Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yönetmek
"yönetmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yönetmek
conduct
f.
2
Yaygın Kullanım
yönetmek
administer
f.
3
Yaygın Kullanım
yönetmek
manage
f.
4
Yaygın Kullanım
yönetmek
direct
f.
General
5
Genel
yönetmek
mastermind
f.
6
Genel
yönetmek
direct
f.
7
Genel
yönetmek
boss
f.
8
Genel
yönetmek
administrate
f.
9
Genel
yönetmek
captain
f.
10
Genel
yönetmek
run
f.
11
Genel
yönetmek
oversee
f.
12
Genel
yönetmek
lead
f.
13
Genel
yönetmek
superintend
f.
14
Genel
yönetmek
steer
f.
15
Genel
yönetmek
supervise
f.
16
Genel
yönetmek
operate
f.
17
Genel
yönetmek
police
f.
18
Genel
yönetmek
run the show
f.
19
Genel
yönetmek
dispensate
f.
20
Genel
yönetmek
guide
f.
21
Genel
yönetmek
command
f.
22
Genel
yönetmek
edit
f.
23
Genel
yönetmek
chair
f.
24
Genel
yönetmek
head
f.
25
Genel
yönetmek
govern
f.
26
Genel
yönetmek
administer
f.
27
Genel
yönetmek
preside
f.
28
Genel
yönetmek
rule
f.
29
Genel
yönetmek
manage business
f.
30
Genel
yönetmek
steward
f.
31
Genel
yönetmek
imperate
f.
32
Genel
yönetmek
administrate
f.
33
Genel
yönetmek
airt
f.
34
Genel
yönetmek
regle [obsolete]
f.
35
Genel
yönetmek
reigle [obsolete]
f.
36
Genel
yönetmek
turn [obsolete]
f.
37
Genel
yönetmek
man [dialect]
f.
38
Genel
yönetmek
maneuver
f.
39
Genel
yönetmek
hand out
f.
40
Genel
yönetmek
measure
f.
41
Genel
yönetmek
helm
f.
42
Genel
yönetmek
honcho
f.
43
Genel
yönetmek
monitor
f.
44
Genel
yönetmek
reule [obsolete]
f.
45
Genel
yönetmek
demean [obsolete]
f.
46
Genel
yönetmek
deport
f.
47
Genel
yönetmek
gubernate
f.
48
Genel
yönetmek
gye
f.
49
Genel
yönetmek
oversway
f.
50
Genel
yönetmek
dispense
f.
51
Genel
yönetmek
come
f.
52
Genel
yönetmek
dominate
f.
53
Genel
yönetmek
finagle
f.
54
Genel
yönetmek
ordain
f.
55
Genel
yönetmek
seniorize
f.
56
Genel
yönetmek
seniorise
f.
57
Genel
yönetmek
sue [obsolete]
f.
58
Genel
yönetmek
opr (operate; operator)
kısalt.
Phrasals
59
Öbek Fiiller
yönetmek
work with
f.
60
Öbek Fiiller
yönetmek
measure out
f.
Trade/Economic
61
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
control
f.
62
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
preside
f.
63
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
rule
f.
64
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
manage
f.
65
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
run
f.
66
Ticaret/Ekonomi
yönetmek
administer
f.
Law
67
Hukuk
yönetmek
rule
f.
68
Hukuk
yönetmek
conduct
f.
Politics
69
Siyasal
yönetmek
govern
f.
70
Siyasal
yönetmek
head
f.
71
Siyasal
yönetmek
oversee
f.
Technical
72
Teknik
yönetmek
manage
f.
73
Teknik
yönetmek
rule
f.
74
Teknik
yönetmek
govern
f.
Computer
75
Bilgisayar
yönetmek
administer
f.
Textile
76
Tekstil
yönetmek
handle
f.
Linguistics
77
Dilbilim
yönetmek
handled
f.
Archaic
78
Eski Kullanım
yönetmek
moderate
f.
79
Eski Kullanım
yönetmek
policy
f.
80
Eski Kullanım
yönetmek
solicit
f.
Slang
81
Argo
yönetmek
dom
f.
"yönetmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
gözetip denetleyerek yönetmek
supervise
f.
General
2
Genel
bir işi yönetmek
run a business
i.
3
Genel
uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları
container-handling equipment
i.
4
Genel
kötü yönetmek
mismanage
f.
5
Genel
kötü yönetmek
misrule
f.
6
Genel
hasta yatağından ülkeyi yönetmek
rule a country while lying sick in bed
f.
7
Genel
bir şirket yönetmek
run a company
f.
8
Genel
aşai rabbani ayinini yönetmek
celebrate
f.
9
Genel
kötü yönetmek
mishandle
f.
10
Genel
yönetmek (ayin)
celebrate
f.
11
Genel
kötü yönetmek
misgovern
f.
12
Genel
hile ile yönetmek
rig
f.
13
Genel
ayin yönetmek (din görevlisi)
officiate
f.
14
Genel
bilinç altındaki güdüleri yönetmek
sublime
f.
15
Genel
baskıyla yönetmek
tyrannise
f.
16
Genel
despotça yönetmek
tyrannise
f.
17
Genel
şirketi yönetmek
head the company
f.
18
Genel
davayı yönetmek
conduct a case
f.
19
Genel
liman yönetmek
manage a harbour
f.
20
Genel
fon yönetmek
administer fund
f.
21
Genel
fon yönetmek
manage fund
f.
22
Genel
perde arkasından yönetmek
pull the wires
f.
23
Genel
maç yönetmek
refree a match
f.
24
Genel
maç yönetmek
conduct a match
f.
25
Genel
oturumu yönetmek
preside over the session
f.
26
Genel
oturumu yönetmek
manage the session
f.
27
Genel
iyi yönetmek
manage well
f.
28
Genel
katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand
f.
29
Genel
toplantı yönetmek
chair a meeting
f.
30
Genel
katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron fist
f.
31
Genel
katı bir şekilde yönetmek
rule with a rod of iron
f.
32
Genel
toplantı yönetmek
preside over a meeting
f.
33
Genel
toplantı yönetmek
conduct a meeting
f.
34
Genel
ustalıkla yönetmek
manipulate
f.
35
Genel
dümenle yönetmek
steer
f.
36
Genel
zalimce yönetmek
grind down
f.
37
Genel
zalimce yönetmek
tyrannize
f.
38
Genel
zalimce yönetmek
tyrannise
f.
39
Genel
parayı yönetmek
manage money
f.
40
Genel
ülke yönetmek
govern a country
f.
41
Genel
ülke yönetmek
rule a country
f.
42
Genel
toplumu yönetmek
govern the society
f.
43
Genel
ülkeyi idare etmek/yönetmek
govern the country
f.
44
Genel
ülkeyi idare etmek/yönetmek
run the country
f.
45
Genel
ülkeyi idare etmek/yönetmek
rule the country
f.
46
Genel
baskıyla yönetmek
tyrannize
f.
47
Genel
despotça yönetmek
tyrannize
f.
48
Genel
dünyayı yönetmek/idare etmek
run the world
f.
49
Genel
bir bölüm yönetmek
run a department
f.
50
Genel
filmi yönetmek
direct the picture
f.
51
Genel
(birkaç rahibin) kilise ayinini birlikte yönetmek
concelebrate
f.
52
Genel
(mirası) yönetmek
administer
f.
53
Genel
yeniden yönetmek
reconduct
f.
54
Genel
okul yönetmek
keep school
f.
55
Genel
tam yetkiyle yönetmek
wield the scepter
f.
56
Genel
birlikte yönetmek
colead
f.
57
Genel
kraliçe olarak yönetmek
queen
f.
58
Genel
birim halde yönetmek
unitize
f.
59
Genel
etkili biçimde yönetmek
jockey
f.
60
Genel
yetenekli bir şekilde yönetmek
engineer
f.
61
Genel
(aynı anda birden çok işi, sorumluluğu) yönetmek
juggle
f.
62
Genel
kötü yönetmek
malappropriate
f.
63
Genel
ustalıkla yönetmek
manage
f.
64
Genel
(profesyonel kariyeri) yönetmek
manage
f.
65
Genel
ustalıkla ve planlı bir şekilde yönetmek
manoeuver
f.
66
Genel
kötü yönetmek
blunder
f.
67
Genel
kötü yönetmek
blunk [dialect] [scotland]
f.
68
Genel
yönetmek için belirli bir şekilde davranmak
handle
f.
69
Genel
bir şeyi yönetmek
wrangle
f.
70
Genel
kötü yönetmek
misdight
f.
71
Genel
hükümdar olarak yönetmek
monarchize
f.
72
Genel
hükümdar olarak yönetmek
monarchise
f.
73
Genel
(at) hayvan yönetmek
ride herd
f.
74
Genel
(bölüm, grup, kurum) yönetmek
officer
f.
75
Genel
gereğinden fazla yönetmek
overgovern
f.
76
Genel
baskıcı bir şekilde yönetmek
overlord
f.
77
Genel
aşırı derecede yönetmek
overmanage
f.
78
Genel
(uçağın) lövyesini yönetmek
cond
f.
79
Genel
(uçağın) lövyesini yönetmek
cund
f.
80
Genel
yardımsız yönetmek
fend
f.
81
Genel
ortak yönetmek
codirect
f.
82
Genel
(kuruluşu) birlikte yönetmek
cohead
f.
83
Genel
gizlilikle yönetmek
convey [obsolete]
f.
84
Genel
zaman sınırı belirleyerek yönetmek
deadline
f.
85
Genel
sertçe yönetmek
fight
f.
86
Genel
koro yönetmek
precent
f.
87
Genel
(kadın) erkeği ele geçirmek, yönetmek veya yok etmek
sphinx
f.
88
Genel
çok sayıda büyükbaş yönetmek
surcharge [uk]
f.
Phrasals
89
Öbek Fiiller
belli bir tutumla yönetmek/idare etmek
lead by
f.
90
Öbek Fiiller
(birini/bir grubu) belli bir tutumla yönetmek/idare etmek
lead by
f.
91
Öbek Fiiller
ile yönetmek
govern by means of
f.
92
Öbek Fiiller
ile yönetmek
act through
f.
93
Öbek Fiiller
yoluyla yönetmek
act through
f.
94
Öbek Fiiller
yoluyla yönetmek
govern by means of
f.
95
Öbek Fiiller
(bir yerden) yönetmek
base in
f.
96
Öbek Fiiller
(bir yerden) yönetmek
base in
f.
97
Öbek Fiiller
istediği gibi yönlendirmek/yönetmek
pull along
f.
98
Öbek Fiiller
titizlikle yönetmek/idare etmek
stand over
f.
99
Öbek Fiiller
durumu iyi yönetmek
brave out
f.
100
Öbek Fiiller
(bir şeyi) yürütmek/yönetmek
preside at (something)
f.
Colloquial
101
Konuşma Dili
ev yönetmek
keep house
f.
102
Konuşma Dili
yan şirketlerden birini yönetmek
run one of the subsidiaries
f.
103
Konuşma Dili
(kendini) yönetmek
handle (oneself)
f.
Idioms
104
Deyim
demir yumrukla yönetmek
rule with an iron fist
f.
105
Deyim
düzenli ve disiplinli yönetmek
run a taut ship
f.
106
Deyim
demir yumrukla yönetmek
use a firm hand
f.
107
Deyim
düzenli ve disiplinli yönetmek
run a tight ship
f.
108
Deyim
demir yumrukla yönetmek
exercise a firm hand
f.
109
Deyim
katı bir biçimde yönetmek
rule somebody with a rod of iron
f.
110
Deyim
katı bir biçimde yönetmek
rule somebody with an iron fist/hand
f.
111
Deyim
kadife eldivenle yönetmek
rule with a velvet glove
f.
112
Deyim
sıkı yönetmek
run a tight ship
f.
113
Deyim
sıkı yönetmek
run a taut ship
f.
114
Deyim
yumuşak ve nazik bir şekilde yönetmek
rule with a velvet glove
f.
115
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) turned around (one's) (little) finger
f.
116
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) twisted around (one's) (little) finger
f.
117
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wound around (one's) (little) finger
f.
118
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wrapped around (one's) (little) finger
f.
119
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
turn (someone) around (one's) (little) finger
f.
120
Deyim
birini istediği gibi yönetmek
have/keep somebody on a string
f.
121
Deyim
kafasına göre davranmak/yönetmek
run (one's) own show
f.
122
Deyim
(bir şeyi kendisi) yönetmek/idare etmek
take (something) into (one's) own hands
f.
123
Deyim
katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron rod
f.
124
Deyim
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron rod
f.
125
Deyim
zorbalıkla yönetmek
rule with an iron rod
f.
126
Deyim
otoriter bir şekilde yönetmek
rule with an iron rod
f.
127
Deyim
katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand
f.
128
Deyim
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand
f.
129
Deyim
zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand
f.
130
Deyim
otoriter bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand
f.
131
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) turned round (one's) (little) finger
f.
132
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) twisted round (one's) (little) finger
f.
133
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wound round (one's) (little) finger
f.
134
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
have (someone) wrapped round (one's) (little) finger
f.
135
Deyim
katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove)
f.
136
Deyim
katı bir biçimde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove)
f.
137
Deyim
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove)
f.
138
Deyim
zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove)
f.
139
Deyim
otoriter bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove)
f.
140
Deyim
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek
keep (someone or something) under (one's) control
f.
141
Deyim
(birini) yönetmek/kontrol etmek
lead (one) (around) by the nose
f.
142
Deyim
birini/bir şeyi katı bir şekilde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron
f.
143
Deyim
birini/bir şeyi sert bir şekilde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron
f.
144
Deyim
birini/bir şeyi sıkı biçimde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron
f.
145
Deyim
kendisi yönetmek/idare etmek
take into one's own hands
f.
146
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
turn (someone) round (one's) (little) finger
f.
147
Deyim
(birini) istediği gibi yönetmek
wrap (someone) round (one's) (little) finger
f.
Trade/Economic
148
Ticaret/Ekonomi
diğer bankaların sahip olduğu düşük gelir getiren varlıkları elinde tutmak ve yönetmek için kurulmuş finansal kuruluş
toxic bank
i.
149
Ticaret/Ekonomi
diğer bankaların sahip olduğu düşük gelir getiren varlıkları elinde tutmak ve yönetmek için kurulmuş finansal kuruluş
bad bank
i.
150
Ticaret/Ekonomi
bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek
mastermind
f.
151
Ticaret/Ekonomi
haberleşmeyi yönetmek
conduct the correspondence
f.
152
Ticaret/Ekonomi
kötü yönetmek
maladminister
f.
153
Ticaret/Ekonomi
kötü yönetmek
manage poorly
f.
Law
154
Hukuk
hakim gibi yönetmek
judgement
f.
155
Hukuk
hakim gibi yönetmek
judgment
f.
Institutes
156
Kurum/Kuruluş
ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul
nature conservancy council
i.
157
Kurum/Kuruluş
bölgelerindeki gümrük vergilerini ve ekonomik politikaları yönetmek için alman devletleri arasında kurulmuş bir koalisyon
zollverein
i.
158
Kurum/Kuruluş
bölgelerindeki gümrük vergilerini ve ekonomik politikaları yönetmek için alman devletleri arasında kurulmuş bir koalisyon
german customs union
i.
Industry
159
Sanayi
ortaklaşa yönetmek
co-manage
f.
Technical
160
Teknik
bisiklet motosiklet vb ini yönetmek için kullanılan ve ön tekere kumanda eden kısım
handle bar
i.
161
Teknik
uluslararası standartlar örgütü konteynırlarını teslim almak, yönetmek ve sevk etmek için gereken gereç taşıma ekipmanı parçaları
che (container-handling equipment)
i.
162
Teknik
bir gemiyi yönetmek
con
f.
Computer
163
Bilgisayar
paylaştırılan klasörleri yönetmek için komutlar
commands for administering shared folders
i.
164
Bilgisayar
internet sitesi oluşturmak ve yönetmek için kullanılan, açık kaynaklı popüler bir içerik yönetim sistemi
mambo
i.
165
Bilgisayar
eşzamanlı işlemleri yönetmek için geliştirilen erken bir paralel işleme dili
occam
i.
166
Bilgisayar
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri birleştirmek
interleave
f.
167
Bilgisayar
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri karıştırmak
interleave
f.
Traffic
168
Trafik
trafiği yönetmek
direct the traffic
f.
Marine
169
Denizcilik
gelgit sırasında demir atmış bir gemiyi yönetmek
tend a vessel
f.
170
Denizcilik
(kütük üzerinde sürme) kütüğü yönetmek
ride
f.
Agriculture
171
Tarım
(çok sayıda) çiftlik hayvanı yönetmek
overstock
f.
Religious
172
Dini
ayinleri yönetmek
sacramentize
f.
173
Dini
ayinleri yönetmek
sacramentise
f.
174
Dini
(incil) yönetmek
judge
f.
175
Dini
iblis veya şeytanla yönetmek
demonize [us]
f.
176
Dini
iblis veya şeytanla yönetmek
demonise [uk]
f.
177
Dini
komünyonu yönetmek
communicate
f.
178
Dini
ekmek ve şarap ayinini yönetmek
communicate
f.
179
Dini
(yahudilikte) ibadeti yönetmek
daven
f.
Military
180
Askeri
muharebe yükleme hazırlığını ve harekatı yönetmek için bağlı komutanlıklar ve birlikler tarafından konuşlanma sırasında harekete geçirilen geçici teşkilat
unit movement control center
i.
181
Askeri
askeri posta teşkilatını yönetmek için kurulan tek yöneticili işletme acentesi
military postal service agency
i.
182
Askeri
askeri posta teşkilatını yönetmek için kurulan tek yöneticili işletme acentesi
mpsa (military postal service agency)
kısalt.
Sport
183
Spor
maçı yönetmek
officiate
f.
Football
184
Futbol
maçı yönetmek
refree the match
f.
185
Futbol
maçı yönetmek
conduct the match
f.
Card
186
İskambil
oyunu yönetmek
sit in
f.
Music
187
Müzik
orkestra yönetmek
conduct
f.
188
Müzik
orkestra yönetmek
baton
f.
189
Müzik
(müzik parçasını veya müzisyenleri) yönetmek
direct
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yönetmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy