|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
etrafına daire çizmek |
circle v.
|
|
After taking off, the plane circled the airport twice.
Kalktıktan sonra, uçak iki kez havaalanının etrafında daire çizdi.
More Sentences
|
2 |
General |
etrafına bakmak |
look about v.
|
|
He looked about.
Etrafına baktı.
More Sentences
|
3 |
General |
etrafına bakınmak |
look around v.
|
|
During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
More Sentences
|
Phrasals |
|
4 |
Phrasals |
etrafına üşüşmek |
swarm around v.
|
|
Ants are swarming around the sugar.
Karıncalar şekerin etrafına üşüşüyorlar.
More Sentences
|
Speaking |
|
5 |
Speaking |
etrafına bir bak |
look around you expr.
|
|
Take a look around you.
Etrafına bir bak.
More Sentences
|
Common Usage |
|
6 |
Common Usage |
köprü ayağının etrafına çakılan kazıklar |
starling n.
|
|
General |
|
7 |
General |
bir deliğin etrafına madeni bilezik geçirme |
eyeletting n.
|
|
8 |
General |
boyun etrafına süs maksadıyla giyilen yakalık |
neckatee [obsolete] n.
|
|
9 |
General |
kulağın etrafına takılan bir çeşit küpe |
ear cuff n.
|
|
10 |
General |
bardak etrafına takılan karton kılıf |
zarf n.
|
|
11 |
General |
kitap, dergi gibi ürünlerin etrafına sarılan şerit |
bellyband n.
|
|
12 |
General |
etrafına zarar veren kimse |
hun n.
|
|
13 |
General |
göz etrafına sarılan örtü |
muffler [obsolete] n.
|
|
14 |
General |
semeri yerinde tutmak için atın etrafına sarılmış geniş şerit |
roller n.
|
|
15 |
General |
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirme |
circumposition n.
|
|
|
16 |
General |
etrafına çalı dikmek |
hedge v.
|
|
17 |
General |
resmin etrafına paspartu geçirmek |
mat v.
|
|
18 |
General |
etrafına toplanmak |
mob v.
|
|
19 |
General |
etrafına ağ çekmek |
web v.
|
|
20 |
General |
etrafına duvar çekmek |
wall v.
|
|
21 |
General |
etrafına set çekmek |
dike v.
|
|
22 |
General |
etrafına sivri kazıklar dikerek çit çevirmek |
palisade v.
|
|
23 |
General |
bir şeyin etrafına dolanmak |
entwine itself around v.
|
|
24 |
General |
etrafına daire çizmek |
circumscribe v.
|
|
25 |
General |
etrafına set çekmek |
dyke v.
|
|
26 |
General |
etrafına tel örmek |
put a fence around v.
|
|
27 |
General |
etrafına çit örmek |
put a fence around v.
|
|
28 |
General |
üzerine veya etrafına (ip vb.) dolayarak sabitlemek |
reeve v.
|
|
29 |
General |
etrafına bir oluk yaparak çapını azaltmak |
neck v.
|
|
30 |
General |
(bir şeyin) etrafına dolanmak |
twirl v.
|
|
31 |
General |
etrafına duvar örmek |
enwall v.
|
|
32 |
General |
etrafına dolamak |
enwind v.
|
|
33 |
General |
etrafına sarmak |
enwind v.
|
|
34 |
General |
etrafına üşüşmek |
beswarm v.
|
|
35 |
General |
etrafına bir şeyler asarak dekore etmek |
hang v.
|
|
|
36 |
General |
bir ipi (bir şeyin) etrafına dolamak |
woold v.
|
|
37 |
General |
(bir şeyin) etrafına veya üzerine toprak yığmak |
hill v.
|
|
38 |
General |
etrafına sınır koymak |
list [obsolete] v.
|
|
39 |
General |
etrafına sarmak |
loop v.
|
|
40 |
General |
çevrelenmiş bir yerin etrafına veya içine yerleştirmek |
circumpose v.
|
|
41 |
General |
etrafına güvenlik şeridi koymak |
cordon (off) v.
|
|
42 |
General |
(bir şeyin) etrafına kement atmak |
rope v.
|
|
43 |
General |
(halatın, kayışın) bir direk, pim veya makaranın etrafına dolayarak gerilimini artırmak |
snub v.
|
|
44 |
General |
(hayvanın) hareketini bağlı olduğu sabit nokta etrafına dolayarak frenlemek |
snub v.
|
|
45 |
General |
bükerek etrafına dolamak |
turn v.
|
|
46 |
General |
bir deliğin etrafına madeni bilezik geçirilmiş |
eyeletted adj.
|
|
47 |
General |
etrafına beleşçiler toplanan |
tuft-hunted adj.
|
|
48 |
General |
bir şeyin etrafına sarılacak şekilde yapılmış |
wrapround adj.
|
|
49 |
General |
vücudun etrafına sarılıp bağlanmak üzere tasarlanmış (kıyafet) |
wraparound adj.
|
|
50 |
General |
bir döner presin silindirinin etrafına sarılan (esnek baskı yüzeyi) |
wraparound adj.
|
|
Phrasals |
|
51 |
Phrasals |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around (someone or something) v.
|
|
52 |
Phrasals |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around someone or something v.
|
|
53 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) yapmak |
build around (someone or something) v.
|
|
54 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) yapmak |
build around v.
|
|
55 |
Phrasals |
etrafına/çevresine bakınmak |
peer around v.
|
|
56 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) kurmak |
build around (someone or something) v.
|
|
57 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) kurmak |
build around v.
|
|
58 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
59 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around v.
|
|
60 |
Phrasals |
çevresine/etrafına bina etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
61 |
Phrasals |
çevresine/etrafına bina etmek |
build around v.
|
|
62 |
Phrasals |
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
63 |
Phrasals |
(bir yapıyı/şeyi bir yerin) etrafına/çevresine inşa etmek |
build around v.
|
|
64 |
Phrasals |
etrafına dikkat etmeden/etrafına aldırış etmeden yürümek/dolaşmak |
bumble along v.
|
|
65 |
Phrasals |
etrafına dikkat etmeden/etrafına aldırış etmeden yürümek/dolaşmak |
bumble through v.
|
|
66 |
Phrasals |
etrafına dolamak |
wind around v.
|
|
67 |
Phrasals |
etrafına üşüşmek |
swarm (all) over v.
|
|
68 |
Phrasals |
etrafına dökmek |
slosh something around v.
|
|
69 |
Phrasals |
etrafına duvar örmek |
wall something in v.
|
|
70 |
Phrasals |
etrafına bakmak |
glance round v.
|
|
71 |
Phrasals |
etrafına döküp saçmak |
slosh something (all) over someone or something v.
|
|
72 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin etrafına dizilmek |
get around someone or something v.
|
|
73 |
Phrasals |
etrafına barikat çekmek/koymak |
bar off v.
|
|
74 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına (bir şey) sarmak |
strap (someone or something) with (something) v.
|
|
75 |
Phrasals |
etrafına aldırış etmeden ilerlemek |
breeze along v.
|
|
|
76 |
Phrasals |
bir hayvanın etrafına çit/kafes yapmak |
fence an animal in v.
|
|
77 |
Phrasals |
bir hayvanın etrafına bariyer koymak |
fence an animal in v.
|
|
78 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin etrafına dizmek |
cluster someone or something around someone or something v.
|
|
79 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin etrafına toplamak |
cluster someone or something around someone or something v.
|
|
80 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına dizmek |
cluster around (someone or something) v.
|
|
81 |
Phrasals |
etrafına sarmak |
coil around v.
|
|
82 |
Phrasals |
etrafına dolanmak |
coil around v.
|
|
83 |
Phrasals |
çevresine/etrafına toplanmak |
collect around v.
|
|
84 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
crowd around (someone or something) v.
|
|
85 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
crowd around (someone or something) v.
|
|
86 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
crowd in (on someone or something) v.
|
|
87 |
Phrasals |
bir şeyin etrafına çit yapmak |
fence something in v.
|
|
88 |
Phrasals |
etrafına doluşmak |
flock around v.
|
|
89 |
Phrasals |
etrafına üşüşmek |
flock around v.
|
|
90 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
flock around (someone or something) v.
|
|
91 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
flock around (someone or something) v.
|
|
92 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafına üşüşmek |
flutter around (something) v.
|
|
93 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather around (someone or something) v.
|
|
94 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına toplamak |
gather around (someone or something) v.
|
|
95 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather round (someone or something) v.
|
|
96 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına toplamak |
gather round (someone or something) v.
|
|
97 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (kendi) etrafına/etrafında toplamak |
gather someone or something around (oneself) v.
|
|
98 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
swarm around (someone or something) v.
|
|
99 |
Phrasals |
etrafına üşüşmek |
swarm over v.
|
|
100 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına üşüşmek |
swarm over (someone or something) v.
|
|
101 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/başına üşüşmek |
throng around (someone or something) v.
|
|
102 |
Phrasals |
kalabalık halde (birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak |
throng around (someone or something) v.
|
|
103 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafına (bir şey) sarmak |
tuck (something) around (something) v.
|
|
104 |
Phrasals |
etrafına sarmak |
tuck around v.
|
|
105 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarmak |
twine around (someone or something) v.
|
|
106 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak |
twine around (someone or something) v.
|
|
107 |
Phrasals |
etrafına duvar örmek |
wall up v.
|
|
108 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarılmak |
wrap around (someone or something) v.
|
|
109 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolanmak |
wrap around (someone or something) v.
|
|
110 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına sarmak |
wrap around (someone or something) v.
|
|
111 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına dolamak |
wrap around (someone or something) v.
|
|
112 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafına sarmak |
wreathe around (something) v.
|
|
Phrases |
|
113 |
Phrases |
(birinin) etrafına |
around (someone or something) adv.
|
|
Colloquial |
|
114 |
Colloquial |
etrafına dikkat etmeden, telefonuna odaklanarak yapılan yürüme şekli |
dumbwalking n.
|
|
115 |
Colloquial |
kişinin internette takılırken etrafına sardığı yastık ve battaniyeler |
internest n.
|
|
116 |
Colloquial |
çernobil reaktörünün sızıntısını engellemek için etrafına inşa edilmiş çimento ve çelikten yapı |
sarcophagus n.
|
|
Idioms |
|
117 |
Idioms |
cesetlerin etrafına tebeşirle çizilen sınır |
chalk outline n.
|
|
118 |
Idioms |
(birinin) etrafına/bulunduğu yere alışması |
(one's) bearings n.
|
|
119 |
Idioms |
(birinin) etrafına/bulunduğu yere uyumu |
(one's) bearings n.
|
|
120 |
Idioms |
etrafına mutluluk dağıtan kimse |
a ray of sunshine n.
|
|
121 |
Idioms |
birisinin etrafına doluşmak |
flock around someone v.
|
|
122 |
Idioms |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down one's door v.
|
|
123 |
Idioms |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down the door v.
|
|
124 |
Idioms |
kapısına/etrafına/başına üşüşmek |
kick down one's door v.
|
|
125 |
Idioms |
birinin/bir şeyin etrafına sarılmak |
coil (itself) around someone or something v.
|
|
126 |
Idioms |
birinin/bir şeyin etrafına dolanmak |
coil (itself) around someone or something v.
|
|
127 |
Idioms |
etrafına tehditler savurmak |
sell wolf tickets v.
|
|
128 |
Idioms |
etrafına tehditler savurmak |
sell woof tickets v.
|
|
129 |
Idioms |
ışığın etrafına toplanan sinekler/kelebekler/arılar gibi |
like a moth to a flame expr.
|
|
130 |
Idioms |
ışığın etrafına toplanan sinekler/kelebekler/arılar gibi |
like a moth to the flame expr.
|
|
Speaking |
|
131 |
Speaking |
etrafına bir baksana |
take a look around expr.
|
|
Politics |
|
132 |
Politics |
bayrak etrafına toplanma etkisi |
rally 'round-the flag effect n.
|
|
Technical |
|
133 |
Technical |
etrafına sarma hızı |
wrap spinning n.
|
|
134 |
Technical |
kereste kütüklerini beslemekte kullanılan ve kasnak tekerlekleri etrafına dolanan sonsuz zincir |
chain feed n.
|
|
135 |
Technical |
puro demetlerinin etrafına sarma yaprakları saran kimse |
roller n.
|
|
136 |
Technical |
yalıtımlı iletkenlerin etrafına dolanan boru |
sleeving n.
|
|
137 |
Technical |
yalıtımlı iletkenlerin etrafına dolanan boru |
spaghetti n.
|
|
138 |
Technical |
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek |
shrink on v.
|
|
139 |
Technical |
etrafına bir şekil çizmek (silindir içine çizilen üçgen vb) |
circumscribe v.
|
|
140 |
Technical |
hava geçirmez mahfaza lehim veya sert lehim ile etrafına flanş takılı |
hermetic receptacle with round flange attached by soldering or brazing adj.
|
|
Computer |
|
141 |
Computer |
(bilgisayar oyunlarında) üç boyutlu oyun alanının etrafına gökyüzü gibi arka plan yerleştirmek için kullanılan küp |
skybox n.
|
|
Electric |
|
142 |
Electric |
elektrikli transformatörün merkezi etrafına sarılmış telin uzunluğu |
winding n.
|
|
143 |
Electric |
telin düzgün bir boru etrafına sarılmasıyla elde edilen bobin |
helix n.
|
|
Textile |
|
144 |
Textile |
başparmağın etrafına saman veya ekin anızı sarılarak yapılan halat |
thumbrope [dialect] n.
|
|
145 |
Textile |
el bileği etrafına giyilen ufak kürk |
muffettee n.
|
|
146 |
Textile |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareo n.
|
|
147 |
Textile |
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi |
pareu n.
|
|
Architecture |
|
148 |
Architecture |
hristiyanlığın ilk dönemlerinde türbelerin etrafına konulan paravan |
transenna n.
|
|
Construction |
|
149 |
Construction |
çatı kiremitlerinin veya taşlarının etrafına yosun koyan kimse |
mosser n.
|
|
150 |
Construction |
(askeri ablukada) saldırganlarca kuşatılan tahkimatın etrafına düşman kalesine doğru inşa edilmiş tahkimat hattı |
contravallation n.
|
|
Furniture |
|
151 |
Furniture |
pencere ya da kapı etrafına geçirilen üç kenarlı dekoratif çerçeve |
chambranle [french] n.
|
|
Automotive |
|
152 |
Automotive |
dönen parçaların etrafına yerleştirilen çelik veya naylon koruyucu |
scatter shield n.
|
|
153 |
Automotive |
motor yarışı pistlerinin etrafına yerleştirilen metal güvenlik bariyerleri |
armco® n.
|
|
Marine |
|
154 |
Marine |
direk veya serenin etrafına bağlanan halatı sıkmak için kullanılan sopa |
woolder n.
|
|
155 |
Marine |
etrafına palplanş yapmak |
sheet-pile v.
|
|
156 |
Marine |
güçlendirmek için direk veya serenin etrafına zincir bağlamak |
woold v.
|
|
157 |
Marine |
güçlendirmek için direk veya serenin etrafına halat bağlamak |
woold v.
|
|
158 |
Marine |
(halatın) etrafına iplik veya sicim sarmak |
worm v.
|
|
159 |
Marine |
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak |
serve v.
|
|
Medical |
|
160 |
Medical |
retina ayrılmasını önlemek için retinanın etrafına silikon bant geçirilmesi |
cerclage n.
|
|
161 |
Medical |
tendonları omuz etrafına yapışan dört kası içine alan kas grubu |
rotator cuff n.
|
|
Dentistry |
|
162 |
Dentistry |
diş tedavisinde dişin kuru kalmasını sağlamak için dişin etrafına geçirilen ince lastik kılıf |
dam n.
|
|
Printing |
|
163 |
Printing |
ofset baskıda görüntüyü kağıda aktarmak için kullanılan, silindir etrafına dolanmış plastik levha |
blanket n.
|
|
Gastronomy |
|
164 |
Gastronomy |
kıymanın veya balığın etrafına sarılmış domuz pastırmasından oluşan bir kroket |
kromesky n.
|
|
165 |
Gastronomy |
tencere kapağının etrafına yapıştırılan hamur şeridi |
luting n.
|
|
166 |
Gastronomy |
tencere kapağının etrafına yapıştırılan hamur şeridi |
luting paste n.
|
|
Marine Biology |
|
167 |
Marine Biology |
salgı yoluyla etrafına kabuk benzeri bir tüp oluşturan çift kabuklu yumuşakça |
tube-shell n.
|
|
Botanic |
|
168 |
Botanic |
başka bir gövdenin etrafına dolanan tırmanıcı gövde |
voluble stem n.
|
|
169 |
Botanic |
bitkinin etrafına veya üzerine yığılmış toprak |
hill n.
|
|
170 |
Botanic |
bitkilerin etrafına toprak doldurma |
hilling n.
|
|
171 |
Botanic |
bitkilerin etrafına toprak yığma |
hilling n.
|
|
172 |
Botanic |
(bitki gövdesi) etrafına kıvrılma |
intorsion n.
|
|
173 |
Botanic |
(bitki gövdesi) etrafına kıvrılma |
intortion n.
|
|
174 |
Botanic |
küçük bitkilerin etrafına dolanan kağıt koruma |
sleeve n.
|
|
175 |
Botanic |
bir desteğin etrafına dolanarak yetişen (bitki) |
twining adj.
|
|
176 |
Botanic |
bir desteğin etrafına dolanarak |
twiningly adv.
|
|
Agriculture |
|
177 |
Agriculture |
bitkiyi taşımak için etrafına toprak sıkıştırmak |
ball v.
|
|
Fishery |
|
178 |
Fishery |
yapay sineğin etrafına sarılan şeritler |
ribbing n.
|
|
History |
|
179 |
History |
taç etrafına kumaş dolayarak yapılan bir 15. yüzyıl şapkası |
chaperon n.
|
|
180 |
History |
taç etrafına kumaş dolayarak yapılan bir 15. yüzyıl şapkası |
chaperone n.
|
|
Geology |
|
181 |
Geology |
deprem merkezi etrafına tüm kosismal noktalardan geçecek şekilde çizilen çizgi |
coseism n.
|
|
182 |
Geology |
deprem merkezi etrafına tüm kosismal noktalardan geçecek şekilde çizilen çizgi |
coseismal line n.
|
|
Military |
|
183 |
Military |
düşmanın savaş hedeflerine saldırısını engellemek için sivilleri kasıtlı olarak bu hedeflerin içine veya etrafına yerleştirme |
human shield n.
|
|
Sport |
|
184 |
Sport |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
trouser clip n.
|
|
185 |
Sport |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
bicycle clip n.
|
|
Photography |
|
186 |
Photography |
gölgesiz ışık üretmek için ışık kaynağının objektifin etrafına halka şeklinde yerleştirildiği elektronik flaş tipi |
ring flash n.
|
|
Printery |
|
187 |
Printery |
döner pres silindirinin etrafına sarılarak kullanılan düz esnek plaka |
wrapround n.
|
|
188 |
Printery |
kitap kabının etrafına sarılmış fiyat indirimi, özel indirim bildiren kağıt |
wrapround n.
|
|
189 |
Printery |
döner pres silindirinin etrafına sarılarak kullanılan düz esnek plaka |
wraparound n.
|
|
Latin |
|
190 |
Latin |
o'nun anıtını arıyorsan etrafına bak |
si monumentum requiris, circumspice expr.
|
|
Archaic |
|
191 |
Archaic |
etrafına bakınma |
gapesing [dialect] [uk] n.
|
|
Engineering |
|
192 |
Engineering |
su altında bulunan yapının etrafına kaplanan kalıcı koruma |
armour n.
|
|
193 |
Engineering |
su altında bulunan yapının etrafına kaplanan kalıcı koruma |
armor n.
|
|
Slang |
|
194 |
Slang |
etrafına dert/acı veren kadın |
typhoid mary n.
|
|
195 |
Slang |
etrafına dert/acı saçan kadın |
typhoid mary n.
|
|
196 |
Slang |
etrafına uğursuzluk/ıstırap saçan kadın |
typhoid mary n.
|
|
197 |
Slang |
etrafına kötü şans/zarar getiren kimse |
typhoid mary n.
|
|
198 |
Slang |
etrafına kötülük saçan kimse |
typhoid mary n.
|
|
199 |
Slang |
etrafına tehditler savurmak |
sell wolf ticket v.
|
|
200 |
Slang |
etrafına tehditler savuran |
sellin' woof tickets expr.
|
|
Modern Slang |
|
201 |
Modern Slang |
etrafına uyum sağlamak için yanlış bir şekilde argo konuşan kimse |
a local n.
|
|