Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
rush
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"rush"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 112 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
rush
i.
telaş
2
Yaygın Kullanım
rush
i.
acele
3
Yaygın Kullanım
rush
f.
acele etmek
4
Yaygın Kullanım
rush
f.
telaş etmek
5
Yaygın Kullanım
rush
f.
acele ettirmek
6
Yaygın Kullanım
rush
f.
koşturmak
General
7
Genel
rush
i.
hız
8
Genel
rush
i.
hücum
9
Genel
rush
i.
hamle
10
Genel
rush
i.
saldırış
11
Genel
rush
i.
saldırma
12
Genel
rush
i.
kur
13
Genel
rush
i.
kofa
14
Genel
rush
i.
hasırotu
15
Genel
rush
i.
koşma
16
Genel
rush
i.
akın
17
Genel
rush
i.
sıçrama
18
Genel
rush
i.
atılma
19
Genel
rush
i.
acele etme
20
Genel
rush
i.
kızartı
21
Genel
rush
i.
önemsiz şey
22
Genel
rush
i.
koşuşturma
23
Genel
rush
i.
üşüşme
24
Genel
rush
i.
toplanma
25
Genel
rush
i.
saz
26
Genel
rush
i.
furya
27
Genel
rush
i.
rağbet
28
Genel
rush
i.
saldırı
29
Genel
rush
i.
istek
30
Genel
rush
i.
talep
31
Genel
rush
i.
koşuşturmaca
32
Genel
rush
i.
koşturmaca
33
Genel
rush
i.
yoğun arz
34
Genel
rush
i.
ani talep
35
Genel
rush
i.
(yeni bir yere) akın etme
36
Genel
rush
i.
istila etme
37
Genel
rush
i.
dolup taşma
38
Genel
rush
i.
altına hücum
39
Genel
rush
i.
(okulda veya üniversitede) sınıflar arası güç yarışı
40
Genel
rush
i.
sınıflar arası rekabet
41
Genel
rush
i.
(uyuşturucu etkisi ile) mest olma
42
Genel
rush
i.
(uyuşturucu etkisi ile) kendinden geçme
43
Genel
rush
i.
tatmin olma
44
Genel
rush
i.
coşkunluk hissi
45
Genel
rush
i.
enerjik his
46
Genel
rush
i.
kadının kur yapana karşılık vermesi
47
Genel
rush
i.
hafif kadın
48
Genel
rush
i.
hızla girmek
49
Genel
rush
i.
hücum etmek
50
Genel
rush
i.
üyelik zamanı
51
Genel
rush
f.
kur yapmak
52
Genel
rush
f.
sıkboğaz etmek
53
Genel
rush
f.
seğirtmek
54
Genel
rush
f.
yetiştirmek
55
Genel
rush
f.
koşturmak
56
Genel
rush
f.
hücum etmek
57
Genel
rush
f.
üstüne atılmak
58
Genel
rush
f.
aceleyle yapmak
59
Genel
rush
f.
acele ile göndermek
60
Genel
rush
f.
çabucak halletmek
61
Genel
rush
f.
sıkıştırmak
62
Genel
rush
f.
düşünmeden girişmek
63
Genel
rush
f.
akın yapmak
64
Genel
rush
f.
aceleye getirmek
65
Genel
rush
f.
atılmak
66
Genel
rush
f.
saldırmak
67
Genel
rush
f.
şiddetli esmek
68
Genel
rush
f.
püskürtmek
69
Genel
rush
f.
hızlı akmak
70
Genel
rush
f.
asılmak
71
Genel
rush
f.
hızla akmak
72
Genel
rush
f.
koşmak
73
Genel
rush
f.
koşuşturmak
74
Genel
rush
f.
üstüne çullanmak
75
Genel
rush
f.
aşıkmak
76
Genel
rush
f.
birden yükselmek
77
Genel
rush
f.
birden baskın hale gelmek
78
Genel
rush
f.
(amerikan futbolu) topla koşmak
79
Genel
rush
f.
aceleyle göndermek
80
Genel
rush
f.
püskürmek
81
Genel
rush
s.
alacalı
82
Genel
rush
s.
telaşlı
83
Genel
rush
s.
aceleci
84
Genel
rush
s.
ivedi
85
Genel
rush
s.
(kızlara özgü) üyesi olunan sosyal grup faaliyetleri ile ilgili
86
Genel
rush
s.
maksimum harekette
87
Genel
rush
s.
aşırı hareketli
Colloquial
88
Konuşma Dili
rush
i.
yoğun keyif/zevk (özellikle uyuşturucu vs gibi uyarıcı maddelerin yarattığı etki sonucunda)
Trade/Economic
89
Ticaret/Ekonomi
rush
f.
seğirtmek
Technical
90
Teknik
rush
f.
koşmak
Botanic
91
Botanik
rush
i.
sazak
92
Botanik
rush
i.
juncus ve scirpus cinsi bitki
93
Botanik
rush
i.
hasırotuna benzer bitki
94
Botanik
rush
i.
saza benzer bitki
95
Botanik
rush
i.
kamış
96
Botanik
rush
i.
kıfa
Education
97
Eğitim
rush
i.
(yunan kültüründe) üniversitede kızlar birliğine katılma
Geography
98
Coğrafya
rush
i.
new york eyaletinde yerleşim yeri
99
Coğrafya
rush
i.
irlanda'da yerleşim yeri
Sport
100
Spor
rush
i.
(futbol) top sürme
101
Spor
rush
i.
hücum oyunu
102
Spor
rush
i.
şut atan veya pas veren oyuncuyu geçme
103
Spor
rush
i.
(buz hokeyi) paka hakim takımın hücumu
104
Spor
rush
f.
top tutuculuk yapmak
105
Spor
rush
f.
top tutucu pozisyonunda oynamak
106
Spor
rush
f.
topu fırlatmak
107
Spor
rush
f.
top sürmek
108
Spor
rush
f.
topu ilerletmek
109
Spor
rush
f.
savunma yapmak
Cinema
110
Sinema
rush
i.
günlük
111
Sinema
rush
i.
günlük iş kopyası
112
Sinema
rush
i.
yönetmen veya yapımcının çekimlerin değerlendirilmesi için işlediği görüntü kopyası
"rush"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 440 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
rush mat
i.
hasır
General
2
Genel
gold rush
i.
altına hücum
3
Genel
rush forward
i.
atılma
4
Genel
rush hour
i.
kalabalık saat
5
Genel
rush order
i.
acele sipariş
6
Genel
rush hour
i.
iş gününde trafiğin en yoğun olduğu zaman
7
Genel
rush-hour
i.
yoğun
8
Genel
rush-bed
i.
sazlık
9
Genel
egyptian paper rush
i.
papirüs
10
Genel
paper rush
i.
papirüs
11
Genel
rush hour
i.
işe gidiş-geliş saatleri
12
Genel
rush hour
i.
trafiğin en yoğun olduğu saatler
13
Genel
rush hours
i.
acele veya sıkışık zaman
14
Genel
rush hour
i.
paydos saati
15
Genel
rush hour
i.
iş çıkış saati
16
Genel
rush of moving
i.
taşınma telaşı
17
Genel
moving rush
i.
taşınma telaşı
18
Genel
sweet rush
i.
tatlı telaş
19
Genel
rush of emotions
i.
duygu seli
20
Genel
endorphin rush
i.
endorfin patlaması
21
Genel
adrenaline rush
i.
adrenalin patlaması
22
Genel
rush to help
i.
yardıma koşmak
23
Genel
rush transcript
i.
hızla yazılmış video dökümü
24
Genel
rush transcript
i.
hızla yazılmış transkript
25
Genel
gold rush
i.
kısa yoldan zengin ve başarılı olma çabası
26
Genel
rush job
i.
son dakika işi
27
Genel
rush job
i.
ivedi görev
28
Genel
rush-bearing
i.
yıl dönümünde kiliseye adanan, ingiltere'nin kırsal yerlerinde kutlanan eski bir dini kutlama
29
Genel
rush into extremes
f.
aşırıya kaçmak
30
Genel
rush somebody off one's feet
f.
acele ettirmek
31
Genel
rush forward
f.
ileri çıkmak
32
Genel
rush about
f.
koşuşturmak
33
Genel
rush into
f.
dalmak
34
Genel
rush up
f.
körüklemek
35
Genel
rush somebody clean off his feet
f.
iki ayağını bir pabuca sokmak
36
Genel
rush in
f.
aceleye getirmek
37
Genel
rush forward
f.
ileri atılmak
38
Genel
rush out of the room
f.
odadan fırlayıp çıkmak
39
Genel
rush in
f.
dalmak
40
Genel
rush about
f.
koşuşmak
41
Genel
rush a bill through
f.
bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek
42
Genel
rush into
f.
akın etmek
43
Genel
rush somebody off his feet
f.
iki ayağını bir pabuca sokmak
44
Genel
rush somebody
f.
sıkboğaz etmek
45
Genel
rush out
f.
fırlamak
46
Genel
rush somebody off one's feet
f.
sıkboğaz etmek
47
Genel
rush in
f.
üşüşmek
48
Genel
rush someone to hospital
f.
apar topar hastaneye götürmek
49
Genel
rush towards record
f.
rekora koşmak
50
Genel
rush someone to the hospital
f.
birini hastaneye yetiştirmek
51
Genel
rush [canada] [us]
f.
garanti altına almaya çalışmak
52
Genel
rush [canada] [us]
f.
kesinleştirmek için uğraşmak
53
Genel
rush [canada] [us]
f.
muhafaza etmeye çalışmak
54
Genel
from the on rush
zf.
başlangıcından
Phrasals
55
Öbek Fiiller
rush along
f.
acele ile gitmek
56
Öbek Fiiller
rush for something
f.
aceleyle bir yere gitmek
57
Öbek Fiiller
rush back
f.
aceleyle geri dönmek
58
Öbek Fiiller
rush over
f.
aceleyle gitmek
59
Öbek Fiiller
rush at someone
f.
birine doğru koşmak/saldırmak
60
Öbek Fiiller
rush something into print
f.
baskıya yetiştirmek
61
Öbek Fiiller
rush into
f.
bir işe düşünmeden/hızla girişmek
62
Öbek Fiiller
rush something through
f.
bir şeyi hızla/aceleyle bir yerden geçirmek
63
Öbek Fiiller
rush something off to someone
f.
birine bir şey yetiştirmek
64
Öbek Fiiller
rush along
f.
boyunca hızla gitmek
65
Öbek Fiiller
rush off from
f.
bir yerden aceleyle çıkmak/ayrılmak
66
Öbek Fiiller
rush outside
f.
dışarıya kaçmak/akın etmek
67
Öbek Fiiller
rush over
f.
çabucak gitmek
68
Öbek Fiiller
rush along
f.
hızla katetmek
69
Öbek Fiiller
rush back
f.
geriye koşturmak
70
Öbek Fiiller
rush over
f.
hızla gitmek
71
Öbek Fiiller
rush around
f.
koşuşturmak
72
Öbek Fiiller
rush upon
f.
saldırmak
73
Öbek Fiiller
rush through
f.
hızla/aceleyle bir yerden geçmek
74
Öbek Fiiller
rush through
f.
bir yerden çabucak geçmek
75
Öbek Fiiller
rush through
f.
hızla/aceleyle bir yerden geçirmek
76
Öbek Fiiller
rush through
f.
bir yerden çabucak geçirmek
77
Öbek Fiiller
rush through
f.
aceleyle bitirmeye çalışmak
78
Öbek Fiiller
rush through
f.
aceleyle yapmaya çalışmak
79
Öbek Fiiller
rush through
f.
çabucak bitirmeye/yapmaya çalışmak
80
Öbek Fiiller
rush through
f.
apar topar yapmaya/bitirmeye çalışmak
81
Öbek Fiiller
rush through
f.
paldır küldür yapmaya/bitirmeye çalışmak
82
Öbek Fiiller
rush through
f.
aceleyle tamamlatmaya çalışmak
83
Öbek Fiiller
rush through
f.
aceleyle yaptırmaya çalışmak
84
Öbek Fiiller
rush through
f.
çabucak tamamlatmaya/yaptırmaya çalışmak
85
Öbek Fiiller
rush through
f.
apar topar yaptırmaya/tamamlatmaya çalışmak
86
Öbek Fiiller
rush through
f.
paldır küldür yaptırmaya/tamamlatmaya çalışmak
87
Öbek Fiiller
rush in
f.
aceleyle içeri sokmak
88
Öbek Fiiller
rush in
f.
telaşla içeri sokmak
89
Öbek Fiiller
rush in
f.
acele hareket etmek
90
Öbek Fiiller
rush in
f.
dikkatsizce hareket etmek
91
Öbek Fiiller
rush in
f.
düşünmeden girişmek/dalmak
92
Öbek Fiiller
rush in
f.
hazırlıksız girişmek/dalmak
93
Öbek Fiiller
rush in
f.
aceleyle girmek
94
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
hızla girmek
95
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
içeri dalmak
96
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleyle içeri sokmak
97
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
telaşla içeri sokmak
98
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
acele hareket etmek
99
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
dikkatsizce hareket etmek
100
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
düşünmeden girişmek/dalmak
101
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
hazırlıksız girişmek/dalmak
102
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleyle girmek
103
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleye getirmek
104
Öbek Fiiller
rush at
f.
üstüne yürümek
105
Öbek Fiiller
rush at
f.
birine doğru gitmek
106
Öbek Fiiller
rush at
f.
(sinirli bir halde) bir şeye doğru yürümek
107
Öbek Fiiller
rush away
f.
aceleyle ayrılmak
108
Öbek Fiiller
rush away
f.
topuklamak
109
Öbek Fiiller
rush away
f.
hızlıca uzaklaşmak
110
Öbek Fiiller
rush off
f.
aceleyle ayrılmak
111
Öbek Fiiller
rush off
f.
topuklamak
112
Öbek Fiiller
rush off
f.
hızlıca uzaklaşmak
113
Öbek Fiiller
rush (something) to print
f.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
114
Öbek Fiiller
rush (something) to print
f.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
115
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
116
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
sinirle (birine) doğru gitmek
117
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
sinirli bir halde (birine/bir şeye) doğru yürümek
118
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
koşup (birine/bir şeye) saldırmak
119
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
120
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) üşüşmek
121
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
çabucak (bir şey) elde etmeye çalışmak
122
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
hızlıca (bir şeye) erişmeye çalışmak
123
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(bir şeye) sahip olmak için acele etmek
124
Öbek Fiiller
rush out of
f.
-den fırlayıp çıkmak
125
Öbek Fiiller
rush out of
f.
-den dışarı fırlamak
126
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) fırlayıp çıkmak
127
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı fırlamak
128
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla çıkarmak
129
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak
130
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla tahliye etmek
131
Öbek Fiiller
rush to (someone, something, or some place)
f.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
132
Öbek Fiiller
rush to (someone, something, or some place)
f.
(birine/bir şeye) üşüşmek
133
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şey) için acele etmek
134
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şeyi) yapmak için acele etmek
135
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şeye) koşmak
136
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şey) yapmak için hemen koşmak
137
Öbek Fiiller
rush to (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) yetiştirmek
138
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
aceleyle (birinin/bir şeyin) yanına gitmek
139
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yanına koşmak
140
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak
141
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
hızla gelip (birine/bir şeye) dayanmak
Phrases
142
İfadeler
rush the growler
f.
(barda kovada veya sürahide) bira almak
143
İfadeler
with a rush
zf.
acele ile
144
İfadeler
at a rush
zf.
aceleyle
145
İfadeler
at a rush
zf.
koştura koştura
146
İfadeler
at a rush
zf.
paldır küldür
147
İfadeler
with a rush
expr.
birdenbire
148
İfadeler
with a rush
expr.
çabucak
149
İfadeler
with a rush
expr.
paldır küldür
Proverb
150
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
cesaret budalalıktır
151
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
aptallar düşünmeden hareket eder
152
Atasözü
fools rush in
aptallar düşünmeden hareket eder
153
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
ahmaklar acele eder
154
Atasözü
fools rush in
ahmaklar acele eder
Colloquial
155
Konuşma Dili
gold rush
i.
beklenmedik zenginlik
156
Konuşma Dili
gold rush
i.
beklenmedik şans
157
Konuşma Dili
gold rush
i.
gökten gelen refah
158
Konuşma Dili
gold rush
i.
talih kuşu
159
Konuşma Dili
a rush on (something)
i.
(bir şeye) üşüşme
160
Konuşma Dili
a rush on (something)
i.
(bir şeye) büyük/yoğun talep
161
Konuşma Dili
rush of the city life
i.
şehir hayatı koşuşturmacası
162
Konuşma Dili
rush on
i.
-e üşüşme
163
Konuşma Dili
rush on
i.
-e yoğun talep
164
Konuşma Dili
sugar rush
i.
fazla miktarda şeker yedikten sonra oluşan aşıraı enerji
165
Konuşma Dili
be in a rush
f.
acele içinde olmak
166
Konuşma Dili
rush out
f.
birden önüne çıkmak
167
Konuşma Dili
rush out
f.
birden ortaya çıkmak
168
Konuşma Dili
rush out
f.
pat diye önüne çıkmak
169
Konuşma Dili
be in a rush
f.
telaş içinde olmak
170
Konuşma Dili
no rush
ünl.
acele etme
171
Konuşma Dili
in a mad rush
expr.
alelacele
172
Konuşma Dili
in a mad rush
expr.
aceleyle
173
Konuşma Dili
where's the rush?
expr.
ne bu acelen?
174
Konuşma Dili
in a mad rush
expr.
telaş içinde
175
Konuşma Dili
in no rush
expr.
acelesi olmayan
176
Konuşma Dili
in no rush
expr.
acelesi yok
177
Konuşma Dili
in no rush
expr.
vakti var
178
Konuşma Dili
in no rush
expr.
can atmayan
179
Konuşma Dili
in no rush
expr.
çok istekli değil
Idioms
180
Deyim
a rush of blood to the head
i.
beyne kan sıçraması
181
Deyim
a sudden rush of blood to the head
i.
beyne kan sıçraması
182
Deyim
gold rush
i.
devletkuşu
183
Deyim
gold rush
i.
devlet kuşu
184
Deyim
rush on something
i.
-e yoğun talep/akın
185
Deyim
a tearing rush
i.
aşırı acele
186
Deyim
a tearing rush
i.
aşırı hız
187
Deyim
a tearing rush
i.
koştur koştur
188
Deyim
a (sudden) rush of blood (to the head)
i.
(bir anda) tepesi atma
189
Deyim
a (sudden) rush of blood (to the head)
i.
(bir anda) sigortaları atma
190
Deyim
a mad rush
i.
acele
191
Deyim
a mad rush
i.
telaş
192
Deyim
a mad rush
i.
koşturmaca
193
Deyim
a mad rush
i.
hücum
194
Deyim
a rush of blood
i.
galeyana gelme
195
Deyim
a rush of blood
i.
gaza gelme
196
Deyim
a rush of blood to the head
i.
galeyana gelme
197
Deyim
a rush of blood to the head
i.
gaza gelme
198
Deyim
a tearing hurry/rush
i.
aşırı acele
199
Deyim
a tearing hurry/rush
i.
koştur koştur
200
Deyim
a tearing hurry/rush
i.
büyük bir hız
201
Deyim
a tearing hurry/rush
i.
büyük bir acele
202
Deyim
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
i.
aşırı bir acele (içerisinde olmak)
203
Deyim
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
i.
aşırı bir koşturma (içerisinde olmak)
204
Deyim
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
i.
büyük bir hız (içerisinde olmak)
205
Deyim
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
i.
büyük bir acele (içerisinde olmak)
206
Deyim
mad rush
i.
hücum
207
Deyim
mad rush
i.
koşturmaca
208
Deyim
mad rush
i.
telaş
209
Deyim
mad rush
i.
acele
210
Deyim
be in a tearing rush [uk]
f.
aşırı acelesi olmak
211
Deyim
be in a tearing rush [uk]
f.
koştur koştur koşturmak
212
Deyim
rush one's fences
f.
acele etmek
213
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
aceleyle sağa sola koşuşturmak
214
Deyim
(there's) a rush on something
f.
birşeye büyük talep olmak
215
Deyim
rush someone off his feet
f.
birinin iki ayağını bir pabuca sokmak
216
Deyim
give someone the bum's rush
f.
birini bir yerden zor kullanarak kovmak
217
Deyim
give someone the bum's rush
f.
birisini bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
218
Deyim
rush headlong into something
f.
bir işe düşünmeden girişmek,bir işe aceleyle girişmek
219
Deyim
rush to conclusions
f.
çabuk sonuç çıkarmak
220
Deyim
see the bum's rush
f.
defetmek
221
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
heyecanlı biçimde koşuşmak
222
Deyim
rush someone off his feet
f.
iki ayağını bir pabuca sokmak
223
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
oradan oraya koşmak
224
Deyim
see the bum's rush
f.
kapı dışarı etmek
225
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
kuyruğu tava sapına dönmek
226
Deyim
rush around like a blue-arsed fly
f.
karınca gibi oradan oraya koşturmak
227
Deyim
see the bum's rush
f.
kovmak
228
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
kıçına neft yağı sürülmüş gibi sağa sola koşturmak
229
Deyim
rush from pillar to post
f.
mekik dokumak
230
Deyim
rush around like a blue arsed fly
f.
telaşla ortalıkta dolanmak
231
Deyim
rush to conclusions
f.
yeterince bilmeden/düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak
232
Deyim
get the bum's rush
f.
kapı dışarı edilmek
233
Deyim
get the bum's rush
f.
zorla gönderilmek
234
Deyim
get the bum's rush
f.
bir yerden atılmak
235
Deyim
get the bum's rush
f.
dışarı atılmak
236
Deyim
get the bum's rush
f.
kapının önüne koyulmak
237
Deyim
get the bum's rush
f.
defedilmek
238
Deyim
get the bum's rush
f.
kovulmak
239
Deyim
get the bum's rush
f.
hemen reddedilmek
240
Deyim
get the bum's rush
f.
kesinlikle önemsenmemek
241
Deyim
get the bum's rush
f.
kestirilip atılmak
242
Deyim
give the bum's rush
f.
dışarı atmak
243
Deyim
give the bum's rush
f.
kapı dışarı etmek
244
Deyim
give the bum's rush
f.
kapının önüne koymak
245
Deyim
give the bum's rush
f.
kovmak
246
Deyim
give the bum's rush
f.
defetmek
247
Deyim
rush (one's) fences
f.
çite çok hızlı yaklaşıp üzerinden atlayamamak (at)
248
Deyim
rush (one's) fences
f.
hızla çite yaklaşıp üstünden atlayacak yeterince zamanı ve yeri kalmamak (at)
249
Deyim
rush (one's) fences
f.
apart topar hareket etmek
250
Deyim
rush (one's) fences
f.
aceleye getirmek
251
Deyim
rush (one's) fences
f.
tedbirsizce/dikkatsizce hareket etmek
252
Deyim
rush (something) into print
f.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
253
Deyim
rush (something) into print
f.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
254
Deyim
bum rush
f.
paldır küldür dalmak
255
Deyim
bum rush
f.
hücum etmek
256
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
257
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) bir yerden kovmak
258
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) bir yerden zorla çıkarmak
259
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) bir yerden atmak
260
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) kovmak
261
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birine) tekmeyi vurmak
262
Deyim
give (one) the bum's rush
f.
(birini) anında kapının önüne koymak
263
Deyim
have a (sudden) rush of blood to the head
f.
beynine kan sıçramak
264
Deyim
have a (sudden) rush of blood to the head
f.
(bir anda) beynine kan sıçramak
265
Deyim
have a (sudden) rush of blood to the head
f.
(bir anda) tepesi atmak
266
Deyim
have a (sudden) rush of blood to the head
f.
(bir anda) sigortaları atmak
267
Deyim
have a rush of blood to the head [humorous]
f.
kan beynine sıçramak
268
Deyim
have a rush of blood to the head [humorous]
f.
galeyana gelmek
269
Deyim
have a rush of blood to the head [humorous]
f.
gaza gelme
270
Deyim
rush to the hospital
f.
hastaneye koşmak
271
Deyim
rush to the hospital
f.
aceleyle hastaneye gitmek
272
Deyim
rush to the hospital
f.
hastaneye yetiştirmek
273
Deyim
rush to the hospital
f.
hemen hastaneye götürmek
274
Deyim
rush your fences [uk]
f.
acele etmek
275
Deyim
rush your fences [uk]
f.
apart topar hareket etmek
276
Deyim
rush your fences [uk]
f.
aceleye getirmek
277
Deyim
rush your fences [uk]
f.
tedbirsizce/dikkatsizce hareket etmek
278
Deyim
in a rush
s.
acelesi olan
279
Deyim
in a rush
s.
telaş içinde
280
Deyim
in a rush
zf.
alelacele
281
Deyim
in a rush
zf.
aceleyle
282
Deyim
in a rush
zf.
telaşla
283
Deyim
in a mad rush
expr.
çılgın gibi
284
Deyim
in no rush
expr.
acelesi yok
285
Deyim
in no rush
expr.
vakti var
286
Deyim
in no rush
expr.
meşgul değil
287
Deyim
in no rush
expr.
isteksiz
288
Deyim
in no rush
expr.
gönülsüz
289
Deyim
in no rush
expr.
niyeti yok
290
Deyim
in no rush
expr.
hevesli değil
291
Deyim
not in a/any rush
expr.
acelesi yok
292
Deyim
not in a/any rush
expr.
vakti var
293
Deyim
not in a/any rush
expr.
meşgul değil
294
Deyim
not in a/any rush
expr.
isteksiz
295
Deyim
not in a/any rush
expr.
gönülsüz
296
Deyim
not in a/any rush
expr.
niyeti yok
297
Deyim
not in a/any rush
expr.
hevesli değil
Speaking
298
Konuşma
don't rush it
i.
acele etme
299
Konuşma
don't rush me!
expr.
acele ettirme beni!
300
Konuşma
why the rush?
expr.
acelen ne?
301
Konuşma
what's the rush?
expr.
acelen ne?
302
Konuşma
don't rush it
expr.
aceleye getirme
303
Konuşma
what's the rush?
expr.
arkandan atlı mı kovalıyor?
304
Konuşma
what's the rush?
expr.
atlı mı kovalıyor?
305
Konuşma
what's the big rush anyway?
expr.
bu kadar acele niye?
306
Konuşma
what's the rush?
expr.
bu acele de ne?
307
Konuşma
don't rush me!
expr.
iki ayağımı bir pabuca sokma!
308
Konuşma
what's your rush?
expr.
ne bu acelen?
309
Konuşma
don't rush it
expr.
(yaparken) acele etme
Trade/Economic
310
Ticaret/Ekonomi
adrenaline rush
i.
adrenalin yükselmesi
311
Ticaret/Ekonomi
gold rush
i.
altına hücum
312
Ticaret/Ekonomi
adrenaline rush
i.
adrenalin hücumu
313
Ticaret/Ekonomi
gold rush
i.
altın akını
314
Ticaret/Ekonomi
the rush of business
i.
iş bolluğu
315
Ticaret/Ekonomi
rush hour
i.
trafiğin yoğun olduğu saatler
316
Ticaret/Ekonomi
rush of orders
i.
yüklü miktarda sipariş
317
Ticaret/Ekonomi
rush up the prices
f.
fiyatları süratle yükseltmek
Politics
318
Siyasal
rush of immigrants
i.
göçmen akını
Technical
319
Teknik
rush hour traffic
i.
iş trafiği
320
Teknik
rush candle
i.
saz mumu
Lighting
321
Aydınlatma
rush light
i.
saz mumu
322
Aydınlatma
rush light
i.
yağa batırılarak mum olarak kullanılan saz
323
Aydınlatma
rush light
i.
kuru sazdan yapılan mum
Automotive
324
Otomotiv
rush hour
i.
yoğun saat
Marine
325
Denizcilik
down rush
i.
geri dönüş akımı
Zoology
326
Zooloji
rush toad
i.
haçlı kara kurbağası
Botanic
327
Botanik
nut rush (scleria)
i.
sert kabuklu meyveleri olan çiçekli bir saz
328
Botanik
needle rush (eleocharis acicularis)
i.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
329
Botanik
needle spike rush
i.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
330
Botanik
slender spike rush
i.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
331
Botanik
needle rush (juncus roemerianus)
i.
güneydoğu abd'de yetişen, düz yuvarlak sert yaprakları ve sivri uçlu çanak yaprakları olan bir hasırotu
332
Botanik
twig rush
i.
cladium cinsinden olan saz benzeri bitki
333
Botanik
twig rush (cladium mariscoides)
i.
sert kenarlı yaprakları olan saz benzeri bir bitki türü
334
Botanik
jointleaf rush (juncus articulatus)
i.
camışotu
335
Botanik
jointleaf rush (juncus articulatus)
i.
kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen bir hasırotu
336
Botanik
jointed rush
i.
camışotu
337
Botanik
jointed rush
i.
kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen bir hasırotu
338
Botanik
flowering rush
i.
bataklık gülü
339
Botanik
grass rush
i.
bataklık gülü
340
Botanik
hard rush
i.
çayır sazı
341
Botanik
flowering rush
i.
hasırotu
342
Botanik
grass rush
i.
hasırotu
343
Botanik
soft rush
i.
hasırotu
344
Botanik
common rush
i.
hasırotu
345
Botanik
toad rush
i.
kofa
346
Botanik
soft rush
i.
saz otu
347
Botanik
common rush
i.
saz otu
348
Botanik
rush nut
i.
yer bademi
349
Botanik
rush nut
i.
papirüsgil familyasına ait bir tür
350
Botanik
common spike-rush (eleocharis palustris)
i.
delisaz
351
Botanik
bald rush
i.
psilocarva cinsine ait amerikan sazı
352
Botanik
scouring rush (equisetum hyemale robustum)
i.
pürüzlü atkuyruğu
353
Botanik
variegated scouring rush
i.
atkuyruğu familyasına ait bir bitki
354
Botanik
mat rush (scirpus lacustris)
i.
su sandalye sazı
355
Botanik
mat rush (scirpus lacustris)
i.
ingiltere'de hasır yapımında kullanılan bir tür saz
356
Botanik
rush family
i.
sazgiller
357
Botanik
rush family
i.
saz familyası
358
Botanik
jointed rush (juncus articulatus)
i.
çamışotu
359
Botanik
toad rush (juncus bufonius)
i.
kofa
360
Botanik
salt rush (juncus leseurii)
i.
kuzey amerika'nın pasifik sahilinde yetişen bir saz
361
Botanik
slender rush (juncus tenuis)
i.
ince çayır
362
Botanik
wood rush
i.
luzula cinsinden olan bitki
363
Botanik
cotton rush
i.
fukarasaçı
364
Botanik
bog rush
i.
kofa
365
Botanik
bog rush
i.
inekgözü
366
Botanik
rush rose (helianthemum scoparium)
i.
abd'nin güneydoğusuna özgü odunsu, sarı çiçekli ve çok yıllık bir bitki
367
Botanik
moss rush (juncus squarrosus)
i.
juncus cinsinden olan bir saz
368
Botanik
rush nut
i.
avrupa'ya özgü, küçük ve yenilebilir badem benzeri yumruları olan bir bitki
369
Botanik
rush aster
i.
bir yıldızpatı türü
370
Botanik
rush broom (viminaria denudata)
i.
uzun ince dalları olan baklagillerden bir avustralya bitkisi
371
Botanik
rush grass
i.
ince köklü bir ot
372
Botanik
rush-grass
i.
ince köklü bir ot
373
Botanik
rush matting
i.
hasır paspas
374
Botanik
rush matting
i.
hasır halı
375
Botanik
rush matting
i.
hasır mat
376
Botanik
rush matting
i.
hasır kilim
377
Botanik
dutch rush (equisetum hyemale)
i.
pürüzlü atkuyruğu
378
Botanik
dutch rush (equisetum hyemale)
i.
silisli sapları çanak çömleklerin perdahlanması ve aşındırılmasında kullanılan bir atkuyruğu
379
Botanik
club rush
i.
şeytan mumu
380
Botanik
club rush
i.
topakbedri
381
Botanik
club-rush
i.
topakbedri
382
Botanik
flowering rush
i.
su menekşesi
383
Botanik
flowering rush
i.
avrupa'ya özgü hasırotu benzeri bir bitki
384
Botanik
shave rush
i.
atkuyruğu
385
Botanik
shave rush
i.
pürüzlü atkuyruğu
386
Botanik
spike rush
i.
eleocharis cinsi bir hasırotu
387
Botanik
spike-rush
i.
eleocharis cinsi çok yıllık bitki
History
388
Tarih
land rush
i.
arazi kapma yarışı
389
Tarih
oklahoma land rush
i.
arazi kapma yarışı
390
Tarih
land rush
i.
toprak kapma yarışı
391
Tarih
oklahoma land rush
i.
toprak kapma yarışı
392
Tarih
the california gold rush
i.
california altın hücumu
Geography
393
Coğrafya
rush center
i.
kansas eyaletinde şehir
394
Coğrafya
rush city
i.
minnesota eyaletinde şehir
395
Coğrafya
rush valley
i.
utah eyaletinde şehir
396
Coğrafya
rush hill
i.
missouri eyaletinde yerleşim yeri
397
Coğrafya
rush springs
i.
oklahoma eyaletinde yerleşim yeri
398
Coğrafya
rush river
i.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Sport
399
Spor
bull rush
i.
defans oyuncusunun hücum oyuncusuna doğru yaptığı hücum
400
Spor
odd-man rush
i.
(hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi
Football
401
Futbol
bunt rush
i.
(amerikan futbolunda) toplu hücum
402
Futbol
rush line
i.
defans oyuncularından oluşan hat
Cinema
403
Sinema
rush print
i.
deneme kopyası
404
Sinema
rush print
i.
deneme eşlemi
Ornithology
405
Kuşbilim
wind rush
i.
kızıl ardıç
Slang
406
Argo
dental rush
i.
dişçi randevusu öncesi yapılan diş fırçalama
407
Argo
resolution rush
i.
yılın ilk haftalarında yeni yıl kararlarını uygulamak için spor salonlarına akın eden insanların yarattığı yoğunluk
408
Argo
bum's rush
i.
kıçına tekmeyi vurma
409
Argo
bum's rush
i.
zorla çıkarma
410
Argo
bum's rush
i.
kapı dışarı etme
411
Argo
bum's rush
i.
kovma
412
Argo
bum's rush
i.
dışarı atma
413
Argo
bum's rush
i.
kapının önüne koyma
414
Argo
bum's rush
i.
defetme
415
Argo
bum's rush
i.
hemen reddetme
416
Argo
bum's rush
i.
direkt reddetme
417
Argo
bum's rush
i.
kesinlikle reddetme
418
Argo
bum's rush
i.
kati suretle reddetme
419
Argo
bum’s rush
i.
bir yerden zorla çıkarma
420
Argo
bum rush
f.
bir yeri işgal etmek
421
Argo
get a rush
f.
heyecan duymak
422
Argo
get a rush
f.
heyecan yapmak
423
Argo
give the bum's rush
f.
kıçına tekmeyi vurmak
424
Argo
give the bum's rush
f.
zorla çıkarmak
425
Argo
get the bum's rush
f.
kıçına tekmeyi yemek
426
Argo
get the bum's rush
f.
zorla çıkarılmak
427
Argo
give somebody the bum's rush
f.
birini bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
428
Argo
give somebody the bum's rush
f.
birini bir yerden atmak
429
Argo
give somebody the bum's rush
f.
birini kovmak
430
Argo
give somebody the bum's rush
f.
birine tekmeyi vurmak
431
Argo
give somebody the bum's rush
f.
birine yol vermek
432
Argo
get the bum's rush
f.
bir yerden zorla çıkarılmak
433
Argo
get the bum's rush
f.
bir yerden atılmak
434
Argo
get the bum's rush
f.
kovulmak
435
Argo
get the bum's rush
f.
kıçına tekmeyi yemek
436
Argo
get the bum's rush
f.
yol verilmek
British Slang
437
İngiliz Argosu
(the) bum's rush
i.
defetme
438
İngiliz Argosu
(the) bum's rush
i.
kovma
Star Wars
439
Star Wars
operation mad rush
i.
alelacele operasyonu
440
Star Wars
rush clovis's office
i.
rush clovis'in ofisi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of rush
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy