İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | slap i. | tokat | ||
What a slap in the face of the European Union! Avrupa Birliği'nin yüzüne inen bir tokat! More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | slap f. | tokatlamak | ||
Would you like to get slapped? Tokatlanmak ister misin? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | slap i. | şamar | ||
That kid got a slap from his mother for being rude. O velet kabalık ettiği için annesinden bir şamar yedi. More Sentences |
||||
Genel | slap i. | tokat | ||
I experience this as a slap in the face of the Commission and Parliament. Bunu Komisyon ve Parlamento'nun suratına atılmış bir tokat olarak görüyorum. More Sentences |
||||
Genel | slap f. | vurmak | ||
Tom slapped the ball out of Mary's hand. Tom Mary'nin elindeki topa vurdu. More Sentences |
||||
Genel | slap f. | tokat atmak | ||
Esmaeel called me and slapped me again twice, like this. Esmaeel beni aradı ve iki kere daha tokat attı, bu şekilde. More Sentences |
||||
Genel | slap i. | sille | ||
Genel | slap i. | hakaret | ||
Genel | slap i. | şaplak | ||
Genel | slap i. | şaklayan ses | ||
Genel | slap i. | şrak sesi | ||
Genel | slap i. | düzeneğin aksamları arasındaki oynama payı veya boşluktan kaynaklı ses | ||
Genel | slap i. | ani felaket | ||
Genel | slap i. | darbe | ||
Genel | slap i. | hızlı deneme | ||
Genel | slap i. | girişim | ||
Genel | slap f. | aşk etmek | ||
Genel | slap f. | sille atmak | ||
Genel | slap f. | şaplak atmak | ||
Genel | slap f. | el ile vurmak | ||
Genel | slap f. | yüzüne vurmak | ||
Genel | slap f. | azarlamak | ||
Genel | slap f. | şaplak vurmak | ||
Genel | slap f. | çatmak | ||
Genel | slap f. | şamarlamak | ||
Genel | slap f. | koyuvermek (gelişigüzel) | ||
Genel | slap f. | çıkışmak | ||
Genel | slap f. | çarpmak | ||
Genel | slap f. | şamar atmak | ||
Genel | slap f. | tokat vurmak | ||
Genel | slap f. | şaplaklamak | ||
Genel | slap f. | (tetiği) şrak diye çekmek | ||
Genel | slap f. | öylece yerleştirivermek | ||
Genel | slap f. | kınamak | ||
Genel | slap f. | paylamak | ||
Genel | slap f. | şrak sesi çıkarmak | ||
Genel | slap f. | şaklamak | ||
Genel | slap f. | tokat sesi çıkarmak | ||
Genel | slap zf. | pattadak | ||
Genel | slap zf. | birdenbire | ||
Genel | slap zf. | aniden | ||
Genel | slap zf. | pat diye | ||
Genel | slap zf. | ansızın | ||
Genel | slap zf. | hızla | ||
Genel | slap zf. | birden | ||
Genel | slap zf. | büsbütün | ||
Genel | slap zf. | tamamen | ||
Genel | slap zf. | adamakıllı | ||
Genel | slap zf. | tümüyle | ||
Genel | slap zf. | kesinlikle | ||
Genel | slap zf. | mutlak suretle | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | slap f. | yasal yollarla cezalandırmak | ||
Konuşma Dili | slap f. | müthiş olmak | ||
Konuşma Dili | slap f. | harika olmak | ||
Konuşma Dili | slap f. | çok iyi olmak | ||
Konuşma Dili | slap f. | efsane olmak | ||
Law | ||||
Hukuk | slap f. | hakkında yasal işlem başlatmak | ||
Hukuk | slap f. | tebliğ etmek | ||
Music | ||||
Müzik | slap i. | (tap dansında) ayağı arkaya doğru vurma | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | slap | makyaj |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | şlap | squelch i. |