Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | human shield n. | canlı kalkan | ||
They have been a constant presence by willingly forming a human shield. Onlar isteyerek bir canlı kalkan oluşturarak sürekli bir varlık göstermişlerdir. More Sentences |
||||
Politics | human shield n. | insan kalkanı | ||
Military | ||||
Military | human shield n. | düşmanın savaş hedeflerine saldırısını engellemek için sivilleri kasıtlı olarak bu hedeflerin içine veya etrafına yerleştirme | ||
Military | human shield n. | polisle karşı karşıyayken yakalanmak istemeyen birinin kalkan olarak kullandığı kimse |