a catch - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a catch



"a catch" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
Modern Slang
a catch i. çok iyi pazarlık
a catch i. çok iyi iş anlaşması
a catch i. iç sahanın dışında yapılan sayı atışı (beyzbol)
a catch i. uygun bir eş
a catch i. tam evlenilecek, sevgili olunacak kişi

"a catch" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 220 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a catch-all term i. kapsamlı/kapsayıcı terim
catch a glimpse f. bir an için görmek
catch a glimpse f. gözüne ilişmek
catch a chill f. üşütmek
catch a cold f. nezle olmak
catch a glimpse f. görür gibi olmak
catch in a trap f. kapana kısılmak
catch in a trap f. kapana kıstırmak
catch a scent f. koku duymak
catch a smell f. koku duymak
catch a whiff of f. -in kokusunu duymak
catch a disease f. bir hastalığa yakalanmak
catch a chill f. soğuk almak
catch a cold f. şifayı kapmak
catch a mouse f. fare yakalamak
catch a bird f. kuş yakalamak
catch a fish f. balık tutmak
catch a fish f. balık yakalamak
catch a connecting flight f. aktarmalı bir uçuşa yetişmek
catch a jellyfish f. denizanası yakalamak
catch a flight f. uçuşa yetişmek
catch a flight f. uçağa yetişmek
catch a flight f. uçuşu/uçağı yakalamak
have a plane to catch f. uçağa yetişmesi gerekmek
catch a cold f. soğuk algınlığına yakalanmak
catch a heel f. topuğu bir yere takılmak
catch a bus f. otobüsü yakalamak
catch a criminal f. suçlu yakalamak
catch a ball f. top yakalamak
catch a movie f. sinemada film izlemek
catch a movie f. sinemaya gitmek
with a catch in one's voice zf. tıkanarak
with a catch in one's voice zf. sesi titreyerek
with a catch in one's voice zf. duygusal bir sesle
Phrases
there's always a catch expr. hep bir bityeniği var
with a safety catch expr. sustalı
Proverb
set a thief to catch a thief çivi çiviyi söker
a drowning man will catch at a straw denize düşen yılana sarılır
set a thief to catch a thief bir hırsızı ancak bir başka hırsız yakalar
you must lose a fly to catch a trout kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
set a thief to catch a thief dinsizin hakkından imansız gelir
you must lose a fly to catch a trout kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Colloquial
catch a smooch f. öpüşmek
catch a smooch f. öpücük almak
quite a catch expr. çok çekici
quite a catch expr. çok uygun bir eş
just catch your breath a minute expr. dur da biraz soluklan
Idioms
a catch to (something) i. mahzur
a catch to (something) i. engel
a catch to (something) i. güçlük
a catch to (something) i. sorun
a catch to (something) i. dezavantaj
a catch to (something) i. mani
a catch to (something) i. pürüz
a catch to (something) i. handikap
a catch to (something) i. aksaklık
a catch to (something) i. problem
a catch to (something) i. aksaklık
a catch to (something) i. sıkıntı
a catch to (something) i. pürüz
a catch to (something) i. bityeniği
a catch to (something) i. dezavantaj
a catch-22 situation i. bir ikilem
a catch-22 situation i. açmaz bir durum
a catch-22 situation i. çıkmaz bir durum
a catch-22 situation i. zor bir durum
a catch-22 situation i. güç bir durum
a catch-22 situation i. çözümsüz bir durum
a catch 22 i. ikilem
a catch 22 i. açmaz
a catch 22 i. çıkmaz
a catch 22 i. zor/güç bir durum
a catch 22 i. çözümsüz bir durum
a catch 22 i. arada kalınan bir durum
a catch 22 i. kısır döngü
a catch 22 i. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu
a catch to it i. bir bit yeniği
a catch to it i. altında yatan bir sıkıntı/problem
a catch to it i. şüpheli bir durum
a catch to it i. ilk bakışta görünmeyen bir hata/sıkıntı
a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i. kaz gelecek yerden tavuğu esirgememe
a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i. küçük bir girişimle/çabayla büyük kazanç sağlama
a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i. küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama
(be) a sprat to catch a mackerel i. büyük kazanç sağlayacak küçük bir girişim/çaba (olmak)
(be) a sprat to catch a mackerel i. büyük bir kazanç sağlayacak küçük bir risk (olmak)
(be) a sprat to catch a mackerel i. kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
catch a wink f. şekerleme yapmak
catch a wink f. kestirmek (uyku)
catch a tartar f. sert kayaya çarpmak
catch a tartar f. kendine nazaran çok güçlü olan biriyle karşı karşıya gelmek
catch a weasel asleep f. onun gibi kurnaz birini gafil avlamak
catch a weasel asleep f. onun gibi bir tilkiyi hazırlıksız yakalamak
catch a break f. fırsat/şans yakalamak
catch a break f. (fırsat) eline geçmek
catch a break f. fırsatını elde etmek
catch a break f. (şans) yüzüne gülmek
catch a break f. şansı dönmek
catch a break f. özel/iyi bir indirim almak/yakalamak
catch a break f. fazladan/ekstra bir indirim daha almak
catch a break f. özel/iyi bir anlaşma yapmak
catch a break f. rahat bir nefes almak
catch a break f. rahatlamak
catch a break f. ipucu yakalamak
catch a break f. bir sorunu çözme fırsatı yakalamak
catch a break f. sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak
catch a break f. bir rahatlama yakalamak
catch a break f. rahatlamak
catch a break f. rahat bir nefes almak
catch a break f. kuraklık vs. biraz kırılmak
catch a break f. başı beladan çıkmak/kurtulmak
catch a tiger by the tail f. aslanı kuyruğundan yakalamak/tutmak
catch a tiger by the tail f. ayının inine girmek
catch a tiger by the tail f. kurdu kulaklarından yakalamak/tutmak
catch a tiger by the tail f. tehlikeli olabilecek/zor bir işe atılmak
catch a tiger by the tail f. tehlikeli olabilecek/zor bir işe girişmek
catch a tiger by the tail f. tehlikeli olabilecek/zor bir işe kalkışmak
catch a tiger by the tail f. sert kayaya çarpmak
catch a tiger by the tail f. zora çatmak
catch a snooze f. uyuklamak
catch a snooze f. kestirmek
catch a snooze f. şekerleme yapmak
catch a snooze f. kısa bir süre uyumak
catch a snooze f. gözünü kapamak
catch a snooze f. uzanmak
catch a tan f. (güneşte) yanmak
catch a tan f. bronzlaşmak
catch a tan f. güneşin altında yatmak
catch a tartar f. zora çatmak
catch a tartar f. zorlu çıkmak
catch a tartar f. sert kayaya çatmak
catch a tartar f. belaya çatmak
catch a tartar f. boyundan büyük çıkmak
catch a tartar f. boyundan büyük birine veya bir şeye denk gelmek
catch a tartar f. boy ölçüşemeyeceği biriyle veya bir şeyle karşılaşmak
catch a tiger by the tail f. yılanın kuyruğundan tutmak
catch a tiger by the tail f. zor/tehlikeli bir işe kalkışmak
catch a tiger by the tail f. zor/tehlikeli bir işe bulaşmak
catch a tiger by the tail f. iki seçeneği de zor/tehlikeli olan bir işe girmek
catch a tiger by the tail f. kızgın tavayı sapından tutmak
catch a weasel asleep f. tilki uykusuna yatan birini gafil avlamak
catch a weasel asleep f. bir gözü açık uyuyanı atlatmak
catch a weasel asleep f. her an tetikte olan birini atlatmak
catch lightning in a bottle f. imkansızı başarmak
catch lightning in a bottle f. büyük bir başarı elde etmek
catch lightning in a bottle f. önemli bir başarıya imza atmak
catch lightning in a bottle f. zoru başarmak
catch a disease from someone f. biriden bir hastalık kapmak
catch a break f. bir şans yakalamak
catch a glimpse of someone f. birini bir an için görmek
catch someone at a bad time f. birisini kötü bir zamanda yakalamak
catch a few rays f. güneşlenmek
catch a few rays f. güneş banyosu yapmak
catch a break f. eline fırsat geçirmek
set a sprat to catch a mackerel f. kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
throw a sprat to catch a mackerel f. kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
catch someone at a bad time f. kötü bir zamanda yakalamak
catch at a straw f. umutsuzluk içinde her çareyi denemek
catch a falling knife f. (fiyatı) düşerken hisse almak
catch a cold f. üşütmek
catch a falling knife f. (fiyatı) düşmekte olan hisseyi almak
catch/get/grab/take a hold of somebody/something f. birini/bir şeyi tutmak
catch/get/grab/take a hold of somebody/something f. birini/bir şeyi yakalamak
catch/get/grab/take a hold of somebody/something f. birini/bir şeyi kavramak
catch (one) at a bad time f. (birini) kötü bir zamanda yakalamak
catch (one) at a bad time f. (birine) kötü bir zamanda denk gelmek
catch (one) at a bad time f. (birinin) kötü bir zamanına denk gelmek
catch (one) at a bad time f. (birini) zamansız/uygun olmayan bir zamanda yakalamak
catch (one) at a bad time f. (birine) uygun olmayan bir zamanda denk gelmek
catch (one) at a bad time f. (birini) meşgulken yakalamak
catch a glimpse of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) bir an için görmek
catch a glimpse of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) göz ucuyla görmek
catch a glimpse of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) görür gibi olmak
catch a glimpse of (someone or something) f. (biri/bir şey) gözüne ilişmek
catch a whiff of (something) f. (bir şey) kokusu almak
catch a whiff of (something) f. burnuna (bir şey) kokusu gelmek
catch a whiff of (something) f. (bir şeyden) zerre kadar almak
catch a whiff of (something) f. (bir şeyden) zırnık koklamak
catch a whiff of (something) f. (bir şeyin) kokusunu almak
catch a whiff of (something) f. (bir şeyin) kokusu burnuna gitmek/gelmek
catch at a straw f. umutsuzluk içinde her çareyi denemek
catch at a straw f. çaresizce çabalamak
catch at a straw f. çaresizlik içinde debelenip durmak
catch at a straw f. çaresizlikle durumu kurtarmaya çalışmak
catch at a bad time f. kötü bir zamanda yakalamak
catch at a bad time f. kötü bir zamanda denk gelmek
catch at a bad time f. kötü bir zamanına denk gelmek
catch at a bad time f. zamansız/uygun olmayan bir zamanda yakalamak
catch at a bad time f. uygun olmayan bir zamanda denk gelmek
catch at a bad time f. meşgulken yakalamak
catch/get/grab/take a hold of somebody/something f. birini/bir şeyi yakalamak
catch/get/grab/take a hold of somebody/something f. birini/bir şeyi tutmak
catch one's death (of a cold) f. fena soğuk almak
catch one's death (of a cold) f. öldürücü derecede soğuk algınlığına yakalanmak
catch one's death (of a cold) f. ağır biçimde şifayı kapmak
catch one's death (of a cold) f. fena/kötü üşütmek
couldn't catch a cold expr. topu ıskalayan atlete söylenen alaylı söz
it takes a thief to catch a thief expr. dinsizin hakkından imansız gelir
it takes a thief to catch a thief expr. çivi çiviyi söker
it takes a thief to catch a thief expr. hırsızı yakalamak için hırsız gibi düşünmek veya hırsız olmak gerekir
it takes a thief to catch a thief expr. bir hırsızı ancak bir başka hırsız yakalar
there is a catch expr. dikkat edilmesi gereken bir şey var
a drowning man will catch a straw expr. denize düşen yılana sarılır
throw out a sprat to catch a mackerel expr. kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
throw out a herring to catch a whale expr. kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
it is a catch-22! expr. çıkmaz bir durum!
Speaking
couldn't catch a wink expr. bir türlü uyku tutmadı
did you catch a cold? expr. grip mi oldun?
sit down and catch your breath for a second expr. otur ve biraz soluklan
did I catch you at a bad time? expr. seni kötü bir zamanda mı yakaladım?
Sport
catch a crab f. (kürekçilikte) hatalı kürek çekişi yapmak
catch a crab f. küreği çok derine daldırmak
Slang
catch a square f. gardını almak
catch a buzz f. kafayı çekmek
catch a beef f. (hapishanede) disiplin cezası almak
catch a buzz f. (uyuşturucu vb) takılmak
catch a buzz f. hafif sarhoş olmak
catch a buzz f. çakırkeyif olmak
couldn't catch a cold expr. avucuna gelen topu bile yakalayamaz
couldn't catch a cold expr. en kolay topu bile tutamaz
couldn't catch a cold expr. ayağına gelen topa bile vuramaz