market

"market" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 37 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	market i.	çarşı
Haggling is common in markets. Çarşıda pazarlık etmek yaygındır. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	market i.	pazar
The Commission will soon publish figures on the employment gains and growth effects of ten years of the internal market. Komisyon yakında iç pazarın on yıllık istihdam kazanımları ve büyüme etkilerine ilişkin rakamları yayınlayacak. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	market i.	piyasa
The coffee market is currently undergoing a serious crisis. Kahve piyasası şu anda ciddi bir krizden geçmektedir. More Sentences
General
4	Genel	market i.	piyasa
Or to put it another way, the market can and should regulate the economy, but not society. Ya da başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, piyasa ekonomiyi düzenleyebilir ve düzenlemelidir, ancak toplumu değil. More Sentences
5	Genel	market f.	pazarlamak
It follows that European film producers must do more to market their products. Bu da Avrupalı film yapımcılarının ürünlerini pazarlamak için daha fazlasını yapmaları gerektiğini gösteriyor. More Sentences
Trade/Economic
6	Ticaret/Ekonomi	market i.	alışveriş
Is Tom going to the market right now? Tom şu anda alışverişe mi gidiyor? More Sentences
7	Ticaret/Ekonomi	market i.	pazar
Thirdly, the big differences between the Member States damage the internal market. Üçüncü olarak Üye Devletler arasındaki büyük farklılıklar iç pazara zarar vermektedir. More Sentences
8	Ticaret/Ekonomi	market i.	piyasa
If we want a competitive market, then we need a single system. Eğer rekabetçi bir piyasa istiyorsak, tek bir sisteme ihtiyacımız var. More Sentences
9	Ticaret/Ekonomi	market i.	pazar yeri
Fifthly, the grids are the central market place for the markets. Beşinci olarak, şebekeler piyasalar için merkezi bir pazar yeridir. More Sentences
10	Ticaret/Ekonomi	market f.	pazarlamak
These are predominantly specialist, and often very small, businesses that use an existing brand to market new products. Bunlar çoğunlukla yeni ürünleri pazarlamak için mevcut bir markayı kullanan uzman ve genellikle çok küçük işletmelerdir. More Sentences
Technical
11	Teknik	market i.	pazar
Thanks to the single market, however, the benefits will be visible everywhere. Ancak tek pazar sayesinde bunun faydaları her yerde görülebilecektir. More Sentences
12	Teknik	market i.	piyasa
However, this will be regulated by the market. Ancak, bu piyasa tarafından düzenlenecektir. More Sentences
General
13	Genel	market i.	panayır
14	Genel	market i.	borsa
15	Genel	market i.	talep
16	Genel	market i.	istek
17	Genel	market i.	sakat
18	Genel	market f.	çarşıda alışveriş etmek
19	Genel	market f.	satmak
20	Genel	market f.	satışa çıkarmak
21	Genel	market f.	alışveriş yapmak
22	Genel	market f.	piyasaya sürmek
Trade/Economic
23	Ticaret/Ekonomi	market i.	borsa
24	Ticaret/Ekonomi	market i.	çarşı
25	Ticaret/Ekonomi	market i.	tüm sektör
26	Ticaret/Ekonomi	market i.	pazarda mal satın almak için toplanan topluluk
27	Ticaret/Ekonomi	market i.	ingiliz hukukunda halka açık pazar ayrıcalığı
28	Ticaret/Ekonomi	market i.	pazarlık nesnesi
29	Ticaret/Ekonomi	market i.	piyasa fiyatı
30	Ticaret/Ekonomi	market i.	kereste ticaretinde kullanılan bir hacim birimi
31	Ticaret/Ekonomi	market i.	belirli bir ürünü satan dükkan
32	Ticaret/Ekonomi	market i.	belirli bir ürünün ticareti
33	Ticaret/Ekonomi	market i.	belirli bir grup insan tarafından arz edilen ticaret veya satış imkanları
34	Ticaret/Ekonomi	market i.	bir tahvilin alım ve satımının belirli bir fiyattan yapılacağını ifade eden daimi bir taahhüt
35	Ticaret/Ekonomi	market f.	alışveriş etmek
36	Ticaret/Ekonomi	market f.	piyasaya sokmak
37	Ticaret/Ekonomi	market f.	piyasaya sürmek

"market" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	market	grocery i.
They sell carrots at the grocery store. Markette havuç satıyorlar. More Sentences
2	Genel	market	supermarket i.
We went to the Asian supermarket. Asya markete gittik. More Sentences
3	Genel	market	general store i.
4	Genel	market	grocery shop i.
Trade/Economic
5	Ticaret/Ekonomi	market	tryst [scottish] i.

"market" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	stock market i.	borsa
The emission allowances are to be sold on the stock market. Emisyon izinleri borsada satılacaktır. More Sentences
General
2	Genel	stock market i.	menkul kıymetler borsası
Istanbul has an active stock market quoting over 700 companies. İstanbul'da, 700'den fazla şirketin kayıtlı olduğu aktif bir Menkul Kıymetler Borsası vardır. More Sentences
3	Genel	fish market i.	balık pazarı
This sector is the main supplier of seafood products to the domestic fresh fish market. Bu sektör, yerel taze balık pazarına deniz ürünleri sağlayan ana tedarikçi konumundadır. More Sentences
4	Genel	energy market i.	enerji piyasası
Adherence to market conditions in the EU will not solve the problems of the energy market. AB'deki piyasa koşullarına bağlı kalmak enerji piyasasındaki sorunları çözmeyecektir. More Sentences
5	Genel	home market i.	iç pazar
It is also very important to consider the legitimate interest of Trade mark holders in their home markets. Ticari marka sahiplerinin kendi iç pazarlarındaki meşru menfaatlerinin dikkate alınması da çok önemlidir. More Sentences
6	Genel	gold market i.	altın piyasası
They tried to take control of the gold market. Onlar altın piyasasını kontrol altına almaya çalıştılar. More Sentences
7	Genel	flea market i.	bit pazarı
When was the last time you went to a flea market? En son ne zaman bir bit pazarına gittiniz? More Sentences
8	Genel	black market i.	karaborsa
The black market in hard currency was reborn. Döviz karaborsası yeniden doğdu. More Sentences
9	Genel	social market economy i.	sosyal piyasa ekonomisi
There is no precise description of what a social market economy in good working order is. İyi işleyen bir sosyal piyasa ekonomisinin ne olduğuna dair kesin bir tanım yoktur. More Sentences
10	Genel	finance market i.	finans piyasası
Liberalisation of the finance markets would help to make funding available to business. Finans piyasalarının liberalleştirilmesi, işletmelere finansman sağlanmasına yardımcı olacaktır. More Sentences
11	Genel	domestic market i.	iç pazar
The euro zone will be a domestic market within the internal market. Avro bölgesi, iç pazar içerisinde bir iç pazar olacaktır. More Sentences
12	Genel	world market i.	dünya pazarı
That reduces prices on the world market. Bu dünya pazarındaki fiyatları düşürür. More Sentences
13	Genel	free market economy i.	serbest piyasa ekonomisi
It will contribute to the development of greater free market economies. Daha büyük serbest piyasa ekonomilerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. More Sentences
14	Genel	flea market i.	bitpazarı
Let's go to the flea market tomorrow. Yarın bitpazarına gidelim. More Sentences
15	Genel	bond market i.	tahvil piyasası
Certainly we are delighted to see the flexibility that has been introduced for the bond market. Tahvil piyasasına getirilen esnekliği görmekten kesinlikle memnuniyet duyuyoruz. More Sentences
16	Genel	real estate market i.	emlak piyasası
Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft. Tokyo'daki ev sahipleri panik içinde çünkü emlak piyasası güç kaybetti. More Sentences
17	Genel	capital market i.	sermaye piyasaları
Nor is it a solution to the substantial problem of an inadequate capital market. Yetersiz sermaye piyasası gibi önemli bir soruna da çözüm değildir. More Sentences
18	Genel	housing market i.	konut piyasası
The housing market is stagnant. Konut piyasası durgun. More Sentences
19	Genel	niche market i.	niş pazar
These products should not become a costly niche market. Bu ürünler maliyetli bir niş pazar haline gelmemelidir. More Sentences
20	Genel	market access i.	pazara erişim
What we are discussing is a combination of market access and rules. Tartıştığımız şey pazara erişim ve kuralların bir kombinasyonu. More Sentences
21	Genel	free market i.	serbest piyasa
In the free market their global reach gives them unprecedented options. Serbest piyasada küresel erişimleri onlara eşi benzeri görülmemiş seçenekler sunmaktadır. More Sentences
22	Genel	free market i.	serbest pazar
Globalisation is meant to be about freer markets and about increased competition. Küreselleşme daha serbest pazarlar ve artan rekabet anlamına gelmektedir. More Sentences
23	Genel	market development i.	pazar gelişimi
I'll focus on the market development for 1999. 1999 pazar gelişimi üzerine odaklanacağım. More Sentences
24	Genel	on the market zf.	piyasada
We need greater competition when it comes to pension types available on the market too. Piyasada mevcut emeklilik türleri söz konusu olduğunda da daha fazla rekabete ihtiyacımız var. More Sentences
Colloquial
25	Konuşma Dili	in the market expr.	piyasada
This reform will let them stay in the market, this reform will give them the chance to continue trading. Bu reform onların piyasada kalmasını sağlayacak, bu reform onlara ticarete devam etme şansı verecektir. More Sentences
Idioms
26	Deyim	black market i.	kara borsa
Don't tell me there's no black market in your town. Şehrinizde kara borsa yok deme bana. More Sentences
27	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şeyde) piyasayı ele geçirmek
Tom's company cornered the market. Tom'un şirketi piyasayı ele geçirdi. More Sentences
28	Deyim	on the market expr.	satılık
Sami's beloved mansion was on the market. Sami'nin sevgili malikanesi satılıktı. More Sentences
Trade/Economic
29	Ticaret/Ekonomi	the american market i.	amerikan pazarı
The price difference between the American market and the European market has increased. Amerikan pazarı ile Avrupa pazarı arasındaki fiyat farkı artmıştır. More Sentences
30	Ticaret/Ekonomi	eu market i.	ab pazarı
What is behind the proposal instead is, in essence, interruptions in supplies to the EU market. Bunun yerine önerinin arkasında yatan şey, özünde, AB pazarına yapılan tedarikin kesintiye uğratılmasıdır. More Sentences
31	Ticaret/Ekonomi	asian market i.	asya piyasası
Asian markets were mixed. Asya piyasaları karışıktı. More Sentences
32	Ticaret/Ekonomi	asian market i.	asya pazarı
Asian markets were mixed. Asya pazarları karışıktı. More Sentences
33	Ticaret/Ekonomi	gold market i.	altın piyasası
Zurich is the second largest gold market in the world after London. Zürih, Londra'dan sonra dünyanın ikinci büyük altın piyasasıdır. More Sentences
34	Ticaret/Ekonomi	european market i.	avrupa pazarı
These are poor countries that think that they can make money as low-cost competitors in the European market. Bunlar, Avrupa pazarında düşük maliyetli rakipler olarak para kazanabileceklerini düşünen fakir ülkelerdir. More Sentences
35	Ticaret/Ekonomi	gold market i.	altın piyasası
They tried to take control of the gold market. Altın piyasasının kontrolünü ele geçirmeye çalıştılar. More Sentences
General
36	Genel	stock exchange market i.	menkul kıymetler borsası
37	Genel	the common market i.	ortak pazar
38	Genel	market investigation i.	piyasa araştırması
39	Genel	market boom i.	piyasada yaşanan canlılık
40	Genel	share market i.	borsa
41	Genel	drug in the market i.	satılmayan mal
42	Genel	market gardener i.	bostancı
43	Genel	farmers market i.	pazar
44	Genel	labour market i.	emek piyasası
45	Genel	futures market i.	vadeli sözleşmeler piyasası
46	Genel	futures market i.	vadeli işlemler piyasası
47	Genel	market value i.	rayiç
48	Genel	market value i.	piyasa fiyatı
49	Genel	seller in a market i.	pazarcı
50	Genel	parts market i.	parça pazarı
51	Genel	parts market i.	parça tavuk pazarı
52	Genel	labour market i.	emek pazarı
53	Genel	bull market i.	borsada fiyatların devamlı yükselişi
54	Genel	representative market i.	temsili pazar
55	Genel	market segmentation i.	pazar bölümleme
56	Genel	labour market i.	iş piyasası
57	Genel	current market rate i.	sürüm değeri
58	Genel	commodity exchange market i.	ticaret borsası
59	Genel	market place i.	pazaryeri
60	Genel	free market board i.	serbest piyasa kurulu
61	Genel	drug on the market i.	satılmayan mal
62	Genel	employment market i.	emek piyasası
63	Genel	domestic market i.	iç piyasa
64	Genel	livestock market i.	hayvan pazarı
65	Genel	market segmentation i.	piyasa bölünmesi
66	Genel	foreign exchange market i.	döviz piyasası
67	Genel	wholesale fish market i.	balıkhane
68	Genel	covered market i.	kapalı çarşı
69	Genel	exchange market i.	borsa
70	Genel	state bound by market and price mechanism i.	piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet
71	Genel	job market i.	amele pazarı
72	Genel	market surveys i.	piyasa incelemeleri
73	Genel	employment market i.	iş piyasası
74	Genel	commodity market i.	ham maddeler piyasası
75	Genel	market size i.	piyasa ebadı
76	Genel	market latter i.	borsa cetveli
77	Genel	common market i.	avrupa ekonomik topluluğu
78	Genel	foreign market i.	dış pazar
79	Genel	market gardening i.	bostancılık
80	Genel	market surveys i.	pazar araştırmaları
81	Genel	market town i.	pazar kurulan kasaba
82	Genel	market stall i.	salaş
83	Genel	oil market i.	petrol pazarı
84	Genel	market share i.	pazar paylaşımı
85	Genel	labor market i.	iş talebi
86	Genel	energy market board i.	enerji piyasası kurulu
87	Genel	market basket i.	market sepeti
88	Genel	competitive market i.	rekabetçi pazar
89	Genel	foreign exchange market i.	kambiyo piyasası
90	Genel	market suveillance i.	piyasa gözetimi
91	Genel	current market rate i.	rayiç
92	Genel	market price i.	rayiç fiyat
93	Genel	market garden i.	bostan
94	Genel	junk market i.	bit pazarı
95	Genel	weak market i.	zayıf piyasa
96	Genel	demand for market i.	pazar isteği
97	Genel	market introduction date i.	piyasaya sürülüş tarihi
98	Genel	real estate market i.	gayrimenkul piyasası
99	Genel	open market operations i.	açık piyasa işlemleri
100	Genel	foreign market i.	dış piyasa
101	Genel	labor market i.	iş piyasası
102	Genel	market penetration i.	pazara girme
103	Genel	market estimate i.	pazar tahmini
104	Genel	market penetration i.	pazara nüfuz etme
105	Genel	gap in the market i.	piyasa boşluğu
106	Genel	market day i.	pazarın kurulduğu gün
107	Genel	domestic market i.	yurtiçi piyasa
108	Genel	market estimate i.	piyasa tahmini
109	Genel	market opportunity i.	pazar fırsatı
110	Genel	market opportunities i.	pazar fırsatları
111	Genel	mass market i.	kitle pazar
112	Genel	capital market performance i.	sermaye piyasası performansı
113	Genel	property market i.	konut piyasası
114	Genel	property market i.	emlak piyasası
115	Genel	core market i.	çekirdek pazar
116	Genel	core market i.	çekirdek piyasa
117	Genel	market network i.	pazar ağı
118	Genel	market discipline i.	piyasa disiplini
119	Genel	construction market i.	inşaat piyasası
120	Genel	building market i.	inşaat piyasası
121	Genel	construction market i.	yapı pazarı
122	Genel	fish market i.	balık hali
123	Genel	fruit market i.	sebze hali
124	Genel	vegetable market i.	sebze hali
125	Genel	wholesale market hall i.	meyve hali
126	Genel	wholesale market hall i.	balık hali
127	Genel	wholesale market hall i.	sebze hali
128	Genel	super market i.	süper market
129	Genel	chinese market i.	çin pazarı
130	Genel	market chain i.	marketler zinciri
131	Genel	municipal market i.	belediye pazarı
132	Genel	capital market instruments i.	sermaye piyasası araçları
133	Genel	seafood market i.	su ürünleri piyasası
134	Genel	euro-bond market i.	avrupa tahvil piyasası
135	Genel	euro-bond market i.	euro-bond piyasası
136	Genel	euro-dollar market i.	avrupa para piyasası
137	Genel	market-square i.	pazar yeri
138	Genel	free market economy i.	serbest piyasa-pazar ekonomisi
139	Genel	euro-dollar market i.	euro-dolar piyasası
140	Genel	money-market i.	borsa
141	Genel	up-market i.	pahalı mal satılan yer
142	Genel	public-market i.	halk pazarı
143	Genel	established market i.	yerleşik piyasa
144	Genel	market face i.	kerestenin esas yüzü
145	Genel	market gardening zone i.	bostan bölgesi
146	Genel	market for i.	-e talep
147	Genel	market for i.	-e rağbet
148	Genel	world's market i.	dünya piyasası
149	Genel	general market i.	genel piyasa
150	Genel	general market i.	genel pazar
151	Genel	black market ticket i.	karaborsa bilet
152	Genel	night market i.	akşam pazarı
153	Genel	night market i.	gece pazarı
154	Genel	market attendant i.	şarküteri görevlisi
155	Genel	market attendant i.	market görevlisi
156	Genel	high-end flea market i.	sosyete pazarı
157	Genel	wet market i.	pazar
158	Genel	wet market i.	meyve sebze satılan pazar
159	Genel	market square i.	şehir meydanı
160	Genel	market square i.	kent meydanı
161	Genel	floating market i.	su üstünde kurulmuş pazar
162	Genel	a meat market i.	et pazarı
163	Genel	a cattle market i.	sığır pazarı
164	Genel	covered market i.	kapalı pazar yeri
165	Genel	market square i.	halka pazarı
166	Genel	open-air market i.	halk pazarı
167	Genel	unscientific market research i.	bilimsel olmayan piyasa araştırması
168	Genel	outdoor market i.	pazar
169	Genel	flower market i.	çiçek pazarı
170	Genel	friday market i.	cuma pazarı
171	Genel	colourful market i.	renkli pazar
172	Genel	colorful market i.	renkli pazar
173	Genel	market net i.	pazar filesi
174	Genel	music market i.	müzik piyasası
175	Genel	market vendor i.	pazar satıcısı
176	Genel	market stall i.	pazar standı
177	Genel	market booth i.	pazar tezgahı
178	Genel	primary market i.	ana pazar
179	Genel	market beater i.	dayılık taslayan zorba
180	Genel	market beater i.	yaygaracı kabadayı
181	Genel	market cross i.	pazar kurularak tebligatların verilmesi veya ilamların okunması gibi faaliyetlerin yürütüldüğü haç şeklinde bina
182	Genel	market price i.	(restoran menülerinde) tedarik bedeline göre alınan fiyat
183	Genel	meat market i.	çok sayıda erkek bulunan yer veya durum
184	Genel	meat market i.	çok sayıda kaslı erkeğin bulunduğu yer
185	Genel	easing of the capital market i.	sermaye piyasasının rahatlaması
186	Genel	street market i.	semt pazarı
187	Genel	have a market f.	alıcı bulmak
188	Genel	set up on open market f.	pazar kurmak
189	Genel	put on the market f.	satışa sunmak
190	Genel	place on the market f.	piyasaya sürmek
191	Genel	put on the market f.	piyasaya çıkarmak
192	Genel	remove from the market f.	piyasadan çekmek
193	Genel	put something on the market f.	satışa çıkarmak
194	Genel	come onto the market f.	satışa çıkmak
195	Genel	recall from market f.	piyasadan çekmek
196	Genel	extend one's market share f.	pazar payını genişletmek
197	Genel	introduce into the market f.	piyasaya sürmek
198	Genel	pull from market f.	piyasadan çekmek
199	Genel	remove from market f.	piyasadan çekmek
200	Genel	put something on the market f.	piyasaya sürmek
201	Genel	glut the market with f.	piyasayı aşırı miktarda mala boğmak
202	Genel	go on the black market f.	karaborsaya düşmek
203	Genel	put on the market f.	satışa çıkarmak
204	Genel	play the market f.	spekülasyon yapmak
205	Genel	come onto the market f.	piyasaya çıkmak
206	Genel	come on the market f.	çıkmak
207	Genel	be in the market for f.	satın alma niyetinde olmak
208	Genel	conduct a market research f.	pazar araştırması yapmak
209	Genel	be on the black market f.	kara borsaya düşmek
210	Genel	be available on the black market f.	kara borsaya düşmek
211	Genel	be sold on the black market f.	kara borsada satılmak
212	Genel	sell on the black market f.	kara borsada satmak
213	Genel	dominate the market f.	piyasada hakim olmak
214	Genel	become a dominant player in the market f.	piyasada hakim olmak
215	Genel	command the market f.	piyasada hakim olmak
216	Genel	dominate the market f.	pazara hakim olmak
217	Genel	withdraw from the market f.	piyasadan toplatmak
218	Genel	recall from the market f.	piyasadan toplatmak
219	Genel	pull out of the market f.	piyasadan çekilmek
220	Genel	spread to the market place f.	pazara yayılmak
221	Genel	extend out to the market f.	pazara yayılmak
222	Genel	spread to the market f.	pazara yayılmak
223	Genel	extend to the market f.	pazara yayılmak
224	Genel	put (a product) on the market f.	piyasaya çıkarmak
225	Genel	break into the market f.	piyasaya girmek
226	Genel	capture the market f.	piyasayı kaplamak
227	Genel	be released to the market f.	piyasaya sürülmek
228	Genel	develop one's market f.	piyasasını genişletmek
229	Genel	release to the market f.	piyasaya vermek
230	Genel	corner the market f.	piyasaya hakim olmak
231	Genel	capture the market f.	piyasaya hakim olmak
232	Genel	enlarge one's market f.	piyasasını genişletmek
233	Genel	extend one's market f.	piyasasını genişletmek
234	Genel	extend one's market f.	pazarını genişletmek
235	Genel	lose one's market f.	pazarını kaybetmek
236	Genel	penetrate the market f.	piyasaya girmek
237	Genel	corner the market f.	piyasayı kaplamak
238	Genel	extend one's market f.	pazar genişletmek
239	Genel	enlarge one's market f.	pazarını genişletmek
240	Genel	sniff the market f.	piyasayı koklamak
241	Genel	lose one's market f.	pazar kaybetmek
242	Genel	put something on the market f.	piyasaya sokmak
243	Genel	dominate the market f.	piyasaya hakim olmak
244	Genel	develop one's market f.	pazarını genişletmek
245	Genel	develop one's market f.	pazar genişletmek
246	Genel	release to the market f.	piyasaya sunmak
247	Genel	get into the market f.	piyasaya girmek
248	Genel	enlarge one's market f.	pazar genişletmek
249	Genel	(market) rally f.	piyasa açılmak
250	Genel	(market) pick up f.	piyasa açılmak
251	Genel	expand one's market share f.	pazar payını genişletmek
252	Genel	create a market f.	pazar oluşturmak
253	Genel	expand market f.	pazar genişletmek
254	Genel	get a market share f.	pazar payı almak
255	Genel	be released to market f.	pazara çıkarılmak
256	Genel	develop market f.	pazar genişletmek
257	Genel	have a market share f.	pazar payı almak
258	Genel	be released to the market f.	piyasaya çıkarılmak
259	Genel	put on market f.	piyasaya sunmak
260	Genel	put on market f.	pazara sunmak
261	Genel	be put on the market f.	satışa sunulmak
262	Genel	be on the market f.	satışa çıkarılmak
263	Genel	break into market f.	piyasaya açılmak
264	Genel	get into market f.	piyasaya açılmak
265	Genel	conduct a market study f.	pazar araştırması yapmak
266	Genel	do a market study f.	pazar araştırması yapmak
267	Genel	offer to market f.	piyasaya arzetmek
268	Genel	offer to market f.	piyasaya sunmak
269	Genel	price out of the market f.	değerini yükseltmek
270	Genel	price out of the market f.	fiyatını yükseltmek
271	Genel	price out of the market f.	çok fazla değer biçmek
272	Genel	price out of the market f.	yüksek fiyata satmak
273	Genel	be favoured in the market f.	piyasada tutmak
274	Genel	go to the market f.	markete gitmek
275	Genel	close the market f.	piyasayı kapatmak
276	Genel	close the market f.	pazarı kapatmak
277	Genel	test the market f.	piyasayı incelemek
278	Genel	put on the market f.	piyasaya sürmek
279	Genel	put upon the market f.	piyasaya arz etmek
280	Genel	introduce to the market f.	piyasaya sürmek
281	Genel	find a large market f.	büyük sürüm imkanı bulmak
282	Genel	find a rapid market f.	seri sürüm imkanı bulmak
283	Genel	throw on the market f.	piyasaya sürmek
284	Genel	find a quick market f.	seri sürüm imkanı bulmak
285	Genel	launch to the market f.	piyasaya sürmek
286	Genel	put on the market f.	piyasaya sunmak
287	Genel	introduce something into the market f.	piyasaya tanıtmak
288	Genel	conquer the market f.	piyasayı elde etmek
289	Genel	be on the market f.	pazarda olmak
290	Genel	be on the market f.	satılmakta olmak
291	Genel	present to the market f.	piyasaya arz edilmek
292	Genel	release to the domestic market f.	iç piyasaya sürmek
293	Genel	sell into the domestic market f.	iç piyasaya satmak
294	Genel	price out of the market f.	(piyasanın) çok üzerinde fiyat biçmek/koymak
295	Genel	pull something from the market f.	piyasadan toplatmak
296	Genel	pull something from the market f.	piyasadan çekmek
297	Genel	attain a place in the market f.	pazarda/piyasada yer edinmek
298	Genel	attain a place in the market f.	piyasada yerini almak
299	Genel	attain a place in the market f.	pazarda yerini almak
300	Genel	gain a place in the market f.	piyasada yerini almak
301	Genel	gain a place in the market f.	pazarda/piyasada yer edinmek
302	Genel	gain a place in the market f.	pazarda yerini almak
303	Genel	get into market f.	pazara açılmak
304	Genel	put onto the market f.	piyasaya sürmek
305	Genel	have the market cornered f.	(piyasa) tekelinde olmak
306	Genel	have the market cornered f.	(piyasayı) tekeline almak
307	Genel	forestall the market f.	piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak
308	Genel	take over the market f.	piyasayı ele geçirmek
309	Genel	down-market s.	düşük nitelikli
310	Genel	up-market s.	pahalı ve kaliteli
311	Genel	at a fair market price zf.	normal pazar fiyatına
312	Genel	down-market zf.	düşük nitelikli bir şekilde
Phrases
313	İfadeler	on a market by market basis expr.	ayrı ayrı/tek tek piyasa/pazar bazında
314	İfadeler	on a market by market basis expr.	her bir pazar/piyasa için ayrı ayrı
315	İfadeler	the market is flat expr.	piyasa durgun
Proverb
316	Atasözü	If old things were in fashion light from heaven would illuminate the flea market	eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı
Colloquial
317	Konuşma Dili	a rising market i.	yükselen bir pazar/piyasa
318	Konuşma Dili	dragon market i.	(pasifik okyanusu'na kıyısı olan ülkelerde) gelişmekte olan pazar
319	Konuşma Dili	flood the market f.	piyasayı/çarşıyı/pazarı istila etmek
320	Konuşma Dili	kill the market f.	piyasayı öldürmek
321	Konuşma Dili	in the market s.	pazara çıkmış
Idioms
322	Deyim	cattle market i.	genelev
323	Deyim	meat market i.	et pazarı
324	Deyim	cattle market i.	kerhane
325	Deyim	meat market i.	genelev
326	Deyim	cattle market i.	kırmızıfener
327	Deyim	meat market i.	kerhane
328	Deyim	cattle market i.	umumhane
329	Deyim	meat market i.	kırmızıfener
330	Deyim	cattle market i.	et pazarı
331	Deyim	meat market i.	umumhane
332	Deyim	cattle market i.	podyum
333	Deyim	meat market i.	podyum
334	Deyim	cattle market i.	sergi
335	Deyim	meat market i.	sergi
336	Deyim	drug on the market i.	elde kalan mal
337	Deyim	a buyer's market i.	alıcı piyasası
338	Deyim	a buyer's market i.	mal arzının talebe göre yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların düşük ve seçeneğin çok olduğu piyasa
339	Deyim	a buyer's market i.	alıcıların hakim olduğu pazar
340	Deyim	a drug on the market i.	satılamaz mal
341	Deyim	a drug on the market i.	satılamayan mal
342	Deyim	a drug on the market i.	değersiz mal
343	Deyim	a drug on the market i.	sürümsüz mal
344	Deyim	a seller's market i.	satıcı tekelindeki piyasa
345	Deyim	a seller's market i.	satıcı piyasası
346	Deyim	a seller's market i.	satıcının avantajlı/hakim olduğu piyasa
347	Deyim	a seller's market i.	talebin arzı aştığı piyasa
348	Deyim	glut on the market i.	piyasada bol miktarda bulunan şey
349	Deyim	glut on the market i.	piyasada bol olduğu için pek talep görmeyen şey
350	Deyim	bring (one's) pigs to market f.	yeteneğini tamamen ortaya koymak
351	Deyim	bring (one's) pigs to market f.	bütün hünerlerini göstermek
352	Deyim	bring your pigs to market f.	potansiyelini sonuna kadar kullanmak
353	Deyim	bring your pigs to market f.	potansiyelini açığa çıkarmak
354	Deyim	drive your pigs to market f.	potansiyelini sonuna kadar kullanmak
355	Deyim	drive your pigs to market f.	potansiyelini açığa çıkarmak
356	Deyim	play the (stock) market f.	borsada oynamak
357	Deyim	play the (stock) market f.	borsaya yatırım yapmak
358	Deyim	drive one's pigs to market f.	horul horul horlamak
359	Deyim	drive one's pigs to market f.	horlamak
360	Deyim	have a corner on the market f.	pazarda söz sahibi olmak
361	Deyim	be a glut on the market f.	piyasada bol miktarda bulunmak
362	Deyim	be a drug on the market f.	piyasada bol miktarda bulunmak
363	Deyim	have a corner on the market f.	piyasada söz sahibi olmak
364	Deyim	corner the market f.	piyasada söz sahibi olmak
365	Deyim	find (oneself) in the market for (something) f.	(kendini bir şeyin) peşinde bulmak
366	Deyim	find (oneself) in the market for (something) f.	(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
367	Deyim	find (oneself) in the market for (something) f.	piyasaya düşmek
368	Deyim	make a market f.	piyasa yapmak
369	Deyim	make a market f.	(yatırımcı) alım veya satım yapmaya hazır olduğu fiyatı sunmak
370	Deyim	corner the market on something f.	bir şeyde piyasaya hakim olmak
371	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasına hakim olmak
372	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasında söz sahibi olmak
373	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasını ele geçirmek
374	Deyim	corner the market on something f.	bir şeyde piyasayı ele geçirmek
375	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasını tekeline almak
376	Deyim	corner the market on something f.	bir şeyde piyasayı tek eline almak
377	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak
378	Deyim	corner the market on something f.	bir şey piyasasını kaplamak
379	Deyim	corner the something market f.	bir şeyde piyasaya hakim olmak
380	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasına hakim olmak
381	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasında söz sahibi olmak
382	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasını ele geçirmek
383	Deyim	corner the something market f.	bir şeyde piyasayı ele geçirmek
384	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasını tekeline almak
385	Deyim	corner the something market f.	bir şeyde piyasayı tek eline almak
386	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak
387	Deyim	corner the something market f.	bir şey piyasasını kaplamak
388	Deyim	be on the market f.	piyasaya çıkmak
389	Deyim	be on the market f.	piyasada olmak
390	Deyim	be on the market f.	yalnız/bekar olmak
391	Deyim	be on the market f.	yeni bir ilişkiye açık olmak
392	Deyim	be in the market for f.	arayışında olmak
393	Deyim	be in the market for f.	peşinde olmak
394	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şeyde) piyasaya hakim olmak
395	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şeyde) piyasanın hakimi olmak
396	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şey) piyasasını tekeline almak
397	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şey) piyasasını ele geçirmek
398	Deyim	corner the market (in something) f.	(bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak
399	Deyim	corner the market on f.	-de piyasaya hakim olmak
400	Deyim	corner the market on f.	'-de piyasanın hakimi olmak
401	Deyim	corner the market on f.	'-de piyasayı ele geçirmek
402	Deyim	corner the market on f.	(bir şey) piyasasını tekeline almak
403	Deyim	corner the market on f.	(bir şey) piyasasını ele geçirmek
404	Deyim	corner the market on f.	(bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak
405	Deyim	find oneself in the market f.	piyasaya düşmek
406	Deyim	find oneself in the market f.	(kendini bir şeyin) peşinde bulmak
407	Deyim	find oneself in the market f.	(kendini) piyasada (bir şey) ararken bulmak
408	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	piyasanın dışında/üstünde fiyatlandırmak
409	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	fiyatını yükseltmek
410	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	değerini yükseltmek
411	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	yüksek fiyata satmak
412	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	çok fazla değer biçmek
413	Deyim	price (oneself, someone, or something) out of the market f.	piyasa ortalamasının üzerinde fiyat vermek
414	Deyim	price yourself out of the market f.	piyasanın dışında/üstünde fiyatlandırmak
415	Deyim	price yourself out of the market f.	fiyatını yükseltmek
416	Deyim	price yourself out of the market f.	değerini yükseltmek
417	Deyim	price yourself out of the market f.	yüksek fiyata satmak
418	Deyim	price yourself out of the market f.	çok fazla değer biçmek
419	Deyim	price yourself out of the market f.	piyasa ortalamasının üzerinde fiyat vermek
420	Deyim	price yourself out of the market f.	fiyatını çok fazla artırmak
421	Deyim	like a blind dog in a meat market expr.	darı ambarına düşmüş tavuk gibi
422	Deyim	the bottom falls out of the market expr.	piyasa/pazar çöktü
423	Deyim	the bottom drops out of the market expr.	piyasa/pazar çöktü
424	Deyim	like a blind dog in a meat market expr.	tamamen kontrolden çıkmış
425	Deyim	on the market expr.	satışta
426	Deyim	on the open market expr.	serbest/açık piyasada
427	Deyim	on the open market expr.	serbest satışta
428	Deyim	on the open market expr.	koşulsuz olarak satışta
429	Deyim	on the open market expr.	serbest olarak alınıp satılabilir
430	Deyim	on the open market expr.	koşulsuz olarak alınabilir
431	Deyim	on the open market expr.	herkes tarafından alınıp satılabilir
432	Deyim	in the market for expr.	arayışında
433	Deyim	in the market for expr.	peşinde
434	Deyim	in the market for expr.	talebinde
435	Deyim	in the market for expr.	sahip olma isteğinde
436	Deyim	in the market for expr.	alma niyetinde
437	Deyim	in the market for (something) expr.	(bir şey) arayışında
438	Deyim	in the market for (something) expr.	(bir şey) peşinde
439	Deyim	in the market for (something) expr.	(bir şey) talebinde
440	Deyim	in the market for (something) expr.	(bir şeye) sahip olma isteğinde
441	Deyim	in the market for (something) expr.	(bir şey) alma niyetinde
Speaking
442	Konuşma	the stock market peaked expr.	borsa tavan yaptı
443	Konuşma	what about going to the market? expr.	markete gitmeye ne dersin?
Trade/Economic
444	Ticaret/Ekonomi	near-market research i.	yakın pazar araştırması
445	Ticaret/Ekonomi	near-market research i.	ticari olarak istifade edilebilir olması muhtemel bilimsel araştırma
446	Ticaret/Ekonomi	tiger market i.	(özellikle doğu asya'da) hızlı büyüyen ekonomi
447	Ticaret/Ekonomi	alternative investment market (aim) i.	küçük şirketlerin sermaye artırmasına olanak sağlayan londra menkul kıymetler borsası
448	Ticaret/Ekonomi	assets market i.	aktifler piyasası
449	Ticaret/Ekonomi	land market i.	arsa piyasası
450	Ticaret/Ekonomi	buyers' market i.	alıcı piyasası
451	Ticaret/Ekonomi	active market i.	aktif piyasa
452	Ticaret/Ekonomi	bear market i.	ayı piyasası
453	Ticaret/Ekonomi	eurocapital market i.	avrupa sermaye piyasası
454	Ticaret/Ekonomi	open market discount rate i.	açık piyasa ıskonto haddi
455	Ticaret/Ekonomi	open market sales i.	açık piyasa satışları
456	Ticaret/Ekonomi	spot foreign exchange market i.	anında teslim döviz piyasası
457	Ticaret/Ekonomi	land market i.	arazi piyasası
458	Ticaret/Ekonomi	fair market value i.	adil piyasa değeri
459	Ticaret/Ekonomi	bear-bearish market i.	aşağı yönlü hareket eden piyasa
460	Ticaret/Ekonomi	open market operation i.	açık piyasa işlemi
461	Ticaret/Ekonomi	open market policy i.	açık piyasa politikası
462	Ticaret/Ekonomi	euromoney market i.	avrupa para piyasası
463	Ticaret/Ekonomi	buyer’s market i.	alıcı piyasası
464	Ticaret/Ekonomi	open market purchases i.	açık piyasa alımları
465	Ticaret/Ekonomi	primary market i.	ana piyasa
466	Ticaret/Ekonomi	common market i.	avrupa ortak pazarı
467	Ticaret/Ekonomi	low-end market i.	alt pazar/alt piyasa
468	Ticaret/Ekonomi	federal funds market i.	abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa
469	Ticaret/Ekonomi	heavy market i.	ağır piyasa
470	Ticaret/Ekonomi	job market i.	amele pazarı
471	Ticaret/Ekonomi	open market operation i.	açık piyasa faaliyeti
472	Ticaret/Ekonomi	fair market price i.	adil piyasa fiyatı
473	Ticaret/Ekonomi	market trolley i.	alışveriş arabası
474	Ticaret/Ekonomi	spot market i.	anında teslim ve peşin para ile alınıp satılan mallar piyasası
475	Ticaret/Ekonomi	fair market i.	adil piyasa
476	Ticaret/Ekonomi	futures market i.	alivre alım satım piyasası
477	Ticaret/Ekonomi	key market i.	anahtar piyasa
478	Ticaret/Ekonomi	open market paper i.	açık piyasa senedi
479	Ticaret/Ekonomi	spot exchange market i.	anında teslim döviz piyasası
480	Ticaret/Ekonomi	assets market i.	aktifler piyasası
481	Ticaret/Ekonomi	buyer's market i.	alıcı piyasası
482	Ticaret/Ekonomi	European Single Market i.	avrupa tek pazarı
483	Ticaret/Ekonomi	imperfect market i.	aksak piyasa
484	Ticaret/Ekonomi	open market i.	açık piyasa
485	Ticaret/Ekonomi	adaptive market hypothesis i.	adaptif piyasa hipotezi
486	Ticaret/Ekonomi	open market operations i.	açık piyasa işlemleri
487	Ticaret/Ekonomi	spot delivery market i.	anında teslim piyasası
488	Ticaret/Ekonomi	oligopoly market i.	alıcısı çok satıcısı az piyasa
489	Ticaret/Ekonomi	open market operation i.	açık piyasa muamelesi
490	Ticaret/Ekonomi	hectic market i.	ateşli piyasa
491	Ticaret/Ekonomi	lower-of-cost-or-market method i.	alış fiyatı veya piyasa fiyatından düşük olanı ile değerleme
492	Ticaret/Ekonomi	buyer's market i.	alıcı piyasası
493	Ticaret/Ekonomi	open market i.	açık piyasa
494	Ticaret/Ekonomi	open market paper i.	açık piyasa ıskonto senetleri
495	Ticaret/Ekonomi	open market paper i.	açık piyasa politikası
496	Ticaret/Ekonomi	open market i.	açık pazar
497	Ticaret/Ekonomi	open market operations i.	açık piyasa işlemler
498	Ticaret/Ekonomi	open market credit i.	açık piyasa kredisi
499	Ticaret/Ekonomi	pre-market trading i.	açılış öncesi işlemler
500	Ticaret/Ekonomi	fair market i.	adil pazar