Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bicycle touring
a throw
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"a throw"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
a throw
i.
kişi başı
2
Deyim
a throw
i.
tanesi
"a throw"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 303 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
throw a party
f.
parti düzenlemek
They are going to
throw a party
for Sam.
Sam için bir
parti düzenleyecekler.
More Sentences
2
Genel
throw a snowball
f.
kartopu atmak
Mary
threw a snowball
at Tom.
Mary, Tom'a bir
kartopu attı.
More Sentences
Idioms
3
Deyim
throw a party
f.
parti düzenlemek
She decided to
throw a party.
Bir
parti düzenlemeye
karar verdi.
More Sentences
British Slang
4
İngiliz Argosu
throw a wobbly
f.
tepesi atmak
Mary's very short-tempered, and often
throws a wobbly.
Mary çok sinirlidir ve sık sık
tepesi atar.
More Sentences
General
5
Genel
throw a vehicle into gear
f.
arabanın motorunu vitese almak
6
Genel
throw a fit
f.
nöbeti tutmak
7
Genel
throw a glance at
f.
şöyle bir bakmak
8
Genel
throw cold water over (an idea/a plan)
f.
pişmiş aşa su katmak
9
Genel
throw a lasso at
f.
kement atmak
10
Genel
throw out a bill
f.
kanun tasarısını reddetmek
11
Genel
throw a glance at
f.
bakış atmak
12
Genel
throw light on (a matter)
f.
açıklığa kavuşturmak
13
Genel
throw someone a smile
f.
birine tebessüm etmek
14
Genel
throw a banquet
f.
ziyafet vermek
15
Genel
throw a monkey wrench in the works
f.
işi bozmak
16
Genel
throw on a coat
f.
palto giymek
17
Genel
throw a fit
f.
çılgına dönmek
18
Genel
throw someone out of a window
f.
birisini pencereden atmak
19
Genel
throw a hood over one’s head
f.
kafasına çuval geçirmek
20
Genel
throw a hood over one’s head
f.
başına çuval geçirmek
21
Genel
throw a snowball at someone
f.
birine kartopu atmak
22
Genel
throw someone in a dumpster
f.
birin çöp konteynerine atmak
23
Genel
throw someone in a dumpster
f.
birini çöp konteynırına atmak
24
Genel
throw oneself under a train
f.
kendini trenin altına atmak
25
Genel
throw oneself under a subway
f.
kendini metronun altına atmak
26
Genel
throw in as a bonus
f.
(bir şey alana yanında ücretsiz bir şeyi) hediye olarak vermek
27
Genel
throw/give a ball
f.
balo vermek
28
Genel
throw a ballroom party
f.
balo vermek
29
Genel
throw a ballroom party
f.
balo düzenlemek
30
Genel
throw a party
f.
parti yapmak
31
Genel
throw a coin into the fountain
f.
çeşmeye bozuk para atmak
32
Genel
throw a light/shadow
f.
ışık/gölge vurmak
33
Genel
throw a fit
f.
çıldırmak
34
Genel
throw a litter
f.
(kedi, köpek) yavrulamak
35
Genel
a stone's throw away from
ed.
iki adımlık yerde
36
Genel
a stone's throw away from
ed.
iki adım uzakta
37
Genel
a stone's throw away from
ed.
bir taş atımlık mesafede
38
Genel
a stone's throw away from
ed.
bir adım mesafede
Colloquial
39
Konuşma Dili
the tickets for the dinner were $40 a throw
expr.
kişi başı yemek biletlerinin fiyatı 40 dolar
40
Konuşma Dili
$100 a throw
expr.
tanesi $100
41
Konuşma Dili
$100 a throw
expr.
kişi başı $100
Idioms
42
Deyim
throw a block
f.
(amerikan futbolunda) atak yapan oyuncuyu durdurmak için oyuncunun üzerine atılmak
43
Deyim
throw a bone
f.
ağzına bir parmak bal çalmak
44
Deyim
throw someone a kiss
f.
öpücük atmak
45
Deyim
throw a kiss
f.
öpücük atmak
46
Deyim
throw a wet blanket over (something)
f.
bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
47
Deyim
throw a wet blanket over (something)
f.
tadını tuzunu kaçırmak
48
Deyim
throw a wet blanket over (something)
f.
… limon sıkmak
49
Deyim
throw a wet blanket over something
f.
bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
50
Deyim
throw a wet blanket over something
f.
tadını tuzunu kaçırmak
51
Deyim
throw a wet blanket over something
f.
… limon sıkmak
52
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
konuyu kapamak
53
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
konuyu geçmek
54
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
üstünü örtmek
55
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
gizlemek
56
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
bahsetmek istememek
57
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
söz etmekten kaçınmak
58
Deyim
throw a veil over something [written]
f.
üstüne perde çekmek
59
Deyim
throw someone a bone
f.
ağzına bal çalmak
60
Deyim
throw someone a bone
f.
ağzına bir parmak bal çalmak
61
Deyim
throw someone for a loop
f.
aklını başından almak
62
Deyim
throw a fit
f.
aşırı sinirlenmek
63
Deyim
throw back a few pints
f.
birkaç bira içmek
64
Deyim
throw back a few pints
f.
birkaç kadeh içmek
65
Deyim
throw someone a curve (us)
f.
birine beklemediği bir soru sormak
66
Deyim
throw someone a bone
f.
birini önüne kemik atmak
67
Deyim
throw someone for a loop
f.
birini çok şaşırtmak
68
Deyim
throw someone for a loop
f.
birini eşekten düşmüş karpuza döndürmek
69
Deyim
throw a party for someone
f.
birisi için bir parti vermek/düzenlemek
70
Deyim
throw someone for a loop
f.
birini şok etmek
71
Deyim
throw a spanner in the works
f.
çarkına etmek
72
Deyim
throw a wobbler/wobbly
f.
dinden imandan çıkmak
73
Deyim
throw a fit
f.
dinden imandan çıkmak
74
Deyim
throw a party
f.
davet vermek
75
Deyim
throw a stone at the window
f.
cama taş atmak
76
Deyim
not having a pot to piss in nor a window to throw it out of
f.
çok fakir olmak
77
Deyim
throw someone for a loss
f.
dili tutulmak
78
Deyim
throw a fit
f.
çileden çıkmak
79
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
çarkına etmek
80
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
çarkına etmek
81
Deyim
throw a fit
f.
çok öfkelenmek
82
Deyim
don't have a window to throw it out of
f.
fakirlik fukaralık içinde kıvranmak
83
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
engellemek
84
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
engellemek
85
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
falsolu atmak
86
Deyim
don't have a window to throw it out of
f.
fakirlikten kırılmak
87
Deyim
throw somebody into a tizz
f.
heyecanlandırmak
88
Deyim
throw a spanner in the works
f.
engellemek
89
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
falsolu vurmak
90
Deyim
throw somebody into a tizzy
f.
heyecanlandırmak
91
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
işin içine etmek
92
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
içine etmek
93
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
içine etmek
94
Deyim
throw a spanner in the works
f.
içine etmek
95
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
işi bozmak
96
Deyim
throw a spanner in the works (brit)
f.
işlere köstek olmak
97
Deyim
throw a monkey wrench in the works (usa)
f.
işlere köstek olmak
98
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
işi bozmak
99
Deyim
throw a wrench in the works (usa)
f.
işlere köstek olmak
100
Deyim
throw a monkey wrench into
f.
işin içine etmek
101
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işi bozmak
102
Deyim
don't have a window to throw it out of
f.
içecek ayranı olmamak
103
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
işi bozmak
104
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işin içine etmek
105
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işleri kösteklemek
106
Deyim
throw a spanner in the works
f.
mani olmak
107
Deyim
throw a sprat to catch a mackerel
f.
kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
108
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
oyununu bozmak
109
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
mani olmak
110
Deyim
throw someone a bone
f.
ödül/mükafat vermek veya şevklendirmek
111
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
köstek olmak
112
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
kandırmak
113
Deyim
throw someone for a loss
f.
kafasını karıştırmak
114
Deyim
throw someone for a loop
f.
köşeye sıkıştırmak
115
Deyim
throw a temper tantrum
f.
öfke krizine girmek
116
Deyim
throw a temper tantrum
f.
öfke krizi geçirmek
117
Deyim
throw a game
f.
kasten yenilmek
118
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
mani olmak
119
Deyim
throw somebody for a loop
f.
soğuk duş etkisi yapmak
120
Deyim
throw somebody for a loop
f.
şok etkisi yaratmak
121
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
pişmiş aşa su katmak
122
Deyim
throw a spanner in the works
f.
pişmiş aşa su katmak
123
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
şaşırtmak
124
Deyim
throw someone for a loss
f.
şaşırtmak
125
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
planı suya düşürmek
126
Deyim
throw somebody for a loop
f.
şok etmek
127
Deyim
throw a party
f.
parti vermek
128
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
pişmiş aşa su katmak
129
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
ters köşeye yatırmak
130
Deyim
throw a spanner in the works
f.
tekere çomak sokmak
131
Deyim
throw someone a curve (us)
f.
tersköşe yapmak
132
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
taş koymak
133
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
tekerine çomak sokmak
134
Deyim
throw a spanner in the works
f.
taş koymak
135
Deyim
throw somebody into a tizz
f.
telaşlandırmak
136
Deyim
throw a curve
f.
ters köşe yapmak
137
Deyim
throw a monkey wrench into the works
f.
tekere çomak sokmak
138
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
tekere çomak sokmak
139
Deyim
throw someone a curve
f.
ters köşe yapmak
140
Deyim
throw a fit
f.
tepesi atmak
141
Deyim
throw a wobbler/wobbly
f.
tepesi atmak
142
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
taş koymak
143
Deyim
throw somebody into a tizzy
f.
telaşlandırmak
144
Deyim
throw someone a bone
f.
uzun bir bekleyişten sonra biriyle ilgilenmek
145
Deyim
throw a punch
f.
yumruk atmak
146
Deyim
throw a game
f.
(maçı/müsabakayı) bilerek kaybetmek
147
Deyim
throw someone a curve/curveball
f.
yanıltmak
148
Deyim
throw someone a bone
f.
(mecazi) birini görmek
149
Deyim
throw a punch
f.
yumruk savurmak
150
Deyim
throw party twice a year
f.
yılda iki kez parti vermek
151
Deyim
throw someone a curve (us)
f.
yanıltmak
152
Deyim
cast/draw/throw a veil over something
f.
bir şeyin/konunun üstünü kapamak
153
Deyim
cast/draw/throw a veil over something
f.
halının altına süpürmek
154
Deyim
cast/draw/throw a veil over something
f.
rafa kaldırmak
155
Deyim
throw a hissy fit
f.
burnundan solumak
156
Deyim
throw a hissy fit
f.
tepesi atmak
157
Deyim
throw a hissy fit
f.
tepesinin tası atmak
158
Deyim
throw a hissy fit
f.
fıttırmak
159
Deyim
throw a hissy fit
f.
öfkeden çılgına dönmek
160
Deyim
throw a hissy fit
f.
sinirden deliye dönmek
161
Deyim
throw a hissy fit
f.
ateş püskürmek
162
Deyim
throw a hissy fit
f.
küplere binmek
163
Deyim
throw a hissy fit
f.
çileden çıkmak
164
Deyim
throw a hissy fit
f.
öfkeden kudurmak
165
Deyim
throw a hissy fit
f.
çok sinirlenmek
166
Deyim
throw a hissy fit
f.
çok kızmak
167
Deyim
throw a hail mary pass
f.
ya tutarsa atışı yapmak
168
Deyim
throw (someone) a googly [uk]
f.
(birine) şaşırtıcı bir soru sormak, bilgi vermek
169
Deyim
throw (someone) a googly [uk]
f.
(birine) ummadığı bir soru sormak, bilgi vermek
170
Deyim
throw (someone) a googly [uk]
f.
(birinin) kucağına bombayı bırakmak
171
Deyim
throw (someone) a googly [uk]
f.
(birini) şaşkına çevirmek
172
Deyim
throw (one) a lifeline
f.
(birine) yardım eli uzatmak
173
Deyim
throw (one) a lifeline
f.
(birine) bir çare sunmak
174
Deyim
throw (one) a lifeline
f.
(birine) tutunacak dal olmak
175
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinin) içine korku salmak
176
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinin) içine korku düşürmek
177
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinin) içine endişe/kaygı salmak
178
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinin) içine huzursuzluk düşürmek
179
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinin) huzurunu kaçırmak
180
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birini) tedirgin etmek
181
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birini) korkutmak
182
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birini) sarsmak
183
Deyim
throw a scare into (someone)
f.
(birinde) bir sarsıntı yaratmak
184
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) bir nebze aydınlığa kavuşturmak
185
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeye/konuya) bir nebze ışık tutmak
186
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) bir nebze aydınlatmak
187
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) bir nebze açıklamak
188
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) bir nebze açıklığa kavuşturmak
189
Deyim
throw a little light on (something)
f.
(bir şeye/konuya) bir nebze açıklık getirmek/kazandırmak
190
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlığa kavuşturmak
191
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde ışık tutmak
192
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlatmak
193
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklamak
194
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklığa kavuşturmak
195
Deyim
throw a lot of light on (something)
f.
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde açıklık getirmek/kazandırmak
196
Deyim
throw a wet blanket on (something)
f.
(bir şeyi) bozmak
197
Deyim
throw a wet blanket on (something)
f.
(bir şeye) gölge düşürmek
198
Deyim
throw a wet blanket on (something)
f.
(bir şeyin) keyfini kaçırmak
199
Deyim
throw a wet blanket on (something)
f.
(bir şeyin) tadını kaçırmak
200
Deyim
throw a wet blanket on (something)
f.
(bir şeye) limon sıkmak
201
Deyim
throw a bone to (someone)
f.
(birinin) önüne kemik atmak
202
Deyim
throw a glance at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bakış atmak
203
Deyim
throw a glance at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
204
Deyim
throw a hissy
f.
burnundan solumak
205
Deyim
throw a hissy
f.
tepesi atmak
206
Deyim
throw a hissy
f.
tepesinin tası atmak
207
Deyim
throw a hissy
f.
fıttırmak
208
Deyim
throw a lifeline to (someone)
f.
(birine) yardım eli uzatmak
209
Deyim
throw a lifeline to (someone)
f.
(birine) bir çare sunmak
210
Deyim
throw a lifeline to (someone)
f.
(birine) tutunacak dal olmak
211
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) çarkına etmek
212
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir işi) bozmak
213
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) içine etmek
214
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir işe) taş koymak
215
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) tekerine çomak sokmak
216
Deyim
throw a monkey wrench into (something) [uk]
f.
(bir şeyin) çarkına etmek
217
Deyim
throw a monkey wrench into (something) [uk]
f.
(bir işi) bozmak
218
Deyim
throw a monkey wrench into (something) [uk]
f.
(bir şeyin) içine etmek
219
Deyim
throw a monkey wrench into (something) [uk]
f.
(bir işe) taş koymak
220
Deyim
throw a monkey wrench into (something) [uk]
f.
(bir şeyin) tekerine çomak sokmak
221
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işlerin çarkına etmek
222
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işeri bozmak
223
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işlerin içine etmek
224
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işe taş koymak
225
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işe tekerine çomak sokmak
226
Deyim
throw a spanner into the works [uk]
f.
işlerin çarkına etmek
227
Deyim
throw a spanner into the works [uk]
f.
işeri bozmak
228
Deyim
throw a spanner into the works [uk]
f.
işlerin içine etmek
229
Deyim
throw a spanner into the works [uk]
f.
işe taş koymak
230
Deyim
throw a spanner into the works [uk]
f.
işe tekerine çomak sokmak
231
Deyim
throw a tantrum
f.
öfke krizine girmek
232
Deyim
throw a tantrum
f.
öfke krizi geçirmek
233
Deyim
throw a tub to the whale
f.
dikkat dağıtmak
234
Deyim
throw a tub to the whale
f.
dikkati başka yöne çekmek
235
Deyim
throw a tub to the whale
f.
oyalamak
236
Deyim
throw a wrench into the works
f.
işlerin çarkına etmek
237
Deyim
throw a wrench into the works
f.
işeri bozmak
238
Deyim
throw a wrench into the works
f.
işlerin içine etmek
239
Deyim
throw a wrench into the works
f.
işe taş koymak
240
Deyim
throw a wrench into the works
f.
işe tekerine çomak sokmak
241
Deyim
throw a monkey wrench into the works [us]
f.
işlerin çarkına etmek
242
Deyim
throw a monkey wrench into the works [us]
f.
işeri bozmak
243
Deyim
throw a monkey wrench into the works [us]
f.
işlerin içine etmek
244
Deyim
throw a monkey wrench into the works [us]
f.
işe taş koymak
245
Deyim
throw a monkey wrench into the works [us]
f.
işe tekerine çomak sokmak
246
Deyim
throw for a loss
f.
dili tutulmak
247
Deyim
throw for a loss
f.
kafasını karıştırmak
248
Deyim
throw for a loss
f.
şaşırtmak
249
Deyim
a stone's throw (from something)
expr.
bir taş atımlık mesafede
250
Deyim
just a stone's throw away (from something)
expr.
bir taş atımlık mesafede
251
Deyim
within a stone's throw (of something)
expr.
bir taş atımlık mesafede
252
Deyim
within a stone's throw (of something)
expr.
çok yakında/yakın
253
Deyim
just a stone's throw away (from something)
expr.
çok yakında/yakın
254
Deyim
a stone's throw (from something)
expr.
çok yakında/yakın
255
Deyim
throw out a sprat to catch a mackerel
expr.
kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
256
Deyim
throw out a herring to catch a whale
expr.
kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
257
Deyim
don't have a pot to piss in (or a window to throw it out of)
expr.
züğürt
258
Deyim
(just) a stone's throw
expr.
bir taş atımlık mesafe
259
Deyim
(just) a stone's throw
expr.
çok yakın
260
Deyim
a stone's throw away
expr.
bir taş atımlık mesafede
261
Deyim
a stone's throw away
expr.
iki adım uzakta
262
Deyim
a stone's throw away
expr.
iki adımlık yerde
263
Deyim
a stone's throw away
expr.
çok yakında
264
Deyim
a stone's throw away
expr.
çok yakın
265
Deyim
within a stone's throw (of someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) bir taş atımlık mesafede
266
Deyim
within a stone's throw (of someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında
267
Deyim
within a stone's throw (of someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) çok yakın
268
Deyim
within a stone's throw (of someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) çok yakın bir mesafede
269
Deyim
throw me a bone!
exclam.
yardım edin!
270
Deyim
throw me a bone!
exclam.
(dersler/cevaplar konusunda) yardıma ihtiyacım var!
Computer
271
Bilgisayar
throw up a window
f.
pencere açmak
Sport
272
Spor
throw a game
f.
şike yapmak
Basketball
273
Basketbol
lineup for a free throw
i.
serbest atış sırasında ribaunda gireceklerin işaretli yerlere dizilmesi
Football
274
Futbol
take a throw-in
f.
taç atmak
275
Futbol
take a throw-in
f.
taç kullanmak
276
Futbol
begin with a throw-in
f.
taç atışıyla başlamak
Boxing
277
Boks
throw a fight
f.
maçı satmak
278
Boks
throw a fight
f.
maçı bilerek kaybetmek
Slang
279
Argo
throw a fit
f.
çok kızmak
280
Argo
throw a fit
f.
canı sıkılmak
281
Argo
throw a fit
f.
öfkelenmek
282
Argo
throw a fit
f.
sinirlenmek
283
Argo
throw a fit
f.
tepesi atmak
284
Argo
throw a technicolor yawn
f.
kusmak
285
Argo
throw a map [obsolete]
f.
kusmak
286
Argo
throw a map [obsolete]
f.
çıkarmak
287
Argo
throw a map
f.
midesinde ne var ne yok kusmak/çıkarmak
288
Argo
throw a map
f.
istifra etmek
289
Argo
throw in a buck
expr.
bir dolar at
British Slang
290
İngiliz Argosu
throw a whitey
f.
beti benzi atmak
291
İngiliz Argosu
throw a whitey
f.
bembeyaz kesilmek
292
İngiliz Argosu
throw a wobbly
f.
deliye dönmek
293
İngiliz Argosu
throw a wobbly
f.
çok sinirlenmek
294
İngiliz Argosu
throw a wobbler
f.
deliye dönmek
295
İngiliz Argosu
throw a wobbler
f.
çok sinirlenmek
296
İngiliz Argosu
throw a wobbler
f.
küplere binmek
297
İngiliz Argosu
throw a benny
f.
öfke nöbetine girmek
298
İngiliz Argosu
throw a whitey
f.
kötü olmak
299
İngiliz Argosu
throw a wobbly
f.
küplere binmek
300
İngiliz Argosu
throw a benny
f.
sinir krizi geçirmek
301
İngiliz Argosu
throw a whitey
f.
rahatsızlanmak
302
İngiliz Argosu
throw a wobbler
f.
tepesi atmak
303
İngiliz Argosu
throw a sickie
f.
(işten izin almak için) hasta numarası yapmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a throw
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy