|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
gramer açısından ifade |
grammar i.
|
|
2 |
Genel |
önemsiz biri (nüfuz açısından) |
cipher i.
|
|
3 |
Genel |
sanat ve benzeri entelektüel uğraşlar açısından önemi vurgulanan atraksiyon |
cultural attraction i.
|
|
4 |
Genel |
sağlık açısından seyahat |
health aspects travel i.
|
|
5 |
Genel |
yerleşik inanışa karşı (ortodoksluk açısından) |
unorthodoxy i.
|
|
6 |
Genel |
eşitlik (hak açısından) |
rivality i.
|
|
7 |
Genel |
kozmetik ürünlerinin insan sağlığı açısından güvenliğinin incelenmesi |
cosmetovigilance i.
|
|
8 |
Genel |
dokunaçlarda bulunan, yakıcı kapsüller açısından zengin dallar |
tentillum i.
|
|
9 |
Genel |
olası sonucu açısından değerlendirilen plan veya seçenek |
bet i.
|
|
10 |
Genel |
görünüşü ve işlevi açısından rüzgar gülüne benzeyen bir şey |
windmill i.
|
|
|
11 |
Genel |
reprodüksiyon için belirlenen tüm stil ve formlar açısından tamamlanmış çizim |
fair drawing i.
|
|
12 |
Genel |
fiyat açısından ortalama olma |
modestness i.
|
|
13 |
Genel |
fiyat açısından uygun olma |
modestness i.
|
|
14 |
Genel |
harcamalar açısından ılımlı olma |
modestness i.
|
|
15 |
Genel |
harcamalar açısından uygun olma |
modestness i.
|
|
16 |
Genel |
görünüş veya davranış açısından maymuna benzeyen kimse |
monkey i.
|
|
17 |
Genel |
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma |
gentlemens agreement i.
|
|
18 |
Genel |
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma |
gentlemen's agreement i.
|
|
19 |
Genel |
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı |
grass roots i.
|
|
20 |
Genel |
yapı veya görünüm açısından ızgaraya benzeyen şey |
gridiron i.
|
|
21 |
Genel |
evlilik açısından denk kabul edilen kimse |
parti i.
|
|
22 |
Genel |
dekor açısından zengin yer |
show place i.
|
|
23 |
Genel |
bilim açısından doğruluk |
scientific accuracy i.
|
|
24 |
Genel |
üstün olmak (sayı/nüfuz/kuvvet/etki/derece açısından) |
predominate f.
|
|
25 |
Genel |
geçmek (üstünlük açısından) |
surpass f.
|
|
26 |
Genel |
kendi açısından haklı olmak |
have right on one's side f.
|
|
27 |
Genel |
(olaya) kendi açısından bakmak |
look one's own perspective f.
|
|
28 |
Genel |
açısından önde gelen bir ülke olmak |
be a leading country for f.
|
|
29 |
Genel |
kendi açısından bakmak |
look his/her point of view f.
|
|
30 |
Genel |
kendi açısından bakmak |
look from one's aspect f.
|
|
|
31 |
Genel |
temel sınıflandırma açısından tanımlamak |
reduce f.
|
|
32 |
Genel |
tarihselci bakış açısından bakmak |
historicize f.
|
|
33 |
Genel |
tarihselci bakış açısından bakmak |
historicise f.
|
|
34 |
Genel |
(teknik veya üslup açısından) göz kamaştırıcı olmak |
coruscate f.
|
|
35 |
Genel |
(teknik veya üslup açısından) gösterişli olmak |
coruscate f.
|
|
36 |
Genel |
(yeni ürünü) güvenlik açısından test etmek |
crash-test f.
|
|
37 |
Genel |
bir veya birden fazla sözcüğü gramer açısından tanımlamak |
parse f.
|
|
38 |
Genel |
zaman açısından yerinde |
timely s.
|
|
39 |
Genel |
sağlık açısından uygun olmayan |
unfit s.
|
|
40 |
Genel |
ahlak açısından çok titiz |
squeamish s.
|
|
41 |
Genel |
ahlak açısından hiçbir sakıncası olmayan |
wholesome s.
|
|
42 |
Genel |
boş (zaman açısından) |
clear s.
|
|
43 |
Genel |
demir açısından zengin |
iron-rich s.
|
|
44 |
Genel |
sağlık açısından/yönünden |
health-wise s.
|
|
45 |
Genel |
zamanlama açısından manidar |
meaningful in terms of timing s.
|
|
46 |
Genel |
lif açısından zengin |
fiber-rich s.
|
|
47 |
Genel |
zaman açısından etkin |
time-efficient s.
|
|
48 |
Genel |
ulaşım açısından |
transportationwise s.
|
|
49 |
Genel |
özellik açısından zengin |
feature-rich s.
|
|
50 |
Genel |
mineral açısından zengin |
mineral-rich s.
|
|
51 |
Genel |
(üstünlük açısından) geçilemez |
unbetterable s.
|
|
52 |
Genel |
(üstünlük açısından) geçilmemiş |
unbettered s.
|
|
53 |
Genel |
açıklanması güvenlik açısından çok önemli olan (bilgi) |
uncleared s.
|
|
54 |
Genel |
soğukluk, pürüzsüzlük ve görkemlilik açısından mermer heykele benzer |
marmorean s.
|
|
55 |
Genel |
içerik açısından zengin veya memnuniyet verici |
marrowy s.
|
|
56 |
Genel |
tasarım, işlev veya uygulama açısından şaşırtıcı derecede muhteşem olan |
wizardly s.
|
|
57 |
Genel |
gemide konum, düzenleme veya kullanım açısından küçük veya garip olan |
monkey s.
|
|
58 |
Genel |
(amaç, önem açısından) kenarda olan |
by s.
|
|
59 |
Genel |
sanat ve mimari açısından çekici |
gracious s.
|
|
60 |
Genel |
dil bilgisi açısından doğru |
grammatic s.
|
|
61 |
Genel |
konum, durum ve yapı açısından ortada yer alan |
gray s.
|
|
62 |
Genel |
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan |
on-air s.
|
|
63 |
Genel |
bileşen açısından |
componentwise s.
|
|
64 |
Genel |
elmas açısından verimli |
diamondiferous s.
|
|
65 |
Genel |
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan |
peer s.
|
|
66 |
Genel |
amerikan bakış açısından |
americancentric s.
|
|
67 |
Genel |
eylem veya duygu açısından şiddetli |
fierce s.
|
|
68 |
Genel |
yapı ve işlev açısından hayvan veya bitki formlarına benzeyen mimari işlerle ilgili |
organic s.
|
|
69 |
Genel |
kaynak su açısından zengin |
scatebrous s.
|
|
70 |
Genel |
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren |
shirt-sleeve s.
|
|
|
71 |
Genel |
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren |
shirt-sleeves s.
|
|
72 |
Genel |
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren |
shirt-sleeved s.
|
|
73 |
Genel |
ufalanıp havaya karıştığı için sağlık açısından risk oluşturan (zehir) |
friable s.
|
|
74 |
Genel |
içerik açısından |
contextually zf.
|
|
75 |
Genel |
zaman açısından geride |
behind zf.
|
|
76 |
Genel |
geride (zaman açısından) |
behind zf.
|
|
77 |
Genel |
linguistik açısından çatışarak |
crosslinguistically zf.
|
|
78 |
Genel |
genişlik açısından |
widthwise zf.
|
|
79 |
Genel |
açısından yönünden |
from the stand point of zf.
|
|
80 |
Genel |
astrobiyolojik bakış açısından |
astrobiologically zf.
|
|
81 |
Genel |
vergi açısından (bakıldığında) |
from a tax point of view zf.
|
|
82 |
Genel |
kanun açısından |
in terms of law zf.
|
|
83 |
Genel |
kanun açısından |
in legal terms zf.
|
|
84 |
Genel |
rütbe/yetki açısından üstün |
above zf.
|
|
85 |
Genel |
sağlık açısından/yönünden |
healthwise zf.
|
|
86 |
Genel |
besin açısından/yönünden |
nutritionally zf.
|
|
87 |
Genel |
bakış açısından |
from the point of view zf.
|
|
88 |
Genel |
faydalı olması açısından |
advantageously zf.
|
|
89 |
Genel |
geride (zaman açısından) |
ahent zf.
|
|
90 |
Genel |
geride (zaman açısından) |
ahind zf.
|
|
91 |
Genel |
teknik açısından |
technically zf.
|
|
92 |
Genel |
beslenme açısından |
nutritionally zf.
|
|
93 |
Genel |
üç köşeli bir görüş açısından |
trigonally zf.
|
|
94 |
Genel |
beşeri bakış açısından |
manward zf.
|
|
95 |
Genel |
genişlik açısından |
widthway zf.
|
|
96 |
Genel |
insan ihtiyaçları veya sorunları açısından |
humanly zf.
|
|
97 |
Genel |
insanoğlunun bakış açısından |
humanly zf.
|
|
98 |
Genel |
modüler bir bakış açısından |
modularly zf.
|
|
99 |
Genel |
motivasyon açısından |
motivationally zf.
|
|
100 |
Genel |
hedonik bakış açısından |
hedonically zf.
|
|
101 |
Genel |
süreklilik açısından |
for a constancy zf.
|
|
102 |
Genel |
bölge kilisesi açısından |
parochially zf.
|
|
103 |
Genel |
faydalı olması açısından |
preferentially zf.
|
|
104 |
Genel |
birinin açısından |
for one's share zf.
|
|
105 |
Genel |
kendi açısından kazanç içeren |
in the way [obsolete] expr.
|
|
106 |
Genel |
tür açısından |
in kind expr.
|
|
107 |
Genel |
nitelik açısından |
in kind expr.
|
|
Phrasals |
|
108 |
Öbek Fiiller |
(önem açısından) üzerinde tutmak |
put ahead f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
(önem açısından) bir şeyden üstün tutmak |
put ahead f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
(hata/yazım yanlışları için/açısından) okumak |
read for something f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
içerik açısından denk hale getirmek |
sync up f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
bir şeye birinin/bir şeyin aleyhinde olacak açısından bakmak |
weight something against someone or something f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
bir şey açısından/yönünden zengin olmak |
abound in something f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
biri/bir şey açısından/yönünden zengin olmak |
abound with someone or something f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
işler/durumlar (birisi için/açısından) kötü gitmek |
go badly with f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
bir şey açısından gelişmek/gelişim göstermek |
grow in something f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
hikayeyi birinin açısından dinlemek |
hear someone out f.
|
|
Phrases |
|
118 |
İfadeler |
özellikleri açısından dünyanın/piyasanın en iyisi/mükemmeli |
best of all worlds expr.
|
|
119 |
İfadeler |
açıklayıcı olması açısından |
in order to clarify (it) expr.
|
|
120 |
İfadeler |
açıklayıcı olması açısından |
to be clear expr.
|
|
121 |
İfadeler |
bu bakış açısından yola çıkarak |
from this point of view expr.
|
|
122 |
İfadeler |
bu bakış açısından hareketle |
from this point of view expr.
|
|
123 |
İfadeler |
işlerin hallolması/yapılması bakımından/açısından |
in terms of getting things done expr.
|
|
124 |
İfadeler |
işin kapsamı açısından |
with respect to scope of work expr.
|
|
125 |
İfadeler |
kendi açısından |
on one's part expr.
|
|
126 |
İfadeler |
(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından ilgisi yok |
not half as (something) (as someone or something) expr.
|
|
127 |
İfadeler |
(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından alakası yok |
not half as (something) (as someone or something) expr.
|
|
128 |
İfadeler |
… açısından |
in the... stakes expr.
|
|
129 |
İfadeler |
(bir şey) açısından/yönünden |
in terms of (something) expr.
|
|
130 |
İfadeler |
… açısından |
in terms of... expr.
|
|
131 |
İfadeler |
… açısından |
in ... terms expr.
|
|
132 |
İfadeler |
biri/bir şey açısından |
in regard to somebody/something expr.
|
|
133 |
İfadeler |
biri/bir şey açısından |
with regard to somebody/something expr.
|
|
Colloquial |
|
134 |
Konuşma Dili |
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar |
big boy i.
|
|
135 |
Konuşma Dili |
sosyal beceriksizlikleri açısından birbirine benzeyen ve toplumun genelinde pek olmayan aynı obsesyon ve kaygılara sahip insan grubu |
nerd pack i.
|
|
136 |
Konuşma Dili |
bakış açısından |
from the viewpoint of expr.
|
|
137 |
Konuşma Dili |
birine göre/birinin açısından |
in one's case expr.
|
|
138 |
Konuşma Dili |
daha fazla bilginiz olması açısından |
fyfi (for your further information) expr.
|
|
Idioms |
|
139 |
Deyim |
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar |
big brass i.
|
|
140 |
Deyim |
siyahileri görünüş açısından taklit etme |
blackfishing i.
|
|
141 |
Deyim |
siyasi faaliyet açısından yerel düzeyde olan halk |
grass-roots i.
|
|
142 |
Deyim |
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak |
sit below the salt f.
|
|
143 |
Deyim |
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak |
sit beneath the salt f.
|
|
144 |
Deyim |
işler/durumlar (birisi için/açısından) kötü gitmek |
go badly with someone f.
|
|
145 |
Deyim |
(sağlık açısından) çökmek |
crack up f.
|
|
146 |
Deyim |
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek |
get (one) on one's feet f.
|
|
147 |
Deyim |
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek |
put one on one's feet f.
|
|
148 |
Deyim |
(birinin) gözünden/bakış açısından bakmak |
stand in (someone's) shoes f.
|
|
149 |
Deyim |
işler biri/bir şey açısından ters gitmek |
go badly with someone or something f.
|
|
150 |
Deyim |
işler biri/bir şey açısından kötü/fena gitmek |
go badly with someone or something f.
|
|
151 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak |
go down well (with somebody) f.
|
|
152 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak |
go off well (with somebody) f.
|
|
153 |
Deyim |
(biri tarafından/açısından) kötü karşılanmak |
go down badly (with somebody) f.
|
|
154 |
Deyim |
(birinin) bakış açısından/açısıyla |
through (one's) eyes f.
|
|
155 |
Deyim |
birinden yetki/rütbe açısından üstün |
above someone s.
|
|
156 |
Deyim |
(bir şey) açısından/yönünden zengin |
rich in (something) s.
|
|
157 |
Deyim |
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede |
beneath the salt zf.
|
|
158 |
Deyim |
(bir kişilik özelliğine) yeterince/çok sahip olma açısından |
in the (something) stakes expr.
|
|
159 |
Deyim |
-in bakış açısından |
...'s-eye view expr.
|
|
160 |
Deyim |
-in görüş açısından |
...'s-eye view expr.
|
|
161 |
Deyim |
(birinin) açısından |
for (one's) part expr.
|
|
162 |
Deyim |
birinin açısından |
for one's part expr.
|
|
163 |
Deyim |
birinin açısından |
on one's part expr.
|
|
164 |
Deyim |
birinin açısından |
on the part of one expr.
|
|
165 |
Deyim |
(biri) açısından |
in (someone's) view expr.
|
|
166 |
Deyim |
(biri) bakımından/açısından |
on (someone's) part expr.
|
|
167 |
Deyim |
(birinin) bakış açısından/açısıyla |
through the eyes of (someone) expr.
|
|
Speaking |
|
168 |
Konuşma |
açısından bakarsak |
if we look from the viewpoint of expr.
|
|
169 |
Konuşma |
bu onun bakış açısından |
that's his version of it expr.
|
|
170 |
Konuşma |
bu onun bakış açısından |
that's her version of it expr.
|
|
Trade/Economic |
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
theory of games i.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
game theory i.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
ayrıcalıklı pay senedi sahiplerine kar payı açısından öncelik tanınması |
cumulative prefered stock i.
|
|
174 |
Ticaret/Ekonomi |
bilançoyu oluşturan kalemlerin değer açısından nispi önemi kavramı |
materiality concept i.
|
|
175 |
Ticaret/Ekonomi |
enflasyonun etkisi ile yükümlülerin gelir vergisi açısından daha yüksek gelir dilimlerine girmeleri |
bracket creep i.
|
|
176 |
Ticaret/Ekonomi |
güvence açısından ilk derecede gelen tahvil |
prior-lien bond i.
|
|
177 |
Ticaret/Ekonomi |
iki kişiden birinin ötekinin işi veya mal varlığında parasal bir menfaati bulunması durumunda hukuk açısından birbirlerinin ortağı sayılması |
associate i.
|
|
178 |
Ticaret/Ekonomi |
maliyet açısından etkinlik |
cost-effectiveness i.
|
|
179 |
Ticaret/Ekonomi |
mali tabloları önemli ölçüde etkileyen ya da mali tabloların açık, yorumlanabilir ve anlaşılabilir olması açısından açıklanması gerekli olan diğer hususlar |
other significant matters effecting to or making financial statements more clear, interpretable and understandable should be disclosed i.
|
|
180 |
Ticaret/Ekonomi |
ödemeler bilançosu kayıtlan açısından ülke üzerinde yabancılar lehine alacak hakkı doğuran işlemler |
debit i.
|
|
181 |
Ticaret/Ekonomi |
satınalma gücü açısından sermayenin sürdürülmesi |
capital maintenance i.
|
|
182 |
Ticaret/Ekonomi |
sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu |
double dip lease i.
|
|
183 |
Ticaret/Ekonomi |
tarifeler sonucu etkin olmayan kaynak kullanımı ile yurt içi üretimin artırılması ve tüketimde ortaya çıkan bozulmaların toplum açısından toplam maliyeti |
protection costs of a tariff i.
|
|
184 |
Ticaret/Ekonomi |
vergilendirme açısından zararın sonraki yılın karı ile mahsup edilmesi |
tax loss carry forward i.
|
|
185 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi açısından gösterilen ikametgah |
fiscal domicile i.
|
|
186 |
Ticaret/Ekonomi |
(bir yeri) ticari faaliyet açısından kapsamak |
cover f.
|
|
187 |
Ticaret/Ekonomi |
maliyet açısından |
costwise s.
|
|
188 |
Ticaret/Ekonomi |
ihtiyaç veya maliyet açısından gerekçelendirilmiş (harcama kalemi) |
zero-base s.
|
|
189 |
Ticaret/Ekonomi |
miktar ve kapsam açısından |
in amount and scope expr.
|
|
190 |
Ticaret/Ekonomi |
para açısından |
from a monetary point of view expr.
|
|
Politics |
|
191 |
Siyasal |
motorlu taşıtlar açısından hukuki sorumluluğa karşı zorunlu sigortaya dair avrupa sözleşmesi |
european convention on compulsory insurance against civil liability in respect of motor vehicles i.
|
|
192 |
Siyasal |
şekil ve mevzu açısından |
good and due form i.
|
|
Industry |
|
193 |
Sanayi |
iklim açısından akıllı |
climate-smart s.
|
|
Media |
|
194 |
Medya |
yazıyı anlam ve yayınlama açısından denetleyen kimse |
copy editor i.
|
|
Technical |
|
195 |
Teknik |
seyir açısından |
navigationally i.
|
|
196 |
Teknik |
esneklik açısından kamçıya benzeyen şey |
whip i.
|
|
197 |
Teknik |
alüminyum açısından zengin bir mineral türü |
disthene i.
|
|
Computer |
|
198 |
Bilgisayar |
güvenlik açısından/güvenlikli çözüm |
security-wise solution i.
|
|
199 |
Bilgisayar |
çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içerik açısından kontrol eden kimse |
moderator i.
|
|
200 |
Bilgisayar |
oyunda karakterin bakış açısından ilerleme |
first person i.
|
|
201 |
Bilgisayar |
uygunsuz içerik, küfürlü konuşma açısından denetlenmeyen (forum, sohbet odası) |
unmoderated s.
|
|
Textile |
|
202 |
Tekstil |
çevre açısından güvenli |
environmentally safe i.
|
|
Automotive |
|
203 |
Otomotiv |
güvenlik açısından kritik önem taşıyan düzen |
safety critical system i.
|
|
Transportation |
|
204 |
Ulaştırma |
lokasyonun ulaşım açısından verimliliği |
location efficiency i.
|
|
Mining |
|
205 |
Maden |
esneklik ve yumuşaklık açısından kauçuğa benzeyen esnek bir mineral katran |
mineral caoutchouc i.
|
|
206 |
Maden |
renk ve parlaklık açısından altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bakır ve çinko veya kalay alaşımı |
oreide i.
|
|
207 |
Maden |
çinko açısından zengin bir pirinç |
orichalc i.
|
|
208 |
Maden |
çinko açısından zengin bir pirinç |
orichalch i.
|
|
Medical |
|
209 |
Medikal |
gelecekte kardiyak olaylar açısından yüksek risk altında olan hastalar |
patients at high risk of future cardiac events i.
|
|
210 |
Medikal |
rahim ağzını (serviks) değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser- kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için yapılan özel bir rahim ağzı tarama testi |
pap smear i.
|
|
211 |
Medikal |
uyaran açısından zengin ortam |
stimulus-rich environment i.
|
|
212 |
Medikal |
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler |
carb-rich foods i.
|
|
213 |
Medikal |
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler |
high-carb foods i.
|
|
Anatomy |
|
214 |
Anatomi |
yapı, işlev veya konum açısından humerus kemiği veya omza benzeyen organlara ait veya ilişkin |
humeral s.
|
|
Psychology |
|
215 |
Psikoloji |
sera gazı açısından çevreye verilen zararı azalmaya takıntılı kimse |
carborexic i.
|
|
216 |
Psikoloji |
sağlık açısından riskli davranışlar |
health-compromising behaviors i.
|
|
217 |
Psikoloji |
(cerrah açısından) ameliyat korkusu |
ergasiophobia i.
|
|
218 |
Psikoloji |
duygudurum açısından dengesiz |
labile s.
|
|
Physiology |
|
219 |
Fizyoloji |
regl açısından |
menstrually zf.
|
|
Pathology |
|
220 |
Patoloji |
psödomembran oluşumu açısından difteriye benzer |
diphtheritic s.
|
|
221 |
Patoloji |
gırtlakta psödomembran oluşması açısından difteriye benzer |
diphtheroid s.
|
|
Food Engineering |
|
222 |
Gıda |
kambucha çayı mantarlarının mayalanması ile oluşan, herbal tıp açısından faydalı kabul edilen, kefir benzeri bir ürün |
scoby i.
|
|
Math |
|
223 |
Matematik |
simpleksler açısından |
simplicially zf.
|
|
Geometry |
|
224 |
Geometri |
yalnızca güç açısından ölçekteş olan iki çizginin toplamı olan bir çizgiyle ilgili |
bimedial s.
|
|
Logic |
|
225 |
Mantık |
önermeler arasındaki ilişkiyi içerikten ziyade biçim açısından inceleyen mantık |
aristotelian logic i.
|
|
226 |
Mantık |
zorunluluk, olasılık, olumsallık gibi felsefi kavramların mantık açısından incelenmesi |
modal logic i.
|
|
227 |
Mantık |
biçimsel özellikleri belirli ahlak, epistemoloji ve psikoloji kavramlarına benzeyen kavramların mantık açısından incelenmesi |
modal logic i.
|
|
228 |
Mantık |
terimin anlamından ziyade geçerli olduğu nesneler açısından |
extensity s.
|
|
Physics |
|
229 |
Fizik |
dünya'nın evrende yaşam barındırma açısından ender olduğunu savunan hipotez |
rear earth hypothesis i.
|
|
Chemistry |
|
230 |
Kimya |
sadece atom düzeni açısından farklılık gösteren iki optik izomerden biri |
epimer i.
|
|
231 |
Kimya |
yapı veya bağlanma açısından benzene benzeyen |
benzenoid s.
|
|
Biology |
|
232 |
Biyoloji |
maya benzeri mantardan yapılan, protein açısından zengin bir ürün |
torula yeast (candida utilis) i.
|
|
233 |
Biyoloji |
maya benzeri mantardan yapılan, protein açısından zengin bir ürün |
candida utilis i.
|
|
234 |
Biyoloji |
hastalık veya özelliğin varlığı veya yokluğu açısından bir çift ikizdeki farklılık derecesi |
discordance i.
|
|
Biochemistry |
|
235 |
Biyokimya |
arpada bulunan ve prolin açısından zengin olan basit bir protein |
hordein i.
|
|
Astronomy |
|
236 |
Gökbilim |
kürenin (enlem vb. açısından) öne sürülen problemin çözümü için ayarlanması |
rectification of a globe i.
|
|
Astrology |
|
237 |
Astroloji |
doğum haritası açısından |
genethliacally [obsolete] zf.
|
|
Botanic |
|
238 |
Botanik |
tahıl tanecikleri gibi belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakası |
aleurone layer i.
|
|
239 |
Botanik |
tahıl tanecikleri gibi belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakası |
aleuron i.
|
|
240 |
Botanik |
polen analizi açısından |
palynological i.
|
|
241 |
Botanik |
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber |
matico i.
|
|
242 |
Botanik |
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber |
piper aduncum i.
|
|
243 |
Botanik |
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber |
piper angustifolium i.
|
|
244 |
Botanik |
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen yabani bir biberin uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan, eskiden tıpta uyarıcı ve kan durdurucu olarak kullanılan uzun aromatik yaprakları |
matico i.
|
|
245 |
Botanik |
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot |
wild chamomile i.
|
|
246 |
Botanik |
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot |
matricaria recutita i.
|
|
247 |
Botanik |
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot |
sweet false chamomile i.
|
|
248 |
Botanik |
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot |
matricaria chamomilla i.
|
|
249 |
Botanik |
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot |
german chamomile i.
|
|
250 |
Botanik |
belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakasıyla ilgili |
aleuronic s.
|
|
Agriculture |
|
251 |
Tarım |
organik madde açısından zengin koyu renkli mera toprağı |
wiesenboden i.
|
|
Breeding |
|
252 |
Hayvancılık |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
martin i.
|
|
253 |
Hayvancılık |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
martin i.
|
|
254 |
Hayvancılık |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
freemartin i.
|
|
255 |
Hayvancılık |
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi |
freemartin i.
|
|
256 |
Hayvancılık |
karbonhidrat açısından kısmen zengin (hayvan yemi) |
wide s.
|
|
Fishery |
|
257 |
Balıkçılık |
avcılar açısından değeri olmayan balık |
coarse fish i.
|
|
Social Sciences |
|
258 |
Sosyal Bilimler |
insanlığın sosyal türler açısından incelenip sınıflandırılması |
typology i.
|
|
259 |
Sosyal Bilimler |
gerçekliği sadece insani değerler açısından değerlendirme eğilimi |
anthropocentricity i.
|
|
260 |
Sosyal Bilimler |
gerçekliği sadece insani değerler açısından değerlendirme eğilimi |
anthropocentrism i.
|
|
261 |
Sosyal Bilimler |
nüfusun çoğunluğundan ırk, din veya etnisite açısından farklılık gösteren grup |
minority i.
|
|
262 |
Sosyal Bilimler |
(nüfus açısından) daha kalabalık olmak |
outpopulate f.
|
|
263 |
Sosyal Bilimler |
her şeyi insanın deneyim ve değerleri açısından yorumlayan (bakış açısı) |
anthropocentric s.
|
|
Literature |
|
264 |
Edebiyat |
kafiye ve ölçü sistemlerinin sözcükbirimler, birleşme ve duraklama kombinasyonları açısından incelenmesi |
typology i.
|
|
265 |
Edebiyat |
iki zıt bölümden oluşan edebi eser (aynı olayı birbirine zıt iki bakış açısından anlatan hikaye) |
diptych i.
|
|
Linguistics |
|
266 |
Dilbilim |
gramer açısından doğru olup sözdizimi birden fazla şekilde yorumlanmaya açık cümle |
garden path i.
|
|
267 |
Dilbilim |
yer aldığı pasajla gramer açısından ilişkili olmayan ve bu pasajdan noktalama işaretleriyle ayrılabilen, tamamlayıcı veya açıklayıcı ifade |
parenthesis i.
|
|
268 |
Dilbilim |
gramer açısından incelemek |
parse f.
|
|
269 |
Dilbilim |
(cümleyi) gramer açısından yanlış incelemek |
misparse f.
|
|
270 |
Dilbilim |
ses tonu ve diğer sesler açısından anlamsal olarak ayırt edilebilir (kelime) |
tonetic s.
|
|
271 |
Dilbilim |
dilbilgisi açısından basit yapıda olan |
simple s.
|
|
272 |
Dilbilim |
imla açısından doğru bir şekilde |
orthographically zf.
|
|
History |
|
273 |
Tarih |
ritüeller açısından ferisiler kadar katı olmayan yahudiler |
ame haarez i.
|
|
274 |
Tarih |
ritüeller açısından ferisiler kadar katı olmayan yahudi |
am haarez i.
|
|
Religious |
|
275 |
Dini |
inanç ve ibadet açısından önemsiz konular ile ilgili |
adiaphoristic s.
|
|
276 |
Dini |
zıt bir bakış açısından |
maranatha zf.
|
|
Philosophy |
|
277 |
Felsefe |
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan, bilgi eleştirisi ve bilgi kuramı açısından kant'a yönelen felsefi akım |
neo-kantianism i.
|
|
278 |
Felsefe |
fenomeni nedensel ilişki açısından analiz eden ya da açıklayan |
causal s.
|
|
279 |
Felsefe |
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan, bilgi eleştirisi ve bilgi kuramı açısından kant'a yönelmeyi savunan |
neo-kantian s.
|
|
280 |
Felsefe |
hedonik bakış açısından |
hedonistically zf.
|
|
281 |
Felsefe |
gerçek varoluş açısından |
ontically zf.
|
|
Environment |
|
282 |
Çevre |
topluluk açısından önemli saha |
sites of community importance (sci) i.
|
|
283 |
Çevre |
tür açısından zenginlik |
richness i.
|
|
284 |
Çevre |
biyolojik çeşitlilik açısından zengin |
biodiverse s.
|
|
Geography |
|
285 |
Coğrafya |
batı zimbabve'de, limpopo ve zambezi nehirleri arasında yer alan ve matabeleland north, matabeleland south ve bulaway eyaletlerini kapsayan, altın madenleri açısından zengin bir bölge |
matabeleland i.
|
|
286 |
Coğrafya |
kuzeydoğu minnesota'daki demir yatakları açısından zengin bir dizi tepe |
mesabi range i.
|
|
287 |
Coğrafya |
demir yatakları açısından zengin bir doğu fransa bölgesi |
lonthringen i.
|
|
288 |
Coğrafya |
haritacılık açısından |
mapwise zf.
|
|
289 |
Coğrafya |
kartografik bakış açısından |
mapwise zf.
|
|
Geology |
|
290 |
Jeoloji |
derbyshire'ın kireçtaşı açısından zengin arazilerinde bulunan amigdaloyidal bir bazalt |
toadstone i.
|
|
291 |
Jeoloji |
şeffaflık, sertlik ve amorfluk açısından cama benzeyen çeşitli organik ve inorganik maddelere verilen ad |
glass i.
|
|
292 |
Jeoloji |
derbyshire'ın kireçtaşı açısından zengin arazilerinde bulunan amigdaloyidal bir bazalt |
paddock stone i.
|
|
Military |
|
293 |
Askeri |
belirlenen operasyon ve programlara destek açısından öncelikli görülen sanayi tesislerinin kaydı |
key facilities list i.
|
|
294 |
Askeri |
fazla yükseklik açısından atılan atış |
vertical fire i.
|
|
295 |
Askeri |
şekil ve işlev açısından kaska benzeyen |
helmetlike s.
|
|
Sport |
|
296 |
Spor |
çeşitlilik ve mücadele açısından olimpiyat oyunlarına benzeyen bir yarışma |
olympiad i.
|
|
297 |
Spor |
çeşitlilik ve mücadele açısından olimpiyat oyunlarına benzeyen bir dizi yarışma |
olympiad i.
|
|
298 |
Spor |
eşitlenmiş olmak (puan açısından) |
be square f.
|
|
Card |
|
299 |
İskambil |
genel olarak kötü ama koz açısından güçlü (el) |
trump-poor s.
|
|
Art |
|
300 |
Sanat |
bir algı nesnesini çevreleyen ve estetik etkisi açısından işlevsel olan boş ya da alt uzay |
negative space i.
|
|
301 |
Sanat |
(düşünce veya uygulama açısından) büyük veya etkileyici |
grand s.
|
|
302 |
Sanat |
(süsleme) şekillendirme ve formların birleştirilmesi açısından düşsel bir görünüme sahip |
grotesque s.
|
|
Cinema |
|
303 |
Sinema |
senaryonun film yapım maliyet ve uygunluğu açısından analiz edilmesi |
breakdown i.
|
|
Photography |
|
304 |
Fotoğrafçılık |
optik görüntünün bitişik alanlarının parlaklık açısından gösterdiği farklılık derecesi |
contrast i.
|
|
Abbreviation |
|
305 |
Kısaltma |
eğitim açısından normalin altında |
esn (educationally subnormal) i.
|
|
Archaic |
|
306 |
Eski Kullanım |
doğal kaynaklar ve tarım ürünleri açısından zengin ülke veya bölge |
magazine i.
|
|
Slang |
|
307 |
Argo |
(teknik ve stil açısından) ustalık sergileyen |
down s.
|
|
308 |
Argo |
alt taraf/takımlar açısından |
in the trouser department expr.
|
|