's mind on other thing
f.
323
Deyim
aklı başka yerde olmak
be million miles away
f.
324
Deyim
aklı başka yerde olmak
one's heart is not in
f.
325
Deyim
aklı başka yerde olmak
be miles away
f.
326
Deyim
aklı çelinmek
have a crush on
f.
327
Deyim
aklı durmak
go into orbit
f.
328
Deyim
aklı durmak
be at one's wits' end
f.
329
Deyim
aklı ermemek
be beyond one's ken
f.
330
Deyim
aklı fikri bir şeyde olmak
be consumed with something
f.
331
Deyim
aklı selim ile hareket etmek
use one's loaf
f.
332
Deyim
aklı selim olmak
have one's head screwed on the right way
f.
333
Deyim
aklı yatmak
embrace an opinion
f.
334
Deyim
aklı yerinde olmak
have all one's marbles
f.
335
Deyim
aklı zıvanadan çıkmak
run amok
f.
336
Deyim
aklı/kafası yerinde olmamak
not have all one's marbles
f.
337
Deyim
aklı/kalbi/gönlü ....'da olmak
one's heart is set on something
f.
338
Deyim
bir şeyi/ bir şeye aklı almak/ermek
wrap one's head around something
f.
339
Deyim
kendine yetecek aklı olmamak
have enough sense to pound salt
f.
340
Deyim
aklı fikri sekste olmak
have roman hands and russian fingers
f.
341
Deyim
aklı fikri cinsellikte olmak
have roman hands and russian fingers
f.
342
Deyim
aklı çıkmak
get the fright of (one's) life
f.
343
Deyim
aklı çıkmak
receive the fright of (one's) life
f.
344
Deyim
aklı fikri sekste olmak
have a dirty mind
f.
345
Deyim
aklı fikri müstehcen/açık saçık şeylerde olmak
have a dirty mind
f.
346
Deyim
aklı yerinde olmamak
have kangaroos in the top paddock [australia]
f.
347
Deyim
aklı yerinde olmamak
have kangaroos in one's top paddock [australia]
f.
348
Deyim
parası bol aklı yok olmak
have more money than sense
f.
349
Deyim
aklı selim olmak/kalmak
keep (one's) head right
f.
350
Deyim
aklı/zekası bir şeye yetmemek
have enough sense to pound sand
f.
351
Deyim
aklı yerinde olmak
have all one's buttons
f.
352
Deyim
aklı başında olmak
have all one's buttons
f.
353
Deyim
aklı başında olmamak
be in another world
f.
354
Deyim
aklı başında olmamak
be missing some of (one's) marbles
f.
355
Deyim
aklı karışmak
be missing some of (one's) marbles
f.
356
Deyim
aklı durmak
be at one's wits end
f.
357
Deyim
aklı durmuş
be at your wits' end
f.
358
Deyim
(birinin) aklı almamak
be beyond (one's) ken
f.
359
Deyim
aklı başında olmak
be compos mentis
f.
360
Deyim
aklı noksan olmak
be not playing with a full deck
f.
361
Deyim
aklı başında olmamak
be not right in the head
f.
362
Deyim
aklı başında olmak
be of sound mind
f.
363
Deyim
aklı yerinde olmamak
be off the rails
f.
364
Deyim
aklı noksan olmak
be one brick short of a (full) load
f.
365
Deyim
aklı noksan olmak
be one card short of a full deck
f.
366
Deyim
aklı noksan olmak
be one card shy of a (full) deck
f.
367
Deyim
aklı noksan olmak
be several bricks short of a (full) load
f.
368
Deyim
aklı noksan olmak
be several cards short of a (full) deck
f.
369
Deyim
aklı noksan olmak
be several cards short of a full deck
f.
370
Deyim
(birinde/bir şeyde) aklı kalmak
be wrapped up in (someone or something)
f.
371
Deyim
aklı (biriyle/bir şeyle) meşgul olmak
be wrapped up in (someone or something)
f.
372
Deyim
aklı (birine/bir şeye) takılmak
be wrapped up in (someone or something)
f.
373
Deyim
aklı/zihni karışık olmak
go out of your mind
f.
374
Deyim
aklı yerinde olmamak
go out of your mind
f.
375
Deyim
aklı/zihni karışık olmak
be out of your mind
f.
376
Deyim
aklı yerinde olmamak
be out of your mind
f.
377
Deyim
aklı başından gitmek
be beside oneself
f.
378
Deyim
(birini/bir şeyi) hiç aklı almamak
can't make head nor tail of (someone or something)
f.
379
Deyim
-i hiç aklı almamak
can't make head or tail of
f.
380
Deyim
bir şeyi hiç aklı almamak
can't make head or/nor tail of something
f.
381
Deyim
(birini/bir şeyi) hiç aklı almamak
can't make heads nor tails of (someone or something)
f.
382
Deyim
(birini/bir şeyi) hiç aklı almamak
can't make heads or tails (out) of (someone or something)
f.
383
Deyim
-i hiç aklı almamak
can't make heads or tails of
f.
384
Deyim
aklı başına gelmek
come to your senses
f.
385
Deyim
aklı başında biri olmak
have your head screwed on (the right way)
f.
386
Deyim
aklı başında olmak
have your head screwed on (the right way)
f.
387
Deyim
aklı/kalbi/gönlü bir şeyde olmak
have one's heart set on something
f.
388
Deyim
aklı (bir şeyde) olmak
have (one's) mind on (something)
f.
389
Deyim
aklı başka şeylerde olmak
have (one's) mind on other things
f.
390
Deyim
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
have (someone or something) on one's mind
f.
391
Deyim
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
have (someone or something) on the brain
f.
392
Deyim
aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
have (someone or something) on the brain
f.
393
Deyim
aklı başında olmak
have a good head on shoulders
f.
394
Deyim
aklı başında biri olmak
have a good head on your shoulders
f.
395
Deyim
aklı tümüyle yerinde/başında olmak
have all marbles
f.
396
Deyim
aklı başına gelmek
have all marbles
f.
397
Deyim
aklı/zihni açılmak
have all marbles
f.
398
Deyim
aklı başında olmak
have all marbles
f.
399
Deyim
aklı yerinde olmak
have all marbles
f.
400
Deyim
aklı başında olmak
have both feet on the ground
f.
401
Deyim
aklı başında davranmak
have feet on the ground
f.
402
Deyim
aklı tümüyle yerinde/başında olmak
have got all (one's) marbles
f.
403
Deyim
aklı başında olmak
have got all (one's) marbles
f.
404
Deyim
aklı yerinde olmak
have got all (one's) marbles
f.
405
Deyim
(bir şey yapmak için) aklı başında olmak
have got it (all) together to (do something)
f.
406
Deyim
aklı başında olmak
have got it (all) together
f.
407
Deyim
aklı bir karış havada olmak
have head in the clouds
f.
408
Deyim
aklı kıt olmak
have kangaroos in the top paddock [australia]
f.
409
Deyim
aklı kıt olmak
have kangaroos one's the top paddock [australia]
f.
410
Deyim
aklı fikri bel altı şeylerde olmak
have mind in the gutter
f.
411
Deyim
aklı bel altı şeylere çalışmak
have mind in the gutter
f.
412
Deyim
aklı başında davranmak
have your feet on the ground
f.
413
Deyim
aklı bir karış havada olmak
have your head in the clouds
f.
414
Deyim
aklı başında olmak
have your head screwed on
f.
415
Deyim
aklı selim olmak
have your head screwed on
f.
416
Deyim
aklı başka bir şeyde olmak
have your mind on other things
f.
417
Deyim
aklı başında olmak
have/keep a clear head
f.
418
Deyim
aklı başından gitmek
jump out of skin
f.
419
Deyim
aklı gitmek
jump out of skin
f.
420
Deyim
aklı başından gitmek
jump out of your skin
f.
421
Deyim
aklı gitmek
jump out of your skin
f.
422
Deyim
aklı başından gitmek
nearly jump out of your skin
f.
423
Deyim
aklı gitmek
nearly jump out of your skin
f.
424
Deyim
aklı başında davranmak
keep feet on the ground
f.
425
Deyim
(bir şey) yüzünden aklı başından gitmek
lose (one's) head over (something)
f.
426
Deyim
aklı başından gitmek
lose head
f.
427
Deyim
aklı başından gitmek
lose reason
f.
428
Deyim
aklı başından gitmek
lose your head
f.
429
Deyim
aklı başında olmamak
not feel (oneself)
f.
430
Deyim
aklı başında olmamak
not feel yourself
f.
431
Deyim
aklı/kafası yerinde olmamak
not have all marbles
f.
432
Deyim
aklı başına gelmek
see sense
f.
433
Deyim
aklı başından giden
pearl-clutching
s.
434
Deyim
aklı fikri …'de olan
consumed by desire
s.
435
Deyim
aklı kıt
shallow-brained
s.
436
Deyim
aklı kıt
weak-minded
s.
437
Deyim
aklı yarım
not the full shilling
s.
438
Deyim
aklı başından gitmiş
stoked out of (one's) mind
s.
439
Deyim
aklı uçmuş
away with the fairies
s.
440
Deyim
aklı başından gitmiş
away with the fairies
s.
441
Deyim
(bir şeyle/şeyden) aklı başından gitmiş
beside oneself (with something)
s.
442
Deyim
aklı başından gitmiş
beside (oneself)
s.
443
Deyim
aklı başından gitmiş
beside yourself
s.
444
Deyim
aklı noksan
bricks shy of a load
s.
445
Deyim
aklı havada
otl (out to lunch)
s.
446
Deyim
aklı başka yerde
otl (out to lunch)
s.
447
Deyim
aklı başında
right in the head
s.
448
Deyim
(birinde/bir şeyde) aklı kalmış
wrapped up in (someone or something)
s.
449
Deyim
aklı (biriyle/bir şeyle) meşgul
wrapped up in (someone or something)
s.
450
Deyim
aklı (birine/bir şeye) takılmış
wrapped up in (someone or something)
s.
451
Deyim
(birinde/bir şeyde) aklı kalmış
wrapped up with (someone or something)
s.
452
Deyim
aklı (biriyle/bir şeyle) meşgul
wrapped up with (someone or something)
s.
453
Deyim
aklı (birine/bir şeye) takılmış
wrapped up with (someone or something)
s.
454
Deyim
aklı karman çorman
all over the board
zf.
455
Deyim
aklı karman çorman
all over the board
zf.
456
Deyim
aklı olan para yatırır
(the) smart money is on (someone or something)
expr.
457
Deyim
aklı olan para yatırır
the smart money is on something
expr.
458
Deyim
aklı olan varsa yatırım yapar
(the) smart money is on (someone or something)
expr.
459
Deyim
aklı olan varsa yatırım yapar
the smart money is on something
expr.
460
Deyim
aklı olan varsa bahis oynar
(the) smart money is on (someone or something)
expr.
461
Deyim
aklı olan varsa bahis oynar
the smart money is on something
expr.
462
Deyim
aklı uçma
a chill runs/goes down (one's) spine
expr.
463
Deyim
aklı başında
cool and collected
expr.
464
Deyim
aklı başında
all there
expr.
465
Deyim
aklı başında
in one's right mind
expr.
466
Deyim
aklı başında
calm and collected
expr.
467
Deyim
aklı başında olmayan
not all there
expr.
468
Deyim
aklı başında olmayan
as daft as a brush
expr.
469
Deyim
aklı başından gitmiş
at one's wit's end
expr.
470
Deyim
aklı duygularının önünde
head over heart
expr.
471
Deyim
aklı noksan
few bricks short of a load
expr.
472
Deyim
aklı noksan
not playing with a full deck
expr.
473
Deyim
aklı noksan
few cards short of a deck
expr.
474
Deyim
aklı noksan
few cards shy of a full deck
expr.
475
Deyim
aklı noksan
two bricks shy of a load
expr.
476
Deyim
aklı ve gücü yerinde
all there
expr.
477
Deyim
bir gıdım aklı yok
ain't got the sense god gave geese
expr.
478
Deyim
bir gıdım aklı yok
ain't got the brains god gave a squirrel
expr.
479
Deyim
bir gıdım aklı yok
ain't got a grain of sense
expr.
480
Deyim
bir gıdım aklı yok
ain't got a lick of sense
expr.
481
Deyim
kendi burada ama aklı başka yerde
the lights are on but no-one's home
expr.
482
Deyim
kendi burada ama aklı başka yerde
the lights are on but nobody's home
expr.
483
Deyim
kendi burada aklı başka yerde
the lights are on but no-one's home
expr.
484
Deyim
kendi burada aklı başka yerde
the lights are on but nobody's home
expr.
485
Deyim
kendisi burada aklı başka yerde
the lights are on but nobody's home
expr.
486
Deyim
kendisi burada aklı başka yerde
the lights are on but no-one's home
expr.
487
Deyim
aklı bir karış havada
like a drunken sailor
expr.
488
Deyim
aklı/zihni bulanık halde
in a whirl
expr.
489
Deyim
aklı kıt
no more than ninepence in the shilling [obsolete] [uk]
expr.
490
Deyim
(birinin) aklı nerede?
what planet is (someone) from?
expr.
491
Deyim
(birinin) aklı iyice karışmış
(one) doesn't know which way is up or down
expr.
492
Deyim
(birinin) aklı noksan
(one) is not playing with a full deck
expr.
493
Deyim
kafası/aklı başka yerde
a million miles away
expr.
494
Deyim
aklı uçup gitmiş
a million miles away
expr.
495
Deyim
aklı durmuş
at wits' end
expr.
496
Deyim
aklı durmuş
at wit's end
expr.
497
Deyim
birinin henüz aklı başında değilken
before someone's time
expr.
498
Deyim
aklı başında
with both feet on the ground
expr.
499
Deyim
aklı/zekası sayesinde
by (one's) wits
expr.
500
Deyim
aklı/zekası sayesinde
by one's wits
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of aklı
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy