|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
karaya çıkma |
landing n.
|
|
The Commission believes that the major problem of scientific advice is black landings.
Komisyon, bilimsel tavsiyelerin en büyük sorununun karaya çıkışlar olduğuna inanıyor.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
tahta çıkma |
accession n.
|
|
It seems it was a gift for the 50th anniversary of Queen Elizabeth's accession to the throne.
Görünüşe göre Kraliçe Elizabeth'in tahta çıkışının 50. yıldönümü için bir hediyeymiş.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
yumurtadan çıkma |
hatching n.
|
|
The hen's chicks are hatching.
Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyor.
More Sentences
|
4 |
General |
ortaya çıkma |
dawn n.
|
|
The true scale of this economic and ecological disaster is starting to dawn ever more clearly.
Bu ekonomik ve ekolojik felaketin gerçek boyutu her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
More Sentences
|
5 |
General |
raydan çıkma |
derailment n.
|
|
The train was traveling from Aberdeen to Glasgow when the derailment occurred.
Tren raydan çıktığında Aberdeen'den Glasgow'a gidiyordu.
More Sentences
|
6 |
General |
ortaya çıkma |
appearance n.
|
|
I hope that the Commission will be able to reassure the Committee on Fisheries that its appearance is imminent.
Komisyon'un Balıkçılık Komitesi'ne bu konunun yakın zamanda ortaya çıkacağına dair güvence verebileceğini umuyorum.
More Sentences
|
7 |
General |
yola çıkma |
departure n.
|
|
He decided he would put off his departure.
Yola çıkışını ertelemeye karar verdi.
More Sentences
|
8 |
General |
karşı çıkma |
opposition n.
|
|
These are the main reasons for our opposition to the text.
Metne karşı çıkmamızın temel nedenleri bunlardır.
More Sentences
|
9 |
General |
sahip çıkma |
conservation n.
|
|
If local fishermen have proper ownership of these waters, the conservation measures will work.
Eğer yerel balıkçılar bu sulara sahip çıkarsa, koruma tedbirleri işe yarayacaktır.
More Sentences
|
10 |
General |
sokağa çıkma yasağı |
curfew n.
|
|
A strict curfew will be in place from 10 pm until 6 am.
Akşam 10'dan sabah 6'ya kadar sıkı bir sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
More Sentences
|
11 |
General |
ortaya çıkma |
emergence n.
|
|
The emergence of HIV in the 1980s led to the introduction of needle- and syringe-exchange programmes.
HIV'in 1980'lerde ortaya çıkması iğne ve şırınga değişim programlarının başlatılmasına yol açmıştır.
More Sentences
|
12 |
General |
karşı çıkma |
contest n.
|
|
I have no wish to contest the view of the Committee on Economic and Monetary Affairs.
Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi'nin görüşüne karşı çıkmak gibi bir niyetim yok.
More Sentences
|
13 |
General |
sahneye çıkma |
appearance n.
|
|
Last year, we had eleven such appearances.
Geçen yıl bu şekilde on bir kez sahneye çıktık.
More Sentences
|
14 |
General |
ortaya çıkma |
advent n.
|
|
In Germany, for around 100 years from the advent of trademarks we had international exhaustion.
Almanya'da, ticari markaların ortaya çıkışından itibaren yaklaşık 100 yıl boyunca uluslararası tükenmişlik yaşadık.
More Sentences
|
15 |
General |
ortaya çıkma |
exposure n.
|
|
The exposure of the scandal caused shock among the community.
Skandalın ortaya çıkması toplumda şok etkisi yarattı.
More Sentences
|
16 |
General |
arka çıkma |
backing n.
|
|
I'm fed up with always backing you up.
Sürekli sana arka çıkmaktan bıktım.
More Sentences
|
17 |
General |
çıkma parça almak |
cannibalize v.
|
|
The mechanic cannibalized parts from an old car to repair another.
Tamirci, başka bir arabayı tamir etmek için eski bir arabadan çıkma parçalar aldı.
More Sentences
|
18 |
General |
ortaya çıkma |
emerge v.
|
|
It will soon emerge that Edward is cheating on his wife.
Edward'ın karısını aldattığı yakında ortaya çıkacak.
More Sentences
|
Phrases |
|
19 |
Phrases |
(bir şeye/yere) girip çıkma |
in and out (of something) expr.
|
|
We go in and out and are monitoring as closely as possible and as closely as we are allowed to.
Girip çıkıyoruz ve mümkün olduğunca yakından ve izin verildiği kadar yakından izliyoruz.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
20 |
Trade/Economic |
karaya çıkma |
landing n.
|
|
Furthermore, many of the landings of the Community fleet take place in Senegalese ports.
Ayrıca Topluluk filosunun karaya çıkışlarının çoğu Senegal limanlarında gerçekleşmektedir.
More Sentences
|
Law |
|
21 |
Law |
sokağa çıkma yasağı |
curfew n.
|
|
There was a curfew, so no doctor went out to him, and he therefore died.
Sokağa çıkma yasağı vardı, bu yüzden hiçbir doktor ona gitmedi ve bu nedenle öldü.
More Sentences
|
Insurance |
|
22 |
Insurance |
raydan çıkma |
derailment n.
|
|
Derailments are very rare in this country.
Raydan çıkmalar bu ülkede çok nadirdir.
More Sentences
|
Railway |
|
23 |
Railway |
raydan çıkma |
derailment n.
|
|
Derailments are very rare in this country.
Bu ülkede raydan çıkma vakaları çok nadirdir.
More Sentences
|
|
Marine |
|
24 |
Marine |
karaya çıkma |
landing n.
|
|
Finally, we have increased compulsory landings for the Senegalese fishing industry in the new protocol.
Son olarak, yeni protokolde Senegal balıkçılık endüstrisi için zorunlu karaya çıkışları arttırdık.
More Sentences
|
General |
|
25 |
General |
sahneden çıkma |
exit n.
|
|
26 |
General |
açığa çıkma |
revelation n.
|
|
27 |
General |
sahip çıkma |
conservancy n.
|
|
28 |
General |
üstün çıkma |
surpassing n.
|
|
29 |
General |
yeniden ortaya çıkma |
comeback n.
|
|
30 |
General |
yoldan çıkma |
obliqueness n.
|
|
31 |
General |
yukarı çıkma |
ascending n.
|
|
32 |
General |
çarşıya çıkma |
shopping n.
|
|
33 |
General |
sürüden ayrılıp yoldan çıkma |
estraying n.
|
|
34 |
General |
yukarı çıkma |
ascendance n.
|
|
35 |
General |
kürsüye çıkma |
climbing the podium n.
|
|
36 |
General |
temize çıkma |
acquittal n.
|
|
37 |
General |
karşı çıkma |
backlash n.
|
|
38 |
General |
meydana çıkma |
appearance n.
|
|
39 |
General |
boşa çıkma |
miscarriage n.
|
|
40 |
General |
toplum önüne çıkma |
coming out n.
|
|
41 |
General |
inip çıkma |
fluctuation n.
|
|
42 |
General |
yerleşmiş geleneklere karşı çıkma |
iconoclasm n.
|
|
43 |
General |
karşı çıkma |
antagonism n.
|
|
44 |
General |
yolculuğa çıkma |
setting out n.
|
|
45 |
General |
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay) |
outcrop n.
|
|
46 |
General |
arka çıkma |
logrolling n.
|
|
47 |
General |
boşa çıkma |
mare's nest n.
|
|
48 |
General |
yoldan çıkma |
swerving n.
|
|
49 |
General |
sahneye çıkma |
gig n.
|
|
50 |
General |
yeniden ortaya çıkma |
reappearance n.
|
|
51 |
General |
raydan çıkma (tren) |
derailment n.
|
|
52 |
General |
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay birdenbire) |
outbreak n.
|
|
53 |
General |
yeniden ortaya çıkma |
resurrection n.
|
|
54 |
General |
yoldan çıkma |
aberration n.
|
|
55 |
General |
ümidi boşa çıkma |
disappointment n.
|
|
56 |
General |
konu dışına çıkma |
excursus n.
|
|
57 |
General |
suya çıkma |
resurfacing n.
|
|
58 |
General |
yoldan çıkma |
perversity n.
|
|
59 |
General |
temize çıkma |
quittance n.
|
|
60 |
General |
döne döne çıkma |
spire n.
|
|
61 |
General |
arka çıkma |
support n.
|
|
62 |
General |
dışarı çıkma |
egressing n.
|
|
63 |
General |
başa çıkma yolları |
dealing ways n.
|
|
64 |
General |
sudan çıkma |
emersion n.
|
|
65 |
General |
kuluçkadan çıkma |
hatching n.
|
|
66 |
General |
yeniden ortaya çıkma |
reapperance n.
|
|
67 |
General |
hapishaneden çıkma |
jail delivery n.
|
|
68 |
General |
yola çıkma |
start n.
|
|
69 |
General |
yoldan çıkma durumu |
perverseness n.
|
|
70 |
General |
çileden çıkma |
exasperation n.
|
|
71 |
General |
sahip çıkma |
protecting n.
|
|
72 |
General |
adı çıkma |
notoriety n.
|
|
73 |
General |
temize çıkma |
justification n.
|
|
74 |
General |
sahneye çıkma |
entry n.
|
|
75 |
General |
çıkma (tahta) |
accession n.
|
|
76 |
General |
dışarı çıkma |
exuding n.
|
|
77 |
General |
çocukluktan çıkma |
juvenescence n.
|
|
78 |
General |
yoldan çıkma |
turning n.
|
|
79 |
General |
sahneye çıkma |
entrance n.
|
|
80 |
General |
ortaya çıkma |
arrival n.
|
|
81 |
General |
karşı çıkma |
resistance n.
|
|
82 |
General |
temize çıkma |
whitewash n.
|
|
83 |
General |
baskın çıkma |
euchring n.
|
|
84 |
General |
yoldan çıkma |
obliquity n.
|
|
85 |
General |
idrara çıkma |
widdling n.
|
|
86 |
General |
temize çıkma |
exculpation n.
|
|
87 |
General |
rotadan çıkma |
leeway n.
|
|
88 |
General |
ortaya çıkma |
emanation n.
|
|
89 |
General |
memleket dışına çıkma |
expatriating n.
|
|
90 |
General |
ortaya çıkma |
surfacing n.
|
|
91 |
General |
karşı çıkma |
opposing n.
|
|
92 |
General |
yola çıkma |
setting out n.
|
|
93 |
General |
karaya çıkma |
debarkation n.
|
|
94 |
General |
arka çıkma |
pull n.
|
|
95 |
General |
gelenek veya kurumlara karşı çıkma |
iconoclasm n.
|
|
96 |
General |
zirveye çıkma durumu |
peakedness n.
|
|
97 |
General |
karaya çıkma |
disembarkation n.
|
|
98 |
General |
yola çıkma |
setoff n.
|
|
99 |
General |
boşa çıkma |
frustration n.
|
|
100 |
General |
öne çıkma |
prominence n.
|
|
101 |
General |
dağa çıkma |
mountain climbing n.
|
|
102 |
General |
sahneye çıkma korkusu |
stage fright n.
|
|
103 |
General |
pazara çıkma |
shopping n.
|
|
104 |
General |
maksimuma çıkma |
maximizing n.
|
|
105 |
General |
görgü kurallarının dışına çıkma |
violation of etiquette n.
|
|
106 |
General |
çıkma durumu |
ablative n.
|
|
107 |
General |
yerinden çıkma |
dislodgement n.
|
|
108 |
General |
karşı çıkma |
challenge n.
|
|
109 |
General |
devreden çıkma |
cut-out n.
|
|
110 |
General |
tekrar meydana çıkma |
re-emergence n.
|
|
111 |
General |
karşı çıkma |
defiance n.
|
|
112 |
General |
toplu yola çıkma |
exodus n.
|
|
113 |
General |
çıkma odalı |
jutty n.
|
|
114 |
General |
karşı çıkma |
protestation n.
|
|
115 |
General |
karşı çıkma |
protest n.
|
|
116 |
General |
derece derece çıkma |
gradation n.
|
|
117 |
General |
iki katına çıkma |
reduplication n.
|
|
118 |
General |
iki misline çıkma |
reduplication n.
|
|
119 |
General |
stresle başa çıkma |
overcoming the stress n.
|
|
120 |
General |
çıkma teklifi |
dating proposal n.
|
|
121 |
General |
çıkma teklifi |
date proposal n.
|
|
122 |
General |
çıkma teklifi |
dating offer n.
|
|
123 |
General |
başa çıkma becerisi |
coping skill n.
|
|
124 |
General |
dikeysellikten çıkma |
deverticalization n.
|
|
125 |
General |
dikeysellikten çıkma |
deverticalisation n.
|
|
126 |
General |
(at vb) hızla çıkma |
bolting n.
|
|
127 |
General |
üç misline çıkma |
tripling n.
|
|
128 |
General |
tahta çıkma |
accession to the throne n.
|
|
129 |
General |
devreden çıkma |
cutout n.
|
|
130 |
General |
tekrar meydana çıkma |
reemergence n.
|
|
131 |
General |
maksimuma çıkma |
maximising n.
|
|
132 |
General |
piyasaya sürülme/çıkma tarihi |
street date n.
|
|
133 |
General |
toplum önüne çıkma |
public appearance n.
|
|
134 |
General |
kamuoyunun karşısına çıkma |
public appearance n.
|
|
135 |
General |
halkın önüne çıkma |
public appearance n.
|
|
136 |
General |
değişimle başa çıkma |
resilience n.
|
|
137 |
General |
tahta çıkma |
accedence n.
|
|
138 |
General |
arka çıkma |
adjument n.
|
|
139 |
General |
temize çıkma |
acquitment n.
|
|
140 |
General |
çileden çıkma |
aggravation n.
|
|
141 |
General |
doğada amaçsızca yürüyüşe çıkma arzusu |
wanderlust n.
|
|
142 |
General |
karşı çıkma |
pushback n.
|
|
143 |
General |
yeniden çıkma |
reemergence n.
|
|
144 |
General |
yeniden yüzeye çıkma |
reemergence n.
|
|
145 |
General |
yeniden çıkma |
re-emergence n.
|
|
146 |
General |
yeniden yüzeye çıkma |
re-emergence n.
|
|
147 |
General |
yeniden çıkma |
re-escalation n.
|
|
148 |
General |
meydana çıkma |
naissance n.
|
|
149 |
General |
ortaya çıkma |
naissance n.
|
|
150 |
General |
adı çıkma |
notoriousness n.
|
|
151 |
General |
karşı çıkma |
reluctation [obsolete] n.
|
|
152 |
General |
karşı çıkma |
naysay n.
|
|
153 |
General |
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın emir ve önerilere karşı çıkma eğilimi |
negativity n.
|
|
154 |
General |
yoldan çıkma |
thwartness n.
|
|
155 |
General |
sokağa çıkma yasağı |
lockdown n.
|
|
156 |
General |
sokağa çıkma kısıtlaması |
lockdown n.
|
|
157 |
General |
rotadan çıkma |
turning n.
|
|
158 |
General |
yukarı çıkma |
ascension n.
|
|
159 |
General |
dışarı çıkma |
egression n.
|
|
160 |
General |
karşı gelme/çıkma |
kick n.
|
|
161 |
General |
seyahate çıkma |
journeying n.
|
|
162 |
General |
geziye çıkma |
journeying n.
|
|
163 |
General |
tahta çıkma töreni |
enthronement n.
|
|
164 |
General |
adı çıkma |
esclandre n.
|
|
165 |
General |
yukarıya çıkma |
uprise n.
|
|
166 |
General |
açığa çıkma |
manifestation n.
|
|
167 |
General |
meydana çıkma |
manifestation n.
|
|
168 |
General |
ortaya çıkma |
extance [obsolete] n.
|
|
169 |
General |
hapisten çıkma fırsatı |
vent n.
|
|
170 |
General |
böğürtlen toplamaya çıkma |
blackberrying n.
|
|
171 |
General |
eğlenceli gezintiye çıkma |
junketing n.
|
|
172 |
General |
(bir şeyden) çıkma |
jutting n.
|
|
173 |
General |
öne çıkma |
mark n.
|
|
174 |
General |
karşı çıkma |
repugnance n.
|
|
175 |
General |
karşı çıkma |
repugnancy n.
|
|
176 |
General |
karşı çıkma |
repugnance n.
|
|
177 |
General |
karşı çıkma |
repugnancy n.
|
|
178 |
General |
yeniden su yüzüne çıkma |
resurfacing n.
|
|
179 |
General |
yeniden meydana çıkma |
resurfacing n.
|
|
180 |
General |
kafa avına çıkma |
headhunt n.
|
|
181 |
General |
geçerli bir teoriye karşı çıkma |
heresy n.
|
|
182 |
General |
geçerli bir görüşe karşı çıkma |
heresy n.
|
|
183 |
General |
ortaya çıkma |
break n.
|
|
184 |
General |
(bir yerden) aceleyle çıkma |
breaking away n.
|
|
185 |
General |
zıvanadan çıkma |
breakup n.
|
|
186 |
General |
arazide uzun ve yorucu yürüyüşlere çıkma etkinliği |
hiking n.
|
|
187 |
General |
düze çıkma |
home stretch n.
|
|
188 |
General |
yersiz karşı çıkma |
mischallenge [obsolete] n.
|
|
189 |
General |
dinden çıkma |
renunciation n.
|
|
190 |
General |
kısa süreliğine ortaya çıkma |
gleam n.
|
|
191 |
General |
karşı çıkma |
objection n.
|
|
192 |
General |
karşı çıkma bildiren gerekçe |
objection n.
|
|
193 |
General |
karşı çıkma bildiren ifade |
objection n.
|
|
194 |
General |
yoldan çıkma |
debauchment [obsolete] n.
|
|
195 |
General |
yoldan çıkma |
degeneracy n.
|
|
196 |
General |
yerinden çıkma |
delapsion n.
|
|
197 |
General |
karşı çıkma |
demur n.
|
|
198 |
General |
standardın dışına çıkma |
dereliction n.
|
|
199 |
General |
geleneklere karşı çıkma |
iconoclasticism n.
|
|
200 |
General |
dini sembollere karşı çıkma |
iconoclasticism n.
|
|
201 |
General |
sahip çıkma |
overhold n.
|
|
202 |
General |
meydana çıkma |
rise n.
|
|
203 |
General |
bir sorunla başa çıkma yeteneği |
imagination n.
|
|
204 |
General |
karşısına çıkma |
confront [obsolete] n.
|
|
205 |
General |
temize çıkma |
disculpation n.
|
|
206 |
General |
hayal aleminden çıkma |
disillusionment n.
|
|
207 |
General |
yerinden çıkma |
dislodgment n.
|
|
208 |
General |
ortaya çıkma |
incidence n.
|
|
209 |
General |
faytonla gezintiye çıkma |
coaching n.
|
|
210 |
General |
toplum içine çıkma |
coming-out n.
|
|
211 |
General |
değişikliğe karşı çıkma |
do-nothingism n.
|
|
212 |
General |
(fikir, tutum) yavaş ve azar azar ortaya çıkma |
drizzle n.
|
|
213 |
General |
yumurtadan çıkma |
cletch n.
|
|
214 |
General |
siyasi veya dini meselelerde toplumun sergilediği en iyileri muhafaza edip köklü değişikliklere karşı çıkma yönelimi |
conservativism n.
|
|
215 |
General |
sokağa çıkma yasağının başladığı saat |
curfew n.
|
|
216 |
General |
dışarı çıkma |
issuance n.
|
|
217 |
General |
ortaya çıkma |
issuance n.
|
|
218 |
General |
zor durumlarla başa çıkma becerisi |
resourcefulness n.
|
|
219 |
General |
(belirsiz bir şey) gün ışığına çıkma |
daylight n.
|
|
220 |
General |
dışarı çıkma |
outgate n.
|
|
221 |
General |
dışarı çıkma |
outgo n.
|
|
222 |
General |
halkın huzuruna çıkma |
outing n.
|
|
223 |
General |
birden ortaya çıkma |
outleap n.
|
|
224 |
General |
birden önüne çıkma |
outrush n.
|
|
225 |
General |
yolculuğa çıkma |
outsetting n.
|
|
226 |
General |
(scientology tarikatında) engram etkisinden çıkma seviyesine ulaşmamış kimse |
preclear n.
|
|
227 |
General |
karaya çıkma izni |
shore leave n.
|
|
228 |
General |
alışılmışın dışına çıkma |
freshness n.
|
|
229 |
General |
sorun çıkma ihtimali yüksek nokta |
pressure point n.
|
|
230 |
General |
kontrolden çıkma |
slip n.
|
|
231 |
General |
normalin dışına çıkma |
solecism n.
|
|
232 |
General |
gün yüzüne çıkma |
sunshine n.
|
|
233 |
General |
yüzeye çıkma |
surfacing n.
|
|
234 |
General |
aniden ortaya çıkma |
survenue n.
|
|
235 |
General |
huzura çıkma |
appearance n.
|
|
236 |
General |
çıkma teklifi etmek |
ask for a date v.
|
|
237 |
General |
çıkma teklif etmek |
ask someone out v.
|
|
238 |
General |
çıkma teklifi etmek |
ask someone out v.
|
|
239 |
General |
çıkma parça takmak |
cannibalize v.
|
|
240 |
General |
çıkma parça takmak |
cannibalise v.
|
|
241 |
General |
sokağa çıkma yasağı koymak |
curfew v.
|
|
242 |
General |
çıkma teklif etmek |
invite out v.
|
|
243 |
General |
cennetten çıkma |
heaven-sent adj.
|
|
244 |
General |
cehennemden çıkma |
hell-born adj.
|
|
245 |
General |
sütten çıkma ak kaşık |
blameless adj.
|
|
246 |
General |
çıkma noktasındaki |
through adj.
|
|
247 |
General |
yaydan çıkma pozisyonunda |
home adv.
|
|
248 |
General |
-den çıkma |
out of prep.
|
|
249 |
General |
ortaya çıkma anlamına gelen son ek |
-phany suf.
|
|
Phrasals |
|
250 |
Phrasals |
çıkma teklifinde bulunmak |
ask out v.
|
|
251 |
Phrasals |
çıkma teklif etmek |
ask out v.
|
|
252 |
Phrasals |
(birine) çıkma teklif etmek |
ask (one) out v.
|
|
253 |
Phrasals |
(birine) çıkma teklif etmek |
invite (one) out v.
|
|
Phrases |
|
254 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
ally alley ocean free expr.
|
|
255 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
ollie ollie umphrey expr.
|
|
256 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
ally ally in free expr.
|
|
257 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
olly olly oxen free expr.
|
|
258 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
all the outs in free calling all the outs in free expr.
|
|
259 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
olly-olly-ee expr.
|
|
260 |
Phrases |
elma dersem çık armut dersem çıkma |
all ye all ye outs in free expr.
|
|
Proverb |
|
261 |
Proverb |
çizmeden yukarı çıkma |
let the cobbler stick to his last
|
|
262 |
Proverb |
çizmeden yukarı çıkma |
the cobbler should stick to his last
|
|
Colloquial |
|
263 |
Colloquial |
üst lige çıkma fırsatı |
call-up n.
|
|
264 |
Colloquial |
koltuk çıkma |
a leg up n.
|
|
265 |
Colloquial |
seyahate çıkma |
going away n.
|
|
266 |
Colloquial |
çileden çıkma |
a hissy n.
|
|
267 |
Colloquial |
kazayla açığa çıkma |
blowout n.
|
|
268 |
Colloquial |
kontrolsüz açığa çıkma |
blowout n.
|
|
269 |
Colloquial |
ıskartaya çıkma |
knacker's yard n.
|
|
270 |
Colloquial |
araba yarışında yakıt ikmali/tamir alanından çıkma |
pit out n.
|
|
271 |
Colloquial |
araba yarışında pitten/pit stoptan çıkma |
pit out n.
|
|
272 |
Colloquial |
kocaya verilen gece arkadaşlarıyla dışarıya çıkma izni |
hall pass n.
|
|
273 |
Colloquial |
üst lige çıkma fırsatı |
call-up n.
|
|
274 |
Colloquial |
bir yüzüp çıkma |
dip n.
|
|
275 |
Colloquial |
çıkma teklif etmek |
ask for a date v.
|
|
276 |
Colloquial |
çıkma teklifinde bulunmak |
ask for a date v.
|
|
277 |
Colloquial |
çıkma teklif etmek |
ask someone on a date v.
|
|
278 |
Colloquial |
çıkma teklifinde bulunmak |
make a date v.
|
|
279 |
Colloquial |
çıkma teklif etmek |
make a date v.
|
|
280 |
Colloquial |
elma dersem çık, armut dersem çıkma |
come out come out wherever you are expr.
|
|
281 |
Colloquial |
çekinme, tereddüt veya hafif karşı çıkma belirten ifade |
erm [uk] expr.
|
|
282 |
Colloquial |
yola koyulma/çıkma vakti |
(it's) time to hit the road expr.
|
|
283 |
Colloquial |
yola koyulma/çıkma vakti |
(it's) time to shove off expr.
|
|
Idioms |
|
284 |
Idioms |
gece dışarı çıkma |
a night out n.
|
|
285 |
Idioms |
hayal aleminden çıkma |
bite of the reality sandwich n.
|
|
286 |
Idioms |
kan çıkma |
blood on the carpet n.
|
|
287 |
Idioms |
çıngar çıkma |
blood on the carpet n.
|
|
288 |
Idioms |
kavga çıkma |
blood on the carpet n.
|
|
289 |
Idioms |
torbadan daha az değerli veya kusurlu bir şey çıkma |
cat in the sack n.
|
|
290 |
Idioms |
altından girip üstünden çıkma |
deep dive n.
|
|
291 |
Idioms |
dikkat çekmeden ortamdan çıkma |
exit stage left n.
|
|
292 |
Idioms |
çok görünüp hiç çıkma |
barmecide feast n.
|
|
293 |
Idioms |
(bir şey için) kredi (verme, alma, çıkma) |
credit (for something) n.
|
|
294 |
Idioms |
çileden çıkma |
a hissy fit n.
|
|
295 |
Idioms |
kapasitesinin üzerine çıkma |
a hundred and ten percent n.
|
|
296 |
Idioms |
sakin sakin başa çıkma |
the softly-softly approach n.
|
|
297 |
Idioms |
sabırlı ve dikkatli bir şekilde başa çıkma |
the softly-softly approach n.
|
|
298 |
Idioms |
sakin sakin başa çıkma |
a softly-softly approach n.
|
|
299 |
Idioms |
sabırlı ve dikkatli bir şekilde başa çıkma |
a softly-softly approach n.
|
|
300 |
Idioms |
sanatsal bir etki yaratmak için kasten geleneksel formların dışına çıkma |
artistic license n.
|
|
301 |
Idioms |
dikkat çekmeden ortamdan çıkma |
exit stage right n.
|
|
302 |
Idioms |
ders sırasında öğrencinin dışarıya çıkma izni |
hall pass n.
|
|
303 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık olmak |
be without rebuke v.
|
|
304 |
Idioms |
çıkma teklifini reddetmek |
give the mitten to v.
|
|
305 |
Idioms |
kontrolden çıkma noktasına gelmek |
reach fever pitch v.
|
|
306 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek |
butter wouldn't melt in somebody's mouth v.
|
|
307 |
Idioms |
(birinde) seyahate çıkma isteği uyandırmak |
give (one) itchy feet v.
|
|
308 |
Idioms |
başa çıkma |
handle on v.
|
|
309 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
pure as the driven snow adj.
|
|
310 |
Idioms |
kaleminden çıkma |
written by expr.
|
|
311 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
whiter than white expr.
|
|
312 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
as pure as the driven snow expr.
|
|
313 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık değil |
not sprout wings expr.
|
|
314 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
clean as a whistle expr.
|
|
315 |
Idioms |
tekrar sahaya çıkma |
back on the horse expr.
|
|
316 |
Idioms |
birden önüne çıkma |
bigger than life and twice as ugly expr.
|
|
317 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter won't melt (in one's mouth) expr.
|
|
318 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter wouldn't melt expr.
|
|
319 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr.
|
|
320 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek |
looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr.
|
|
321 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi olan |
butter wouldn't melt in one's mouth expr.
|
|
Formal |
|
322 |
Formal |
yeniden tahta çıkma |
reaccession n.
|
|
Speaking |
|
323 |
Speaking |
ali ayşe'ye çıkma teklif etti |
ali asked ayşe out expr.
|
|
324 |
Speaking |
bana çıkma mı teklif ediyorsunuz? |
are you asking me on a date? expr.
|
|
325 |
Speaking |
bana çıkma teklifi mi ediyorsun? |
are you asking me on a date? expr.
|
|
326 |
Speaking |
bana çıkma teklifi mi ediyorsunuz? |
are you asking me on a date? expr.
|
|
327 |
Speaking |
bana çıkma mı teklif ediyorsun? |
are you asking me on a date? expr.
|
|
328 |
Speaking |
çıplak ayakla balkona çıkma |
don't go out on the balcony in bare feet expr.
|
|
329 |
Speaking |
dışarı çıkma |
don't come out expr.
|
|
330 |
Speaking |
ne olursa olsun dışarı çıkma |
no matter what happens don't come out expr.
|
|
331 |
Speaking |
ona çıkma teklif ettim ve kabul etti |
I asked her out and she accepted expr.
|
|
332 |
Speaking |
ona çıkma teklif ettim o kabul etti |
I asked her out and she accepted expr.
|
|
333 |
Speaking |
neden bana hiç çıkma teklifi etmedin? |
why didn't you ever ask me out? expr.
|
|
334 |
Speaking |
ona çıkma teklif ettim beni reddetti |
I asked her out and she refused expr.
|
|
335 |
Speaking |
ona çıkma teklif ettim beni reddetti |
I asked her out and she rejected expr.
|
|
336 |
Speaking |
zıvanadan çıkma! |
don't go hog wild! expr.
|
|
337 |
Speaking |
yoluma çıkma |
don't get in my way expr.
|
|
338 |
Speaking |
yalınayak balkona çıkma/çıkmayın |
don't go out on the balcony in bare feet expr.
|
|
Trade/Economic |
|
339 |
Trade/Economic |
başa çıkma stratejileri |
coping strategies n.
|
|
340 |
Trade/Economic |
bir işçinin işe başlama ve işten çıkma zamanını kaydettiği form |
clock card n.
|
|
341 |
Trade/Economic |
haklı çıkma |
justification n.
|
|
342 |
Trade/Economic |
iki katına çıkma süresi |
doubling time n.
|
|
343 |
Trade/Economic |
inip çıkma |
fluctuation n.
|
|
344 |
Trade/Economic |
ortaya çıkma olasılığı bulunan durum |
contingency n.
|
|
345 |
Trade/Economic |
malın ilk kez piyasaya çıkma aşaması |
product launch n.
|
|
346 |
Trade/Economic |
veraset yoluyla tahta çıkma sırası |
line of succession n.
|
|
Law |
|
347 |
Law |
bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme |
call to the bar n.
|
|
348 |
Law |
cezaevinden çıkma |
discharging from prison n.
|
|
349 |
Law |
dinden çıkma |
abjuration of religion n.
|
|
350 |
Law |
dinden çıkma |
abjuration n.
|
|
351 |
Law |
duruşmaya çıkma listesi |
appearance docket n.
|
|
352 |
Law |
gece sokağa çıkma yasağı |
night curfew n.
|
|
353 |
Law |
gece sokağa çıkma yasağı |
night-time curfew n.
|
|
354 |
Law |
hakim huzuruna çıkma listesi |
appearance docket n.
|
|
355 |
Law |
hapishaneden çıkma |
gaol delivery n.
|
|
356 |
Law |
mahkeme kararına karşı çıkma |
abjudicating n.
|
|
357 |
Law |
mahkeme huzuruna çıkma taahhüdü |
undertaking to appear in court n.
|
|
358 |
Law |
mahkeme huzuruna çıkma taahhüdü |
undertaking to appear before court n.
|
|
359 |
Law |
temize çıkma |
quietus n.
|
|
360 |
Law |
vatandaşlıktan çıkma |
renouncement of nationality n.
|
|
361 |
Law |
belirli bir günde bir hakim huzuruna çıkma sözü |
vadimony n.
|
|
362 |
Law |
belirli bir günde bir hakım huzuruna çıkma taahhüdü |
vadimony n.
|
|
363 |
Law |
temize çıkma |
lustration n.
|
|
364 |
Law |
karşı çıkma |
denier [obsolete] n.
|
|
365 |
Law |
karşı çıkma |
impugnation n.
|
|
366 |
Law |
mahkemeye çıkma |
compearance [scotland] n.
|
|
367 |
Law |
hakim karşısına çıkma |
compearance [scotland] n.
|
|
368 |
Law |
mahkemeye çıkma fırsatı |
day in court n.
|
|
369 |
Law |
temize çıkma |
discharge n.
|
|
370 |
Law |
hükümdar ve maiyetinin huzuruna çıkma |
presentation n.
|
|
371 |
Law |
sahibi ölmüş olan mülke yasal varisinden önce girip kanunsuz olarak sahip çıkma |
rebatement v.
|
|
372 |
Law |
sokağa çıkma yasağını çiğnemek |
break the curfew v.
|
|
373 |
Law |
sokağa çıkma yasağını ihlal etmek |
break the curfew v.
|
|
374 |
Law |
sokağa çıkma yasağına karar vermek |
order a curfew v.
|
|
375 |
Law |
sokağa çıkma yasağını çiğnemek |
defy the curfew v.
|
|
376 |
Law |
sokağa çıkma yasağı ilan etmek |
declare a curfew v.
|
|
377 |
Law |
sokağa çıkma yasağını kaldırmak |
lift the curfew v.
|
|
378 |
Law |
sokağa çıkma yasağı uygulamak |
impose a curfew v.
|
|
379 |
Law |
sokağa çıkma yasağına hükmetmek |
order a curfew v.
|
|
380 |
Law |
sokağa çıkma yasağı kararı almak |
order a curfew v.
|
|
381 |
Law |
sokağa çıkma yasağını ihlal etmek |
defy the curfew v.
|
|
382 |
Law |
(roma hukukunda) hakim karşısına çıkma öncesine ait |
pre-judicial adj.
|
|
383 |
Law |
hakem kararına karşı çıkma |
impeachment of award expr.
|
|
Politics |
|
384 |
Politics |
karşı çıkma |
black-balling n.
|
|
385 |
Politics |
kiliseyi devletten ayırma görüşüne karşı çıkma |
antidisestablishmentarianism n.
|
|
386 |
Politics |
siyasetin dışına çıkma |
depoliticising n.
|
|
387 |
Politics |
siyasetin dışına çıkma |
depoliticizing n.
|
|
388 |
Politics |
vatandaşlıktan çıkma beyanı |
declaration of alienage n.
|
|
389 |
Politics |
veraset yoluyla tahta çıkma sırası |
line of succession n.
|
|
Insurance |
|
390 |
Insurance |
yangın, çarpışma, devrilme, raydan çıkma |
fire, collision, overturning and derailment n.
|
|
Media |
|
391 |
Media |
(ses veya görüntü) başka bir ses veya görüntü yok olurken ortaya çıkma |
cross-fade n.
|
|
Advertising |
|
392 |
Advertising |
siteden çıkma oranı |
bounce rate n.
|
|
Technical |
|
393 |
Technical |
yükseğe çıkma |
aerodynamic lift n.
|
|
394 |
Technical |
çıkma kemer |
sprung arch n.
|
|
395 |
Technical |
çıkma kaybı |
bridging loss n.
|
|
396 |
Technical |
çıkma iskele |
bracket scaffold n.
|
|
397 |
Technical |
çıkma hat |
drop line n.
|
|
398 |
Technical |
çıkma çatı |
cantilever roof n.
|
|
399 |
Technical |
çıkma döşeme |
cantilever floor n.
|
|
400 |
Technical |
çıkma algılayıcı |
cantilever sensor n.
|
|
401 |
Technical |
çıkma kiriş |
cantilever beam n.
|
|
402 |
Technical |
çıkma iklimlendirici |
console air conditioner n.
|
|
403 |
Technical |
çıkma yaprak |
cantilever slab n.
|
|
404 |
Technical |
çıkma döşeme |
cantilever slab n.
|
|
405 |
Technical |
çıkma iskele |
bracket staging n.
|
|
406 |
Technical |
çıkma yükü |
cantilever load n.
|
|
407 |
Technical |
devreden çıkma sıcaklığı |
switch off temperature n.
|
|
408 |
Technical |
devreden çıkma |
disengagement n.
|
|
409 |
Technical |
gemiden sahile çıkma |
debarkation n.
|
|
410 |
Technical |
karaya çıkma işlemi |
landing n.
|
|
411 |
Technical |
kaplanmamış monolitik çıkma |
uncoated monolithic cantilever n.
|
|
412 |
Technical |
kat çıkma |
adding stories n.
|
|
413 |
Technical |
kırma köşeli çıkma pencere |
cant-bay window n.
|
|
414 |
Technical |
meyil çıkma kapasitesi |
driving on slope n.
|
|
415 |
Technical |
meydana çıkma |
occurrence n.
|
|
416 |
Technical |
ortaya çıkma |
occurrence n.
|
|
417 |
Technical |
palet çivi ve agrafların çekme ve çıkma dayanımı |
withdrawal and head pull-through resistance of pallets nails and staples n.
|
|
418 |
Technical |
rotadan çıkma |
yaw n.
|
|
419 |
Technical |
raydan çıkma |
derailing n.
|
|
420 |
Technical |
vitesten çıkma |
disengagement n.
|
|
421 |
Technical |
yardım arka çıkma |
backing n.
|
|
422 |
Technical |
yukarı doğru çıkma eğilmesi |
upward cantilever deflection n.
|
|
423 |
Technical |
yerinden çıkma |
dislocation n.
|
|
424 |
Technical |
çıkma yapmak |
cantilever v.
|
|
425 |
Technical |
(boş kağıtları) kaymamaları için baskıdan çıkma sıralarıyla basılı kağıtlar arasına koymak |
sheet v.
|
|
Computer |
|
426 |
Computer |
çıkma simgesi |
annotation symbol n.
|
|
427 |
Computer |
çıkma telefon hattı |
tap n.
|
|
428 |
Computer |
çıkma hat |
drop line n.
|
|
429 |
Computer |
den çıkma |
abort n.
|
|
430 |
Computer |
bilgisayar sisteminin yürütme sırasındaki hatalarla başa çıkma yeteneğinin hesaplanması |
robustness n.
|
|
Informatics |
|
431 |
Informatics |
çıkma hat |
drop line n.
|
|
432 |
Informatics |
detaydan özete veya özetten detaya çıkma |
drill down-roll up n.
|
|
433 |
Informatics |
ortaya çıkma olasılığı |
probability of occurrence n.
|
|
Telecom |
|
434 |
Telecom |
çıkma hat kablosu |
drop cable n.
|
|
Architecture |
|
435 |
Architecture |
çıkma kule |
bartizan n.
|
|
436 |
Architecture |
çıkma kule |
match-tower n.
|
|
437 |
Architecture |
çıkma ahşap metris |
hoarding n.
|
|
438 |
Architecture |
çıkma kule |
turret n.
|
|
439 |
Architecture |
çıkma desteği |
console n.
|
|
440 |
Architecture |
çıkma senkendaz |
bretesse n.
|
|
441 |
Architecture |
kavisli çıkma pencere |
bow window n.
|
|
442 |
Architecture |
mimari bir süsleme olarak inşa edilen, yapından dışarıya doğru çıkma yapan küçük kemer dizisi |
machicolation n.
|
|
443 |
Architecture |
zemin katının üzerinde balkon şeklinde çıkma yapan ara kat |
mezzanine story n.
|
|
444 |
Architecture |
(mağribi mimarisinde) ikinci katta bulunup dışarıya doğru çıkma yapan ve çit örgü ile kapatılan pencere veya balkon |
moucharaby n.
|
|
445 |
Architecture |
(mağribi mimarisinde) ikinci katta bulunup dışarıya doğru çıkma yapan ve çit örgü ile kapatılan pencere veya balkon |
mouchrabieh n.
|
|
446 |
Architecture |
(mağribi mimarisinde) ikinci katta bulunup dışarıya doğru çıkma yapan ve çit örgü ile kapatılan pencere veya balkon |
meshrabiyeh n.
|
|
447 |
Architecture |
(mağribi mimarisinde) ikinci katta bulunup dışarıya doğru çıkma yapan ve çit örgü ile kapatılan pencere veya balkon |
mushrebiyeh n.
|
|
448 |
Architecture |
tekrar piyasaya çıkma |
revival n.
|
|
Construction |
|
449 |
Construction |
çıkma çatı |
cantilever roof n.
|
|
450 |
Construction |
çıkma pencere |
bay window n.
|
|
451 |
Construction |
çıkma sekisi |
window-stool n.
|
|
452 |
Construction |
çıkma boyu |
overhanging length n.
|
|
453 |
Construction |
çıkma kiriş |
dragon beam n.
|
|
454 |
Construction |
çıkma korniş |
corbel table n.
|
|
455 |
Construction |
çıkma desteği |
corbel n.
|
|
456 |
Construction |
çıkma sekisi |
window stool n.
|
|
457 |
Construction |
dülger çıkma iskelesi |
carpenter's bracket scaffold n.
|
|
458 |
Construction |
içe asılı çıkma iskele |
interior hung scaffold n.
|
|
459 |
Construction |
kat çıkma |
adding stories n.
|
|
460 |
Construction |
çıkma kule |
echauguette n.
|
|
461 |
Construction |
öne çıkma |
avant–corps n.
|
|
462 |
Construction |
çıkma destekleri üzerine inşa edilen beşik kemer |
bell arch n.
|
|
463 |
Construction |
ek çıkma |
superstruction n.
|
|
Woodworking |
|
464 |
Woodworking |
ahşap bağlayıcının geri çıkma kapasitesi |
withdrawal capacity of timber fastener n.
|
|
Automotive |
|
465 |
Automotive |
çıkma lastik |
used/second-hand tire n.
|
|
466 |
Automotive |
dalıp çıkma |
porpoising n.
|
|
467 |
Automotive |
gönüllü işten çıkma |
voluntary employee withdrawal n.
|
|
Traffic |
|
468 |
Traffic |
yoldan çıkma |
run-off-road adj.
|
|
Railway |
|
469 |
Railway |
çıkma kiriş |
cantilever beam n.
|
|
470 |
Railway |
çıkma kiriş |
overhanging girder n.
|
|
471 |
Railway |
çıkma kiriş |
overhanging beam n.
|
|
472 |
Railway |
çıkma kiriş |
cantilever girder n.
|
|
Aeronautic |
|
473 |
Aeronautic |
kaplamalı alanların dışına çıkma riski |
run-off risk n.
|
|
Marine |
|
474 |
Marine |
dalıp-çıkma |
heave n.
|
|
475 |
Marine |
karaya çıkma rıhtımı |
quay of landing n.
|
|
476 |
Marine |
limandan çıkma |
unmooring n.
|
|
477 |
Marine |
yer altından çıkma |
resurgence n.
|
|
478 |
Marine |
yüzer karaya çıkma iskelesi |
floating landing stage n.
|
|
479 |
Marine |
takma motorla çalışan ve özellikle donanma tarafından karaya çıkma operasyonlarında araçların nakledilmesi, karaya yanaşma gibi işlemlerde kullanılan ponton grubu |
rhino n.
|
|
Medical |
|
480 |
Medical |
idrara çıkma ihtiyacı |
need to urinate n.
|
|
481 |
Medical |
sık idrara çıkma |
thamuria n.
|
|
482 |
Medical |
tuvalete çıkma sıklığı |
urinary frequency n.
|
|
483 |
Medical |
yürüme mesafesi ve merdiven çıkma hızı |
walking distance and stair climbing speed n.
|
|
484 |
Medical |
yükseğe çıkma |
climbing to a height n.
|
|
485 |
Medical |
sık idrara çıkma |
polyuria n.
|
|
486 |
Medical |
çok idrara çıkma |
polyuria n.
|
|
487 |
Medical |
depresyondan çıkma |
revival n.
|
|
Psychology |
|
488 |
Psychology |
akşam yemeğine çıkma korkusu |
deipnophobia n.
|
|
489 |
Psychology |
başa çıkma teknikleri |
coping techniques n.
|
|
490 |
Psychology |
başa çıkma ve kurtulma |
cope and recover n.
|
|
491 |
Psychology |
başa çıkma potansiyeli |
coping potential n.
|
|
492 |
Psychology |
dışarı çıkma korkusu |
fear of going out n.
|
|
493 |
Psychology |
duygu odaklı başa çıkma |
emotion-focused coping n.
|
|
494 |
Psychology |
problem odaklı başa çıkma |
problem-focused coping n.
|
|
Mental Health |
|
495 |
Mental Health |
raydan çıkma hastalığı |
derailment n.
|
|
Pathology |
|
496 |
Pathology |
bilhassa yaşlı erkeklerde görülen geceleri çok sık idrara çıkma bozukluğu |
nycturia n.
|
|
497 |
Pathology |
mesane hissedilemediği için idrara çıkma isteğinin oluşamaması |
flaccid bladder n.
|
|
Math |
|
498 |
Math |
çıkma yasası |
law of exportation n.
|
|
Statistics |
|
499 |
Statistics |
bir sözcüğün bir metinde çıkma/görünme sıklığı |
burstiness n.
|
|
Chemistry |
|
500 |
Chemistry |
açığa çıkma |
nascency n.
|
|