|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
kill-joy i.
|
neşe bozan kimse |
|
2 |
Genel |
kill-time i.
|
oyalayıcı |
|
3 |
Genel |
license to kill i.
|
öldürme yetkisi |
|
|
4 |
Genel |
road-kill i.
|
taşıtların çarptığı/ezdiği hayvanların ölüsü/leşi/kalıntıları |
|
5 |
Genel |
kill one another f.
|
kırışmak |
|
6 |
Genel |
kill time f.
|
vakit öldürmek |
|
7 |
Genel |
kill off f.
|
öldürmek |
|
8 |
Genel |
kill off f.
|
kökünü kazımak |
|
9 |
Genel |
kill off f.
|
kılıçtan geçirmek |
|
10 |
Genel |
conspire to kill f.
|
suikastta bulunmak |
|
11 |
Genel |
kill off f.
|
canına okumak |
|
12 |
Genel |
kill off f.
|
tırpan atmak |
|
13 |
Genel |
kill two birds with one stone f.
|
iki işi birden görmek |
|
14 |
Genel |
kill time f.
|
zaman geçirmek |
|
15 |
Genel |
be dressed up fit to kill f.
|
iki dirhem bir çekirdek olmak |
|
16 |
Genel |
kill time f.
|
zaman öldürmek |
|
17 |
Genel |
kill off f.
|
hepsini öldürmek |
|
18 |
Genel |
be dressed up fit to kill f.
|
çok süslenmiş olmak |
|
19 |
Genel |
kill time f.
|
vakit geçirmek |
|
20 |
Genel |
kill the goose that lays the golden eggs f.
|
işini kendi eliyle bozmak |
|
21 |
Genel |
kill the goose that lays the golden eggs f.
|
altın yumurtlayan kazı kesmek |
|
22 |
Genel |
kill the pain f.
|
ağrıyı kesmek |
|
23 |
Genel |
kill without pity f.
|
canına kıymak |
|
24 |
Genel |
kill without pity f.
|
gözünün yaşına bakmadan canına kıymak |
|
25 |
Genel |
kill time f.
|
sinek avlamak |
|
26 |
Genel |
shoot to kill f.
|
ateş ederek öldürmek |
|
27 |
Genel |
shoot to kill f.
|
vurarak öldürmek |
|
28 |
Genel |
kill intentionally f.
|
kasten adam öldürmek |
|
29 |
Genel |
intend to kill f.
|
kasten adam öldürmek |
|
30 |
Genel |
kill one's pain f.
|
acısını dindirmek |
|
31 |
Genel |
kill ones's pains f.
|
ağrılarını dindirmek |
|
32 |
Genel |
kill the pain f.
|
ağrıyı gidermek |
|
33 |
Genel |
intend to kill f.
|
canına kastetmek |
|
34 |
Genel |
kill the infection f.
|
enfeksiyon gidermek |
|
35 |
Genel |
kill slowly f.
|
yavaş yavaş öldürmek |
|
36 |
Genel |
kill the headache f.
|
baş ağrısını dindirmek |
|
37 |
Genel |
kill someone compunction f.
|
hiç acımadan öldürmek |
|
38 |
Genel |
kill (off) the hopes f.
|
umutları boşa çıkarmak |
|
39 |
Genel |
kill with a gun f.
|
ateşli bir silahla öldürmek |
|
40 |
Genel |
kill with a pistol f.
|
tabanca ile öldürmek |
|
41 |
Genel |
kill with a firearm f.
|
tabanca ile öldürmek |
|
42 |
Genel |
kill with a gun f.
|
tabanca ile öldürmek |
|
43 |
Genel |
kill with a pistol f.
|
ateşli bir silahla öldürmek |
|
44 |
Genel |
kill with a firearm f.
|
ateşli bir silahla öldürmek |
|
45 |
Genel |
threaten to kill someone f.
|
öldürmekle tehdit etmek |
|
46 |
Genel |
kill animals f.
|
hayvanları öldürmek |
|
47 |
Genel |
kill thousands of people f.
|
binlerce kişiyi öldürmek |
|
48 |
Genel |
kill thousands of people f.
|
binlerce insanı öldürmek |
|
49 |
Genel |
instantly kill the driver f.
|
şoförün olay yerinde ölmesine sebep olmak |
|
50 |
Genel |
kill the next-door neighbor f.
|
yan komşuyu öldürmek |
|
51 |
Genel |
kill with a knife f.
|
bıçakla öldürmek |
|
52 |
Genel |
kill with a knife f.
|
bıçaklayarak öldürmek |
|
53 |
Genel |
kill an innocent man f.
|
masum bir adamı öldürmek |
|
54 |
Genel |
kill oneself f.
|
kendini öldürmek |
|
55 |
Genel |
kill oneself f.
|
intihar etmek |
|
56 |
Genel |
kill oneself f.
|
kendi canına kıymak |
|
57 |
Genel |
kill each other over race f.
|
birbirlerini ırk uğruna/yüzünden öldürmek |
|
58 |
Genel |
send someone to kill someone f.
|
birini öldürmek için birini yollamak |
|
59 |
Genel |
threaten to kill them both f.
|
ikisini de öldürmekle tehdit etmek |
|
60 |
Genel |
kill three prisoners inside f.
|
içeride üç mahkumu öldürmek |
|
61 |
Genel |
kill himself in one's car f.
|
kendini arabasında öldürmek |
|
62 |
Genel |
kill oneself f.
|
canına kıymak |
|
63 |
Genel |
team-kill f.
|
bilerek veya kazayla takım arkadaşını vurmak/öldürmek |
|
64 |
Genel |
kill to live f.
|
yaşamak için öldürmek |
|
65 |
Genel |
intend to kill f.
|
cana kastetmek |
|
66 |
Genel |
kill oneself f.
|
kendini öldürmek |
|
67 |
Genel |
kill oneself f.
|
intihar etmek |
|
68 |
Genel |
kill oneself f.
|
kendi hayatına son vermek |
|
69 |
Genel |
dressed up to kill s.
|
iki dirhem bir çekirdek |
|
70 |
Genel |
dressed up fit to kill s.
|
iki dirhem bir çekirdek |
|
71 |
Genel |
hard to kill s.
|
öldürülmesi veya yok edilmesi zor olan |
|
72 |
Genel |
shoot-to-kill s.
|
suçluyu indirme amaçlı yapılan (atış) |
|
73 |
Genel |
shoot-to-kill s.
|
öldürme amaçlı (atış) |
|
Phrasals |
|
74 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
bir kurmaca hikayede bir karakteri öldürmek |
|
75 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
dizide, filmde, kitapta bir karakteri öldürmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
bitirmek |
|
77 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
önüne geçmek |
|
78 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
engel olmak |
|
79 |
Öbek Fiiller |
kill off f.
|
ortadan kaldırmak |
|
Phrases |
|
80 |
İfadeler |
what does not kill me, makes me stronger expr.
|
beni öldürmeyen şey beni güçlendirir |
|
Proverb |
|
81 |
Atasözü |
what doesn't kill you makes you stronger
|
seni öldürmeyen şey, güçlendirir |
|
Colloquial |
|
82 |
Konuşma Dili |
drill-and-kill math i.
|
sadece testlere hazırlayan matematik eğitimi |
|
83 |
Konuşma Dili |
kill someone's buzz f.
|
birinin keyfini kaçırmak |
|
84 |
Konuşma Dili |
be in at the kill f.
|
bir olayın tanıklığını etmek |
|
85 |
Konuşma Dili |
go on a kill-crazy rampage f.
|
katliam yapmak |
|
86 |
Konuşma Dili |
be in at the kill f.
|
olay yerinde olmak |
|
87 |
Konuşma Dili |
be in at the kill f.
|
olay yerinde bulunmak |
|
88 |
Konuşma Dili |
be in at the kill f.
|
kötü bir olay olurken orada olmak |
|
89 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendini) helak etmek |
|
90 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendi) canını çıkarmak |
|
91 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için) ölümüne uğraşmak |
|
92 |
Konuşma Dili |
kill yourself (laughing) [uk] f.
|
(gülmekten) ölmek |
|
93 |
Konuşma Dili |
kill yourself (laughing) [uk] f.
|
(gülmekten) yerlere yatmak |
|
94 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini) helak etmek |
|
95 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi) canını çıkarmak |
|
96 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak |
|
97 |
Konuşma Dili |
kill the market f.
|
piyasayı öldürmek |
|
98 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
kendi sonunu getirmek |
|
99 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
kendi sonunu hazırlamak |
|
100 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
aşırı çabalamak |
|
101 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
ölümüne uğraşmak/çabalamak |
|
102 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
bir tarafını yırtmak |
|
103 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
kendini yırtmak |
|
104 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
canını dişine takmak |
|
105 |
Konuşma Dili |
kill oneself f.
|
aşırı çaba/efor sarf etmek |
|
106 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için) aşırı çabalamak |
|
107 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak/çabalamak |
|
108 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) bir tarafını yırtmak |
|
109 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) kendini yırtmak |
|
110 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) canını dişine takmak |
|
111 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) (doing something) f.
|
(bir şeyi yapmak için) aşırı çaba/efor sarf etmek |
|
112 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için aşırı çabalamak |
|
113 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak/çabalamak |
|
114 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için/yapacağım diye bir tarafını yırtmak |
|
115 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini yırtmak |
|
116 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için/yapacağım diye canını dişine takmak |
|
117 |
Konuşma Dili |
kill yourself doing something f.
|
bir şeyi yapmak için aşırı çaba/efor sarf etmek |
|
118 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) laughing f.
|
gülmekten ölmek |
|
119 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) laughing f.
|
gülmekten kırılmak |
|
120 |
Konuşma Dili |
kill (oneself) laughing f.
|
gülmekten yerlere yatmak |
|
121 |
Konuşma Dili |
kill outright f.
|
hemen öldürmek |
|
122 |
Konuşma Dili |
kill outright f.
|
oracıkta öldürmek |
|
123 |
Konuşma Dili |
kill outright f.
|
anında öldürmek |
|
124 |
Konuşma Dili |
kill (an amount of time) f.
|
(bir süre) öldürmek |
|
125 |
Konuşma Dili |
kill (an amount of time) f.
|
(belirli bir) zamanı öldürmek |
|
126 |
Konuşma Dili |
kill (an amount of time) f.
|
(belirli bir) zamanı geçirmek |
|
127 |
Konuşma Dili |
kill (an amount of time) f.
|
(bir süreyi) geçirmek |
|
128 |
Konuşma Dili |
kill the hype f.
|
heyecanı öldürmek |
|
129 |
Konuşma Dili |
kill the hype f.
|
heyecanı yok etmek |
|
130 |
Konuşma Dili |
kill the hype f.
|
modunu düşürmek |
|
131 |
Konuşma Dili |
dressed to kill s.
|
dikkat çekecek şekilde giyinmiş |
|
132 |
Konuşma Dili |
dressed to kill s.
|
cicilerini giymiş |
|
133 |
Konuşma Dili |
dressed to kill s.
|
süslenip püslenmiş |
|
134 |
Konuşma Dili |
I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
|
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir |
|
135 |
Konuşma Dili |
I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
|
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek |
|
136 |
Konuşma Dili |
I could tell you, but then I'd have to kill you expr.
|
söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir |
|
137 |
Konuşma Dili |
I could tell you but then I’d have to kill you expr.
|
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek |
|
138 |
Konuşma Dili |
I could tell you but then I’d have to kill you expr.
|
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir |
|
139 |
Konuşma Dili |
I could tell you but then I’d have to kill you expr.
|
söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir |
|
140 |
Konuşma Dili |
mom will kill you if she finds out you broke her antique vase expr.
|
antika vazosunu kırdığını anlarsa annem seni paramparça eder |
|
141 |
Konuşma Dili |
mom will kill you if she finds out you broke her antique vase expr.
|
antika vazosunu kırdığını anlarsa annem seni öldürür |
|
142 |
Konuşma Dili |
dressed to kill expr.
|
baştan çıkarıcı şekilde giyinmiş |
|
143 |
Konuşma Dili |
dressed to kill expr.
|
bayramlıklarını giymiş |
|
144 |
Konuşma Dili |
dressed to kill expr.
|
giyinip kuşanmış |
|
145 |
Konuşma Dili |
men kill animals and eat their flesh expr.
|
insanlar hayvanları öldürüp etlerini yiyor |
|
146 |
Konuşma Dili |
dressed to kill expr.
|
özenle giyinmiş |
|
147 |
Konuşma Dili |
kill or cure expr.
|
ya öldürür ya diriltir |
|
148 |
Konuşma Dili |
(one) is going to kill (someone) expr.
|
(biri birini) sinirden öldürecek |
|
149 |
Konuşma Dili |
(one) is going to kill (someone) expr.
|
(biri birine) aşırı kızacak |
|
150 |
Konuşma Dili |
(one) is going to kill (someone) expr.
|
(biri birine) aşırı sinirlenecek |
|
151 |
Konuşma Dili |
(one) is going to kill (someone) expr.
|
(bir birinin) canına okuyacak |
|
152 |
Konuşma Dili |
fill or kill expr.
|
derhal karşıla ya da iptal et |
|
153 |
Konuşma Dili |
fill or kill expr.
|
ya al ya da sat |
|
154 |
Konuşma Dili |
ictybtihtky (I could tell you, but then I'd have to kill you) expr.
|
(şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir |
|
155 |
Konuşma Dili |
would it kill (someone) to (do something)? expr.
|
(bir şey yapsa) ölür mü? |
|
156 |
Konuşma Dili |
kill them all exclam.
|
hepsini öldürün |
|
157 |
Konuşma Dili |
kill them all exclam.
|
herkesi öldürün |
|
Idioms |
|
158 |
Deyim |
a buzz kill [us] i.
|
keyif kaçıran kişi/şey |
|
159 |
Deyim |
a buzz kill [us] i.
|
oyunbozan |
|
160 |
Deyim |
a buzz kill [us] i.
|
ortamın neşesini kaçıran kişi/olay |
|
161 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
açık saçık giyinmek |
|
162 |
Deyim |
kill the goose that lays the golden eggs f.
|
altın yumurtlayan tavuğu kesmek |
|
163 |
Deyim |
kill the goose that lays the golden egg f.
|
altın yumurtlayan tavuğu kesmek |
|
164 |
Deyim |
kill the goose that laid the golden egg f.
|
altın yumurtlayan tavuğu kesmek |
|
165 |
Deyim |
kill two birds with one stone f.
|
bir taşla iki kuş vurmak |
|
166 |
Deyim |
have some time to kill f.
|
boş zamanı olmak |
|
167 |
Deyim |
kill the goose that lays the golden egg f.
|
bindiği dalı kesmek |
|
168 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
baştan çıkarıcı şekilde giyinmek |
|
169 |
Deyim |
kill the fatted calf f.
|
büyük bir ağırlama töreni düzenlemek |
|
170 |
Deyim |
be in on the kill f.
|
bir olayın tanıklığını etmek |
|
171 |
Deyim |
kill someone with kindness f.
|
birine çok kibar/iyi davranmak |
|
172 |
Deyim |
move in for the kill f.
|
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek |
|
173 |
Deyim |
have time to kill f.
|
boş zamanı olmak |
|
174 |
Deyim |
close in for the kill f.
|
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek |
|
175 |
Deyim |
kill someone with kindness f.
|
birini iyiliğe boğmak |
|
176 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
çok şık görünmek |
|
177 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
harika görünmek |
|
178 |
Deyim |
kill the fatted calf f.
|
güzel biçimde ağırlamak |
|
179 |
Deyim |
kill the fatted calf f.
|
iyi biçimde karşılamak |
|
180 |
Deyim |
be in on the kill f.
|
olay yerinde olmak |
|
181 |
Deyim |
kill the goose that lays the golden egg f.
|
kapıyı kırıp odun etmek |
|
182 |
Deyim |
be in on the kill f.
|
olay yerinde bulunmak |
|
183 |
Deyim |
move in for the kill f.
|
son/öldürücü darbeyi vurmak için yaklaşmak/hareket etmek |
|
184 |
Deyim |
close in for the kill f.
|
son/öldürücü darbeyi vurmak için yaklaşmak/hareket etmek |
|
185 |
Deyim |
kill the clock f.
|
paslaşarak zaman çalmak |
|
186 |
Deyim |
kill the clock f.
|
top çevirerek zamana oynamak |
|
187 |
Deyim |
kill time f.
|
vakit öldürmek |
|
188 |
Deyim |
kill time f.
|
zaman öldürmek |
|
189 |
Deyim |
kill the clock f.
|
zamana oynamak |
|
190 |
Deyim |
kill (something) stone dead f.
|
(bir şeyi) sona erdirmek |
|
191 |
Deyim |
kill (something) stone dead f.
|
büsbütün son vermek |
|
192 |
Deyim |
kill (something) stone dead f.
|
(bir şey) tümüyle mahvetmek |
|
193 |
Deyim |
kill (something) stone dead f.
|
(bir şeyi) tamamen yok etmek |
|
194 |
Deyim |
kill (someone) with extreme prejudice f.
|
yargısız infaz yapmak |
|
195 |
Deyim |
kill (someone) with extreme prejudice f.
|
yargısız infaz etmek |
|
196 |
Deyim |
kill time a couple of hours f.
|
bir iki saat oyalanmak |
|
197 |
Deyim |
kill time a couple of hours f.
|
bir iki saat vakit geçirmek |
|
198 |
Deyim |
kill time a couple of hours f.
|
bir iki saat zaman öldürmek |
|
199 |
Deyim |
have time a couple of hours to kill f.
|
bir iki saati olmak |
|
200 |
Deyim |
have time a couple of hours to kill f.
|
bir iki saat boş vakti olmak |
|
201 |
Deyim |
have time a couple of hours to kill f.
|
bir iki saat zamanı olmak |
|
202 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
ortalığı yakmak (görüntüsüyle) |
|
203 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
birine karşı çok sinirli görünmek |
|
204 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
birini öldürecek gibi durmak |
|
205 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
birini neredeyse öldürecek olmak |
|
206 |
Deyim |
look fit to kill f.
|
birini gırtlaklayacak gibi durmak/görünmek |
|
207 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
dikkat çekecek şekilde giyinmek |
|
208 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
süslenip püslenmek |
|
209 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
bayramlıklarını giymek |
|
210 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
giyinip kuşanmak |
|
211 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
özenle giyinmek |
|
212 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
şık giyinmek |
|
213 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
çarpıcı kıyafetler giymek |
|
214 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
iki dirhem bir çekirdek olmak |
|
215 |
Deyim |
be dressed to kill f.
|
çok süslenmek |
|
216 |
Deyim |
be in at the death/kill f.
|
olay yerinde olmak/bulunmak |
|
217 |
Deyim |
be in at the death/kill f.
|
kötü bir olay olurken orada olmak |
|
218 |
Deyim |
be in at the death/kill f.
|
bir şeyin sonuna/bitişine şahitlik etmek |
|
219 |
Deyim |
kill (one's) darlings f.
|
sevdiği bir şeyden kaçınmak |
|
220 |
Deyim |
kill (one's) darlings f.
|
sevdiği bir şeyden uzak durmak |
|
221 |
Deyim |
kill (one's) darlings f.
|
sevdiği bir şeyden vazgeçmek |
|
222 |
Deyim |
dress to kill f.
|
dikkat çekecek şekilde giyinmek |
|
223 |
Deyim |
dress to kill f.
|
cicilerini giymek |
|
224 |
Deyim |
dress to kill f.
|
süslenip püslenmek |
|
225 |
Deyim |
dress to kill f.
|
bayramlıklarını giymek |
|
226 |
Deyim |
dress to kill f.
|
baştan çıkarıcı şekilde giyinmek |
|
227 |
Deyim |
dress to kill f.
|
giyinip kuşanmak |
|
228 |
Deyim |
dress to kill f.
|
şık giyinmek |
|
229 |
Deyim |
dress to kill f.
|
çarpıcı kıyafetler giymek |
|
230 |
Deyim |
go (in) for the kill f.
|
öldürmek için yaklaşmak |
|
231 |
Deyim |
go (in) for the kill f.
|
öldürmek niyetiyle yaklaşmak |
|
232 |
Deyim |
go (in) for the kill f.
|
bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak |
|
233 |
Deyim |
go (in) for the kill f.
|
bir şey elde etmek için yaklaşmak |
|
234 |
Deyim |
go for the kill f.
|
öldürmek için yaklaşmak |
|
235 |
Deyim |
go for the kill f.
|
öldürmek niyetiyle yaklaşmak |
|
236 |
Deyim |
go for the kill f.
|
bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak |
|
237 |
Deyim |
go for the kill f.
|
bir şey elde etmek için yaklaşmak |
|
238 |
Deyim |
(kill) the golden goose f.
|
işini kendi eliyle bozmak |
|
239 |
Deyim |
(kill) the golden goose f.
|
altın yumurtlayan kazı kesmek |
|
240 |
Deyim |
(kill) the golden goose f.
|
altın yumurtlayan tavuğu kesmek |
|
241 |
Deyim |
(kill) the golden goose f.
|
bindiği dalı kesmek |
|
242 |
Deyim |
(kill) the golden goose f.
|
kapıyı kırıp odun etmek |
|
243 |
Deyim |
kill (one) with kindness f.
|
(birini) iyiliğe boğmak/dövmek |
|
244 |
Deyim |
kill (one) with kindness f.
|
(birine) aşırı kibar/iyi davranmak |
|
245 |
Deyim |
kill a fly with an elephant gun f.
|
orantısız güç uygulamak |
|
246 |
Deyim |
kill a fly with an elephant gun f.
|
basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede güç kullanmak |
|
247 |
Deyim |
kill a fly with an elephant gun f.
|
basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede çaba harcamak |
|
248 |
Deyim |
kill for f.
|
için neler vermemek |
|
249 |
Deyim |
kill for f.
|
için her şeyini vermek |
|
250 |
Deyim |
kill for f.
|
için her şeyi yapmak |
|
251 |
Deyim |
kill for something f.
|
bir şey için neler vermemek |
|
252 |
Deyim |
kill for something f.
|
bir şey için her şeyini vermek |
|
253 |
Deyim |
kill for something f.
|
bir şey için her şeyi yapmak |
|
254 |
Deyim |
kill one to warn a hundred f.
|
ibretialem olsun diye birini öldürmek/kurban etmek |
|
255 |
Deyim |
kill one to warn a hundred f.
|
ibretlik olarak birini öldürmek/kurban etmek |
|
256 |
Deyim |
kill one to warn a hundred f.
|
diğerlerinin gözünü korkutmak için birini öldürmek/kurban etmek |
|
257 |
Deyim |
kill one to warn a hundred f.
|
diğerlerini yola getirmek için bir kişiyi kurban etmek/öldürmek |
|
258 |
Deyim |
kill somebody with kindness f.
|
fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek |
|
259 |
Deyim |
kill somebody with kindness f.
|
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak |
|
260 |
Deyim |
kill somebody with kindness f.
|
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak |
|
261 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
iyiliğiyle boğmak |
|
262 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek |
|
263 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak |
|
264 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak |
|
265 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
aşırı iyi davranmak |
|
266 |
Deyim |
kill with kindness f.
|
iyiliğe boğmak |
|
267 |
Deyim |
kill yourself f.
|
kendini helak etmek |
|
268 |
Deyim |
kill yourself f.
|
aşırı çabalamak |
|
269 |
Deyim |
kill yourself f.
|
bir tarafını yırtmak |
|
270 |
Deyim |
kill yourself f.
|
canını dişine takmak |
|
271 |
Deyim |
kill yourself f.
|
aşırı çaba/efor sarf etmek |
|
272 |
Deyim |
kill yourself f.
|
(gülmekten) yerlere yatmak |
|
273 |
Deyim |
would/could kill for (something) f.
|
(bir şey) için her şeyini vermek |
|
274 |
Deyim |
would/could kill for (something) f.
|
(bir şey) için her şeyi yapmak |
|
275 |
Deyim |
dressed to kill s.
|
şık giyinmiş |
|
276 |
Deyim |
dressed up fit to kill s.
|
şık giyinmiş |
|
277 |
Deyim |
dressed fit to kill s.
|
şık giyinmiş |
|
278 |
Deyim |
dressed fit to kill expr.
|
çarpıcı kıyafetler giyinmiş |
|
279 |
Deyim |
dressed up fit to kill expr.
|
çarpıcı kıyafetler giyinmiş |
|
280 |
Deyim |
dressed to kill expr.
|
çarpıcı kıyafetler giyinmiş |
|
281 |
Deyim |
dressed up fit to kill expr.
|
iki dirhem bir çekirdek |
|
282 |
Deyim |
if looks could kill expr.
|
(eğer) bakışları(n) öldürebilseydi (şimdi ölmüş olurdum) |
|
283 |
Deyim |
(one) will kill (someone) expr.
|
(biri birini) sinirden öldürecek |
|
284 |
Deyim |
(one) will kill (someone) expr.
|
(bir birine) aşırı kızacak |
|
285 |
Deyim |
(one) will kill (someone) expr.
|
(biri birine) aşırı sinirlenecek |
|
286 |
Deyim |
(one) will kill (someone) expr.
|
(biri birinin) canına okuyacak |
|
287 |
Deyim |
fit to kill expr.
|
aşırı derecede |
|
288 |
Deyim |
fit to kill expr.
|
son derece |
|
289 |
Deyim |
fit to kill expr.
|
müthiş |
|
290 |
Deyim |
fok (fill or kill) expr.
|
derhal iptal edilmesi gereken sipariş |
|
291 |
Deyim |
fok (fill or kill) expr.
|
(borsada) ya al ya da sat emri |
|
292 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesine şahit olan |
|
293 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesini izleyen |
|
294 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesine tanıklık eden |
|
295 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden |
|
296 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
bir şeyin çöküş anında orada olan |
|
297 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
kötü bir olay olurken orada bulunan |
|
298 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
olay yerinde olan |
|
299 |
Deyim |
in at the kill expr.
|
sonuna/bitişine şahitlik eden |
|
300 |
Deyim |
in for the kill expr.
|
son/öldürücü/bitirici darbeyi vurmak için |
|
301 |
Deyim |
in for the kill expr.
|
bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere |
|
302 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesine şahit olan |
|
303 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesini izleyen |
|
304 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
bir hayvanın öldürülmesine tanıklık eden |
|
305 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden |
|
306 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
bir şeyin çöküş anında orada olan |
|
307 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
kötü bir olay olurken orada bulunan |
|
308 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
olay yerinde olan |
|
309 |
Deyim |
in on the kill expr.
|
sonuna/bitişine şahitlik eden |
|
310 |
Deyim |
that which doesn't kill you makes you stronger expr.
|
seni öldürmeyen şey, güçlendirir |
|
Speaking |
|
311 |
Konuşma |
i didn't kill anybody expr.
|
ben kimseyi öldürmedim |
|
312 |
Konuşma |
what doesn't kill me makes me stronger expr.
|
beni öldürmeyen şey güçlendirir |
|
313 |
Konuşma |
you better kill me expr.
|
beni öldürsen iyi edersin |
|
314 |
Konuşma |
don't kill the messenger expr.
|
elçiye zeval olmaz |
|
315 |
Konuşma |
kill them with your smile expr.
|
onları gülüşünle öldür |
|
316 |
Konuşma |
live to kill expr.
|
öldürmek için yaşa |
|
317 |
Konuşma |
I'm gonna kill him expr.
|
onu öldüreceğim |
|
318 |
Konuşma |
I want to kill you expr.
|
seni öldürmek istiyorum |
|
319 |
Konuşma |
he tried to kill you expr.
|
seni öldürmeye çalıştı |
|
320 |
Konuşma |
she tried to kill you expr.
|
seni öldürmeye çalıştı |
|
321 |
Konuşma |
I could kill for a cold beer expr.
|
soğuk bir bira için neler vermezdim |
|
322 |
Konuşma |
I don't wanna kill you expr.
|
seni öldürmek istemiyorum |
|
323 |
Konuşma |
I swear to god I will kill you expr.
|
yemin ederim ki öldürürüm seni |
|
324 |
Konuşma |
kill to live expr.
|
yaşamak için öldür |
|
Trade/Economic |
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill order i.
|
derhal karşılanması ya da iptal edilmesi gereken sipariş |
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill order i.
|
(borsada) ya al ya da sat emri |
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill orders expr.
|
kalanını iptal et |
|
328 |
Ticaret/Ekonomi |
fill or kill orders expr.
|
kalanını iptal et |
|
Law |
|
329 |
Hukuk |
kill by electric shock f.
|
elektrik ile öldürmek |
|
Technical |
|
330 |
Teknik |
kill tank i.
|
öldürme tankı |
|
Computer |
|
331 |
Bilgisayar |
kill and yank i.
|
kesmek ve yapıştırmak kiplenimi |
|
332 |
Bilgisayar |
kill process expr.
|
işlemi bitir |
|
333 |
Bilgisayar |
kill thread expr.
|
iş parçasını sonlandır |
|
334 |
Bilgisayar |
kill list expr.
|
listeyi sonlandır |
|
335 |
Bilgisayar |
kill author expr.
|
yazanı sonlandır |
|
Telecom |
|
336 |
Telekom |
kill switch i.
|
acil anahtarı |
|
Automotive |
|
337 |
Otomotiv |
kill switch i.
|
acil durumlarda güvenlik kontak kapatma anahtarı |
|
338 |
Otomotiv |
kill switch i.
|
acil kapatma anahtarı |
|
339 |
Otomotiv |
kill the engine f.
|
motoru durdurmak |
|
Petrol |
|
340 |
Petrol |
top kill i.
|
petrol şirketlerinin sızıntılı bir kuyuyu onarırken ağır sıvıları kuyuya pompalayarak yaptığı bir işlem |
|
Marine Biology |
|
341 |
Deniz Biyolojisi |
cold-kill i.
|
soğuktan ölüm |
|
Astronomy |
|
342 |
Gökbilim |
supernova kill zone i.
|
süpernova öldürme kuşağı |
|
343 |
Gökbilim |
relativistic kill vehicle (rkv) i.
|
relativistik katliam aracı |
|
344 |
Gökbilim |
relativistic kill vehicle (rkv) i.
|
Işık hızına yakın hızlarda ilerleyerek bir hedefi yıkıcı bir güçle vurmak amacıyla tasarlanmış varsayımsal silah sistemi |
|
Environment |
|
345 |
Çevre |
fish kill i.
|
balık katliamı |
|
Geography |
|
346 |
Coğrafya |
kill creek i.
|
kansas eyaletinde şehir |
|
347 |
Coğrafya |
kill devil hills i.
|
north carolina eyaletinde yerleşim yeri |
|
Military |
|
348 |
Askeri |
kill probability i.
|
imha ihtimali |
|
349 |
Askeri |
kill-zone i.
|
imha bölgesi |
|
350 |
Askeri |
confirmed kill i.
|
kayıtlara geçirilmiş ölüm |
|
351 |
Askeri |
single shot kill probability i.
|
tek atımla imha ihtimali |
|
352 |
Askeri |
armour kill zone i.
|
tank tahrip bölgesi |
|
353 |
Askeri |
kill box i.
|
tahrip kutusu |
|
354 |
Askeri |
kill zone i.
|
savaşta çok ölümün gerçekleştiği alan |
|
355 |
Askeri |
kill the tank f.
|
tank avlamak |
|
Sport |
|
356 |
Spor |
penalty kill i.
|
(buz hokeyi) rakibin hücum süresinin sayı kazandırmadan öldürülmesi için uğraşılan durum |
|
357 |
Spor |
penalty kill i.
|
(buz hokeyi) aynı takımın bir veya daha fazla oyuncusunun ceza kulübesinde olduğu süre |
|
Slang |
|
358 |
Argo |
road kill i.
|
hoş olmadığı halde yatılan kimse |
|
359 |
Argo |
road kill i.
|
yolda yatan ceset |
|
360 |
Argo |
road kill i.
|
yolda toplanan sigara izmaritleri |
|
361 |
Argo |
fuck, marry, kill (fmk) i.
|
yarışmacılara üç tercihin verildiği bir oyun |
|
362 |
Argo |
kill (someone) f.
|
defterini dürmek |
|
363 |
Argo |
kill (someone) f.
|
icabına bakmak |
|
364 |
Argo |
kill (someone) f.
|
öldürmek |
|
365 |
Argo |
kill (someone) f.
|
ortadan kaldırmak |
|
366 |
Argo |
kill (someone) f.
|
öbür tarafa göndermek |
|
367 |
Argo |
kill (someone) f.
|
temize havale etmek |
|
368 |
Argo |
kill (someone) f.
|
temizlemek |
|
369 |
Argo |
kill it f.
|
(içkinin) dibine vurmak |
|
370 |
Argo |
kill the vibe f.
|
ortamı bozmak |
|
371 |
Argo |
kill the rabbit [obsolete] f.
|
gebelik testi pozitif çıkmak |
|
372 |
Argo |
kill the rabbit [obsolete] f.
|
hamile olduğunu öğrenmek |
|
373 |
Argo |
don't kill my vibe expr.
|
ayarımı bozma |
|
374 |
Argo |
don't kill my vibe expr.
|
keyfimi bozma |
|
375 |
Argo |
kill the beat expr.
|
müziği kapat |
|
376 |
Argo |
don't kill my vibe expr.
|
(keyfim gıcır) bana ilişme |
|
377 |
Argo |
kill me expr.
|
beni öldür daha iyi |
|
378 |
Argo |
kill me expr.
|
ölmeyi yeğlerim/tercih ederim |
|
379 |
Argo |
kill me expr.
|
ölsem daha iyi |
|
380 |
Argo |
kys (kill yourself) expr.
|
defol git |
|
381 |
Argo |
kys (kill yourself) expr.
|
git başımdan |
|
382 |
Argo |
kys (kill yourself) expr.
|
bas git |
|
383 |
Argo |
fuck, marry, kill (fmk) exclam.
|
seviş, evlen, öldür |
|
Star Wars |
|
384 |
Star Wars |
kill-wing i.
|
ölümcül-kanat |
|