Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
gücüyle
"gücüyle"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
gücüyle
by dint of
zf.
"gücüyle"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
uzak doğu’da insan gücüyle çekilen iki tekerlekli küçük faytonun motorlu versiyonu
auto-rickshaw
i.
2
Genel
kendi kas gücüyle uçmaya çalışan kimse
birdman
i.
3
Genel
irade gücüyle başkalarını etkileyen kimse
willer
i.
4
Genel
hayal gücüyle bir araya getirme
connection
i.
5
Genel
zihin gücüyle ateş yakabilme yeteneği
pyrokinesis
i.
6
Genel
rüzgar gücüyle harekete dayalı bir tür paraşütçülük aktivitesi
power kiting
i.
7
Genel
zihin gücüyle ışığı manipüle etme
photokinesis
i.
8
Genel
parmak gücüyle birbirine geçebilen bir tür perçin
snaphead
i.
9
Genel
var gücüyle götürmek
manhandle
f.
10
Genel
var gücüyle çekmek
manhandle
f.
11
Genel
var gücüyle taşımak
manhandle
f.
12
Genel
var gücüyle çalışmak
pull out all the stops
f.
13
Genel
var gücüyle hareket ettirmek
manhandle
f.
14
Genel
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek
mind over matter
f.
15
Genel
var gücüyle çabalamak
do one's diligence
f.
16
Genel
cesaret ve hayal gücüyle yapmak
pull
f.
17
Genel
boğa gücüyle hareket etmek
bull
f.
18
Genel
kas gücüyle taşınmak
muscle
f.
19
Genel
kas gücüyle hareket etmek
muscle
f.
20
Genel
kas gücüyle donatmak
muscle
f.
21
Genel
akıl gücüyle oluşturmak
churn
f.
22
Genel
(birini) kas gücüyle mağlup etmek
outmuscle
f.
23
Genel
var gücüyle sırtlamak
manhandle
f.
24
Genel
çekiş gücüyle ilgili
tractional
s.
25
Genel
doğanın gücüyle ilgili
elemental
s.
26
Genel
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücüyle ilgili
bathmic
s.
27
Genel
hayal gücüyle ilgili
imaginal
s.
28
Genel
hayal gücüyle ilgili
imaginational
s.
29
Genel
gücüyle, sayısıyla ezici olan
inundant
s.
30
Genel
tüm gücüyle olan
beardown
s.
31
Genel
tüm gücüyle
amain
zf.
32
Genel
var gücüyle
by main force
zf.
33
Genel
var gücüyle
amain
zf.
34
Genel
tüm gücüyle
in force
zf.
35
Genel
bütün gücüyle
in force
zf.
36
Genel
olanca gücüyle
hammer and tongs
zf.
37
Genel
var/olanca gücüyle
all out
zf.
38
Genel
kendi gücüyle
on one's own account
zf.
Phrasals
39
Öbek Fiiller
tüm gücüyle vurmak
strike out
f.
40
Öbek Fiiller
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak
buckle down
f.
41
Öbek Fiiller
var gücüyle girişmek/koyulmak
buckle down
f.
42
Öbek Fiiller
tüm gücüyle çekmek
tug away (at something)
f.
43
Öbek Fiiller
tüm gücüyle itmek/bastırmak
punch down
f.
44
Öbek Fiiller
bir şeyi birinden bilek gücüyle almak
wrestle something from someone
f.
45
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale away at (someone or something)
f.
46
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale into (someone or something)
f.
47
Öbek Fiiller
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale on (someone or something)
f.
48
Öbek Fiiller
düşünce gücüyle uzaklaştırmak
wish away
f.
49
Öbek Fiiller
(birine) var gücüyle saldırmak
go at (someone)
f.
50
Öbek Fiiller
tüm gücüyle çekmek
tug away
f.
51
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tüm gücüyle çekmek
tug away at (someone or something)
f.
52
Öbek Fiiller
'-den bilek gücüyle almak
wrestle from
f.
Phrases
53
İfadeler
var gücüyle
with all one's strength
zf.
54
İfadeler
yalnızca irade gücüyle
by sheer force of will
expr.
Colloquial
55
Konuşma Dili
kol gücüyle yapılan iş
elbow grease
i.
56
Konuşma Dili
bütün gücüyle vurmak
smite hip and thigh
f.
57
Konuşma Dili
tümü gücüyle saldırmak
smite hip and thigh
f.
58
Konuşma Dili
(bir şeyi) yapmak için tüm gücüyle çabalamak
be all for something/for doing something
f.
59
Konuşma Dili
(bir şeyi) tüm gücüyle yapmak
let (something) rip
f.
60
Konuşma Dili
tüm gücüyle yapmak
let her rip
f.
61
Konuşma Dili
tüm gücüyle yapmak
let it rip
f.
62
Konuşma Dili
tüm gücüyle bastırmak/mücadele etmek
pour it on
f.
63
Konuşma Dili
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
slug it out [uk]
f.
64
Konuşma Dili
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
slug it out [uk]
f.
65
Konuşma Dili
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
slog it out [uk]
f.
66
Konuşma Dili
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
slog it out [uk]
f.
67
Konuşma Dili
var gücüyle çabalamak
go at it
f.
68
Konuşma Dili
tüm gücüyle
back and edge
zf.
69
Konuşma Dili
var gücüyle
balls to the wall
zf.
70
Konuşma Dili
tüm gücüyle
balls to the wall
zf.
71
Konuşma Dili
bütün gücüyle
flat out
expr.
72
Konuşma Dili
bütün gücüyle
all out
expr.
73
Konuşma Dili
bütün gücüyle
like blue murder
expr.
74
Konuşma Dili
olanca gücüyle
with all his power
expr.
75
Konuşma Dili
var gücüyle
with all his power
expr.
76
Konuşma Dili
tüm gücüyle
eyeballs out
expr.
77
Konuşma Dili
var gücüyle
balls-out
expr.
78
Konuşma Dili
tüm gücüyle
(one's) guts out
expr.
79
Konuşma Dili
var gücüyle/kuvvetiyle
(one's) guts out
expr.
80
Konuşma Dili
tüm gücüyle, çok yoğun bir şekilde
(one's) heart out
expr.
Idioms
81
Deyim
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla kazanılan para/yapılan iş
an honest buck
i.
82
Deyim
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat (one's) brains out
f.
83
Deyim
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat someone's brains out
f.
84
Deyim
var/olanca gücüyle uğraşmak
bend over backwards
f.
85
Deyim
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat (one's) brains out
f.
86
Deyim
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat someone’s brains out
f.
87
Deyim
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
earn an honest buck
f.
88
Deyim
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
make an honest buck
f.
89
Deyim
tüm/olanca/var gücüyle yapmaya/yapmamaya çalışmak
be all (one) could do (not) to (do something)
f.
90
Deyim
tüm/olanca/var gücüyle yapmaya/yapmamaya çalışmak
be all somebody can/could do (not) to do something
f.
91
Deyim
birine tüm gücüyle vurmak
knock the living daylights of
f.
92
Deyim
tüm gücüyle çalışmak
break one's neck
f.
93
Deyim
tüm gücüyle sarılmak
put one's best foot forward
f.
94
Deyim
tüm gücüyle çalışmak
break one's back
f.
95
Deyim
var gücüyle çabalamak
go at it hammer and tongs
f.
96
Deyim
var gücüyle çabalamak
be at it hammer and tongs
f.
97
Deyim
var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw one's weight behind something
f.
98
Deyim
var güçle/gücüyle arka çıkmak
put one's weight behind something
f.
99
Deyim
tüm gücüyle çalışmak
work on all cylinders
f.
100
Deyim
beyzbolda kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak
swing for the fences
f.
101
Deyim
tüm gücüyle dövüşmek
fight like a lion
f.
102
Deyim
tüm gücüyle dövüşmek/savaşmak
fight like hell
f.
103
Deyim
var gücüyle çalışmak
wear (one's) fingers to the bone
f.
104
Deyim
var gücüyle çalışmak/uğraşmak
do (one's) damndest
f.
105
Deyim
(bir işi) var gücüyle yapmak
put (one's) backbone into (something)
f.
106
Deyim
kol gücüyle temizlemek
use (a little) (bit of) elbow grease
f.
107
Deyim
bileğinin gücüyle/hakkıyla para kazanmak
earn an honest penny
f.
108
Deyim
bileğinin gücüyle/hakkıyla para kazanmak
earn (or turn) an honest penny
f.
109
Deyim
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat brains out
f.
110
Deyim
bir şeyi tüm gücüyle yapmak
do something for all you are worth
f.
111
Deyim
(birine) var gücüyle saldırmak
go at (one) hammer and tongs
f.
112
Deyim
tüm/var gücüyle saldırmak
go for the throat
f.
113
Deyim
var gücüyle çalışmak
pull all the stops out
f.
114
Deyim
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
put (one's) weight behind (someone or something)
f.
115
Deyim
tüm gücüyle sarılmak
put best foot forward
f.
116
Deyim
var güçle/gücüyle arka çıkmak
put/throw your weight behind something
f.
117
Deyim
var gücüyle koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
118
Deyim
tüm gücüyle uğraşmak/çabalamak
strain every nerve and muscle
f.
119
Deyim
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw (one's) weight behind (someone or something)
f.
120
Deyim
birine var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw your weight behind someone
f.
121
Deyim
olanca/var gücüyle hızlı
as fast as your legs can carry you
zf.
122
Deyim
var gücüyle
tooth and nail
zf.
123
Deyim
var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
124
Deyim
var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
125
Deyim
var gücüyle
flat chat
zf.
126
Deyim
olanca/var gücüyle
as if (one's) life depends on it
expr.
127
Deyim
kas gücüyle (ite-kaka)
by main strength and awkwardness
expr.
128
Deyim
kas gücüyle
by brute strength
expr.
129
Deyim
tüm gücüyle
full steam ahead
expr.
130
Deyim
var gücüyle
with might and main
expr.
131
Deyim
var gücüyle
with both barrels
expr.
132
Deyim
var gücüyle
in there pitching
expr.
133
Deyim
tüm gücüyle
firing/working on all cylinders
expr.
134
Deyim
tüm gücüyle/enerjisiyle
in overdrive
expr.
135
Deyim
tüm gücüyle
like a demon
expr.
136
Deyim
kendi gücüyle
on own account
expr.
137
Deyim
var gücüyle
to (or at) the top of one's bent
expr.
138
Deyim
tüm gücüyle
with all (one's) might
expr.
Law
139
Hukuk
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
bench warrant
i.
140
Hukuk
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
arrest warrant
i.
141
Hukuk
yabancı uyruklu birinin bir ülke veya devletten kanun gücüyle çıkarılması
deportation
i.
Technical
142
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
4-wheel bike
i.
143
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadracycle
i.
144
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
four-wheel bike
i.
145
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadcycle
i.
146
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadrocycle
i.
147
Teknik
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
four wheel bicycle
i.
148
Teknik
insan gücüyle çalışan araç
human-powered vehicle
i.
149
Teknik
kendi gücüyle start alma
self-sufficient power start
i.
150
Teknik
su gücüyle üretilen elektrik
hydroplant
i.
151
Teknik
su gücüyle üretilen elektrik
hydroelectricity
i.
152
Teknik
zihin gücüyle soğukluğu kontrol etme yeteneği
cryokinesis
i.
153
Teknik
elektrik gücüyle görüntüleri iletmeye yarayan alet
electrography
i.
154
Teknik
köpek gücüyle çalışan makine
dog power
i.
155
Teknik
ek motor gücüyle dik dalış yapmak
power-dive
f.
156
Teknik
kendi öz gücüyle hareket eden
locomobile
s.
157
Teknik
su gücüyle çalışan
hydraulic
s.
158
Teknik
patlayıcı gücüyle ilgili
brisant
s.
159
Teknik
elektrik gücüyle
electrically
zf.
Electric
160
Elektrik
elektrik gücüyle
electrically
zf.
Mechanic
161
Mekanik
bir mekanizmayı çalıştırmak için rüzgar gücüyle döndürülen çark
wind wheel
i.
162
Mekanik
rüzgar gücüyle çalışan çarkı olan motor
wind wheel
i.
Transportation
163
Ulaştırma
buhar/benzin gücüyle veya atla taşınan kütük kızağı
trailer
i.
164
Ulaştırma
insan gücüyle yapılan ulaşım
active transportation
i.
Aeronautic
165
Havacılık
yalnızca pilot gücüyle hareket eden bir uçak
aviette
i.
Marine
166
Denizcilik
bütün gücüyle çekmek
rouse
f.
Medical
167
Medikal
çekme gücüyle yaratılan gerginlik
traction
i.
168
Medikal
insan gücüyle çalıştırılan emme ekipmanı
manually powered suction equipment
i.
Anatomy
169
Anatomi
kasın kasılma gücüyle yaptığı iş
muscular work
i.
Biology
170
Biyoloji
tüm organizmanın yürüyerek, koşarak, zıplayarak, emekleyerek, yüzerek veya uçarak konumunu kendi gücüyle değiştirdiği hareket
locomotion
i.
Agriculture
171
Tarım
işçinin göğüs gücüyle kullandığı saban
breastplough
i.
172
Tarım
işçinin göğüs gücüyle kullandığı bir saban
breastplow
i.
Religious
173
Dini
yeni ve kutsal amaçlarla yönelebilmesi için tanrı'nın gücüyle değişmiş kalp veya karakter
new heart
i.
Hunting
174
Silah/Atıcılık
geri tepme gücüyle çalışan yarım veya tam otomatik silah
recoil operated
i.
Sport
175
Spor
(topa) tüm gücüyle vurmak
kill
f.
Baseball
176
Beysbol
atıcının tüm gücüyle yaptığı atış
fastball
i.
177
Beysbol
tüm gücüyle atış yapan atıcı
fastballer
i.
178
Beysbol
kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak
swing for the bleachers
f.
Cinema
179
Sinema
filmler için insan gücüyle üretilen ses efektlerine ait veya ilişkin
foley
s.
Slang
180
Argo
birinin tüm gücüyle attığı yumruk/vurduğu darbe
sunday punch
i.
181
Argo
olabildiğince/var gücüyle çalışmak
bust (one's) hump
f.
182
Argo
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) butt
f.
183
Argo
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) hump
f.
184
Argo
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) nuts
f.
185
Argo
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust a nut
f.
186
Argo
tüm gücüyle yapılan
balls-to-the-wall
expr.
187
Argo
var gücüyle yapılan
balls-to-the-wall
expr.
188
Argo
tüm gücüyle
(one's) ass off
expr.
189
Argo
var gücüyle/kuvvetiyle
(one's) ass off
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of gücüyle
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy