|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bilgi (belirli bir alandaki) |
expertise n.
|
|
This case is proof of our expertise and multi-dimensional industry knowledge.
Bu örnek, bizim uzmanlığımızın ve çok boyutlu endüstriyel bilgimizin kanıtıdır.
More Sentences
|
|
2 |
General |
eşya (belirli bir iş için) |
gear n.
|
|
Get your gear.
Eşyalarınızı alın.
More Sentences
|
3 |
General |
belirli sınır |
certain limit n.
|
|
Joint liability, but within certain limits.
Müşterek sorumluluk, ancak belirli sınırlar dahilinde.
More Sentences
|
4 |
General |
belirli bir ürün |
a particular product n.
|
|
This can be done because it is very self-contained, it is tax on a particular product.
Bu yapılabilir çünkü çok bağımsızdır, belirli bir ürün üzerinden alınan vergidir.
More Sentences
|
5 |
General |
belirli miktar |
certain amount n.
|
|
If we did not get that, we would not release certain amounts of money and allow certain staffing levels.
Bunu elde edemezsek, belirli miktarlarda parayı kullanıma açmaz ve belirli personel seviyelerine izin vermezdik.
More Sentences
|
6 |
General |
belirli kişi |
particular person n.
|
|
Those particular persons will run.
Bu belirli kişiler kaçacak.
More Sentences
|
7 |
General |
belirli tür |
certain type n.
|
|
It is this category of implementing act where we delegate the right to adopt certain types of act to the Commission.
Komisyon'a belirli türde kanunları kabul etme yetkisi verdiğimiz uygulama kanunu kategorisi budur.
More Sentences
|
8 |
General |
belirli bir işi uygulayan kimse |
practitioner n.
|
|
9 |
General |
belirli bir süre çalışan kişi |
part timer n.
|
|
10 |
General |
bir bölgede sadece belirli bir faaliyete izin verme |
zoning n.
|
|
11 |
General |
belirli bir konuya son derece yabancı olan insan topluluğu (bihaber kitle) |
uninitiate n.
|
|
12 |
General |
dinleyiciler önünde belirli bir konuyu tartışmak için seçilen tartışmacı grubu |
panel n.
|
|
13 |
General |
belirli ayrıntıların değiştirildiğini göstermesi için bilete iliştirilen çıkarma |
revalidation sticker n.
|
|
14 |
General |
belirli bir yere yerleştirme |
emplacing n.
|
|
15 |
General |
belirli bir süre için ücretli iş |
engagement n.
|
|
16 |
General |
belirli bir cins mal |
line n.
|
|
17 |
General |
belirli bir topluluğa özgü hastalık |
endemic n.
|
|
18 |
General |
bant (plaktaki belirli bir) |
track n.
|
|
19 |
General |
belirli bir çizgi takip etmeme |
excursiveness n.
|
|
20 |
General |
belirli bir alandaki bilgi |
expertise n.
|
|
21 |
General |
belirli bir yılın şarap mahsulü |
vintage n.
|
|
22 |
General |
belirli bir veraset usulüne göre verme |
entailing n.
|
|
23 |
General |
kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası |
cut of meat n.
|
|
24 |
General |
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırma |
zoning n.
|
|
25 |
General |
belirli bir süre için her yıl ödenen ve emek karşılığı olmayan maaş |
annuity n.
|
|
26 |
General |
bir harita üzerinde belirli noktaları belirten sayı veya harf |
map reference n.
|
|
27 |
General |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önleme |
localization n.
|
|
28 |
General |
dünyanın veya belirli bir coğrafyanın bir araya getirilmiş haritalar derlemesi |
atlas n.
|
|
29 |
General |
belirli bir ülkede yaşayan halk |
people n.
|
|
30 |
General |
atma (kurşun/top/belirli bir el silah) |
firing n.
|
|
31 |
General |
belirli bir alanda sahip olunan itibar |
laureateship n.
|
|
32 |
General |
süre (belirli bir işe ait) |
stint n.
|
|
33 |
General |
halk (belirli bir ülkede yaşayan/belirli bir soydan gelen) |
people n.
|
|
34 |
General |
özellikle belirli bir olayın oluştuğu veya geçtiği yer |
locale n.
|
|
35 |
General |
belirli aralıklarla çıkan gazete |
newsletter n.
|
|
36 |
General |
belirli bir durumda ve zamanda giyilen kıyafet |
regalia n.
|
|
37 |
General |
bir bireyin belirli bir eylemi yapması için gereken süre |
body clock n.
|
|
38 |
General |
belirli bir alanda sahip olunan itibar |
laureating n.
|
|
39 |
General |
belirli durumlarda isimden önce kullanılır |
the n.
|
|
40 |
General |
belirli bir his |
vibe n.
|
|
41 |
General |
kıyafet (belirli bir durumda/zamanda giyilen) |
regalia n.
|
|
|
42 |
General |
bırakılan izlerin birini belirli bir yere kadar götürmesi |
trace to n.
|
|
43 |
General |
belirli bir üslubu olan yazar |
stylist n.
|
|
44 |
General |
belirli oranlar kanunu |
law of definite proportions n.
|
|
45 |
General |
şöhret (belirli bir meslekte) |
luminary n.
|
|
46 |
General |
karakteristikler (belirli bir tipe özgü) |
stuff n.
|
|
47 |
General |
belirli bir soydan gelen halk |
people n.
|
|
48 |
General |
çoğunlukla latin ülkelerinde belirli aziz ve dini kişiliklerle bağlantılı resmi tatiller |
fiesta n.
|
|
49 |
General |
takım (belirli bir iş için) |
gear n.
|
|
50 |
General |
ataları eski çağlardan beri belirli bir yerde yaşamış olanlar |
aborigines n.
|
|
51 |
General |
belirli bir konuda çok tecrübeli kimse |
veteran n.
|
|
52 |
General |
çok tecrübeli kimse (belirli bir konuda) |
veteran n.
|
|
53 |
General |
ticaretini yapan kimse (belirli bir şeyin) |
dealer n.
|
|
54 |
General |
belirli bir konuda titizlik gösteren kimse |
stickler n.
|
|
55 |
General |
belirli bir grubun üye kimlik kartı |
affinity card n.
|
|
56 |
General |
belirli bir veraset usulüne göre veren |
entailer n.
|
|
57 |
General |
belirli hacim |
known volume n.
|
|
58 |
General |
belirli bir nitelik |
texture n.
|
|
59 |
General |
malzeme (belirli bir iş için) |
kit n.
|
|
60 |
General |
alet takımı (belirli bir iş için) |
kit n.
|
|
61 |
General |
eğilim (belirli bir işe yönelik) |
vocation n.
|
|
62 |
General |
belirli bir tür veya nitelikteki |
a n.
|
|
63 |
General |
giysi (belirli bir iş için) |
gear n.
|
|
64 |
General |
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar |
warding n.
|
|
65 |
General |
belirli bir bağın şarap mahsulü |
vintage n.
|
|
66 |
General |
belirli bir tarifeye uymak yerine düzenli aralıklarla çalışan sefer |
shuttle service n.
|
|
67 |
General |
belirli bir konunun tartışıldığı seminer |
colloquium n.
|
|
68 |
General |
görüşler (belirli bir şeyden yana olan) |
sympathies n.
|
|
69 |
General |
belirli bir bölgenin sunduğu doğal görüntü |
landscape n.
|
|
70 |
General |
belirli bir amaçla bir araya gelen insanların veya milletlerin oluşturduğu grup |
league n.
|
|
71 |
General |
belirli bir yöredeki hayvan ve bitki varlığı |
flora and fauna n.
|
|
72 |
General |
belirli yükümlülükler gerçekleşene kadar bir şeyin tarafsız bir kişiye emaneti |
escrow n.
|
|
73 |
General |
belirli bir cevaba yönelten soru |
leading question n.
|
|
74 |
General |
belirli hava şartlarında güneşin veya ayın etrafında beliren ışık çemberi |
corona n.
|
|
75 |
General |
ders (okul/lise veya üniversitede belirli bir bilim dalına ait) |
subject n.
|
|
76 |
General |
bulunma (belirli bir makamda) |
tenure n.
|
|
77 |
General |
birkaç sesin belirli aralıklarla birbirini izleyerek söylediği şarkı |
round n.
|
|
78 |
General |
ilgi (belirli bir konuyla olan) |
relevance n.
|
|
79 |
General |
belirli uzunlukta bir boru parçası |
a length of piping n.
|
|
80 |
General |
belirli bir dizi dua |
the rosary n.
|
|
81 |
General |
belirli bir konuda engin bilgi sahibi kimse |
maven n.
|
|
82 |
General |
uygulayan kimse (belirli bir işi) |
practitioner n.
|
|
83 |
General |
hristiyanlarda kutsal hafta boyunca sadece belirli gıdaların alınması |
xerophagy n.
|
|
84 |
General |
belirli aralıklarla gönderilen sipariş |
standing order n.
|
|
85 |
General |
belirli bir miktar |
much n.
|
|
86 |
General |
belirli bir veya birkaç kategoride insan veya eşya taşımayı üstlenen taşıyıcı |
common carrier n.
|
|
87 |
General |
belirli bir mesajı yaymaya çalışan kimse |
evangelist n.
|
|
88 |
General |
belirli maksat |
specific aim n.
|
|
89 |
General |
(belirli bir makamda) bulunma |
tenure n.
|
|
90 |
General |
belirli aralıklarla çıkan haber gazetesi |
newsletters n.
|
|
91 |
General |
(belirli bir) dönemin bitki örtüsü |
sylva n.
|
|
92 |
General |
(belirli bir) dönemin ağaçları |
sylva n.
|
|
93 |
General |
(belirli bir) dönemin bitki örtüsü |
silva n.
|
|
94 |
General |
(belirli bir) çevredeki ağaçlar |
silva n.
|
|
95 |
General |
belirli ağırlıktaki kimse |
tailbone n.
|
|
96 |
General |
belirli bir amaç için ayrılmış arazi |
reserve n.
|
|
97 |
General |
belirli topluluğa özgü hastalık |
endemic n.
|
|
98 |
General |
belirli bir yere özgü hastalık |
endemic n.
|
|
99 |
General |
belirli bir yere özgü hayvan |
endemic n.
|
|
100 |
General |
belirli aralıklarla gönderilen haber e-postası |
newsletters n.
|
|
101 |
General |
belirli bir dozda ilaç |
dose n.
|
|
102 |
General |
yılbaşında bir bireyin belirli türdeki davranışlarını değiştirmek için aldığı karar |
new year's resolution n.
|
|
103 |
General |
belirli süre |
time limit n.
|
|
104 |
General |
belirli prosedürler |
certain procedures n.
|
|
105 |
General |
belirli usuller |
certain procedures n.
|
|
106 |
General |
belirli işlemler |
certain procedures n.
|
|
107 |
General |
belirli olma |
certainty n.
|
|
108 |
General |
belirli görevler |
specific duties n.
|
|
109 |
General |
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması |
house swapping n.
|
|
110 |
General |
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması |
home exchange n.
|
|
111 |
General |
günün belirli saati |
time of day n.
|
|
112 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
gap year n.
|
|
113 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
year off n.
|
|
114 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
year out n.
|
|
115 |
General |
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola |
bridging year n.
|
|
116 |
General |
belirli bir amacı olma |
sense of purpose n.
|
|
117 |
General |
günün belirli saatlerinde yayın yapan istasyon |
part time station n.
|
|
118 |
General |
emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme |
nurse sow n.
|
|
119 |
General |
belirli amaç |
specific aim n.
|
|
120 |
General |
belirli ayrıcalıklar |
certain privileges n.
|
|
121 |
General |
belirli sayı |
quota n.
|
|
122 |
General |
belirli bir durumun genetik doğasının erken belirlenmesi |
early identification of the genetic nature of a given condition n.
|
|
123 |
General |
belirli bir konuda amaca ulaşmak için yapılması gereken işler bütünü |
course of action n.
|
|
124 |
General |
belirlen/belirli sayıda öğrenci |
specific number of students n.
|
|
125 |
General |
belirli hedefler/amaçlar |
specific objectives n.
|
|
126 |
General |
belirli bir bölge ile sınırlandırma |
localisation n.
|
|
127 |
General |
belirli bir bölge ile sınırlandırma |
localization n.
|
|
128 |
General |
birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önleme |
localisation n.
|
|
129 |
General |
belirli bir konu ya da dalda uzmanlık bilgisi |
expertise n.
|
|
130 |
General |
belirli tip |
certain type n.
|
|
131 |
General |
belirli tür |
certain kind n.
|
|
132 |
General |
belirli bir eylemin yapılmasına olanak tanıması amacıyla bir nesnenin/aracın oluşturulması |
affordance n.
|
|
133 |
General |
belirli hedefler |
certain goals n.
|
|
134 |
General |
belirli çevre koşulları |
specific environmental conditions n.
|
|
135 |
General |
belirli bir anlamı olmayan terim |
floating signifier n.
|
|
136 |
General |
belirli bir anlamı olmayan terim |
empty signifier n.
|
|
137 |
General |
belirli bir anlamı olmayan terim |
loose term n.
|
|
138 |
General |
belirli bir uzunlukta kütükler halinde kesilmiş yakacak odun |
tallwood n.
|
|
139 |
General |
belirli konu |
specific topic n.
|
|
140 |
General |
özellikle bilimsel önemi olan bir şeyin belirli sınırlar dahilinde tutulduğu ve korunduğu tesis |
containment facility n.
|
|
141 |
General |
belirli bir bölgedeki hedef istihbaratını içeren dosya |
target dossier n.
|
|
142 |
General |
belirli bir alanda eğitim veren özel eğitim kurumu |
academy n.
|
|
143 |
General |
belirli bir sınıfta, derecede, konumda olan kimse |
rater n.
|
|
144 |
General |
kliniğin belirli dönemde ele aldığı vaka sayısı |
case load n.
|
|
145 |
General |
mahkemenin belirli süre aralığında baktığı dava sayısı |
case load n.
|
|
146 |
General |
kliniğin belirli dönemde ele aldığı vaka sayısı |
caseload n.
|
|
147 |
General |
mahkemenin belirli bir süre aralığında baktığı dava sayısı |
caseload n.
|
|
148 |
General |
belirli olma |
certainness n.
|
|
149 |
General |
(incil'de) metinden alıntı yaparken kullanılan belirli bir bölüm ve ayet |
chapter and verse n.
|
|
150 |
General |
belirli bir alanda olağandışı ün kazanmış kimse |
nabob n.
|
|
151 |
General |
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade |
native daughter n.
|
|
152 |
General |
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade |
native son n.
|
|
153 |
General |
belirli bir mesajı ileterek dikkat çekmek için yapılan açıklama veya eylemler |
noises n.
|
|
154 |
General |
belirli amaç |
nonce [dialect] n.
|
|
155 |
General |
belirli bir kuruluşun çalışanı olmayan kimse |
nonemployee n.
|
|
156 |
General |
belirli bir yerde ikamet etmeme |
nonresidence n.
|
|
157 |
General |
belirli bir gruba aidiyet bildiren şifre sözü |
nayword n.
|
|
158 |
General |
bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi |
needs test n.
|
|
159 |
General |
belirli bir uygulama veya düşüncenin merkezi olan yer |
nest n.
|
|
160 |
General |
belirli bir kategoriye ait olmama |
neutrality n.
|
|
161 |
General |
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse |
newcomer n.
|
|
162 |
General |
(konuşma veya yazıda) belirli bir görüşü dolaylı yoldan savunma |
tendency n.
|
|
163 |
General |
belirli bir eğilime sahip olma |
tendentiousness n.
|
|
164 |
General |
belirli türde bir üslup |
terms n.
|
|
165 |
General |
belirli bir aktiviteye ayrılmış alan |
terrain n.
|
|
166 |
General |
geçmişte belirli bir zaman |
thenness n.
|
|
167 |
General |
hepsi belirli bir mesele veya iş ile bağlantılı olan şey |
the whole concern n.
|
|
168 |
General |
(belirli bir şekilde) düşünen kimse |
thinker n.
|
|
169 |
General |
belirli bir amaca tahsis etme |
ticketing n.
|
|
170 |
General |
belirli bir süre |
tide [obsolete] n.
|
|
171 |
General |
sadece belirli bir alanı ilgilendiren tartışma/araştırma konusu |
topicality n.
|
|
172 |
General |
belirli bir miktarın alındığını göstermek için listedeki öğenin karşısına yazılmış t harfi |
tot n.
|
|
173 |
General |
belirli günlerde pazar kurulan ingiliz kasabası |
town n.
|
|
174 |
General |
çizim veya kopyalama yaparken belirli çizgileri kullanan kimse |
liner n.
|
|
175 |
General |
belirli bir çizgiye göre sabit konuma sahip olan şey |
liner n.
|
|
176 |
General |
belirli bir konuda pratik bilgi sağlayan öğretici yayın |
tutorial n.
|
|
177 |
General |
uzay ve zamanda belirli bir noktanın koordinatlarına karşılık gelen karmaşık bir değişken |
twistor n.
|
|
178 |
General |
belirli bir tipe sıkı sıkıya uyum sağlama |
typiness n.
|
|
179 |
General |
belirli bir inanç, mezhep veya siyasi görüşe bağlı olmayan kimse |
anythingarian n.
|
|
180 |
General |
belirli bir inanç, mezhep veya siyasi görüşe bağlı olmama |
anythingarianism n.
|
|
181 |
General |
belirli bir nesneye, hedefe veya amaca yönelik arzu |
appetition n.
|
|
182 |
General |
belirli bir işletmede kullanılan veya kullanıma hazır olan ekipman |
armamentarium n.
|
|
183 |
General |
belirli birtakım çevresel özelliklere odaklanma |
attending n.
|
|
184 |
General |
belirli bir kişi, nesne ya da makam ile yakından ilişkili olan şey |
attribute n.
|
|
185 |
General |
belirli bir yerde olma durumu |
ubeity n.
|
|
186 |
General |
belirli bir yeri işgal etme durumu |
ubeity n.
|
|
187 |
General |
belirli bir yerde olma |
ubication n.
|
|
188 |
General |
belirli bir yeri işgal etme |
ubication n.
|
|
189 |
General |
belirli bir bölgenin esas yerlisi olma |
autochthonism n.
|
|
190 |
General |
belirli bir bölgenin esas yerlisi olma |
autochthony n.
|
|
191 |
General |
belirli bir grup mensubu kişilerin eşlerinin üye olduğu dernek |
auxiliary n.
|
|
192 |
General |
belirli bir grup mensubu kişilerin akrabalarının üye olduğu dernek |
auxiliary n.
|
|
193 |
General |
kabile ve sosyal sınıf gibi belirli bir grup içinde gerçekleşen evlilik |
endomy n.
|
|
194 |
General |
belirli mirasçılara kalan arazi |
entail n.
|
|
195 |
General |
belirli tarih |
epoch n.
|
|
196 |
General |
belirli bir grup tarafından bilinen sırlar |
esoterica n.
|
|
197 |
General |
eskiden belirli politik haklara sahip olan başlıca sosyal sınıf |
estate n.
|
|
198 |
General |
(belirli bir sıvıyla) kaplı olma |
bath n.
|
|
199 |
General |
alıcıya veya postaneye, belirli bir saatte ve belirli bir tren, uçak veya gemi ile sevk edilen posta |
mail n.
|
|
200 |
General |
belirli bir zaman diliminde boş olan veya kiralanmamış tüm kiralık birimlerin yüzdesi |
vacancy rate n.
|
|
201 |
General |
belirli bitkilerden elde edilip içyağı olarak kullanılan mumsu bir yağ |
vegetable tallow n.
|
|
202 |
General |
belirli bir bakış açısına göre düşünce veya açıklama |
version n.
|
|
203 |
General |
(askeri) belirli iki nokta veya konum arasındaki yükseklik farkı |
vertical interval n.
|
|
204 |
General |
belirli bir iş türüne yatkınlık |
vocation n.
|
|
205 |
General |
belirli bir dini törene resmi davet |
vocation n.
|
|
206 |
General |
belirli bir biçimde yaşayan kişi |
liver n.
|
|
207 |
General |
(satranç, briç) belirli bir sayıda turnuva kazanmış oyuncu |
master n.
|
|
208 |
General |
belirli bir amaca yönelik yazılmış metin |
material n.
|
|
209 |
General |
aşağı yukarı belirli olan miktar, sayı, pay veya yer |
matter n.
|
|
210 |
General |
belirli bir mesafe |
length [scotland] n.
|
|
211 |
General |
belirli bir derece |
manner n.
|
|
212 |
General |
belirli bir ölçü |
manner n.
|
|
213 |
General |
belirli bir modelin varyasyonlarından birini ifade etmekte kullanılan bir sözcük |
mark n.
|
|
214 |
General |
belirli koşullar altında eski biçimine dönen metalik malzeme |
marmem n.
|
|
215 |
General |
kullanma veya taşıma sırasında malları korumak için üzerlerine veya badana, bakım gibi işlemler sırasında eşyaları korumak için belirli kısımlarına örtü seren işçi |
masquer n.
|
|
216 |
General |
belirli bir yerde olma durumu |
whereness n.
|
|
217 |
General |
(belirli bir hayvan türünü) çalıştıran eğitmen |
whisperer n.
|
|
218 |
General |
belirli bir kadın grubu |
womenfolks n.
|
|
219 |
General |
belirli dönemlerde yeniden ortaya çıkan şey |
hardy perennial n.
|
|
220 |
General |
belirli bir konuda engin bilgi sahibi kimse |
mayvin n.
|
|
221 |
General |
belirli bir uyaran sonucu ortaya çıkan engramların oluşturduğu şablon |
meaning n.
|
|
222 |
General |
ölçüsü alınmış belirli miktar |
measure n.
|
|
223 |
General |
bir düzleme dağılmış belirli sayıdaki noktanın veya cismin her birine uzaklığının toplamı minimum olacak şekilde yerleştirilmiş nokta |
median point n.
|
|
224 |
General |
bazı iskoç ve ingiliz topluluklarında bulunan, üyelerin her hafta belirli bir tutar ödediği ve yapılan ödemelerin her hafta farklı bir üyesine verildiği tasarruf artırım kulübü |
menage n.
|
|
225 |
General |
belirli türden fikir veya faaliyetler konusunda öne çıkan kimse |
merchant n.
|
|
226 |
General |
bir tabak veya öğün için yeterli sayıda veya miktarda (belirli bir yiyecek) |
mess n.
|
|
227 |
General |
zafer kazanma veya dünyayı kurtarmaya mukadder olan belirli bir amaca olan inanç |
messianism n.
|
|
228 |
General |
belirli bir disiplinin kuramsal veya ilk ilkeleri |
metaphysics n.
|
|
229 |
General |
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu |
methodology n.
|
|
230 |
General |
belirli bir etkinliğin merkezi olarak görülen kentsel alan |
metropolis n.
|
|
231 |
General |
londra'da ve ingiltere'nin belirli yerlerinde düşük vergiler ödeyen ev sahiplerinden oluşan bir örgüt |
metropolitan vestry n.
|
|
232 |
General |
belirli bir dönemde göç eden kimseler |
migration n.
|
|
233 |
General |
belirli bir topluluğa süt sağlayan bölge |
milkshed n.
|
|
234 |
General |
belirli doğrultuda hareket etmeyen insan veya hayvan topluluğu |
mill n.
|
|
235 |
General |
belirli bir iş için harcanan çaba |
work n.
|
|
236 |
General |
yeryüzünün belirli bir kısmı |
world n.
|
|
237 |
General |
adil ve makul kullanım şartıyla telifli eserlerin belirli kısımlarının telif izni alınmaksızın kullanılabileceğini öngören yasal doktrin |
fair use n.
|
|
238 |
General |
genellikle batı'da uygulanan, nefes egzersizleri ve belirli duruşların vurgulandığı bir yoga |
hatha yoga n.
|
|
239 |
General |
dişbudak, karaağaç ve akçaağaç gibi belirli ağaçların kanatlı meyvesi |
helicopter n.
|
|
240 |
General |
belirli kişi veya grup için ayrılmış şey |
heritage n.
|
|
241 |
General |
belirli bir eylemin, yaşam tarzının sonucu için ayrılmış şey |
heritage n.
|
|
242 |
General |
belirli bir geçmişe sahip olma |
heritage n.
|
|
243 |
General |
görevi belirli sözcükleri veya harfleri kırmızı ile yazmak olan sanatçı |
miniaturist [obsolete] n.
|
|
244 |
General |
zamanda belirli bir nokta |
minute n.
|
|
245 |
General |
(belirli bir yerin) bitki örtüsü |
botany n.
|
|
246 |
General |
belirli bir zamanda şişelenmiş içecek |
bottling n.
|
|
247 |
General |
belirli bir zamanda şişelenmiş şarap |
bottling n.
|
|
248 |
General |
bir binicinin diğerinin hemen arkasından ve belirli bir tarafından giderek üçüncü bir binicinin sarsılmadan geçmesini engelleme taktiği |
box n.
|
|
249 |
General |
belirli bir uzmanlık alanı, meslek veya kesimden kimse |
boys n.
|
|
250 |
General |
belirli sınırların içine giren kategori |
bracket n.
|
|
251 |
General |
belirli bir sınıfa ait şey |
brother n.
|
|
252 |
General |
belirli bir ülkeden olan kimse veya şey |
homeling n.
|
|
253 |
General |
(belirli) asır |
hundred n.
|
|
254 |
General |
mülkiyetin tutulabileceği belirli ayrıcalık |
modus n.
|
|
255 |
General |
belirli dönem |
moment n.
|
|
256 |
General |
olayların seyrinde belirli nokta |
moment n.
|
|
257 |
General |
belirli bir şeyi yayan kimse |
-monger n.
|
|
258 |
General |
belirli bir şeyi teşvik eden kimse |
-monger n.
|
|
259 |
General |
belirli bir etkinliğin hemen sonrası |
morrow n.
|
|
260 |
General |
çeşitlendirilerek tekrar edilen ve genellikle belirli bir fikre atıfta bulunan tabir veya müzikteki nota ve sus biçimleri |
motto n.
|
|
261 |
General |
at yarışında belirli bir atın jokeyliğinin verilmesi |
mount n.
|
|
262 |
General |
belirli bir sürede yapılabilecek iş |
move n.
|
|
263 |
General |
kışı belirli bir yerde geçirme |
hyemation n.
|
|
264 |
General |
belirli bir döneme ait ilahiler |
hymnography n.
|
|
265 |
General |
belirli bir türdeki ilahiler |
hymnography n.
|
|
266 |
General |
belirli bir döneme ait ilahiler |
hymnology n.
|
|
267 |
General |
belirli bir türdeki ilahiler |
hymnology n.
|
|
268 |
General |
(sirkte) sözlü talimatlar doğrultusunda belirli figürleri sergileyerek gösteri yapan binicisiz at |
liberty horse n.
|
|
269 |
General |
bir şeyin belirli açısı veya görünümü |
light n.
|
|
270 |
General |
belirli alanda göze çarpan veya baskın kimse |
light n.
|
|
271 |
General |
belirli bir topluluğa ait doğaüstü unsurlar taşıyan hikayelerdeki tanrılar, yarı tanrılar ve efsanevi kahramanlarla ilişkili olan mitler |
mythoi n.
|
|
272 |
General |
bir faaliyet veya tarihi bir olay gibi belirli bir durumdan doğan mitler bütünü |
mythoi n.
|
|
273 |
General |
belirli bir niteliğe sahip kimse |
bundle n.
|
|
274 |
General |
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma |
gentleman's agreement n.
|
|
275 |
General |
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup olan kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma |
gentlemen's agreement n.
|
|
276 |
General |
belirli bir sınıfa ait insanlar |
gentry n.
|
|
277 |
General |
ışıltı katmak veya belirli bir alanı vurgulamak için yüze veya dudaklara uygulanan makyaj malzemesi |
gleamer n.
|
|
278 |
General |
belirli bir bölgede yaşayan kimse |
localite n.
|
|
279 |
General |
belirli bir bölgeyle sınırlı olma |
locality n.
|
|
280 |
General |
belirli bir mahalleyle sınırlı olma |
locality n.
|
|
281 |
General |
oyuncuların belirli bir işaretle yere atılan küçük nesneleri almaya çalıştıkları bir oyun |
muss [obsolete] n.
|
|
282 |
General |
belirli bir yerden çalışma |
ride-up n.
|
|
283 |
General |
normalde belirli bir grubun üyesi olmayan kimse |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
|
284 |
General |
normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
|
285 |
General |
belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık |
god n.
|
|
286 |
General |
belirli bir durumun yarattığı ihtiyaç |
occasion n.
|
|
287 |
General |
bir şeyin meydana geldiği belirli zaman |
occasion n.
|
|
288 |
General |
belirli bir duruma yönelik olma |
occasionality n.
|
|
289 |
General |
belirli bir duruma yönelik şey |
occasionality n.
|
|
290 |
General |
ingiltere kralının belirli törenlerde giydiği gösterişli bir cüppe |
dalmatica n.
|
|
291 |
General |
(belirli bir niteliğin) boyutu |
degree n.
|
|
292 |
General |
belirli bir süre ile bir yerde kalan kimse |
denizen n.
|
|
293 |
General |
belirli bir göreve atanma |
deputation [obsolete] n.
|
|
294 |
General |
belirli bir soydan gelen şey |
descension n.
|
|
295 |
General |
geçici olarak yolun belirli bir kısmının yerine geçen dolambaçlı yol |
detour n.
|
|
296 |
General |
belirli bir zamanda alınan tek bir numune veya ölçüm |
grab sample n.
|
|
297 |
General |
belirli alanda veya pozisyonda kalifiye kimse |
graduate n.
|
|
298 |
General |
bir dizi eksene referansla çizilmiş belirli büyüklükler arasındaki ilişkinin görsel anlatımı |
graphical record n.
|
|
299 |
General |
belirli bir alanda engin veya değerli tecrübeleri olduğu düşünülen kimse |
graybeard n.
|
|
300 |
General |
belirli bir alanda üstün başarısı ile tanınan kimse |
great n.
|
|
301 |
General |
koordinat sisteminde belirli bir noktayı göstermek için kullanılan kareli ağ |
grid n.
|
|
302 |
General |
belirli bir amaçla kullanılan arazi parçası |
grounds n.
|
|
303 |
General |
(belirli bir şekilde) büyüyen kimse veya şey |
grower n.
|
|
304 |
General |
belirli bir konuda bir kişinin diğerine güvence verdiği anlaşma |
guaranty n.
|
|
305 |
General |
(orta çağ'da) belirli bir zanaat veya ticaretle uğraşan kimselerden oluşup mesleklerinin ve meslektaşlarının refahı için çalışan ve bazen yönetime katılan bir birlik |
guild n.
|
|
306 |
General |
belirli bir kişiye özel yakınlık duyduğuna inanılan melek |
guardian spirit n.
|
|
307 |
General |
belirli bir sonucun veya durumun oluşacağını temin eden şey |
guarantee n.
|
|
308 |
General |
belirli bir pozisyon için yapılan seçme |
guernsey [australia] n.
|
|
309 |
General |
belirli bir şeyle ilgili eski olaylar |
history n.
|
|
310 |
General |
hayatta belirli bir dönem |
hitch n.
|
|
311 |
General |
belirli bir ideolojinin savunucusu |
ideologist n.
|
|
312 |
General |
belirli bir ideoloji taraftarı |
ideologist n.
|
|
313 |
General |
belirli bir sistemin destekçisi |
ideologist n.
|
|
314 |
General |
belirli bir gruba özgü dil |
idiosyncrasy n.
|
|
315 |
General |
belirli bir gruba özgü davranış |
idiosyncrasy n.
|
|
316 |
General |
belirli bir gruba veya bölgeye özgü dil |
idiotism [obsolete] n.
|
|
317 |
General |
tomrukların belirli bir alana yuvarlanması |
logrolling n.
|
|
318 |
General |
belirli bir elektronik çoklu enerji durumunun bileşen veya alt düzey sayısı |
multiplicity n.
|
|
319 |
General |
belirli bir sektör içinde iş değiştirip duran kimse |
odd-man [uk] n.
|
|
320 |
General |
belirli bir siyasi amaç uğruna hazırlanmış organize kampanya |
offensive n.
|
|
321 |
General |
belirli hedef uğruna hazırlanmış organize eylem planı |
offensive n.
|
|
322 |
General |
belirli bir zaman aralığında meydana gelen olayların sayısı |
oftenness n.
|
|
323 |
General |
belirli bir yaştaki kimse |
old n.
|
|
324 |
General |
belirli yaştaki hayvan |
old n.
|
|
325 |
General |
belirli yaş grubundaki hayvan |
old n.
|
|
326 |
General |
belirli kimse |
one n.
|
|
327 |
General |
belirli bir sonuç elde etmek için peş peşe yapılan iki hareket |
one-two punch n.
|
|
328 |
General |
belirli koşullar altında elde edilebilecek en iyi sonuç |
optimum n.
|
|
329 |
General |
belirli şartla altında elde edilen en yüksek derece |
optimum n.
|
|
330 |
General |
belirli bir açıdan diğerine eşit olan kimse |
rival n.
|
|
331 |
General |
belirli bir açıdan diğerine eşit olan şey |
rival n.
|
|
332 |
General |
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan kimse |
rival n.
|
|
333 |
General |
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan şey |
rival n.
|
|
334 |
General |
belirli bir rol oynama |
roleplaying n.
|
|
335 |
General |
belirli bir noktaya düşen topun kazandığı bir tür oyun |
rouly-pouly n.
|
|
336 |
General |
belirli bir güzergahtan gönderen kimse |
router n.
|
|
337 |
General |
kesin olarak belirli sorumlulukları bulunmayan genel otorite |
roving commission n.
|
|
338 |
General |
(belirli bir iş alanının domine ettiği) sokak |
row n.
|
|
339 |
General |
(belirli bir iş alanının domine ettiği) bölge |
row n.
|
|
340 |
General |
(belirli zamanda belirli bir işlem esnasında) akan sıvı miktarı |
running n.
|
|
341 |
General |
bir grubun belirli bir şeye veya kimseye yönelik ortak görüşü |
image n.
|
|
342 |
General |
belirli bir şeye karşı direnç |
immunity n.
|
|
343 |
General |
belirli birine ilişkin olmama |
impersonality n.
|
|
344 |
General |
belirli bir araziye değer kazandıran yapı |
improvement n.
|
|
345 |
General |
belirli bir araziye değer kazandıran bina |
improvement n.
|
|
346 |
General |
(suç örgütünde, çetede) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan kural |
omerta n.
|
|
347 |
General |
(suç örgütü, çete) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan yasa |
omerta n.
|
|
348 |
General |
belirli bir görüşü edinme |
committal n.
|
|
349 |
General |
kendine belirli bir konumu vaat etme |
committal n.
|
|
350 |
General |
belirli durumlarda kullanılan metin parçası |
commonplace [obsolete] n.
|
|
351 |
General |
belirli bir tavır sergileme |
disportment [obsolete] n.
|
|
352 |
General |
belirli bir alanda güç sahibi bir aileyi kuran kimse |
dynast n.
|
|
353 |
General |
belirli bir inç boyutunda olan şey |
incher n.
|
|
354 |
General |
deliği belirli bir inç boyutundaki silah |
incher n.
|
|
355 |
General |
zihnin belirli bir noktaya yönelmesi |
inclination [obsolete] n.
|
|
356 |
General |
(belirli bir konuya) inanmayan kimse |
infidel n.
|
|
357 |
General |
belirli bir sektörde birbiriyle ilişkili unsurların yer aldığı grup |
basket n.
|
|
358 |
General |
belirli bir kaliteyi veya durumu muhafaza eden şey |
bastion n.
|
|
359 |
General |
belirli bir konuda tamamen anlaşmaya varanlar |
dittoheads n.
|
|
360 |
General |
belirli bir dozda ilaç |
dost [dialect] n.
|
|
361 |
General |
belirli bir zaman |
dot n.
|
|
362 |
General |
belirli bir yer |
dot n.
|
|
363 |
General |
belirli bir alan |
dot n.
|
|
364 |
General |
belirli an |
dot n.
|
|
365 |
General |
belirli bir avantaj veya fayda |
good n.
|
|
366 |
General |
belirli bir konuda bilgi sahibi olma |
iq n.
|
|
367 |
General |
hareketlerin belirli sırada sürekli tekrar edilmesi |
circulation [obsolete] n.
|
|
368 |
General |
uzayda belirli bir sınırı olma |
circumscription [obsolete] n.
|
|
369 |
General |
belirli bir gruba ait olmayan kimse |
civilian n.
|
|
370 |
General |
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri |
colorway n.
|
|
371 |
General |
(belirli itfaiye teşkilatlarında) itfaiye amirliğinden sorumlu memur |
commander n.
|
|
372 |
General |
(belirli tarikatlarda) meclis |
commandery n.
|
|
373 |
General |
(belirli tarikatlarda) loca |
commandery n.
|
|
374 |
General |
(belirli tarikatlarda) meclis |
commandry n.
|
|
375 |
General |
(belirli tarikatlarda) loca |
commandry n.
|
|
376 |
General |
belirli bir alana ait her şeyin kopyasını biriktiren koleksiyoncu |
completist n.
|
|
377 |
General |
sergi veya müzenin belirli bir sergiye ayrılan bölümü |
court n.
|
|
378 |
General |
belirli bir mesafeyi kat etmek için geçen süre |
drive time n.
|
|
379 |
General |
belirli bir yere, nesneye doğru sürme |
drive-by n.
|
|
380 |
General |
belirli bir hayvanın büyükbaş sürüsünden çıkarılması |
cutting n.
|
|
381 |
General |
belirli bir savı destekleyen kimse |
dogmatizer n.
|
|
382 |
General |
belirli miktar (ipek) |
fangot n.
|
|
383 |
General |
çırak veya göçmenlerin belirli bir süre bir kimse için çalışmasını zorunlu kılan sözleşme |
indenture n.
|
|
384 |
General |
(belirli bir sürede) ambalajlanan toplam miktar |
pack n.
|
|
385 |
General |
(ayaklara) basıncı azaltmak için belirli bir yere sabitlenen yumuşak malzeme |
pad n.
|
|
386 |
General |
belirli detay |
parcel [obsolete] n.
|
|
387 |
General |
sınırları belirli yer |
pigeonhole n.
|
|
388 |
General |
belirli bir çıkara yönelik yönetim |
policy n.
|
|
389 |
General |
belirli bir çıkara hizmet eden prosedür |
policy n.
|
|
390 |
General |
belirli bir amacın uygulanmasına yönelik program |
policy n.
|
|
391 |
General |
belirli bir kıtada yaşayanlara özgü şey |
continentalism n.
|
|
392 |
General |
belirli bir durumda kalma |
continuance n.
|
|
393 |
General |
belirli bir durumda bekleme |
continuance n.
|
|
394 |
General |
belirli bir davranışı sürdürme |
continuance n.
|
|
395 |
General |
belirli bir amaç için eşleştirilen iki kişi |
couple n.
|
|
396 |
General |
(hanedan armalarında) belirli bir şekli olmayan küçük haç |
crosslet n.
|
|
397 |
General |
belirli bir noktada yoğunlaşan hareketli etkinlik |
feeding frenzy n.
|
|
398 |
General |
belirli bir yerde bulunan kimse |
inhabitant n.
|
|
399 |
General |
belirli bir gruba özgü sırları bilen kimse |
initiate n.
|
|
400 |
General |
(kriptolojide) belirli bir formatta yazma |
inscription n.
|
|
401 |
General |
belirli bir zaman diliminin ortası |
inside n.
|
|
402 |
General |
belirli bir zamanın içi |
inside n.
|
|
403 |
General |
belirli eylemleri yaptırmak için bir ülkenin iç işlerine müdahale etme |
intervention n.
|
|
404 |
General |
hindistan'da belirli ödüllerin adının ilk kısmı |
padma n.
|
|
405 |
General |
kitap kapağının belirli bir çerçeveye alınmış bölümü |
panel n.
|
|
406 |
General |
belirli bir meslek mensupları veya özel becerilere sahip insanlar dışında kalan büyük insan topluluğu |
people n.
|
|
407 |
General |
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri |
people n.
|
|
408 |
General |
kabartmalı heykellerde tasarımdaki belirli figürleri yükselten düzlem |
plan n.
|
|
409 |
General |
belirli bir kurum veya amaç için toplanan para |
plate n.
|
|
410 |
General |
gösterinin belirli bir dönem boyunca oynatılması |
playdate n.
|
|
411 |
General |
savunma kuvvetinin belirli noktalarda yoğunlaştığı bir taktik |
positional defense n.
|
|
412 |
General |
(belirli bir bölgeye ait) tanrı |
potency n.
|
|
413 |
General |
(belirli bir zamanda) mevcut olanlar |
potluck n.
|
|
414 |
General |
belirli bir alanda yürütülen iş |
corner n.
|
|
415 |
General |
belirli bir amaca ayrılmış gün |
day n.
|
|
416 |
General |
belirli bir konuya ilişkin belgeler |
docket n.
|
|
417 |
General |
belirli bir sistem, malzeme veya prosedürün verimliliğini temsil eden sayısal ifade |
figure of merit n.
|
|
418 |
General |
belgelerin belirli bir sıraya göre dizildiği tel |
file n.
|
|
419 |
General |
belirli bir eylemin, yaratımın veya şiddetin patlak verdiği nokta |
flashpoint n.
|
|
420 |
General |
belirli bir sürede akan sıvı miktarı |
flow rate n.
|
|
421 |
General |
çıktısı sadece belirli şartlarda harekete geçecek şekilde düzenlenmiş çok girdili elektronik devre |
gate n.
|
|
422 |
General |
belirli bir konudaki kanunların düzenli şekilde derlenmesi |
ordonnance n.
|
|
423 |
General |
belirli bir faaliyetle uğraşan kuruluş |
outfit n.
|
|
424 |
General |
savunulacak şeye belirli bir uzaklıkta yerleştirilen savunma amaçlı unsurlar |
outguard n.
|
|
425 |
General |
başka eyalette belirli süre yaşayan kimse |
out-of-stater n.
|
|
426 |
General |
belirli bir zamanda üretilen miktar |
output n.
|
|
427 |
General |
(reversi oyununda) tahtanın belirli bir kısmında yapılmış son hamle |
parity n.
|
|
428 |
General |
akıl hastanesindeki bir hastaya belirli alanları serbestçe ziyaret hakkı verilmesi |
parole n.
|
|
429 |
General |
edebi eserin belirli aralıklarla satılan bölümleri |
part n.
|
|
430 |
General |
eserde belirli bir enstrüman |
part n.
|
|
431 |
General |
belirli bir özelliğin gereği |
part n.
|
|
432 |
General |
belirli bir rol veya durumun ilgilendirdiği taraf |
part n.
|
|
433 |
General |
vücudun belirli bir kısmına duyulan şehvet |
partialism n.
|
|
434 |
General |
belirli bir vaka ile sınırlı olma |
particularization n.
|
|
435 |
General |
belirli bir vakaya uygulama |
particularization n.
|
|
436 |
General |
belirli bir örüntü içeren dans hareketi serisi |
phrase n.
|
|
437 |
General |
belirli bir azınlığın üyelerine diğerleriyle eşit haklar verilmesinin kutlandığı etkinlik |
pride n.
|
|
438 |
General |
özel muayenehane hekiminin az çok belirli olan hasta çevresi |
private practice n.
|
|
439 |
General |
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı |
private way n.
|
|
440 |
General |
belirli bir kelimenin vurgu amaçlı tekrar edilmesi |
ploce n.
|
|
441 |
General |
belirli bir amaç için ayrılmış küçük alan |
plot n.
|
|
442 |
General |
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma |
prebend n.
|
|
443 |
General |
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma |
prebendary [obsolete] n.
|
|
444 |
General |
sınırları belirli bölge |
precinct n.
|
|
445 |
General |
sınırları belirli bölge |
precincts n.
|
|
446 |
General |
(kader) önceden belirli olma |
preordainment n.
|
|
447 |
General |
önceden belirli kanunname |
preordinance n.
|
|
448 |
General |
belirli bir amaç için donatılıp bir araya getirilen şey |
preparation n.
|
|
449 |
General |
belirli amaca yönelik karışım |
preparation n.
|
|
450 |
General |
belirli bir endikasyona sahip karışım |
preparation n.
|
|
451 |
General |
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde |
preparative n.
|
|
452 |
General |
(birini) belirli bir ilaç tedavisine hazırlamak üzere uygulanan madde |
preparatory n.
|
|
453 |
General |
belirli birine atfedilen makam |
room [obsolete] n.
|
|
454 |
General |
belirli bir ölçeğe göre olan değer |
scale value n.
|
|
455 |
General |
bileşenlerin belirli bir örüntü veya şemaya göre düzenlenmesi |
schematism n.
|
|
456 |
General |
parçaların belirli bir sistem içeren düzeni |
schematism n.
|
|
457 |
General |
belirli bir düzeni savunan kimse |
schemist n.
|
|
458 |
General |
belirli bir işlevin merkezi olan vücut bölümü |
seat n.
|
|
459 |
General |
bir bölgenin belirli bir yönden diğer bölgelere göre çekicilik durumu |
seat n.
|
|
460 |
General |
belirli bir değerde olan şey |
selling-plater n.
|
|
461 |
General |
belirli ölçüde medenileşmiş kimse |
semibarbarian [dated] n.
|
|
462 |
General |
belirli ölçütte medenilik |
semibarbarism n.
|
|
463 |
General |
belirli türden kimseler ile ünlü yer |
seminary n.
|
|
464 |
General |
belirli bir şeye ev sahipliği yapan yer |
seminary n.
|
|
465 |
General |
belirli bir duyusal sonuç elde etmek için yapılan aktivite |
sensory activity n.
|
|
466 |
General |
belirli bir hususta verilen fikir |
sentence [obsolete] n.
|
|
467 |
General |
belirli bir formu olan şey |
shape n.
|
|
468 |
General |
(birinin) belirli bir olaya bakış açısı |
shoes n.
|
|
469 |
General |
belirli bir teknik ile gerçekleştirilen okçuluk yarışması |
shoot n.
|
|
470 |
General |
belirli aylarda avlak olarak kullanılabilen özel bölge |
shooting preserve n.
|
|
471 |
General |
belirli bir bölgeden olan kimse |
sider n.
|
|
472 |
General |
(kanada'da) belirli bir ağırlığın üzerindeki posta grubu |
fourth class n.
|
|
473 |
General |
miktarı belirli seviyede tutan kısıtlama |
freeze n.
|
|
474 |
General |
belirli bir amaç için ortak fonda para biriktiren bir grup insan |
slate club [uk] n.
|
|
475 |
General |
belirli olaylara dayalı tartışma |
slippery slope n.
|
|
476 |
General |
hayranlar tarafından belirli bir rol için oyuncuların veya ünlülerin önerilmesi |
fancast n.
|
|
477 |
General |
belirli aşama |
point n.
|
|
478 |
General |
belirli sayı değeri |
point n.
|
|
479 |
General |
belirli bir (fiziksel) durumda olma |
point [obsolete] n.
|
|
480 |
General |
çember halindeki oyuncuların birbirlerini belirli bir orta alana iterek oynadığı bir oyun |
poison n.
|
|
481 |
General |
çember halindeki oyuncuların birbirlerini belirli bir orta alana iterek oynadığı bir oyun |
poison circle n.
|
|
482 |
General |
çember halindeki oyuncuların birbirlerini belirli bir orta alana iterek oynadığı bir oyun |
poison spot n.
|
|
483 |
General |
belirli bir nesneye çekim |
polarity n.
|
|
484 |
General |
belirli bir yöne eğilim |
polarity n.
|
|
485 |
General |
belirli hususlarda koruma sağlayan resmi yazı |
protection n.
|
|
486 |
General |
araziyi belirli bir hizmet karşılığında kullanan kiracı |
socager n.
|
|
487 |
General |
(belirli bir) ekolden gelen kimse |
son n.
|
|
488 |
General |
belirli bir karakter |
sort n.
|
|
489 |
General |
belirli bir parça |
sort n.
|
|
490 |
General |
belirli özellikte ürün |
sort n.
|
|
491 |
General |
(belirli bir oryantasyon noktasında) güneybatıda yer alan bölgeler/ülkeler |
southwest n.
|
|
492 |
General |
belirli süre |
span n.
|
|
493 |
General |
nesneleri belirli noktalara yerleştiren alet |
spotter n.
|
|
494 |
General |
belirli dönem |
spurt n.
|
|
495 |
General |
müşterilere yaptıkları harcamalara göre verilen ve belirli ürünlerde kullanılabilen market pulu |
stamp n.
|
|
496 |
General |
belirli büyüklükteki arazi parçası |
stand [africa] n.
|
|
497 |
General |
kiranın belirli bir bölümünde indirim sağlayan devlet desteği |
standard housing benefit n.
|
|
498 |
General |
belirli bir zaman |
steven [dialect] n.
|
|
499 |
General |
belirli bir siyasi görüşü olmayan kimse |
stiff n.
|
|
500 |
General |
belirli bir süre |
stitch [dialect] n.
|
|