çıkmış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çıkmış



"çıkmış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çıkmış ensued s.
çıkmış up s.
çıkmış out s.
çıkmış eventuated s.
çıkmış exited s.
çıkmış emanated s.
çıkmış off s.
çıkmış out of joint s.
çıkmış escaped s.

"çıkmış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
adı kötüye çıkmış infamous s.
adı çıkmış notorious s.
General
eğlence amaçlı geziye çıkmış kimse tripper i.
hurdası çıkmış eşyalar lumber i.
dışarı çıkmış protrusion i.
tüyleri yeni çıkmış kuş fledgeling i.
adı çıkmış yer veya kimse byword i.
çocukluk çağından çıkmış kız ya da erkek youth i.
yeryüzüne çıkmış kaya outcrop i.
geziye çıkmış kimse excursionist i.
hurdası çıkmış eşyanın depolandığı oda lumberroom i.
inanç öğretilerinden çıkmış olma durumu dogmaticalness i.
yeni çıkmış şey novelty i.
tatile çıkmış kimse holidaymaker i.
tüyleri yeni çıkmış kuş fledgling i.
yeni çıkmış açık incipient deficit i.
turistik geziye çıkmış kimse excursionist i.
18 yüzyılda barok ve rokoko'ya tepki olarak çıkmış olan avrupa sanat akımı neoclassicism i.
eski isim hallerinden kısmen ya da tamamen çıkmış fiiller nounal i.
geziye çıkmış kimse rubberneck i.
geziye çıkmış kimse sightseer i.
adı kötüye çıkmış kumarbaz blackleg i.
adı kötüye çıkmış kumarbaz notorious gambler i.
az çıkmış sakal stubbly beard i.
kötüye çıkmış adını temizlemek maksadıyla bir kurumda yeniliğe gitme deinstitutionalisation i.
kötüye çıkmış adını temizlemek maksadıyla bir kurumda yeniliğe gitme deinstitutionalization i.
yenilikçi veya yeni çıkmış olan sözcük retronym i.
geçmiş yıllarda çıkmış sorular retired questions i.
80'lerde çıkmış hareketli bir dans break dance i.
19. yüzyılda fransa'da ortaya çıkmış hareketli bir dans can-can i.
19. yüzyılda fransa'da ortaya çıkmış hareketli bir dans cancan i.
adı kötüye çıkmış olma nefariousness i.
yeni çıkmış şey newfangle i.
yeni ortaya çıkmış new-sprung i.
yakın zamanda ortaya çıkmış new-sprung i.
(bir şeyin) altından dışarı çıkmış şey underlap i.
yeni piyasaya çıkmış ürün youngster i.
akıl hastanesinden çıkmış dilenci bedlam [obsolete] i.
yumurtadan yeni çıkmış civciv biddy i.
ayak topuklarının içe ve dışa döndürülmesi ile yapılan, 1960'lar ortaya çıkmış bir dans figürü mashed potato i.
kuzey iskoçya'da ortaya çıkmış hareketli bir halk dansı highland fling i.
1980'lerde new york'da ortaya çıkmış bir gençlik kültürü hip-hop i.
1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı lindy i.
1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı lindy hop i.
adı çıkmış kimse disreputable i.
adı çıkmış kimse infame i.
çalışmaktan pestili çıkmış amele pack horse [obsolete] i.
bir ulustan çıkmış ünlü kişi adına yapılan anıt binası pantheon i.
90'larda ortaya çıkmış olan ve x kuşağı ile ilişkilendirilen bir alt kültürün mensubu slacker i.
yerinden çıkmış kitap sayfaları starts i.
ev dışına çıkmış olmak be abroad f.
kontrolden çıkmış olmak be out of control f.
öğle yemeği yemeye çıkmış olmak be out to lunch f.
dışarı çıkmış olmak protrude f.
denizden çıkmış balığa dönmek feel like a fish out of water f.
yola çıkmış olmak be on the road f.
sıradan çıkmış olmak be out of line f.
artık sır olmaktan çıkmış olmak be abroad f.
çıkmış olmak (bir yerden) be free of f.
sudan çıkmış balığa dönmek be like a fish out of water f.
makineden çıkmış gibi şekil vermek machine f.
'-den daha fazla adı çıkmış olmak outname f.
hattan çıkmış off the track s.
dışarı çıkmış exuded s.
rotadan çıkmış yawed s.
temize çıkmış exculpated s.
yoldan çıkmış off track s.
adı çıkmış of ill fame s.
adı çıkmış arrant s.
yeni çıkmış out s.
patlayıp çıkmış erupted s.
baştan çıkmış depraved s.
baskın çıkmış euchred s.
su yüzüne çıkmış emerged s.
adı çıkmış of ill repute s.
ayyuka çıkmış revealed s.
adı çıkmış infamous s.
yoldan çıkmış off base s.
yoldan çıkmış astray s.
yeni çıkmış novel s.
açığa çıkmış out s.
zıvanadan çıkmış frantic s.
yoldan çıkmış reprobate s.
baskıdan çıkmış off the press s.
dışarı çıkmış gone out s.
boşa çıkmış frustrated s.
kontrolden çıkmış out of control s.
kontrolden çıkmış out of hand s.
canı çıkmış shattered s.
yola çıkmış leaved s.
kaburgaları çıkmış rawboned s.
adı kötüye çıkmış disreputable s.
meydana çıkmış shown up s.
yerinden çıkmış out of position s.
leşi çıkmış dead beat s.
baskın çıkmış excelled s.
çığrından çıkmış out of control s.
cepten çıkmış out of pocket s.
dışarı çıkmış protuberant s.
adı çıkmış disreputable s.
adı çıkmış notorious s.
dışarı çıkmış egressed s.
insanlıktan çıkmış inhuman s.
adı çıkmış discredited s.
zanaatkar elinden çıkmış artisanal s.
hurdası çıkmış battered s.
meydana çıkmış engendered s.
yeni çıkmış newfangled s.
sıskası çıkmış emaciated s.
canı çıkmış exhausted s.
yola çıkmış away s.
ateşi çıkmış feverish s.
temize çıkmış exonerated s.
çığırından çıkmış out of hand s.
çığırından çıkmış out of joint s.
kontrolden çıkmış runaway s.
yoldan çıkmış oblique s.
yerinden çıkmış (eklem vb) dislocated s.
meydana çıkmış emerged s.
açığa çıkmış unveiled s.
meydana çıkmış showed s.
topraktan çıkmış terrigenous s.
yumurtadan yeni çıkmış altricial s.
raydan çıkmış derailed s.
raydan çıkmış uncontrolled s.
suçlu çıkmış incriminated s.
boyası çıkmış discoloured s.
boyası çıkmış decoloured s.
boyası çıkmış decolored s.
boyası çıkmış discolored s.
leşi çıkmış dog-tired s.
yeni çıkmış new-fangled s.
yoldan çıkmış off-track s.
denetimden çıkmış runaway s.
topraktan çıkmış earthborn s.
temize çıkmış in the clear s.
çileden çıkmış outraged s.
listede zirveye çıkmış chart-topping s.
çileden çıkmış browned off s.
çileden çıkmış cheesed off s.
çileden çıkmış exasperated s.
boşa çıkmış aborted s.
baştan çıkmış astray s.
kemikleri çıkmış bony s.
yeni çıkmış newly-coined s.
yeni çıkmış newly minted s.
kemikleri çıkmış boney s.
yeni çıkmış newly-introduced s.
piyasaya yeni çıkmış/sürülmüş/sunulmuş newly-introduced s.
kazara açığa çıkan/açığa çıkmış released accidentally s.
baştan çıkmış teased s.
kaburgaları çıkmış rawbone s.
kontrolden çıkmış nuclear s.
(tornadan çıkmış gibi) iyi şekillendirilmiş turned s.
doğru yoldan çıkmış erroneous s.
dışına çıkmış away [scottish] s.
yakın zamanda ortaya çıkmış emerging s.
insanlıktan çıkmış unhuman s.
fırından yeni çıkmış gibi sıcak baking hot s.
adı çıkmış unpresentable s.
cüzdandan çıkmış unpursed s.
adı çıkmış unreputable s.
dışarı çıkmış exsert s.
dışarı çıkmış exserted s.
dışarı çıkmış exsertile s.
adı çıkmış errant s.
adı çıkmış unvenerable s.
insanlıktan çıkmış bestial s.
makineden çıkmış gibi mechanical s.
yumurtadan çıkmış hatched s.
kutudan yeni çıkmış box-fresh s.
taze çıkmış hot s.
yoldan çıkmış miswandred s.
raydan çıkmış libertine s.
bulunduğu yerden çıkmış detached s.
baştan çıkmış graceless s.
ıskartaya çıkmış old s.
yakın zamanda ortaya çıkmış oncoming s.
adı kötüye çıkmış opprobrious s.
suyu çıkmış old-hat s.
afrika'da ortaya çıkmış ilkel bir taş alet kültürüne ait oldowan s.
afrika'da ortaya çıkmış ilkel bir taş alet kültürü ile ilgili oldowan s.
açığa çıkmış disenshrouded s.
yerinden çıkmış (eklem) dislocate s.
adı çıkmış infame s.
tepeye çıkmış inflated s.
içi dışına çıkmış inside-out s.
adı çıkmış famous s.
ortak noktadan çıkmış fascicled s.
evcil olmaktan çıkmış feral s.
yeni ortaya çıkmış initiate [obsolete] s.
kuaförden çıkmış (saç) coiffured s.
raydan çıkmış orgiastic s.
(açık denize) yola çıkmış outward-bound s.
(kemik) yerinden çıkmış shotten [obsolete] s.
omzu çıkmış shoulder-shotten s.
yenilerde ortaya çıkmış sunrise s.
yeni ortaya çıkmış embryonic s.
adı çıkmış bir şekilde infamously zf.
adı çıkmış bir halde arrantly zf.
adı çıkmış bir halde disreputably zf.
keşfe çıkmış on the scout zf.
canı çıkmış at one's last gasp zf.
zıvanadan çıkmış bir halde amok zf.
adı çıkmış şekilde notoriously zf.
yeni çıkmış biçimde newfangledly zf.
yeni çıkmış bir şekilde newfangly zf.
zıvanadan çıkmış bir şekilde amuck zf.
insanlıktan çıkmış bir şekilde unhumanly zf.
tümüyle açığa çıkmış durumda on the table zf.
adı çıkmış şekilde flagrantly zf.
dışına çıkmış gone out of ed.
Phrasals
şiddetle/kontrolden çıkmış şekilde sallanmak lash about f.
kontrolden çıkmış şekilde sağa sola savrulmak lash about f.
ile başlamış/ortaya çıkmış olmak originate with f.
(biriyle/bir şeyle) başlamış/ortaya çıkmış olmak originate with (someone or something) f.
Phrases
adı çıkmış kadın a marked woman i.
düzlüğe çıkmış out of the wood expr.
denetimden çıkmış out of hand expr.
dünyanın çivisi çıkmış the time is out of joint expr.
dünyanın çivisi çıkmış the world is out of joint expr.
dünyanın çivisi çıkmış! what's the world coming to! expr.
kontrolden çıkmış out of hand expr.
teslimata çıkmış out for delivery expr.
yola çıkmış on their way expr.
amerikalı aktörlerin "doktor değilim ama tv'de doktoru canlandırıyorum" sözünden ortaya çıkmış alaycı bir ifade and I don't play one on tv expr.
2. dünya savaşı sırasında ortaya çıkmış meşhur bir söz kilroy was here expr.
2. dünya savaşı'nda perçinleri saymakla görevli james kilroy'un perçinlerin yanlarına koyduğu işaretler silinmesin diye kilroy buradaydı yazısı ve duvarın üstünden bakan bir adam çizmesi üzerine ortaya çıkmış bir söz kilroy was here expr.
Proverb
adımız çıkmış dokuza inmez sekize give a dog a bad name and hang him
adımız çıkmış bir kere ne yapsak nafile give a dog a bad name and hang him
üst üste/oradan oraya taşınmak yangın çıkmış kadar çok şeyin kaybolmasına sebebiyet verir three moves are as bad as a fire
Colloquial
kıtlıktan çıkmış gibi iştah chuckers i.
kıtlıktan çıkmış gibi iştah chuckers i.
kıtlıktan çıkmış gibi iştah chucks i.
adı çıkmış bir zampara a notorious playboy i.
adı çıkmış insan a marked man i.
adı kötüye çıkmış kimse a marked man i.
seri üretimden çıkmış gibi görünen, ayırt edici özellikleri bulunmayan ve yerel mimariyle uyumsuz olan büyük ve modern ev mcmansion i.
perte çıkmış şey write-off [uk] i.
piyasaya yeni çıkmış şey drop i.
yumurtadan yeni çıkmış civciv peeper i.
kıtlıktan çıkmış gibi yemek chuck f.
iyi ki bir şeyden ayrılmış/çıkmış olmak be well out of something [uk] f.
kontrolden çıkmış şekilde sağa sola koşmak go amok f.
kontrolden çıkmış şekilde sağa sola koşmak go amuck f.
zıvanadan çıkmış crazy as a coot s.
zıvanadan çıkmış crazy as a loon s.
haşatı/turşusu çıkmış on the bum s.
zıvanadan çıkmış burned s.
pestili çıkmış cashed s.
çileden çıkmış torqued up s.
pazara çıkmış in the market s.
suyu çıkmış trite s.
gözleri yuvalarından çıkmış goggle-eyed s.
belli bir seviyenin üstüne çıkmış far gone s.
pestili çıkmış pooped (out) s.
işten çıkmış (mesai sonu) off of work s.
konunun dışına çıkmış off subject s.
(birinin) tepesine çıkmış/binmiş all over (someone) s.
(birinin) tepesine çıkmış/binmiş all over one s.
canı çıkmış all tuckered out s.
(birinin) tepesine çıkmış/binmiş all over (someone) s.
(birinin) tepesine çıkmış/binmiş all over one s.
canı çıkmış all tuckered out s.
canı çıkmış beat tired s.
pestili çıkmış burnt out s.
vücudunda/yüzünden uçuk çıkmış herped s.
öğlen yemeği için dışarı çıkmış otl (out to lunch) s.
canı çıkmış stoked out s.
çileden çıkmış torqued off s.
adı çıkmış sketchy s.
yemek için dışarıya çıkmış out to (some meal) zf.
yemek için dışarıya çıkmış out to (a meal) zf.
adı çıkmış under a cloud expr.
denetimden çıkmış beyond control expr.
çileden çıkmış bent out of shape expr.
hapisten yeni çıkmış just got released from prison expr.
kontrolden çıkmış beyond control expr.
zıvanadan çıkmış hopping mad expr.
kontrolden çıkmış mad enough to spit tacks expr.
yemeğe çıkmış out to (a meal) expr.
(birinin) aklından çıkmış gitmiş it escapes (one) expr.
(bir şey) için dışarı çıkmış out for (something) expr.
için dışarıya çıkmış out to expr.
haşatı çıkmış to up (from the flo up) expr.
açık artırmaya çıkmış up for auction expr.
satışa çıkmış/çıkarılmış up for sale expr.
satılığa çıkmış/çıkarılmış up for sale expr.
Idioms
adı kötüye çıkmış yer a black spot i.
adı çıkmış/baştan çıkaran kişi makeout artist i.
fos çıkmış all sizzle and no steak i.
oynana oynana veya gösterile gösterile suyu çıkmış (eser/oyun/gösteri) old warhorse i.
pestili çıkmış kimse limp dishrag i.
pestili çıkmış kimse limp rag i.
pestili çıkmış kimse wet dishrag i.
pestili çıkmış kimse wet rag i.
kara cuma ve siber pazartesi gibi insanları tüketime teşvik eden günlere tepki olarak ortaya çıkmış bir yardım günü giving tuesday i.
sudan çıkmış balık land fish i.
yoldan çıkmış kimse a fallen angel i.
sudan çıkmış balık a fish out of water i.
denizden çıkmış balık a fish out of water i.
adı çıkmış kimse a legend in their own lifetime i.
çığırından çıkmış bir hal boiling point i.
sudan çıkmış balık a fish out of the water i.
kontrolden çıkmış kimse soup sandwich i.
sütten çıkmış ak kaşık plaster saint i.
savaştan çıkmış gibi olmak been to the wars f.
kontrolden çıkmış olmak be coming apart at the seams f.
kontrolden çıkmış olmak be falling apart at the seams f.
sorumluluğundan çıkmış olmak be out of somebody's hands f.
sudan çıkmış balığa dönmek feel like a fish out of water f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak stick out like a sore thumb f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak stand/stick out like a sore thumb f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak stand out like a sore thumb f.
savaştan çıkmış gibi olmak/görünmek have been to the wars f.
savaştan çıkmış gibi yaralı, çökmüş görünmek have been to the wars f.
matbaadan yeni çıkmış olmak be hot off the press f.
bildiği/tanıdığı yerin dışına çıkmış olmak be not in kansas anymore f.
temize çıkmış olmak be off the hook f.
telefonun ahizesi yerinden çıkmış olmak be off the hook f.
kontrolden çıkmış olmak be off the reservation f.
zıvanadan çıkmış olmak be off the reservation f.
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak (do something) as if it's going out of style f.
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak (do something) like it's going out of style f.
sırf karşı çıkmış olmak için tartışmak be arguing for the sake of arguing f.
sırf karşı çıkmış olmak için tartışmak be arguing for the sake of argument f.
(ilişkiden çıkmış) boşta back in circulation f.
(ilişkiden çıkmış) boşta back in circulation f.
(ilişkiden çıkmış) boşta back into circulation f.
sütten çıkmış ak kaşık olmak be (as) pure as the driven snow f.
aynı, benzer kalıptan çıkmış gibi olmak be cast in a (some kind of) mold f.
'-den yeni çıkmış olmak be fresh from f.
-den yeni çıkmış olmak be fresh out of f.
temize çıkmış olmak be in the clear f.
sudan çıkmış balık fish out of water f.
sudan çıkmış balığa dönmüş kimse fish out of water f.
adı çıkmış/baştan çıkaran kişi make-out artist f.
kontrolden çıkmış bir şekilde yayılmak rage uncontrollably f.
kontrolden çıkmış bir şekilde büyümek rage uncontrollably f.
kontrolden çıkmış independent as a hog on ice s.
terzi elinden yeni çıkmış gibi neat as a bandbox s.
savaştan çıkmış gibi olan been to the wars s.
perte çıkmış all to smash s.
çileden çıkmış burned up s.
çileden çıkmış browned off s.
kontrolden çıkmış off the leash s.
kontrolden çıkmış hog wild s.
kontrolden çıkmış stark raving mad s.
kontrolden çıkmış off the rails s.
sütten çıkmış ak kaşık lily-white s.
yeni çıkmış new-fangled s.
yataktan çıkmış up and about s.
çileden çıkmış rip-snorting mad s.
durağanlıktan çıkmış out of the doldrums s.
durgunluktan çıkmış out of the doldrums s.
bunalımdan çıkmış out of the doldrums s.
zıvanadan çıkmış off the reservation s.
kontrolden çıkmış off the reservation s.
çileden çıkmış (all) het up [rural] s.
sıskası çıkmış (all) skin and bones s.
konunun dışına çıkmış (off) on a sidetrack s.
konunun dışına çıkmış (off) on a tangent s.
temize çıkmış absolved from guilt s.
yeniden ortaya çıkmış back from the dead s.
savaştan çıkmış gibi been in the wars s.
zıvanadan çıkmış (as) crazy as a coot s.
zıvanadan çıkmış crazy as a coot/loon s.
dinden imandan çıkmış fighting mad s.
kontrolden çıkmış mad enough to spit s.
(birinin) elinden çıkmış off (one's) hands s.
(birinin) sorumluluğundan çıkmış/alınmış off (one's) hands s.
(günü bitirip) işten çıkmış off from work s.
elinden çıkmış off hands s.
sorumluluğundan çıkmış/alınmış off hands s.
birinin elinden çıkmış off somebody's hands s.
birinin sorumluluğundan çıkmış/alınmış off somebody's hands s.
(günü bitirip) işten çıkmış off the clock s.
dinden imandan çıkmış off the deep end s.
konunun dışına çıkmış off the subject s.
elinden çıkmış off your hands s.
sorumluluğundan çıkmış/alınmış off your hands s.
sütten çıkmış ak kaşık pure as the driven snow s.
çalışmaktan canı çıkmış rushed off your feet [uk] s.
adı çıkmış the albatross round someone's neck expr.
adı çıkmış an albatross round someone's neck expr.
adı çıkmış the albatross round about someone's neck expr.
adı çıkmış an albatross round about someone's neck expr.
bir iki çivisi çıkmış got wiring loose inside one's head expr.
çivisi çıkmış out of joint expr.
çığrından çıkmış, kural tanımaz, medenileşmemiş wild and woolly expr.
hurdaya çıkmış on the scrap heap expr.
hurdaya çıkmış in the scrap heap expr.
elinden çıkmış off one's hands expr.
ıskartaya çıkmış in the scrap heap expr.
ıskartaya çıkmış on the scrap heap expr.
kontrolden çıkmış over the edge expr.
matbaadan yeni çıkmış hot off the press expr.
pistten/yoldan çıkmış off the track expr.
sütten çıkmış ak kaşık as pure as the driven snow expr.
sudan çıkmış balık gibi like a fish out of water expr.
sudan çıkmış balık gibi olma like a fish out of water expr.
tamamen kontrolden çıkmış like a blind dog in a meat market expr.
(çalışmaktan) hışı çıkmış/yorgun düşmüş the worse for wear expr.
üst tabakadan çıkmış from the top drawer expr.
(çalışmaktan) pestili çıkmış the worse for wear expr.
üst tabakadan çıkmış out of the top drawer expr.
yeni basılmış/çıkmış kitap/yayın hot off the press expr.
zıvanadan çıkmış off the leash expr.
yoldan çıkmış off the track expr.
satışa çıkmış in play expr.
çileden çıkmış in a towering rage expr.
kontrolden çıkmış şekilde hareket eden all over the place like a mad woman's custard [uk] expr.
(birinin) gerçek yüzü ortaya/açığa çıkmış (one's) mask slips expr.
adı/adımız çıkmış dokuza inmez sekize give a dog a bad name expr.
adı/adımız çıkmış bir kere ne yapsa/yapsak nafile give a dog a bad name expr.
savaştan çıkmış gibi in the wars expr.
savaştan çıkmış in the wars expr.
konunun dışına çıkmış on a tangent expr.
tekrar seyahate çıkmış on the road again expr.
(birinin) kontrolünden çıkmış out of (one's) hands expr.
(birinin) elinden çıkmış out of (one's) hands expr.
(birinin) sorumluluğundan çıkmış out of (one's) hands expr.
kabuğundan çıkmış out of (one's) shell expr.
vücudundan çıkmış out of (one's) system expr.
karakterden çıkmış out of character expr.
sorumluluğundan çıkmış out of hands expr.
kontrolünden çıkmış out of hands expr.
birinin sorumluluğundan çıkmış out of somebody's hands expr.
birinin kontrolünden çıkmış out of somebody's hands expr.
birinin elinden çıkmış out of somebody's hands expr.
sır olmaktan çıkmış out of the closet expr.
borcunu ödeyip düze çıkmış out of the hole expr.
açığa çıkmış out of the woodwork expr.
gizlendiği yerden çıkmış out of the woodwork expr.
ortaya çıkmış out of the woodwork expr.
sorumluluğundan çıkmış out of your hands expr.
kontrolünden çıkmış out of your hands expr.
aklı çıkmış out of your mind expr.
kavga çıkmış the feathers fly expr.
olay çıkmış the feathers fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkmış the feathers fly expr.
tamamen yoldan çıkmış/sapmış up the booay [canada] expr.
Speaking
adı kötüye çıkmış he has a bad name i.
acil bir işi çıkmış he had a business emergency expr.
boynumda apse çıkmış I developed an abscess on my neck expr.
dişimde apse çıkmış I developed an abscess in my tooth expr.
mağaradan yeni çıkmış falan değilim have I been living under a rock or something? expr.
sivilce çıkmış I got a zit expr.
Trade/Economic
yeni ortaya çıkmış para birimi new money i.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi theory of games i.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi game theory i.
yeni çıkmış ürün novelty i.
Law
haklı çıkmış legitimized s.
haklı çıkmış legitimised s.
Politics
1381'de ingiltere'de çıkmış büyük bir isyan great revolt i.
sembolü çiçek olup barış ve sevgiyi savunan, 1960'ların sonunda ortaya çıkmış bir gençlik hareketi flower power i.
Industry
fabrikadan yeni çıkmış factory-fresh s.
Technical
bezi çıkmış bölge flat spot i.
birleştiği yerden çıkmış disjointed s.
devreden çıkmış disengaged s.
güdümden çıkmış out-of-control s.
su yüzüne çıkmış emersed s.
yumurtadan yeni çıkmış altricial s.
Architecture
roma imparatorluğu döneminde ortaya çıkmış bir kalıp kaide tarzı attic base i.
17. yüzyılın başında fransa'da ortaya çıkmış bir mobilya stili louis xiii style i.
Furniture
16. yüzyıl ingiltere'sinde rönesans'ta ortaya çıkmış bir mobilya stili tudor style i.
Automotive
perte çıkmış written off s.
Marine
16. yüzyılda ortaya çıkmış, felemenklere özgü bir kargo gemisi fluyt i.
Medical
yeni ortaya çıkmış baş ağrısı new onset of headache i.
yerinden çıkmış organ veya kemikleri tekrar yerleştirmek için kullanılan cerrahi aletler repositor i.
damar dışına çıkmış (kan elemanları) extravasated s.
takipten çıkmış lost to follow up s.
Anatomy
yeni çıkmış bir kesici dişin keskin kenarında bulunan üç yuvarlak çıkıntıdan biri mamelon i.
kamburu çıkmış crookbacked s.
kamburu çıkmış crookback s.
Dentistry
yanlış pozisyonda çıkmış diş malposed tooth i.
Pathology
kan çıbanı çıkmış carbuncled s.
kızılçıban çıkmış carbuncled s.
kan çıbanı çıkmış carbuncular s.
kızılçıban çıkmış carbuncular s.
bildirildiği yerde ortaya çıkmış (hastalık) autochthonal s.
vücutta bulunduğu yerde ortaya çıkmış autochthonal s.
bildirildiği yerde ortaya çıkmış (hastalık) autochthonic s.
vücutta bulunduğu yerde ortaya çıkmış autochthonic s.
Parasitology
yumurtadan henüz çıkmış bit ya da böcek nit i.
Veterinary
yumurtadan yeni çıkmış civcivlerde ölümcül bir enfeksiyon omphalitis i.
kalçası çıkmış (at) hip-shot [us] s.
Gastronomy
(ringa) yumurtadan yeni çıkmış yavru balık sile [dialect] [uk] i.
Chemistry
açığa çıkmış durum nascent state i.
Biology
evcil olmaktan çıkmış feralized s.
evcil olmaktan çıkmış feralised s.
Marine Biology
bazı deniz kabuklularının yumurtadan yeni çıkmış larvaları alima i.
yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık fry i.
yumurtadan yeni çıkmış ve genelde kötü durumda olan somon balığı kelt i.
yumurtadan yeni çıkmış somon pink [uk] i.
yumurtadan yeni çıkmış gölge balığı pink [uk] i.
yumurtadan yeni çıkmış balık seed i.
Zoology
yumurtadan henüz çıkmış işçi karınca callow i.
yumurtadan yeni çıkmış yavru hatchling i.
yakın doğu'da ortaya çıkmış, av için kullanılan uzun ve ince yapılı zarif bir köpek ırkı grayhound i.