|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bu sebepten dolayı |
for this reason adv.
|
|
For these reasons, my group cannot be expected to cooperate.
Bu sebeplerden dolayı grubumdan işbirliği yapması beklenemez.
More Sentences
|
|
General |
|
2 |
General |
meşhur (kötü bir şeyden dolayı) |
infamous adj.
|
|
That news website is infamous for its ragebait headlines.
Bu haber sitesi infial yaratarak ilgi çekmeye çalıştığı provokatif başlıklarıyla meşhur.
More Sentences
|
3 |
General |
sisli (kirli havadan dolayı) |
smoggy adj.
|
|
The smoggy air of Beijing makes me feel gloomy.
Pekin'in sisli havası beni kasvetli hissettiriyor.
More Sentences
|
4 |
General |
çeşitli nedenlerden dolayı |
for various reasons adv.
|
|
The Mann report will not receive our support for various reasons.
Mann raporu çeşitli nedenlerden dolayı bizim desteğimizi almayacak.
More Sentences
|
5 |
General |
bazı nedenlerden dolayı |
for some reason adv.
|
|
No, I'm just a little tired tonight for some reason.
Hayır, bu gece bazı nedenlerden dolayı biraz yorgunum.
More Sentences
|
6 |
General |
bundan dolayı |
hence adv.
|
|
Hence our amendments and our intense pressure to have these adopted.
Değişikliklerimiz ve bunların kabul edilmesi için yaptığımız yoğun baskılar bundan dolayıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
bundan dolayı |
therefore adv.
|
|
Therefore, it is the logical decision to remain friends.
Bundan dolayı arkadaş kalmaları mantıklı bir karar olacaktır.
More Sentences
|
8 |
General |
katkılarından dolayı |
for their contributions adv.
|
|
I would thank all my fellow MEPs and the shadow rapporteurs, in particular, for their contributions.
Tüm milletvekili arkadaşlarıma ve özellikle gölge raportörlere katkılarından dolayı teşekkür ederim.
More Sentences
|
Phrasals |
|
9 |
Phrasals |
(çok yoğun bir duygudan dolayı) ağlamak |
weep with (something) v.
|
|
She was weeping with pain.
Acıdan ağlıyordu.
More Sentences
|
Colloquial |
|
10 |
Colloquial |
bir nedenden dolayı |
for some reason expr.
|
|
For some reason the message text was corrupted, so I restored it before reading.
Bir nedenden dolayı mesaj metni bozulmuştu, ben de okumadan önce geri yükledim.
More Sentences
|
Common Usage |
|
11 |
Common Usage |
(saygıdan dolayı) itaat |
deference n.
|
|
12 |
Common Usage |
bundan dolayı |
for this reason adv.
|
|
13 |
Common Usage |
-den dolayı |
due to prep.
|
|
General |
|
14 |
General |
saat farkından dolayı rahatsızlık |
jet lag n.
|
|
15 |
General |
üstünlüğünden dolayı göze çarpan |
standout n.
|
|
16 |
General |
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon |
historical attraction n.
|
|
17 |
General |
sıcaklıktan dolayı kuruma |
exsiccation n.
|
|
18 |
General |
kızgınlık (haksızlıktan dolayı) |
indignation n.
|
|
19 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması durumu |
aporia n.
|
|
20 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması |
aporia n.
|
|
21 |
General |
evlenmeme ve cinsel ilişkide bulunmama (genellikle dini nedenlerden dolayı) |
celibacy n.
|
|
|
22 |
General |
arabanın benzinsizlikten dolayı durması |
peter out n.
|
|
23 |
General |
ihmalden dolayı kaybedilen şey |
forfeit n.
|
|
24 |
General |
parasızlıktan dolayı masraftan kaçınma |
austereness n.
|
|
25 |
General |
hiddetten dolayı parlamalar |
flames n.
|
|
26 |
General |
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma |
semiretirement n.
|
|
27 |
General |
ağır bir suçtan dolayı hapiste yatmış kimse |
ex-convict n.
|
|
28 |
General |
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi) |
weather-bound n.
|
|
29 |
General |
koyunun kuyruğunun dışkıdan dolayı tüylerine yapışması |
tagsore n.
|
|
30 |
General |
koyunun kuyruğunun dışkıdan dolayı tüylerine yapışması |
tagbelt n.
|
|
31 |
General |
şehrin işlenen suçlardan dolayı kötü üne sahip bölgesi |
tenderloin n.
|
|
32 |
General |
gençliğinden dolayı taşkınlık yapan kimse |
devil n.
|
|
33 |
General |
karşısındakinin fazla konuşmasından dolayı ağzını açamamak |
be unable to get a word in edgewise v.
|
|
34 |
General |
bir şeyden dolayı birini takdir etmek |
give someone credit for v.
|
|
35 |
General |
kaçmak (bir suçtan dolayı) |
abscond v.
|
|
36 |
General |
büyük bir devlet memurunu görevindeki kusurdan dolayı yüce divanda suçlamak |
impeach v.
|
|
37 |
General |
uçamamak (uçak hava koşullarından dolayı) |
ground v.
|
|
38 |
General |
yapmamak (merhametten/şefkatten dolayı) |
forbear v.
|
|
39 |
General |
bir hayvanı merhametten dolayı öldürmek |
put an animal away v.
|
|
40 |
General |
başarısızlıktan dolayı okulu bırakmak zorunda kalmak |
flunk out v.
|
|
41 |
General |
hasta olduğundan dolayı işe gitmemek |
be off sick v.
|
|
42 |
General |
borcundan dolayı kapalı olmak |
be disconnected due to nonpayment v.
|
|
43 |
General |
borcundan dolayı kapamak |
disconnect due to nonpayment v.
|
|
44 |
General |
inim inim inlemek (bir sebepten dolayı) |
groan under something v.
|
|
45 |
General |
-den dolayı kaygılanmak |
be anxious about v.
|
|
46 |
General |
-den dolayı kaygılanmak |
be concerned about v.
|
|
47 |
General |
-den dolayı kaygılanmak |
be worried with regards to v.
|
|
48 |
General |
-den dolayı kaygılanmak |
be uneasy about v.
|
|
49 |
General |
tereddütten dolayı harekete geçmemek |
shilly-shally v.
|
|
50 |
General |
-den dolayı sevinçten uçmak |
rejoice over v.
|
|
51 |
General |
-den dolayı sevinçten uçmak |
rejoice at v.
|
|
52 |
General |
-den dolayı çok heyecanlanmak |
be intoxicated with v.
|
|
53 |
General |
-den dolayı çok heyecanlanmak |
be intoxicated by v.
|
|
54 |
General |
-den dolayı zarar görmek |
be damaged because of v.
|
|
55 |
General |
bir işten dolayı başı ağrımak |
(a certain thing) give someone a headache v.
|
|
56 |
General |
zorunlu hallerden dolayı duran üretim faaliyetlerini tekrar başlatmak |
remobilize v.
|
|
57 |
General |
-den dolayı ... ile eleştirmek |
impeach someone for something v.
|
|
58 |
General |
(salgından vb dolayı) çocuğu okuldan almak |
remove child from school v.
|
|
59 |
General |
birini -den dolayı tutuklamak |
arrest someone for something v.
|
|
60 |
General |
-den dolayı zarar görmek |
be damaged due to v.
|
|
61 |
General |
duman solumadan dolayı tedavi görmek |
be treated for smoke inhalation v.
|
|
|
62 |
General |
olanlardan dolayı birini suçlamak |
blame someone for what happened v.
|
|
63 |
General |
(bir şeyden) dolayı havalara uçmak |
overcrow v.
|
|
64 |
General |
(sert cisim) baskıdan dolayı zarar görmek |
flow v.
|
|
65 |
General |
yaştan dolayı elenmek |
superannuate v.
|
|
66 |
General |
(aşırı maruz kalınan şeyden dolayı) tiksinmek |
surfeit [obsolete] v.
|
|
67 |
General |
kızgın (haksızlıktan dolayı) |
indignant adj.
|
|
68 |
General |
aşırı davranışlarından dolayı göze çarpan |
flamboyant adj.
|
|
69 |
General |
yaş haddinden dolayı emekliye ayrılmış |
superannuated adj.
|
|
70 |
General |
kabahatinden dolayı utangaç |
sheepish adj.
|
|
71 |
General |
evlenmeyen ve cinsel ilişkide bulunmayan (kimse) (genellikle dini nedenlerden dolayı) |
celibate adj.
|
|
72 |
General |
yaşlılıktan dolayı bir işi gerektiği gibi yapamayan |
superannuated adj.
|
|
73 |
General |
aşırı davranışlarından dolayı göze çarpan (kimse) |
glitzy adj.
|
|
74 |
General |
-den dolayı kızmış |
angry at adj.
|
|
75 |
General |
-den dolayı çılgına dönmüş |
distraught with adj.
|
|
76 |
General |
(-den dolayı) yatağa düşmüş |
laid up with adj.
|
|
77 |
General |
rüzgarsızlıktan dolayı yol alamama (yelkenli) |
becalmed adj.
|
|
78 |
General |
puslu (kirli havadan dolayı) |
smoggy adj.
|
|
79 |
General |
ihmalden dolayı kaybedilmeyen |
unforfeitable adj.
|
|
80 |
General |
ondan dolayı |
her adj.
|
|
81 |
General |
önceki kuşakların duygu veya fikirlerinden dolayı olan |
hereditary adj.
|
|
82 |
General |
(tuzluluktan dolayı) acı |
brack [dialect] adj.
|
|
83 |
General |
(tuzluluktan dolayı) acı |
breachy [dialect] [uk] adj.
|
|
84 |
General |
ondan dolayı |
hers [obsolete] adj.
|
|
85 |
General |
(boksör) kafasına aldığı darbelerden dolayı ayakta duramayacak hale gelip bilinci zayıflamış |
groggy adj.
|
|
86 |
General |
(yaştan dolayı) hafızası zayıflayan |
doted [scotland] adj.
|
|
87 |
General |
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışan |
semiretired adj.
|
|
88 |
General |
bundan dolayı |
accordingly adv.
|
|
89 |
General |
ihtiyaçtan dolayı |
from necessity adv.
|
|
90 |
General |
bundan dolayı |
ergo adv.
|
|
91 |
General |
ondan dolayı |
for that reason adv.
|
|
92 |
General |
memuriyetinden dolayı |
exofficio adv.
|
|
93 |
General |
-den dolayı |
in so far as adv.
|
|
94 |
General |
üstün çabalarından dolayı |
for her outstanding efforts adv.
|
|
95 |
General |
o sebepten dolayı |
thence adv.
|
|
96 |
General |
ondan dolayı |
so adv.
|
|
97 |
General |
çeşitli nedenlerden dolayı |
for a variety of reasons adv.
|
|
98 |
General |
açık nedenlerden dolayı |
for obvious reasons adv.
|
|
99 |
General |
bundan dolayı |
so adv.
|
|
100 |
General |
bundan dolayı |
hereby adv.
|
|
101 |
General |
üstün çabalarından dolayı |
for his outstanding efforts adv.
|
|
102 |
General |
öğrenme merakından dolayı |
out of curiosity adv.
|
|
103 |
General |
ondan dolayı |
thence adv.
|
|
104 |
General |
o sebepten dolayı |
for that reason adv.
|
|
105 |
General |
meraktan dolayı |
out of curiosity adv.
|
|
106 |
General |
bundan dolayı |
consequently adv.
|
|
107 |
General |
sırf vazifeden dolayı |
for the sake of duty adv.
|
|
108 |
General |
katkılarından dolayı |
for her contributions adv.
|
|
109 |
General |
katkılarından dolayı |
for his contributions adv.
|
|
110 |
General |
bilinmeyen bir nedenden dolayı |
for an unknown reason adv.
|
|
111 |
General |
sıralanan nedenlerden dolayı |
due to the reasons listed adv.
|
|
112 |
General |
yukarıdaki tüm bu nedenlerden dolayı |
from all reasons above adv.
|
|
113 |
General |
daha iyi bir sebepten dolayı |
the rather adv.
|
|
114 |
General |
o sebepten dolayı |
therefrom adv.
|
|
115 |
General |
o sebepten dolayı |
thereof adv.
|
|
116 |
General |
birçok nedenlerden dolayı |
for various reasons adv.
|
|
117 |
General |
bundan dolayı |
whennes adv.
|
|
118 |
General |
bundan dolayı |
whereby adv.
|
|
119 |
General |
bir şeyden dolayı |
wherewithal adv.
|
|
120 |
General |
bundan dolayı |
henen [obsolete] adv.
|
|
121 |
General |
bundan dolayı |
hennes adv.
|
|
122 |
General |
bundan dolayı |
here-at adv.
|
|
123 |
General |
-den dolayı |
inasmuch as adv.
|
|
124 |
General |
iki nedenden dolayı |
doubly adv.
|
|
125 |
General |
bazı nedenlerden dolayı |
somewhy adv.
|
|
126 |
General |
den, den dolayı |
hence adv.
|
|
127 |
General |
yokluğundan dolayı |
in default of prep.
|
|
128 |
General |
-den dolayı |
by virtue of prep.
|
|
129 |
General |
-den dolayı |
out of prep.
|
|
130 |
General |
eksikliğinden dolayı |
through lack of prep.
|
|
131 |
General |
-den dolayı |
owing to prep.
|
|
132 |
General |
sebepten dolayı |
on the score of prep.
|
|
133 |
General |
-den dolayı |
on the score of prep.
|
|
134 |
General |
-den dolayı |
resulting from prep.
|
|
135 |
General |
-den dolayı |
in virtue of prep.
|
|
136 |
General |
-den dolayı |
for prep.
|
|
137 |
General |
-den dolayı |
since prep.
|
|
138 |
General |
-den dolayı |
what with prep.
|
|
139 |
General |
-den dolayı |
through prep.
|
|
140 |
General |
-sizlikten dolayı |
for want of prep.
|
|
141 |
General |
-den dolayı |
in connection with prep.
|
|
142 |
General |
-den dolayı |
in prep.
|
|
143 |
General |
'-den dolayı |
syn [scotland] prep.
|
|
144 |
General |
hangisinden dolayı |
whereby pron.
|
|
145 |
General |
kimden dolayı |
whose pron.
|
|
146 |
General |
kimlerden dolayı |
whose pron.
|
|
147 |
General |
-den dolayı |
as conj.
|
|
148 |
General |
-den dolayı |
because of conj.
|
|
149 |
General |
bundan dolayı |
wherefore conj.
|
|
150 |
General |
-den dolayı |
due to the fact that conj.
|
|
151 |
General |
-den dolayı |
because conj.
|
|
152 |
General |
-diğinden dolayı |
in that conj.
|
|
153 |
General |
bundan dolayı |
whereupon conj.
|
|
154 |
General |
işte bu sebepten dolayı |
for that reason that conj.
|
|
155 |
General |
bunlardan dolayı |
because of these conj.
|
|
156 |
General |
(bir şeyden) dolayı |
whereat conj.
|
|
157 |
General |
tek bir nedenden dolayı olma anlamı veren ön ek |
mono- pref.
|
|
158 |
General |
bundan dolayı |
what of this expr.
|
|
159 |
General |
yokluğundan dolayı |
for fault of [obsolete] expr.
|
|
160 |
General |
yokluğundan dolayı |
for the fault of [obsolete] expr.
|
|
Phrasals |
|
161 |
Phrasals |
(çevredeki gürültüden dolayı) yüksek sesle konuşmak |
talk over v.
|
|
162 |
Phrasals |
birisini bir şeyden dolayı kutlamak |
congratulate someone on something v.
|
|
163 |
Phrasals |
birini bir şeyden dolayı azarlamak |
reproach someone with something v.
|
|
164 |
Phrasals |
(bedensel yorulma vb'den dolayı) dinlenmek |
rest from something v.
|
|
165 |
Phrasals |
-den dolayı birisinden nefret etmek |
despise someone for something v.
|
|
166 |
Phrasals |
-den dolayı cezalandırmak |
penalize someone for something v.
|
|
167 |
Phrasals |
-den dolayı zulmetmek |
persecute someone for something v.
|
|
168 |
Phrasals |
-için/dolayı saygı duymak |
respect for v.
|
|
169 |
Phrasals |
-den dolayı eleştirmek/suçlamak |
denounce someone for something v.
|
|
170 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) sinmek |
cower down (from something) v.
|
|
171 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) çömelmek |
cower down (from something) v.
|
|
172 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) büzülmek |
cower down (from something) v.
|
|
173 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) sinmek |
cower down (with something) v.
|
|
174 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) çömelmek |
cower down (with something) v.
|
|
175 |
Phrasals |
(korku gibi bir nedenden dolayı) büzülmek |
cower down (with something) v.
|
|
176 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı) değer/kıymet vermek |
trim (something) from (something else) v.
|
|
177 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek |
trim (something) from (something else) v.
|
|
178 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak |
trim (something) from (something else) v.
|
|
179 |
Phrasals |
birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı saygı duymak |
value someone or something for something v.
|
|
180 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı beğenmek |
value someone or something for something v.
|
|
181 |
Phrasals |
birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı hayran kalmak/olmak |
value someone or something for something v.
|
|
182 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı çok sevinmek |
exult over (something) v.
|
|
183 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı havalara uçmak |
exult over (something) v.
|
|
184 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) bayram etmek |
exult over (something) v.
|
|
185 |
Phrasals |
bir nedenden dolayı bayılmak |
faint from something v.
|
|
186 |
Phrasals |
yoğun bir duygudan dolayı ağlamak |
weep for (someone or something) v.
|
|
187 |
Phrasals |
yoğun bir duygudan dolayı göz yaşı dökmek |
weep for (someone or something) v.
|
|
188 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) kaçışmak |
run at (someone or something) v.
|
|
189 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) huzursuzlanmak |
wince at (something) v.
|
|
190 |
Phrasals |
(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) sitem etmek |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
191 |
Phrasals |
(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) serzenişte bulunmak |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
192 |
Phrasals |
(birin/bir şey yaptığı bir şeyden dolayı) suçlamak |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
193 |
Phrasals |
(birini/bir şey yaptığı bir şeyden dolayı) ayıplamak |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
194 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) azarlamak/kınamak |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
195 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) eleştirmek |
reproach (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
196 |
Phrasals |
(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) sitem etmek |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
197 |
Phrasals |
(birine/bir şeye yaptığı bir şeyden dolayı) serzenişte bulunmak |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
198 |
Phrasals |
(birin/bir şey yaptığı bir şeyden dolayı) suçlamak |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
199 |
Phrasals |
(birini/bir şey yaptığı bir şeyden dolayı) ayıplamak |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
200 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) azarlamak/kınamak |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
201 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi yaptığı bir şeyden dolayı) eleştirmek |
reprove (someone or something) for (doing) (something) v.
|
|
202 |
Phrasals |
birini bir şeyden dolayı/bir şey için onurlandırmak |
honor someone for something v.
|
|
203 |
Phrasals |
birinin bir şeyden dolayı/bir şey için gururunu okşamak |
honor someone for something v.
|
|
204 |
Phrasals |
birini bir şeyden dolayı/bir şey için onore etmek |
honor someone for something v.
|
|
205 |
Phrasals |
birini bir şeyden dolayı/bir şey için kutlamak |
honor someone for something v.
|
|
206 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı iptal olmak |
wash out v.
|
|
207 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı iptal edilmek |
wash something out v.
|
|
208 |
Phrasals |
yoğun yağıştan dolayı iptal edilmesine neden olmak |
wash something out v.
|
|
209 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı iptal edilmek |
wash out v.
|
|
210 |
Phrasals |
yağmurdan/yoğun yağıştan dolayı ertelenmek |
wash out v.
|
|
211 |
Phrasals |
olumsuz hava koşullarından dolayı içeride tıkılıp kalmak |
weather in v.
|
|
212 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı içeride kalmak |
rain in v.
|
|
213 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı içeri almak |
rain in v.
|
|
214 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı içeride olmak |
rain in v.
|
|
215 |
Phrasals |
yağmurdan dolayı kapalı alanda olmak |
rain in v.
|
|
216 |
Phrasals |
sert hava şartlarından dolayı mahsur kalmak |
sock in v.
|
|
217 |
Phrasals |
birine bir şeyden dolayı gıpta etmek/hayran olmak |
admire someone for something v.
|
|
218 |
Phrasals |
(birine bir şeyden) dolayı gıpta etmek/hayran olmak |
admire (one) for (something) v.
|
|
219 |
Phrasals |
-den dolayı saygı duymak |
admire for v.
|
|
220 |
Phrasals |
'-den dolayı hayranlık duymak |
admire for v.
|
|
221 |
Phrasals |
bir şeyden dolayı meydana gelmek |
arise from something v.
|
|
222 |
Phrasals |
bir şeyden dolayı olmak |
arise from something v.
|
|
223 |
Phrasals |
bir şeyden dolayı meydana gelmek |
arise out of something v.
|
|
224 |
Phrasals |
bir şeyden dolayı olmak |
arise out of something v.
|
|
225 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı meydana gelmek |
arise out of (something) v.
|
|
226 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı olmak |
arise out of (something) v.
|
|
227 |
Phrasals |
bir şeyden dolayı kızarmak |
blush with something v.
|
|
228 |
Phrasals |
-den dolayı kızarmak |
blush with v.
|
|
229 |
Phrasals |
(bir duygudan) dolayı kızarmak |
blush with (an emotion) v.
|
|
230 |
Phrasals |
(birini bir şeyden) dolayı suçlamak/ihbar etmek |
denounce (one) for (something) v.
|
|
231 |
Phrasals |
-den dolayı suçlamak/ihbar etmek |
denounce for v.
|
|
232 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı (birinden) nefret etmek |
despise (one) for (something) v.
|
|
233 |
Phrasals |
-den dolayı nefret etmek |
despise for v.
|
|
234 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) çok mutlu olmak |
exult at (something) v.
|
|
235 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) bayram etmek |
exult at (something) v.
|
|
236 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) havalara uçmak |
exult at (something) v.
|
|
237 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) çok mutlu olmak |
exult in (something) v.
|
|
238 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) bayram etmek |
exult in (something) v.
|
|
239 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) havalara uçmak |
exult in (something) v.
|
|
240 |
Phrasals |
dolayı/yüzünden bayılmak |
faint from v.
|
|
241 |
Phrasals |
-den dolayı kendinden geçmek |
faint from v.
|
|
242 |
Phrasals |
-den dolayı/yüzünden düşüp bayılmak |
faint from v.
|
|
243 |
Phrasals |
-den dolayı/yüzünden baygınlık geçirmek |
faint from v.
|
|
244 |
Phrasals |
başarısızlıktan dolayı (okulu) bırakmak zorunda kalmak |
flunk out (of something) v.
|
|
245 |
Phrasals |
başarısızlıktan dolayı (okuldan) atılmak |
flunk out (of something) v.
|
|
246 |
Phrasals |
sisten dolayı mahsur kalmak |
fog in v.
|
|
247 |
Phrasals |
sisten dolayı yola çıkamamak |
fog in v.
|
|
248 |
Phrasals |
(hafif suçtan dolayı) tevkif etmek |
run in v.
|
|
249 |
Phrasals |
inim inim inlemek (bir sebepten dolayı) |
groan under v.
|
|
250 |
Phrasals |
-den dolayı/için onurlandırmak |
honor for v.
|
|
251 |
Phrasals |
'-den dolayı/için gururunu okşamak |
honor for v.
|
|
252 |
Phrasals |
'-den dolayı/için onore etmek |
honor for v.
|
|
253 |
Phrasals |
'-den dolayı/için kutlamak |
honor for v.
|
|
254 |
Phrasals |
'-den dolayı ... ile eleştirmek |
impeach for v.
|
|
255 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) refleksle sıçramak |
jump from (something) v.
|
|
256 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) pozitif enerji dolmak |
jump from (something) v.
|
|
257 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) çok sevinmek |
jump from (something) v.
|
|
258 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) refleksle sıçramak |
jump with (something) v.
|
|
259 |
Phrasals |
-den dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak |
part over v.
|
|
260 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyden) dolayı cezalandırmak |
penalize (someone or something) for (something) v.
|
|
261 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir şeyden) dolayı ceza vermek |
penalize (someone or something) for (something) v.
|
|
262 |
Phrasals |
-den dolayı cezalandırmak |
penalize for v.
|
|
263 |
Phrasals |
'-den dolayı ceza vermek |
penalize for v.
|
|
264 |
Phrasals |
(birine bir şeyden) dolayı zulmetmek |
persecute (one) for (something) v.
|
|
265 |
Phrasals |
(birine bir şeyden) dolayı işkence etmek |
persecute (one) for (something) v.
|
|
266 |
Phrasals |
(birine bir şeyden) dolayı eziyet etmek |
persecute (one) for (something) v.
|
|
267 |
Phrasals |
-den dolayı zulmetmek |
persecute for v.
|
|
268 |
Phrasals |
'-den dolayı işkence etmek |
persecute for v.
|
|
269 |
Phrasals |
(-den dolayı eziyet etmek |
persecute for v.
|
|
270 |
Phrasals |
(bir suçtan) dolayı birini yakalamak/tutuklamak |
pinch for v.
|
|
271 |
Phrasals |
(birini/kendini bir şeyden) dolayı cezalandırmak |
punish (someone or oneself) for (something) v.
|
|
272 |
Phrasals |
-den dolayı cezalandırmak |
punish for v.
|
|
273 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı bayram etmek |
rejoice at (something) v.
|
|
274 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı sevinçten havaya uçmak |
rejoice at (something) v.
|
|
275 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı bayram etmek |
rejoice over (something) v.
|
|
276 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı sevinçten havaya uçmak |
rejoice over (something) v.
|
|
277 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı reddetmek/bağını koparmak |
renounce for (something) v.
|
|
278 |
Phrasals |
-den dolayı/için sitem etmek |
reproach for v.
|
|
279 |
Phrasals |
-den dolayı/için serzenişte bulunmak |
reproach for v.
|
|
280 |
Phrasals |
-den dolayı/için ayıplamak |
reproach for v.
|
|
281 |
Phrasals |
-den dolayı/için azarlamak/kınamak |
reproach for v.
|
|
282 |
Phrasals |
-den dolayı/için eleştirmek |
reproach for v.
|
|
283 |
Phrasals |
-den dolayı/için sitem etmek |
reprove for v.
|
|
284 |
Phrasals |
-den dolayı/için serzenişte bulunmak |
reprove for v.
|
|
285 |
Phrasals |
-den dolayı/için ayıplamak |
reprove for v.
|
|
286 |
Phrasals |
-den dolayı/için azarlamak/kınamak |
reprove for v.
|
|
287 |
Phrasals |
-den dolayı/için eleştirmek |
reprove for v.
|
|
288 |
Phrasals |
-den dolayı/için suçlamak |
reprove for v.
|
|
289 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı (birine/bir şeye) saygı duymak |
respect (someone or something) for (something) v.
|
|
290 |
Phrasals |
-den dolayı dinlenmek |
rest from v.
|
|
291 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir şeyden) dolayı büyük saygı duymak |
revere (someone or something) for (something) v.
|
|
292 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir şeyden) dolayı büyük saygı ve hayranlık göstermek |
revere (someone or something) for (something) v.
|
|
293 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı (birinin/bir şeyin) önünde saygı ile eğilmek |
revere (someone or something) for (something) v.
|
|
294 |
Phrasals |
(bir şeyle/bir şeyden dolayı) feryat etmek |
scream with (something) v.
|
|
295 |
Phrasals |
(bir şeyi) bir şeyden dolayı (bir yere) geri göndermek |
send (something) back (to some place) for (something) v.
|
|
296 |
Phrasals |
kardan dolayı mahsur kalmak |
snow in v.
|
|
297 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) kıpırdanmak |
squirm with (something) v.
|
|
298 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) kıvranmak |
squirm with (something) v.
|
|
299 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) yerinde rahat duramamak |
squirm with (something) v.
|
|
300 |
Phrasals |
(bir şeyden dolayı) kıvranıp durmak |
squirm with (something) v.
|
|
301 |
Phrasals |
(bir karardan/seçimden) dolayı içi rahat olmamak/suçluluk hissetmek |
struggle with (something) v.
|
|
302 |
Phrasals |
(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) dolayı değer vermek |
value (someone or something) for (someone or something else) v.
|
|
303 |
Phrasals |
-den dolayı değer vermek |
value for v.
|
|
304 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı uyanmak |
wake (up) to (something) v.
|
|
305 |
Phrasals |
(bir şeyden) dolayı uyanmak |
waken to (something) v.
|
|
306 |
Phrasals |
belirli bir nedenden dolayı seçmek |
pick upon v.
|
|
Phrases |
|
307 |
Phrases |
ışıktan dolayı olduğundan farklı görünen şey |
trick of the light n.
|
|
308 |
Phrases |
aynı nedenden dolayı |
due to the same reason n.
|
|
309 |
Phrases |
aynı sebepten dolayı |
for the same reason n.
|
|
310 |
Phrases |
esasen -den dolayı |
due in no small part to n.
|
|
311 |
Phrases |
ahlaki gerekçelerden/nedenlerden dolayı |
on moral grounds expr.
|
|
312 |
Phrases |
birçok sebepten dolayı |
due to several reasons expr.
|
|
313 |
Phrases |
birçok nedenden dolayı |
due to several reasons expr.
|
|
314 |
Phrases |
bu nedenlerden dolayı |
due to these reasons expr.
|
|
315 |
Phrases |
bu nedenden dolayı |
because of this reason expr.
|
|
316 |
Phrases |
belli sebeplerden dolayı |
due to certain reasons expr.
|
|
317 |
Phrases |
bu nedenlerden dolayı |
because of these reasons expr.
|
|
318 |
Phrases |
bu nedenden dolayı |
due to this reason expr.
|
|
319 |
Phrases |
bundan dolayı |
to this respect expr.
|
|
320 |
Phrases |
bundan dolayı |
because of this expr.
|
|
321 |
Phrases |
bilinmeyen bir nedenden dolayı |
due to an unknown reason expr.
|
|
322 |
Phrases |
bu sebeplerden dolayı |
due to these reasons expr.
|
|
323 |
Phrases |
başka bazı nedenlerden dolayı |
for some other reasons expr.
|
|
324 |
Phrases |
bu sebepten dolayı |
due to this reason expr.
|
|
325 |
Phrases |
bu sebeplerden dolayı |
because of these reasons expr.
|
|
326 |
Phrases |
bundan dolayı |
due to this expr.
|
|
327 |
Phrases |
bu sebepten dolayı |
because of this reason expr.
|
|
328 |
Phrases |
geç cevap verdiğimden dolayı lütfen özürlerimi kabul edin |
please accept my apologies for replying late expr.
|
|
329 |
Phrases |
işte bu sebepten dolayı |
just because of this reason expr.
|
|
330 |
Phrases |
kabul edelim...-den dolayı |
granted that expr.
|
|
331 |
Phrases |
rahatsızlıktan dolayı özür dilerim/dileriz |
sorry for the inconvenience expr.
|
|
332 |
Phrases |
temel olarak -den dolayı |
due in no small part to expr.
|
|
333 |
Phrases |
teknik bir sorundan dolayı |
due to a technical problem expr.
|
|
334 |
Phrases |
teknik bir hatadan dolayı |
because of a technical failure expr.
|
|
335 |
Phrases |
teknik bir sorundan dolayı |
because of a technical problem expr.
|
|
336 |
Phrases |
teknik bir hatadan dolayı |
due to a technical failure expr.
|
|
337 |
Phrases |
-den dolayı |
by the virtue of expr.
|
|
338 |
Phrases |
-den dolayı |
owing to the fact that expr.
|
|
339 |
Phrases |
verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we sincerely apologize for the temporary inconvenience we have caused expr.
|
|
340 |
Phrases |
-den dolayı |
by virtue of the fact that expr.
|
|
341 |
Phrases |
yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı |
due to the abovementioned reasons expr.
|
|
342 |
Phrases |
-den dolayı |
in connection with expr.
|
|
343 |
Phrases |
verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologise for any temporary inconvenience caused expr.
|
|
344 |
Phrases |
-den dolayı |
on account of expr.
|
|
345 |
Phrases |
yoğun kar yağışından dolayı |
because of heavy snow expr.
|
|
346 |
Phrases |
verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize for the temporary inconvenience we may have caused expr.
|
|
347 |
Phrases |
-den dolayı |
because of that expr.
|
|
348 |
Phrases |
-den dolayı hesaba katınca |
in view of expr.
|
|
349 |
Phrases |
-den dolayı |
on account of something expr.
|
|
350 |
Phrases |
verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
pardon the inconvenience expr.
|
|
351 |
Phrases |
-den dolayı |
on account of the fact that expr.
|
|
352 |
Phrases |
-den dolayı |
in view of expr.
|
|
353 |
Phrases |
verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize for any inconvenience caused expr.
|
|
354 |
Phrases |
-den dolayı |
because of the fact that expr.
|
|
355 |
Phrases |
kendine göre/kendince bir sebepten dolayı |
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr.
|
|
356 |
Phrases |
bilinmeyen/bilmediğim bir sebepten dolayı |
for (a/some) reason(s) best known to (oneself) expr.
|
|
357 |
Phrases |
anlaşılmayan bir sebepten dolayı |
for reasons best known to himself (or herself) expr.
|
|
358 |
Phrases |
(bir şeyden) dolayı |
out of consideration of (something) expr.
|
|
359 |
Phrases |
(birine/bir şeye) karşı duyduğu sempatiden dolayı |
out of sympathy with (someone or something) expr.
|
|
360 |
Phrases |
(birine/bir şeye) karşı anlayışından dolayı |
out of sympathy with (someone or something) expr.
|
|
361 |
Phrases |
(birine/bir şeye) bağlılığından dolayı |
out of sympathy with (someone or something) expr.
|
|
362 |
Phrases |
(bir şeyden) dolayı |
as a result of (something) expr.
|
|
363 |
Phrases |
(bir şeyden dolayı) tehlikede |
at risk (from/of something) expr.
|
|
364 |
Phrases |
(bir şeyden dolayı) risk altında |
at risk (from/of something) expr.
|
|
365 |
Phrases |
'-den dolayı |
being that expr.
|
|
366 |
Phrases |
(birinden/bir şeyden) dolayı |
due to (someone or something) expr.
|
|
367 |
Phrases |
(bir şey) yokluğundan dolayı |
in default of (something) expr.
|
|
368 |
Phrases |
(bir şeyden) dolayı |
in view of (something) expr.
|
|
369 |
Phrases |
(bir şeyden) dolayı |
in virtue of (something) expr.
|
|
370 |
Phrases |
(birinden/bir şeyden) dolayı |
on account of (someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
371 |
Colloquial |
elimizde olmayan nedenlerden dolayı |
due to reasons beyond our control n.
|
|
372 |
Colloquial |
elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı |
due to the reasons both within and beyond control n.
|
|
373 |
Colloquial |
internet kullanıcılarının, internet bağlantısındaki yavaşlık, meşgul sunucular veya eksik linklerden dolayı içinde bulundukları sinirlilik hali |
web rage n.
|
|
374 |
Colloquial |
tereddütten dolayı harekete geçmeme |
shilly-shallying n.
|
|
375 |
Colloquial |
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık |
coon eye(s) n.
|
|
376 |
Colloquial |
bir darbeden dolayı şişmiş/patlamış dudak |
fat lip n.
|
|
377 |
Colloquial |
bir gün önce çok içmekten dolayı kendini hasta/bitkin hissetme |
bighead n.
|
|
378 |
Colloquial |
bir gün önce çok içmekten dolayı yaşanan baş ağrısı |
bighead n.
|
|
379 |
Colloquial |
tutsak olmamasına rağmen içinde bulunduğu durumdan dolayı eli kolu bağlı kimse |
hog on ice n.
|
|
380 |
Colloquial |
britanya'da çocuk mahkemesinin yargılanan bir çocuğun yerel yönetimce kontrol edilemez durumda olmasından dolayı aldığı tutuklama kararı |
unruly certificate n.
|
|
381 |
Colloquial |
(giysilerinin önünü düğme yerine kancayla kapatmalarından dolayı) amiş |
hooker n.
|
|
382 |
Colloquial |
tartışmalı eserlerinden dolayı heredot'un lakabı |
father of lies n.
|
|
383 |
Colloquial |
bir nedenden dolayı olmak |
happen for a reason v.
|
|
384 |
Colloquial |
tereddütten dolayı harekete geçmemek |
shilly-shally v.
|
|
385 |
Colloquial |
-den dolayı üzgün olmak |
upset about v.
|
|
386 |
Colloquial |
yokluktan dolayı ekonomi yapmak |
pull in one's belt v.
|
|
387 |
Colloquial |
(stresten/gerginlikten dolayı) midesi düğümlenmek |
someone's stomach is in knots v.
|
|
388 |
Colloquial |
yokluktan dolayı ekonomi yapmak |
tighten one's belt v.
|
|
389 |
Colloquial |
yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak |
crash out v.
|
|
390 |
Colloquial |
kafasına yediği sert yumruktan dolayı zihni karışmak |
be punch-drunk v.
|
|
391 |
Colloquial |
kafasına yediği sert yumruktan dolayı travma yaşamak |
be punch-drunk v.
|
|
392 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı içeride mahsur kalmak |
be rained in v.
|
|
393 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı dışarı çıkamamak |
be rained in v.
|
|
394 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı kapalı bir yerde kalmak |
be rained in v.
|
|
395 |
Colloquial |
kar yağışından dolayı iptal edilmek durumunda kalmak |
snow out v.
|
|
396 |
Colloquial |
kar yağışından dolayı mecburen ertelenmek |
snow out v.
|
|
397 |
Colloquial |
(birisini) yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
guilt-trip v.
|
|
398 |
Colloquial |
bir şeyden dolayı üzülmüş |
exercised about something adj.
|
|
399 |
Colloquial |
bir şeyden dolayı mutsuz olmuş |
exercised about something adj.
|
|
400 |
Colloquial |
ailesinden/yaşantısından dolayı ünlü |
famous for being famous adj.
|
|
401 |
Colloquial |
bir şeyden dolayı aşırı heyecanlı |
jacked up on (something) adj.
|
|
402 |
Colloquial |
bir şeyden dolayı yerinde duramayan |
jacked up on (something) adj.
|
|
403 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı içeride mahsur kalmış |
rained in adj.
|
|
404 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı dışarı çıkamamış |
rained in adj.
|
|
405 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı kapalı bir yerde kalmış |
rained in adj.
|
|
406 |
Colloquial |
(bir şeyden dolayı) yüzü kızarmış |
flushed with (something) adj.
|
|
407 |
Colloquial |
(bir şeyden dolayı) kıpkırmızı olmuş |
flushed with (something) adj.
|
|
408 |
Colloquial |
(bir şeyden) dolayı canı sıkkın |
racked with (something) adj.
|
|
409 |
Colloquial |
kardan dolayı mahsur kalmış |
snowed in adj.
|
|
410 |
Colloquial |
'-den dolayı |
outta prep.
|
|
411 |
Colloquial |
birçok nedenden dolayı |
due to several reasons expr.
|
|
412 |
Colloquial |
birçok nedenden dolayı |
due to the several reasons expr.
|
|
413 |
Colloquial |
ilkelerinden dolayı |
on principle expr.
|
|
414 |
Colloquial |
pek çok nedenden dolayı |
for many reasons expr.
|
|
415 |
Colloquial |
saygımdan dolayı |
due to my respect expr.
|
|
416 |
Colloquial |
parasızlıktan dolayı güç durumda |
on one's beam ends expr.
|
|
417 |
Colloquial |
sülalece(k) (harf oyunundan dolayı) |
whole fam damily expr.
|
|
418 |
Colloquial |
sülalece(k) (harf oyunundan dolayı) |
the whole fam damily expr.
|
|
419 |
Colloquial |
yağmurdan dolayı iptal oldu/gecikti/ertelendi |
rain stopped play [uk/ireland] expr.
|
|
420 |
Colloquial |
bir şeysizlikten dolayı |
for want of something expr.
|
|
421 |
Colloquial |
bazı nedenlerden dolayı |
for xyz reasons expr.
|
|
422 |
Colloquial |
belirsiz nedenlerden dolayı |
for xyz reasons expr.
|
|
423 |
Colloquial |
(bir şey) eksikliğinden dolayı sana yazık |
I find your lack of (something) disturbing expr.
|
|
424 |
Colloquial |
-den dolayı |
seeing as/that... expr.
|
|
425 |
Colloquial |
birinden/bir şeyden dolayı |
thanks to somebody/something expr.
|
|
Idioms |
|
426 |
Idioms |
annesi ve babası çalıştığından dolayı sürekli evde yalnız kalan çocuk |
a latchkey child n.
|
|
427 |
Idioms |
annesi ve babası çalıştığından dolayı sürekli evde yalnız kalan çocuk |
a latchkey kid n.
|
|
428 |
Idioms |
(çok sayıda erkekle ilişkiye girdiğinden dolayı toplumdan dışlanmış) basit kadın |
a scarlet woman n.
|
|
429 |
Idioms |
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık |
raccoon eyes n.
|
|
430 |
Idioms |
akan/dağılan göz makyajından dolayı göz çevresinde meydana gelen siyahlık |
raccoon eye n.
|
|
431 |
Idioms |
kıdemden dolayı sahip olunan nüfuz/etki |
grey power n.
|
|
432 |
Idioms |
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrıma/sersem gibi olma |
a thick head n.
|
|
433 |
Idioms |
gürültüden dolayı konsantre olamamak |
be unable to hear (oneself) think v.
|
|
434 |
Idioms |
gürültüden dolayı konsantre olamamak |
be unable to hear yourself think v.
|
|
435 |
Idioms |
(bir şeyden) dolayı (birinin) başını ağrıtmak |
burden someone or something with someone or something v.
|
|
436 |
Idioms |
bir şeyden dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak |
part over something v.
|
|
437 |
Idioms |
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
put a guilt trip on somebody v.
|
|
438 |
Idioms |
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
send somebody on a guilt trip v.
|
|
439 |
Idioms |
deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak |
get one's hand in v.
|
|
440 |
Idioms |
deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak |
keep one's hand in v.
|
|
441 |
Idioms |
çok faul yaptığından dolayı oyundan atılmak |
foul out of something v.
|
|
442 |
Idioms |
hatasından dolayı azarlamak |
give rough edge of one's tongue v.
|
|
443 |
Idioms |
hatasından dolayı azarlamak |
give the rough edge of one's tongue v.
|
|
444 |
Idioms |
hastalıktan dolayı yatmak |
take to one's bed v.
|
|
445 |
Idioms |
gereksiz veya önemsiz bir şeyden dolayı sinirlenmek |
chuck one's toys out of the parm v.
|
|
446 |
Idioms |
gereksiz veya önemsiz bir şeyden dolayı sinirlenmek |
throw one's toys out of the pram v.
|
|
447 |
Idioms |
pastan dolayı çürüyüp iş göremez hale gelmek |
rust out v.
|
|
448 |
Idioms |
(ekonomik nedenlerden dolayı) işçi çıkartmak |
lay off v.
|
|
449 |
Idioms |
(patlamadan vb dolayı) kulakları çınlamak |
one's ears are ringing v.
|
|
450 |
Idioms |
utançtan/mahcubiyetten dolayı bir sırrını gizlemekten vazgeçerek ifşa etmek |
come out of the closet v.
|
|
451 |
Idioms |
(ekonomik nedenlerden dolayı) adam çıkartmak |
lay off v.
|
|
452 |
Idioms |
(bir şeyi yaptığından dolayı) kendini suçlamak |
kick oneself for doing something v.
|
|
453 |
Idioms |
utançtan/mahcubiyetten dolayı bir sırrını gizlemekten vazgeçerek ifşa etmek |
get out of the closet v.
|
|
454 |
Idioms |
(sudan dolayı) buruş buruş olmak |
be as wrinkled as a raisin v.
|
|
455 |
Idioms |
(özellikle korktuğundan dolayı) bir işten elini eteğini çekmek |
crap out of something on someone v.
|
|
456 |
Idioms |
(yediği bir darbeden dolayı) yıldızları saymak |
have a glass jaw v.
|
|
457 |
Idioms |
(ekonomik nedenlerden dolayı) işten çıkartmak |
lay off v.
|
|
458 |
Idioms |
güneş ışığından dolayı görüşü engellenmek |
have the sun in (one's) eyes v.
|
|
459 |
Idioms |
hastalıktan/yaralanmadan dolayı ölümü hızlıca yaklaşmak |
fade fast v.
|
|
460 |
Idioms |
küçük bir sıkıntıdan/aksilikten dolayı ölmek |
die for want of lobster sauce v.
|
|
461 |
Idioms |
küçük bir sıkıntıdan/aksilikten dolayı yıkılmak |
die for want of lobster sauce v.
|
|
462 |
Idioms |
kızgınlıktan ziyade hayal kırıklığından dolayı yapmak |
do something more in sorrow than in anger v.
|
|
463 |
Idioms |
utançtan, sinirden, romantik etkileşimden dolayı yüzü kızarmak |
go red v.
|
|
464 |
Idioms |
(bir şeyden, suçtan, hatadan) dolayı yakalanmak |
get done for (something) v.
|
|
465 |
Idioms |
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak |
have a thick head [uk] v.
|
|
466 |
Idioms |
ilaçlardan dolayı kendinden geçmiş/sersemlemiş |
be doped to the gills v.
|
|
467 |
Idioms |
kafasına aldığı bir darbeden dolayı zihni karışmak |
be on queer street v.
|
|
468 |
Idioms |
kafasına aldığı bir darbeden dolayı travma yaşamak |
be on queer street v.
|
|
469 |
Idioms |
aldığı bir darbeden dolayı sersemlemek |
be on queer street v.
|
|
470 |
Idioms |
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) kamu yardımı almak |
be on relief v.
|
|
471 |
Idioms |
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) maddi yardım almak |
be on relief v.
|
|
472 |
Idioms |
geçirdiği başarı/şanslı bir dönemden dolayı kendini emniyete aldığını hissetmek |
be riding high in the saddle v.
|
|
473 |
Idioms |
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek |
get done for something/for doing something [uk] v.
|
|
474 |
Idioms |
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek |
be done for something/for doing something [uk] v.
|
|
475 |
Idioms |
(bir şeyden dolayı) kıyameti koparmak |
create a stink (about something) v.
|
|
476 |
Idioms |
(bir şeyden dolayı) kıyameti koparmak |
make a stink (about something) v.
|
|
477 |
Idioms |
(bir şeyden dolayı) kıyameti koparmak |
raise a stink (about something) v.
|
|
478 |
Idioms |
(bir şeyden dolayı) eleştiri oklarının hedefi olmak |
get (the) flak (for something) v.
|
|
479 |
Idioms |
(bir şeyden dolayı) eleştiri oklarının hedefi olmak |
take (the) flak (for something) v.
|
|
480 |
Idioms |
deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak |
keep hand in v.
|
|
481 |
Idioms |
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak |
kill somebody with kindness v.
|
|
482 |
Idioms |
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak |
kill with kindness v.
|
|
483 |
Idioms |
birinden/bir şeyden dolayı kıyameti koparmak |
make a stink about someone/something v.
|
|
484 |
Idioms |
sağlıkla ilgili nedenlerden dolayı kovulmak |
medical out [us] v.
|
|
485 |
Idioms |
sağlıkla ilgili nedenlerden dolayı kovmak |
medical out [us] v.
|
|
486 |
Idioms |
(birinden/bir şeyden dolayı) kıyameti koparmak |
raise a stink (about someone/something) v.
|
|
487 |
Idioms |
gereksiz veya önemsiz bir şeyden dolayı sinirlenmek |
throw your toys out of the pram v.
|
|
488 |
Idioms |
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) kamu yardımı alan |
on relief adj.
|
|
489 |
Idioms |
-den dolayı üzülmüş |
exercised about adj.
|
|
490 |
Idioms |
-den dolayı mutsuz olmuş |
exercised about adj.
|
|
491 |
Idioms |
geçirdiği başarı/şanslı bir dönemden dolayı kendini emniyete aldığını hisseden |
riding high adj.
|
|
492 |
Idioms |
(bir şeyden) dolayı sıkışmış |
seized with (something) adj.
|
|
493 |
Idioms |
(bir şeyden) dolayı hareket edemez hale gelmiş |
seized with (something) adj.
|
|
494 |
Idioms |
(yoğun talepten dolayı) az sayıda bulunan |
in short supply expr.
|
|
495 |
Idioms |
(görüşlerinden dolayı) topun ağzında |
in the cross hairs expr.
|
|
496 |
Idioms |
'-den dolayı |
at the hand of (someone or something) expr.
|
|
497 |
Idioms |
'-den dolayı |
at the hands of (someone or something) expr.
|
|
498 |
Idioms |
'-den dolayı |
at the hand of expr.
|
|
499 |
Idioms |
birinden dolayı |
at the hands of somebody expr.
|
|
500 |
Idioms |
birinden dolayı |
at somebody's hands expr.
|
|