ikna - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ikna



"ikna" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ikna persuasion i.
General
ikna convincing i.
ikna satisfaction i.
ikna inducement i.
ikna enticement i.
ikna conviction i.
ikna dissuasion i.
ikna suasion i.
ikna ticement [obsolete] i.
ikna bribe i.
Colloquial
ikna arm-twisting i.
Technical
ikna inducement i.
Psychology
ikna persuasion i.

"ikna" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ikna etme persuasion i.
temin etmek (rahatlatıcı/ikna edici sözlerle) assure f.
ikna etmek induce f.
ikna etmek convince f.
ikna etmek persuade f.
ikna edici persuasive s.
ikna edici convincing s.
General
ikna edicilik forcibleness i.
ikna edicilik persuasiveness i.
ikna yeteneği persuasiveness i.
ikna edici kimse persuader i.
dönmeye ikna edilmiş kişi convert i.
ikna edicilik cogency i.
ikna edicilik convincingness i.
ikna edici olma persuasiveness i.
ikna edebilme gücü persuasiveness i.
ikna yeteneği gift of persuasion i.
ikna yeteneği cogency i.
ikna etmeye çalışmaya jawboning i.
ikna edici söz assurance i.
ikna modeli persuasion model i.
ikna yeteneği powers of persuasion i.
ikna gücü cogency i.
yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi door-in-the-face technique i.
ikna yeteneği diplomacy i.
ikna becerisi persuasive skill i.
ikna becerisi persuasive ability i.
ikna yeteneği ability of persuasion i.
ikna yeteneği persuasive ability i.
ikna becerisi cogency i.
ikna yeteneği persuasive skill i.
ikna becerisi ability of persuasion i.
ikna kabiliyeti cogency i.
ikna kabiliyeti ability of persuasion i.
ikna kabiliyeti persuasive ability i.
ikna kabiliyeti persuasive skill i.
ikna edici persuader i.
ikna edilen kişi persuadee i.
beyin yıkama/zorla ikna etme thought control i.
beyin yıkama/zorla ikna etme coercive persuasion i.
beyin yıkama/zorla ikna etme mind abuse i.
beyin yıkama/zorla ikna etme brainwashing i.
ikna edici mesaj persuasive message i.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point i.
ikna olma persuasion i.
nazikçe, tatlı dille ikna etme coaxing i.
ikna yeteneği authority i.
ikna edici iletişim articulacy i.
ikna yöntemleri artillery i.
ikna edilebilirlik persuadability i.
ikna edilmemiş olma unpersuasion i.
ikna edememe unpersuasiveness i.
ikna edemez olma unpersuasiveness i.
tatlı dil dökerek ikna etme wheedling i.
insanları ikna etmek için bir mesajı yayma evangelism i.
ikna edici söz line i.
ikna kabiliyeti olan kimse wit i.
tatlı dille ve dil dökerek ikna etmeye çalışan kimse wheedler i.
tatlı dille ve dil dökerek ikna etmeye çalışan kimse coaxer i.
ikna kabiliyeti yüksek kimse whisperer i.
ikna etmek veya etkilemek için başvurulan hayali söz veya eylemler hand waving i.
doğrudan, etkili ve ikna edici konuşma home-speaking i.
ikna edici güç rhetoric i.
güzel konuşarak ikna eden kimse someone with a glib tongue i.
ikna amaçlı söylev deliberative i.
muhtemel partnerlerini ikna konusunda çok başarılı kimse operator i.
ikna etme overpersuasion i.
ikna etme overruling i.
(müzik, şiir) eğlendirmek veya ikna etmek yerine etkilemek üzere tasarlanmış ifade incantation i.
ikna edilebilir olma inclinableness i.
güzellikle ikna etme coax i.
ikna etme comether [dialect] [uk] i.
ikna kabiliyeti salesmanship i.
ikna edici olma cogence i.
yaptıklarının doğruluğuna ikna olma durumu conviction i.
yanlışa ikna etme conviction i.
ikna etme convincement i.
ikna olma convincement i.
ikna eden kimse convincer i.
ikna eden şey convincer i.
ikna edilebilirlik flexibility i.
müşterileri kumara ikna eden kimse roper i.
ikna edici olmayan duyuru scotch verdict i.
boş sloganlarla ikna etme sloganeering i.
ikna yeteneği olan kimse smooth-talker i.
ikna kabiliyeti soft soap i.
ikna ederek üye toplamaya çalışan kimse proselytiser i.
ikna ederek üye toplamaya çalışan kimse proselytizer i.
ikna edici teşvik protreptic i.
tatlı dil ile ikna etme suppalpation i.
ikna etmek have a way with f.
ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya) entice f.
ikna etmek get around somebody f.
ikna etmeye çalışmak reason f.
ikna etmek assure f.
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek win someone round f.
ikna etmek prevail on f.
ikna olmak be persuaded f.
ikna etmek talk into f.
ikna etmek talk somebody into f.
dil dökerek birini bir şey yapmaya ikna etmek wheedle someone into f.
ikna etmek convince f.
ikna olmamak doubt f.
ikna etmek jolly f.
ikna etmek win f.
ikna etmeye çalışmak lay siege to f.
ikna olmak be convinced f.
tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek argue someone into something f.
ikna etmek prevail upon f.
tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya) entice f.
ikna etmek dispose f.
ikna etmek prevail up f.
ikna etmek satisfy f.
birini bir şeyi yapmaya ikna etmek talk someone into something f.
tamamen ikna etmek sweep someone off one's feet f.
birisini ikna etmeye çalışmak work on f.
ikna etmek bring over f.
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek win someone over f.
ikna etmek cajole f.
ikna etmek interest f.
ikna etmek influence f.
ikna etmek get round somebody f.
ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) reason with f.
ikna etmek coax f.
tatlı sözlerle birini bir şeye ikna etmek jolly someone into f.
birini ikna ederek desteğini sağlamak win someone over f.
ikna etmek bring around f.
ikna etmek draw f.
ikna etmek bring round f.
yapmamaya ikna etmek talk out of f.
ikna etmek argue f.
ikna etmek bring f.
ikna etmek wheedle f.
ikna etmek entice f.
ikna etmek sell somebody on f.
birini ikna ederek desteğini sağlamak win someone round f.
ikna etmek persuade f.
ikna etmek argue somebody into something f.
birini bir şeye/bir konuda ikna etmek convince somebody of something f.
ikna edici olmak be persuasive f.
ikna edici olmak be inducing f.
ikna edici olmak be convincing f.
ikna edici olmak be influential f.
ikna olmaya devam etmek remain convinced f.
tatlılıkla ikna etmek coax f.
ikna edici bir şekilde anlatmak drive the point home f.
ikna etmek get round f.
ikna etmek fast-talk f.
müşteriyi daha fazla ürün alması konusunda ikna etmek up-sell f.
ikna etmek reason with f.
ikna etmek talk round f.
-memeye ikna etmek talk out of f.
-meye ikna etmek talk into f.
tatlı dille ikna etmek wheedle f.
ikna etmek bring oneself to f.
müşteriyi daha pahalı olanı satın alması için ikna etmeye çalışmak upsell f.
teslim olmaya ikna etmek persuade someone to surrender f.
teslim olmaya ikna etmek convince someone to surrender f.
birini bir şey yapmaya ikna etmek argue someone into doing something f.
birisini bir şeyi yapmaması konusunda ikna etmek talk someone out of doing something f.
hastayı ikna etmek talk the patient into f.
hastayı ikna etmek persuade the patient f.
hastayı ikna etmek convince the patient f.
dil dökerek kandırmak/ikna etmek blag f.
birini bir şey yapmaya ikna etmek convince someone to do something f.
ikna etmek argue someone into something f.
ikna edilmek be persuaded f.
ikna edilmek be convinced f.
ikna etmeye çalışmak try to convince f.
ikna etmeye çalışmak try to persuade f.
kendini ikna etmek convince oneself f.
ikna ekmek get f.
tatlı sözle ikna etmek canoodle f.
yeniden ikna etmek reconvince f.
yoğun çaba göstererek ikna etmek badger f.
(birini) etki altına alarak bir şeye ikna ya da teşvik etmek charm [obsolete] f.
ikna etmek put the comether on f.
ikna etmek train f.
ikna etmeyi denemek attempt [obsolete] f.
ikna etmek engle [obsolete] f.
yalvararak ikna etmek entreat f.
ikna etmeye çalışmak entreat f.
yalvararak ikna etmek intreat f.
ikna etmeye çalışmak intreat f.
tatlılıkla ikna etmek enveigle f.
kandırarak (bir şeye) ikna etmek enveigle f.
tatlılıkla ikna etmek inveigle f.
kurnazlıkla (bir şeyi yapmaya) ikna etmek inveigle f.
tartışma veya pazarlık yoluyla ikna etmek banter f.
ikna etmek bend f.
tatlı sözlerle ikna etmeye çalışmak blandise f.
ikna etmek wise f.
(birini) evlenmeye ikna etmek win f.
(birini, bir grubu) bir şey yapmak için ikna etmeye çalışmak woo f.
(rakibin) başarılı veya ikna edici bir uygulamasını veya politikasını benimsemek me-too f.
ikna ederek elde etmek worm (out of) f.
tartışarak ikna etmek wrangle f.
ikna etmek bring f.
agresif ve ısrarcı taktiklerle ikna etmeye çalışmak high-pressure f.
ısrarcı, zorlayıcı veya ikna edici argümanlarla teşvik etmek high-pressure f.
ikna edici olmak hold water f.
ikna ile yönlendirmek hypnotise f.
ikna ile yönlendirmek hypnotize f.
ikna ile yönlendirmek hypnotise f.
yanlış şekilde ikna etmek mispersuade f.
ikna etmek move f.
ikna etmek reprove f.
ikna etmek gain (over) f.
birini ikna etmek entice someone f.
ikna etmek decide f.
(birini) suçlu hissettirerek bir şey yapmaya ikna etmek guilt (into) f.
ikna etmek overpersuade f.
ikna etmek overrule f.
ikna etmek oversway f.
ikna etmek recruit f.
ikna etmek dispute [obsolete] f.
ikna etmek ingle [obsolete] f.
önceden ikaz ederek ikna etmek diswarn f.
(birini) devlet memuru adayı olmak için ikna etmek draft f.
adım adım ikna etmek drib f.
ikna etmek fand [dialect] [uk] f.
güzellikle ikna etmek cuittle [scotland] f.
hızlı hızlı konuşarak ikna etmek fast talk f.
(rakibi) kendi sistemine veya partisine katılmaya ikna etmek co-opt f.
işçileri bir sendikaya katılmaya ikna etmek organize f.
işçileri sendika oluşturmaya ikna etmek organize f.
işçileri bir sendikaya katılmaya ikna etmek organise f.
işçileri sendika oluşturmaya ikna etmek organise f.
ikna etmeye çabalamak press home f.
ikna ederek elde etmek schnorr f.
ikna etmek scrounge f.
bunaltarak ikna etmek fret f.
ikna etmek smooth-talk f.
ikna etmek solicit f.
ikna edici olmak bear [obsolete] f.
teşvik sunarak katılmaya ikna etmek proselytise f.
kendi doktrinine ikna etmeye uğraşmak proselytise f.
ikna edip cemaate sokmaya çalışmak proselytise f.
teşvik sunarak katılmaya ikna etmek proselytize f.
kendi doktrinine ikna etmeye uğraşmak proselytize f.
ikna edip cemaate sokmaya çalışmak proselytize f.
(birini) para karşılığında sekse ikna etmek solicit f.
ikna etmek soother [dialect] f.
ikna etmek supparasite f.
ikna edilebilen amenable s.
ikna olmamış unconvinced s.
ikna edici olmayan inconclusive s.
ikna edici trenchant s.
ikna edici potent s.
ikna edilmiş brought around s.
ikna edici convincing s.
ikna edilmeye çalışılan jawboned s.
ikna ve ilzam edici cogent s.
ikna etmeyen unconvincing s.
ikna edilmiş persuaded s.
ikna edilen persuaded s.
ikna edilebilir persuadable s.
ikna edilebilir persuasible s.
ikna edilmeye uğraşılan jawboned s.
ikna edici olmayan unconvincing s.
ikna olmuş convinced s.
ikna edici satisfactory s.
ikna edilemez inconvincible s.
ikna edici cogent s.
ikna edici forceful s.
ikna edici forcible s.
ikna edilmiş convinced s.
ikna edici compelling s.
kolay ikna edilen exorable s.
ikna edilmemiş unpersuaded s.
ikna edilebilir suasible s.
ikna edilebilir convincible s.
ikna edici suasive s.
ikna edici suasory s.
ikna edici compelling s.
tatlı dille ikna eden coaxing s.
ikna edilebilir olmayan unamenable s.
ikna edici olmayan uncompelling s.
ikna etmeyen uncompelling s.
ikna edici olmayan unconcludent [obsolete] s.
ikna edilebilir entreatable s.
kolay ikna edilmeme unmalleable s.
ikna edilemeyen unmovable s.
ikna edilemez unmovable s.
ikna edilemeyen unpersuadable s.
ikna edilemez unpersuadable s.
ikna edemeyen unpersuasive s.
ikna edemez unpersuasive s.
ikna edilemeyen unsuasible s.
ikna edilemez unsuasible s.
tam ikna olmamış half-convinced s.
ikna edici hard-hitting s.
ikna etmeye veya talimat vermeye yönelik (yazı vb.) protreptic s.
ikna edici honey-tongued s.
ısrar ederek ikna etmeye meyilli missionary s.
ikna etmek için başvurulan rhetorical s.
üzerine düşmeden ikna eden low-pressure s.
ikna edici luculent s.
ikna edilemeyen impenetrable s.
ikna edilemez impersuadable s.
ikna edilemez impersuasible s.
ikna edici ingratiating s.
ikna edici ingratiatory s.
ikna edici (konuşma) come-hither [ireland] s.
ikna edici (yöntem) come-hither [ireland] s.
kolay ikna edilebilir doughfaced s.
ikna etmeyen paper-thin s.
ikna etmeyen feeble s.
ikna edici gibi duran plausible s.
ikna edici convictive s.
ikna edici parenetic s.
ikna edici silken s.
ikna edici silver s.
güçlü ve etkili şekilde ikna edici silver s.
tatlı dille ikna eden smooth-talking s.
(sözcükler) ikna edici soft-spoken s.
ikna eden protreptic s.
ikna eden protreptical [obsolete] s.
ikna edemeden unpersuasively zf.
ikna edici bir şekilde cogently zf.
ikna olmuş bir şekilde persuadedly zf.
ikna edici olmayan bir şekilde unconvincingly zf.
zayıf ve ikna edici olmayan tonda lamely zf.
ikna olmamış bir şekilde unconvincedly zf.
ikna edici bir şekilde trenchantly zf.
ikna edici şekilde persuasively zf.
ikna edici bir şekilde convincingly zf.
ikna edici bir biçimde eloquently zf.
ikna edilmez bir şekilde inconvincibly zf.
(bir çocuğu ikna ederken kullanılan) biz we zm.
Phrasals
ikna etmek talk through f.
ikna etmek talk out of f.
ikna etmek talk over f.
(birini) tüm parasını harcamaya ikna etmek lamb down [aus] f.
ikna etmek draw in f.
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek beguile (someone) into (doing something) f.
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek beguile someone into something f.
(birini bir şey) yapmamaya ikna etmek beguile someone out of something f.
(bir şeye) ikna etmek/inandırmak bring around f.
(bir şeye) ikna etmek bring someone around f.
(bir şeye) ikna etmek/inandırmak bring round f.
(bir şeyi yaparak) inandırmak/ikna etmek satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak coax (someone or something) in (something) f.
içeri girmeye ikna etmek coax (someone or something) in (something) f.
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak coax (someone or something) into (something) f.
içeri girmeye ikna etmek coax (someone or something) into (something) f.
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak coax (someone or an animal) in (to something) f.
içeri girmeye ikna etmek coax (someone or an animal) in (to something) f.
(birine ya da bir şeye) ikna olmak concede to (someone or something) f.
kullanmaması için ikna etmeye çalışmak steer away from (someone or something) f.
seçmesi için ikna etmeye çabalamak steer toward something f.
birisini ikna etmek/kandırmak deceive someone into something f.
birini bir şey yapmaya ikna etmek sway someone to something f.
birini bir şey yapması konusunda ikna etmek/oyuna getirmek fool someone into something f.
birini ikna etmek hoodwink someone into something f.
birini aksine ikna etmek co-opt someone into something f.
ikna etmek cajole someone into something f.
ile ikna etmek convince someone of something f.
kabul ettirmek için ikna etmek veya baskı yapmak urge upon f.
...'e ikna etmek persuade someone of something f.
(birini) (bir şey hakkında) ikna etmek sell someone on something f.
konuşarak sakinleştirmek/yatıştırmak/ikna etmek talk down f.
indirim yapmaya ikna etmek talk someone down f.
birini bir şeye/işe katılmaya ikna etmek draft someone into something f.
(birini/bir canlıyı bir şey yapmaya) ikna etmek entice (someone or something) into (something) f.
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force (someone or something) off (of) (something) f.
(birini/bir şeyi) bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force off f.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek force someone or something off (of) something f.
birini/bir şeyi bir yerden kalkmaya/çıkmaya ikna etmek and force someone or something off f.
(birini) sıkıştırıp istediği şeyi vermeye ikna etmek wring (something) from (someone or something) f.
ikna etmek get around f.
ikna etmek get around f.
bir şey yapmaya ikna etmek coax (someone or something) to (do something) f.
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey) yapmaya ikna etmek ya da zorlamak coax (someone or something) to (do something) f.
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek nudge (someone) into (doing) (something) f.
(birini bir şey yapması için) tatlılıkla ikna etmek nudge (someone) into (doing) (something) f.
(birini bir şeye) katılmaya ikna etmek drag (someone) into (something) f.
(bir şeye) ikna etmek sway to (something) f.
(bir şeyi) benimsemeye ikna etmek sway to (something) f.
(bir şeyi) yapmaya ikna etmek sway toward (something) f.
(bir şeyi) benimsemeye ikna etmek sway toward (something) f.
(bir şeye) ikna etmek swing to (something) f.
konuşarak ikna etmek talk around f.
tatlılıkla ikna etmek talk around f.
(birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek wring (something) out of (someone) f.
zorla yapmaya ikna/razı etmek wring out f.
birini bir şeye ikna etmek argue (one) into f.
(birini) tartışarak/konuşarak ikna etmek argue (someone) down f.
yapmaya ikna etmek argue into doing f.
(birini bir şeye) ikna etmek assure (one) of (something) f.
-e ikna etmek beguile into f.
(birini) taraf değiştirmeye ikna etmek bring (one) over f.
bir fikre/kavrama/sisteme ikna olmak buy into (something) f.
birini bir şeyi yapmamaya ikna etmek cajole someone out of something f.
birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek cajole someone out of something f.
(birini bir şey) yapmaya ikna etmek cajole (one) into (something) f.
birini bir şeyi yapmamaya ikna etmek cajole (one) out of (something) f.
birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek cajole (one) out of (something) f.
(birini/bir hayvanı) bir şeyi bırakmaya ikna etmek coax (someone or an animal) out of something f.
(birini/bir hayvanı) bir şeyden çıkmaya ikna etmek coax (someone or an animal) out of something f.
birini bir şey yapmaya ikna etmek coax someone to do something f.
(birini/bir hayvanı bir şeyden) çıkmaya ikna etmek coax (someone or something) out of (something) f.
(birini/bir hayvanı bir şeyi) bırakmaya ikna etmek coax (someone or something) out of (something) f.
girmeye ikna etmek/zorlamak coax in f.
çıkmaya ikna etmek coax out of f.
bırakmaya ikna etmek coax out of f.
'-e ikna olmak concede to f.
-e ikna etmek convince of f.
(bir şeye) ikna etmek convince of (something) f.
(birini bir şeyi) yapmaya ikna etmek co-opt (one) into (something) f.
(birini belli bir şekilde davranmaya) ikna etmek/yönlendirmek co-opt (one) into (something) f.
-e ikna etmek co-opt into f.
'-i yapmaya ikna etmek/zorlamak co-opt into f.
'-e katılmaya ikna etmek/zorlamak co-opt into f.
-e ikna etmek deceive into f.
-e katılmaya ikna etmek draft into f.
gitmeye ikna etmek drive away f.
birini (bir hayvanı) gitmeye ikna etmek drive someone (or an animal) away f.
(birini/bir şeyi bir şeyle) ikna etmek entice (someone or something) with (something) f.
(birini/kendini bir şey) konusunda ikna etmek/kandırmak fool (one or oneself) into (something) f.
-e ikna etmek fool into f.
tatlı dille ikna etmek get around f.
korkutarak ikna etmek get at f.
(birini) ikna etmek get round (someone) f.
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek hoodwink (someone) into (doing something) f.
ikna etmek hoodwink into f.
(birini kurnazlıkla bir şey yapmaya) ikna etmek inveigle (someone) into (something) f.
(birini) tatlı sözlerle (bir şey yapmaya) teşvik etmek/yüreklendirmek/ikna etmek jolly (someone) into (doing) (something) f.
(birini bir şeye) ikna etmek persuade (one) of (something) f.
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek persuade (one) to (do something) f.
-e ikna etmek persuade of f.
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek prevail upon (one) to (do something) f.
(birini bir şey yapmaya) ikna etmek prevail on (one) to (do something) f.
(birini) ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) reason with (one) f.
ikna etmek rope into f.
yapmaya ikna etmek rope into doing f.
-erek inandırmak/ikna etmek satisfy by f.
birini (bir şeyin değeriyle/çekiciliğiyle) ilgili ikna etmek sell someone on f.
(birini/kendini bir şey yapmaya) ikna etmek talk (someone or oneself) into (doing) (something) f.
konuşarak yapmaması konusunda ikna etmek talk out of doing f.
bir sporcunun bağlı olduğu takımdan habersiz/izinsiz onu başka takıma transfer olmaya ikna etmeye çalışmak tap up f.
(birini bir şey) yapmaya ayartmak/ikna etmek tempt (one) to (do something) f.
(birini) yalakalıkla (bir şey yapmaya) ikna etmek wheedle (one) into (doing something) f.
dil dökerek (birini bir şey yapmaya) ikna etmek wheedle (one) into (doing something) f.
dil dökerek ikna etmek wheedle into f.
yalakalıkla ikna etmek wheedle into f.
kendi görüşüne ikna etmek win around f.
ikna ederek kendi tarafına çekmek win around f.
ikna ederek desteğini kazanmak win around f.
kendi görüşüne ikna etmek win round f.
ikna ederek kendi tarafına çekmek win round f.
ikna ederek desteğini kazanmak win round f.
(birini) birisini ikna etmeye çalışmak work on (someone) f.
yapmaya ikna/razı etmek wring out of f.
Proverb
ikna etmek zorlamaktan daha iyi sonuç verir persuasion is better than force
zorlamak yerine ikna yöntemiyle başarıya ulaşmak daha olasıdır persuasion is better than force
ikna etme zorlamadan daha iyidir persuasion is better than force
Colloquial
kandırarak ikna etmek carney [brit] i.
ikna edilmesi zor kimse nut i.
ikna edici konuşma pitch i.
bir şeyi satın almaya ikna edici iddia/söz pitch i.
ikna edici bir şekilde konuşan kimse blagger i.
hemen inanan/ikna olan kimse easy game i.
(birini) ikna etme denemesi/girişimi try at someone i.
ikna kabiliyeti yüksek satıcı huckster i.
ikna edici konuşma fast talk i.
ikna edici kimse fast talker i.
ikna etme denemesi/girişimi try at i.
kandırarak ikna etmek carny [brit] f.
ikna edici olmak carry conviction f.
ikna etmek carry one's point f.
(daha iyi şartlar sunarak) başka yerde çalışmaya ikna etmek headhunt f.
cinsel ilişkiye ikna etmek undo f.
bir adayın destekçilerini oy kullanmaya ikna etmek için seçim günü kapı kapı dolaşmak knock up [uk] f.
konuşarak ikna etmeye çalışmak jaw f.
konuşarak ikna etmeye çalışmak jawbone f.
ikna etmek pitch f.
almaya ikna etmek pitch f.
(etkileme amacıyla) ikna etmek work f.
yapmaya ikna etmek coax to do f.
ikna edici konuşmak fast talk f.
(bir şey yapmaya) ikna etmek get to (do something) f.
ikna etmek have way with f.
yapmaya ikna etmek persuade to do f.
tatlı dille ikna etmek fast talk f.
agresif ve ısrarcı ikna taktikleri kullanan high-pressure s.
ikna olmuyor he/she isn't having any expr.
ikna olmuyor he/she isn't having any (of it) expr.
(bir şey) diyerek beni ikna ettin you had me at (something) expr.
Idioms
ikna edici konuşma come to jesus i.
(ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse silver-tongued i.
birini bir şeyi almaya ikna etmek için yapılan sunum a dog and pony show [us] i.
(birini) ikna etmeyi deneme a shot at (someone) i.
ikna edici konuşma a silver tongue i.
ikna edici konuşma a smooth tongue i.
insanları zekice manipüle ederek/yönlendirerek/ikna ederek başarılı olan kimse a smooth operator i.
ikna edici konuşma smooth talking i.
tatlı dille ikna etme smooth talking i.
ikna edici kimse soapy sam i.
konuşmasıyla ikna eden kimse soapy sam i.