|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bilimsel olarak özel öneme sahip görülen ve bu nedenli girişin kısıtlandığı alan |
site of special scientific interest i.
|
|
2 |
Genel |
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs |
jeepney i.
|
|
3 |
Genel |
bulut üzerinde görülen renkli halka |
anthelion i.
|
|
4 |
Genel |
kuşlarda görülen bir cilit hastalığı |
avian pox i.
|
|
5 |
Genel |
ılıman enlemlerde görülen alçak basınçlı hava döngüsü |
depression i.
|
|
6 |
Genel |
saygın görülen edebiyat |
canonized literature i.
|
|
7 |
Genel |
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü |
battle fatigue i.
|
|
8 |
Genel |
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar |
champagne powder i.
|
|
9 |
Genel |
ufukta görülen parlak bir nokta |
fogdog i.
|
|
10 |
Genel |
mısır'da mart, nisan ve mayıs aylarında görülen sıkıntılı ve sıcak güney veya güneydoğu rüzgarı |
khamsin i.
|
|
11 |
Genel |
avuç içinde görülen yaşam çizgisi |
life line i.
|
|
12 |
Genel |
tezgah (üzerinde iş görülen) |
workbench i.
|
|
13 |
Genel |
sudan'da görülen şiddetli kum fırtınası |
haboob i.
|
|
14 |
Genel |
öğrenim görülen okul |
alma mater i.
|
|
15 |
Genel |
özellikle büyük şehirlerdeki kaymak tabakada görülen uçarı yaşam biçimi |
vanity fair i.
|
|
16 |
Genel |
bataklıklarda gece görülen ve yakamoza benzeyen bir parıltı |
will-o-the-wisp i.
|
|
17 |
Genel |
güney afrika'da görülen kuvvetli güneydoğu rüzgarı |
cape doctor i.
|
|
|
18 |
Genel |
ender görülen bir tür |
a rare species i.
|
|
19 |
Genel |
nadir görülen bir kan hastalığı |
a rare blood disease i.
|
|
20 |
Genel |
orta yaşlarda görülen vücudun orta kısmında oluşan yağlanma |
middle-aged spread i.
|
|
21 |
Genel |
eski tablolarda görülen ince çatlak |
craquelure i.
|
|
22 |
Genel |
mektupla öğretim görülen okul |
correspondence school i.
|
|
23 |
Genel |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
yard signs i.
|
|
24 |
Genel |
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar |
lawn signs i.
|
|
25 |
Genel |
düşük görülen sınıf |
rabble i.
|
|
26 |
Genel |
hor görülen sınıf |
rabble i.
|
|
27 |
Genel |
havadan görülen manzara |
airscape i.
|
|
28 |
Genel |
havadan görülen deniz veya kara manzarası |
airscape i.
|
|
29 |
Genel |
alacakaranlıkta görülen aydınlık |
twilight glow i.
|
|
30 |
Genel |
açıkça görülen başarı |
éclat i.
|
|
31 |
Genel |
eylül ayında görülen pastırma yazı |
saint austin's summer [brit] i.
|
|
32 |
Genel |
eylül ayında görülen pastırma yazı |
saint augustine's summer i.
|
|
33 |
Genel |
önemsiz görülen kimse |
zilch i.
|
|
34 |
Genel |
ilkeler sembolü olarak görülen şey |
banner i.
|
|
35 |
Genel |
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı |
bard [obsolete] i.
|
|
36 |
Genel |
(britanya'da) toplumsal sağlık, güvenlik ve eğitim için elzem görülen kamu çalışanı |
key worker i.
|
|
37 |
Genel |
esas olarak görülen öğretiler |
evangel i.
|
|
|
38 |
Genel |
bir kadında görülen öfkeli ve vahşi davranış |
maenadism i.
|
|
39 |
Genel |
bir grup olarak görülen ortalama işletme ve haneler |
main street i.
|
|
40 |
Genel |
vücuttaki uzuvlar arasında görülen orantısızlık |
maleconformation [obsolete] i.
|
|
41 |
Genel |
olayların akışı içerisinde meydana gelmesi mantıklı görülen veya doğal karşılanan şey |
matter-of-course i.
|
|
42 |
Genel |
ciddi olarak görülen kimse |
legitimate i.
|
|
43 |
Genel |
13. yüzyıl zırhlarında görülen baklava şekilli çelik levha |
mascle i.
|
|
44 |
Genel |
orta malı olarak görülen kadın |
quiff i.
|
|
45 |
Genel |
fahişe olarak görülen kadın |
quiff i.
|
|
46 |
Genel |
bazı bitkilerin üstünde görülen ağdamsı veya tozumsu tabaka |
bloom i.
|
|
47 |
Genel |
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka |
bloom i.
|
|
48 |
Genel |
cam yüzeyinde görülen sütsü görünüm |
bloom i.
|
|
49 |
Genel |
insan ve diğer memelilerde görülen, kemiklerin birbiriyle kaynaşık olduğu üst çene |
maxillae i.
|
|
50 |
Genel |
böceklerde, çokayaklılarda, kabuklularda ve bazı eklembacaklılarda görülen, alt çenenin arkasındaki ağız uzuvlarının ilk veya ikinci çifti |
maxillae i.
|
|
51 |
Genel |
mayıs ayının ilk gününün sabahında görülen ve birtakım doğaüstü özellikler atfedilen çiylenme |
may dew i.
|
|
52 |
Genel |
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler |
mechanism i.
|
|
53 |
Genel |
bir faaliyet veya ilgi alanının merkezi olarak görülen yer |
mekka i.
|
|
54 |
Genel |
zihinsel fonksiyonlarda görülen anormallik |
mental abnormality i.
|
|
55 |
Genel |
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı |
mentum i.
|
|
56 |
Genel |
meridyene benzeyen çizgi veya halka (deniz kestanelerinin yuvarlak kabuklarında görülen) |
meridian i.
|
|
57 |
Genel |
meridyene benzeyen çizgi veya halka (deniz kestanelerinin yuvarlak kabuklarında görülen) |
meridian curve i.
|
|
58 |
Genel |
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter |
messenger i.
|
|
59 |
Genel |
belirli bir etkinliğin merkezi olarak görülen kentsel alan |
metropolis i.
|
|
60 |
Genel |
orta boylu olup çayırlarda görülen ve yem olarak kullanılan çeşitli otlar |
midgrass i.
|
|
61 |
Genel |
amerika'da görülen büyük bir kano veya kayık |
bongo i.
|
|
62 |
Genel |
gök cisminin güneşin merkezinden görülen boylamı |
heliocentric longitude i.
|
|
63 |
Genel |
sahte olarak görülen inanca veya öğretiye inanan kimse |
miscreant i.
|
|
64 |
Genel |
toplamda imha edilmesi gereken hedeflere ilişkin görevde gerekli görülen maddeler |
mission-oriented items i.
|
|
65 |
Genel |
bitki veya hayvanda görülen anomali |
monstrosity i.
|
|
66 |
Genel |
atların gözlerinde görülen bir hastalık |
moon-eye i.
|
|
67 |
Genel |
nadir görülen bir kadın ismi |
rhea i.
|
|
68 |
Genel |
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı |
gall i.
|
|
69 |
Genel |
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı |
clay gall i.
|
|
70 |
Genel |
hollanda'da görülen bir safra humması hastalığı |
gall sickness i.
|
|
71 |
Genel |
kıyı veya nehir boyunca görülen batık çamurdan sahil |
mudbank i.
|
|
72 |
Genel |
tropikal amerikan sularından görülen çeşitli balıklara verilen ad |
burrito i.
|
|
73 |
Genel |
avustralya'da görülen şiddetli fırtına |
burster i.
|
|
74 |
Genel |
kutsal görülen şeyin adının saygısızca kullanılması |
oath i.
|
|
75 |
Genel |
kutsal görülen bir şeyin adıyla aynı olan, ondan türetilmiş veya o şeyin adını içeren ifade |
oath i.
|
|
76 |
Genel |
aşırı alkol tüketiminden sonra görülen nahoş fiziksel etkiler (baş ağrısı, uyuşukluk, mide bulantısı) |
holdover i.
|
|
77 |
Genel |
(hasırotu mantarının büyümesi sonucu bazı otların çiçeklenmesinde görülen) gelişim durması |
choke i.
|
|
|
78 |
Genel |
düzgün bir yaşam için gerekli görülen şeyler |
decencies i.
|
|
79 |
Genel |
torun gibi görülen kimse |
grandchild i.
|
|
80 |
Genel |
sanat dalında büyük usta olarak görülen kimse |
great master i.
|
|
81 |
Genel |
iğrenç olarak görülen kimse |
gross out i.
|
|
82 |
Genel |
sakıncalı olarak görülen kimse |
gross out i.
|
|
83 |
Genel |
durumlar arasında görülen değişim |
gyration i.
|
|
84 |
Genel |
idol olarak görülen kimse |
idol i.
|
|
85 |
Genel |
cinsel sapkınlık olarak görülen davranışları olan kimse |
onanist i.
|
|
86 |
Genel |
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse |
omamentalist i.
|
|
87 |
Genel |
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse |
omamentist i.
|
|
88 |
Genel |
ortaklaşa görülen iş |
communion i.
|
|
89 |
Genel |
ikinci incelemeden sonra görülen şey |
deuteroscopy i.
|
|
90 |
Genel |
aşağı olarak görülen birini dengiymiş gibi kabul etme |
condescendence i.
|
|
91 |
Genel |
küçük görülen şey |
contempt [obsolete] i.
|
|
92 |
Genel |
parlak bir yüzeyde görülen morumsu siyah renk |
crow i.
|
|
93 |
Genel |
gece görülen ve ölüm habercisi olduğuna inanılan ışık |
fetch candle i.
|
|
94 |
Genel |
hor görülen kimse |
fink i.
|
|
95 |
Genel |
(armacılık) altın rengi olması gerekirken sarının farklı tonlarında görülen bir metal |
or i.
|
|
96 |
Genel |
evlenmesi uygun görülen kimse |
parti i.
|
|
97 |
Genel |
(gezegenden görülen) dünya-güneş arası açı |
phase angle i.
|
|
98 |
Genel |
içinden bakılarak görülen her şeyi yanlış aktaran ortam |
prism i.
|
|
99 |
Genel |
önceden görülen benzerlik |
prefigurement i.
|
|
100 |
Genel |
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları |
presence i.
|
|
101 |
Genel |
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde |
pug i.
|
|
102 |
Genel |
hor görülen şey |
scoff i.
|
|
103 |
Genel |
(ortaçağ eserlerinde görülen) kavisli silme |
scroll i.
|
|
104 |
Genel |
sıçrayan okyanus suyunda görülen gökkuşağı |
sea bow i.
|
|
105 |
Genel |
seri şekilde görülen rüya |
serial dream i.
|
|
106 |
Genel |
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh |
silvan i.
|
|
107 |
Genel |
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh |
sylvan i.
|
|
108 |
Genel |
memeli postunda görülen beyaz veya açık renkli tüy tutamı |
silvering i.
|
|
109 |
Genel |
kız kardeş gibi görülen kadın |
sister i.
|
|
110 |
Genel |
hor görülen kimse |
foulmart i.
|
|
111 |
Genel |
hor görülen kimse |
foumart i.
|
|
112 |
Genel |
hem arkadaş hem rakip görülen kimse |
frenemy i.
|
|
113 |
Genel |
su üzerinde görülen esinti |
slant i.
|
|
114 |
Genel |
1950'lerde abd'de görülen gençlik alt kültürü |
beats i.
|
|
115 |
Genel |
navaho ve pueblo takılarında görülen dekoratif bir motif |
squash blossom i.
|
|
116 |
Genel |
(baskıda) harf arası boşluklarında görülen bir tipografi hatası |
staircase i.
|
|
117 |
Genel |
mevsimi dışında görülen bitki |
stray i.
|
|
118 |
Genel |
kalıtsal özellik aktarım kapasitesinde görülen azalma |
subpotency i.
|
|
119 |
Genel |
aynı anda görülen şeyler bütünü |
syndrome i.
|
|
120 |
Genel |
bir eserin açık saçık görülen yerlerini çıkarmak |
bowdlerize f.
|
|
121 |
Genel |
tehlikeli görülen bir kimseyi belirli yerde oturtmak |
intern f.
|
|
122 |
Genel |
bir eserin açık saçık görülen yerlerini çıkarmak |
bowdlerise f.
|
|
123 |
Genel |
sık görülen |
endemic s.
|
|
124 |
Genel |
birlikte görülen |
coexisting s.
|
|
125 |
Genel |
açıkça görülen |
overt s.
|
|
126 |
Genel |
hor görülen |
held in contempt s.
|
|
127 |
Genel |
sık görülen |
frequent s.
|
|
128 |
Genel |
yapılması uygun görülen |
allowable s.
|
|
129 |
Genel |
gerekli görülen |
considered necessary s.
|
|
130 |
Genel |
belirli bir bölgede görülen |
vernacular s.
|
|
131 |
Genel |
nadir görülen |
rarely seen s.
|
|
132 |
Genel |
ender görülen |
rarely seen s.
|
|
133 |
Genel |
boyunsuz, yüzü açıkça görülen canavar başı imgesi |
caboched s.
|
|
134 |
Genel |
her yerden görülen |
all-points [us] s.
|
|
135 |
Genel |
yazın ve sonbaharda görülen |
estivo-autumnal s.
|
|
136 |
Genel |
yazın ve sonbaharda görülen (sıtma) |
estivo-autumnal s.
|
|
137 |
Genel |
açıkça görülen |
uncoy s.
|
|
138 |
Genel |
hor görülen |
undear s.
|
|
139 |
Genel |
tek varlık olarak görülen |
entitative s.
|
|
140 |
Genel |
zar zor görülen |
evanescent s.
|
|
141 |
Genel |
çantada keklik görülen |
taken for granted s.
|
|
142 |
Genel |
çift halinde görülen |
bigeminal s.
|
|
143 |
Genel |
sabahları görülen |
matutinary s.
|
|
144 |
Genel |
madeni para koleksiyoncuları tarafından madalya kadar değerli görülen (sikke) |
medallic s.
|
|
145 |
Genel |
zar veya yalancı zar oluşumu beraberinde görülen |
membranaceous s.
|
|
146 |
Genel |
zar veya yalancı zar oluşumu beraberinde görülen |
membraneous s.
|
|
147 |
Genel |
haftanın ortasında görülen |
midweekly s.
|
|
148 |
Genel |
sarhoşken görülen şeyleri andıran |
woozy s.
|
|
149 |
Genel |
ay ışığı altında görülen/beliren/seçilen |
moon-splashed s.
|
|
150 |
Genel |
(posta pulu) nadir görülen |
classic s.
|
|
151 |
Genel |
her zaman görülen |
classical s.
|
|
152 |
Genel |
fazlasıyla sık görülen |
overfrequent s.
|
|
153 |
Genel |
köklü olan, bilinen veya kabul görülen ve artık avangart, deneysel veya yıkıcı olarak addedilmeyen |
overground s.
|
|
154 |
Genel |
kışın görülen |
overwinter s.
|
|
155 |
Genel |
nadiren görülen |
infrequent s.
|
|
156 |
Genel |
dünyanın birçok yerinde görülen |
cosmopolitan s.
|
|
157 |
Genel |
rüyada görülen |
dreamt s.
|
|
158 |
Genel |
(alfabe çözümünde) karışık dizilerde görülen |
incoherent s.
|
|
159 |
Genel |
tropikal bölgelerde görülen |
pantropic s.
|
|
160 |
Genel |
sütten kesme sonrası görülen |
postweaning s.
|
|
161 |
Genel |
farenkste görülen |
pharyngal s.
|
|
162 |
Genel |
yutakta görülen |
pharyngal s.
|
|
163 |
Genel |
şiddetli yağış görülen |
pluviose s.
|
|
164 |
Genel |
krizden önce görülen |
precrisis s.
|
|
165 |
Genel |
şafaktan önce görülen |
predawn s.
|
|
166 |
Genel |
insanların atası olarak görülen bir hayvan ile ilgili |
prehuman s.
|
|
167 |
Genel |
klasik varsayımlardan aşağı görülen |
semiclassical s.
|
|
168 |
Genel |
kardeş olarak görülen |
sister s.
|
|
169 |
Genel |
ormanda görülen |
silvan s.
|
|
170 |
Genel |
ormanlık alanda görülen |
silvan s.
|
|
171 |
Genel |
yer yer görülen |
sporadial s.
|
|
172 |
Genel |
seyrek görülen |
sporadial s.
|
|
173 |
Genel |
tek tük görülen |
sporadial s.
|
|
174 |
Genel |
sokakta görülen |
street s.
|
|
175 |
Genel |
yüzey altında görülen |
subjacent s.
|
|
176 |
Genel |
makul görülen |
subrational s.
|
|
177 |
Genel |
gereksiz görülen |
superseded s.
|
|
178 |
Genel |
yer üstünde görülen |
superterrene s.
|
|
179 |
Genel |
yeryüzünde görülen |
superterrene s.
|
|
180 |
Genel |
yeryüzünde görülen |
superterrestrial s.
|
|
181 |
Genel |
yer üstünde görülen |
superterrestrial s.
|
|
182 |
Genel |
kaş üzerindeki bölgede görülen |
supraciliary s.
|
|
183 |
Genel |
nadir görülen |
rare s.
|
|
184 |
Genel |
sık görülen |
common s.
|
|
185 |
Genel |
irlandalı, iskoç veya gal kökenli soy isimlerinde görülen bir ön ek |
mac- ök.
|
|
186 |
Genel |
irlandalı, iskoç veya gal kökenli soy isimlerinde görülen bir ön ek |
mc- ök.
|
|
187 |
Genel |
fransızca ve diğer roman dillerinden aktarma sözcüklerde görülen bir son ek |
-oon snk.
|
|
Phrases |
|
188 |
İfadeler |
doğru veya gerçek olarak görülen ya da kabul edilen bir şey |
given expr.
|
|
189 |
İfadeler |
kolayca görülen |
in plain sight expr.
|
|
190 |
İfadeler |
değeri doğru olarak görülen |
in perspective expr.
|
|
Proverb |
|
191 |
Atasözü |
sabaha yakın görülen rüya tez zamanda çıkar |
morning dreams come true
|
|
192 |
Atasözü |
sabah görülen rüya gerçekleşir |
morning dreams come true
|
|
193 |
Atasözü |
sabaha karşı görülen rüya tez zamanda çıkar |
(early) morning dreams come true
|
|
194 |
Atasözü |
sabah erken görülen rüya gerçek olur |
(early) morning dreams come true
|
|
Colloquial |
|
195 |
Konuşma Dili |
bar veya restorana alternatif olarak görülen kahve dükkanı |
third space i.
|
|
196 |
Konuşma Dili |
seyrek görülen şey |
a sometime thing i.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
hoş görülen yalan |
white lie i.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
uyuşturucu nedeniyle görülen kötü halüsinasyonlar |
bad trip i.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
beceriksiz ve aptal olarak görülen kimse |
blunderbuss i.
|
|
200 |
Konuşma Dili |
çin halk cumhuriyeti hükümetince zararlı görülen internet sitelerine erişimi önleyen bir sistem |
great firewall i.
|
|
201 |
Konuşma Dili |
işçi sınıfının sembolü olarak da görülen önü siperli başlık |
cloth cap i.
|
|
202 |
Konuşma Dili |
yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk |
dowagers hump i.
|
|
203 |
Konuşma Dili |
ön görülen eleştiriye verilen hazır cevap |
prebuttal i.
|
|
204 |
Konuşma Dili |
ne ihtiyaç ne de lüks olarak görülen ürünlerin vergisi |
sin tax i.
|
|
205 |
Konuşma Dili |
sık görülen/normal bir şey olmak |
be to be expected f.
|
|
206 |
Konuşma Dili |
yüksek mahkemede görülen |
in chancery expr.
|
|
207 |
Konuşma Dili |
olarak görülen |
meant to be expr.
|
|
Idioms |
|
208 |
Deyim |
seks objesi olarak görülen kadın |
a bit of crackling [brit] i.
|
|
209 |
Deyim |
cinsel obje olarak görülen kadın |
a bit of crackling [brit] i.
|
|
210 |
Deyim |
cinsel nesne olarak görülen çekici kadın |
a bit of crackling [old-fashioned] i.
|
|
211 |
Deyim |
ihtimal/olasılık olarak görülen şey |
a twinkle in someone's eye i.
|
|
212 |
Deyim |
potansiyel görülen şey |
a twinkle in someone's eye i.
|
|
213 |
Deyim |
muhtemel/olası görülen şey |
a twinkle in someone's eye i.
|
|
214 |
Deyim |
ihtimal/olasılık olarak görülen şey |
a gleam in someone's eye i.
|
|
215 |
Deyim |
potansiyel görülen şey |
a gleam in someone's eye i.
|
|
216 |
Deyim |
muhtemel/olası görülen şey |
a gleam in someone's eye i.
|
|
217 |
Deyim |
ele geçirilmediği için hor görülen şey |
sour grapes i.
|
|
218 |
Deyim |
vücuttan ayrı olarak görülen/düşünülen zihin |
the ghost in the machine i.
|
|
219 |
Deyim |
hayranları tarafından çok sevilen/idol olarak görülen yıldız aktör |
matinée idol [old-fashioned] i.
|
|
220 |
Deyim |
yüz yüze görüşülen/görülen (insan) |
flesh and blood i.
|
|
221 |
Deyim |
sevgilisi/partneri yanında yetersiz görülen kimse |
a bit of rough [uk] i.
|
|
222 |
Deyim |
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon |
pink elephants i.
|
|
223 |
Deyim |
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon |
pink spiders i.
|
|
224 |
Deyim |
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon |
pink spiders i.
|
|
225 |
Deyim |
sık görülen/normal bir şey olmak |
be (only) to be expected f.
|
|
226 |
Deyim |
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak |
pick gooseberry [obsolete] f.
|
|
227 |
Deyim |
benzersiz/nadir görülen türde (bir şey) |
(something) in a million expr.
|
|
228 |
Deyim |
benzersiz/nadir görülen türde (biri) |
(someone) in a million expr.
|
|
229 |
Deyim |
benzersiz/nadir görülen türde bir ... |
a … in a million expr.
|
|
Formal |
|
230 |
Resmi |
feodal avrupa gibi bazı toplumlarda görülen şeref kanunu |
honor i.
|
|
Trade/Economic |
|
231 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir iş için ödenen ücretler arasında birden fazla fabrika ve müeessede görülen farklar |
wage differentials i.
|
|
232 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatlarda görülen dalgalanma |
volatility i.
|
|
233 |
Ticaret/Ekonomi |
gözle görülen hasar |
apparent damage i.
|
|
234 |
Ticaret/Ekonomi |
görülen iş |
turnover i.
|
|
235 |
Ticaret/Ekonomi |
kağıt üzerinde kurulmuş görülen şirket |
paper company i.
|
|
236 |
Ticaret/Ekonomi |
kalite kontrolü için alınan mal partileri arasında görülen değişme |
batch variation i.
|
|
237 |
Ticaret/Ekonomi |
kayıtlarda görülen değerlerin gerçekte sahip olunandan yüksek olması |
book surplus i.
|
|
238 |
Ticaret/Ekonomi |
mevcut şartlarda fiyatlanamayan ve bankaların bilançolarında zehirli atık olarak görülen kredi |
toxic debt i.
|
|
Law |
|
239 |
Hukuk |
temyiz mahkemesi tarafından aşırı görülen tazminatın bir kısmının davalıya geri ödenmesi kararı |
remittitur i.
|
|
240 |
Hukuk |
acele görülen adalet |
summary justice i.
|
|
241 |
Hukuk |
birlikte görülen davalar |
joined cases i.
|
|
242 |
Hukuk |
denizcilik mahkemesince görülen dava |
admiralty action i.
|
|
243 |
Hukuk |
görülen dava |
pending action i.
|
|
244 |
Hukuk |
ilk bakışta haklı görülen dava |
prima facie case i.
|
|
245 |
Hukuk |
tanığı geçersiz kılmak için görülen tek seferlik adli işlem |
reprobator [scotland] i.
|
|
246 |
Hukuk |
hukukla yönetilmeyen bir mahkemenin başı olan charles lynch tarafından 1780'de acele görülen adalet |
lynch's law i.
|
|
247 |
Hukuk |
görülen davayla tamamen uyumlu içtihat |
on all fours i.
|
|
248 |
Hukuk |
askeri mahkemede görülen (dava) |
court martialed s.
|
|
249 |
Hukuk |
mahkeme sonrası görülen |
posttrial s.
|
|
Politics |
|
250 |
Siyasal |
insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye sözleşmeyle ön görülen takip mekanizmasının yeniden yapılanmasına ilişkin ek 11. protokol |
protocol no. 11 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms restructuring the control machinery established thereby i.
|
|
251 |
Siyasal |
uygun görülen |
deemed appropriate i.
|
|
252 |
Siyasal |
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru |
guardian reader [uk] i.
|
|
253 |
Siyasal |
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru |
guardianista [uk] i.
|
|
254 |
Siyasal |
yalnızca kısa vadede gerçekleşmesi mümkün görülen hedefler için çalışan siyasi parti üyesi |
possibilist i.
|
|
Industry |
|
255 |
Sanayi |
iplik veya kumaşta görülen siyah leke |
mote i.
|
|
256 |
Sanayi |
istihdam yerine geçici yerleştirme için uygun görülen aday |
placeable i.
|
|
Technical |
|
257 |
Teknik |
elektrolitli pillerin çalışması sırasında anotta görülen ince bir kızarma |
galvanoluminescence i.
|
|
258 |
Teknik |
gözle görülen kusurların tayini |
determination of visible defects i.
|
|
259 |
Teknik |
kömür madenlerinde zehirli gaz olarak görülen karbon monoksit |
white damp i.
|
|
260 |
Teknik |
yumurta sarısında görülen bir protein |
vitellin i.
|
|
261 |
Teknik |
(kristalografide) dikdörtgen kristallerde görülen oktahedral bir piramit formu |
zirconoid i.
|
|
262 |
Teknik |
manyetik fırtınaların şiddetli aşamalarında görülen ciddi radyo sinyali kaybı |
blackout i.
|
|
263 |
Teknik |
kısa ve güçlü bir darbe sonrası valflerde görülen geçici hassasiyet kaybı |
blackout i.
|
|
264 |
Teknik |
deri üzerinde görülen elajik asit tortusu |
bloom i.
|
|
265 |
Teknik |
top ile homeomorfik olup iki alt boyutlu topun ürünü olarak görülen topolojik uzay |
handle i.
|
|
266 |
Teknik |
porselen veya cam eşyalarda görülen spiral veya dairesel kusur |
wreath i.
|
|
267 |
Teknik |
iki eksenli kristale mikroskopla bakıldığında görülen koyu renkli fırça şeklinde alan |
brush i.
|
|
268 |
Teknik |
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman: kozmik ışın veya partiküllerin neden olduğu yoğun iyonlaşma |
burst i.
|
|
269 |
Teknik |
metalde görülen bir tür toplu delokalize elektron salınımı |
plasmon i.
|
|
270 |
Teknik |
volkanik kayaçlarda kahverengi veya yeşil katmanlı kitleler halinde görülen bir enstatit |
schiller spar i.
|
|
271 |
Teknik |
(camda görülen) tohum izi |
skim i.
|
|
272 |
Teknik |
pusula kartı üzerinden görülen ufuk bölümü |
point i.
|
|
273 |
Teknik |
birlikte görülen |
coactive s.
|
|
Computer |
|
274 |
Bilgisayar |
bir portalın çogu web sitesi üzerinde görülen bileşenlerinin her biri |
portlet i.
|
|
275 |
Bilgisayar |
video sinyalinde siyah/gri/beyaz olarak görülen bilgi |
luma i.
|
|
276 |
Bilgisayar |
yazı tipi boyutu çok küçük olduğunda ekranda gri çizgiler şekilde görülen kelimeler |
greeked text i.
|
|
Television |
|
277 |
Televizyon |
aydınlanmış tv ekranında işaret olmadığı zaman görülen beyaz çizgiler |
raster i.
|
|
278 |
Televizyon |
(ekranın köşesinde görülen) televizyon kanalı işareti |
bug i.
|
|
Textile |
|
279 |
Tekstil |
özellikle denizci pantolonlarında görülen önden sarkan geniş parça |
fall i.
|
|
280 |
Tekstil |
kadın ayakkabılarında görülen yüksek ve öne eğimli bir topuk modeli |
french heel i.
|
|
Architecture |
|
281 |
Mimarlık |
güney italya'da görülen konik çatılı taş bina stili |
trullo i.
|
|
282 |
Mimarlık |
eskiden iskoçya'nın dağlık bölgelerinde ve adalarında görülen, çimen ve topraktan yapılan bir ev tipi |
black house [scotland] i.
|
|
283 |
Mimarlık |
yüzey araştırmasında önemli görülen noktaya yerleştirilen dayanıklı işaret |
hub i.
|
|
284 |
Mimarlık |
19 yüzyıl mimarisinde görülen gotik dokunuşların yeniden görünürlük kazanması |
revival i.
|
|
285 |
Mimarlık |
19. yüzyılın ortasında görülen mimari bir tarz |
louis xvi revival i.
|
|
286 |
Mimarlık |
orta çağ kiliselerinde yaygın görülen özgün bir pencere tasarımı |
low side window i.
|
|
287 |
Mimarlık |
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule |
shikara i.
|
|
288 |
Mimarlık |
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule |
sikhara i.
|
|
289 |
Mimarlık |
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule |
sikar i.
|
|
290 |
Mimarlık |
17. ve 18. yüzyıl fransası'nın eyaletlerindeki mimaride veya mobilyalarda görülen tarz |
french provincial i.
|
|
Construction |
|
291 |
İnşaat |
(göl üstü yerleşim yerlerinde görülen) yığınlı yapı |
pilework i.
|
|
Furniture |
|
292 |
Mobilya |
on yedinci yüzyıl mobilyalarında görülen büyük ters bir mobilya ayağı |
ball foot i.
|
|
293 |
Mobilya |
on sekizinci yüzyılın sonunda ingiltere ve abd'nin kırsal kesimlerinde görülen bir mobilya tarzı |
country chippendale i.
|
|
294 |
Mobilya |
on yedinci yüzyıl fransız mobilyalarında görülen kakma türü süslemelerle ilgili |
boulle s.
|
|
Aeronautic |
|
295 |
Havacılık |
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman |
burst i.
|
|
296 |
Havacılık |
uçakta görülen sürükleme kuvveti |
parasite resistance i.
|
|
Marine |
|
297 |
Denizcilik |
fırtınadan sonra görülen uzun tepeli büyük dalga |
roller i.
|
|
298 |
Denizcilik |
güvertenin seviyesinde görülen batma veya yükselme |
fall i.
|
|
299 |
Denizcilik |
suda görülen kabarma |
floodtide i.
|
|
300 |
Denizcilik |
bahama adaları'nda yaygın görülen bir yelkenli |
sharpshooter i.
|
|
Mining |
|
301 |
Maden |
bazı değerli taşlarda görülen optik yansıma etkisi |
aventurescence i.
|
|
302 |
Maden |
camsı volkanik kayalarda görülen küçük kristal şekiller |
belonite i.
|
|
303 |
Maden |
ingiltere'de görülen bir kil demir taşı türü |
blond metal i.
|
|
304 |
Maden |
feldispat mineralinin nadir görülen doğal polimorfu |
paracelsian i.
|
|
305 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girasol s.
|
|
306 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girasole s.
|
|
307 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girosol s.
|
|
Medical |
|
308 |
Medikal |
ameliyat sonrasında görülen komplikasyonlar |
postoperative complications i.
|
|
309 |
Medikal |
astım atakları sırasında görülen subkütan amfizem |
subcutaneous emphysema during asthmatic attacks i.
|
|
310 |
Medikal |
ateşli hastada görülen yüz kızarıklığı |
hectic flush i.
|
|
311 |
Medikal |
ayaklarda görülen kırmızı şişlikler |
erythema nodosum i.
|
|
312 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
honeycomb disease i.
|
|
313 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
crusta lactea i.
|
|
314 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
cradle cap i.
|
|
315 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
neonatal seborrhoeic dermatitis i.
|
|
316 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
milk crust i.
|
|
317 |
Medikal |
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum |
infantile seborrhoeic dermatitis i.
|
|
318 |
Medikal |
bebeklerde görülen bir tür böbrek kaynaklı tümör |
congenital mesoblastic nephroma i.
|
|
319 |
Medikal |
başlangıç tanısında en sık görülen semptom |
most frequent symptom at initial diagnosis i.
|
|
320 |
Medikal |
çocuklarda sık görülen bir sorun |
a frequent problem in children i.
|
|
321 |
Medikal |
cüzamda görülen granülomatöz deri kabarmaları |
lepromata i.
|
|
322 |
Medikal |
çocukluk çağlarında görülen bir karaciğer tümörü |
hepatoblastoma i.
|
|
323 |
Medikal |
çoçukluk çağında görülen otonom sinir sistemi tümörü |
neuroblastoma i.
|
|
324 |
Medikal |
çeşitli göz hareket bozuklukları içeren ve pineal tümörlerde görülen semptom kompleksi |
parinaud’s syndrome i.
|
|
325 |
Medikal |
dudak sesleriyle görülen konuşma bozukluğu |
labialism i.
|
|
326 |
Medikal |
diyaliz esnasında sıklıkla görülen komplikasyon hipotansiyon |
intradialytic i.
|
|
327 |
Medikal |
ender görülen bir keratinizasyon bozukluğu |
an uncommon disorder of keratinization i.
|
|
328 |
Medikal |
en sık görülen kanser türü |
the most frequent type of cancer i.
|
|
329 |
Medikal |
ender görülen tümörler |
rarely seen tumors i.
|
|
330 |
Medikal |
genelde doğu avrupa'daki yahudi kökenli kişilerde görülen bir hastalık |
tay-sachs disease i.
|
|
331 |
Medikal |
genelde golf oyuncularında görülen humerusun içyan epikondil periostu ve ön kol fleksör kaslarının iltihabı ile belirgin ağrılı durum |
medial epicondylitis i.
|
|
332 |
Medikal |
genelde golf oyuncularında görülen humerusun içyan epikondil periostu ve ön kol fleksör kaslarının iltihabı ile belirgin ağrılı durum |
golfer’s elbow i.
|
|
333 |
Medikal |
hastalığın seyri boyunca görülen sorunlar |
problems during the course of a disease i.
|
|
334 |
Medikal |
hayvanlarda görülen bulaşıcı hastalıkları ve salgınları konu alan bilim dalı |
epizoology i.
|
|
335 |
Medikal |
hamilelerde görülen unutkanlık |
momnesia i.
|
|
336 |
Medikal |
hayvanlarda görülen hastalık |
zoonotic disease i.
|
|
337 |
Medikal |
ince bağırsağın en sık görülen doğumsal bozukluğu |
most common congenital abnormality of the gastrointestinal tract i.
|
|
338 |
Medikal |
ikinci sıklıkta görülen malign germ hücreli tümörler |
the second most common form of malignant germ cell tumors i.
|
|
339 |
Medikal |
ineklerde görülen meme iltihabı |
garget i.
|
|
340 |
Medikal |
ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali |
peau d’orange i.
|
|
341 |
Medikal |
kan serumunda görülen yağ zerreciği |
chylomicron i.
|
|
342 |
Medikal |
kadınlarda aybaşı (mens) öncesi görülen şişkinlik aşırı yemek yeme arzusu ve meme hassasiyeti gibi belirtiler |
moliminal symptoms i.
|
|
343 |
Medikal |
kalbin elektrik sisteminde görülen bir bozukluk |
long qt syndrome i.
|
|
344 |
Medikal |
kemoterapi ve radyoterapiden sonra beynin beyaz cevherinde görülen hasar |
leukoencephalopathy i.
|
|
345 |
Medikal |
kolonda görülen crohn hastalığı |
granulomatous enteritis i.
|
|
346 |
Medikal |
koyunlarda görülen kronik akciğer hastalığı |
jaagsiekte i.
|
|
347 |
Medikal |
nadir görülen konjenital anomali |
rarely seen congenital anomaly i.
|
|
348 |
Medikal |
nadir görülen hastalık |
rare disease i.
|
|
349 |
Medikal |
migren ve epilepsi vakalarında görülen ve duyuları etkileyen belirti |
aura i.
|
|
350 |
Medikal |
nadir görülen tümörler |
rarely seen tumours i.
|
|
351 |
Medikal |
nadir görülen püstüler bir dermatoz |
a rare pustular dermatosis i.
|
|
352 |
Medikal |
nadir görülen klinik bir tablo |
an uncommon clinical picture i.
|
|
353 |
Medikal |
nadir görülen lezyonlar |
rarely encountered lesions i.
|
|
354 |
Medikal |
nadir görülen hastalık |
rarely encountered disease i.
|
|
355 |
Medikal |
nadir görülen bir bulgu |
a rare finding i.
|
|
356 |
Medikal |
nadir görülen yumuşak doku tümörü |
rare soft tissue tumor i.
|
|
357 |
Medikal |
nadir görülen bir sendrom |
a rare syndrome i.
|
|
358 |
Medikal |
nadir görülen bir deri tümörü |
an uncommon skin tumor i.
|
|
359 |
Medikal |
nadir görülen bir deri tümörü |
a rare skin tumor i.
|
|
360 |
Medikal |
nadir görülen bir genodermatoz |
a rare genodermatosis i.
|
|
361 |
Medikal |
nadir görülen klinik bir tablo |
a rare clinical picture i.
|
|
362 |
Medikal |
nadir görülen nöroendokrin tümör |
a rare neuroendocrine tumor i.
|
|
363 |
Medikal |
nadir görülen hastalık |
orphan disease i.
|
|
364 |
Medikal |
nadir görülen bir komplikasyon |
rarely encountered complication i.
|
|
365 |
Medikal |
nadiren görülen, sporadik, apokrin ter bezi retansiyonu sonucu oluşan, kaşıntılı, foliküler papüllerle karakterize bir dermatoz |
fox-fordyce disease i.
|
|
366 |
Medikal |
nadir görülen herediter refrakter anemi |
rare hereditary refractory anemia i.
|
|
367 |
Medikal |
nadir görülen bir infeksiyon hastalığı |
a rare infectious disease i.
|
|
368 |
Medikal |
milyonda bir görülen bir hastalık |
one-in-a-million disease i.
|
|
369 |
Medikal |
mukopolisakarit metabolizmasındaki bozukluklara bağlı olan ve az görülen kalıtsal bir yüz bozukluğu hastalığı |
gargoylism i.
|
|
370 |
Medikal |
meksika ve diğer latin amerika ülkelerinde görülen tifo ya da tifüse benzer bir hastalık |
tabardillo i.
|
|
371 |
Medikal |
nadir görülen otozomal resesif geçişli bir doğumsal metabolizma rahatsızlığı |
a rare autosomal recessive disorder of inborn errors of metabolism i.
|
|
372 |
Medikal |
nadir görülen nöromüsküler hastalık |
rare neuromuscular disease i.
|
|
373 |
Medikal |
orifisler çevresinde görülen ekzematize lezyonlar |
periorificial eczematous lesions i.
|
|
374 |
Medikal |
Normal gözün iris tabakası periferinde görülen bağ doku birikimi ile karakterize küçük beyaz/grimsi/kahverengi lekeler |
brushfield spot i.
|
|
375 |
Medikal |
organda görülen aşırı büyüme |
dysgeneses i.
|
|
376 |
Medikal |
parkinson hastalığında görülen kas gerginliği |
cogwheel rigidity i.
|
|
377 |
Medikal |
penil üretranın nadir görülen bir doğumsal bozukluğu |
a rare congenital malformation of penile urethra i.
|
|
378 |
Medikal |
portakal kabuğu (ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali) |
peau d’orange i.
|
|
379 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
crusta lactea i.
|
|
380 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
milk crust i.
|
|
381 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
cradle cap i.
|
|
382 |
Medikal |
retinoblastoma tümörlerinde görülen gözde beyaz leke |
retinoblastoma leukocoria i.
|
|
383 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
infantile seborrhoeic dermatitis i.
|
|
384 |
Medikal |
resesif geçiş gösteren ender görülen bir hastalık |
a rare recessively inherited syndrome i.
|
|
385 |
Medikal |
sabahları görülen |
matutinal i.
|
|
386 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
neonatal seborrhoeic dermatitis i.
|
|
387 |
Medikal |
saçlı deride görülen seboreik dermatit |
honeycomb disease i.
|
|
388 |
Medikal |
serebellar hipoplazi ile birlikte görülen okronosis |
ochronosis with cerebellar hypoplasia i.
|
|
389 |
Medikal |
sık görülen hastalıklar |
frequent diseases i.
|
|
390 |
Medikal |
seyrek görülen hastalıklar |
rare diseases i.
|
|
391 |
Medikal |
seyrek görülen hastalık |
rare disease i.
|
|
392 |
Medikal |
seyrek görülen hastalık |
orphan disease i.
|
|
393 |
Medikal |
seyrek görülen bir hastalık |
a rare disease i.
|
|
394 |
Medikal |
şüpheli servikal lezyon görülen hasta |
patient with suspicious cervical lesion i.
|
|
395 |
Medikal |
tiroit bezi hastalıklarında görülen göz ve orbita değişiklikleri |
ophthalmopathy i.
|
|
396 |
Medikal |
torakotomi sonrası görülen klinik tablo |
postthoracotomy syndrome i.
|
|
397 |
Medikal |
yeni görülen virus |
emerging virus i.
|
|
398 |
Medikal |
yalnız erkeklerde görülen kanama istidadı |
hemophilia i.
|
|
399 |
Medikal |
yeni görülen enfeksiyon |
emerging infection i.
|
|
400 |
Medikal |
yalnız erkeklerde görülen kanama istidadı |
haemophilia i.
|
|
401 |
Medikal |
yeni görülen virüs |
emerging virus i.
|
|
402 |
Medikal |
yetersiz beslenme nedeniyle genellikle çocuklarda görülen bir hastalık |
kwashiorkor i.
|
|
403 |
Medikal |
fabrikalarda çalışan çocuklarda görülen bir çarpık bacak türü |
factory leg i.
|
|
404 |
Medikal |
ateş ve gut nöbetlerinin bitiminde idrarda görülen kiremit tozuna benzer tortu |
lateritious sediment i.
|
|
405 |
Medikal |
özellikle dirsek ve dizlerde görülen yaygın ksantomlar |
cholesterosis cutis i.
|
|
406 |
Medikal |
genellikle bebeklerde görülen rastgele veya nonspesifik yanıtlar |
mass action i.
|
|
407 |
Medikal |
akalazya hastalarının yemek borularının alt kısmında görülen aşırı genişleme |
megaesophagus i.
|
|
408 |
Medikal |
el yumruk yapıldığında görülen parmak eklemi |
metacarpophalangeal joint i.
|
|
409 |
Medikal |
orta lob bronşundaki basıya bağlı olarak sağ akciğerin orta lobunda kronik pnömoniyle görülen atelektazi |
middle lobe syndrome i.
|
|
410 |
Medikal |
konjestif kalp yetmezliğinde görülen venöz reflü |
hepatojugular reflux i.
|
|
411 |
Medikal |
omuriliğin arka ve yan kısımlarında görülen, kas zayıflığı ve anormal ile karakterize skleroz |
hereditary spinal ataxia i.
|
|
412 |
Medikal |
hamileliğin genellikle ilk üç ayında görülen şiddetli ve inatçı kusma |
hyperemesis gravidarum i.
|
|
413 |
Medikal |
epilepsiyle birlikte görülen histeri |
hysteroepilepsy [obsolete] i.
|
|
414 |
Medikal |
ameliyat veya tedavi sonrasında görülen komplikasyon |
morbidity i.
|
|
415 |
Medikal |
genellikle frengiden kaynaklanıp ağız ve anüsün mukoza zarlarında görülen kabarık lezyonlar |
mucous patches i.
|
|
416 |
Medikal |
vücudun fizyolojik veya yapısal elemanlarında görülen dengesizlik |
dyscrasia i.
|
|
417 |
Medikal |
ateşliyken görülen tuhaf rüya |
fever dream i.
|
|
418 |
Medikal |
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik |
metabola i.
|
|
419 |
Medikal |
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik |
metabole i.
|
|
420 |
Medikal |
yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk |
dowager's hump i.
|
|
421 |
Medikal |
eksüda birikmesi görülen doku |
consolidation i.
|
|
422 |
Medikal |
parkinson hastalarında görülen istemsiz adım hızlanması |
festination i.
|
|
423 |
Medikal |
karın bölgesi yağının subkutan tabakasında görülen iltihaplanma |
panniculitis i.
|
|
424 |
Medikal |
göğüs kafesinde kaburga parçalarının kopması şeklinde görülen ağır zedelenme |
flail chest i.
|
|
425 |
Medikal |
organın duvarı boyunca görülen ülser |
perforated ulcer i.
|
|
426 |
Medikal |
birleşik devletler'in kuzeyinde ve batısında görülen kaşıntı rahatsızlığı |
prairie itch i.
|
|
427 |
Medikal |
birleşik devletler'in kuzeyinde ve batısında görülen kaşıntı rahatsızlığı |
swamp itch i.
|
|
428 |
Medikal |
esas kanamanın durmasından daha sonra görülen kanama |
secondary hemorrhage i.
|
|
429 |
Medikal |
genellikle yaşlılarda görülen bir kangren türü |
senile gangrene i.
|
|
430 |
Medikal |
kalbin sol ve sağ bölümlerinin arasındaki septumda görülen genetik abnormalite |
septal defect i.
|
|
431 |
Medikal |
alt bacaklarda görülen fil hastalığı |
podoconiosis i.
|
|
432 |
Medikal |
röntgen üzerinde görülen kemik kaynama hattı |
symphysis i.
|
|
433 |
Medikal |
yaygın görülen |
endemic s.
|
|
434 |
Medikal |
melanozda görülen |
melanoid s.
|
|
435 |
Medikal |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipsilateral s.
|
|
436 |
Medikal |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipselateral s.
|
|
437 |
Medikal |
vücudu aynı tarafında görülen |
ipsolateral s.
|
|
438 |
Medikal |
amputasyon sonrası görülen |
postamputation s.
|
|
439 |
Medikal |
adet sonrası görülen |
postmenstrual s.
|
|
440 |
Medikal |
ataksi öncesi görülen |
preataxic s.
|
|
Anatomy |
|
441 |
Anatomi |
burnun dışardan görülen kısmı |
nasus i.
|
|
442 |
Anatomi |
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı |
membrana striata i.
|
|
443 |
Anatomi |
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı |
striated membrane i.
|
|
444 |
Anatomi |
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı |
zona radiata i.
|
|
445 |
Anatomi |
splenik arter kollarında görülen adenoid doku kitleleri |
malpighian corpuscles of the spleen i.
|
|
446 |
Anatomi |
uyluk kemiğinin iç tarafının alt ucunda görülen kondil |
medial condyle i.
|
|
447 |
Anatomi |
bazı sinir liflerinde görülen kılıf |
medulla i.
|
|
448 |
Anatomi |
bazı hayvanlarda korakoidin ortasında görülen çıkıntı |
mesocoracoid i.
|
|
449 |
Anatomi |
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntı |
mesoscapula i.
|
|
450 |
Anatomi |
kas liflerinde çift kırılma görülen diskleri oluşturan koyu renkli partikül |
disdiaclast i.
|
|
451 |
Anatomi |
çizgili kas fibrilinin temel kasılma birimi olarak görülen çapraz katmanı |
sarcomere i.
|
|
452 |
Anatomi |
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntının önünde veya üzerinde bulunan kısım |
prescapula i.
|
|
453 |
Anatomi |
protozoon ve rotiferde görülen koruyucu dış kabuk veya kın |
sheath i.
|
|
454 |
Anatomi |
göz yuvasının üst bölümünde görülen kabartı |
superciliary ridge i.
|
|
455 |
Anatomi |
kaş bölümünde görülen kabartı |
superciliary ridge i.
|
|
456 |
Anatomi |
kaş bölümünde görülen kabartı |
supraorbital torus i.
|
|
457 |
Anatomi |
bazı hayvanlarda görülen, kulaktaki kolumelanın üzengi kemiğini kolumelanın diğer kısımlarıyla birleştiren kısmı ile ilişkili |
mediostapedial s.
|
|
458 |
Anatomi |
ana safra kanalında görülen |
choledochal s.
|
|
459 |
Anatomi |
ana safra kanalında görülen |
choledoch s.
|
|
460 |
Anatomi |
ön lobun arkasına doğru görülen |
postfrontal s.
|
|
Psychology |
|
461 |
Psikoloji |
birlikte görülen rahatsızlıklar |
co-existing disorders i.
|
|
462 |
Psikoloji |
uyanık görülen canlı rüya |
wake initiated lucid dream i.
|
|
463 |
Psikoloji |
malezya ve endonezya'da görülen, şaşırma tepkisinin taklit ve tüm emirlere itaat etme gibi anormal davranışlara yol açtığı kültüre özgü bir bozukluk |
latah i.
|
|
464 |
Psikoloji |
uykuya dalmadan hemen önce görülen halüsinasyon benzeri görüntü |
hypnagogic image i.
|
|
465 |
Psikoloji |
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği |
oedipal complex i.
|
|
466 |
Psikoloji |
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği |
oedipus complex i.
|
|
467 |
Psikoloji |
uyanıkken rüya ve halüsinasyon görülen anormal bilinçlilik durumu |
oneirism i.
|
|
468 |
Psikoloji |
algısal alanda arka plan ile bu arka planda öne çıkan nesneler şeklinde görülen ayrım |
figure-ground phenomenon i.
|
|
469 |
Psikoloji |
(çocuk cinselliğinde görülen) sapkın erotizm ile ilgili |
polymorphous perverse s.
|
|
470 |
Psikoloji |
(çocuk cinselliğinde görülen) sapkın erotizm sergileyen |
polymorphous perverse s.
|
|
Mental Health |
|
471 |
Ruhbilim |
başkalarına zarar verip tedavi ederek duygusal tatminini sağlayan bireylerde görülen ruhsal bozukluk |
munchausen's syndrome by proxy i.
|
|
Physiology |
|
472 |
Fizyoloji |
sinir hücresi veya kas plazma membranının içi ile dışı arasındaki elektrik yükü farklılığında görülen kayıp |
depolarization [us] i.
|
|
473 |
Fizyoloji |
sinir hücresi veya kas plazma membranının içi ile dışı arasındaki elektrik yükü farklılığında görülen kayıp |
depolarisation [uk] i.
|
|
474 |
Fizyoloji |
vücudun herhangi bir yerinde görülen sempatik sinir sistemi etkisi |
deuteropathia i.
|
|
475 |
Fizyoloji |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port wine stain i.
|
|
476 |
Fizyoloji |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port-wine stain i.
|
|
477 |
Fizyoloji |
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom |
port-wine mark i.
|
|
Pathology |
|
478 |
Patoloji |
mezotel dokuda görülen kötü huylu tümör |
celiothelioma i.
|
|
479 |
Patoloji |
mezotel dokuda görülen kötü huylu tümör |
mesothelioma i.
|
|
480 |
Patoloji |
yenidoğanın kafa derisi altında görülen, doğum esnasında baskıdan kaynaklı kan toplanması |
cephalhematoma i.
|
|
481 |
Patoloji |
yenidoğanın kafa derisi altında görülen, doğum esnasında baskıdan kaynaklı kan toplanması |
cephalohematoma i.
|
|
482 |
Patoloji |
rahim boynunda genellikle zararsız doku büyümesi şeklinde görülen tümörler |
cervical polyps i.
|
|
483 |
Patoloji |
panama'nın chagres nehri bölgesinde görülen sıtma ateşi |
chagres fever i.
|
|
484 |
Patoloji |
çocuklarda görülen bir tür alerjik deri hastalığı |
red gum i.
|
|
485 |
Patoloji |
ince bağırsak ve çevresinde görülen iltihabi bir hastalık |
regional ileitis i.
|
|
486 |
Patoloji |
genellikle yeterince pişirilmemiş et veya balık yendiğinde görülen parazitik tenya kaynaklı bağırsak enfeksiyonu |
tapeworm infection i.
|
|
487 |
Patoloji |
özellikle yaşlı erkeklerde görülen gece çok sık idrara kalkma hastalığı |
nocturia i.
|
|
488 |
Patoloji |
kısa boy, düşük kulaklar ve normalin altında üretkenlik gibi belirtileri olan, sadece erkeklerde görülen bir hastalık |
noonan's syndrome i.
|
|
489 |
Patoloji |
bilhassa yaşlı erkeklerde görülen geceleri çok sık idrara çıkma bozukluğu |
nycturia i.
|
|
490 |
Patoloji |
anne karnında veya doğumda bağımlılık yapan ilaçlara maruz kalmış bebekte görülen şiddetli ağlama, titreme, ateş, terleme ve kusma gibi yoksunluk semptomları |
neonatal abstinence syndrome i.
|
|
491 |
Patoloji |
meksika, orta ve güney amerika'da görülen, cilt ve mukozada yaralar meydana getiren bir layşmanyaz |
new world leishmaniasis i.
|
|
492 |
Patoloji |
sıklıkla testislerde görülen kötü huylu tümör |
teratocarcinoma i.
|
|
493 |
Patoloji |
kadınlarda görülen, zihinsel gerilik, davranışsal bozukluklar ve dismenore ile karakterize bir kromozom defekti |
tetra-x syndrome i.
|
|
494 |
Patoloji |
kas sertliği ile ayırt edilen, nadir görülen doğumsal bir myotoni formu |
thomsen's disease i.
|
|
495 |
Patoloji |
trombositlerin normal pıhtı üretemediği, nadir görülen bir otozomal resesif hastalık |
thrombasthenia i.
|
|
496 |
Patoloji |
bazı sinirsel bozukluklarda görülen sendelemeli yürüyüş |
titubation i.
|
|
497 |
Patoloji |
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu |
tropical sprue i.
|
|
498 |
Patoloji |
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu |
psilosis i.
|
|
499 |
Patoloji |
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu |
sprue i.
|
|
500 |
Patoloji |
kronik alkol bağımlılığının son safhalarında görülen bunama |
alcohol amnestic disorder i.
|
|