Geçmiş

tetikte

"tetikte" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	tetikte	watchful s.
General
2	Genel	tetikte	argus i.
3	Genel	tetikte	vigilant s.
4	Genel	tetikte	at cock s.
5	Genel	tetikte	wary s.
6	Genel	tetikte	alert s.
7	Genel	tetikte	argus-eyed s.
8	Genel	tetikte	aware s.
9	Genel	tetikte	hypervigilant s.
10	Genel	tetikte	aviseful [obsolete] s.
11	Genel	tetikte	ywar s.
12	Genel	tetikte	lidless s.
13	Genel	tetikte	hair-trigger s.
14	Genel	tetikte	wide-awake s.
15	Genel	tetikte	bright-eyed s.
16	Genel	tetikte	bushy-tailed s.
17	Genel	tetikte	observative s.
18	Genel	tetikte	guardful [obsolete] s.
19	Genel	tetikte	off your guard s.
20	Genel	tetikte	overwary s.
21	Genel	tetikte	circumspective s.
22	Genel	tetikte	slippy s.
23	Genel	tetikte	sprack [dialect] [uk] s.
24	Genel	tetikte	on one's toes zf.
25	Genel	tetikte	on guard zf.
26	Genel	tetikte	acock zf.
27	Genel	tetikte	at full cock zf.
Colloquial
28	Konuşma Dili	tetikte	heads-up s.
29	Konuşma Dili	tetikte	on the look-out expr.
30	Konuşma Dili	tetikte	on standby expr.
Idioms
31	Deyim	tetikte	on (one's) guard s.
32	Deyim	tetikte	on the job zf.
33	Deyim	tetikte	on one's guard expr.
34	Deyim	tetikte	upon one's guard expr.
35	Deyim	tetikte	on the alert expr.
36	Deyim	tetikte	on guard expr.
37	Deyim	tetikte	on your guard expr.
38	Deyim	tetikte	in the wings expr.
39	Deyim	tetikte	like a cat on hot bricks expr.
40	Deyim	tetikte	on red alert expr.
41	Deyim	tetikte	on toes expr.
42	Deyim	tetikte	on watch expr.
43	Deyim	tetikte	on your toes expr.
Archaic
44	Eski Kullanım	tetikte	tight [dialect] s.
45	Eski Kullanım	tetikte	sprag s.
Slang
46	Argo	tetikte	switched on s.

"tetikte" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 170 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	tetikte olma	alert i.
2	Genel	sürekli tetikte olma durumu	alarmism i.
3	Genel	tetikte olma	vigilance i.
4	Genel	tetikte olmama	unwatchfulness i.
5	Genel	tetikte olma	qui vive i.
6	Genel	hazırlıklı ve tetikte olma	concert pitch i.
7	Genel	insanları tetikte bırakan hareket	pantaraxia i.
8	Genel	tetikte olma	outlook i.
9	Genel	tetikte ve dinç olma	freshness i.
10	Genel	tetikte olmak	be on the watch f.
11	Genel	tetikte olmamak	be off guard f.
12	Genel	tetikte olmak	keep one's eyes open f.
13	Genel	tetikte beklemek	stand on its hind legs f.
14	Genel	tetikte olmak	have one's guard up f.
15	Genel	tetikte olmak	keep one's eyes peeled f.
16	Genel	tetikte beklemek	be on the alert f.
17	Genel	tetikte olmak	be on guard f.
18	Genel	kulağı tetikte olmak	keep an ear to the ground f.
19	Genel	tetikte olmak	be on the alert f.
20	Genel	tetikte olmak	keep one's eyes skinned f.
21	Genel	tetikte olmamak	have one's guard down f.
22	Genel	tetikte beklemek	stay on alert f.
23	Genel	tetikte olmak	be on the alert (for someone or something) f.
24	Genel	'-e karşı tetikte olmak	counterwait f.
25	Genel	tetikte olan	wakeful s.
26	Genel	en tetikte	yarest s.
27	Genel	tetikte olan	alert s.
28	Genel	daha tetikte	yarer s.
29	Genel	tetikte olan	vigilant s.
30	Genel	daima tetikte	ever-vigilant s.
31	Genel	tetikte olmayan	unalert s.
32	Genel	tetikte olmayan	unvigilant s.
33	Genel	tetikte olmayan	unwatchful s.
34	Genel	tetikte olmayan	unobservant s.
35	Genel	tetikte olmayan	unvigilant s.
36	Genel	tetikte olmayan	unwatchful s.
37	Genel	tetikte olmayan	unalert s.
38	Genel	tetikte olan	wide-awake s.
39	Genel	tetikte ve hızlı	merry s.
40	Genel	uyanık ve tetikte	open-eyed s.
41	Genel	aşırı tetikte olan	over-alert s.
42	Genel	tetikte olan	overprompt s.
43	Genel	tetikte olan	snack s.
44	Genel	tetikte olan	prowling s.
45	Genel	tetikte bir halde	wakefully zf.
46	Genel	tetikte olarak	yarely zf.
47	Genel	tetikte olarak	watchfully zf.
48	Genel	tetikte olarak	alertly zf.
49	Genel	tetikte olmadan	unwatchfully zf.
50	Genel	tetikte bir halde	unwinkingly zf.
51	Genel	tetikte olarak	observantly zf.
52	Genel	tetikte durarak	slippily zf.
53	Genel	tetikte durarak	prowlingly zf.
Phrasals
54	Öbek Fiiller	tetikte olmak	look about one f.
55	Öbek Fiiller	tetikte olmak	look out f.
56	Öbek Fiiller	tetikte olmak	leave up f.
57	Öbek Fiiller	tetikte olmak	put up against f.
58	Öbek Fiiller	(bir şeye) karşı tetikte olmak	tune in (to something) f.
Colloquial
59	Konuşma Dili	tetikte olmak	be on one's guard against f.
60	Konuşma Dili	tetikte olmak	ready up f.
61	Konuşma Dili	(birine/bir şeye karşı) tetikte	on the alert (for someone or something) expr.
62	Konuşma Dili	(birine/bir şeye karşı) tetikte	on the alert (for someone or something) expr.
Idioms
63	Deyim	tetikte bekleme	waiting in the wings i.
64	Deyim	tetikte olma	looking over shoulder i.
65	Deyim	tetikte olmak	be on the qui vive f.
66	Deyim	tetikte olmak	not miss a trick f.
67	Deyim	tetikte olmak	keep (close) watch for (someone or something) f.
68	Deyim	her an tetikte olan birini atlatmak	catch a weasel asleep f.
69	Deyim	birine karşı tetikte olmak	keep on one's guard against someone f.
70	Deyim	birine karşı tetikte olmak	stay on one's guard against someone f.
71	Deyim	birine karşı tetikte olmak	remain on guard against someone f.
72	Deyim	birine karşı tetikte olmak	be on one's guard against someone f.
73	Deyim	birine karşı tetikte olmak	remain on one's guard against someone f.
74	Deyim	birine karşı tetikte olmak	stay on guard against someone f.
75	Deyim	birine karşı tetikte olmak	keep on guard against someone f.
76	Deyim	birine karşı tetikte olmak	be on guard against someone f.
77	Deyim	eli tetikte olmak	have an itchy trigger finger f.
78	Deyim	kulağı tetikte olmak	have one's ear to the ground f.
79	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep one's ear to the ground f.
80	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep an ear to the ground f.
81	Deyim	kulağı tetikte olmak	have an ear to the ground f.
82	Deyim	tetikte olmak	put their guard up against f.
83	Deyim	tetikte olmak	be on the lookout f.
84	Deyim	tetikte beklemek	wait in the wings f.
85	Deyim	tetikte olmak	stay sharp f.
86	Deyim	tetikte olmak	be like a cat on hot bricks f.
87	Deyim	tetikte beklemek	be on full alert f.
88	Deyim	tetikte olmak	arm oneself against f.
89	Deyim	tetikte olmak	have one's wits about one f.
90	Deyim	tetikte olmak	be on one's toes f.
91	Deyim	tetikte olmak	keep one's eye on the ball f.
92	Deyim	tetikte olmak	keep one's weather eye open f.
93	Deyim	tetikte olmak	be on one's guard f.
94	Deyim	tetikte olmak	look over one's shoulder f.
95	Deyim	tetikte olmak	stay on one's toes f.
96	Deyim	tetikte olmak	keep one's eyes peeled f.
97	Deyim	tetikte beklemek	be on red alert f.
98	Deyim	tetikte olmak	keep one's wits about one f.
99	Deyim	uyanık/tetikte olmak	keep an eye out (for something) f.
100	Deyim	uyanık/tetikte olmak	have an eye out (for something) f.
101	Deyim	uyanık/tetikte olmak	have an eye out f.
102	Deyim	uyanık/tetikte olmak	keep an eye out for f.
103	Deyim	uyanık/tetikte olmak	keep one's eye out (for something) f.
104	Deyim	uyanık/tetikte olmak	have one's eye out (for something) f.
105	Deyim	(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak	have an eye out for (someone or something) f.
106	Deyim	(birisi/bir şey) için uyanık/tetikte olmak	have (one's) eye out for (someone or something) f.
107	Deyim	tetikte beklemek	be on one's guard f.
108	Deyim	tetikte olmamak	leave (one's) guard down f.
109	Deyim	tetikte olmak	remain on (one's) guard (against someone or something) f.
110	Deyim	tetikte olmak	keep (one's) ears open f.
111	Deyim	kulağı tetikte olmak	have an ear close to the ground f.
112	Deyim	kulağı tetikte olmak	have one's ear close to the ground f.
113	Deyim	daima tetikte olmak	always be on (one's) guard f.
114	Deyim	daima tetikte olmak	always be on (one's) guard f.
115	Deyim	tetikte olmak	be looking over (one's) shoulder f.
116	Deyim	tetikte olmak	be looking over your shoulder f.
117	Deyim	(birine/bir şeye) karşı tetikte olmak	be on the watch (for someone or something) f.
118	Deyim	tetikte olmak	be on your guard f.
119	Deyim	tetikte beklemek	be waiting in the wings f.
120	Deyim	(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak	have (one's) eye out for (someone or something) f.
121	Deyim	(biri/bir şey) için uyanık/tetikte olmak	have an eye out for (someone or something) f.
122	Deyim	uyanık/tetikte olmak	have eye out f.
123	Deyim	tetikte olmak	have your wits about you f.
124	Deyim	tetikte olmak	have/keep your wits about you f.
125	Deyim	tetikte olmak	hold jiggers [us] f.
126	Deyim	(birini) tetikte tutmak	keep (one) on (one's) toes f.
127	Deyim	(birini) sürekli aktif/tetikte tutmak	keep (one) on the hop f.
128	Deyim	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak	keep (one's) eye out for (someone or something) f.
129	Deyim	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak	keep (one's) eyes out (for someone or something) f.
130	Deyim	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak	keep (one's) eyes skinned (for someone or something) f.
131	Deyim	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak	keep (one's) eye skinned (for someone or something) f.
132	Deyim	tetikte olmak	keep a weather eye open f.
133	Deyim	tetikte olmak	keep one's weather eye open f.
134	Deyim	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak	keep a sharp lookout (for something or someone) f.
135	Deyim	(biri/bir şey hakkında) tetikte olmak	keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia] f.
136	Deyim	tetikte olmak	keep an eye out f.
137	Deyim	(biri/bir şey) için tetikte olmak	keep an eye out for (someone or something) f.
138	Deyim	(biri/bir şey) için tetikte olmak	keep an eye peeled (for something or someone) f.
139	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep an ear close to the ground f.
140	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep one's ear close to the ground f.
141	Deyim	tetikte olmak	keep eye on the ball f.
142	Deyim	uyanık/tetikte olmak	keep eye out f.
143	Deyim	tetikte olmak	keep eyes open f.
144	Deyim	tetikte olmak	keep eyes peeled f.
145	Deyim	tetikte olmak	keep weather eye open f.
146	Deyim	tetikte olmak	keep wits about f.
147	Deyim	tetikte tutmak	keep you on your toes f.
148	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep an ear to the ground f.
149	Deyim	kulağı tetikte olmak	have an ear to the ground f.
150	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep/have your ear to the ground f.
151	Deyim	kulağı tetikte olmak	have an ear close to the ground f.
152	Deyim	kulağı tetikte olmak	keep/have your ear close to the ground f.
153	Deyim	gözü açık/tetikte olmak	know which end is up f.
154	Deyim	tetikte olmak	look over (one's) shoulder f.
155	Deyim	tetikte olmak	look over your shoulder f.
156	Deyim	tetikte olmak	remain on guard f.
157	Deyim	tetikte kalmak	stand jiggers [us] f.
158	Deyim	tetikte olma	on the qui vive expr.
159	Deyim	kulağı tetikte	ear to the ground expr.
160	Deyim	tetikte ol	katie, bar the door expr.
161	Deyim	tetikte ol	keep your eyes open expr.
162	Deyim	tetikte ol	keep your eyes peeled expr.
163	Deyim	tetikte ol	keep your eyes skinned expr.
164	Deyim	(birine/bir şeye) karşı tetikte	on the watch (for someone or something) expr.
165	Deyim	(birine/bir şeye) karşı tetikte	on watch for (someone or something) expr.
Medical
166	Medikal	uyarana karşı tetikte olma	vigilance i.
167	Medikal	aşırı tetikte olmama durumu	hypovigilance i.
Military
168	Askeri	tetikte bekleyen muhafız	picket guard i.
Hunting
169	Silah/Atıcılık	çift namlulu av tüfeğiyle tek tetikte iki mermi ateşlemek	double f.
Slang
170	Argo	tetikte olmak	keep nit [aus] f.