İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | rush to (something) f. | (bir şey) için acele etmek |
Öbek Fiiller | rush to (something) f. | (bir şeyi) yapmak için acele etmek |
Öbek Fiiller | rush to (something) f. | (bir şeye) koşmak |
Öbek Fiiller | rush to (something) f. | (bir şey) yapmak için hemen koşmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | rush something off to someone f. | birine bir şey yetiştirmek |
Öbek Fiiller | rush (something) to print f. | (bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek |
Öbek Fiiller | rush (something) to print f. | (bir şeyi) aceleyle bastırmak |
Öbek Fiiller | rush to (someone, something, or some place) f. | (birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak |
Öbek Fiiller | rush to (someone, something, or some place) f. | (birine/bir şeye) üşüşmek |
Öbek Fiiller | rush to (someone or something) f. | (birine/bir şeye) yetiştirmek |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | aceleyle (birinin/bir şeyin) yanına gitmek |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) yanına koşmak |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | hızla gelip (birine/bir şeye) dayanmak |