|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kontrol altına almak |
bring under control v.
|
|
The fire went on for some time before it was brought under control.
Yangın kontrol altına alınana kadar bir süre daha devam etti.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
altına hücum |
gold rush n.
|
|
The gold rush began here.
Altına hücum burada başladı.
More Sentences
|
3 |
General |
garanti altına almak |
guarantee v.
|
|
This compulsion to liberalise will make it more difficult to guarantee continuity and safety.
Serbestleştirmeye yönelik bu zorlama, süreklilik ve güvenliğin garanti altına alınmasını daha da zorlaştıracaktır.
More Sentences
|
4 |
General |
ayaklar altına almak |
trample on v.
|
|
Human rights cannot be trampled on in Russia using terrorism as an excuse, nor in the United States of America either.
Ne Rusya'da ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde terörizm bahane edilerek insan hakları ayaklar altına alınamaz.
More Sentences
|
5 |
General |
güvence altına almak |
secure v.
|
|
Achieving competitive businesses and securing continued economic growth are tasks requiring a concerted effort.
Rekabetçi işletmelere ulaşmak ve sürekli ekonomik büyümeyi güvence altına almak, ortak çaba gerektiren görevlerdir.
More Sentences
|
6 |
General |
silah altına almak |
recruit v.
|
|
Moreover, armed belligerents in Burundi continue to recruit, at times forcibly, child combatants.
Dahası Burundi'deki silahlı savaşçılar zaman zaman zorla da olsa çocuk savaşçıları silah altına almaya devam etmektedir.
More Sentences
|
7 |
General |
güvence altına almak |
assure v.
|
|
They must be resolved to assure the future of the region.
Bölgenin geleceğini güvence altına almak için kararlı olunmalıdır.
More Sentences
|
8 |
General |
güvence altına almak |
guarantee v.
|
|
Growth, yes, but guaranteeing the basic pillars, real cohesion, real convergence.
Büyüme, evet, ama temel dayanakların, gerçek uyumun, gerçek yakınsamanın da güvence altına alınması.
More Sentences
|
9 |
General |
kontrol altına almak |
contain v.
|
|
It is not enough to contain terrorism, although I have no doubt of the power of our states to do so.
Devletlerimizin bunu yapma gücünden hiç şüphem olmamasına rağmen, terörizmi kontrol altına almak yeterli değildir.
More Sentences
|
|
10 |
General |
abluka altına almak |
blockade v.
|
|
Do not commit yourself to a blockade attitude towards the review.
İncelemeye karşı kendinizi abluka altına alan bir tutum içine girmeyin.
More Sentences
|
11 |
General |
kordon altına almak |
cordon off v.
|
|
Police cordoned off the area.
Polis bölgeyi kordon altına aldı.
More Sentences
|
12 |
General |
teminat altına almak |
guarantee v.
|
|
I believe that the legal systems of all the EU Member States have the capacity to guarantee justice.
Tüm AB Üye Devletlerinin hukuk sistemlerinin adaleti teminat altına alma kapasitesine sahip olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
13 |
General |
kontrol altına almak |
check v.
|
|
Our progress was put in check.
İlerlememiz kontrol altına alındı.
More Sentences
|
14 |
General |
altına düşmek |
go down below v.
|
|
The thermometer went down below zero.
Termometre sıfırın altına düştü.
More Sentences
|
15 |
General |
güvence altına alınmak |
be guaranteed v.
|
|
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından güvence altına alınmıştır.
More Sentences
|
16 |
General |
mercek altına almak |
scrutinise v.
|
|
It is obviously right for the House to scrutinise these activities.
Meclis'in bu faaliyetleri mercek altına alması elbette ki doğrudur.
More Sentences
|
17 |
General |
ayaklar altına alınmış |
trampled adj.
|
|
Currently, freedom of expression is being trampled by the Cambodian authorities.
Şu anda ifade özgürlüğü Kamboçya makamları tarafından ayaklar altına alınmış durumda.
More Sentences
|
18 |
General |
kontrol altına alınmış |
controlled adj.
|
|
Various diseases can be controlled effectively by means of relatively few resources.
Çeşitli hastalıklar nispeten az kaynakla etkin bir şekilde kontrol altına alınabilir.
More Sentences
|
19 |
General |
kontrol altına alınmamış |
unchecked adj.
|
|
The problem went unchecked.
Sorun kontrol altına alınamadı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
20 |
Common Usage |
manda altına almak |
mandate v.
|
|
21 |
Common Usage |
etki altına almak |
influence v.
|
|
General |
|
22 |
General |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alma |
earwigging n.
|
|
23 |
General |
göz altına alma |
holding n.
|
|
24 |
General |
koruma altına alınmış arazi |
park n.
|
|
25 |
General |
altına koyulan şey |
underlay n.
|
|
26 |
General |
orta doğu'da sıcak kahve bardağının altına konulan metal altlık |
zarf n.
|
|
27 |
General |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alınmış |
earwigged n.
|
|
28 |
General |
hayvanların altına serilen talaş |
litter n.
|
|
29 |
General |
kontrolü altına alma |
subjection n.
|
|
|
30 |
General |
genellikle devletin koruması altına alınan tarihi bir bina |
ancient monument n.
|
|
31 |
General |
elbise altına giyilen slip |
petticoats n.
|
|
32 |
General |
buyruğu altına alma |
subjection n.
|
|
33 |
General |
kontrol altına alma |
pacification n.
|
|
34 |
General |
göz kamaşmasını önlemek için göz altına sürülen siyah boya |
eyeblack n.
|
|
35 |
General |
bir sözcüğün altına çizilmiş çizgi |
underscore n.
|
|
36 |
General |
boyunduruk altına alma |
yoking n.
|
|
37 |
General |
eyerin altına yerleştirilen minder |
numnah n.
|
|
38 |
General |
garanti altına alma |
guaranty n.
|
|
39 |
General |
garanti altına alma |
underwriting n.
|
|
40 |
General |
garanti altına alma |
guarantee n.
|
|
41 |
General |
halı altına konulan ek parça |
underlayment n.
|
|
42 |
General |
toprak altına nüfuz etme |
subsoil penetration n.
|
|
43 |
General |
kontrol altına alınamayan büyük yangın |
conflagration n.
|
|
44 |
General |
toprak altına yerleştirme |
laying underground n.
|
|
45 |
General |
son derece hızlı biçimde yayılan ve kontrol altına alınamayan orman yangını |
crown fire n.
|
|
46 |
General |
güvence altına alma |
securing n.
|
|
47 |
General |
geleceğini güvence altına alma |
securing the future of n.
|
|
48 |
General |
imza altına alma |
inking n.
|
|
49 |
General |
kadınlarda öndeki saçların altına ilave bir kısımla kabartıldığı saç şekli |
pompadour n.
|
|
50 |
General |
toprak altına gömülü mayın |
buried mine n.
|
|
51 |
General |
altına işeme |
bed wetting n.
|
|
52 |
General |
1950 ve 60'larda popüler olmuş genelde küt saç olarak kullanılan kulak altına kadar uzanan, perçemli bir saç modeli |
pageboy haircut n.
|
|
53 |
General |
koruma altına alınmış bölge |
conservation area n.
|
|
54 |
General |
altına kaçırma/yapma |
accident n.
|
|
55 |
General |
su ihtiyaçlarını gidermeleri için bitkilerin altına serilen, kılcal hareketle su aktarımı sağlayan altlık |
capillary matting n.
|
|
56 |
General |
kolay etki altına giren kimse |
toy n.
|
|
57 |
General |
dağlık bölgelere özgü kilt altına giyilen kısa külot |
trews n.
|
|
58 |
General |
altına katlama |
turn-under n.
|
|
59 |
General |
altına özgü nitelikler |
aureity n.
|
|
60 |
General |
çarşafın altına serilen battaniye |
underblanket n.
|
|
61 |
General |
teker teker kayıt altına alma |
enumeration n.
|
|
62 |
General |
fondöten altına sürülen baz |
base n.
|
|
63 |
General |
canlı manyetizmasının etkisi altına giren kimse |
magnetizee n.
|
|
64 |
General |
kişiyi zaman zaman etkisi altına alan şey |
visitant n.
|
|
65 |
General |
suyun, suyu önleyici bir yapının altına girmesi nedeniyle toprakta yüzey toprağında oluşan bozulma |
bile [dialect] n.
|
|
66 |
General |
bir kıyafetin üstüne veya altına giyilen başka bir kıyafet |
layer n.
|
|
67 |
General |
100 şekel altına ve 60 şekel gümüşe eşdeğer bir ibrani ağırlık birimi |
maneh n.
|
|
68 |
General |
suyun set gibi bir yapının altına girmesi nedeniyle toprak yüzeyinde meydana gelen hareket |
boil n.
|
|
69 |
General |
yarış pisti (hipodrom) dışındaki bahislerin kayıt altına alındığı liste |
handbook n.
|
|
|
70 |
General |
baskı altına alınabilir olma |
repressibility n.
|
|
71 |
General |
yazısının altına imzasını atan yazar |
by-liner n.
|
|
72 |
General |
altına benzeyen şey |
gold n.
|
|
73 |
General |
altına hücum heyecanı |
gold fever n.
|
|
74 |
General |
karşıdakini etki altına almak için uygunsuz biçimde yapılan ödeme |
gratuity n.
|
|
75 |
General |
kamp yataklarının altına serilen su geçirmez örtü |
ground sheet n.
|
|
76 |
General |
muhafaza altına alma |
hedging n.
|
|
77 |
General |
fazla denetim altına alma |
overregulation n.
|
|
78 |
General |
(yaygın enfeksiyonun lokalize tahliyesi için hayvan derisi altına yerleştirilen kıl veya ipek) alet |
rowel n.
|
|
79 |
General |
altına hücum |
rush n.
|
|
80 |
General |
kontrol altına alınabilen kimse |
impressionable n.
|
|
81 |
General |
etki altına alma |
impressment n.
|
|
82 |
General |
güvence altına alan kimse |
insurer n.
|
|
83 |
General |
güvence altına alan şey |
insurer n.
|
|
84 |
General |
uzaktan etki altına alma |
influence n.
|
|
85 |
General |
bir şeyin altına yerleştirme |
infraposition n.
|
|
86 |
General |
bir şeyin altına koyma |
infraposition n.
|
|
87 |
General |
zırhın altına giyilip zincirle güçlendirilmiş içlik |
doublet n.
|
|
88 |
General |
boşluktan hava girmemesi için kapı altına yerleştirilen esnek şerit |
draught excluder n.
|
|
89 |
General |
düşmanı silahla ateş altına alma avantajı |
drop n.
|
|
90 |
General |
yer altına boru döşeme |
pipelaying n.
|
|
91 |
General |
ayakkabının yeri kavramasını sağlamak için altına yerleştirilen metal veya sert kauçuk parçası |
cleat n.
|
|
92 |
General |
masa örtüsünün altına serilen koruyucu örtü |
pad n.
|
|
93 |
General |
sivil anayasada ima yoluyla garanti altına alınan haklar |
penumbra n.
|
|
94 |
General |
bot altına giyilen ped |
sashoon n.
|
|
95 |
General |
parlaklık veya renk katması için değerli taşın altına konan ince metal yaprak |
foil n.
|
|
96 |
General |
ağır harcamanın altına girme |
plunge n.
|
|
97 |
General |
baz metalleri altına çeviren simyacı |
puffer n.
|
|
98 |
General |
yukarı doğru tırmanışta geriye kaymayı önlemesi için kayağın altına takılan fok kürkünden veya daha kaba kürkten yapılmış bant |
sealskin n.
|
|
99 |
General |
kıyafetin altına gizlenmiş zırh |
secret n.
|
|
100 |
General |
güvence altına alma |
securance n.
|
|
101 |
General |
ayak tabanının tarağın altına denk gelen dar kısmı |
shank n.
|
|
102 |
General |
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi |
shirt front n.
|
|
103 |
General |
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi |
shirtfront n.
|
|
104 |
General |
zarar görmemesi için nesnenin altına yerleştirilen kalas |
shole n.
|
|
105 |
General |
düşen kırıntıların toplanması için masanın altına serilen genellikle damasko kumaş |
crumbcloth n.
|
|
106 |
General |
kontrol altına alma |
squelch n.
|
|
107 |
General |
birden etkisi altına alan yoğun duygu |
stab n.
|
|
108 |
General |
din adamlarının yaka altına taktıkları bant |
stock n.
|
|
109 |
General |
boyunduruğu altına alan kimse |
subjugator n.
|
|
110 |
General |
(anglo-sakson kilisesi) papaz cübbesi altına giyilen içlik |
subucula n.
|
|
111 |
General |
etki altına alma |
suggestion n.
|
|
112 |
General |
kontrol altına alma |
suggestion n.
|
|
113 |
General |
boyunduruk altına alma |
superordination n.
|
|
114 |
General |
baskı altına alınan şey |
suppression n.
|
|
115 |
General |
altına yazmak |
subscribe v.
|
|
116 |
General |
altına kaçırmak |
pee one's pants v.
|
|
117 |
General |
zor kullanarak kontrol altına almak (bir yeri/halkı) |
subdue v.
|
|
118 |
General |
silah altına almak |
call to arms v.
|
|
119 |
General |
muhafaza altına almak |
guard v.
|
|
120 |
General |
ameliyat altına almak |
perform a surgical operation v.
|
|
121 |
General |
borç altına girmek |
incur a debt v.
|
|
122 |
General |
gemiyi kullanımdan çıkarıp tekrar kullanılıncaya kadar muhafaza altına almak |
mothball v.
|
|
123 |
General |
müşahede altına alınmak |
be kept under observation v.
|
|
124 |
General |
kanadı altına almak |
take under one's protection v.
|
|
125 |
General |
inhisar altına almak |
monopolize v.
|
|
126 |
General |
bıçak altına yatmak |
have an operation v.
|
|
127 |
General |
boyunduruğu altına almak |
yoke v.
|
|
128 |
General |
inzibat altına almak |
police v.
|
|
129 |
General |
ayağının altına almak |
give a beating v.
|
|
130 |
General |
altına imza atmak |
put one's signature under something v.
|
|
131 |
General |
nezaret altına almak |
take under surveillance v.
|
|
132 |
General |
disiplin altına almak |
discipline v.
|
|
133 |
General |
buyruğu altına girmek |
be put under the command of v.
|
|
134 |
General |
boyunduruğu altına girmek |
be dominated v.
|
|
135 |
General |
altına yazmak |
underwrite v.
|
|
136 |
General |
altına sıçanyolu kazarak ilerlemek |
sap v.
|
|
137 |
General |
su altına dalmak |
dive v.
|
|
138 |
General |
altına çizgi çizmek |
underscore v.
|
|
139 |
General |
bakım altına almak |
put under maintenance v.
|
|
140 |
General |
bir yeri kuşatma altına almak |
lay siege to v.
|
|
141 |
General |
müşahede altına almak |
put under psychiatric observation v.
|
|
142 |
General |
emniyet altına almak |
make safe v.
|
|
143 |
General |
emniyet altına almak |
secure v.
|
|
144 |
General |
altına işemek |
wet oneself v.
|
|
145 |
General |
altına koymak |
tuck under v.
|
|
146 |
General |
tekeli altına almak |
monopolize v.
|
|
147 |
General |
gülmekten altına işemek |
piss oneself laughing v.
|
|
148 |
General |
ayaklar altına almak |
disregard v.
|
|
149 |
General |
muhafaza altına almak |
bulwark v.
|
|
150 |
General |
buyruğu altına girmek |
be put under the command v.
|
|
151 |
General |
ameliyat altına almak |
operate v.
|
|
152 |
General |
yükümlülük altına sokmak |
put under obligation v.
|
|
153 |
General |
ayağının altına almak |
trash v.
|
|
154 |
General |
güven altına almak |
secure v.
|
|
155 |
General |
etkisi altına almak |
take hold of v.
|
|
156 |
General |
altına yapmak |
wet or soil one's clothes v.
|
|
157 |
General |
baskı altına almak |
suppress v.
|
|
158 |
General |
ayağının altına karpuz kabuğu koymak |
undermine somebody's position v.
|
|
159 |
General |
kordon altına almak |
cordon something off v.
|
|
160 |
General |
altına etmek |
shit oneself v.
|
|
161 |
General |
kordon altına almak |
cordon v.
|
|
162 |
General |
altına koymak |
underlay v.
|
|
163 |
General |
emri altına koymak |
subordinate to v.
|
|
164 |
General |
altına kaçırmak |
piss oneself v.
|
|
165 |
General |
altına işemek |
pee one's pants v.
|
|
166 |
General |
muhafaza altına almak |
protect v.
|
|
167 |
General |
altına almak |
throw down v.
|
|
168 |
General |
altına destek koymak |
underpin v.
|
|
169 |
General |
kontrolü altına almak (bir yeri) |
subjugate v.
|
|
170 |
General |
ahırda hayvanın altına yataklık ot sermek |
litter v.
|
|
171 |
General |
altına etmek |
shit under one's pants v.
|
|
172 |
General |
buyruğu altına almak |
subject to v.
|
|
173 |
General |
altına işemek |
wet one's underclothes v.
|
|
174 |
General |
silah altına almak |
mobilize v.
|
|
175 |
General |
altına yerleştirmek |
underlay v.
|
|
176 |
General |
altına yastık koymak |
cushion v.
|
|
177 |
General |
kontrol altına almak |
smother v.
|
|
178 |
General |
tekel altına almak |
monopolize v.
|
|
179 |
General |
altına kaçırmak |
mess one's clothes v.
|
|
180 |
General |
hükmü altına almak |
subjugate v.
|
|
181 |
General |
buyruğu altına almak (bir halkı) |
subjugate v.
|
|
182 |
General |
denetimi altına almak |
master v.
|
|
183 |
General |
silah altına almak |
call up v.
|
|
184 |
General |
kayıt altına almak |
chain v.
|
|
185 |
General |
hakimiyeti altına almak |
domineer v.
|
|
186 |
General |
kontrol altına almak |
curb v.
|
|
187 |
General |
nüfuzu altına girmek |
come under somebody's influence v.
|
|
188 |
General |
nüfuz altına almak |
get hold of somebody/something v.
|
|
189 |
General |
nüfuzu altına girmek |
come under the influence of v.
|
|
190 |
General |
nüfuz altına almak |
put somebody under the influence v.
|
|
191 |
General |
yönetimi altına girmek |
come under the rule of v.
|
|
192 |
General |
yükümlülük altına girmek |
enter into obligation v.
|
|
193 |
General |
kontrol altına alınmak |
be brought under control v.
|
|
194 |
General |
yangını kontrol altına almak |
keep the fire under control v.
|
|
195 |
General |
yönetimi altına girmek |
enter under one's rule v.
|
|
196 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
fall under the hegemony of v.
|
|
197 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
enter under one's rule v.
|
|
198 |
General |
yönetimi altına girmek |
fall under someone's rule v.
|
|
199 |
General |
yönetimi altına girmek |
fall under the hegemony of v.
|
|
200 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
fall under someone's rule v.
|
|
201 |
General |
düzen altına almak |
organize v.
|
|
202 |
General |
düzen altına almak |
put (something) in order v.
|
|
203 |
General |
düzen altına almak |
straighten up v.
|
|
204 |
General |
altına düşmek |
drop below v.
|
|
205 |
General |
belli bir seviyenin altına düşmek |
drop down below a certain level v.
|
|
206 |
General |
altına inmek |
drop below v.
|
|
207 |
General |
yangını kontrol altına almak |
bring a fire under control v.
|
|
208 |
General |
zan altına girmek |
fall under suspicion v.
|
|
209 |
General |
karantina altına almak |
keep (someone/something) in quarantine v.
|
|
210 |
General |
karantina altına almak |
put (someone/something) in quarantine v.
|
|
211 |
General |
disiplin altına almak |
regiment v.
|
|
212 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
come under one's domination v.
|
|
213 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
fall under domination v.
|
|
214 |
General |
koruma altına almak |
take something under protection v.
|
|
215 |
General |
koruma altına almak |
take something under preservation v.
|
|
216 |
General |
elini taşın altına koymak |
shoulder responsibility v.
|
|
217 |
General |
elini taşın altına koymak |
assume responsibility v.
|
|
218 |
General |
elini taşın altına sokmak |
take on responsibility v.
|
|
219 |
General |
elini taşın altına koymak |
take on responsibility v.
|
|
220 |
General |
elini taşın altına sokmak |
assume responsibility v.
|
|
221 |
General |
elini taşın altına sokmak |
shoulder responsibility v.
|
|
222 |
General |
hüküm altına almak |
ensure v.
|
|
223 |
General |
koruması altına almak |
have a charge of v.
|
|
224 |
General |
kuşatma altına almak |
besiege v.
|
|
225 |
General |
kuşatma altına almak |
blockade v.
|
|
226 |
General |
kuşatma altına almak |
lay siege to v.
|
|
227 |
General |
kuşatma altına almak |
beleaguer v.
|
|
228 |
General |
baskı altına almak |
domineer v.
|
|
229 |
General |
deri altına uyuşturucu enjekte etmek |
skin-pop v.
|
|
230 |
General |
kontrol altına almak |
hold in v.
|
|
231 |
General |
kontrol altına almak |
get under control v.
|
|
232 |
General |
kontrol altına almak |
keep down v.
|
|
233 |
General |
denetim altına almak |
put down v.
|
|
234 |
General |
boyunduruk altına almak |
subdue v.
|
|
235 |
General |
zan altına sokmak |
accuse of v.
|
|
236 |
General |
denetim altına almak |
take something in hand v.
|
|
237 |
General |
durumu kontrol altına almak |
get a grip on the situation v.
|
|
238 |
General |
mercek altına almak |
scrutinize v.
|
|
239 |
General |
mercek altına almak |
put under the scope v.
|
|
240 |
General |
abluka altına almak |
circumvent v.
|
|
241 |
General |
mercek altına almak |
examine v.
|
|
242 |
General |
imza altına alınmak |
be signed v.
|
|
243 |
General |
müşahede altına almak |
place someone under observation v.
|
|
244 |
General |
polis nezareti altına almak |
place under police supervision v.
|
|
245 |
General |
imza altına almak |
sign v.
|
|
246 |
General |
kritik seviyenin altına düşmek |
fall below the critical level v.
|
|
247 |
General |
bilinç altına yerleşmek |
be imbedded in his subconscious v.
|
|
248 |
General |
bilinç altına yerleşmek |
be engraved in one's subconscious v.
|
|
249 |
General |
rehinle kendini teminat altına almak |
secure oneself with a pledge v.
|
|
250 |
General |
mercek altına almak |
look closer v.
|
|
251 |
General |
mercek altına almak |
examine closer v.
|
|
252 |
General |
imza altına almak |
sign (an agreement etc) v.
|
|
253 |
General |
teminat altına almak |
securitise v.
|
|
254 |
General |
teminat altına almak |
securitize v.
|
|
255 |
General |
koruma altına alınmak |
be put under protection v.
|
|
256 |
General |
birinin emri altına koymak |
subordinate v.
|
|
257 |
General |
denetimi altına girmek |
come under the domination of v.
|
|
258 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
come under the rule of v.
|
|
259 |
General |
denetimi altına girmek |
come under the rule of v.
|
|
260 |
General |
kontrol altına almak |
bring someone under control v.
|
|
261 |
General |
kontrolü/etkisi altına almak |
exercise influence over v.
|
|
262 |
General |
kontrolü/etkisi altına almak |
exercise control over v.
|
|
263 |
General |
kontrolü/etkisi altına almak |
exercise power over v.
|
|
264 |
General |
koruma altına almak |
put under protection v.
|
|
265 |
General |
kontrol altına almak |
restrain v.
|
|
266 |
General |
birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak |
try to control one’s life v.
|
|
267 |
General |
etkisi altına girmek |
fall/come under the influence of v.
|
|
268 |
General |
yastığın altına koymak |
put it under the pillow v.
|
|
269 |
General |
kontrol/denetim altına almak |
harness v.
|
|
270 |
General |
taahhüt altına girmek |
make a commitment v.
|
|
271 |
General |
komutası/emri altına girmek |
come under the command of v.
|
|
272 |
General |
kendini metronun altına atmak |
throw oneself under a subway v.
|
|
273 |
General |
kendini trenin altına atmak |
throw oneself under a train v.
|
|
274 |
General |
bir ağacın altına/altında uzanmak |
lay down under a tree v.
|
|
275 |
General |
her şeyi kontrol altına almak |
have everything under control v.
|
|
276 |
General |
bir şeyin altına merdiven koymak |
place/put a ladder under something v.
|
|
277 |
General |
sıfırın altına düşmek |
drop to below zero v.
|
|
278 |
General |
sıfırın altına düşmek |
plunge to below zero v.
|
|
279 |
General |
yüzeyin altına çekmek |
pull something under the surface v.
|
|
280 |
General |
borcun altına girmek |
run up a debt v.
|
|
281 |
General |
kayıt altına almak |
record v.
|
|
282 |
General |
çenenin altına sıkıştırmak |
chin v.
|
|
283 |
General |
anayasayla güvence altına alınmak |
be guaranteed in the constitution v.
|
|
284 |
General |
anayasada güvence altına alınmak |
be guaranteed in the constitution v.
|
|
285 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
come under the domination of v.
|
|
286 |
General |
hakimiyeti altına girmek |
enter into the domination of v.
|
|
287 |
General |
egemenliği altına girmek |
enter into the domination of v.
|
|
288 |
General |
egemenliği altına girmek |
come under the domination of v.
|
|
289 |
General |
su altına dalmak |
dove v.
|
|
290 |
General |
tekel altına almak |
monopolise v.
|
|
291 |
General |
silah altına almak |
mobilise v.
|
|
292 |
General |
tekeli altına almak |
monopolise v.
|
|
293 |
General |
düzen altına almak |
organise v.
|
|
294 |
General |
inhisar altına almak |
monopolise v.
|
|
295 |
General |
göz altına alınmak |
be taken into custody v.
|
|
296 |
General |
bir kişi ya da grubu yakın takip altına almak |
surveil v.
|
|
297 |
General |
altına yapmak |
wet oneself v.
|
|
298 |
General |
bir hayvanı boyunduruk altına almak |
adjugate v.
|
|
299 |
General |
kontrolü altına almak |
reduce v.
|
|
300 |
General |
kontrol altına almak |
accoy v.
|
|
301 |
General |
yük altına sokmak |
tax v.
|
|
302 |
General |
boyunduruk altına almak |
adaunt [obsolete] v.
|
|
303 |
General |
zincirle çevreleyerek koruma altına almak |
chain v.
|
|
304 |
General |
(birini) etki altına alarak bir şeye ikna ya da teşvik etmek |
charm [obsolete] v.
|
|
305 |
General |
bir şeyi baskı altına almak |
place something under pressure v.
|
|
306 |
General |
yükümlülük altına sokmak |
tie v.
|
|
307 |
General |
hakimiyeti altına almak |
have in hand v.
|
|
308 |
General |
esaret altına almak |
lead captive v.
|
|
309 |
General |
altına destek koymak |
underfoot v.
|
|
310 |
General |
altına girmek |
underget v.
|
|
311 |
General |
altına koymak |
underput v.
|
|
312 |
General |
altına yollamak |
underput v.
|
|
313 |
General |
altına göndermek |
underput v.
|
|
314 |
General |
altına çizgi çekmek |
understroke v.
|
|
315 |
General |
boyunduruk altına almak |
underyoke v.
|
|
316 |
General |
güvence altına almak |
enlist v.
|
|
317 |
General |
güvence altına almak |
enlock v.
|
|
318 |
General |
güvence altına almak |
insure v.
|
|
319 |
General |
hükmü altına almak |
enthral v.
|
|
320 |
General |
güvence altına almak |
pull v.
|
|
321 |
General |
bir şeyleri kayıt altına almak |
journal v.
|
|
322 |
General |
emniyet altına almak |
safe [obsolete] v.
|
|
323 |
General |
hayvanların altına saman veya kuru ot sermek |
litter v.
|
|
324 |
General |
(yangını) köpük veya gaz örtüsü ile kontrol altına almak veya söndürmek |
blanket v.
|
|
325 |
General |
hakimiyeti altına almak |
harness v.
|
|
326 |
General |
(kocayı) dırdırla baskı altına almaya çalışmak |
henpeck v.
|
|
327 |
General |
(birini) dır dır ederek baskı altına almak |
henpeck v.
|
|
328 |
General |
(kocayı) dır dır ederek baskı altına almaya çalışmak |
hen-peck v.
|
|
329 |
General |
belirli sınırlar koyarak kapsam altına almak |
bracket v.
|
|
330 |
General |
garanti altına almak |
broadseal v.
|
|
331 |
General |
kayıt altına almak |
hold v.
|
|
332 |
General |
kontrol altına almak |
hold up v.
|
|
333 |
General |
kontrol altına almak |
hold up v.
|
|
334 |
General |
(yatak çarşafının alt köşesini) üçgen katlayıp altına koyarak dört köşeli hale getirmek |
miter v.
|
|
335 |
General |
(çarşafın alt köşesini) üçgen çeklinde katlayıp altına sıkıştıracak şekilde kare haline getirmek |
mitre v.
|
|
336 |
General |
kovanın altına saklamak |
bushel v.
|
|
337 |
General |
yemin altına almak |
obligate v.
|
|
338 |
General |
yükümlülük altına sokmak |
obstringe v.
|
|
339 |
General |
ispanyol kontrolü altına almak |
hispanicize v.
|
|
340 |
General |
ispanyol etkisi altına almak |
hispanicize v.
|
|
341 |
General |
latin amerikan etkisi altına almak |
hispanicize v.
|
|
342 |
General |
ispanyol kontrolü altına almak |
hispanicise v.
|
|
343 |
General |
ispanyol etkisi altına almak |
hispanicise v.
|
|
344 |
General |
latin amerikan etkisi altına almak |
hispanicise v.
|
|
345 |
General |
aşırı denetim altına almak |
overregulate v.
|
|
346 |
General |
egemenliği altına almak |
oversway v.
|
|
347 |
General |
kontrolü altına almak |
overwhelm v.
|
|
348 |
General |
garanti altına almaya çalışmak |
rush [canada] [us] v.
|
|
349 |
General |
kol altına almak |
oxter [scotland] v.
|
|
350 |
General |
altına almak |
deturb [obsolete] v.
|
|
351 |
General |
boyunduruk altına almak |
dismay v.
|
|
352 |
General |
etki altına almak |
inflect v.
|
|
353 |
General |
(gök cismi) etkisi altına almak |
inflow [obsolete] v.
|
|
354 |
General |
altına yerleştirmek |
infrapose v.
|
|
355 |
General |
altına koymak |
infrapose v.
|
|
356 |
General |
büyülercesine etki altına almak |
bedevil v.
|
|
357 |
General |
yangını kontrol altına almak |
contain a fire v.
|
|
358 |
General |
sivil idare altına almak |
civilise [obsolete] v.
|
|
359 |
General |
sivil idare altına almak |
civilize [obsolete] v.
|
|
360 |
General |
baskı altına alınmak |
down v.
|
|
361 |
General |
yükümlülük altına sokmak |
indebt v.
|
|
362 |
General |
kesin güvence altına almak |
clench v.
|
|
363 |
General |
(nehri) yer altına yönlendirmek |
culvert v.
|
|
364 |
General |
(bir şeyle) kontrol altına almak |
fasten v.
|
|
365 |
General |
kayıt altına almak |
inscroll v.
|
|
366 |
General |
altına kaçırmak |
pee v.
|
|
367 |
General |
altına işemek |
pee v.
|
|
368 |
General |
etkisi altına sokmak |
possess v.
|
|
369 |
General |
etkisi altına almak |
possess v.
|
|
370 |
General |
kontrolü altına almak |
possess v.
|
|
371 |
General |
hakimiyeti altına almak |
possess v.
|
|
372 |
General |
kontrol altına almak |
cork v.
|
|
373 |
General |
mercek altına almak |
flyspeck v.
|
|
374 |
General |
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak |
romanize v.
|
|
375 |
General |
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak |
romanise v.
|
|
376 |
General |
güvence altına almak |
secure [obsolete] v.
|
|
377 |
General |
gölge altına almak |
shade [obsolete] v.
|
|
378 |
General |
bir şeyin altına gizlemek |
shroud v.
|
|
379 |
General |
mercek altına almak |
sight [obsolete] v.
|
|
380 |
General |
sıfır derecenin altına düşmek |
freeze v.
|
|
381 |
General |
(deri altına) ilaç enjekte etmek |
skin pop v.
|
|
382 |
General |
etkisi altına almak |
slay v.
|
|
383 |
General |
baskı altına almak |
smother v.
|
|
384 |
General |
etkisi altına almak |
solicit v.
|
|
385 |
General |
altına almak |
bottom (something) v.
|
|
386 |
General |
(rejimin) idaresi altına sokmak |
put v.
|
|
387 |
General |
(bakım altına) almak |
put v.
|
|
388 |
General |
kontrol altına almak |
strangle v.
|
|
389 |
General |
bir şeyin altına girmek |
submarine v.
|
|
390 |
General |
bir şeyin altına dalmak |
submarine v.
|
|
391 |
General |
bir şeyin altına geçmek |
submarine v.
|
|
392 |
General |
su altına yerleştirmek |
submerse v.
|
|
393 |
General |
altına destek inşa etmek |
substruct v.
|
|
394 |
General |
altına zemin kazmak |
substruct v.
|
|
395 |
General |
altına sokmak |
subtrude v.
|
|
396 |
General |
altına eklemek |
suffix v.
|
|
397 |
General |
altına getirmek |
suffix v.
|
|
398 |
General |
telkin yolu ile kontrol altına almak |
suggestionise [uk] v.
|
|
399 |
General |
telkin yolu ile kontrol altına almak |
suggestionize [us] v.
|
|
400 |
General |
etkisi altına almak |
surprise [obsolete] v.
|
|
401 |
General |
etkisi altına almak |
surprize [obsolete] v.
|
|
402 |
General |
etkisi altına almak |
rule v.
|
|
403 |
General |
ayaklar altına almak |
trod v.
|
|
404 |
General |
vesayet altına alınmış |
warded adj.
|
|
405 |
General |
güven altına alınmış |
secured adj.
|
|
406 |
General |
kontrol altına alınmamış |
uncontrolled adj.
|
|
407 |
General |
boyunduruğu altına girmiş |
dominated adj.
|
|
408 |
General |
altına yapan |
enuretic adj.
|
|
409 |
General |
taahhüt altına girmemiş |
uncommitted adj.
|
|
410 |
General |
gözetim altına tutulan |
sentineled adj.
|
|
411 |
General |
disiplin altına alınmamış |
nonregimented adj.
|
|
412 |
General |
garanti altına alınmamış |
unguaranteed adj.
|
|
413 |
General |
kordon altına alınmış |
cordoned adj.
|
|
414 |
General |
tekel altına alınmış |
monopolized adj.
|
|
415 |
General |
mali yönden garanti altına alınmış |
underwritten adj.
|
|
416 |
General |
ayaklar altına alınmış |
trodden adj.
|
|
417 |
General |
kontrat altına alınmış |
under contract adj.
|
|
418 |
General |
tekel altına alınmış |
monopolised adj.
|
|
419 |
General |
gözetim altına tutulan |
sentinelled adj.
|
|
420 |
General |
kayıt altına alınabilir |
recordable adj.
|
|
421 |
General |
kayıt altına alabilir |
recordable adj.
|
|
422 |
General |
yükümlülük altına girmemiş |
noncommitted adj.
|
|
423 |
General |
kontrol altına alınamaz |
uncurbable adj.
|
|
424 |
General |
kontrol altına alınmamış |
uncurbed adj.
|
|
425 |
General |
kontrol altına alınmamış |
undamped adj.
|
|
426 |
General |
boyunduruk altına alınmamış |
undamped adj.
|
|
427 |
General |
altına serilmiş |
underlaid adj.
|
|
428 |
General |
altına destek koyulmuş |
underlaid adj.
|
|
429 |
General |
taahhüt altına alınmış hizmetleri olan |
engaged adj.
|
|
430 |
General |
kontrol altına alınmamış |
unquelled adj.
|
|
431 |
General |
geleceği garanti altına alınmış |
made adj.
|
|
432 |
General |
kontrol altına alınmamış |
unstanched adj.
|
|
433 |
General |
baskı altına alınmamış |
unstifled adj.
|
|
434 |
General |
zor kullanarak kontrol altına alınamaz |
unsubduable adj.
|
|
435 |
General |
zor kullanarak kontrol altına alınmamış |
unsubdued adj.
|
|
436 |
General |
ayaklar altına alınmamış |
untrampled adj.
|
|
437 |
General |
koruma altına alınmış |
bastioned adj.
|
|
438 |
General |
baskı altına alınabilir |
repressible adj.
|
|
439 |
General |
kontrol altına alınıp kullanılan |
harnessed adj.
|
|
440 |
General |
kontrol altına alınmış |
harnessed adj.
|
|
441 |
General |
boyunduruk altına giren |
ridden adj.
|
|
442 |
General |
(plak) yan tarafta kayıt altına alınan |
overside adj.
|
|
443 |
General |
baskı altına alınanlardan oluşan |
conscript adj.
|
|
444 |
General |
etkisi altına alan |
influxious [obsolete] adj.
|
|
445 |
General |
etkisi altına alan |
influxive adj.
|
|
446 |
General |
baskı altına alan |
dominating adj.
|
|
447 |
General |
baskı altına alan |
dominative adj.
|
|
448 |
General |
(bir şeyin) yükü altına girmiş |
cursed with adj.
|
|
449 |
General |
etkisi altına alın |
corrosive adj.
|
|
450 |
General |
kontrol altına alınmış |
disciplined adj.
|
|
451 |
General |
etkisi altına alan |
precious adj.
|
|
452 |
General |
koruma altına alınacaklar listesine girmiş (yapı, tarihi yer) |
scheduled [uk] adj.
|
|
453 |
General |
güvence altına alan |
security adj.
|
|
454 |
General |
hemen etki altına giren |
skinless adj.
|
|
455 |
General |
olağan seviyenin altına düşmüş |
slack adj.
|
|
456 |
General |
etki altına alınabilen |
squashable adj.
|
|
457 |
General |
kontrol altına alınamayan |
stanchless adj.
|
|
458 |
General |
kontrol altına alınmış |
strangled adj.
|
|
459 |
General |
boyunduruk altına alınmış |
subjected adj.
|
|
460 |
General |
buyruğu altına giren |
subjected adj.
|
|
461 |
General |
boyunduruk altına alınabilir |
subjicible adj.
|
|
462 |
General |
su altına uygun |
submergible adj.
|
|
463 |
General |
altına yazılan |
subscript adj.
|
|
464 |
General |
(karakter) bir harfin hemen altına eklenen |
subscript adj.
|
|
465 |
General |
tunik altına giyilen |
subtunic adj.
|
|
466 |
General |
ceket altına giyilen |
subtunic adj.
|
|
467 |
General |
kontrol altına alan |
suppressive adj.
|
|
468 |
General |
kilitlenmeyi kontrol altına alan |
synchromesh adj.
|
|
469 |
General |
rüzgar altına |
leeward adv.
|
|
470 |
General |
rüzgar altına |
alee adv.
|
|
471 |
General |
kontrol altına alınmış |
under control adv.
|
|
472 |
General |
daha altına |
to a lower place adv.
|
|
473 |
General |
daha altına |
at a lower place adv.
|
|
474 |
General |
kontrol altına alınmamış bir şekilde |
uncontrolledly adv.
|
|
475 |
General |
baskı altına alınabilir şekilde |
repressibly adv.
|
|
476 |
General |
sayfanın altına doğru |
down adv.
|
|
477 |
General |
koruma altına alarak |
protectingly adv.
|
|
478 |
General |
kontrol altına alarak |
stanchly adv.
|
|
Phrasals |
|
479 |
Phrasals |
teminat altına almak |
nail down v.
|
|
480 |
Phrasals |
güvence altına almak |
nail down v.
|
|
481 |
Phrasals |
susuz bırakarak kontrol altına almak |
thirst out v.
|
|
482 |
Phrasals |
etkisi altına almak |
come upon v.
|
|
483 |
Phrasals |
kontrol altına almak |
rein in v.
|
|
484 |
Phrasals |
kazarak toprağın altına koymak |
turn under v.
|
|
485 |
Phrasals |
sözlerini kayıt altına almak |
take down v.
|
|
486 |
Phrasals |
(birini bir şey) ile etkisi altına almak |
beguile (someone) with (something) v.
|
|
487 |
Phrasals |
(birini bir şey) ile etkisi altına almak |
beguile someone with something v.
|
|
488 |
Phrasals |
(sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek |
place behind (someone or something) v.
|
|
489 |
Phrasals |
belli bir başlık/grup altına girmek |
belong under (something) v.
|
|
490 |
Phrasals |
belli bir başlık/grup altına girmek |
belong under something v.
|
|
491 |
Phrasals |
emniyet altına almak |
buckle up v.
|
|
492 |
Phrasals |
(birinin/bir grubun) altına getirmek/almak |
bring (someone or something) under (someone or something) v.
|
|
493 |
Phrasals |
(birinin/bir grubun) yönetimi altına getirmek/koymak |
bring (someone or something) under (someone or something) v.
|
|
494 |
Phrasals |
(birinin/bir grubun) altına getirmek/almak |
bring someone or something under someone or something v.
|
|
495 |
Phrasals |
(birinin/bir grubun) yönetimi altına getirmek/koymak |
bring someone or something under someone or something v.
|
|
496 |
Phrasals |
emniyet altına almak |
buckle down v.
|
|
497 |
Phrasals |
emniyet altına almak |
buckle someone or something down v.
|
|
498 |
Phrasals |
(bir şeyin) altına/altında saklamak |
bury under (something) v.
|
|
499 |
Phrasals |
(bir şeyin) altına/altında gizlemek |
bury under (something) v.
|
|
500 |
Phrasals |
kontrolü altına almak |
lead by v.
|
|