pop. - Türkisch Englisch Wörterbuch

pop.

Bedeutungen von dem Begriff "pop." im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pop. abrev. popüler
pop. abrev. popüler bir şekilde
pop. abrev. popülasyon

Bedeutungen, die der Begriff "pop." mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pop music n. pop müzik
She likes Russian pop music.
O, Rus pop müziğini sever.

More Sentences
pop n. patlatma
Tom showed Mary how to pop popcorn.
Tom, Mary'ye nasıl patlamış mısır patlatılacağını gösterdi.

More Sentences
pop singer n. pop şarkıcısı
We cannot yet, as pop singers would perhaps suggest, 'strut our stuff'.
Henüz, belki de pop şarkıcılarının diyeceği gibi, 'caka satamıyoruz'.

More Sentences
pop culture n. popüler kültür
The association between trolls and bridges has a long history which marches on to this day in English pop culture.
Troller ve köprüler arasındaki ilişki, İngiliz popüler kültüründe günümüze kadar devam eden uzun bir geçmişe sahiptir.

More Sentences
pop singer n. popçu
Tom is too old to make it as a pop singer.
Tom bir popçu olabilmek için fazla yaşlı.

More Sentences
pop song n. pop şarkısı
In my country, there is a pop song about Satellite Suzy.
Benim ülkemde Satellite Suzy hakkında bir pop şarkısı var.

More Sentences
pop v. patlamak
The balloon popped unexpectedly.
Balon beklenmedik bir şekilde patladı.

More Sentences
pop v. patlatmak
Stop popping pimples in front of the mirror.
Aynanın karşısında sivilce patlatmayı bırak.

More Sentences
pop in v. uğramak
Sami popped in to see how Layla was doing.
Sami, Layla'nın nasıl olduğunu görmek için uğradı.

More Sentences
pop v. çıkmak
Even the sun popped out from behind the clouds.
Güneş bile bulutların arkasından çıktı.

More Sentences
pop adj. pop
We have heard about the British pop industry and about bagpipe players, all of which livened up the debate.
İngiliz pop endüstrisini ve gayda çalanları dinledik ve bunların hepsi tartışmaya renk kattı.

More Sentences
Colloquial
k-pop n. kore popu
K-pop is currently flavour of the month.
Kore popu şimdilerde çok popüler.

More Sentences
General
nail pop n. pişmiş alçı taşı
pop n. tabanca
pop n. rehin
pop gun n. mantar tabancası
soda pop n. gazoz
pop n. ateş etme
pop n. hafif bir patlama
pop n. hafif bir patlama sesi
pop n. çat pat
pop art n. pop sanat
pop n. patlama sesi
pop art n. popüler sanat
pop n. babalık
pop concert n. pop konseri
pop rocks n. patlayan şeker
pop n. gazoz
pop n. baba
pop n. pop müziği
pop n. pop şarkısı
pop up stopper n. pop-up engelleyici
pop-shop n. rehinci
pop up stopper n. pop-up önleyici
pop-up n. fırlatıcı
pop-up n. hoplatıcı
a mom-and-pop business n. aile tarafından yapılan iş
a mom-and-pop business n. karı koca tarafından yönetilen iş
soda pop n. meyveli gazoz
pop and lock n. ani duruş ve kısa hareketlerden oluşan bir break dans tarzı
cork pop gun n. mantar tabancası
orange pop n. portakallı gazoz
orange pop n. portakal gazozu
ring pop candy n. halka/halkalı şeker
k-pop lovers n. k-pop severler
pop starting n. arabanın iterek çalıştırılması
pop starting n. arabayı iterek çalıştırma
pop-top n. teneke kutu kapağı
pop-up book n. 3 boyutlu çocuk kitabı
pop-pop boat n. pop pop tekne
pop-pop boat n. bir tür oyuncak tekne
pop band n. pop grubu
pop band n. pop müzik grubu
pop machine n. otomat
ice pop n. buzlu atıştırmalık
kpop (korean pop) n. kore popu
vox pop n. sıradan bir kişiye genel ilgi alanına giren bir konu hakkında fikrinin sorulduğu bir mülakat
mom and pop n. küçük aile şirketi
mom and pop n. aile dükkanı
pop n. eleştiri
pop n. sözlü saldırı
pop n. (eton college'da) tartışma topluluğu
pop n. (eton college'da) sosyal kulüp
pop n. sorumlu öğrenci birliği
pop n. öğrenci başkanları birliği
pop n. mümessiller birliği
pop n. vuruş
pop n. indirme
pop n. hız
pop n. anlık
pop n. an
pop n. kısa süre
pop n. lahza
pop n. nokta
pop n. benek
pop n. puantiye
pop n. pedal kontrol düğmesi
pop n. küçük bölüm
pop n. torna aynası
pop n. pop kültürü
pop bottle n. gazlı içecek şişesi
pop tent n. taşıma kamp çadırı
pop-top n. içecek kutusu
pop-top n. teneke kutu
pop-top n. konserve kutusu
pop-up n. açılır bileşen
pop-up n. açılır cihaz
pop-up n. katlanır cihaz
pop-up n. katlanır bileşen
pop-up n. çıkıntı yapan kısım
skin-pop n. deri altı uyuşturucu enjeksiyonu
pop n. meşrubat
pop for v. parayı çekmek
pop off v. nalları dikmek
go pop v. patlamak
pop a champagne bottle v. şampanya patlatmak
pop v. çıtçıtlamak
pop v. bumlamak
pop in v. sokuvermek
pop off v. çekip gitmek
pop off v. kıyameti koparmak
go pop v. infilak etmek
pop off v. ölmek
pop up champagne v. şampanya patlatmak
pop off v. mortoyu çekmek
pop off v. zıbarmak
pop up champagne (bottle) v. şampanya patlatmak
pop out v. ağızdan kaçmak
pop corn v. mısır patlatmak
pop the question v. evlenme teklif etmek
pop off v. kıkırdamak
pop v. rehine koymak
pop v. ateşlemek
pop v. sokuvermek
pop out v. birdenbire çıkmak
pop off v. kakırdamak
pop v. pat diye sormak
pop v. patlatmak (mısır)
pop for v. ısmarlamak
pop out v. fırlamak
pop v. ateş etmek
pop v. çabucak giymek
pop in v. damlamak
pop a pill v. hap yutmak
(an idea) pop into someone's head v. aklına bir fikir gelmek
(an idea) pop into someone's head v. fikir gelmek
pop zits v. sivilce sıkmak
pop zits v. sivilce patlatmak
make one's eyes pop v. akıllara durgunluk vermek
skin-pop v. deri altına uyuşturucu enjekte etmek
pop-out v. çıkıvermek
pop-out v. birden bire belirmek
pop in v. ansızın girmek
pop out v. aniden çekip gitmek
pop-up v. birden gelmek/gözükmek
pop in v. bir yere uğramak
pop into v. bir yere uğramak
pop up like a cork v. mantar gibi fırlamak
pop v. ağzına atmak
pop up v. birdenbire ortaya çıkmak
pop up v. pat diye belirmek/ortaya çıkmak
pop up v. aniden belirmek
pop open v. aniden açılmak
pop v. sertçe vurmak
pop v. vurmak
pop v. saldırmak
pop v. hücum etmek
pop v. kırmak
pop v. koparmak
pop v. aniden itmek
pop v. ön tekerlekleri havaya kaldırmak
pop v. (düzenli veya sık sık) ilaç almak
pop v. çat diye açmak
pop v. aniden gitmek
pop v. hızlıca gelmek
pop v. aniden gelmek
pop v. aniden girmek
pop v. hızlıca dalmak
pop v. fırlamak
pop v. atlamak
pop v. zıplamak
pop v. sıçramak
pop v. öne çıkmak
pop v. önem kazanmak
pop v. dikkat çekmek
pop v. yerinden çıkmak
pop v. çıkıntı yapmak
pop v. (içten yanmalı motor veya silah) içten yanmak
pop v. ödeme yapmak
pop v. tutuklamak
pop v. yakalamak
pop v. (özellikle gözler) yerinden fırlamak
pop v. yerinden çıkmak
pop [uk] v. (bir şeyi) bir yere koymak
pop v. boşalmak
skin pop v. (deri altına) ilaç enjekte etmek
pop v. pat diye açılmak
pop v. dolaştırıvermek
pop adj. popüler
pop eyed adj. patlak gözlü
pop adj. pop müziğe ait
pop-eyed adj. patlak gözlü
mom and pop adj. aile işletmesi
mom-and-pop adj. küçük esnaf olan
mom-and-pop adj. küçük işletme olan
mom-and-pop adj. küçük ölçekli işletme olan
mom-and-pop adj. küçük ölçekli
mom-and-pop adj. küçük kapsamlı
pop-top adj. (teneke kutu) kapaktan açılabilen
pop-top adj. (konserve kutusu) üzerindeki halka ile açılan
pop-up adj. yukarı itme özellikli cihaza ait
pop-up adj. yukarı itme özellikli cihaz ile ilgili
pop-up adj. yukarı itme özellikli cihazı olan
pop adj. popüler kültüre ait veya ilgili
pop adj. (kulak) basınçtan tıkanmak
pop adv. birden
pop adv. pat diye
pop adv. ansızın
pop interj. pat
Phrasals
pop back v. aniden geri dönmek
pop back v. aniden geri gelmek
pop off to v. bağırmak
pop down v. bir yere damlamak
pop round v. birini ziyaret etmek
pop back (for something) v. bir süreliğine geri dönmek
pop in v. birini ziyaret etmek
pop in v. geçerken uğramak
pop across v. geçerken uğramak
pop off to v. eşek cennetini boylamak
pop by v. geçerken uğramak
pop v. içki içmek
pop off to v. ölmek
pop v. kadeh yuvarlamak
pop someone off v. öldürmek
pop in v. kısa bir süre için gelmek
pop off to v. karalamak
pop off to v. kızgınlıkla konuşmak
pop across v. şöyle bir uğramak
pop by v. şöyle bir uğramak
pop off to v. ruhunu teslim etmek
pop off to v. patlatmak
pop down v. şöyle bir uğramak
pop off to v. patlamak
pop off to v. tahtalı köye gitmek
pop something out of something v. (şişe kapağı vb) çıkartmak
pop something out v. (şişe kapağı vb) çıkartmak
pop something into something v. (bir şeyi bir yere) bastırmak/iteklemek
pop off to v. yazmak çiziktirmek
pop someone (on something) v. (vücudunun bir yerine) vurmak
pop something in v. (bir şeyi bir yere) bastırmak/iteklemek
pop out (of something) v. (bir yerden) fırlamak
pop something on something v. bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak
pop something on something v. bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak
pop something onto something v. bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak
pop something onto something v. bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak
pop something on v. bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak
pop something on v. bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak
pop (something) onto (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne çıt diye takmak
pop in v. -e atıvermek
pop in v. '-e koyuvermek
pop in v. -e bindirivermek
pop in v. birden aklına gelmek
pop in v. aklına gelivermek
pop out of v. -den fırlamak
pop off to expr. dikkatsizce
Phrases
with a pop expr. pat diye
Colloquial
has-been pop star n. eski pop star
k-pop n. kore pop
pop wine n. ucuz tatlı şarap
pop wine n. ucuz meyveli şarap
pop wine n. ucuz aromalı şarap
pop wine n. köpüklü şarap
pop wine n. köpüren şarap
pop n. beyzbol topuna vuruş hızı
pop a wheelie v. bisikletin/motorun önünü kaldırmak
pop a wheelie v. bisikleti/motoru önünü kaldırarak sürmek
pop in some holes v. birkaç delik açmak
pop the question v. evlenme teklif etmek
pop the question v. evlilik teklif etmek
pop the question v. evlenme teklifinde bulunmak
pop off to v. nalları dikmek
pop a spot v. sivilce patlatmak
pop the champagne v. şampanyayı patlatmak
pop off v. tahtalıköyü boylamak
pop it back in v. (çıkan kol vb) tekrar yerine oturtmak
pop down (for a visit) v. aşağı katta veya tarafta oturan birine uğramak/ziyarete gitmek
pop down (for a visit) v. ziyarete inmek
pop on v. yerine takmak
pop on v. yerine koymak
pop on v. çıt diye oturtmak
pop on v. tık diye yerine takmak
pop on v. bir müzik, film patlatmak
pop on v. bir müzik, video çalmaya/oynatmaya başlamak
pop on v. bir müzik, video koymak
pop around v. uğramak
pop for (something) v. (bir şey) ısmarlamak
pop for (something) v. kendine veya birine ödül/hediye olarak (bir şey) almak
pop off v. öldürmek
pop off v. canını almak
pop off v. açıkça konuşmak
pop off v. açıkça söz söylemek
pop-eyed adj. lokmagöz
pop-eyed adj. dışarı çıkık göz
pop interj. baba
a pop expr. kişi başına
a pop expr. kişi başı
bucks a pop expr. tanesi x'e satılan
a pop of color expr. biraz parlaklık, canlı renk
a pop of red expr. birazcık kırmızı
a pop of red expr. bir parça kırmızı
pop exclam. beyamca
pop exclam. dede
Idioms
a mom-and-pop business n. küçük ve yerel dükkan
mom-and-pop shop n. küçük ve yerel dükkan
mom-and-pop shop n. mahalle bakkalı
mom-and-pop shop n. aile bakkalı/dükkanı
blow this pop stand v. (bir yerden) kurtulmak
blow this pop stand v. … çöplüğü terk etmek
pop (one's) bubble v. hayallerini yıkmak
pop (one's) bubble v. düş kırıklığına uğratmak
pop (one's) bubble v. umudunu boşa çıkarmak
pop (one's) bubble v. umudunu kırmak
pop (one's) bubble v. umudunu köreltmek
pop (one's) bubble v. hevesini söndürmek
pop (one's) bubble v. hevesini kursağında bırakmak
pop (one's) bubble v. hevesini kırmak
pop (one's) bubble v. keyfini bozmak/kaçırmak
pop the bubble of (someone) v. hayallerini yıkmak
pop the bubble of (someone) v. düş kırıklığına uğratmak
pop the bubble of (someone) v. umudunu boşa çıkarmak
pop the bubble of (someone) v. umudunu kırmak
pop the bubble of (someone) v. umudunu köreltmek
pop the bubble of (someone) v. hevesini söndürmek
pop the bubble of (someone) v. hevesini kursağında bırakmak
pop the bubble of (someone) v. hevesini kırmak
pop the bubble of (someone) v. keyfini bozmak/kaçırmak
pop (one's) bubble v. hayallerini yıkmak
pop (one's) bubble v. hayallerini yerle bir etmek
pop (one's) bubble v. balonunu patlatmak
pop (one's) bubble v. balonunu söndürmek
pop (one's) bubble v. hevesini kırmak
pop (one's) bubble v. umutlarını suya düşürmek
make one's eyes pop v. akıllara durgunluk vermek
take a pop at someone v. birine vurmak/yumruk atmak/geçirmek
pop pills v. bir sürü hap almak
pop one's cork v. çıldırmak
pop one's cork v. dinden imandan çıkmak
pop one's cork v. delirmek
pop pills v. hap almak
pop one's cork v. küplere binmek
pop one's clogs v. nalları dikmek
pop up v. mantar gibi yerden bitmek
pop one's cork v. kafayı yemek
pop one's clogs v. ölmek
pop off v. öbür dünyayı boylamak
pop off v. ölmek
eyes pop out of head v. şaşkınlıktan ağzı açık kalmak
pop off v. ruhunu teslim etmek
eyes pop out of head v. şaşırmak
pop one's cork v. tepesinin tası atmak
pop one's cork v. tepesi atmak
pop by (for a visit) v. (ziyaret etmek için) uğramak
pop in (for a visit) v. (ziyaret etmek için) uğramak
pop over (for a visit) v. (ziyaret etmek için) uğramak
pop around for a visit v. (ziyaret etmek için) uğramak
have a pop at (someone or something) [uk] v. (birine veya bir şeye) vurmak
have a pop at (someone or something) [uk] v. (birine veya bir şeye) patlatmak
have a pop at (someone or something) [uk] v. (birine veya bir şeye) geçirmek
have a pop at (someone or something) [uk] v. (birine veya bir şeye) yumruk atmak/indirmek/sallamak
have a pop at (someone) [uk] v. (birini) eleştirmek
have a pop at (someone) [uk] v. kararını onaylamamak
have a pop at (something) [uk] v. (bir şeyi) denemek
have a pop at (something) [uk] v. (bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak
have a pop at (something) [uk] v. (bir şeyi yapmaya) kolları sıvamak
take a pop at (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) vurmak
take a pop at (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) yumruk atmak
take a pop at (someone or something) [uk] v. (birine/bir şeye) geçirmek
take a pop at (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) eleştirmek
take a pop at (someone or something) [uk] v. (biriyle/bir şeyle) alay etmek
take a pop at (someone or something) [uk] v. (biriyle bir şeyle) dalga geçmek
take a pop at (someone or something) [uk] v. (birini/bir şeyi) tiye almak
take a pop at (someone or something) [uk] v. bir şey yapmayı denemek
take a pop at (someone or something) [uk] v. bir şey yapma girişiminde bulunmak
(one's) eyes pop out of (one's) head v. gözleri fal taşı gibi açılmak
(one's) eyes pop out of (one's) head v. gözleri yerinden/yuvalarından fırlamak
have a pop at v. -e sataşmak
have a pop at v. '-e hakaret etmek
have a pop at v. '-e sözle saldırmak
have a pop at v. '-e vurmak
have a pop at v. '-e patlatmak
have a pop at v. '-e geçirmek
have a pop at v. '-i eleştirmek
have a pop at v. '-i tiye almak
take a pop at v. -e sataşmak
take a pop at v. '-e hakaret etmek
take a pop at v. '-e sözle saldırmak
take a pop at v. '-e vurmak
take a pop at v. '-e patlatmak
take a pop at v. '-e geçirmek
take a pop at v. '-i eleştirmek
take a pop at v. '-i tiye almak
pop into (someone's) head v. birden (birinin) aklına gelmek
your eyes nearly pop out of your head v. gözleri fal taşı gibi açılmak
your eyes nearly pop out of your head v. gözleri yerinden/yuvalarından fırlamak
in pop [obsolete] expr. rehin bırakılmış
in pop [obsolete] expr. rehin kalmış
in pop [obsolete] expr. rehin verilmiş
in pop [obsolete] expr. rehinde
in pop [obsolete] expr. rehine verilmiş
in pop [obsolete] expr. rehine koyulmuş
in pop [uk] expr. rehin
Speaking
pop the trunk v. bagajı açmak
can you pop the trunk? expr. bagajı açar mısın?
can you pop the trunk? expr. bagajı açabilir misin?
Trade/Economic
pop-up store n. gezici mağaza
pop-up shop n. gezici mağaza
pop-up retail n. gezici mağaza
mom-and-pop store n. mahalle bakkalı
mom-and-pop store n. küçük ölçekli iş
mom-and-pop store n. küçük ve yerel dükkan
pop-up store n. portatif mağaza
pop-up retail n. portatif mağaza
pop-up shop n. portatif mağaza
pop-up n. pop-up mağaza
pop-up n. geçici mağaza
pop-up n. geçici restoran
pop-up n. pop-up restoran
pop-up adj. pop-up mağaza ile ilgili
pop-up adj. geçici mağaza ile ilgili
pop-up adj. geçici restoran ile ilgili
pop-up adj. pop-up restoran ile ilgili
Advertising
pop-under n. açılır pencereli reklam
pop-under n. açılır reklam
pop-under n. pop-up reklam
Technical
pop up message n. açılır ileti
pop n. bilgi işleme
pop-outs n. çıkıntılar
pop gate n. delikli yolluk
pop safety valve n. emniyet valfi
pop-off n. emaye kalkması
pop-ins n. girintiler (yüzey)
pop-off n. kalkma
pop directional formatting n. pop yönlü biçimlendirme
pop rivet n. pop perçin
pop-off n. yüzey kopması
pop valve n. emniyet valfi
pop valve n. emniyet ventili
pop out v. dışarı çıkmak
pop v. kümeden çıkarmak
pop v. (kireç veya harç) kabarmak
Computer
pop-up window n. açılır pencere
pop up menu n. açılır menü
pop up window n. açılır pencere
pop-up menu n. açılır menü
pop-up text n. açılan metin
pop-ups n. açılır pencereler
pop-up window n. beliren pencere
pop up window n. beliren pencere
pop-up message n. beliren ileti
pop up message n. beliren ileti
prompt list pop-up n. bilgi istemi penceresi
pop n. çıkma
message pop-up n. ileti penceresi
pop server n. pop sunucusu
pop e-mail n. pop e-posta
pop account n. pop hesabı
calendar pop-up n. takvim açılır listesi
pop n. veri ögesinin yığın tepesinden çıkarılması
pop-up n. açılır pencere
pop-up n. pop-up pencere
pop v. hoplamak
pop v. (veri ögesini) yığının en üst kısmından silmek
pop up adj. açılan
pop-up adj. patlayan
Informatics
pop up menu n. açılır menü
pop-up menu n. açılgel menü
pop-up menu n. bağlamsal menü
pop-up window n. bağlamsal pencere
pop up window n. beliren pencere
pop up message n. beliren ileti
pop-up menu n. çıkgel menü
pop-up keyboard n. sanal klavye
pop-up menu n. yerel menü
Telecom
pop-up window n. bağlamsal pencere
pop-up menu n. bağlamsal menü
pop-up menu n. yerel menü
Automotive
pop-up piston n. bombeli piston
pop tester n. enjektör test aleti
pop-up sun roof n. itmeli açılır tavan
pop n. nitrometanlı yarış yakıtı
pop rivet n. pop perçin
pop rivet gun n. pop perçin tabancası
pop-top caravan n. tavanı yükselen karavan
Traffic
pop starting n. arabanın itilerek veya yokuş aşağı bir yolda serbest bırakılarak çalıştırılması
pop starting n. arabayı vurdurma
pop starting n. (arabayı) vurdurarak çalıştırma
pop starting v. arabayı vurdurmak
pop starting v. (arabayı) vurdurarak çalıştırmak
Aeronautic
pop out v. atmak
pop v. (atmosferik basınçta östaki borusu) açılmak
Psychology
pop psych n. popüler psikoloji
pop psych n. psikoloji terimlerini ve öğretilerini sıradan halkın ilgisini çekecek şekilde basitleştirilmesi
Gastronomy
pop corn n. patlamış mısır
ginger pop n. zencefilli gazlı içecek
ginger pop n. zencefil aromalı gazlı içecek
pop n. eskimo dondurması
pop n. meybuz
pop n. çubuklu buz
Marine Biology
pop-up tag n. pop-ap marka
Botanic
running pop n. amerika'ya özgü, gövdesi ezildiğinde kötü koku yayan tropikal bir çarkıfelek çiçeği
running pop n. ince ayrık yaprakları bulunan tropik bir çarkıfelek bitkisi
pop n. güveyfeneri bitkisinde çanak yaprak
pop n. güveyfeneri cinsi bitki
Education
pop quiz n. habersiz sınav
Literature
pop-up n. hareketli kitap
pop-up n. üç boyutlu kitap
pop-up adj. (kitap/çocuk kitabı) üç boyutlu
pop-up adj. (kitap/çocuk kitabı) hareketli
Linguistics
pop quiz n. anlık sınama
pop quiz n. anlık sınav