sokak - Turco Inglés Diccionario

sokak

Significados de "sokak" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sokak street n.
But at the same time, it was tragic to have to witness the extent of the street violence.
Ama aynı zamanda sokak şiddetinin boyutlarına tanıklık etmek zorunda kalmak da trajikti.

More Sentences
General
sokak avenue n.
I was strolling down the avenue.
Sokakta dolaşıyordum.

More Sentences
sokak street n.
But at the same time, it was tragic to have to witness the extent of the street violence.
Ama aynı zamanda sokak şiddetinin boyutlarına tanıklık etmek zorunda kalmak da trajikti.

More Sentences
sokak toby [brit] n.
sokak loan [scotland] n.
sokak loanin [geordie] n.
sokak gate [dialect] n.
Computer
sokak home street n.
Archaic
sokak gait n.

Significados de "sokak" con otros términos en diccionario inglés turco: 363 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sokak köpeği stray dog n.
Have you been bitten by a stray dog?
Bir sokak köpeği tarafından ısırıldın mı?

More Sentences
General
sokak ağzı vulgar language n.
Tom often uses vulgar language.
Tom sık sık sokak ağzı kullanır.

More Sentences
yan sokak side street n.
The accident happened on a side street.
Kaza yan sokakta oldu.

More Sentences
sokak çocukları street children n.
I welcome our discovery of street children as a new target group.
Sokak çocuklarını yeni bir hedef grup olarak keşfetmemizi memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
sokak çalgıcısı busker n.
Tom threw some money into the busker's hat.
Tom sokak çalgıcısının şapkasına biraz para attı.

More Sentences
dar sokak lane n.
The town has many narrow lanes.
Kasabanın birçok dar sokağı bulunuyor.

More Sentences
sokak çocukları street urchins n.
Tom is a street urchin.
Tom bir sokak çocuğu.

More Sentences
sokak lambası streetlight n.
Sodium streetlights are being replaced by LEDs.
Sodyum sokak lambaları LEDlerle yer değiştiriliyor.

More Sentences
sokak çocuğu urchin n.
I don't like those urchins.
O sokak çocuklarından hoşlanmıyorum.

More Sentences
sokak köşesi street corner n.
He was standing at the street corner.
Sokağın köşesinde duruyordu.

More Sentences
sokak lambası street lamp n.
The street lamps don't give enough light.
Sokak lambaları yeterince ışık vermiyor.

More Sentences
çıkmaz sokak dead end n.
The road came to a dead end.
Yol bir çıkmaz sokağa geldi.

More Sentences
ara sokak alley n.
My car is parked in the alley.
Arabam ara sokağa park edilmiş durumda.

More Sentences
ara sokak side street n.
We live in a cozy little house in a side street.
Ara sokakta küçük şirin bir evde yaşıyoruz.

More Sentences
arka sokak back street n.
The robber attacked her on a back street.
Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

More Sentences
çıkmaz sokak dead-end street n.
This is a dead-end street.
Bu bir çıkmaz sokak.

More Sentences
çıkmaz sokak cul-de-sac n.
Burma's rulers have driven themselves and their people into a cul-de-sac.
Burma'nın yöneticileri kendilerini ve halklarını bir çıkmaz sokağa sürüklediler.

More Sentences
sokak gösterisi street demonstration n.
The police tried to stop the street demonstration.
Polis sokak gösterisini durdurmaya çalıştı.

More Sentences
sokak tabelası street sign n.
It was dark, so Tom had trouble reading the street sign.
Hava karanlıktı, bu yüzden Tom sokak tabelasını okumakta zorlandı.

More Sentences
sokak sanatçılığı busking n.
How much do you think I could make busking?
Sence sokak sanatçılığı yaparak ne kadar kazanabilirim?

More Sentences
sokak müzisyeni street musician n.
Tom earns his living as a street musician.
Tom sokak müzisyeni olarak hayatını kazanıyor.

More Sentences
arka sokak backstreet n.
The refugees were living in a narrow, squalid backstreet.
Mülteciler dar, bakımsız bir arka sokakta yaşıyorlardı.

More Sentences
sokak hayvanı street animal n.
Especially in the case of street animals, regardless of the season.
Özellikle sokak hayvanları söz konusuysa, mevsim ne olursa olsun.

More Sentences
sokak yarışçısı street racer n.
Tom is a street racer.
Tom bir sokak yarışçısı.

More Sentences
sokak yarışı street race n.
Street racing is dangerous and stupid.
Sokak yarışları tehlikeli ve aptalcadır.

More Sentences
sokak satıcısı street vendor n.
I bought that from a street vendor.
Ben onu bir sokak satıcısından satın aldım.

More Sentences
sokak sanatı street art n.
Make sure to check out all the street art in Trastevere.
Trastevere'deki tüm sokak sanatına göz attığınızdan emin olun.

More Sentences
sokak iti cur n.
The cur growled at the mailman as he approached the house.
Sokak iti eve yaklaşan postacıya hırladı.

More Sentences
çıkmaz sokak dead-end n.
He lived on a quiet dead-end with no through traffic.
Trafiğin olmadığı sakin bir çıkmaz sokakta yaşıyordu.

More Sentences
sokak çalgıcılığı yapmak busk v.
Though I mainly work as a studio musician, I do a little busking to make some extra money.
Esas olarak bir stüdyo müzisyeni olarak çalışsam da, fazladan para kazanmak için biraz sokak çalgıcılığı yaparım.

More Sentences
Colloquial
karanlık bir sokak a dark alley n.
I wouldn't want to run into him in a dark alley.
Onunla karanlık bir sokakta karşılaşmak istemezdim.

More Sentences
Technical
arka sokak back street n.
The robber attacked her on a back street.
Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

More Sentences
sokak lambası street lamp n.
The street lamps don't give enough light.
Sokak lambaları yeterince ışık vermiyor.

More Sentences
sokak lambası streetlight n.
Sodium streetlights are being replaced by LEDs.
Sodyum sokak lambaları LEDlerle yer değiştiriliyor.

More Sentences
Automotive
ara sokak alley n.
My car is parked in the alley.
Arabam ara sokağa park edilmiş durumda.

More Sentences
General
sokak süpürücü sweeper n.
dar sokak alley n.
sokak köpeği pariah dog n.
çıkmaz sokak blind alley n.
sıraevlerin bulunduğu sokak terrace n.
sokak çocuğu foundling n.
sokak kadını woman of the street n.
sokak peyzajı street landscaping n.
sokak korkusu agyiophobia n.
sokak köpeği tike n.
boş sokak empty street n.
sıralı evleri olan sokak row n.
los angeles kökenli bir sokak çetesi crip n.
sokak kedisi street cat n.
sapa bir sokak an off street n.
sokak çocuğu gamin n.
dar sokak court n.
sokak ağzı street language n.
sokak lambalarını değiştiren kişi lamplighter n.
sokak kadını street walker n.
sokakların birbiriyle dik açısıyla kesiştiği sokak planı gridiron pattern n.
sokak kapısı street door n.
sokak kedisi alley cat n.
sokak çocuğu ragamuffin n.
yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge home zone n.
sokak serserisi tramp n.
sokak süpürme aracı mechanical street sweeper n.
sokak çocuğu street arab n.
sokak çocuğu guttersnipe n.
sokak dili street language n.
çıkmaz sokak dead end street n.
sokak satıcısı tallyman n.
sokak basketbolu streetball n.
sıra evleri olan sokak row n.
ingilizce'de özellikle kırsal kesimlerdeki dar sokak veya patikalara verilen isim lane n.
küçük sokak place n.
sokak çocuğu street urchin n.
sokak köpeği tyke n.
sokak köpeği cur n.
sokak lambası direği lamppost n.
çıkmaz sokak impasse n.
çıkmaz sokak culde sac n.
çıkmaz sokak aporia n.
sokak ticareti street trading n.
sokak dövüşü tole n.
sokak çocuğu titi n.
sokak serserisi caird n.
sokak aydınlatması street lighting n.
sokak süpürme aracı street sweeper n.
sokak aydınlatması street light n.
sokak düzeyi street level n.
sokak grubu marching band n.
sokak fahişeliği streetwalking n.
arka sokak by-street n.
çıkmaz sokak blind street n.
yan sokak branch road n.
arka sokak back-alley n.
çıkmaz sokak blind-alley n.
sokak çocuğu dead-end kid n.
sokak kapısı front-entrance door n.
yan sokak by-street n.
ara sokak by-street n.
sokak aydınlatması direği street-lighting pole n.
sokak lambası street-lamp n.
sokak kapısı kilidi street-door lock n.
sokak kapısı street-door n.
sokak lambası lantern n.
sokak dışında park off street parking n.
sokak çocuğu street child n.
çıkmaz sokak cul de sac n.
sokak kedisi stray cat n.
sokak arası street alley n.
sokak arası alley n.
sokak arası alleyway n.
sokak dövüşçüsü street fighter n.
sokak fahişesi street walker n.
sokak futbolu street football n.
sokak köpekleri street dogs n.
sokak ağzı street talk n.
ızgara planlı sokak sistemi grid street plan n.
sokak sanatçısı street performer n.
sokak sanatçısı busker n.
sokak numarası street number n.
sessiz sokak quiet street n.
sakin sokak quiet street n.
sokak kızağı yarışı street luge racing n.
sokak gösterisi public demonstration n.
sokak eylemi public demonstration n.
sokak gösterisi street show n.
sokak şovu street show n.
sıra sıra dükkanların olduğu sokak parade n.
arka sokak back alley n.
eskiden sokak satıcılarından alınan, içinde türlü çeşitli hikaye, tekerleme ve anlatıların bulunduğu eğlencelik kitap chapbook n.
sokak çetesi street gang n.
sokak mobilyası street furniture n.
sokak lambasının sarı ışığı the yellow light of the street lamp n.
sokak ropörtajı street interview n.
sokak hayvanları street animals n.
sokak kuralları street rules n.
sokak satıcısı hawker n.
sokak modası street fashion n.
sokak hayvanı stray animal n.
çıkmaz sokak drive n.
hilal-yay şeklindeki sokak crescent n.
sokak görünümü street view n.
sokak betimlemesi ( manzarası) streetscape n.
sokak sanatçısı street artist n.
sokak hayvanları stray animals n.
(yiyecek vb satan) sokak satıcısı food stall n.
çıkmaz sokak close n.
sokak ressamı street painter n.
sokak kenarı edge of street n.
sokak yarışı road rally n.
sokak lezzetleri street delicacies n.
çıkmaz sokak addubitation n.
ara sokak back street n.
sokak gösterisi raree show n.
sokak gösterisi raree-show n.
sokak şovu raree show n.
sokak şovu raree-show n.
sokak lambalarını yakmakla görevli kimse lamplighter n.
dar sokak chare [dialect] n.
yamaç başına inşa edilmiş sokak terrasse n.
sokak köpeği tike n.
sokak kedisi alleycat n.
küçük ve dar sokak way n.
sokak serserisi vagrant n.
ayak işi yaptırılan sokak çocukları blackguard [obsolete] n.
sokak eylemine katılan kimse manifestant n.
dar sokak mews n.
arka sokak mews n.
ara sokak ile caddenin birleştiği yer mouth n.
sokak serserisi lurcher [australia] n.
dar sokak loan [scotland] n.
dar sokak loanin [geordie] n.
dar sokak loaning [obsolete] [scotland] n.
sokak serserisi rinthereout [scotland] n.
gizli sokak bystreet n.
özel sokak bystreet n.
yan sokak bystreet n.
özel sokak by-street n.
mısırlı sokak dansözleri ghawazi n.
mısırlı sokak dansözleri ghawazee n.
sokak çocuğu gutter snipe n.
sokak çocuğu gutty n.
çıkmaz sokak loke [dialect] [uk] n.
(belirli bir iş alanının domine ettiği) sokak row n.
dar sokak ruelle n.
ara sokak ruelle n.
sokak satıcısı street peddler n.
sokak kavgası donnybrook n.
sokak temizleyicisi cleanser [uk] n.
sokak pazarı curb n.
çıkmaz sokak place n.
sokak köpek ve kedilerini yakalayan belediye çalışanı dog catcher n.
sokak köpeklerini yakalayan kimse dog officer n.
şehir merkezinden uzakta olan bir sokak outstreet n.
sokak köpeği pye-dog n.
sokak köpeği pi-dog n.
sokak temizliği scavengering n.
sokak satıcısı slanger n.
zincirli bir tür sokak silahı smiley [rare] n.
çıkmaz sokak pocket n.
küçük sokak hayvanı strayling n.
sokak temizlikçisi street cleaner n.
sokak fahişesi street girl n.
sokak adaleti street justice n.
sokak haritası street map n.
sokak adı street name n.
sokak planı street plan n.
sokak çocuğu streetboy n.
bir sokak dolusu streetful n.
sokak sorumlusu streetkeeper n.
sokak lambası streetlamp n.
sokak aydınlatması streetlamp n.
sokak lambasının yarattığı aydınlanma streetlight n.
sokak genişliği streetroom n.
sokak görünümü streetscape n.
sokak sorumlusu streetward n.
sokak modasına uygun kıyafet streetwear n.
uzamak (sokak) sweep v.
sokak sokak dolaşarak satmak peddle v.
sokak sokak dolaşmak walk the streets v.
kıvrılmak (sokak) sweep v.
seyyar sokak satıcılığı yapmak peddle v.
sokak çetesi üyesi olmak gang-bang v.
çıkmaz (sokak) blind adj.
kıvrılmamış (sokak) unswept adj.
sokak çocuklarıyla ilgili blackguard [obsolete] adj.
sokak çocuklarına ait gamin adj.
sokak çocuklarıyla ilgili gamin adj.
sokak çocuklarının özelliklerini taşıyan gamin adj.
sokak çetelerinin kültürüne ait gangsta adj.
sokak çetelerinin kültürüyle ilgili gangsta adj.
sokak kenarlarında on-street adj.
sokak tarzına uygun street adj.
sokak ile özdeşleşen street-smart adj.
sokak (hayvanı) stray adj.
sokak diliyle konuşarak slangily adv.
(sokak vb.) üzerinde over prep.
Colloquial
çıkmaz sokak a blind alley n.
sokak çocuğu throwaway n.
sokak çocuğu a street arab n.
sokak çocuğu gamin n.
sokak dedikodusu bush telegraph n.
sokak aralarında dikilip kadınları etkilemeye çalışan boş adam drugstore cowboy n.
sokak dili simple english n.
sokak köpeği yard dog n.
polisin sokak gösterilerinde eylemcileri içine alacak şekilde kordonla çevirdiği alan kettle [uk] n.
sokak serserisi bagman n.
sokak dansçısı breaker n.
yasadışı sokak yarışı drag racing n.
sokak ağzı french n.
(sokak ağzı) delikanlı olmak be man enough to do something v.
(sokak gösterilerindeki eylemcileri de dahil ederek) belirli bir alanı kordonla çevirmek kettle [uk] v.
Idioms
sokak mahkemesi a necktie party n.
17. yüzyıl'da londra'da yoksul yazarlara ev sahipliği yapmış bir sokak grub street n.
sokak ağzı vulgar tongue n.
sokak kadını olmak come upon the town v.
Speaking
naber (sokak dili) wassup expr.
Trade/Economic
borsa sonrası sokak piyasası kerb market n.
sokak satıcısı coster n.
sokak temizliği vergisi sweeping tax n.
sokak piyasa street market n.
sokak piyasası street market n.
sokak satıcılığı street trading n.
sokak reklamı street ad n.
Law
cebren sokak soygunu violent street robbery n.
sokak suçlarıyla mücadele birimi pro active unit n.
sokak suçlarıyla mücadele birimi road crime unit n.
Politics
sokak düzeyinde bürokrasi street level bureaucracy n.
Institutes
sokak hayvanlarını koruma derneği association for the protection of street animals n.
Technical
alternatif sokak alternative side street n.
çıkmaz sokak dead-end-street n.
sokak kapısı kilidi street-door lock n.
sokak lambası direği lamppost n.
sokak aydınlatması street lighting n.
sokak aydınlatması direği street-lighting pole n.
sokak süpürücü street-sweeper n.
sokak temizliği scavenging n.
sokak feneri direği lampost n.
sokak süpürme aracı street sweeper n.
sokak feneri direği lamp post n.
sokak süpürme aracı mechanical street sweeper n.
sokak su şebekesine yerleştirilen çatal bağlantı crow n.
Telecom
kartla çalışan sokak telefonu cardphone n.
Architecture
yamaç tepesine inşa edilmiş sokak terrace n.
arka sokak ennog [dialect] n.
binanın sokak seviyesinde veya bu seviyenin biraz üzerinde olan zemin katı rez-de-chaussee n.
Construction
sokak üzerinde yer alan su valfi toby n.
Lighting
yol ve sokak aydınlatma armatürleri road and street luminaries n.
Furniture
sokak mobilyaları ve bahçe mamulleri street furniture and garden products n.
Traffic
tek yönlü sokak one-way street n.
geniş sokak broadway n.
kendisini çevreleyen mülke ulaşmak için kullanılan sokak local street n.
ara sokak bylane n.
birbirlerine zıt yönlerde olan tek yönlü iki sokak couplet n.
sokak dışında off-street adj.
Psychology
sokak düşkünlüğü agyiomania n.
Gastronomy
küçük porsiyonlar şeklinde paketlenip sokak satıcıları veya seyyar satıcılarca satılan dondurma hokey-pokey n.
Biochemistry
sokak türü wild type n.
Social Sciences
sokak çocukları rehabilitasyon derneği street kids rehabilitation association n.
(ingiltere) bakıma muhtaç kimsesiz sokak çocuğu care leaver n.
(ingiltere) bakıma muhtaç kimsesiz sokak çocukları care leavers n.
Linguistics
siyahi çetelerin kullandığı bir tür sokak argosu tsotsitaal [south african] n.
History
çekiç ve halka içeren 17. yüzyıla ait bir oyunun oynandığı sokak mall n.
Geography
londra'da bankalarıyla ünlü bir sokak threadneedle street n.
londra'da eskiden polis merkezi binasının yer aldığı sokak new scotland yard n.
dar sokak vennel [scotland] n.
Military
sokak muharebesi street fighting n.
sokak muharebesi street fight n.
sokak çatışması street fighting n.
sokak çatışması street fight n.
sokak barikatı street barricade n.
Sport
sokak kızağı streetluge n.
sokak kızağı street luge n.
sokak kızağı sporu luge n.
sokak kızağı luge n.
sokak kızağı sporunda kullanılan kızak luge n.
sokak hokeyi hockey n.
sokak hokeyi street hockey n.
Baseball
sokak beyzbolu stickball n.
sokak beyzbolu stickball game n.
Art
sokak sanatı urban art n.
tebeşir ile kaldırımlarda çizim yapan sokak sanatçısı screever n.
Music
kaliforniya'nın san francisco bölgesinde yapılan bir sokak dansı turf dancing n.
geleneksel ispanyol müziği yapan küçük meksika sokak grubu mariachi n.
sokak grubu street band n.
küçük meksika sokak grupları tarafından yapılan geleneksel ispanyol müziği mariachi n.
geleneksel ispanyol müziği yapan küçük meksika sokak grubuna mensup müzisyen mariachi n.
para kazanmak için laterna çalan sokak müzisyeni organ-grinder n.
geleneksel ispanyol müziği yapan küçük meksika sokak grubu müzisyenlerine ve bu müziğe ait mariachi adj.
geleneksel ispanyol müziği yapan küçük meksika sokak grubu müzisyenleriyle ve bu müzikle ilişkili mariachi adj.
Theatre
protesto veya propaganda amaçlı sokak gibi tiyatro dışı mekanlarda sahnelenen piyes ve skeçler guerrilla theater n.
sokak tiyatrosu street theater n.
sokak tiyatrosu street theatre n.
Archaic
profesyonel sokak dansçısı baladine n.
Slang
sokak fahişesi nymphe du pave n.
sokak serserisi tussocker [new zealand] n.
sokak kadını alley cat n.
sokak çetesi crips n.
fahişelerin mekan edindiği cadde/sokak ho stro n.
fahişelerin iş tuttuğu cadde/sokak ho stro n.
fahişelerin müşteri beklediği cadde/sokak ho stro n.
sokak köpeği pot hound n.
sokak mafyası üyesi banger n.
sokak aralarında/köşelerinde uyuşturucu satan torbacı street pusher n.
nijerya sokak yemeği mama put n.
nijerya sokak yemeği yapıp satan kadın mama put n.
sokak çocuğu mudlark n.
sokak çetesi üyesi gang-banger [us] n.
gama hidroksibütiratın sokak ismi georgia home boy n.
sokak çatışması rumble n.
genç çeteler arasındaki sokak çatışması rumble n.
modifiye araba kullanan sokak yarışçısı hoon [australia/new zealand] n.
sokak sanatı street smarts n.
sokak serserisi dopester n.
sokak çetesi gangbang n.
sokak çatışmasına karışmak rumble v.
sokak çetesi üyesi olmak gang-shag v.
sokak çetesine dahil olmak bang v.
sokak çetesi üyesi olmak gangbang v.
sokak itleri gibi tykish adj.
British Slang
(sydney sokak ağzı) deri giysiler giyen homoseksüel leatherman n.
sokak göstericileri veya çalgıcılarının topladığı para bottle n.
(sokak çalgıcısı) gelen geçenden para toplamak bottle v.
Modern Slang
sokak faresi alley rat n.
sokak çocuğu alleyboy n.