someone's - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

someone's

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"someone's" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
someone's zf. birisinin
someone's zm. birinin

"someone's" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
steal someone's heart f. kalbini çalmak
shake someone's hand f. birinin elini sıkmak
break someone's nose f. burnunu kırmak
General
someone's pride and joy i. birinin medarı iftiharı
the apple of someone's eye i. gözbebeği
the cut of someone's jib i. insanın içi-dışı
the cut of someone's jib i. insanın dış görünüşü ve kişiliği
someone's own signature i. kendi imzası
someone's children/kids i. birinin çocukları
someone's stage name i. sahne adı
someone's stage name i. sahne ismi
someone's close circle of friends i. (birinin) yakın arkadaş çevresi
someone’s nearest rival​/​challenger i. (liderin/birincinin) en yakın rakibi
someone’s nearest rival​/​challenger i. (lidere/birinciye) en yakın rakip
someone's sad day i. birinin acı günü
someone's word of honor i. birinin şeref sözü
someone's word of honor i. birinin namus sözü
doing someone's impression i. birinin taklidini yapma
someone's strong suit i. kişinin en büyük yeteneği
take (someone's) testimony f. ifadesini almak
tread in someone's footsteps f. birinin izinden yürümek
turn someone's head f. birinin başını döndürmek
propose someone's health f. birinin sağlığına içmek
put words into someone's mouth f. uydurup birinin ağzından konuşmak
be on someone's side f. birine yararlı olmak
put words into someone's mouth f. birinden izin almadan onun adına konuşmak
hang up in someone's ear f. telefonu suratına kapatmak
tread in someone's footsteps f. birini örnek almak
be beyond someone's grasp f. birinin kavrayışının dışında olmak
act on someone's advice f. birinin sözüne uymak
lay at someone's door f. bir suçu birine yüklemek
tell someone's fortune f. birinin falına bakmak
open someone's eyes f. birini uyarmak
take someone's place f. yerini doldurmak (birinin)
be at someone's elbow f. yanı başında olmak
oil someone's hand f. birine rüşvet vermek
follow someone's advice f. birinin sözünü dinlemek
test someone's patience f. birinin sabrını sınamak
be in someone's shadow f. gölgesinde kalmak
read someone's mind f. birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak
get something through someone's head f. bir şeyi birine anlatmak
be someone's man f. adamı olmak
prey on someone's mind f. rahat bırakmamak
pull someone's leg f. birine takılmak
be beyond someone's grasp f. birinin elde edemeyeceği bir şey olmak
get something through someone's head f. bir şeyi birinin kafasına sokmak
get someone's to fall for it f. dalgaya gelmek
set someone's teeth on edge f. birinin sinirlerini bozmak
wring someone's heart f. birinin yüreğini sızlatmak
open someone's eyes f. birinin gözünü açmak
tan someone's hide f. birini pataklamak
press someone's hand f. birinin elini sıkmak
refresh someone's memory of f. hakkında birine bir şeyler hatırlatmak
get in someone's hair f. rahatsız etmek
not to mention someone's name f. adını ağzına almamak
credit an amount to someone's account f. bir miktar parayı birinin hesabına geçirmek
be in someone's debt f. bir kimseye borçlu olmak
be on someone's trail f. birini aramak
tan someone's hide f. birine dayak atmak
take up someone's time f. birinin vaktini almak
make someone's hackles rise f. birini öfkelendirmek
make someone's acquaintance f. biriyle tanışmak
pull someone's leg f. birini işletmek
put something in someone's mind f. bir şeyi birinin aklına koymak
engage someone's attention f. birinin kafasını meşgul etmek
clip someone's wings f. ceza olarak birinin hareket alanını sınırlamak
lick someone's boots f. birinin elini eteğini öpmek
catch someone's eye f. birinin dikkatini çekmek
whet someone's appetite f. birinin iştahını açmak
be to someone's disadvantage f. birinin zararına olmak
tip the scales in someone's favor f. durumu birinin lehine çevirmek
prey on someone's mind f. içini kemirmek
stand in someone's way f. birini engellemek
wrench someone's heart f. birinin yüreğini sızlatmak
pull someone's leg f. biriyle dalga geçmek
serve someone's purpose f. birinin ihtiyacını görmek
be to someone's disadvantage f. birinin aleyhine olmak
get in someone's hair f. birini rahatsız etmek
be at someone's elbow f. yanında olmak
press money into someone's hand f. birinin eline para sıkıştırmak
spike someone's guns f. birinin çanına ot tıkamak
pick up someone's trail f. takip edilen birinin izini bulmak
catch someone’s attention f. ilgi çekmek
hurt someone's pride f. birinin gururunu kırmak
be in someone's power f. birinin elinde olmak
read someone's thoughts f. birinin düşüncesini okumak
hammer an idea into someone's head f. bir fikri birinin kafasına sokmak
lay at someone's door f. suçu birinin üstüne atmak
humble someone's pride f. birinin kibrini kırmak
take someone's advice f. birinin sözünü dinlemek
dash someone's hopes f. birini hayal kırıklığına uğratmak
take someone's place f. birinin yerini işgal etmek
stand in someone's way f. birine mani olmak
be someone's shadow f. birinin gölgesi olmak
cry on someone's shoulder f. birine dert yanmak
lick someone's boots f. birine dalkavukluk etmek
test someone's patience f. birinin sabrının sınırlarını zorlamak
cut the ground from under someone's feet f. birinin savunduğu noktaları çürütmek
dash someone's hopes f. bir kimsenin ümitlerini kırmak
be at someone's agenda f. gündeme gelmek
come to someone's rescue f. birinin imdadına yetişmek
set someone's mind at rest f. birini rahatlatmak
draw up in someone's name f. adına düzenlemek
see the color of someone's money f. birisinin parası olup olmadığından emin olmak
arrest someone's attention f. birinin dikkatini çekmek
take someone's word for it f. birinin sözüne inanmak
be under someone's charge f. sorumluluğu altında olmak
pull someone's leg f. kandırmak
call someone's attention to f. birinin dikkatini bir şeye çekmek
jog someone's memory f. bir şeyi hatırlatmak için ipucu vererek birinin belleğini canlandırmak
take (someone's) livelihood away f. ekmeğini elinden almak
set someone's teeth on edge f. birini sinirlendirmek
pick someone's pocket f. birinin cebindekileri yürütmek
get in someone's hair f. canını sıkmak
for someone's curse to take effect f. bedduası tutmak
doubt someone's word f. birinin dediklerinden şüphe etmek
be on someone's side f. birinden yana olmak
pry into someone's affairs f. birinin işlerine burnunu sokmak
be worth someone's while f. birinin vaktini ayırmasına değmek
be beyond someone's grasp f. birinin elinden kurtulmuş olmak
get in someone's hair f. kızdırmak
be in someone's grasp f. birinin pençesine düşmüş olmak
be privy to someone's secrets f. birinin sırdaşı olmak
be at someone's disposal f. birinin emrinde olmak
put someone's nose out of joint f. birinin pabucunu dama attırmak
raise someone's curiosity f. birinin merakını uyandırmak
be within someone's grasp f. birinin elde edebileceği bir şey gibi olmak
twist someone's words f. birinin sözlerini çarpıtmak
be tied to someone's apron strings f. birine fazla bağlı olmak
withdraw someone's candidacy f. adaylığını geri çekmek
grip someone's imagination f. alıp götürmek
take someone's time f. birinin vaktini almak
open someone's eyes f. birini haberdar etmek
prejudice someone's chances f. birinin şansını azaltmak
refresh someone's memory of f. hakkında birinin bilgisini tazelemek
set a price on someone's head f. aranılan bir kimsenin kellesine fiyat biçmek
take someone's breath away f. insanın nefesini kesmek
be on someone's trail f. birinin izini takip etmek
take someone's advice f. birinin sözüne uymak
stand in someone's way f. birinin yolunu kapamak
fly at someone's throat f. birine birdenbire sözlerle saldırmak
grease someone's palm f. birine rüşvet vermek
be someone's shadow f. birinin yanından ayrılmamak
do something behind someone's back f. arkadan iş çevirmek
raise someone's curiosity f. birinin dikkatini çekmek
tip the scales against someone's favor f. durumu birinin aleyhine çevirmek
play on someone's affections f. karşısındakinin hislerine hitap etmek
stand in someone's way f. birine engel olmak
be tied to someone's apron strings f. birisinin sözünden çıkmamak
have someone's testimony f. ifadesini almak (polis)
book something to someone's account f. bir şeyi birinin hesabına yazmak
hang up in someone's ear f. telefonu yüzüne kapatmak
be within someone's grasp f. birinin kavrayışı içinde olmak
have someone's autograph f. imza almak
be to someone's discredit f. birinin şerefini lekelemek
catch someone's attention f. birinin dikkatini çekmek
get on someone's tits f. birisini rahatsız etmek
get on someone's good side f. birinin gözüne girmek
bite someone's nose off f. birine ters cevap vermek
set someone's mind at rest f. birinin kuşkularını ortadan kaldırmak
follow in someone's footsteps f. bir kimsenin izinde olmak
put someone's nose out of joint f. birinin pabucunu dama atmak
be someone's due f. birinin hakkı olmak
oil someone's palm f. birine rüşvet vermek
catch someone's eyes f. göze çarpmak
trespass on someone's time f. birinin zamanını almak
be on someone's side f. birinin tarafını tutmak
escape from someone's grasp f. birinin pençesinden kurtulmak
do something behind someone's back f. arkasından iş çevirmek
try someone's patience f. birinin sabrını tüketmek
test someone's mettle f. birinin cesaretini ve ataklığını sınamak
be at someone's beck and call f. her an birinin emrinde olmak
tell in someone's favor f. bir şey birinin lehinde olmak
win someone's affection f. bir kimsenin sevgisini kazanmak
be on someone's side f. birinin lehinde olmak
not to touch a hair of someone's head f. kılına dokunmamak
harm someone's reputation f. itibarına zarar vermek
catch someone's eyes f. birisinin dikkatini çekmek
sing someone's praises f. övgüyle söz etmek
sing someone's praises f. çok methetmek
fall from someone's grace f. gözünden düşmek
expunge someone's name from a register f. kaydını silmek
be under someone's authority f. yetkisinde olmak
make a payment to someone’s bank account f. birinin hesabına ödeme çıkarmak
ruin someone's reputation f. itibarını yerle bir etmek
destroy someone's reputation f. itibarını yerle bir etmek
make use of someone's experience f. deneyiminden faydalanmak
make use of someone's experience f. deneyiminden yararlanmak
make use of someone's experience f. tecrübesinden faydalanmak
make use of someone's knowledge f. tecrübesinden yararlanmak
make use of someone's experience f. tecrübesinden yararlanmak
make use of someone's knowledge f. tecrübesinden faydalanmak
make use of someone's knowledge f. deneyiminden yararlanmak
make use of someone's knowledge f. deneyiminden faydalanmak
leave to someone's discretion f. takdirine bırakmak
get someone's name announced f. anons ettirmek
fall under someone's rule f. hakimiyeti altına girmek
fall under someone's rule f. yönetimi altına girmek
hang on someone's every word f. can kulağıyla dinlemek
spoil (someone's) pleasure or fun f. zevkini bozmak
put fear in someone's heart f. birinin kalbine korku salmak
put fear in someone's heart f. birinin yüreğine korku salmak
receive someone's support f. desteğini almak
celebrate someone's birthday f. doğum gününü kutlamak
besmirch someone's reputation f. itibarını zedelemek
besmirch someone's reputation f. saygınlığına leke sürmek
besmirch someone's reputation f. saygınlığını zedelemek
someone's world turn black f. dünyası kararmak
follow in (someone's) wake f. dümen suyundan gitmek
(someone's world) collapse around him/her f. dünyayı başına yıkmak
catch someone's eyes f. dikkatini çekmek
catch someone's eyes f. ilgisini çekmek
escape someone's clutches f. elinden kurtulmak
caress someone's hair f. saçını okşamak
come to someone's notice f. dikkatini çekmek
knock someone's socks off f. şaşırtmak
be at the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
restrict someone's authority f. yetkilerini kısıtlamak
restrict someone's powers f. yetkilerini kısıtlamak
betray someone's trust f. güvenini sarsmak
appreciate someone's importance f. önemini bilmek
be blind to someone's faults f. hatalarını görmezden gelmek
be blind to someone's faults f. kusurlarını görmezden gelmek
abuse someone's trust f. güvenini sarsmak
take someone's temperature f. ateş ölçmek
claim someone's custody f. velayetini istemek
caress someone's leg f. bacağını okşamak
receive someone's consent f. olurunu almak
get someone's consent f. olurunu almak
call (someone's) attention to f. hatırlatma yapmak
make (someone's ears) ring f. kulağını çınlatmak
sit on (someone's) lap f. kucağına oturmak
(an idea) come into someone's mind f. fikir gelmek
be at the back of someone's mind f. belleğinde yer etmek
(an idea) come into someone's head f. aklına bir fikir gelmek
(an idea) pop into someone's head f. aklına bir fikir gelmek
seize someone's pasaport f. pasaportuna el koymak
(an idea) come into someone's mind f. aklına bir fikir gelmek
(an idea) pop into someone's head f. fikir gelmek
confiscate someone's pasaport f. pasaportuna el koymak
(an idea) come into someone's head f. fikir gelmek
get (someone's) opinion f. fikir almak
get (someone's) opinion f. fikrini almak
(someone's reputation) be ruined f. iki paralık olmak
ruin (someone's) reputation f. iki paralık etmek
get in someone's good books f. göze girmek
check someone's pulse f. nabzını ölçmek
take someone's pulse f. nabzını ölçmek
chop off someone's head f. baş kesmek
catch someone's eyes f. bakışlarını yakalamak
catch someone's eyes f. dikkatini çekmek
set someone's mind at rest f. içine su serpmek
set someone's mind at ease f. içine su serpmek
have someone's blessing f. onayını almak
have someone's blessing f. olurunu almak
perform someone's imitation f. taklidini yapmak
give someone's imitation f. taklidini yapmak
do someone's imitation f. taklidini yapmak
celebrate someone's birthday f. doğum günü kutlamak
save someone's life f. hayatını kurtarmak
come to someone's rescue f. imdada yetişmek
take someone's photo f. birisinin fotoğrafını çekmek
believe someone's words f. sözüne inanmak
win (someone's) confidence f. güven uyandırmak
grease someone's palm f. parmağını oynatmak
take (someone's) pulse f. nabzını tutmak
take (someone's) pulse f. nabzını yoklamak
be hard on someone's heels f. birinin peşini bırakmamak
break someone's heart f. birisinin kalbini kırmak
cross someone's path f. yolu kesişmek
cross someone's path f. yolları kesişmek
(someone's path) cross with someone else f. yolu kesişmek
(someone's path) cross with someone else f. yolları kesişmek
tread on someone's toes f. birinin kalbini kırmak
weigh on someone's mind f. birinin kafasını kurcalamak
tread on someone's corns f. birinin bam teline basmak
tread on someone's toes f. birini gücendirmek
tug at someone's heartstrings f. birinin yüreğine inmek
make someone's blood boil f. tepesini attırmak
wet someone's whistle f. kafayı çekmek
turn someone's stomach f. birinin midesini bulandırmak
make someone's mouth water f. birinin ağzını sulandırmak
make someone's blood run cold f. kanını dondurmak
make someone's blood run cold f. tüylerini diken diken etmek
tug at someone's heartstrings f. birinin yüreğine işlemek
twist someone's arm f. dil dökmek
lick someone's boots f. çanak yalamak
twist someone's arm f. birinin ağzından girip burnundan çıkmak
whet someone's appetite f. iştahını kabartmak
(someone's) life become upside-down f. dünyası kararmak
open someone's eyes to f. bir konuda birini aydınlatmak
be at someone’s mercy f. insafına kalmak
put oneself into someone's shoes f. kendini birinin yerine koymak
take the load off someone’s shoulders f. (birinin) omuzlarındaki yükü hafifletmek
take the words out of someone’s mouth f. lafı ağızdan almak
stay on someone’s good side f. (biriyle) ters düşmemek
come up to someone's shoulder f. aynı düzeye ulaşmak
reach someone's speed f. hızına yetişmek
laugh in someone's face f. birinin burnuna gülmek
fall into someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
take someone's breath away f. heyecanlandırmak
laugh in someone's face f. suratına gülüp geçmek
laugh in someone's face f. birinin suratına gülmek
be someone’s muse f. ilham kaynağı olmak
be someone’s muse f. esin kaynağı olmak
drop into someone's lap f. şans ile başarmak
take someone's breath away f. -in nefesini kesmek
drop into someone's lap f. (fırsat vb) ayağına gelmek
come up to someone's shoulder f. boy ölçüşmek
fall into someone's lap f. şans ile başarmak
out on someone's ear f. atılmak
out on someone's ear f. (öğrenciyi vb)kulağından tutup dışarı atmak
place at someone's disposition f. emrine hazır bulundurmak
steal someone's time f. vaktini çalmak
steal someone's time f. vakit çalmak
count on someone’s veracity f. birine inanmak
count on someone’s veracity f. birinin doğruluğuna güvenmek
count on someone’s veracity f. birinin dürüstlüğünden şüphe duymamak
come into someone's presence f. huzuruna çıkmak
excite someone's anticipation f. beklentilerini yükseltmek
be pregnant with someone's baby f. birinin bebeğine hamile olmak
be pregnant with someone's baby f. bebeğini taşımak
be pregnant with someone's baby f. birinin çocuğuna hamile olmak
be pregnant with someone's baby f. çocuğunu taşımak
become someone's plaything f. oyuncağı haline gelmek
become someone's plaything f. oyuncağı olmak
beg someone's pardon f. af dilemek
beg someone's pardon f. özür dilemek
claim someone's life f. hayatına mal olmak
leave to someone's mercy f. insafına bırakmak
follow in someone's footsteps f. birinin izinden gitmek
sing someone's praises f. methiye düzmek
do something for someone's sake f. birisinin hatırına yapmak
do something for someone's sake f. birinin hatırına yapmak
trespass on someone's kindness f. birisinin iyiliğini kötüye kullanmak
cry on someone's shoulder f. omzunda ağlamak
see someone's potential f. birisinde potansiyel görmek
see someone's potential f. potansiyelini görmek
see someone's potential f. birinde potansiyel görmek
benefit from someone's experience f. tecrübesinden faydalanmak
benefit from someone's experience f. tecrübesinden yararlanmak
benefit from someone's experience f. tecrübesinden istifade etmek
have designs on someone's job f. birinin yerinde gözü olmak
have designs on someone's position f. birinin yerinde gözü olmak
extend someone's condolences f. taziyelerini sunmak
not to accept someone's refusal f. reddedilmeyi kabul etmemek
push someone's button f. üstüne gitmek
push someone's button f. birisini sinirlendirmek
be on someone's side f. tarafında yer almak
be on someone's side f. yanında yer almak
come to someone's rescue f. imdadına yetişmek
come to someone's rescue f. yardım etmek
come to someone's rescue f. yardımına yetişmek
come to someone's rescue f. yardımına koşmak
catch someone's eye f. gözüne takılmak
catch someone's eye f. dikkatini çekmek
shut the door in someone's face f. kapıyı suratına kapatmak
shut the door in someone's face f. kapıyı yüzüne kapatmak
win someone's heart f. gönül kazanmak
stare at someone's legs f. bacaklarına bakmak
look at someone's legs f. bacaklarına bakmak
shake someone's hand f. birisinin elini sıkmak
know someone's value f. kıymetini bilmek
know someone's value f. değerini bilmek
make (someone's ears) ring f. kulak çınlatmak
make someone's bed f. yatağını toplamak
make someone's bed up f. yatağını toplamak
value someone's words/opinion f. sözüne değer vermek
a ... look to come over someone's face f. (yüzü/suratı) ifadesine bürünmek
hug someone's neck f. boynuna sarılmak
get someone's approval f. onayını almak
limit someone's freedom f. özgürlüğünü kısıtlamak
conceal someone's mistakes f. birisinin hatalarını gizlemek
conceal someone's errors f. birisinin hatalarını gizlemek
upset someone's stomach f. midesine kötü gelmek
draw something to someone's attention f. bir şeyi birisinin dikkatine sunmak
be after someone’s job f. birinin işinde gözü olmak
cut someone's hair f. birinin saçlarını kesmek
be after someone’s job f. birinin yerinde gözü olmak
put someone's eye out f. gözünü çıkarmak
go to someone's house on the pretense of buying their car f. arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
tie someone's hands f. birinin ellerini bağlamak
stand in someone's way f. birinin önünde/geçiş yolunda durmak
lay something at someone's feet f. (birinin ayaklarının ucuna) bir şey koymak
put something at someone's feet f. (birinin ayaklarının ucuna) bir şey koymak
put a camera in someone's bedroom f. birinin yatak odasına kamera yerleştirmek
jeopardize someone's safety f. birinin güvenliğini tehlikeye sokmak
risk someone's safety f. birinin güvenliğini tehlikeye sokmak
push someone’s feet up with one’s hands f. elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek
look at someone's hands f. birinin ellerine bakmak
worry about someone's life f. hayatından endişe etmek
put gasoline on someone's car f. birinin arabasına benzin koymak
read someone's lips f. birinin dudaklarını okumak
overstep someone's authority f. birinin yetkisini aşmak
forget someone's birthday f. birinin doğum gününü unutmak
come into someone's mind f. birinin aklına gelmek
part someone's hair f. saçını ayırmak
break someone's window f. (birinin evinin/odasının vb) camını kırmak
break someone's window f. birinin penceresini kırmak
break someone's window f. pencere camını kırmak
stare at someone’s legs f. birinin bacaklarına bakmak
pass into someone's possession f. mülkiyetine geçmek
speak to someone's heart f. yüreğine hitap etmek
ruin someone's plans f. planlarını bozmak
recall someone's name f. ismini hatırlamak
remember someone's name f. adını anımsamak
recall someone's name f. adını hatırlamak
recall someone's name f. ismini anımsamak
remember someone's name f. adını hatırlamak
remember someone's name f. ismini anımsamak
remember someone's name f. ismini hatırlamak
recall someone's name f. adını anımsamak
steal money from someone's bag f. birinin çantasından para çalmak
steal money from someone's pocket f. birinin cebinden para çalmak
turn off someone's life-support system f. yaşam destek ünitesinin fişini çekmek
take someone's pulse f. nabzını ölçmek
wash someone's car f. birinin arabasını yıkamak
return someone's call f. (birine) telefonla dönmek
return someone's call f. geri aramak
scratch someone's back f. birinin sırtını kaşımak
not reflect someone's inner world f. iç dünyasını yansıtmamak
reflect someone's inner world f. iç dünyasını yansıtmak
be under someone's responsibility f. sorumluluğunda olmak
be under someone's responsibility f. sorumluluğu altında olmak
put/throw one's arm around someone's shoulder f. elini omzuna atmak
tread on someone's toes f. birinin baş parmağına basmak
step on someone's toes f. birinin baş parmağına basmak
ask someone's permission f. iznini istemek
ask someone's permission f. izin istemek
bandy about someone's name f. dedikodusunu yapmak
bandy about someone's name f. dillere düşürmek
turn someone's stomach f. midesini bozmak
give someone's body a thorough examination f. birini baştan aşağıya muayene etmek
drain someone's energy f. birinin enerjisini düşürmek
slap someone's wrist f. (ceza olarak) birinin bileğine hafifçe vurmak
sap someone's energy f. birinin enerjisini tüketmek
act on someone's advice f. bir kimsenin tavsiyesine uymak
act on someone's advice f. bir kimsenin tavsiyesine göre davranmak
act on someone's advice f. bir kimsenin tavsiyesi doğrultusunda hareket etmek
slice someone's throat f. birinin boğazını kesmek/doğramak
fall victim to someone's wrath f. gazabına uğramak
caress someone's head f. kafasını okşamak
caress someone's head f. başını okşamak
ease someone's pain f. birinin acısını dindirmek
rip someone's heart out f. kalbini parçalamak
reduce someone's sentence from 10 years to two f. birinin cezasını 10 yıldan 2 yıla indirmek
speak someone's mind f. aklındakini söylemek
search someone's house f. evini aramak
hurt someone's feelings f. birini incitmek
take someone's opinions f. görüşlerini almak
be up someone's efforts f. çok daha fazlasını denemek
identify someone's corpse f. birinin cesedini teşhis etmek
break someone's heart f. birisini kırmak
break someone's heart f. birini kırmak
take over someone's body f. bedenini ele geçirmek
take someone's life f. hayatını almak
attempt against someone's life f. birinin hayatına kastetmek
attempt against someone's life f. birinin canına kastetmek
know someone’s weak points f. birinin zaaflarını bilmek
know someone’s weaknesses f. birinin zaaflarını bilmek
know someone’s faults f. birinin zaaflarını bilmek
bow to someone's demands f. taleplerine boyun eğmek
arouse someone's curiosity f. birinin merakını uyandırmak
agree to someone's terms f. şartlarını kabul etmek
agree to pay someone’s salary and expenses f. maaşını ve harcamalarını ödemeyi kabul etmek
agree with someone's opinion f. düşüncesine katılmak
agree with someone's opinion f. fikrine katılmak
agree with someone's opinion f. görüşüne katılmak
answer someone’s phones f. birinin telefonlarına bakmak
attract someone's attention f. ilgi çekmek
attract someone's attention f. dikkatini çekmek
attract someone's attention f. ilgisini çekmek
attract someone's attention f. ilgi çekmek
attract someone's attention f. (birinin) ilgisini çekmek
attract someone's attention f. (birinin) dikkatini çekmek
force someone’s hand f. elini zorlamak
take someone's weight f. ağırlığını kaldırmak
put one's head on someone's shoulder f. başını omzuna yaslamak
put one's head on someone's shoulder f. başını omuzuna yaslamak
celebrate someone's success f. birisinin başarısını kutlamak
stroke someone's hair f. birinin saçını okşamak
stroke someone's face f. birinin yüzünü okşamak
share someone's burden f. derdine ortak olmak
share someone's burden f. acılarına ortak olmak
share someone's burden f. acısına ortak
share someone's burden f. dertlerine ortak olmak
snag someone's arm f. kolundan tutmak
twist someone's arm f. acı vermek amacıyla birinin kolunu tutup bükmek
engage someone's attention f. birinin dikkatini dağıtmak
be at someone's disposal f. birinin emrine amade olmak
take someone's inheritance f. birinin mirasını almak
wear someone's hair in a ponytail f. saçını at kuyruğu yapmak
wear someone's hair up in a ponytail f. saçını at kuyruğu yapmak
do someone's impression f. birisinin taklidini yapmak
under someone's thumb s. birisinin hükmü altında
under someone's thumb s. birisinin nüfuzu altında
in someone's stead zf. birinin yerine
at someone's cost zf. nin zararına
in someone's stead zf. birinin namına
in (someone's) name zf. nama muharrer